_
/
»
i
ŞJMM
'
Sanatın bir düşünce balansı olduğunu söyleyen Cumhur Özer, "İnsanlara önce sanatan ne olduğunu anlatmalıyız" diyor. Henüz 24 yaşındayken Aya Yorgi
Kilisesi'nin duvarlarını resimleyen sanatçı, Aziz Prifit llia'nın önünde...
resimden çok fazla kopuk ol mamasını sağlamaya çalıştım. Günümüze kadar çatlamama sını amaçlamıştım bu yüzden yer yer karışımlarımda zeytin yağı da kullandım. Böylelikle çatlam asını önlemiş oldum. Çalışma sürem geceli gündüz lü altı ay sürdü.
•
Peki, hiç eleştirildiniz mi, Müslüman bir sanatçı olarak Rum Ortodoks kilisesinin du varlarını resimlediğiniz için?Bana direk olarak yönelen bir eleştiri olmadı. Olmamalı da. Çünkü sanat, din, dil, ırk ayırımı gözetmez. Tartışmala
rın içine girmez. Bu tür tartış maların ayırımların dışındadır sanat. Mimar Sinan’ın da bir Rum devşirmesi olduğu açık tır. Bunu özellikle araştırdım ansiklopedilerden. l.H. Konya- lı’nın araştırmalarına göre Mi mar Sinan Ağırnas’lıdır. Kon yak, burasımn hiç ermenisi ol mayan bir rum köyü olduğunu ve rumlann bu köyü bırakma dan önce Taşçıoğlu diye bir rum ailesinin Sinan’ın kendi ailelerinden geldiğini nakle der. Gene Konyalı’nın dayandı ğı belgelere göre, Sinan’ın kö yünde 1584’te yapılan bir tah rirde 189 vergi mükellefinden sadece 5’inin müslüman oldu ğu köydeki hristiyanlann türk ve müslüman adları taşıdıkları ortaya çıkmıştır. Birinci Selim döneminde Topkapı Sarayı ki taplığında 1461’de bulunan
Nişantaşı’ndaki mağazaların vitrinlerinde resim galerisi slo ganları yer alıyor. Fakat sana tın gerekliliğini vurgulamak açısından hiçbir faydası yok. Halk vitrindeki soyut resmi ne yapsın? Ne olduğunu anlamalı ki onaylamalı. Melih Gökçek bu resimden ne anlasın? Bir şey anlayamaz, haklı, insanla ra kavratmadan onay teklif e- dilmez. Sanata evet diyelim ya da sığ savunular getirelim der sek hedefimizin yanından bile geçemeyen cılız bir iyimserlik mesajı olarak tıkanıp kaldığını görürüz. Oysa teknik, estetik ve düşünsel uğraşın kesin bir sınırı yoktur sanat ve bilimde. Tutucu değilim. Tam tersi, da ha da anlaşılırlığı ortaya getir- doiğim için onları hayatımda sivri buluyorum , in san ları düşünceye davet ediyorum
F İ E S T A 7
► ► ►
Röportaj
^ fanan lîiinpriS
anatın tartışm alara hedef olduğu, engelle melere maruz kaldığı ve sanatı korumak, öz gür kılmak amacıyla “Sanata evet” imza kampanya larının yapıldığı şu günlerde bir sanatçıyı, ressamı konuk ediyoruz sayfalarımıza. Cumhur Özer sanatın tüm tartış
maların dışında kalacağının bir göstergesi. Çünkü 1975 yı lında M.S.Ü, Devlet Güzel Sa natlar Akademisi, Yüksek Re sim Bölümü Devrim Erbil atöl yesinden mezun olan sanatçı K adıköy Y eldeğirm en i Aya Yorgi Rum Ortodoks K ilise sinin duvarlarını resimlemiş. 1972 yılında B erlin ’e giden
Özer dönüşünde henüz 24 ya
şındayken bu teklifle karşılaş mış. Kişisel sergiler yanında karm a sergilere de katılan
Cumhur Özer’in Türkiye’de
ve yurt dışında çeşitli koleksi yonlarda resimleri bulunuyor.
