A,Ü,TürkiyatArastırmalarıEnstitÜsÜ DergisiSayı25 Erzurum 2004 27
FUZULİ'NİN
LEYLA VE MECNUN
MESNEVİsİ'NDEGÜNDELİKHAYAT
Recai
KIZILTUNÇ"
ÖZET
.Leyla ve Mecnun mesnevısı, her ne kadar Fuzuli'nin tasavvufi dünya görüşünü platonik aşkla yansıtsa da eserde, sosyal münasebetler ve beşeri hayat, bütün canlılığıylakendini göstermektedir. Şairinsanat gücü, eserdeki kuru, didaktik öğretiyi, beşeribiraşktanyolaçıkarak coşkun,ilahi biraşka dönüştürmüştür.
GİRİş
Mesneviler, konusunu halk hikaye ve masallarından alan uzun, divan edebiyatı ürünleridir. Masal anlatımındaki bu tür eserlerde, anlatış ve tasvirler, zaman zamanakıı vemantık sınırını geçer. Konu olarak, geneldeaşk işlenir.Buaşk ve imajlar, bazen tasavvufi veya alegorik(sembolik) nitelikler gösterebilir.
İslam edebiyatıarında, mesnevi konusu olarak en fazla işlenen aşk
hikayelerinden biri olan Leyla ve Mecnun, Arap kaynaklı bir aşk hikayesidir. Hikayede geçen şahıs ve olayların, gerçekle bir ilgisinin olup olmadığı kesin bilinmemekle birlikte Mecnun, şair Kays b. Mülevvaha'l-Amiri'nin lakabı olduğu ve bu hikaye de onun şiirlerinin yorumundan doğduğu rivayet edilmektedir. Aynı zamanda adı geçen şairin, Emevi ailesinden olup, amcasının kızını seven bir genç olduğu nakledilmektedir. Yine aynı kaynaklar, Leyla'nıngerçek adının,Leyla binti Mehdi b. Sa'idi'I-Amiriolduğunu söylemektedirler.I
Hikaye, ortayaçıktığıgünden beri, bütün İslam coğrafYasındaçoksevilmişve bir çok sanatçı tarafından,eserlerine konu edilmiştir.Ancak 13.yy'a gelinceye kadar parçalar halinde, çeşitli eserlerde, yer aldıktansonra Genceli Nizami'de, bir bütün olarak, gerçek kimliğine kavuşur. Dolayısıylailk Leyla ve Mecnun mesnevisi, bu
şaire aittir. Nizami'den sonra İran ve Türk edebiyatıarında bir çok şair tarafından defalarca kaleme alınan bu tasavvufi ve alegorikaşkhikayesi, İslam edebiyatıarının her dönemindedeğişmez mesnevi konusu olmuştur.l
Eser, sadece aruzia yazılan şiirlerle sınırlı kalmamış, aynı zamanda, halk masalları arasındadadeğişmezyerinialmıştır.
Yukarıdada bahsi geçtiği üzere Türk edebiyatındada bir çokşair tarafından konu edilen Leyla ve Mecnun hikayesini, Anadolu sahasında, ilk defa Edirneli
Şahidi ele almıştır.) Ancak hemen hepsi, Nizami'nin eserini tercüme niteliğinden öteye gitmez. Öte yandan Ali ŞirNevai ve Fuzuli, hikayeye, kendi üsluplarını ve sanat gOçlerini yansıtarak yeni bir ruh kazandırmışlardır. Nevai'nin saf, temiz ve lirik bir eda ile bedbalıt bir aşkı anlatmasına karşın Fuzuli'de, yoğunbir tasavv.ufi
• AtatOrk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
iİskenderPala: Ansiklopedik DivanŞiiri Sözlüğü, Akçağ,Ankara. (tarihsiz) s. 314. 2İskenderPala, age, s. 315.
3Ahmet AtiJlaŞentürk:XVI. Asra Kadar AnadoluSahasıMesnevilerinde Edebi Tasvirler, Kitabevi,İstanbul,Ekim 2002, s. 99.
R.Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun Mesnevisi'nde Gündelik Yasam
28
anlayışla,sonuçta vahdet-i vücuda giden doyumsuz bir
aşkı, coşkulubir
şekildeyansıtma vardır.4
Fuzuli'nin Leyla ve Mecnun mesnevisi, her ne kadar
vahdet-İvücutla
platonik
aşk anlayışını yansıtacak şekildekaleme
alınmışsada, bütün
yanlarıyla, beşerihayat ve insani
ilişkiler, satırve beyitler
arasındaen
canlı şekilde durmaktadır.Zaten mesnevilerin en büyük
özelliğide, hikaye olarak, gündelik
hayatı kapsamasıdır. Dolayısıylabir
aşkefsanesi olan Leyla ve Mecnun'da, sosyal
hayatınher motifini bulmak mümkündür. Eserdeki
aşk,duygusal
anlamı dışında,toplum
nonnlarınabir
baş kaldırışınsembolüdür.
Aşıktipi, esas olarak bireysel
hayatla ilgili
olmasına rağmen,dini
görüşüntesiriyle
kişi, aşkolgusuyla toplumdan
ayrıbir
varlıkve
şahsiyeti olduğuhissine
varır.Böylece
aşkile özgürlük
arasındakiderin münasebeti de
keşfetmişolur.
5Eserde, bir
insanın doğumundanokul dönemine; oradan da evlenme ve
ölümüne kadar geçen her evresi, oldukça realist çizgilerle
anlatılmıştır.Üslup ve
anlatımdaki sanatlı söyleyişile tasavvufi
anlayışıbir kenara
bırakırsak,hikaye
anlatımındakirealist
yaklaşımın,birer
mantıkürünü
olduğugörülür.
Çalışmaınız, Dünyaya Bakış
ve
Toplumsal Faaliyetlerolmak üzere iki ana
başlık altında toplanmıştır.Dünyaya
Bakış'ta, ağırlıklıolarak büyüme ve
gelişme,sosyal
ilişkiler,evlenme,
kız-erkek ayrımı,namus ve
aşka bakış,gibi
kişininbireysel
etkinlikleri ele
alınmıştır.Toplumsal Faaliyetler'de
savaşlar,meslekler,
haberleşme araçlarıgibi konular
işlenmiştir.Çalışmamızda,
temel
kaynak olarak, Prof. Dr. Muhammet Nur
Doğan'ın,1996
yılında yayımladığl Fuzillj:Leyla ve Mecn{Jn adlıeseri
kullanılmıştır. Dolayısıylaincelemede
kullandığımızbeyitlerin
sonlarındakinumaralar,
adıgeçen
eserdeki beyit
numaralarıdır.A- Dünyaya
Bakış1- Doğum
Tabiatta bulunan her
canlının doğumu,hareket
kazanmasıdaima
neşe kaynağı olmuştur. İnsanoğluda içinde var olan nesIin
devamıgüdüsünden hareketle
bu
doğumuher zaman sevinçle
karşılamışve bir
takım şenliklerlebu sevinci ortaya
koymuştur. iıkinsandan günümüze kadar gelen süreç içerisinde
değişikzamanlarda,
değişiktoplumlarda bu etkinlikler,
farklı şekillerdede olsa, sonuçta hepsi
aynımemnuniyeti ifade eder. Özellikle ilkel ve
tarıma dayalı;gücün,
kişi sayısıyla ölçüldüğüdönemlerde,
doğumhadisesi
ayrıbir önem arz etmektedir.
Leyla ve Mecnun mesnevisinde de zaman, feodal ve
toprağa dayalıbir
dönemdir.
Kays'ın babası,çocuk sahibi olmak için bir çok güzelle izdivaç etmekle
yetinmeyip, bu
uğurdatürbelere gider, adaklar adar, fakirleri doyurup giydirir.
nihayetinde
dualarıkabulolur ve nur topu gibi bir erkek evlada
kavuşur;4İskender
Pala, age, s. 315.
5
Mehmet Kaplan: Türk
EdebiyatıÜzerine
Araştırmalar-3Tip Tahlilleri, Dergah Yay.,
A,Ü,TÜrkiyatArastırmalarıEnstitüsü DergisiSayı25 Erzurum 2004 Çün vadeerişti doğdıbir ay
Hurşitruhiyle alem aray(504)
29
çocuğun dünyaya gelmesi, ailede büyük bir sevinçle karşılanır. Doğalolarak anne ve baba, bu doğuma çok sevinirler. çünkü duaları kabulolmuşve yokluktan kusursuz bir evlat sahibi olmuşlardır. Sevinç ve coşkularını, etrafındaki insanlara kıymetlihediyelerdağltarakAllah'a olanşükranlarınıifade ederler;
Şad oldılarandan ata ane Şükraneverildi çoh fizane(505) Elkıssaaderndenoldıpeyda Birtıt1-1müzekker ü müzekka(506) a-NesIİn Devamı:
İnsanoğlu,daima baki kalmaarzusundadır;ölümü ve yokoluşu,kendine asla yakın etmemişve birtakımçareleraramıştır:budoğrulteda,kendinden sonra da güç ve iktidarı elinden bırakmamakiçin değişik miicadelelere girişmiştir. Bunun da en güzel yolunu, iyi bir nesilyetiştirmekte bulmuştur.
İnsanlığın bekası, iyi yetişmiş nesillerle mümkündür. çocuğun eğitimi için sarf edilen gayretler, hep iyi bir nesil yetiştirnıe ve adını, kendinden sonra da
yaşatma adınadır. İyi yetiştiriImişçocuk, dÜ'lyanın diğernimetlerinden farklıolarak, "can cevherine bedeldir." Böyle bir evlat bırakankimse, kendi adını ebedileştirir. Dünyanınen mesutinsanı,kabiliyetli bir evlatbırakandır.Bu insan, kendinden sonra halef sıkıntısıçekmez, gözü arkada kalmaz. Dolayısıylada yeryüzündeki emeline kavuşmuşolur;
Nesi ile olurbeka-yıinsan
Nazm-ı beşer ünizam-ı devran(489) Can cevherine bedeldür evlat Evlat koyan koyar hemin ad(490) Hoşol ki halefden olahoş-dil Dünyada biroğliola kabil(491)
Evlat, dünya pazarında, bütün malını satışa çıkarmış insanın, en kıymetli hazinesi; otezgahınsüsü, makam ve şerefininsermayesidir;
Pirayesi ob destgaha
Sermayesi ola izz ü caha(492)
BenıAmir kabilesinden olan Kays'ın babası, kabilenin en erdemli insanıve iyi huylu bir reisi olarak, devamlı erkek bir çocuk sahibi olmayı ister. Bu yolla
,,.
R.Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla yeMe,cnun''Mesneyisi'nıJeGÜndelikYasam 30 nesiinin devamınıtemine çalışır. Bu uğurdabir çok ay yüzlü güzeller alır ve taze zeminlere tohum salar;
Elkıssaol afdal-i kabail OL pir-i hamidetu'l-hasail(495) Ferzende oluphemişetalip Tahsil-ibaka-yınesleragıb(496) Çoh mah-lika sanemleraldı Çoh turfe zemine tohm saidı(497)
b- ErkekçocuğunÖnemi
Bu başlık altında konuyla ilgili ele alacağımız beyitlerde, erkek çocuğun öneminin yanı sıra, sonuçta, kız-erkek ayrımı diyebileceğimiz "Cahiliye" dönemi
anlayışıda çıkmaktadır.Her ne kadarİsla'm önceki gibi katı olmasa da o dönemin anlayışıiçerisinde, erkeğin tartışılmazüstünlüğüvardır.
Bilindiğiüzere İslam'danönce Arap kabileleri içerisinde, kız çocuğudünyaya getirmek, bir utanç vesilesidir. Hatta doğan kız çocuğunu,diri diri toprağagömmek bile daha onurlucadır.Toplumlar, her ne kadar din değiştirselerde, eski adetlerden kopmaları,bir anda mümkünolmamıştır.Hatta toplum belleğinde,bir kısımadet ve görenekler, si linip gitmek yerine adeta, o dinin birparçasıymışgibi kabul edilir.
Erkeğingüç sembolü olması,sadece Araplara veya Müslüman toplumlara has bir durum değildir; aynı zamanda bütün feodal yapılarda, bu özellik mevcuttur. Kısacainsan doğasındavar olan iktidar güdüsü zaman, mekan veşahıslar değişsede hiçbir zaman kaybolmamıştır. Dolayısıylaerkek, daima güç ve iktidar sembolüdür. Yine bunundevamıdadoğanerkek nüfus ile mümkündür.
Erkek çocuğun, getirdiğiçok önemli güzellikler olsa da önceden aranılanbir takım iyi vasıflarının olması gerekir; aksi halde ahlaksız, serkeş, çirkin davranışiı olursa, o anne-babaya çok yazık olur. Böyle bir evladı olan, sürekli ayıplama oklarınahedef olarak ondanbıkıp usanırlar;
Ah er ola bir sefih üser-keş Etvarı kerıh ühulkı nahaş(493) Teşnı' ohınaolup nişane Bızarola andan ata ane (494)
Kays'ın babası, aynı zamanda bir kabile reisidir. Her cinsten malı mülkü çoktur. Fakat bir varisi yoktur. Bir gün mutlaka ölüp gidecektir. Dolayısıyla kendinden sonra iktidarının devamı için bir haleflazımdır. Kız evlatla bu servet ve kudreti muhafaza etmenin imkanı yoktur; mutlaka bir "oğul"a ihtiyaç vardır. Oğulsuz insan, daha dünyada iken, telef olmuş demektir. İnsanı ölümsüz kılan
A,Ü,TÜrkjyatArastırmalarıEnstitüsü DereisiSayı25 Erzurum 2004
Emvali cemi-i cinsden çok
Amma bu
cihand~varisi yok (486)
Ger
kılsa anıtelef havadis
Yoh bir halefi ki ola varis (487)
Ferzendesüz ademi telefdür
Baki eden ademi helefdür (488)
31
Erkek evlat, bir itibar
kaynağıdır;kabiliyetli erdemli bir çocuk, o ailenin en
değerlihazinesidir.
Diğertürlü, bir insanda,
dünyanınbütün serveti olsa fakat halefi
olmazsa bu servet, hiçbir
şeyifade etmez;
Hoş
ol ki halefden ola
hoş-dilDünyada bir
oğliola kabil (491)
Pirayesi ola dest-giiha
Sermayesi ola izz ü caha (492)
c-
Doğan çocuğa İsim Verme:Çocuk dünyaya geldikten sonra kabile büyükleri bir araya gelerek ona, Kays
ismini verirler;
Akvam u kabaili olup
şadOL nev-rese Kays koydular ad(528)
d-
Dadı:Eğitim, doğumla başlayan
uzun
bir süreçtir. Eski
toplumlarınhemen
hepsinde,
gücü
yeten
bütün
aileler,
çocuklarının eğitimive
bakımıiçin
mürebbiyeler,
dadılartutarak
çocuğuniyi
yetişmesini sağlarlardı.Hatta erkek
çocukların savaş eğitimleriiçin bile silah
ustalarıtutulur,
onlarınbirer cengaver gibi
yetişmeleri sağlanırdı,Çocuğun,
ebeveynden sonraki ilk
eğitmeni, dadıdır. Dadı,sadece
çocuğungünlük
ihtiyaçlarını karşılayan bakıcı değil;o,
aynızamanda, iyi bir
eğitmendir. Doğalolarak çocuğun,bedensel ve ruhsal
gelişmesinde,anne ve babadan sonra en
önemli
kişidir.Çünkü
dadı, çocuğun doğumundanitibaren -hatta henüz üzeri
kanlıyken-eline
alırve
buluğ çağınakadar bizzat ilgilenir. Kimi zaman onu
gözyaşlarıyla yıkar,kimi zaman da süt yerine,
ciğerindenkan verir;
Daye
anıpak
kıldıkandan
Kaldurdıbu hakdandan(526)
Guslin verüp
ab-ı çeşmiterden
Süt yerine verdi kan
ciğerden(527)Kısaca dadı,
bir anne
şefkatiyle, çocuğunen güzel
şekilde yetişmesiiçin canla
başla çalışır;R.Kızıltunç,Fuzuli'nin Leyla ve Meçnun Mesnevisi'nde Gündelik Yasa m Can ilekılurdıdaye i'zaz
Esbab-ıkemal-i terbiye saz(529)
32
Çocuk, dadının elinde bjr şaheser, bir sanat harikasıolur; onunla belirli bir hüviyetkazanır.Böylece bir"mah-ınev" veya bir "bedr-i kamil" olur;
Çün terbiyeti edip odaye Verdi eser-i tamam ol aya(546) Gün günden edüpkemal-İ hasıl OL mah-ı nevoldıbedr-i kamil(547) e- Sünnet Olma:
Sünnet, genellikle Müslümanlık ve Yahudilik'te, sadece erkek çocukları kapsayan, gelenekten öte dini bir vecibedir. Her erkek çocuğun, gelişme ve ergenliğe geçme sürecinde, çok önemli bir dönüm noktasıdır. Erkek doğan her çocuk, mutlaka bu süreçten geçmekzorundadır.
İslamiyet'le birlikte Türkler, islam'ın her vecibesini olduğugibi bunu da o kadar benimsemişve önemsemişlerdirki bu olayı, erkekliğinilk adımıolarak kabul etmişlerdir.Hatta sünnet olmayanakızbile verilmez.
Sünnet, sıradanbasit bir olaydeğildir;en azdoğumkadar kutlu ve önemli bir hadisedir. Saraydan avama kadar toplumun her tabakası, sünneti kendi imkanları dahilinde en güzel şekilde düğünlerle, şenliklerlekutlar; memleketin ileri gelenleri davet edilir, yemekler tertiplenir, fakirler doyurulup giydirilir. Zaten saray çevresindeki kutlamalar çok daha abartılı ve gösterişlidir. Haftalarca süren bu düğünlerboyunca her gün, alemler tertiplenir, ziyafetler verilir.
Kays, on yaşına geldiğinde adetler gereği, sünnete hazırlanır. Bu sebeple memleket ahalisinden önde gelen şeref ve itibar sahipleri, davet edilir, çeşitli eğlenceler düzenlenir. Kays'ın babası, hesabı yapılamayacak kadar altınlar ve gümüşler harcar. Bu iş o kadar abartılır ki, bir süre sonra oradakileri, fakirlik korkusu alır. Halk, iyi niyetli Kays'ın babasının, sefalete düşeceğinden endişe etmeye başlar.Çünkü öyle sofralar donatılmışöyle meclisler düzenlenmiştirki, bu debdebe ve ihtişam, Cemşid'den başkasınanasip olmamıştır. Hasılı Kays, böyle bir hengameyleerkekliğeilkadımınıatar ve artıkokulçağınagirer;
Çün sürat ile dönüp zemane Onyaşınayetdi ol yegane (550) Babasına mukteza-yıadet Farzoldıkianıede sünnet (551) Cem etdi ahali-yi diyarı
Her sahib-i izz uitibarı(552) Bezl eyledi ol kadar zer ü sim Kim yetdi kıyasafakrdan bim(553)
A,Ü,TürkjyatArastırmalarıEnstjtüsü DereisiSayı25 Erzurym 2004
Halk anda görende kesret-i mal Birnoldı kimünakıs ola hal (554) OLsafzamır üpak-meşreb
Bir bezmge eyledi müretteb (555) Kim görmedianı çeşm-isagar Cemşiddenözgeye müesser( 556)
33
f-OkulaBaşlama:
Kays, sünnet olduktan sonra sıra okula gelmiştir. Bunun için gerekli hazırlıklar yapılır;ders araç ve gereçleri giderildikten sonra okula gönderilir;
itmama yetüp tarlk-i sünnet Taıım-iulüma yetdi nevbet ( 557) Esbab ana eyleyüp müretteb Verdiler anunla zib-i mekteb (558)
Mektepte, kız erkek karışık halde; bir sıra kız, bir sıra da erkek düzeninde otururlar;
Mektebde anun laoldıhemdem Bir niçe melek-misalkızhem (559) Birsafkız oturdıbir safoğlan Cemoldı behiştehur ugılman(560)
Kays, okula başlamasıyla birlikte, ilk defa, ailesinin dışında yeni insanlar görmeimkanına kavuşur.Kays için bu, sosyal hayataatılanilkadımdır.
2- Namus veAşk Anlayışı
Aşk,tarih boyunca, kimi zaman dinsel kimi zaman töresel nedenlerden dolayı yasakla birlikteanılmıştır.Sevmek sevilmek, her ne kadarinsanın doğasındaolsa da, bazen dinsel bazen töresel nedenler, bu ilahi duyguyu birtakım kurallarla belirli çerçevelereoturtmuşlardır.
Eski Türkler'de kadının sosyal yeri çok önemlidir. Hem göçebelikte hem
yerleşikte; erkeğin yanında,onunla aynıkaderipaylaşancanyoldaşıdır.Ancakİslam
medeniyetine girdikten sonra benimsedikleri, erkeğin hakim olduğu aile hayatı, fetihler sonucu farklımilletlerle temas, kadını doğal ve müşterekhayattan ayırarak, evde ve kafes arasında mahsur bırakmıştır.Özellikle Bizans saltanatınakonduktan sonra katın büsbütün sosyal hayattan tecritedilmiştir.Gündelik yaşamdaikinci sınıf muamele gören kadının edebi mahsuIIere yansımış bazı özelikler şöyledir:
R.Kııı!tunc, Eyıulj'ninLeyla ye Mecnyn Mesneyisi'nde GÜndelik Yasam
34
Mel'une(dişi şeytan), kaşık düşmanı, baykuş,akrep;
saçıuzun
aklı kısa,ahmak,
yalancı,hilekar,
vefasız,yüzsüz,
acımasızvs.
6Kadının
ikinci
sınıfmuamele
gördüğübir toplumda
aşık olması,en
ayıpve
utanç verici bir hadisedir.
Leyla'nın aşkagiriftar
olduğu,dilden dile
dolaşarak,nihayet annesinin
kulağınakadar gelir.
Söylendiğinegöre Leyla,
aşkamüptela
olmuştur.Bunun üzerine anne, hemen onu dizinin dibine
alıp, tatlısert bir üslupla
nasihate
başlar;Derler seni
aşkamübtela sen
Bıganelerile
aşinasen (662)
Sen handan u
aşkzevki handan
Sen handan u düst
şevk-ihandan (663)
Buna
karşılık erkeğin aşık olmasıo kadar da vahim
değildir.Hatta erke.kliğin şanındandır.Fakat
aşk kızın layığl değildir;Oğlan
aceb olmaz olsa
aşık Aşıklık işi kızane
layık(664)
Böyle bir durumda
kız,sadece kendini
ayıplamaklakalmaz
aynızamanda,
ailesinin de
itibarını beş paralık etmişolur;
onları utandırırve dik
başlarınıyere
düşürür.Daha da kötüsü, ailenin namus ve
şerefitehlikeye girer, lekelenir;
Ey iki gözüm yaman olur ar
Namusumuzıitürme zinhar (665)
Biz alem içinde nik-namuz
Ma'riif-i
tamam-ıhas u amuz( 666)
Nenek ile dahi edelim laf
Biz demeyelüm sen eyle insaf(667)
Bu cürmü
işleyenbir
kız çocuğu,gerekirse
babası tarafındanda
cezalandırılır.Herkes bu konuda çok
acımasızdır;kimse gözünün
yaşınabakmaz;
Neylersen
eğeratan
eşitseKahr ile sana siyaset etse (669)
Ergenlik
çağına gelmişbir
kıza yakışanhareket,
babasınınevini ve
anasınındizini mekan tutup,
kısınetinibeklemesidir. Ergenlik
çağına gelmişbir
kız,ne kadar
kendini
dışdünyadan soyutlar ne kadar
dışarıda görünınezse,o kadar merak edilip
6AgahSırrı Levend: DivanEdebiyatı Kelimeler ve Remizler-Mazmunlar ve Mefhumlar, Enderun Kitabevi,İstanbul, 1984, s. 581-83.
A,Ü,TÜrkjyatArastırmalarıEnstitüsü DergjsjSayı25 Erzurum 2004 35
ilgi gösterilir. Böyle
ağır başlıbirini herkes merak edip görmek isteyecektir; bu da o
kızın itibarının artmasıdemektir;
Büt kimi bir evde eyle menzil
Olma dahi her yanaya mail (673)
Anka kimi uzlet eyle
pişeEyle
revışeyle kim
hemışe(674)
Gerçi adun ola dilde mezkür
'
Görmek seni olsa
gayr-ımakdür (675)
Hoşol ki
kızı hemışegizler
Hod gözlü gerek
hemışe kızlar(676)
a-
Gizli
Aşk:İnsan tabiatında
olan; fakat
ayıplanıpyasaklanan
aşk,bir
kayanıniçindeki
tohum gibidir;
zamanı geldiğinde,kendine uygun bir ortam
bulduğunda,o
kayayı yarıp çıkacaktır. Şartlar gereği, aşikarolamayan Leyla ile Kays
arasındaki aşkda bir
müddet gizli devam eder. Bu süre
zarfında aşıklar,türlü bahanelerle bir araya gelir
veya
kaşgöz
işaretleriylebirbirlerine
duygularınıifade ederler;
Kalmadı
zebana
tab-ıgüftar
Kim eyleyeler muhabbet izhar (6
ı ı)Keyfiyet-i hal
kılmağa !aşGelmişdi
tekellüme göz ü
kaş(612)
Eylerdi gözüyle bu
hıtabıKaşıyla
verirdi ol
cevabı(613)
b-
AşkınDile
Düşmesi:Yeryüzünde hiçbir
sıryoktur ki sonsuza kadar gizli
kalsın.Leyla ile
Kays'ında
aşklarıbir zaman sonra
ifşaolur ve dillere
düşer. Artıkherkes
Kays'ın,Leyla'ya
aşık olduğunu,hatta onun esiri
olduğunu konuşmaya başlar. Doğalolarakda bu
dedikodular,
Leyla'nınailesinin
kulağınakadar gelir;
Dilden dile
düşdibu fesane
Faş oldıbu macera cihana (643)
Kim Kays oluben
esır-iLeyli
Leyli dahi
salmışana meyli (644)
Tedrıc-i müsavıile nagah
Leylinin
anası oldıagah (645)
R.Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ye Mecnun Mesnevisi'nde GÜndelik Yasam 36
c-
AşkYüzünden Yurdu Terk etme:
Leyla'nın aşkıyla Mecnun olan Kays'ı, arkadaşları, kendine gelmesi için, kırlaragötürüp, eğlendirmekisterler. Burada Mecnun(Kays) , gezip dolaşırkendaha önceden gelmişolan Leyla'yı görür ve kendinden geçer. Bir süre baygın yattıktan sonrauyanır;fakat uyandığındaLeyla yoktur;
Gördü ki nigardannişanyoh Bir cism-i ftisürde var can yoh (857)
Dıvanekalup peri gedüpdür Salupanıdil beri gedüpdür (858)
Bunun üzerine Mecnun, üstünü başını yırtıp feryat eder ve arkadaşlarından özür dileyerek, artıkeve geri dönmeyeceğini,bu aşkın girdabından asla bir daha kurtulamayacağınısöyleyip çöledoğruyolalır;
Çak eyledi camekıldınale Hali bedeloldıözge hale (859) Terk etti libas-ılale güni Rahtoldıtenineeşk-ihüni (860) OL şıve-i aşkiçinde mahir Kıldukdavasiyetini ahir (897)
Kıldugözediptarık-i vahşet
Eshiibdaninkıta-ıülfet (898) Sahrayadüşüp güneşmisali Tenha yürüroldı laubali (899)
3- Evlenme Adetleri:
a-
KızlarınCilve Etmesi:
Divan şiirinde sevgilinin yeri, baş köşedir. Onun özelliklerini sayarken acımasızlığı başta gelir. Yine aynı sevgili dönek veya yalancıdır, fıtneler kopartıp ortalığı birbirine katabilir; bazen şefkatli ve merhametli de olabilir. Onun süsıenmesi,tabiata örnek olur. Kolay kolay kendini göstermez. Aşık,onun hayaliyle yaşar. Onunla ancak rüyada görüşülebilir veya mektup yardımıyla temas edilebilir.Ancak nazı hiç eksik olmaz. Çok nazik ve nazenindir; en ufak şeyden incinebilir.7
Halkedebiyatımahsullerinde sevgili, dahadoğaldahasıcakve canayakındır; aşığasebepsiz yere, cevr ü cefa etmek, aşığı ağlatmak, başkalarıyla kıskandırmak, fıtne çıkarmak gibi takıntılanyoktur. O, bazen suda salınarakyüzen ördek, bahri
A,Ü,TürkiyatArastırmalarıEnstitüsü DergisiSayı25 Erzurum 2004
37
veyakuğu; bazen havada si.lzülerek uçan suna, turna veya keklikşeklinde karşımıza
çıkar.s Onun sesi, bülbülün öti.lşügibi güzel; yüzü de ördeğin yüzü gibi sevimli ve küçüktür. Kızlar, mest gözleriyle büyi.ller yaparak, işveve naz satarlar; oğlanlarise zaten dayanamazalırlar;
Kıznergis-i mest edüpfıisün-saz Oğlanasatan daİşvevi.!naz
(562)
Oğlanniçe sabrpişe kılsunVersabrıhem olsanişe kılsun
(563)
b-
Kız İsteme:Mecnün'un, hiçbir şekilde, Leyla'sız iflah olamayacağını anlayan babası, sonunda Leyla'yı babasından istemeye karar verir. Bunun üzerine, eşraftan ileri gelenleri toplayıp, istemeye giderler. Diğer yandan Leyla'nın babası da durumun ciddiyetinden haberdardır.Bu sebeple kabile ileri gelenlerini toplayıp,Mecnun' un babasına karşılama merasimi düzenler. Adetlergereği, kızı vermese de,kapıyakadar gelen misafire, gereken hürmet ve ikramın yapılması gerekir. Leyla'nın babası da hürmette ve hizmette kusur etmez; misafirlerikarşılayıp hoşgeldin eder ve mükellef sofralarla ağırlar. Yeme içme faslı bittikten sonra, bir vesileyle Mecnun 'un babası konuya girer;
Kıldıtalebin özinelazım Cem etdi eali vüeazım(1027) çi.ln Leyliatasıbildi hali Üydürdiekabir ü eali (1029) Karşılarınaolup revane Kıldıanlarla azm-i hanecı030) Ehlen sehlen deyüp demadem Min kez dedi ola har makdem (1031) Ortayabırahdıdürlü hanlar -Takam-ıdil ala mihmanlar (1033) Hanlargötürüldi.lğündeol pir Takrib ile derdin etdi takrir (I 037)
Mecnun'unbabası,uzun ve süslü birkonuşmayla Leyla'yıistedikten sonra bu defa, Leyla'nın babası, sözü ele alır; nezaketi elden bırakmadan, kendisine akraba
s Dahagenişbilgi için bkz. Turgut Karabey:"Karacaoğlan'daSevgili Mazmunu", Folkloristik, Prof Dr. DursunYıldırım Armağanı,Ankara, ı998, s. 243-249.
R.Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ye Mecnun Mesneyjsj'nde GÜndelik Yasam 38 olmanınbirşeref olacağınıve bununlaonurlandığınıbelirtir. Ancak ortada bir sorun vardırki; o da Mecnun'un divane olmasıdır.Bu sebeple kendisini anlamasınıve bu endişesine hak vermesini ister. Ama Mecnun'un ıslah edilmesi ve kara sevda hastalığınaderman bulunması şartıyla kızını, seve seve vereceğini söyleyerek de bütün kapılarıkapatmaz;
OLserv-i semenberünatası OLgenc-i nihanunejdehası(\ 055) Lutf ile dedi ki ey hiredmend Men kimiesır-i dam-ıferzend (l056) Kurbün bilürem manaşerefdür Amma halefum aceb halefdür (I 059) Mecnun deyü tan ederhalayık
Mecnuna menümkızımnelayık(\ 060)
Tedbırile gönderüpmizacın Sevdasınıneyleyesen ilacın(\ 065)
c- Çeyiz Dizme:
Kızınevlenme dönemi adetlerinden biri de çeyiz dizmedir; birkızındünyaya geldikten sonra emekleme, yürüme, okulabaşlamagibi dönüm noktalarındanbiri ve belki de en önemlisi evlenmedir. Dolayısıylabu önemli kavşağagelmeden mutlaka yapılması gereken işler olacaktır; yani evlilik öncesi birtakım hazırlıklar gerekmektedir. Anadolu'da bu hazırlık aşaması"çeyiz dizme" olarak adlandırılır. Bu hazırlık,oldukça uzun bir dönemi kapsamaktadır.Aceleye getirilipgeçiştirilecek bir konu olmadığından,erkendenbaşlar.Bu sebeple Leyla'nınannesi dekızına, artık kalemi, mektebi bırakıp iğne tutması ve nakış yapması gerektiğini söyleyerek, Leyla'ya budoğrultudatelkinlerde bulunur;
Etme kalem ilemeşkdenyad Süzen dut venakşeyle bünyad (67\) d- Nikah :
İbni Selam, Leyla'nın babasıyla anlaşır. Artık nikah hazırlıklarına başlanır. Leyla'yı alma arzusunu gerçekleştirmek için memleketin ileri gelenlerini toplar. Daha sonra söz verdiğicins atları, cariyeleri, güzel kokuları, çeşitli ipek giysi ve diğernikah gereçlerini Leyla'nınevine gönderir;
Cem etdi ekabirin diyarun Ayanınıehl-i rüzgarun (17\\) Gönderdi nikah içün besi mal Şartetdigün etdi cümle irsa!(ı712)
A,Ü,IürkjyatArastırmalarıEnstitüsü DereisiSayı25 Erzurum 2004 39
e-
Başlık Parası:•
Kız çocuğunu, bir meta olarak gören ve "söz kesme" diye adlandırılan bu gelenekte, ileri gelenler, kızın evinde toplanır; erkek tarafı para, altın ve çeşitli değerli eşyaları kız tarafına vermeyi taahhüt eder. "Başlık parası" da denilen bu adet, bugün Anadolu'nun bazı bölgelerde -özellikle Doğu ve Güneydoğu'da- hala devam etmektedir. (bkz. 17i i ve i7i2. beyitler)
f- KızlarınSüslenrneleri ve Gelin Bezerne:
Leyla'nın arkadaşları, düğün dolayısıyla kaşlarına ve gözlerine sürmeler çeker, yüzlerine çivit otu ile ben yapar ve ipek elbiseler giyinirler;
Kızlar kaşaverse resmeden reng Can gözgüsinesalurdıol jeng (1235) Kızlaryüze koysa nilden hal
OLnile çekerdi raht filhal (1236) Kızlardahayal-inakş-ıdiba
OLnaleş-i hayal ileşikiba(1237) Kızlarınelihınadagül-gun Anun elieşki ile pür-hun (1238)
Leyla ise lbni Selam'la evlenmek istemediğinden,karalar giyinip ah u figan edipdüğünevini metem yerine çevirir;
Efgan ile matem etdi süri Matemkede mahfil-i surüri (1722)
Ancak adetler gereği, bir gelin gibi süslemnesi gerekmektedir; zülüfler taranır, rastık çekilir, inciler takılır, eline ve ayaklarına kınalar yakılıp, başına taç giydirilir. Süsleyici kadın,yüzünün güzelliğinisüslerle artırmakiçin zülflinütarayıp benlerini boyarken Leyla da sürekli ah çekerek ve gözyaşıdökerek benlerini bozar, zülfünüdağıtır;
Meşşatasilerdi zülfü halin
ArturmağazTb ile cemalin (1723) 01 ah usiriişkile dem-a-dem Hali güm ederdi zülfi derhem (1724)
Hilal gibi kaşları rastığa baş eğmez, yaşları gözündeki sürmelerini alıp götürür;
R,Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ye Mecnun Mesneyisj'nde GÜndelik Yasam Eğmezdihijali vesmeye baş
Gözden giderürdi sürmesinyaş(1725)
Saçları,adeta taraktan kaçar; boynundaki inci, ona yük gibi gelir;
Gısüsıçekerdişanedenser
Bir bar idi gerdeninde gevher (1726)
Çalgılarıbilebastıran feryadıyüzündenayağına, kınatutmaz; Pabüsınabulmayuphınadest
Kılmışdınekareni üni pest (1728)
40
Yüzündeki aşk ateşi, başındakigelin tacınıyakar; güzel kokular, ona çirkin gelir;
İkille ruhı ururdı ateş
Buy-ihoşana gelürdinahoş(1729)
Evlenme adetleri olarak incelediğimizbu beyitlerden çıkarılacak başka bir gelenek de "görücü usulü" ile evlenme adetidir. Bu gelenek, günümüzde de(özellikle Anadolu'nunkırsalbölgelerinde) halenvarlığınısürdürmektedir.
g- Düğün
Hediyeleri:
Leyla'nın düğün hazırlıkları, tüm hızıyla devam ederken diğer yanda da Mısır'dan,Irak'tanve Hicaz'dan çeşitlihediyeler gelmeye başlar. Gelen hediyeler arasındacins atlar, cariyeler, develer, ipek kumaşlar, çeşitli mücevherler ve güzel güzel kokular bulunur;
Min zerrin nalrahş-ı tazı
Mısrıvü IrakıYÜHicazı(1713) Min cariye vügulam-ıziba Pirayeleriharırü diba (1714) Min nakanebat-ıkand yüklü Nesrin derilü Benefşeküblücı7 I 5) Min tabla abir ü anber ümüşg
Yüz yük güher-i ter ü zer-ihüşg cı7 I 6)
h- Gelinin Baba Evinden
Ayrılması:Yapılan gösterişli düğünün ardından artık Leyla'nın baba evinden ayrılma vakti gelip çatar. Leyla, hem baba ocağından hem de Mecnun'dan ayrılmanın üzüntüsünü içinde yaşamaktadır. Bu sebeple içten içe kan ağlamaktadır. Ancak içindeki bu yoğun duyguları kimseyle paylaşamaz. Çünkü böyle bir durumda
A,Ü,IÜrkiyatArastırmalarıEnstitÜsü DergisiSayı25 Erzurym 2004 41 herkesçe ayıplanacagıkesindir. İşteLeyla, bu duygu ve elemlerle zamanıgeldiginde babasınınevindenayrılır;
Ol nev görenlerıstırabın Tezyınü alMan içtinabın (ı758) Eylerler idi güman ki ol zar Bir özge belayadur giriftar (1759) KılmıştıoJaftabı muztar
Hecr-i peder üfirak-ımMer (1760) Efganınahiç men yohdur
Sen kimi yanan firaka çohdur (1763) Amma buimişçü halka adet Sen hem ceza eyleme ziyadet(ı764)
Leyla'yıüzüntülü görenler, onun bu üzüntüsünün ilk defa evinden ve anasının dizinden ayrıldığınızannederek, onu teselli etmeye çalışıpüzülmemesi gerektiğini; çünkü adetlerin böyle olduğunu ve herkesin bu yollardan geçip muradına erdiğini söylerler. Doğalolarak da Leyla'nın devamlı baba evinde kalıp bütün sevgisini anasına ayıramayacağını ve zaten yakında "gaflet şarabı" içip ana ve babasını unutacağınıbelirtirler;
Kızdaima ata evinde kalmaz Peyveste anaya mihr salmaz(ı765) Lazımmey-i gaflet eyleyüpnuş Eylersen atadan anadan feramuş(1766)
5-
Nakış (Hatırlatmak İçin) :iki seven insanın birbirlerinden ayrı kaldıklarızamanlarda,hatırlarnalarıiçin ufak ama anlamlı hediyeler vermeleri veya sürekli buluştukları yerlere birtakım şekiller kazıyarak sevdiğine verdiğiönemi göstermeleri, günümüze kadar gelen bir adettir. Mesela kızların çeyizlerinde mendi Ilerine, bohçalarına çeşitli motifler yapmaları; buluştukları ağaçlara şekiller kazımalarıvs. birer anlaşmayöntemleridir. Mecnun da Leyla'yaaynı anlayıştanhareketle bir "murabba" sunarak, bunu çeyizine işleyipkendisiniunutmamasınıister;
Nakşet bumurabbaıharire Göranıgetür bizi zamire (1921)
R.Kızı!tunc.FuzuWnin Leyla ye Mecnun MesneYisi'nde Gündelik Yasa m 42
Bazen de, Leyla'da
olduğugibi,
sevdiğinin aşk acısınıunutmamak için bir
uzvunu yaralamak suretiyle
ağlayıpinler ve bu
şekilde,herkesin
daldığı tatlıhayallere dalmaz;
Ol terk
kılup neşatü rahat
Bir
uzvınıeyleyüp cerahat (1233)
Eylerdi bahane ile nale
Düşmezdi
olar
düşenhayale (1234)
6- Çok Evlilik:
Bugün de hala
Doğu toplumlarındave
çoğunluklaAnadolu'nun belli
bölgelerinde devam eden çok evlilik, ataerkil dönemlerden günümüze miras kalan
sosyal bir problemdir. Eski
zamanlarınkölelik
anlayışıiçerisinde,
aslındabir
erkeğekaç
kadının düştüğüveya bir
erkeğinkaç
kadınla evlenebileceğininfazla da bir
önemi olmasa gerektir. Çünkü
kadın,köte
pazarlarındaat,
kumaş,mücevher vs.
metalara
eşdeğerdedirve zafer
sonraları,elde edilen ganimetler içerisinde yerini
alır.Öncelikle
şunuvurgulamak gerekir ki "evlilik yada evlenme"
kavramları, İslamöncesi dönemlerde de
işlerliğinidevam
ettirmiştir. İslam'ıngelmesiyle
birlikte,
kadınıntoplumdaki yeri de kesin kurallara
bağlandıktansonra "evlilik"
daha
başkabir anlam
kazanmıştır.Zaten eski Türk geleneklerinde
kadınınçok aktif
bir konumu
vardır(bkz.7.s, Namus ve
Aşk Anlayışı).Ancak hiçbir zaman da birden
fazla
eşlilik,tam olarak ortadan
kaldırılamamıştır.Bunun sebeplerini de o dönemin
şartlarındaaramak gerekir. Bu
şartlara baktığımızdaöncelikle gücün, eli silah
tutanla yani nüfusla
doğru orantılı olduğunugörürüz.. Güç, iktidar, ismin
yaşatılması kişininkendinden sonra gelecek nesille mümkündür.
İnsanoğlununvar
olduğugünden beri
adının ölümsüzleşmesi dÜşüncesi,adeta onun içine
nakşedilmiştir.Belki
de
bilinçaltındakiölümsüzlük
sırrını,bu
şekildehayata
geçirmiştir.Daha çok güç,
daha çok iktidar; daha da önemlisi, nesiinin devam edip
adının yaşaması,insana
birden fazla
kadınlaevlenme
anlayışını doğurmuştur.Çok
evliliğe başkabir sebepse erkek evlat edinme
çabasıdır.Erkek
çocuğunöneminden daha önce
bahsedilmişti(bkz.4.s, Erkek
ÇocuğunÖnemi).
Kızevlat ne
kadar sevilirse sevilsin veya ne kadar
çalışkan,güçlü, cesur vs. olursa olsun
sonunda, günü
geldiğindebir
kuşgibi baba
ocağındanuçup gidecektir.
Dolayısıylada ebeveyn in
yanındakalacak olan erkek
evlattır.Bu sebeple de erkek çocuk, ne
kadar çok olursa
geleceğeait güvence de o kadar çok olur.
Ayrıcaerkek, baba için
bir övünç
kaynağıdır. Çocuğuolmayan; hele hele erkek
çocuğuolmayan baba, kolay
kolay toplum içine
çıkamaz.Evliliğin amaçlarından
biri; belki de en önemli sebebi neslin
devamıdır.Neslin
devamıda
kişi,ölüp gittikten sonra
adını yaşatacakbirilerinin
olmasıylamümkündür; aksi durumda erkek, ikinci; hatta daha fazla
kadınla izdivacısöz
konusu olur.
Mecnun'un
babası,daha Mecnun olmadan önce, bir erkek evlat sahibi olmak
için dualar eder, türbelere adaklar adar; nesiinin
bekasınıtemin etmek için bir çok
"mahlika sanem"ler
alıponlarla izdivaç eder;
A,Ü,TÜrkiyatArastırmalarıEnstitÜsÜ DeriisiSayı25 Erzurum 2004
EI
kıssaol
aftal-ıkabail
OLpir-i hamidetü'l-hasail (495)
Ferzende olup
hemişetalib
Tahsil-i
beka-yınesle
ragıb(496)
Çok mahlika sanem
aldıÇok turfe zemine
tolım saldı(497)
43
7- Zamandan
ŞikayetDivan
edebiyatınınsosyal yönünü
oluşturanzamaneden
şikayette şairler,genellikle kendi devirlerinde
yapılanzulümlerden, düzensizliklerden ve kötüye
kullanmalardan
şikayetederler. Bu konuda, Fuzuli'nin
Şikayetname'siünlüdür.
Leyla, Mecnun'dan
ayrılıp,zorla
İbniSelam'la evlendirilmek istenince, bir
gazelle
feleğe,sitemlerde bulunur. Bu
şiir, aynızamanda, Fuzuli'nin dünya
karşısındaki tavrınıda
anlatmaktadır;Hilaf-ı
re'yüm ile ey felek medar etdün
Meni gül ister iken
mübtela-yıhar etdün (1750)
Mürür-ıömrde bir dönmedün muradum ile
Döne döne mana zulm
etmeği şiaretdün (I 75
i)İhanetümde
nedür bilmezem murildun kim
Aziz-i alem iken har u haksar etdün (1752)
İmidvaridüm evvel ki bir
neşatgörem
Bina-yımihnetümi
şimdiüstüvar etdün (I 753)
Cera eliyle
kılupçak perde-yi sabrum
Nihan olan
gamumıhalka
aşikaretdün (1754)
Verada vermeye can vermedün mana mühlet
Meni bu ahd
verasında şermsaretdün (1755)
Bir özgeni mana yar eylemekdesen güya
• Menümle yar
olanıözge ile yar etdün (1756)
Meğer
bilindi Fuziili sana felek hali
Ki
varınıbu cihanun yoh i'übar etdün (1757)9
9Eyfelek, heparzuınun hilafınadevr ettin; beni, gül ister iken dikenlere müptela ettin.
R.Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ye Mecnun Mesnevisi' nde GÜndelik Yasa m
44
B- Toplumsal Faaliyetler
1-
Savaşlar:a-
Savaş Hazırlıkları:Mesnevilerde görülen
savaştasvirlerine
bakıldığında,genellikle iki
farklı savaştasvirleri göze çarpar; bunlardan ilki
Şehname tarzı savaştasvirleri ki bu tarz,
plan olarak hemen
tamamıyla Şehname'deçizilen ordu tasvirlerinin adaptesinden
ibarettir. Bu tasvirde önce bayrak
açılarakordu
toplanır;toplanan askerlerin
çokluğundan dağlarlaovalar deniz gibi
kaynaşır, aydınlıkgün,
kalkan
toz
bulutundan karam.
Ardındanordudaki filler,
askerlerin giyim
kuşamlarıve
hazineler gibi
diğerteferruata geçilir.
LODiğer
bir tasvir de yerli tasvirlerdir. Bu tasvirde eser, destani bir üslupla
kaleme
alınmasına rağmenbüyük ölçüde, tarihi gerçekleri
yansıtaneserlerdir.
Gazavatname türü bu eserler, dönemin sosyal ve siyasal izlerini
taşıması bakımındanayrı
bir yeri
vardır.iıLeyla ve Mecnun mesnevisi,
hikaye olarak bir Arap çöl efsanesine
dayanmakla birlikte Fuzuli, bu hikayeyi kendi
anlayışınagöre, tasavvufla platonizm
ekseninde, oldukça realist bir eser meydana
getirmiştir. Dolayısıylatasvirler, bir
vakanüvis
edasıylakaleme
alınmış; şairinsanat gücü de eklenince ortaya bir
şaheser çıkmıştır.Eserde Kumandan Nevfel, Mecnun'a
yardım amacıylaiki taraf
arasındaara bulucu olmak ister. Bu maksatla
Leyla'nın babasınabir mektup göndererek
Leyla'yıMecnun'a vermesini ister. Ancak
Leyla'nın babası,bu saatten sonra böyle
ÖmrÜm boyunca bir keredönmedİn muradımca; Döne döne bana zulüm etmeyi mişiarettin? Bana ihanetle ne istersin bilmem;
Alemin azizi iken, beni zelil üperişanettin. Önceden bir sevinç yüzü görmekten Ümitliydim; Şimdiise bela vesıkıntımın binasınıabad ettin. Cefa eliyleyırtıpdasabrımınperdesini; Gizli olangamımıhalkaaşikarettin.
Vefa için canverrneğevermedin bana mühlet; Beni bu sözünde durmapazarındamahcup ettin. Biryabancıyıbana dost eylemektesin güya; Ama benimle yarolanı başkasıile yar ettin. Ey Fuzuli! yoksa sanafeleğinhali mi göründü ki, bucihanın canınıyok gi\)i hesap ettin?
10Ahmet AtillaŞentürk:XVI. Asra Kadar AnadoluSahasıMesnevilerinde Edebi Tasvir/er, Kitabevi,İstanbul,Ekim2002,s.504-505.
A,Ü,JürkjyatArastırmalarıEnstitüsüDereİsİ Sayı25 Erzurum 2004 45 bir şeyin mümkün olamayacağınıbildirerek Nevfel'in mektubuna olumsuz cevap verir. Bu durum, Nevfel'i çileden çıkarır;çok sinirlenen Nevfel, savaşmayakarar verir. Savaş haberi, karşı tarafa ulaşınca,onlar da savaş hazırlıklarına başlar. Artık ok yaydan çıkmıştır;eli silah tutan cengaverler toplanmayabaşlanır.Her iki taraftan da şefkatve merhamet duyguları kalkar ve savaş hengamesi başlar. İki ordu, tıpkı satrançtahtasındakigibi birbirikarşısında, savaşdüzeni alır;
Cem etdi sipah-ı bı-nihayet Çaldurdınefir ü çekdi rayet (I 5i2)
OL kavm hem oldular haberdar Cem eyledilersipah-ıhunhar (15 I 3) Refoldıki tarafdan azerm
Hengame-i remzi etdiler germ (1514)
b-Savaş:
Bütün hazırlıklar tamamlandıktansonra artık kan dökme vakti gelip çatar. Her iki ordu da bütün donanımı ve güçleriyle savaş meydanındakiyerlerini alırlar. Çok çetin birsavaş başlar;gah mızrakcanalırgah ok kan dökmeye başlar;
Geh mizekılurdı cansitanlı
Geh navek ederdi hunfeşanlı(15 19)
Öyle bir savaş cereyan etmektedir ki kılıcın keskin ve sivri diliyle ayrılan bedenler, zırhlarla saçılan kanlar, gürz ile kırılan kaburgalar havada uçuşmaktadır. Savaş,adeta tüfenk ile kılıcın, gök gürültüsü ve şimşeğe döndüğü, belayağdıranbir bulutolmuştur.Buşekliyletam birkıyametgününüandırmaktadır;
Eylerdizeban-ıta'n-ı şemşİr Ahval-i adem vücüdatakrır(152i)
Ahvaline halkunağlayupzar
Çeşm-i zırh olmuşidi hün-bar (1522) Gürz ileolurdı hurd her su
Cevşenlere üstühan-ıpehlü (1523) Rezmoldıbelayağışlubirmlğ
Rad u berk-i tüfeng ilmetlğ(1524)
c-
Esaret :Eserde esaret konusu, tahkiyede geçen savaşla bağlantılı olarak değil de Mecnun' la Leyla'nın arasındaki aşkın içinde; sembolik olarak geçmektedir. Hikayeye göre bir gün Mecnun, çaresiz bir şekilde dolaşırken tuzağa düşmüş bir
R,Kıııltunc, Fuıuli'ninLeyla Ye Mecnun Mesneyjsj'nde GÜndelik Yasa m 46 güvercin görür ve hemen onu kurtannak ister. Fakat gUvercinituzağa düşüren avcı, kendisinin ve ailesinin geçimini bu şekilde sağladığını, eğer güvercini uçurursa sefalettuzağında kalacağınısöyler. Ancak bir şartlagüvercinin uçup gitmesine izin vereceğini, Mecnun'a söyler. Bunun üzerine Mecnun da kolundaki inciyi, avcıya vererek o esirkuşu kurtarır;
Verdianı aldıo esiri
Üftadenin oldu dest-gIri (1196)
Savaşlarda, kazanan tarafın, mağlup tarafın her şeyini alma hakkı vardır. Bunların içinde her türden hayvanlar, mücevherler, kumaşlar, altınlar, paralar ve adına"cariye" denilen kölekadınlar vardır.
Eserde kölelik, Leyla'nınevine gönderilen hediyeler arasındabahsedilir; ibni Selam, düğünden önce Leyla'nın babasına verilmek üzere, söz verdiği eşyaları gönderir; bunların arasında bin cariye ve bin guliim yani hizmetçi de vardır. Bilindiğiüzere cariyekadınköle, gulam ise erkek köledir;
Min ciiriye vüguliim-ızibii Piriiyeleri harIr ü dibii (1714)
2-Günlükİşler
a-
Avcılık:Avcılık, günümüz anlayışı içerisinde, geçimini yabani hayvanları avlayarak sağlayan insanların mesleği olarak bahsedilmektedir. Mecnun, bir gün kırlarda dolaşırken tuzağa düşmüş bir kuş görür. Kuşun bu haline acır ve onu tuzağa düşürenlere kızar. Kuşu kurtarmaya karar verdiği anda avcı ortaya çıkar ve asla salıvermemesini;çünkü geçimini buşekilde sağladığınısöyler;
Gördü ki biravcıdamkurmuş Damınagazeller yüzurmış(1160)
OLdamacefil.-yıçer-i gaddiir Birahünın eylemişgiriftiir (1161) b- Ticaret:
Eser, sembolik olduğundan bir çok kavram da sembolik olarak geçer. Bu kavramlardan biri de ticarettir. Bir gün Mecnun, körlük bahanesiyle Leyla'nın kapısınagelir. Leyla'ya hitaben, onungamı sayesinde ticaretiöğrendiğini; Leyla'nın ayağının toprağına karşılık kendi göz nurunu verdiğini, bu suretle çok karlı bir iş yaptığınısöyler;
Dergiihunageldüğümdeey hür Sermiiyem idi gözümdeki nür (1695)
A,Ü,TÜrkjyatAraştırmalarıEnstitÜsÜ DereisiSayı25 Erzurum 2004
Öğretdigamun mana ticiiret
Yüzşükrkikılmadum hasiiret
(1696)
Göz nürunıhiik-i piiya verdüm Az cinsümi çoh behiiya verdüm
(1697)
47
Aşk pazarında kızlar tüccar, erkekler ise müşteridir; kızlar, mest gözleriyle büyüler yaparak işve ve naz satarlar. Erkekler ise bu naz ve işveleri satın almakta aceleci davrananalıcılardır;
Oğlanlara kızlarolsalar yiir Aşkaulunurreviic-ıbaziir
(561)
Kıznergis-i mest edüp fiisun-saz OğlanasatandaişveYÜnaz(562)
Oğlanniçe sabrpışe kılsunVersabrıhem olsanişe kılsun
(563)
c- Mesire Yerleri ve
E~lenceMeclisleri:
Klasik edebiyatta, bahar tasvirlerinde yeşil ve çimen olayın mekanını teşkil eder. Buralar, uzun vesıkıcı kışgecelerinde, kapalımekanlardasıkılan insanlarınbir araya gelipgönüııerince eğlendikleriverahatladıkları alanlardır.
Leyla'nın annesi, kızını sıkıntılı ve içine kapanıkgörünce çoküzüıür.Onun, biraz olsun açılıp kendine gelmesi için arkadaşlarını bir araya toplar ve durumu, Leyla'nın arkadaşlarına anlatır. Bunun üzerine Leyla'nın arkadaşlarıda onu alarak kırlaragötürerek ilkbaharlatanışmasını sağlarlar;hep birlikteeğlenmeye başlarıar;
Sahrayaçıhardıol nigan
Kıldı güııerarznevbahiirı(1343) Tii gussii vü gamdan ola iizad Bir dem güle oynaya olaşad
(1344)
Ola bir niçe bikr-i pak-daman Hemriih olup oldularhıriimiin
(1345)
İbni Selam, Leyla'nın babasındanevlenme sözü alınca aşka gelerek sakiden, ruh dinçliği veren, cansızlara can bağışlayan, şenlendiren, ateş gibi kırmızı şarap ister;
Siik! bizeriihat-ıreviin ver
Cansuzlara himmet eyle
din
ver (1703) Kılmest bizi mey-i mugiindanR.Kızıltunc,Fuzuli'njn Leyla ye Mecnun Mesneyjsi'nde Gündelik Yasam
48
Şarap, sohbet meclislerinde kuruyan dudakları ıslatır, dimağı tazeler, gam merhalesindeyapayalnızkalaninsanınyari vearkadaşıolur;
Arayiş-isohbet eyle saki
Ver bade mürüvvet eyle saki (278) Bir eam ilekıl dimağumıter Lutf eyle bir iltifat göster (279) Gam merhalesindekalmışam ferd Ne yar u nehemnişinne hemderd (280)
d-
Kervan:
Leyla'nın İnbi Selam'la düğününün ardındankervan alayları hazırlanır;göç çanları çalar, çadırlar açılır,ay yüzlü güzeller develerin üzerinde "mahrnil" bağlar. Leyla da çaresiz ve üzgün birşekilde, bir mahmile bindirilir. Kervan hareket etmeye başlayınca Leyla'nın feryat ve figanı, develerin çan sesini bastırır. Ancakyapılacak birşeyyoktur ve göçbaşlamıştır;
Acz ile duakılurdıol mah
izhar-ı niyaz edüp ki nagah (2544) Çekdi ceresü'r-rahil Avaz
Resm-i hüdi etdi sarban saz (2545) Göçoldı açıldıbargehler
Buhtllere mehd çekdi mehler (2546) Bir mahmile bindi Leyli-yi zar Küh-igamınetdi nakaya bar (2547) Efganıedüp ceres ünin pest Aşkımeyi etdinakanımest (2548)
3-
Haberleşme Araçlarıa- Güvercin:
Karınca, güvercin gibi hayvanların, hikaye kahramanlarına yardım etmeleri ve yol göstermeleri, halk masallarınınhemen hepsinde çok kullanılan motiflerden biridir. Bu hayvanlar, hiç olmadık yerde ortaya çıkar ve kahramanları düştüğü zor durumlardan kurtarırlar. Bir de bu eserde olduğu gibi sevenler arasında haberleşmeyi sağlarlar.
Leyla ilegörüştürülmesiyasaklanan Meenun, yaşadığı ıstırabı avcınınelinden kurtardığı güvereine anlatarak onunla dertleşir ve Leyla'ya ulaştırması için, bir mektup verir;
A,Ü,TÜrkjyatArastırmalarıEnstitüsüperı:isj Sayı25 Erzurum 2004 Sen kasıd imişseney hammame
Menden hem ilet nigara name (1205) Gör hecr-irühında ıztırabum Peykanum ilet getür cevabum (1206)
49
b- Mektup:
Yazıyla birlikte uzakları yakın eden haberleşme araçlarının en öneml isi mektuptur. Divan şiirinde aşk, bir name yani mektup olacağı gibi bazen de sevgilinin yanağındakiayva tüyleri de kağıt üzerinde bir mektup olur. Yine saç, yanak üzerindeki duruşuyla Çin şahından Rum ülkesine gönderilmiş bir mektubu andırır. Yazanın duygularını yansıtacak şekilde iple bağlanır, ucu kıvrılır veya ucu yakılır. Aşlğa, sevgiliden gelen mektup, vuslat etkisi yaptığı gibi aşığın sevgiliye gönderdiğimektup da masallardaki dert küpüdür. Hele bu mektup, sevgilitarafından kabul edilip okunmayadeğerbulunursaaşık,sevinçten havalara uçar.
Mektup bazen sıla, özlem; sevinç, tasa; ayrılık, vuslat; sevgi, nefret olur. Bazen de öfke olup Mecnun'un ahı gibi her yeri kavurur. Can dostu Zeyd, birgün gelip Leyla'nın İbni Selam ile evlendiğini söyler. Mecnun bu haber karşısında kahrolur;ahı,gökleri tutar ve bu ah ile sitem dolu bir mektup yazar;
Mecnun ki haberdenoldıagah Gerdüna yetürdişule-i iih (185i)
Hiime kimiyaşdöküp dem-ii-dem Name kimi kametinkıluphem (1854) Yazdı alıbeneline hame
Dildarınabir itab name (1855)
c-
Rüzgar:Divan şiirininklasik mazmunlarındanolan "biid-ı saba"nınhaberci özelliğini bu eserde de görmemiz mümkündür. Sabanınkelimeanlamı,gün ile gecenin beraber olduğu zaman yani şafak vakti gündoğusundan esen yele denir. Mecazi olarak, sevgilinin semtinden esen rüzgardır. Nesim de aynı anlamdadır. Bazılarına göre seher vakti kıble tarafındanesen rüzgardırki Hz. Yusuf'un gömleğininkokusunu, Hz. Yakub'agötürmüştür. Şairlerde burüzgarı, aşıkla maşuk arasında tebliğ vasıtası
saymışlardır.12 Ayrıca
saba yel inin, bütün bir gecenin mahmurluğunu, ağırlığını, uyuşukluğunu alıpgötürücü veferahlatıcı özelliği vardır.
Fuzuli, bad-ı sabanın şiirsel veya mecazi yönünü kullanarak, tıpkı Yusuf'la Yakub arasında kurulan bağa benzer bir tavsifle Leyla ile Mecnun arasındaki haberleşmeyi sağlar. Yalnız başına Mecnun'dan ayrı kalan Leyla, birileriyle konuşma ihtiyacıduyar ve içini"bad-ısaba"ya açarak onunladertleşir;
12Ahmet Talat Onay: Eski TürkEdebiyatındaMazmunlar veİzalıl(Haz. Cemal Kurnaz),
R,Kızıltunc,Fuzuli'nin Leyla ye Mecnun Mesneyjsi'nde GÜndelik Yasam
Eylerdi sabaya derdini ishar
Keybad-ı sabadırimdizinlıar(1305) El gafil iken bu maceradan
Sultana sena yetür gedadan (1306)
50
Şair, klasik anlayışla aşık-maşuk tiplemesini, sultan-geda şeklinde adlandırmıştır. Burada sevgili veya Leyla, sultan; aşık yani Mecnun ise gedadır. Divanşiirindesevgilinin "sultan",aşığınise "geda"vasfı bulunmaktadır.
Leyla'nıniçinde bir merak vardır; bu merak da Mecnun'un Leyla'dan ayrı kaldığızamanlar neyaptığı,kimlerle konuştuğuveyaeğer Leyla'yıseviyorsa, onsuz kaldığızamanlar neyle teselli bulduğudur;
Gör münis ügam-güsarı kimdür Bizden ki usandı yari kimdür (1307) Gönli kimün iledürteseııi:
Yadınagelür mi hiç Leyli: (1308)
Başka bir yerde Leyla'nın okula gitmesi ve kimselerle goruşmesi yasaklanınca o da çaresizlikten rüzgarla dertleşir ve o servi boyludan haber getirmesini ister;
Lutf edüpsen meger ey bad bu günden böyle Veresen bir haber ol serv-ihıramanumdan(722)
d- Zeyd:
Şiirde Zeyd, Leyla ile Mecnun'un can dostu ve en güvenilir insandır. Birbirlerinden ayrı kaldıklarında,aradaki irtibatı sağlayan tek kişidir. Gözü açık, ~esurbir kişidir. Leyla'nın etrafındabirkuşbile uçurtulmadığızamanlarda, mutlaka bir yolunu bulup Mecnun 'un mesajını ulaştırır. Aynı şekilde Leyla'nın mesajını da Mecnun'a ulaştırır.Bir defasındaMecnun'dan aldığımektubu Leyla'ya vermek için yola koyulur. Ancak değil Leyla'nın yanınavarmak; bulunduğubinaya girmek bile imkansızdır.Bunun üzerine Zeyd, düşünüp taşınırve büyücü kılığındaiçeri girmeye
çalışır.Bu şekildeiçeri girmeyi başarır.Bir zaman sonra İbni Selam'ında güvenini de kazanır. Öyle ki ibni Selam, Zeyd'le dertleşir olmuştur. Yine bir gün ikisi
dertleşirken ibni Selam, Leyla'nın sıkıntılı olduğundan bahseder ve Zeyd'den bir büyücü olarak, sıkıntılarının çözümüne yardımcı olmasını ister. Bu, Zeyd'in tam aradığı fırsattır. Hemen bir muska yazarak Leyla'nın yanına varır ve gizlice, muskayıverirken cebindesakladığıMecnun'un mektubunu da Leyla'ya verir;
Mektüb ile Zeyd olup sebk-per Azmeyledi eyle kim kebüter (1937)
A.Ü.TÜrkiyatArastırmalarıEnstitüsü DergisiSayı25 Erzurum 2004 Çün yetdi nigar olan diyara
Mekr ile visalekıldıçare (1938) Efsün ileurdısihrden dem
Ta İhniSelamaoldıhem dem (1939) LeyIlnüneşitdi vasf-ıhalin
Keyfıyyet-imihnet ümelalİn(1940) Dedi bilürem nedürdevası
Uş yazılumendedürduası(1941)
51
Aslında Zeyd'in yazdığı muska, Mecnun'un mektubundan başkası değildir. Bu mektubu, muskaşeklindeLeyla'yauzatır;
Bir dem oturup gelüpkıyama EIurdı revançıhardıname (I 944)
Tavızdedi vükıldı ta'zım
Evvel öpüp andan etdi teslim (1945)
Burada( 1945) dikkat çeken bir nokta da iki tarafarasındaelçi konumundaki kişinin, getirdiğiemaneti teslim ederken öpüp başınakoyduktan sonra karşıtarafa vermesid ir.
Zeyd, sadece mektubu ulaştırmaklakalmaz; aynızamandaşifahiyaniağızdan da mesaj lar iletir;
Zeyde dedi ey refik-i sadık
Menvahşıyehemdemimuvafık(2388) Çün müjde-i merhamet yetürdün Yarun haberin mana getürdün (2389) Menden hem ana yetür senalar Arz eyle sürüd lar dualar (2390)
Yine başkabir zaman, Mecnun ile Zeyd dertleşirkenyani Mecnun, gönlünün sırlarınıZeyd'e döker. ArdındanZeyd, pervanenin sözünü çerağa,bülbülün haberini bağa ilettiği gib Mecnun'un sözlerini Leyla'ya ulaştırmak için Leyla'nın memleketine doğruyola koyulur;
Çünraz-ıdilin düketdi ol zar
Zeyd eyledi azm-i küy-ıdildar (2426) Pervane sözin deyüpçerağa
R.Kızı!tunc,Fyzyli'nin Leyla ye Mecnyn Mesneyjsi'nde Gündelik Yasam 52 Ancak Zeyd, her zaman böyle güzel haberler getirip götürmez. Bu haberler içinde biri vardır ki Zeyd'in Mecnun'a ulaştırdığı son haber olacaktır; Leyla'nın ölümü. Bu, Zeyd'in götürdüğüen acı ve en zor haberdir. Duyar duymaz yollara düşerve Mecnun'aacı gerçeğiduyurur;
Kim Zeyd-isitem-resıde-İzar olvakıadanolup haberdar (2927) Fi'l-hal kılup azımet-irah Mecnun-ihazınietdi agah (2928)
Leyla ve Mecnun mesnevisi, temelde, bir arap çöl hikayesi olmasına karşın Fuzuli, bu basit hikayeyi,beşeriliğindenbirşeykaybettirmeden, tasavvuftaki vadet-i vücud akidesiyle platonik aşk anlayışını birleştirerek bir şaheser meydana getirmiştir. Şüphesizburada en önemli pay, şairin sahip olduğu sanat gücüne aittir. Eser, şairin söz ve anlam sanatlarını kullanmadaki mahareti, dini ve tasavvufi bilgileri ve halkın o dönemdeki sosyal hayatı ile asırlara dayanan kültürel ögelerini içinde barındırmasıylabenzerlerindenayrılır. Ayrıca Fuzuli ile kahramanı Mecnun, içinde yaşadıkları dünyaya karşı isyan duygusunda birleşirler.Bundan dolayıdırki değişik şairlerce otuza yakın Leyla ve Mecnun kaleme alınmış olmasına rağmen Fuzuli ileözdeşleşmiştir..
ABSTRACT
Althoııghthe MesneYi of Leyla andMecnıınreflect the sophistic world Yiew of Fuzuli by means of a platonic loye story, infact it is possible to recognize the social relationships and social life in all their yitality in the work. The artistic talent of the poet transformed the simple, didactic doctrines of a loye affair into an enthusiastic and diyine loye.