I.
XVII.Yüzyılda İmparatorlujtun Durumu
II. yüzyılda, özellikle ikinci yarısından itibaren, Osmanlı paratorluğu'ndagenel birgerileyiştensöz edilebilir. Sultanlarzayıfve yeteneksizdir; ortayaçıkansiyasalboşluğuvalide sultanlar, gözdeler (Kösem, Hatice Turhan gibi), ya da sadrazamlardoldurmuştur.1
Eski görkemli fetihlerden eserkalmamış, devlet XVi. Yüzyılındinamizmini
yitinniştir. Fetihlerin yokluğu ganimet yoklugunu, bu da üçte ikisi sadece yeniçerilerden oluşan pahalı bir orduyu beslemek durumunda olan devletin gelirlerinde önemli birdüşüşügetirir.2
Askeri yenilgiler, diplomatik ödünler, toprak terkleri İmparatorluğun üstünlüğünü mutlak olmaktan gitgide uzaklaştırır. Ek olarak ekonomik alanda da
paranın değerinin düşürülmesi, ek harçlar,olağanüstüvergiler, ödenmeyenaylıkve ücretler ve Batılıların ekonomiksızmalarının başlaması söz konusudur. Yeniçeriler
sık sık ayaklanır, esnaf ve küçük tacirler baş kaldınr, Anadolu'da, Suriye'de ve Lübnan'dayığınlaayaklanma görülür.;
Herşeye karşın, bu dönemdeOsmanlılar hala göz ardı edilmemesi gereken bir gücü temsil ederler.Yüzyılboyunca, bir çok kez yeniiseler de,Bağdat veIrak'ın
yeniden fethini, Girit'in fethini, Viyana surlarının dibine dek uzanan tehdidi
gerçekleştinnişlerdir.Ancak Viyanabaşarısızlığı, Batı'da olağanüstübiryankıyayol
açmışveOsmanlı yenilmezliğimitosununzayıflamasına katkıda bulunmuştur.4
İmparatorluğun içinde bulunduğu duraklama ve gerileme sUreci, sanat ve kültür yaşamını de etkilemiştir. Kaynakların azalması mimariye yansımış, yüzyıl
boyuncaİstanbul'daancak iki cami ( Mavi Cami ve I. Ahmet Camisi)yapılmıştır.
Ancakbunların yanı sıra, çeşmeler,kervansaraylar vehanların yapılması, ekonomik
yaşamınherşeye karşın canlılığını yansıtır.s
Yüzyılın yazarları ve tarihçileri geleneği izlemekle yetinmişlerdir. Bu dönemde düşünve kültüryaşamında, Koçi Bey'i, Mustafa ali'yi, Katip Çelebi'yi, Hüseyin Hezarfen'i , Naimli'yı ve Evliya Çelebi'yi anmak gerekir. Dönemin kimi
• Atatürk Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, SahneSanatlarıBölümüA.Paştmrıa
Oorevtisi.-i Robert Mantran, "XVII. Yüzyılda Osmanlı Devleti: İstikrar mı Gerileme mi?", Osmanlı
İmparatorlu~uTarihi I, Çev: ServerTanilli, CemYayınevi, İstanbul1995, s. 316. 2A,g.m., s. 291.
; A,g.m., s. 305. 4A,g.m., ss: 318-9. 5A,g.m., s. 319.
tarihçileri-devlet içindeki konumlarından dolayı- yer yer eleştirel bir tutum takındıkları halde devlet mekanizmasının tümünü degerlendirip eleştiremezler. Devletin iç yaşayışı kendilerince de tam bilinmediginden, Osmanlı Devleti
tartışılmayanbir devlettir.6
Bıına karşılık, Batı'nın İmparatorluk hakkındaki görüşlerinde belli bir ilerlemevardır.Devletin gücü hala çok büyüktür ve dinselaçıdangizemli birhavası
vardır. Ancak dikkatli gözlemciler eleştirel araştırmalara yönelmişlerdir.Özellikle XVII. Yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan, Batılı elçilerin yanlarındaki dogu dillerinin bilgisiyle donanmış yorumcu çevirmenier, gerçege herkesten iyi nüfuz edebilecek durumdadırlar.Bu kişilerindevletin görevlileriyle kurdukları dogrudan ilişkilerle karşılıklıbiraçılış gerçekleştirilir.Bu yeni durumun sonuçlarıda içinde
bulıınulandegil, gelecekyüzyıllardakendiniduyuracaktır.7
İşte tüm bu durum ve koşullarda, çeşitli gerekçelerle, hatta kimi zaman gerekçe uydurularak, İmparatorlugıın sosyal yaşamını renklendiren, (geçit törenleriyle birlikte) otuzdan fazla şenlik gerçekleştirilmiştir. XVII. Yüzyılın, devletin içinde bulıındugu siyasi-ekonomik-sosyal tabloya karşın, altı yüz yıllık Osmanlıtarihinde belki de en fazlaşenlikdüzenlenen dönemoluşu,dikkate deger bir olgudur.
II.
XVII.
Yüzyıldaki Osmanlı Şenliklerive Geçit Törenlerii.Ahmet Dönemi (1603-1617)
4Kasım1604 : i. Ahmet'in ogıu Osman'ın dogumu, yedi gün yedi gece duraksız donanına ve
şenliklerle kutlanıyor.8
12 Ekim 1606 : imparatorlugıın Avrupa'daki üstünıügünün sonu sayılan Zsitva_Torok Antlaşması'ndan bir gün sonra, 12 Ekim'de bir
şenlik düzenleniyor.9 Şenlik
hem İstanbul'da, hem
Budin'de, hem Komran'da
yapılmıştır.Lo
13 Haziran 1612 :i.Ahmet'in l3 yaşındaki kızı
Ayşe Sultan'ınNasuhPaşave6 6 A.g.m., s.320.
7 A.g.m., s. 320.
8 Metin And,Osmanlı Şenliklerinde TürkSanatları, Kültür ve TurizmBakanlığı Yayınları,
Ankara 1982, s. 20.
9 Özdemir Nutku, Tarihimizden KültürManzaraları, Kabaıcı Yayınevi, İstanbul 1995, s. 78.
Lo Özdemir Nutku,LV.Mehmet'in EdirneŞenliği, Türk Tarih KurumuYayınları, Ankara
yaşındaki kızı Gevherhan
Sultan'ın Öküz Mehmet Paşa
ile nikahlanınaları dolayısıyla
düzenlenen çifte dagün
şenligi.11
Eylül 1612 : i.Ahmet,İranelçisiKadı Han'ı etkilemek için İstanbul'a
görkemli birgiriş yapıyor.12
1613 : Bir vezirin üç oglunun sünnet
şenligLI3
II.Osman Dönemi (1618-1622)
1621 : Rus Hasekisi II. Osman'ın ilk erkek çocugunu dogurunca yedi
gün yedi gece şenlik
yapılıyor.14
25Ocak1622 : II. Osman'ın Lehistan seferinden zaferle İstanbul'a dönmesi ve Hz. Muhammed'in dogum günü çakışıyor. Çifte nedenHşenlikdüzenleniyor.LS IV.Murat Dönemi (1623-1640)
1624: IV. Murat'ın kız kardeşi Fatma Sultan'ın Çatalcalı Hasan Paşa ile evlenmesidolayısıyla şenlik düzenleniyor.16
1630: Fatma Sultan'ın ilk kocasının
ölümünden soma Canbolat
Mustafa Paşa ile evlenmesi
dolayısıyla şenlik
düzenleniyor.i?
10Altustos1635:Erivan'ın ele geçirilmesi üzerine yedi
Rün
yedi geceşenlik yapılıyor. 8
11 Özdemir Nutku, Tarihimizden KültürManzaraları,s. 134. ıı Metin And, s. 16.
13 Özdemir Nutku, IV. Mehmet'in EdirneŞenıi~i,s. 22. 14 Metin And,ss: 20, 62.
15 A.g.y., ss: 15,22,29,132.
16 Özdemir Nutku, Tarihimizden KültürManzaraları,s. 134.
i? A.g.y.,s.134.
19A.g.y., s.228. 20A.g.y., s.22.
21Özdemir Nutku, a.g.y., s.134.
22MetinAnd, s.20. 23A.g.y, s.22. 24A.g.y.,s.218. 25A.g.y.,S.16. 26A.g.y., s.22. 27A.g.y., s. 15.
1637: LV. Murat Bagdat seferine
çıkarken esnaf loncaları geçit alayıdüzenliyor.19
9Aralık1638 : Sadrazam Hüsrev Paşa baş kaldıran Abaza Mehmet Paşa'yı yenip tutsak aldıktan
sorıra İstanbul'a zafer girişi
yapıyor.20
1639: IV. Murat'ınBagdat seferinden
dönüşü dolayısıyla şenlik düzenleniyor.2l
SultanİbrahimDönemi (1640-1648)
2 Ocak 1642 : Sultan İbrahim'in ogıu
Mehmet'in dogumu oç gün üç geceşenlikle kutlanıyor.22 25A~ustos1645 :Hanya'nın fethi dolayısıyla üç
gün Oç geceşenlik yapllıyor.23
1645: Sultan İbrahim ikibuçuk
yaşındaki kızı Fatma Sultan'ı Yusuf Paşa'yla evlendirirken
şenlikdüzenleniyor.24
IIMart 1646 : Padişahın dört yaşındaki kızı Fatma Sultan'la Musahip Fazh Paşa'nın dOgünü dolayısıyla düzenlenenşenlik.2s
1646 : Osmanlı ordusunca kırk gün
kuşatılan Resmo'nun düşüşü dolayısıyla üç gün üç gece
şenlik yapllıyor.26
1647 : Sultan İbrahim'in Telli
Haseki'yle nikablanışı
dolayısıyla şenlik
28Özdemir Nutku, a.g.y., s. 134. 29A.g.y., s. 134.
30Metin And, a.g.y., s. 16. 31A.g.y., s. 232.
32Özdemir Nutku, a.g.y.,s. 134.
33Metin And, ss: 20, 35, 241-2. 34A.g.y., s. 15.
35A.g.y., s. 22. 36A.g.y., s. 22.
1648 : Padişahın iki yaşındaki kızı
Beyhan Sultan'la Sadrazam Rezarpare Ahmet Paşa'nın
dügünşenligi.28
IV. MehmetDönemi 0648-1687) 1649: Yedi yaşında tahta çıkan IV.
Mehmet'in sünnetşenligi.29 28Şubat1655 : Sadrazam ibşir Mustafa
Paşa'yla IV. Mehmet'in
kızkardeşi Ayşe Sultan'ın
dügünü dolayısıyla şenlik
düzenleniyor.30
1657 : Ordu Girit seferine çıkarken
düzenlenen esnafalayı.31
1663 : Padişahın emriyle sadrazarnın
Avusturya elçisi Prens von Leslie onuruna düzenlettirdigi
şenlik.32
2 Haziran 1664: Şehzade Mustafa'nın doğumu
oütün imparatorlukta düzenlenen şenliklerle
kutlanıyor.33
1667 : i. Ahmet'in kızlarından Fatma Sultan Silistre Valisi Yusuf
Paşa'yla evlendigi için şenlik
düzenleniyor.34
27 Eylü11669 : Kandiye'nin alınışı dolayısıyla
şenlikdüzenleniyor.35
10Aralık1670: Venediklileri yenen Kaptan-ı
Derya'nın istanbul'a zafer
13 Eylül 1672 : Kameniçe'nin alınışı dolayısıyla düzenlenen üç gün üç gece sürenşenlik.37
14Mayıs1675: Padişahın,büyük oglu Mustafa ile küçük oğlu Ahmet'in sünnetleri ve on yedi yaşındaki kızkardeşi Fatrna Sultan'ın
Musahip Mustafa Paşa ile evlenmesi dolayısıyla
düzenlenen, otuz üç gün ve gece süren Edirne'deki büyük şenlik. Bu XVII. Yüzyılın en görkemli ve uzunşenliğidir.38 20 Mart 1678 : Ordu Rusya seferine çıkarken
düzenlenen esnaf alayı.39
II. Ahmet Dönemi 0687- 1691)
1692 : Padişahın ikiz şehzadelerinin
doğumu dolayısıyla
İmparatorluğun her tarafında
düzenlenen, sekiz gün ve gece sürenşenlik.40
11 Nisan 1694 : IV.Mehmet'in kızı
ÜmmUgülsüm'le Silahdar Çerkes Küçük Osman Paşa'mn düğün şenlikleri.41
II. Mustafa Dönemi 0695-1703)
1695: IV. Mehmet'in kızı Fatrna
Sultan'ın Silistre Valisi
Tımakçı Mehmet Paşa ile
düğünü ve II. Mustafa'nın kızı Ayşe Sultan'ın doğumu dolayısıyla düzenlenen çifte
şenlik.42 III.
OnİkiBüyükŞenlikve BuŞenliklerdekiSanatsal Gösteriler
37A.g.y.,s. 22.
38Özdemir Nutku, a.g.y., s. 134. 39Metin And, a.g.y., s. 234. 40A.g.y.,s.20.
41A.g.y., s. 16. 42A.g.y.,s. 16.
Ele aldıgımız dönemdeki yogunluklarına karşın, şenliklerden on iki tanesi büyük:şenlik niteligi taşır. Bunlar: 1606'da, 1612'de, 1613'te 1. Ahmet tarafından; i624'te, 1630'da, 1639'da LV. Murat tarafından; 1646 ve l648'de Sultan İbrahim tarafından; i649'da, 1663'te, 1672'de ve 1675'te IV. Mehmet tarafından gerçekleştirilen şenliklerdir.43 Bunlardan LV. Mehmet'in l675'te Edirne'de düzenlettirdigi büyük:şenlik dışında digerleri İstanbul'da yapılmıştır.XII. Yüzyılda
şenlilderin dUzenlendigi kent İstanbul'dur.44 Bunun dışında, bir de İstanbul'la aynı andaİmparatorlugun çeşitlikentlerinde düzenlenenşenlilder vardır.