•
H enüz m esleğinizin ba şındayken bir Kilisenin du varlarını resimleme teklifiyle karşılaşınca nasıl karar verdi niz ve nasıl bir plan izlediniz ?Avizeci Todori Altıncıoğlu’nu tanıyordum. O da, benim
anti-F İ E S T A 6
Tuhfret-ül mimarisinde düşü len kayda göre Mimar Sinan’ın Kayseri bölgesi hristiyanlann- dan olduğu ve Ağırnas’tan dev- şirildiği anlaşılmaktadır. Sinan ölümsüz eserler bırakm ıştır bizlere ve herşeyden önce sa natçı kişiliği önemlidir.
•
Son zam anlarda sanata yönelik birtakım engelleme ve k ı s ı t l a m a l a rsöz konusu. Bu uğurda bazı ça lışmalar yapılı yor, kampanya lar d ü z e n le n i yor, siz bir sa natçı olarak bu konuda n e le r d ü ş ü n ü y o rs u nuz? Sanat bir dü şünce balansı dır. insanlara
önce bu anlatılm alı. Anado lu’dan gelen birine yaptığın resmi anlatmanın yolu olmalı. Sanatın kitlelere yayılması için insanların boyutlu düşünmele ri gerekiyor. Unkapanı'ndaki seslerin varlığı göçle kentleş menin sonucudur. Göçle kent leşmenin getirdiği persfektifte- ki bakışları ve sorunlarıyla bir
likte amacı ne olduğunu b il mediği gereği nin kavranma sı yasak larla aile yapısından düğümlü gelen bir adama
onay teklif et mekten başka şekilde açıkla namaz ‘Sanata evet’ kampan yası. Örneğin ka resimler üzerine restoras
yon yaptığımı ve bu tür çalış malarım olduğunu biliyordu. Bana, Yeldeğirme’nindeki kili senin duvarlarını resimleyebi lir misin?, diye sordu. Doğrusu şaşırdım ve hemen cevap vere medim. Benim yabancısı oldu ğum bir tarzdı. Ortodoks tarzı çizgilerle verilir. Üç, dört ay kadar O rtodoks yorum unu araştırdım, çalıştım. Ayasofya ve Karya müzelerini inceledim. Sonunda Ortodoks dinindeki üçüncü boyutu itmeyen duvar resimleri ve ikonların yapılma sı hususunda anlaştık. Önce
eskizler yapıldı, başta Genesis, Anastasis olmak üzere diğer azizlerin yerlerini saptadık. Resim aşamasına gelince rutu bet söz konusu olduğu için du varın dış yüzeyi yağlı boya ile kaplıydı. Bunu kaldıramayaca ğımıza göre eski yöntemlere başvurduk ve yurt dışından ge tirdiğim bir tecrit maddesiyle duvarın dış yüzeyini muhafaza altına aldık, yani havayla irti batını kestik. Bu arada yağlı boya, doku, tekstür, türük ve transparan etkileri tetbik etme biçiminde bir çalışmaya başla dım. Bu teknoloji ile ikon, fresk
Kilise duvarlarım
resimleyen
Cumhur Özer,
sanatta dinin
gözetilmediğini
ve tartışmaların
dışında kaldığını
savunuyor...
Ej-ESJA
•
Genelde ressamların hiç bir zaman para kazanamadık ları söylenir ve bu yüzden an ne babalar çocukların ressam olmasını pek istemezler, sizce de durum böyle mi?Amacı para kazanmak olma yan tek meslek sanattır ancak para kazam ayan bir Bedri Rahmi Eyüboğlu düşünebiliyor musunuz?
•
Eğer bir iş en iyi şekliyle yapılırsa hem ilgi göreceğini hem para kazanılacağını söy lüyorsunuz?Sanat ya vardır, ya yoktur.
İkisinin ortası olmaz. Sanatçı kişilik de öyle. Daha iyi ya da daha kötü kavramları sanat ve sanatçı için kullanılmaz. Her- şeyin pasajları, geçişleri var dır. Resimde ton arası ton ge çişleri vardır. Hepsini birden diyalektik yaşayan bir tek sa natçıdır.
ille de bir yenilik yapayım da özgün olayım anlayışının tam tersi bir anlayışa sahibim. ‘Beni Anlamıyorlar’ serzenişle rini de anlamsız buluyorum. Bu devir çoktan geçti değil hiç bir zaman gelmedi zaten.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi