• Sonuç bulunamadı

İbnül-Emin'in yeni eseri:"Son Hattatlar"

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İbnül-Emin'in yeni eseri:"Son Hattatlar""

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

3 Şubat 195«

■■T * :f T ^ Î ~ 'f T iıîııiiiiii

Kitablar

İbnül - Eminin yeni eseri:

“ Son H a t t a t l a r ”

Sun devir h a tta tla rın d a n tuğrakeş İsm ail H akkı A ltınbezerin bir eseri İlk sahifesini A hm ed K a ra h is a ri-

n in m eşh u r besm elesile açan b ü y ü k k ıtad a 800 k ü su r salıifelik m u h te ­ şem bir eser... İçinde son 170 sene içinde gelip geçmiş 350 ye yakın h a tta tın h ay atın ı topluyor, eserle­

rin d en n ü m u n eler veriyor. İsmi (Son h a tta tla r)... Ü zerindeki imza, kıy m etin i tanıtm ağa kâfi: İbnülem in M ahm ud Kem al İnal.

* * *

H a tta tla rı topluca ihtiva eden baş lıca iki eser: Â linin (M enakib-i H ü n e rv e ra n ) ı ve M üstakim Zadenin (T uhfei h a tta tin ) idir. İlki 159i ta ­ rih in e k ad ar geçen h a tta tla rı, İkin­ cisi 1787 senesine k ad ar gelip ge­ çenleri an latır. (Son h a tta tla r) işte b u k ü lliy atın üçüncüsü, yani 1787 den bugüne k ad ar gelm iş h a tta t­ la rı b ir aray a to p lıy an ıd ır.

İbnülem in için ne b ü y ü k m az­ h a riy e ttir ki kendi eseri (Son n » t- ta tla r ) a tak ad d ü m eden iki eser dahi onun yüksek ilmi ve vudretli kalem i ile irfa n âlem ine sunulm uş, m illi kütübhanem ize kazandırılm ış tır. F ilh ak ik a (M en ak ib -i H iin e r- v e ra n ) 1926 da onun te tk ik ve ta s­ h ih in d en geçirilerek n eşred i'n ı;ştir. Bu eserin kendi kadar, belki daha | m ühim tarafı, Â linin h a y a t ve e- serleri h a k k m d ak i 133 sah ıfa'ik m u keddim esidir. S üleym an Masif n e r- h u m u n b u m ukaddim e .ıark'.nda söylem iş o ld u k la rın ın bir Mimlerini

te k ra rla m a k , değerini ifa d a /e k â ­ fidir: «T arihi m illîm izin gerçekten âllem esi olan İbnülem in H azretle­ rin in tetkiknam esi, m etni eserden d aha kıym etlidir.»

(T uhfei h a tta tin ) de öyledir. Bu eserin m evcud iki yazm a n ü sh a ­ sın ın te tk ik ve tashihi, m üellifin h a y a t ve ese rle ri h a k k ın d a bir m u ­ k addim e yazılm ası gene İb nulem i- nin m üstesna bilgisi ve him m eti s:

yesinde ta h a k k u k etm iştir.

H er iki eser T ü rk T a rih E ncüm eni ta ra fın d a n b a stırılm ış tır. G arib te ­

sad ü flerd en d ir ki h a tta tla ra taallû k eden Tuhfe, D evlet M atbaasının eski h arlferle b astığ ı ;on kitab ol­ m u ştu r. Ç ünkü eserin basılış ta r i­ hin i teşkil eden .1928 de harf in ­ k ılâb ı vukua gelm iş bulunuyordu.

3k sk *

(Son h a tta tla r) m vücude gelm e­ sin d e ü sta d ın (M enakib) ve (T u h ­ fe) ile vâki iştigalinin büyük h is­ sesi v a rd ır. E sasen ü stad b ü tü n m e­ saisini eslâfın eserlerin i tak ib ve ik m ale h asretm iştir.

B u s ıra la rd a d ır ki İbnülem in, T uhfenin n ih a y e t b u ld u ğ u ta r ih ­ te n zam anım ıza k a d a r gelip geçen h a tta tla rla , henüz h ay atta bulunan la rm tercüm ei h allerin i yazm ak ve eserlerin d en n ü m u n eler toplam ak a rzu su n d an kendini alam am ıştır. Bu a ra d a topliyabildiği m alûm atı:

Ele geçmezse eğer sevdiğim iz Ç are ne, sevm eliyiz eldekini d iy erek b ir tarafa kaydetm işim . E- se rin ismi (K em alül h a tta tin ) olmak lâzım gelirk en zam ana u y u la ra k ve d iğ er eserlerine kıyasen (Son h a t­ ta tla r) olm uştur.

