M İTH A T
OĞLUNUN
Yazan:
A li Haydar Mithat
[Tercüme ve iktibas 1 5t â n u n t / z
^ y r e l hakk> “ g “ dur.]Yıldızdaki Divanda Büyük
C üret Gösterenler Oldu
— 21 —
T
emyiz mahkemesi, herkesin tabiî olarak beklediği gibi, Yıldız mahkemesinin idam hükmü nü aynen tasdik etmişti. Buna rağ men Abdülhamit tereddütten kur- tulamıyordu. Bunun bir sebebi, hükmün hariçte ve dahilde uyandı racağı tesirdi. Diğer sebep te Ab- dülhamidin idam hükümlerini ken di eliyle tasdikten ürkmesi idi. Za manında her türlü zulüm ve fena lık yapan bu müstebit padişahın bu noktada bir zâfı vardı. En ka nunî ve haklı idam hükümlerini bi le tasdika eli varmaz, bunları geri bırakmıya sebep arardı. Meselâ 1881 senesinde babasını öldüren ve idamı tamamile hak eden bir ada mın hükmünü tasdik edecek yerde adamı tamamile affetmek ve kendi hizmetine almak gibi bir garabet göstermiştir.Mithat Paşa ve arkadaşları hak kındaki idam hükmünü hem kendi eliyle tasdik etmemek, hem de me suliyeti dağıtarak halkın gözünde fena bir mevkide kalmamak için bü yük bir divan toplanuya karar ver di. Vazifede olsunlar, olmasınlar, memleketin bütün belli başlı adam ları divan için seçildi. Yekûn yirmi yediye varmıştı. Bu arada beş es ki Sadrâzam, 14 vezir ve ülemadan sekiz kişi vardı.
Times gazetesinin İstanbul mu habiri, bu divanın müzakereleri hakkında 18 Temmuz 1881 tarihli bir telgrafında şu malûmatı veri yor :
“ Divan toplantısı sarayda olmuş
ve üç gün sürmüştür. Fikirler da ğılmıştı. Neticede mühim bir ekal liyet büyük bir cesaret göstermiş ve idam hükmünün, bilhassa itiraz da bulunmıyan ve aleyhlerinde müs
Ahm et Vefik Paşa
net delil olmıyan mahkûmlar hak kında infazına .muhalefet etmiştir. Söylendiğine göre divanın en mü him azalan bu ekalliyete dahildir. Dört eski Sadrâzam, şimdiki Baş vekil, kabine azasından üç kişi, en mühim ve nüfuzlu ülemadan biri ve bir eski vekil bu aradadır. Ekseri yet hükmün tasdiki ve işin padişa hın merhametine bırakılması yolun da rey vermiştir. Bügün işbaşında bulunan ve hepsi Mithat Paşaya düşman olan on vekil ve ülemadan yedisi bu aradadır.
Padişah ekalliyetin reyine tâbi ol mayı tercih etmiştir. Böyle bir ha reket tarzım beklemiyenler vardı. Abdülhamidin bir divan kurmak tan maksadı, hiç şüphesiz hükmü tasdik ettirmek ve idamın mesuliye tini dağıtmaktı. Çünkü memleketin bellibaşh adamları buna resmen iş tirak etmiyecek olsalardı bütün me suliyet Padişahın üzerinde toplana çaktı.
A
bdülhamidin idam hükümle rini tasdika karşı olan ür kekliği de herkesçe malûmdur. Tah ta geçelidenberi bu yolda hükümle rin hiç birine imzasını koymamış tır. Mahkûmları uzak bir yere ebe dî îsurette nefyetmek suretile hem kendisine zarar vermelerinin önüne geçecek, hem de idam hükmünü tas. dikten kurtulmuş olacaktır.Bu netice, herşeyden evvel kendi hükümetimizin oynadığı şiddetli rol sayesinde elde edilmiştir. Sefir Lord Dufferin zaten gelir gelmez mühim bir mevki kazanmıştı. Bu meseledeki teşebbüsleri sayesinde gerek Türk halkının ve gerek ecne bilerin sevgisini toplamıştır.