İstanbul'u bu dönemde "sık sık ortaya Çıkıp büyük zarar veren yangınlar;
yeniçerilerin yarattıgı terör, baskı ve yagma olaylan, Müslüman, Hristiyan esnafı haracabaglamış olmaları;arada bir büyük depremler; birkaç kez Haliç'in donması ve Galata'dan İstanbul'a yürüyerek geçilmesi" gibi olaylarla sosyal yaşamı
hareketlenen bir kent olarak betimleyebiliriz.4s Sosyal yaşamı olumlu yönde canlandıranbirbaşkaöge olarak şenlikler"...Avrupa'daki kralşenliklerinintersine, yalnızcamutluazınlıkiçin degil, geniş halkyıgınlarıylabirlikteyapılmıştır. Bu tür
şenliklerin halkıngünlükyaşamıyla kaynaşmış olduklarınırahatça söyleyebiliriz."46 Sabahtanbaşlayıpgeceyansınadek sürenşenliklerde,incelernemizin konusu olan sanatsal gösteriler, ikindi ve gece gerçekleştirilirdi. Sünnet ve evlenme şenliklerinin düzeni aynıydı; geçit törenleri, gösteriler, törenler usill yönünden benziyordu, fakat içeriklerifarklıydı.47
Şenliklerdeki sanatsal gösterileri; a) Geçit Töreni Gösterileri b) Seyirlik Oyunlar
• ÇeşitliHüner Gösterenler • Donanınave Gece Eglenceleri c) Müzik, Dans veSoytarılık
ç) Dramatik Gösteriler
biçimindesınıflandırabiliriz.48Busınıflandırmayıfarklıbiranlayışla başkabir biçimde kuran Metin And, şenliklerdeki sanatlara, özelliklere şenliklere tanıklık
etmeleri bakımından önemli buldugu şiir ve resmi, şenlik yerinin düzenlenmesi
baglamında mimarlık,dekor ve süslemesanatlarınıekler.49 a) Geçit Töreni Gösterileri
43Özdemir Nutku, a.g.y., s.ı34. 44A.g.y., s. 29.
4SÖzdemir Kaptan (Arkan), Reyo!lu,İletişim Yayınları, İstanbul1993, s. 160.
46 Özdemir Nutku, a.g.y., s. 35. 47 A.g.y., s. 33.
48 Bu sınıflandırmayı yaparken büyük ölçüde Özdemir Nutku'nun IV. Mehmet'in Edirne Şenli!i'nde yaptığı sınıflandırmaya bağlı kaldım.
Bu grupta, nahıllar, yapma bahçeler, şeker tasvirleri ve esnaf gösterileri
sayılabilir. Bu gösteriler köken olarak ritUelllere, dinsel törelere ya da Anadolu Selçukluları'nadek uzanan esnaf örgütlenmelerinedayanıyordu.~o
Dügünler için hazırlanan nahıllar, dügtlnü yapanın statüsünü ve ekonomik gücünü gösterirdi. Evlenmelerde kızın, sünnetlerde çocugun ailesi tarafından hazırlanan nahıl, agaç biçiminde, üzeri balmumu meyveler, hayvan figürleri ve çiçeklerle, renklikagıtlarve parlak nesnelerle süslü, geçit törenlerindealayınönünde
taşınan "phallaphoric" bir simgeydi.~ı Türk şenliklerindeilk kez ne zaman ortaya çıktıgı bilinmemekle birlikte, bilinen en eski kayıt, l449'da II. Murat'ın oglu Mehmet (sonradan Fatih)'in ve Sitti Hatun'un dügünleri dolayısıyla düzenlenen şenliktegörüldügü üzerinedir.~2
1612'de i. Ahmet'in düzenlettirdigi çifte dügün şenliginde otuz kadar ev
yıktırılmış;~3 yıkım iki dev nahılınrahatça taşınabilmesiiçingerçekleştirilmiştir.
Metin And,nahılların geçişiüzerine,şenlikle aynı yılFransa'dayayınlananküçük bir kitapçıga dayanarak şunları söyler: "550 tersaneli, balyozlar, kürekler, sırıklar, kaldıraçlarla nahıllara yol açıyor, alayın önüne çıkacak engelleri kaldırıyorlardı. Bunlar iki devnahıldı. Ortalarındanve tepenoktalarından çeşitliiplerle vesırıklarla dik tutturuluyordu.,,54 1645'te Sultan İbrahim'in iki buçukyaşındaki kızı Fatma Sultan'ın YusufPaşa'ylaevlendirilmesi üzerine Naima şöyle yazar: " .. .iki buçuk yaşındakicihanpadişahının kızıkendisine namzetkılındıve büyük nahillerişlenmek içUn ferman olundu. Atmeydanınabakanİbrahim Paşa sarayıtamir ve bir iki gönül bezeyici köşk ve eşsiz bir pavyon ilavesiyle tamir olundu. Ve nahillerm geçecegi yollarda,darlık veren balkonlaryıkılarakyollargenişletildive böylece evlendirme
işinetam ehemmiyet verildi."~~ Yine Naima'ya göre, 1646'daki dügünşenligiiçin, ellişer adamın götürdügü minare gibi iki nahd için sagdıç Sadrazam Salih Paşa tahminen elli binkuruş ödemişti.~6 1675'te Edirne'de düzenlenen büyükşenlikteise dörtçeşitnahdvardı.Bunlar, büyüknahıllar,küçüknahıllar, gümüş nahıllarveşeker nahıllarıydı.Büyük ve küçükler, şehzadelerinsünneti ve HaticeSultan'ınevlenmesi nedeniyle, gümüşve şeker nahıllar ise yalnızca evlenme içinhazırlanmıştı. Sünnet dügünü için iki büyük,kırkküçüknahıl,evlenme dügünü için iki büyük,kırkküçük, ikigümüş ve sekiz şeker nahıl yapılmıştı.Bu şenlikteher birini yüzaltmış forsanın taşıdıgıbüyüknahıllarHarem-i Hümayun'undış kapısı önUne halatlarla baglanmış ve sünnetşenligininsonuna dek oradakalmış;küçüknahıllar Padişah'ın otagıönüne
50 Özdemir Nutku,LV. Mehmet'in EdirneŞenliği,s.65.
51 A,g.y., ss:65-6.
52 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, "Nalıilve NakilAlayları", Belleten, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Cilt: XL,sayı: 157,Ankara1976,s.56.
53 Özdemir Nutku, Tarihimizden KültürManzaraları 54 Metin And, a.g.y., s.216.
55 NAimA Mustafa Efendi, Niiima Tarihi, çev: ZuhuriDanışman, ZuhuriDanışman Yayınevi,
Cilt: 4,İstanbul 1969,s.1662.
yerleştirilmiş; evlenme şenliğinin nahıııarı da Damat Paşa'nın sarayındaki geniş
düzlüğe yerleştirilmişti.57
Bunların dışında, XVII. Yüzyılda nahılınbir yeniçeriayaklanmasındaparodi ögesi olarakkuııanıldlğlgörülür. Buna göre yeniçeriler, IV. Murat döneminde, "12 Mart 1632'de ikinci kez baçkaldırmışlardı. Defterdar Mustafa Paşa 'nın, Yeniçeri
Ağası Hasan'ın vePadişah'ın gözdesiMusa'nın başını istiyorlardı.Tüm dkkanlar üç gün kapalı kaldı. İsteklerini elde eden zorbalar türlü taşkınlığa başladılar. Bir kamaval alayı gibi geçiyorlar, kartondan yapılmış çeşitli hayvanları ve uzun
meşaleler taşıyorlardı. Evden eve gidiyorlar, para istiyorlar, vermeyenlerin evlerini
ateşe veriyorlardı. Bu, Ramazangirişiyle geceleri sürüp giderdi. Bayramınilk günü önemli kişileri, evlerine nahıllar gönderip eğlencelerine katılmaya çağırdılar. Her
nahılınüzerine bir notiliştirilmişti;burada para ya da malistiyorlardı.,,58
Geçit töreni gösterilerinin birbaşkailginç ögesi, yapma bahçeler veşekerden
tasvirlerdi. l675'te bunlar,nahıııarın ardı sıra geçirilmişti. Biryabancı tanığagöre, bu bahçeler üç ya da dört metrekare büyüklüğündeydi ve kimileri "zarif tepeler, ufacık yollar, bin birçeşitçiçek ve ağaçlar üstünde meyveler, ortada yaz köşkleri, bitkiler ve ağaçlar arasında kuşlar, çeşitli hayvanlar" ile süslenmişti.59 Şenlikteki bahçelerin bazısı fıskiyeli, bazısı havuzlu, bazısı da ağaçlıydı. Bahçeler bazen
menekşe,bazen de güllerle süsleniyordu.Düğün alayıııdaiki meyve ve menekşeyle kaplı
iki çiçek bahçesi vardı, bu bahçelerin ikisinin de ortasında birer köşk
bulunuyordu.60
1675 şenliğinin önemli konularından biri de şekerleme ve şeker işleriydi.
Sünnet alayındaki şekerlemeler, 20ü'den fazla hayvan figürünü kapsıyordu. Her tasviri Uç ya da dörtkişi kaldırabiliyordu. Ayrıcaiki yUz sandık kadar akide ve
çeşitli şekerlemeler vardı. Bunlardan sonra, etrafı çimeni yansılayan şekeriekaplı,
büyUcek bir şeker bahçesi geçirildi. Şekerden yapılmış hayvan tasvirleri, şenliği
izleyen yabancı tanık Covel'a göre "acemice ve ilkeldi". Aralarında Devekuşu, Tavuskuşu, Kuğu, Pelikan, Aslan, Ayı, Tazı, Geyik, At, Fil, Manda, Koç vb hayvanlar vardı. Büyüklükleri kırk altı santimden yetmiş altı santime kadar
değişiyordu.Daha sonra bunlarşenlik alanınakonup halkayağmalattırılmıştı.61
Şenlikteki gelinalayındaise yedikatırm taşıdığı şeker sandıkları,sekizşeker nahılı ve iki şeker bahçesi geçirilmişti. Bu bahçenin içinde şekerden btilbüller, aslanlar,çeşitli kuşlarvebalıklar, tavuslar, karacalar, develervardı. Ayrıcaher birini ikiadamın taşıdığı büyUkbaş tablalarında akideşekerleribulunuyordu.62
S7 Özdemir Nutku, IV. Mehmet'in EdirneŞenli~i,ss: 66-70. S8 Metin And,a.g.y.,s. 224.
S9 Aktaran: Özdemir Nutku,a.g.y.,s. 72.
60 A.g.y.,s.72.
61 A.g.y., s. 73.
1612'dei.Ahmet'inİstanbul'a girişiiçin düzenlenen görkemli geçitalayında ise agırlık zeybeklerdeydi. "...yapma bir gemi, kartondan ya da tahtadan aslan, kaplan, pars, deriden büyük biryaratık, çok iri boyda tahtadan bir balta, bir çiçek bahçesi gibi birtakımtasvirleri bu zeybeklertaşıyordu."63
1675 şenliginde, esnaf gösterilerine ancak dördüncü gün sırageldi. Her gün ikindiden sonra esnaf alfabetiksırayagöre Otag-ıHllmayun'un önünden alanlarıyla
ilgili gösterilerle geçippişkeşlerini Padişaha sunmuşlarve sonra kendilerineayrılan
yerde Padişah tarafından verilen yemekleri yemişlerdi. Bu şenlikte esnaf gösterilerindeşöylebirsıralama vardı:
4. Gün: Edirne ekmekçileri, çörekçileri,dokumacılarıve degirmencileri. 5. Gün : Edirne ve İstanbul anarları, Edirne ve İstanbul kagltçıları, Edirne veİstanbul ayakkabıcıları.
6. Gün :İstanbul koyun kasaplan ile sıgır kasalan, Edirne kasapları, Edirne veİstanbul bakkalları,Edirne veİstanbul mumcuları.
7. GUn : İstanbul ve Edirne debbagları, Edirne postacıları, İstanbul eskicileri.
8. Gün:İstanbulbezcileri, tesbihçileri, Edirne veİstanbul kuyumcuları,
edirnesaraçları.
9. Gün: Edirne bezestan esnafı, kavukçuları, İstanbul kavukçuları ve arakiyecileri, Edirneçakşırcıları,Edirne ve İstanbul başçıları, Edirnekılıççıları, İstanbul kıhççılarıvebıçakçılan, İstanbul ve Edirnehallaçları, İstanbulve Edirne yahudileri, İstanbul ve Edirne nalbandarı, Edirne yorgancılan, Edirne tesbihçileri.
]O. Gün: Kürkçüler, bezirganlar.
] 1. Gün : Edirne ve İstanbul çadırcılan, Edirne ve İstanbul terzileri,
İstanbul nalçacılan, berberleri, Edirne ahçılan, halıcılan, Edirne ve İstanbul
okçularıveyaycılan, arpacdarı.
13. Gün:Mısır bezirganları,İstanbulbezestanesnafı, saraçları,eskicileri, semercileri, Edirne semercileri,nalçacıları.
]4. Gün : İstanbul ekmekçileri, kazancılan, kalaycıları, yorgancıları ve Ed ime berberleri.64
Arabalarla geçen esnaf, bir yandanyaptıkları işlerisergilerken diger yandan kendi çalışmalarını yansıtan sahneler göstermişti. Sözgelimi, demİTciler demir döverek, terziler elbise dikerek, kasaplar koyun keserekgeçmişlerdi.65
Esnafıngeçit töreni gösterileri herşenlikte yapılıyordu. Sergiledikleri mallar veçalışmalarını yansıtan sahnelerlehalkınbUyük ilgisini çeken bu esnaf töresi XIX.
Yüzyılın sonlarınadeksUrmüştUr.66
63 Metin And, a.g.y., s.ıl0.
64Özdemir Nutku, a.g.y., 55:73-4.
65A.g.y.,s.75. 66A.g.y.,SS:75-6.
Bu bölümde anılabilecek ilginç bir nokta, Evliya Çelebi'nin LV. Murat Bagdat seferineçıkarkenesnafloncalarınındUZenledigi geçitalayıUzerinedir. Evliya Çelebi bu geçitte 57 gruptatoplanmış i i09esnaf tUrU saymaktadır. Bunların içinde toplumdıŞı, ugraşlarısuçsayılan kesimler devardı. Başı bozuklar, yankesiciesnafı,
gidiler, halkı dolandıran, aldatıp kUrege gönderen Kasımpaşa mukallidleri, yersiz yurtsuz,ahlaksızgençler gibi toplumdışıolanlar da bu geçitte yeralmışlardı.Evliya Çelebi,bunların subaşınınpususunadüşüpdefterliolduklarını,defterleasesbaşıyave
subaşıya vergi verdiklerini, sayılarmı, yerlerini ve kimliklerini yalnız subaşının bildiğinibelirtir.67
b)Seyirlik Oyunlar
Bu bölümde daha çok sirk sanatlan yeralmaktadır. Bunların yanında bir de gecelerigerçekleştirilen ıŞıkgösterilerinden söz etmek gerekir.