Bu eserin vücud bulm ası, böyle üç d ö rt sa tır içinde kajrdediliverir- cesine kolay olm am ıştır. Ü stad şöy­ le diyor: (H er eserden ziyade b u n ­ da zahm ete uğradım . Yazı yok. r e ­ sim yok, tercüm ei hal yok. Y okluk içinde varlık gösterm ek ne zor şey?-»

Ü stad zorluğu yenm iş, varlığını yeni bir âbide halinde diktiği (Son h a tta tla r) ı ile bir k ere daha gös­ term iştir.

D evrim izin bu büyük âlimi,

biz-f

Yazan:

^

K. S. S.

de olduğu k ad ar, h a ttâ daha fazla G arb âlem inde tanınm ış, çık an her eseri dünya k ü tü b h an elerin ce k a p ı­ şılm ak ta b u lu n m u ştu r. İngiliz m ü s­ teşrik i Corc C lin’in A tatü rk e de telm ih eden şu cüm lesini iftih arla nakletm em ek kabil mi? «Ben şark ı iki b üyük ve m a ru f sim ası ile d a ­ ha y ak ın d an tam dım . B iri M ahm ud,. ötekisi M ustafa olan iki Kerr.ali ile...» M üsteşrik, İbnülem ini şöyle tavsif ve tev k ir eder: «K endi k en ­ dini yetiştirm iş b ir h ü d ay i n ab it... E n teresan tarafı ü sta d la rım da a ş­ mış olm asıdır.»

O nun sayısı pek çok, h a ttâ çocuk y aşta yazdıkları bile ay rı kıym et taşıy an b ir çok eserleri ve yüzler­ ce m akale ve fık ra la rı dışında ken dişine m illetlerarası şö h ret tem in eden başlıca iki eseri (Son asır T ü rk şairleri) ve (Son sadrıâzam - la r) dır. (Son h a tta tla r) onun ü - çüncü âbidesidir.

H ezâr gıpta o d e v r-i kadim efendisine Ne kendi kim seye benzer, ne

kim se kendisine. * * *

« K u râ n -ı K erim A rabistanda n â zil oldu, M ısırda okundu, fak at Is- tan b u ld a yazıldı» sözü m eşhurdur. Y obazların resim ve heykel y ap ıl­ m asını m enettirm iş olm aları, k a ­ biliyet sahibi sa n a tk â rla rı, bu is ti­ k am ete çevirm iş ve yazıyı (M illî bir nefis sanat) haline getirm iştir. B u ­ gün b ü tü n d ünya m üzelerinde yer alan h arik u lâd e ve baha biçilm ez eserler, T ü rk s a n a tk â rla rın asırlar boyunoa k a z a n d ık la rı m u v affak i­ yetlerin ebedî şahidleridir.

Ü stad bu h u su sta şöyle diyor: «... Zevki selim erb ab ın ı h ay ran ve sitayişhan edecek derecede za­ rif, lâtif, m etin, dilnişin, nefis, n a - zarriba yazılar yazılm ıştır ki A rab, Acem ve diğer m üslim m illetler a - rasm da z u h u r eden h a tta tla r, hiç bir devirde O sm anlı T iirk leri m er­ tebesinde sülüs, nesih ve celi’ y a - zanıam ışlardır. S an atı h a t’ta m ah ir o lan lar değil, olm ıyanlar bile d ik - | katle baksalar aradaki farkı gö re­ bilirler. «— Ne yazık ki» yadigârı | eslâf ve iftiharı ahlâf olan h u tu tu lâtife ve k ü tü b ıi nefise ecnebi k ly

-m etşin aslar ta ra fın d a n -m e-m leket­ lerin e g ö tü rü lm ü ştü r. Bugün alın a­ cak, satılacak yazı kalm am ıştır, de nilebilir.»

D evir devir yetişen b ü y ü k h a t üs ta d la rım n eserlerin i A vrupa m ü ­ zeleri k ap ışm ak tad ır. B ugün b ir Şeyh H am dullah, b ir K arah isari ve ya K adıasker, Y esari, Hafız Osman, M ahm ud C elâleddin ve emsali h a t­ ta tla rın eserlerine kıym et -içmeğe im kân yoktur.