Mahkûmlar arasında bulunan paşalardan, hele bir tanesinin halk tarafından ne kadar sevildiği göz- önüne getirilirse Ingilterenin onun hayatım kurtarmak sayesinde ne kadar teveccüh kazandığı meydana çıkar. Bu hareket, Ingiltere aleyhin de mevcut birçok fikirleri ortadan kaldırmıştır. Çok gariptir ki yarı resmî gazetelerden biri bile halk a- rasındaki bu sevgi hislerinin tesiri altında kalmış ve Ingiliz - Türk itti fakının lüzumu hakkında bir maka le neşretmiştir. Ayni gazetenin bir kaç ay evvel neşrettiği bir makale de Ingiliz dostluğunun Türkiye için muzır olduğu ve Ingiltere ile baş- başa kalmaktansa herhangi bir ya bancı devletle yakınlık peyda etme nin daha doğru olacağı ileri sürül müştü.”
T
imes muhabiri 1 Ağustos ta rihli bir telgrafında da şu tafsilâtı veriyor :“Yıldız mahkemesinin verdiği ne ticeler Abdülhamidi yeise düşürmüş tür. Hem hariçin, hem de dahilin gözünü boyayacağını ümit ederken beklediğinin tamamile aksi çıkmış tır. Türkiyedeki umumî duygular da, haricin hisleri de tamaımile aley hindedir. Reylerine müracaat edi len ülema kaçamaklı cevaplar ver mişlerdir. Evvelce anlattığım gibi, büyük divanın reyleri ikiye ayrıl mış, bir kısmı idaımın tasdikına, di ğeri infaz edilmemesine taraftar olmuştur. Gerek ülemanın toplanı şında ve gerek büyük divanda çok garip müzakereler olmuştur. Bun dan şu anlaşılıyor : Bugün
Türki-yede hüküım süren tethiş rejiminde bile öyle adamlar çıkıyor ki Padi şaha çirkin görüneceği iptidadan malûm olan bir fikri cesaretle müda faadan ürkmüyorlar. Meselâ kelli ferli Şeyhislâm kanunsuzluğu serî hilelerle örtmiye uğraştığı halde Fetva emini Nuri Efendi taımamile zrd bir mütaleada bulunmuştur. Bu ihtiyar sakin ve vakur bir sesle şu sözleri söylemiştir: “Bugün ömrüm de bile bile hiç bir haksız hüküm vermedim. Şimdi bir ayağım çukur dadır. Adalet yolundan ayrılmıya razı değilim. Mahkûmlar öyle bir sivil mahkeme tarafından muhake me edilmişlerdir ki bunların ka nunları ve usulleri hakkında bizim malûmatımız yoktur. Eğer bizim bir hüküm vermemiz lâzımgeliyor sa dava tâ başından bizim usulleri mize göre yeniden görülmelidir. Bugünkü şartlar altında bana soru lan sualin yeri yoktur. Ben bunun hakkında hiç bir fetva veremem.”
A
zadan diğer bazıları da ayni casareti göstermişlerdir. Bunlar arasında hele Hayrettin Pa şanın adını anmak lâzımdır. Bu Pa şa, her vakitki acık sözlülüğü ve dürüstlüğü ile Yıldız mahkemesi nin çalışma usullerini basından so nuna kadar tenkit etmiştir. Eski Sadrâzam Suphi ile Kadri avni fi kirde bulunmuşlar, fakat daha ih tiyatlı bir lisan kullanmışlardır. Gazi Osman Paşa. Mahmut Nedim ve Adliye Nazmı Cevdet Paşa idam hükmüne taraftar olmuşlardır.Padişah iki kain biraderinin idam hükmünü refederken ayrıca bir se bep göstermiş ve yüksek yerden ge len emirlere tâbi olarak hareket et tiklerini ileri sürmüştür. Bu suret le Abdülhamit bir taşla iki kuş vur mak istemiştir, ima ettiği “ yüksek yer” Murattır. Eski Padişahın hâ lâ pek çok taraftarları olduğu söy leniyor. Abdülhamit bu hareketile, Muradı, Abdülâziz katlinin asıl sa iki olmakla itham etmiş oluyor.”