• ÇeşitliRüner Gösterenler
1675 şenliğinin seyirlik oyunları arasında, canbaz, zorbaz, şemşirbaz,
ktzebaz, gözbagacı, yılanbaz, hayvan oynatıcılar, gölge oyuncular ve kuklacılar bulunuyordu.68
Şenliklerin en tehlikeli gösterilerini gerçekleştiren canbazları üç grupta toplayabiliriz:
I. İpüstünde yürürkençeşitliakrobatik gösteriler yapanlar
2. Direk ya da dikili taşlara tırmananla;- ve direk üstünde akrobatik hareket yapanlar (Bunlar bazenyağlanmışdireklere detırmanıyorlardı)
3. Uzun de~ekler üzerinde yürüyüp çeşitli danslar ve hareketler yapanlar.69
Bu şenlikteki sünnet ve evlenme dügünlerinin yerleri ayrı olduğundan canbazlarınhtlner gösterdikleri yerler deayrıydı. Sünnetşenliğindeipşenlik alanına, evlenme düğününde Selimiye'nin minaresinin ikinci şerefesinden Damat Paşa sarayınınbahçesinegerilmişti.70 İmparatorlugun çeşitliyerlerinden gelmekle birlikte çoğunluğu Türk olan canbazların gösterdikleri hünerlerden bazıları; eline terazi yerineikihançer alarak ipin üstünde hiç birşeyetutunmadanhızlayüzseksen derece arkaya dönebilmek, sırtında eşekle ipin üstünde dansetmek, sırta baglanmış zenci çocukla kaval çalarak ip üzerinde yürümek, ayağa sepet bağlayıp dansetmek, tabanıara keskin tarafı gelmek üzere ayağa kamalar bağlayıp yürümek, ip üzerine kılıçkoyup üzerinden atlamak, ip üzerinde dansederken havayazıplayıpipin üstüne
bağdaş kurmuşbiçimdedüşmekve yine havayazıplamakgibinumaralardı.'!
Direkte canbazlıkyapan hüner sanatçıları, ip yerine, yüksek direkler, dikili
taşlar, gemi serenleri kullanıyorlardı. 1675'te bir canbaz üzerinde top bulunan bir
67Aktaran:MetinAnd,a.g.y., ss: 228, 247.
68Özdemir Nutku, Tarihimizden KültürManzaraları,s. 34. 69Özdemir Nutku, IV. Mehmet'in EdirneŞenlil!i,ss: 82-3.
70A.g.y.,s. 83. 71A.g.y.,ss: 84-5.
direge tınnanmış, başınıdiregin tepesindeki topun üzerine koyarak amudakalkmış ve ellerinibırakarakkendini topun üzerinde duran başıyla dengelemişti. Bir digeri, beline kalın köseleden enli bir kemertakmıŞ olarak sivri uçlu bir diregin tepesine ÇıkmıŞ, göbegini diregin sivri ucuna koymuş, kollarınıve bacaklarını açarak eksen
yaptıgıgöbegi üzerinde onbeşdakika süreyledönmüştü.72
Üçl.lncü gruptaki canbazlara "paçlebaz" deniyordu. Bukişilerbazen çok uzun degTIekler üzerinde yürüdüklerinden terazi de kullanıyorlardı. Bazı paçlebazlar bu yüksek tahtaayaklıklarlaipin üzerineÇıkıptehlikeli oyunlaryapıyorlardı. Bazen de alana topluca Çıkıp ayaklarındaki degneklerle topluca dansediyorlardı. 1675 şenliginde Mısır'lı bir paçlebııZ, ayagında 2.75 metre uzunlugundaki degneklerle, önce birayagını kaldırıpdigeri üzerinde dönerek dansetmiş, sonra yine tek degnek üzerinde kendini dengelemişti. Daha sonra çapı 1.37 santim olan bir siniyi, bir yandan dansederken diger yandan orta parmağının ucuna koyarak döndünneye başlamıştı. Canbaz siniyi bir sol bir sag elinin orta pannagına geçiriyor, gitgide döndünnehızını artırırkenbir adam gelippaçlebazın ayagındakidegTIeklerden birimi çıkarmışve canbaz tek ayagındaki degTIekle çalınan parçaya uyarak on beş dakika kadardansetmişti.73
Zorbazlar, adlarından anlaşıldıgı üzere bedensel güç kullanarak hüner gösteriyoriardı.Bunlar da iki gruptur:
I. Acıya dayanarak dinsel güçlerini ortaya koyan ve bundan dinsel bir heyecan duyanlar. Bunlara "deliler" deniyordu.
2. Benzer gösterileri gövdelerini çalıştırarak, belli bir yetenek elde ederekgerçekleştirirlerdi.
Bu iki grupta yer alan kişileri ayınnak çok zordu. Delilerin gösterileri arasında kulaklarına, gövdelerine bıçak saplayıp az kan kaybıyla dayanıklılıklarını göstennek, kollara üç ya da daha çok, gögüslerine ikişer hançer, kafalarının iki yanına bıçaksokupçıkannakgibişaşırtıcıhUnerlervardı. 1675şenliginde bir zorbaz, yinni beş santim uzunlugundaki bir demiri burnunun sonuna kadar sokmuş, bir başkası daragacınabenzeyen bir direge makaratakmıŞ,makaraya, ucuna büyükçe bir halkabagladıgı ince bir halat geçinniştir. Daha sonra kendini halkaya saçlarından baglamışve halatın öteki ucundanasılarak kendini epeyce yUksekiereçekmiştir. Bu gösteriyi bazen sırtınabir adam, bazen bir merkep, bazen de bir yavru deve alarak
tekrarlaınıştır.74
Kılıçla gösteri yapan zorbazlara "şemşirbllz" deniyordu. Ömegin, karınıarı üzerine örs koydurup demir dövdürenzorbazların,bir de keskin kenarları sırtlarına gelecek biçimde kılıç koyanları vardı. 1675'teki şenlikte bu tür hüner gösterenler çoktu. Bunlardan bir Arap,çıplakgövdesiyle birkılıcınkeskinYÜZUüzerine yatıyor, kamının üstüne iri kıyımbir adam çıkıyor ve yerde yatan Arap aynı zamanda bir
72A.g.y.,s. 88. 73A.g.y., s. 89.
kaldıraçlaiki ya da üç kayayı kaldırıyordu. Covel'a göre,kılıçlar adamın sırtınıhiç yaralamıyorveaynıadamkılıcıiki ucundan tutarak, keskintarafını karnınınüzerine basyırıptestereylekesiyonnuşgibi sürttügünde yine adama birşeyolmuyor,sadece
kılıcınsürtüldügü yerdekırmızıbir izgörüıüyordu.75
"Başları üstünde dönen zorbazlar, gövdeleri lastik gibi yumuşak, çeşitli taklalaratıp, ayaklarını kafalarınadegdirenler gibi, Batı'dacontorsionniste denilen akrobatların özdeşidirler. Başlarının üstünde sırıkları, üst üste konulmuş testileri, insanları, sırıgın üstünde duran hayvanlarıdengeleyen bu kimselere Batı'dadenge uzmanı anlamınagelen equilibrist deniliyordu. Türkşenliklerindebu iki hünerdalını bir arada yapan zorbazlara ise klzebdz denir.,,76 Edirneşenliginde bir kilzeMz, 2.75
metre uzunlugunda, i5santimkalınlıgındaveuçlarıdaha dakalınbirsırıgıalt çene dişleriüzerine oturtmuş,sonrasırıgahiç elini degdirmeden ve gövdesinin dikligini bozmadan dansetmiş, bir yandan müzige uygun bir şekilde el çırpmıştı. Bundan sonrasırıgıntepesindeki yuvaya sekiz ya da on gözlU bir çerçeve, bu gözlere de su dolu kaplar oturtmuş, bunları sırıgın ucunda havaya kaldırarak bir damla su dökmeden dansetmişti. Aynı dansı, sırıgınüstündeki oyuga daha küçük bir sırık, bunun da üstüne bagdaş kurmuş küçük bir çocuk yerleştirerek tekrarlamış, daha sonrasırıgınüstüne içi su dolu büyük bir küp koyarakdansetmiş,derken aniden alt çenesinin üstündetaşıdıgı sırıgavurarak su küpünü havadayakalamıştı.77
Gürzbazlar, çeşitli agırlıklarla oynayarak hüner ve ustalık gösterirlerdi. Kullandıklarınesnelerçeşitligürzler ve matraklardi. Edirne şenligindebir bostaneı eriyaklaşık1.20metrelik demir saplarabaglanmışve her biri on iki kilodan yirmiiıç kiloya kadar agırlıgı olan top biçimli taşlarla hüner göstennişti. En hafiflerinden başlayarak, her eline bir tane alıp bunları bazen başının üstünden, bazen koltuk altlarından, bazen de omuzları üstünden ustalıkla döndünnüştü. Sonra da her biri yinni üç kilo gelen taş toplarla rahatça oynamış ve sonra da her biri yirmi yedi kilodan elli dört kiloya kadar olan günlerle gösterisinisürdünnUştü.78
Şenliklerde gözbagcılıklailgili hünerler,hokkabazlık, tasbazlık, beyzabazlık, yuvarlakbazlık gibi gösteri ustalıklarını kapsıyordu. Hokkabazlık, hokkalarla oynayan, tasbazlık, irili ufaklı taslarla oynayan, beyzabazlık, yumurtalarla hileli oyunlardüzenleyenıere deniyordu.79
1675 şenliginde yılanla gözbagcılık hüneri gösterenler, yani yılanbazlar da yer almıştı. Bunlar seyircilerin çeşitliyerlerinden yılanlar çıkararak, ya daonların eşyalarını hissettirmeden alıp geri verirken üzerlerine yılanlar koyarak onları şaşlrtıyorlardı.80
75Aktaran: ÖzdemirNutku,ss: 92-3.
76A.g.y., s. 93. 77A.g.y.,s.94. 78A.g.y.,s.95. 79A.g.y., s. 96. 80A.g.y., ss: 97-8.
Edirneşenligindehayvanoynatıcılarınında birçok gösterisivardı. Bunlardan
bazıları;evlenmeşenliginde gerçekleştirilenbir gösteride,çıplakbir çocugun ayıyla güreşmesi, tazı yarışıarı, ellerinin üzerinde yürüyebilen ve takla atabilen, birbirlerinin arka ayaklarını tutarak birlikte hem öne hem arkaya takla atabilen
maymunlarıngösterileriydi.81
Sirk gösterilerindenfarklıseyirlikoyunları kapsamınagölge oyunu ve kukla da girer. Şenliklerdeki gölge oyunları iki türdeydi. Bunlardan biri beyaz bir perde Uzerine arkadan ıŞıkvurdurarakparmaklarıngölgesiyleyaratılanhayvan figürleriyle oyun oynatmak, digeri deve derisinden yapılmış renkli tasvirler yaparak oyun
kurmaktı. XVII. Yüzyılda İmparatorlugun çeşitli yerlerinde bulunmuş gezgin
Thevenot, günlüglinde bu oyunların daha çok Yahudiler tarafından oynatıldıgını,
açık saçık şarkılarve hareketlerle dolu oldugunu belirtir.82
Türkşenliklerindekukla davardı.Bunlardan birkısmıdev boyutlu ve kolunu
başını oynatmanın dışında pek hareketli olmayan kuklalar, digeri küçük sahne önündeoynatılan,normal boyutlu ve hareketlikuklalardı. i675şenligindehem kukla hem gölge oyunuvardı. Şenligiizleyen de la Croix, Yahudihokkabazlarınellerinde kuklalarla, Padişah'ın çadırından başlayarak bUtun çadırları dolaştırıp kukla
oynattıklarınıve el çabuklugu hünerleri gösterdiklerini belirtir.83
• Donanınave Gece Eglenceleri
Işıkveateş, bütün kültürlerde oldugu gibi, Türkşenliklerindedeşenligin en önemli ögesi olmuştur. Osmanlılarda şenligin bir adının da "donanına" ya da
"şehrayin" oluşu, bunun bir kanltıdır.84 Türk şenliklerinde de, Rönesans şenliklerinde oldugu gibi, çok sayıda fişek türüyle gerçekleştirilen fişek sahneleri, dekorlar, çeşitli tasvirler kullanılmıştır. Donanına, fişeklerle yapılan gösteriler ve kandillerle ortayaçıkarılansUsler, yazılar, resimler olmak üzere, iki temel bölümde
hazırlanıyordu.85
1606'da Macaristan'labarış yapılmasıUzerine düzenlenen şenlikte donanına
yapılmış; 86 1613'te vezir çocuklarının sUnnetşenliginde, su üstünde 16 gemi ve
güzel şatolarla yapılan fişek gösterilerini seyreden Thomas Coryate "bunca yüksekligeçıkan fişeklerihiç görmedigini, ayrıcaservi biçimindekifişekgösterisini seyretmeye doyum olmadıgını" yazmıştır.87 Naima da 1645'te Hanya'mn fethi dolayısıyla dUzenlenen şenlik üzerine şöyleyazar: "Ve Uç gün üç gece donanına
ferman olunup şehirlerin hakimlerine padişah emirleri gönderildi. İstanbul şehri
81A.g.y.,s. 100. 82 A.g.y.,ss: 100-ı.
83 Aktaran: Özdemir Nutku, a.g.y., s. 101. 84 Metin And, a.g.y., s. 101.
85 Özdemir Nutku, a.g.y., s. 110. 86A.g.y., s. 26.
donatılıp geceleri Haliç, Galata kandiller ile süslü sandallar ile doldu. Baruttan
yapılmışkaleler ve toplar, vefişenkler ileatılıpbüyükşenlik olmuştur.,,88
1675 şenli~inin fişek ustalarının başında, biri Venedikli, di~eri Felemenkli olmak üzere sonradan müslümanolmuşiki teknisyenvardı. Bu şenlikte donanınave
fişek gösterileri her gUn akşam başlayıp sabahın erken saatlerine dek sürmüş ve
yatsıdan sonra büyük ateşler yakılarakeglencelerdüzenlenmişti. Fişekler türlerine göre farklı adlarla adlandırılıyordu. Bunlardan bazıları; mühr-i Süleyman, hevayi, kandilli, fıskiye, divane, kestane, devana kandilli fişekleridir. Ayrıca bu şenlikte çeşitli tasvirlere konulan, degişik sahneleri gösteren , bazen de canlı hayvanlara baglanan fişeklerle donanına şenlikleri renklendirilmiştir.89 Sevengil bu konuda ilginç bir eglence türündende söz eder: "Eski genel şenliklerde özelolarak eglendirmek için getirilen tiryakiler padişah ve sadrazam çadırının önünde halka biçiminde toplanır, bagdaşkurarak yere otururlardı. Bu sıradaönlerine para atılır, adamcagızlar paraları kapınak için koşuşurken aralarına kestane fişegi atılarak
afyonları patlatllırdl.,,90
Donanına eglencelerinde fişek gösterilerinin yanısıra kandillerle yapılan
gösteriler de büyük ilgi görüyordu. i675'tegerçekleştirilenbu tür gösterileri Covel
şöyle anlatır: "Kandillerin alt tarafı cam fanustu; içine 2/3 oranında su
doldurulmuştu, bu fanusun yukarsmdaki hamenin içersinde de çok iyi yanan bir maddenin içinekonulmuşpamukvardı.Dörtyanında;;.ince teller kandilinyukarsında birleşiyor ve oradan da asılıyordu. Hamenin içinde yanan pamugu rüzgardan korumak için haznenin çevresi tahtayla kaplanmış, içine de çinko geçirilmişti. En altta bulunan cam fanuslar iseçeşitli renklerdeydi:yeşil, kırmızı, altın yaldızlı, vb. Bunlar gemi serenine benzeyen direklere makaralarla çekiliyordu; yüksegekaldırılıp aşagı indirilerek çeşitli hayvan tasvirleri ve yazılar ortaya çıkarılıyordu. Bir kuş
resmi görülen yerde, birbakıyorsunuzbir aslan resmi duruyordu.,,91 c) Müzik. Dans veSoytarılık
Eski dönemlerden beri birbirini tamamlayan ögeler olan müzik, dans ve
soytarılık, Türk seyirlik oyunlarında da bir durumdadır.Bu gösterilerde müzik ve güldUrü birbirinitamamlıyordu. Hokkabazlıktazurna ve def, Karagöz'de nareke ve defçalmışı,Orta Oyunu'ndakiçalgıcılar takımı,bu türlerin tümündeçeşitlidanslarm
bulunması, matrak oyununun bir tür dansa benzemesi, soytarılarm müzik eşliginde
dansetmeleri gibi olgular müzik ve gösterisanatları arasındaki sıkı ba~larıgösterir.92
BS Nliml Mustafa Efendi, a.g.y., s. 1692.
89 Özdemir Nutku, a.g.y., ss;iıo- ı.
90 Refik Ahmet Sevengil,İstanbul Nasıl E~leniyordu, İletişim Yayınları, İstanbul1993, s. 6ı.
91 Aktaran: Özdemir Nutku, a.g.y., s.ı ı 7. 92 A.g.y., s. 78.
Şenliklerde müziğin çok önemli bir yeri vardı. Ancak görgü tanıkları, anlatılarında müzik üzerine çok ayrıntılı bilgi vennemişlerdir. Buna karşın minyatürlerdeçalgıveçalgıcılarçok bolgösterilmiştir.93
Şenliklerdemüzik üç önemliişleviyerine getiriyordu:
"1. Konser musikisi: Yalnız dinlemek için gerek mehter musikisi gibi açık havamüziği,gerekkapalıyer musikisi ya dafasıı müziğikonserleri düzenleniyordu.
2.Eşlik müziği: Burada ilk akla gelendanstır.Öyle ki dansla musiki birbirinden ayrılmaz bir bütünün parçaları gibidir. Ayrıca şenliklerdeki dansçılar eııerindeki çarpare, çegane, zil gibi tartım çalgılarıyla bir ölçüde musikiciydiler de. Ancak musikinin eşlik işlevi yalnızdansta değildi, canbazı, hayvaneğitimcisi, hokkabazı, soytarısı,sema eden Mevlevisiyle hemen her gösteriyeeşliktebulunuyordu.
3. Üçüncüişleviise görselyanıydı. İster atlıister yaya ya daotunnuşolsun mehter musikisi gerekçalgıcılarıngiyimkuşamı,gerekçalgıcılarlagöz dolduran bir görünümdü. Yalnızmehter musikisi gibiaçıkhavamüziği değil fakatfası! müziğiya da halk çalgı topluluklarının da böyle göz doyuran bir görünümü olduğunu minyatürler dekanıtlıyor.,,94
Covel, Edirne'deki şenlikte şehzade Mustafa'nınsünnetalayındabüyük bir mehter takımının yer aldığını yazar. Buna göre, bu takımda on adet ıumacı ve nekkareci,altıdavul, dört netir, iki kös ve dörttakımzilvardı.95
Mehter takımı bütün şenlik süresince orada bulunduğu için çalgıcılar nöbetleşe çalarlardı. Evliya Çelebi, XVII. Yüzyıldaki çalgıcılar esnafının yanısıra birçok çalgı çeşidini de anlatır. Bunlar arasında daire çalanlar, usulbendIer, kemençeciler, neyzenler, musikar, çenk, kudüm, tanbur, kanun, ut, çartar, şeştar, kopuz, çökür,çeşde,bunkar, yelteme, mogni, iflik, sündersayılabilir. Aynıdönemde hemen hemen tümüPadişahhuzurunda söyleyen 300 kadarşarkıcıdavardır.96
Şenliklerde çeşitli dans türlerinin de yer aldığı görülür. Dansların türü ne olursa olsun, genellikledansçılarlabirliktesoytarılarda alanaçıkar, daıısçılarıtaklit etmeye çalışırlar, ya da sıraları gelince tek başlarına ortaya çıkıp gülünç dans gösterileri yaparlardl.97 Dans gösterilerini;
1. Dinsel danslar 2. Savaş dansları
3. Hüner gösterilen danslar 4. Taklitdansları
5. Erotik danslar 6. Gülünç danslar
93 Metin And, a.g.y., s. 165. 94 A.g.y., s. 165.
95 Aktaran: Özdemir Nutku, a.g.y., s. 79.
96 Aktaran: Özdemir Nutku, a.g.y., s.81.
biçiminde sınıflandmnakmümkündür. 1675'te en çok erotik danslar, bununyanında da hüner gösterilen danslar, taklit dansları ve gUlünç danslar vardı.98 Edirne şenEgindehüner gösterendansçılar,bir gösterilerinde üç tanebardagıbirbiri üzerine koyup dansetmiş, sonra bu bardaklardan ikisini kaldırıp üzerlerine birkaç kandilli küçük birnahıl yerleştirmişve danslarını sürdürmüşlerdir.Kimi zaman bu dansçılar akrobatik hareketler yapar, dans arasında takla da atarlardı. Dansçılar çogunlukla gençoglanlardı,bazen 4, bazen 6, bazen de 8kişilikgruplar halindedansediyorlardı. Taklitli danslarda ise, hayvan kılıgına girmiş dansçılar vardı. Bu şenlikte aslan, leopar, geyikkılıgına bürünmüş,buhayvanları taklit eden dansçılar vardı.Hayvan kılıgına giren dansçılar açık saçık hareketler de yaparlardı. XVII: Yüzyılda
İstanbul'da bulunan Du Loir, bayramda gördügübazı gösterilerarasında,birkısım oyuncularınHristiyan rahiplerikılıgındave sodomi hareketlerlehalkıgüldürmelerini çok çirkin bulmuş; yüzyılın ikinci yarısında imparatorluk sınırları içinde gezen Thevenot da çingene denilen bazı kadınların oynatıldıgını, bunların çalparalarla dansettigini, ve çok az paralar karşılıgında utanç verici hareketler ve jestler
yaptıklarını anlatmıştır.99
Şenliklerdebir de gülünç danslar yapan ya da dansçıIarıngUlünç taklitlerini yapansoytarılar vardı. Bazılarımaskeli, bazsı başında bir keçeküliıh, kimi takkeli, kafaları traşlı; büyük gürültülerIe oyun alanına koşarlardı. Bagırıp çagırarak, ellerindeki tencere, cezve ve tavalara vururlar, çıngıraklarla ya da çalparalarla dansederlerdi. Birbirleriyle açık saçık hareketler ve şakalarla konuşan bu kişilere "curcunabaz" denirdi. 100
Curcunabazlar gibi, tiryakiler vetuluıncular daşenlikleringülünç ögeleriydi.