Yazı sanatı zam anla in n ıtata u ğ ­ ra m ıştır. İn h ita tın ilk •«»:’ •! m at­ baacılığın icadı olm uştur. Ç ünkü el yazısına ihtiyaç aza'm ış ve g ü ­ zel h a t yalnız «Nefais paşandan > m rağ b etin e m ü n h a s ır kalm ıştır. H a t­ ta tla r ın yazı ile m aişetlerini tem in edenıiyecek hale gelm eleri bu s a n ­ ata em ek v eren leri azaltm ıştır. Bir a ra lık Şeyhülislâm H ayri E fendinin teşviki ile (M edresetül h a tta tin ) vücude getirilm iş, fak at m edrese­ lerin ilgası sırasın d a, b u n u n (m ed ­ rese) ismini taşım ası, (m ülga) 1ar arasın a k atılm ası gibi acayib bir netice verm iştir. Y anlışlığın so n ­ rad an fa rk ın a varılm ış, güzel sa n ­ a tla r akadem isinde bir şube açıl­ m ak su retile h a ta 'ta s h ih o lu n m u ş­ tu r.

* * *

(Son h a tta tla r) la m illî k ü tiib - hanem iz pek k ıy m etli bir eser k a ­ zanm ış oluyor. 350 ye y a k ın büyük, k ü çü k h a tta tın h ay atın ı ihtiva eden eserde b ir çok resim ve yüzlerce yazı nüm unesi v ard ır.

Son 170 senenin h a tta tla rı a r a ­ sın d a Y esari ve K ad ıask er M ustafa İzzetler, M ahm ud C elâleddinîer, Ra k ım lar, Şefik ve Ş evkiler ve daha niceleri göze çarpıyor. Bu arada S u lta n M ahm ud ve S u ltan Mecid, bilhassa güzel rik ’a y azan lar a ra ­ sında Âli, A rifi, Em in (M üellifin p ed erleri), F uad, P ertev , S ırrı P a ­ şalar da var. H at ve h a tta tla ra ve bu m evzudaki eserlere m ü teallik pek k ivtnetli b ir m ukaddim e iie b aşlıy an eserin son sahifesindeki ü stad ın kendi resm i ve a ltın d a o - k u n a k lı ve güzel el yazısiie aı-abça b ir beyit var. B eyitin m anzum te r ­ cüm esini de k arşı tarafın d a o ku­ yoruz:

Bizden evvel ckdiler, ckl eyledik Şim di biz ekdik, gelenler eki eder...

Ü stadın sofrası tükenm ez nev’in - dendir, gelecek h er m isafir nasibini bol bol alacaktır. A llah kendisin­ den razı olsun.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Çalışmamızda tümör çapı ile serum TSH düzeyi arasında her ne kadar istatistiksel olarak anlamlı bir korelasyon saptanmamış olsa da PTK’lı olgulara baktığımızda;

This study aimed to describe chest X-ray (CXR) and thorax computed tomography (CT) findings of chil- dren with confirmed pandemic 2009 influenza A (H1N1) infection, to review

Dökme demirlerde, özellikle lamel grafitli dökme demirlerde fosfor düşük ergime dereceli (954- 982ºC)bir demir- demir fosfor ötektiği olan steadit şeklinde

■ AYAKKABI Saraciye Deri ve Yan Sanayileri Fuarı dün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan tarafından açıldı. ■ AKSARAY’da Beyaz İnci

Riketta (2005) tarafından 96 kişi üzerinde yapılan pek çok değişken ile örgütsel özdeşleşme arasındaki ilişkinin analiz edildiği çalışma sonucunda

Tavlaya meraklı olanlar burda bulu­ şurlar, belki bir iki el tavla oynarlar, sonra meyhanelerden birine kapağı atarlardı.. Tavla boşuna değil, rakısına

Aşağıdaki grup resimde de, sağdan; Fethi Bey, Afgan J sefiri Ahmet Han, Fevzi Paşa, Mustafa Kemal Paşa vesair zevat görülmektedir... Alttaki grupta, sağdan;

Kısaca uzaktan eğitim, öğrenci sayısının ve eğitime olan talebin artması, küreselleşme ile birlikte meydana gelen iş ve çalışma hayatındaki değişiklikler gibi