Tuluıncuların iki işlevi vardı. ilki seyircileri oyun yerine sokmamak ve bir
kargaşalıkta yaglı tuluınlarıyla düzeni saglamak, ikincisi de seyirciyi kmnadan, soytarılıkla,gülünç sözlerle bu işi başarmaktı. Tuluıncularsiyah, kırmızı deriden giysileri ve küllihları olan, ellerinde hava ya da su ile şişirilmiş keçi derisinden tulumlartaşıyan kişilerdi.Hem giysileri, hemtulumlarıyagabulandıgındanseyirciler üstlerini kirletmemek içinkaçışırlardı.101
ç) Dramatik Gösteriler
Özdemir Nutku'ya göre, tarihimizde dramatikoyunlarınilk evresi"kolların" oynadıgı konulu oyunlar, ikinci evresi de
orta
Oyunu'nun kesin olarak biçimlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Evliya Çelebi kendi dönemindeki kolların 300 kadar, seyre deger topluluklar oldugunu belirtir.102 Hanendeler, sazendeler,rakkaslar, mutribler,pişekiirlar, soytarılarve mukallitler içeren bukollarınen önemli gösterileri taklitli gUldürülerdi.
98 A.g.y.,ss:120-4.
99 Aktaran: Özdemir Nutku,a.g.y.,s. 123. 100 A.g.y.,s.ı23
101 A.g.y.,ss: ı26-8.
1675 şenligindekonulu oyunlarıoynayan üç kol vardı: İstanbul'dan getirilen Ahmet kolu ve Cevahir kolu, bir de Edirne'de bulunan Yahudi kolu. Esnaf geçidinin sonunda yürUyen bu kollar, kagıt ve ottan kıyafetler içinde, ellerinde taşıdıkları
büyük "phaBus"larl kendilerini seyredenlere dogtusaBıyorlardl.103
Konulu gUldOrUler toplumun günlük yaşamından kesitler gösteriyordu. i663 'te Şehzade Mustafa'nındogumu dolayısıyla İmparatorlugun çeşitliyerlerinde düzenlenen şenliklerden birini Halep'te izleyen Thevenot'a göre, "Halep'te Şeyh Bandar'ın köşkünde bir sahne kurulmuş ve Yahudiler burada bir komedya
oynamışlardır.Oyunculara dörtbeş kişilikbirçalgıcıtoplulugueşlikediyordu. Oyun bir Türk dansçısının çeşitli hareketlerle gelişen dansı ile başlamıştır. Sonra kadın kılıgında iki Yahudi genci ortaya çıkarak danseder gibi döne döne oynamışlardır.
Bundan sonra ortaya birkaç oyuncu dahagelmiştir.; bu Yahudi oyunculardan birinin üstünde bir Frenk giysisivarmışveyabancıların davranışlarıyla alayediyormuş. Bu da oradaki seyircileri çok gUldürmüş. Hareketleri yüzkızartıcıymlŞ,öteki oyuncular da bu bayagı hareketleri yapmakta ondan aşagı kalmıyorlarmış." Covel, 1675
şenliginde izledigi bir konulu gUldürüyü şöyle anlatır: "Bu gösteride ikisarhoş, iki genç sokakkadını,biryaşlıgönül taciri, bir yigit, bir asker ve üçkarılı, aldatılmış bir koca vardı. Türklerin gönül işlerindeki çeşitli düzenleri, davranışları, aşırı kıskançlıkları ve bu konudaki sertlikleri dogrusu bu oyunda çok başarılı bir yolda
canlandırıldı."Covel içinde bir seyis, bir berber, bir kasap ve başka roUerin oldugu
başkabir oyundan ve Acemkılıgına girmişbir oyuncu ilebaşlarındaki sarıklardatüy sorguçlar olan bir oyuncu toplulugununoynadıgı, herkesçe begenilen çok güzel bir güldürüden de söz etmektedir.104
Dramatik gösterilerkapsamındaki savaş oyunları,hareketler düzeniaçısından
Avrupaşenliklerindeki savaş oyunlarınabenzemekteydi.NasılAvrupa şenliklerinde
Türkleri temsil eden taraf hep yeniliyorsa, Türk şenliklerinde de Hristiyan giysileriyle savaşantaraf daima yeniliyordu. Bu oyunlar daha çok kara savaşlarını
gösteren,heyecanlı dövüşsahneleriydi.lOS
Osmanlı Şenlikleri, yazık ki ancak yabancı gezginlerin ya da görevlilerin günlüklerinden izlerini sürebildigimiz, bu kısıtlı kaynaklardan ögrenebildigimiz
kadarıyla bile kültürelçeşitlilikleriyle şaşkınlık uyandıran,çok azaraştırmacınınilgi duydugu, keşfedilmeyi bekleyen zengin dokulu araştırma alanlarıdır. Toplwnsal, siyasal ve sanatsal açıdan şenlikler üzerine yapılacak her türlü inceleme kültür tarihimizizenginleştirecektir.
KAYNAKÇA
i. KİTAPLAR
AND,Metin,KırkGünKırkGece,TaçYayınları, İstanbul 1959.
103 A.g.y., s.132.
104 Aktaran: Özdemir Nutku, a.g.y., ss:133-5. 105 A.g.y., s. 137.
AND, Metin,Osmanlı ŞenliklerindeTürkSanatları,Kültür ve TurizmBakanlığı Yayınlan,
Ankara 1982.
KAPTAN (ARKAN),Özdemir,Beyo~lu, iletişim Yayınlan, İstanbul1993.
NAİMA MUSTAFA EFENDi, Naima Tarihi, çev: Zuhuri Danışman, Zuhuri Danışman
Yayınevi,Ci/t: 4,İstanbul1969.
NUTKU, Özdemir, IV.Mehmet'in EdirneŞenli~i,Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1972.
NUTKU, Özdemir, Tarihimizden KültürManzaraları,Kabaleı Yayınevi, İstanbul1995. SEVENGİL,Refik Ahmet,İstanbul Nasıl E~leniyordu, İletişim Yayınları, İstanbul 1993.
n.
MAKALELERMANTRAN, Robert, "XVII.Yüzyılda OsmanlıDevleti:İstikrar mı Gerileme mi?",Osmanlı İmparatorlu~uTarihi I, çev: Server Tanilli, CemYayınevi, İstanbul 1995.
UZUNÇARŞıLI, İsmail Hakkı, "Nahil ve Nakıl Alayları", Bel/eten, Türk Tarih Kurumu