ERHAN AK YILDIZ
A
LTINDA Çiçek Pa- sajı’nın bulunduğu, “ Pera Sitesi” (Çite de Pe- ra) ya da “ Said Paşa Ha nı” , 10 mayıs günü çöktü.12 kişinin ölümüyle sonuç lanan olayla 130 yıl önceye kadar uzanan bir dönemin acı tatlı anıları da yıkıntılar arasında kaybolup gitti...
1850 yıllarında II. Ab- dülhamit’in Sütçübaşısı Hristaki Efendi (Hristo) tarafından, bir İtalyan mi mara yaptırılan Pera Site si, kabartma heykellerle b e zenmiş girişiyle, Eski Pe- ra’ nın (Beyoğlu) en gör kemli yapılardan biri o l muştu.
1880 yıllarında II. Ab- dülhamit, Mehmed Said Paşa’ yı sadrazamlığa geti rince, o yıllara kadar “ Pe ra Sitesi” olarak tanınan yapı Sait Paşa tarafından satın alınarak, sahibiyle birlikte adını da “ Said Pa şa Hanı” olarak değiştirdi.
Padişah aynı yıllarda Mehmed Said Paşa’ya Kanlıca’da bir de yalı armağan etm işti....
Beyoğlu'ndaki ünlü yapıya
adını vermiş Mehmed Said
Paşa Abdülhamit tarafından
Sadrazam yapılmış, sonra da
Sultanı devirenlerin yanında
aynı görevi üstlenmiş
Böylece Sadrazam Said Paşa ile eşi ve çocukları nın yaşamı Kanİıca’daki yalıyla Pera Sitesi’nde ge çiyordu ....
10 ÇOCUĞU
OLDU
Sadrazam Said Pa- şa’ nın ilk evliliğinden biri erkek, biri kız iki çocuğu oldu. Paşa ilk oğluna babası Ali Namık B ey’in adını verdi. İlk yıllarda bu iki görkemli yapı, Sadra zamın eşi ve iki çocuğu Ali Namık Bey ve Suphiye Hanım tarafından paylaşı lıyordu. Sadrszam’m ikinci
evliliğinden de 8 çocuğu olmuş, bu yapılara yeni konuklar gelmişti.
Paşa, ikinci evliiğinden olan çocuklarına Aliye, Kemal, Münip, Kerime, Vehbi, Atai, Halide ve Os man adlarını koydu.
Sadrazam Said Paşa’mn hayatta kalan çocukların dan Kerime Said Seba, hanın çökmesinden 10 gün önce eceliyle handaki dai remde öldü. Paşanm hayatta kalan tek kızı Halide Said Seba ise ha nın çökmesiyle göçük altında kalarak yaşananı yitirdi... Böylece 130 yıl öncelerine kadar uzanan görkemli bir dönem acı bir sonla noktalanıyordu....
İKİ KARDEŞİN
DRAMI
Sadrazam Said Paşa ailesinde en acılı günleri 15 gün öncesine kadar hayatta olan Kerime ve Halide kardeşler yaşadı lar.
Gençlik yıllarında A v rupa’mn, İstanbul’un en güzel günlerini yaşama o- lanağını bulan iki kız kar deş, yaşamlarının son yıllarını tam bir yokluk i- çinde geçirdiler ve sefalet içinde öldüler. Oysa bu 2 kardeş 1975 yılında 45 milyon değer biçilen bir servetin büyük bir bölü münün sahipleriydiler. A n cak bu servetlerinden ya- rarlanamıyorlardı.
Erkek kardeşlerinin ö- lümüyle yalnız kalan iki kız kardeş, âdeta kabuk larına çekilmiş, Sait Paşa Hanı’ndaki dairelerinde in ziva yaşamı sürüyorlardı. Kimseyle görüşmüyorlar, kapılarını, postacı, bakkal çırağı da dahil kimseye aç mıyorlardı. İki kardeşin tüm işlerini 40 yaşlarında ki, çökmeden yaralı olarak kurtulan Ermeni asıllı hiz metçileri görüyordu.
Kerime ve Halide Said Seba on gün arayla yaşamdan ayrılırken, (1 mayıs - 10 mayıs) ellerinde
koskoca Said Paşa Ha- nı’nın 80 hissesinden 28’i bulunuyordu.
YEĞENLERİ
ANLATIYOR
Sadrazam Said Pa- şa’nın oğlu Atai Seba’mn evlâtlığı Nimet Seba, Kerime ve Halide kardeş leri şöyle anlatıyordu:
“ Kerime ve Halide
Bir süre öncesine kadar Çiçek Pasajı, her kesimden insanın uğrak yeri olan bir birahaneler geçidi idi. Her akşam, neşeli, üzüntülü insanların doldurduğu pasajda şimdi koskoca bir yıkıntı bulunuyor.
Abdülhamit,
tahta geçer
geçmez paşayı
yanma almıştı
\ \ ADRAZAM Mehmed Said Paşa, 1838 n j ) yılında Erzurum’da doğdu. Tahran
V— s Maslahatgüzarı Ali Namık Efendi’nin
oğludur. Öğrenimini Erzurum ve İstanbul Ayasofya Medreselerinde yaptı, ilk görevini Erzurum Vilayet Tahrirat Kaleminde aldı. 1873 yılına kadar devlet örgütünün çeşitli ka demelerinde görev yaptı.
Mehmed Said Paşa’yı şehzadelik yıllarından tanıyan II. Abdülhamit, tahta geçer geçmez Paşa’yı Mabeyn Başkâtibi ve Ayan üyeliğine getirdi. Mehmed Said Paşa 1878 yılında da Dahiliye Nâzın ve Hazine-iHassa Nazırı oldu. 1879’da ise Adliye Nâzırlığma getirildi. Ali Suavi olayından sonra Hüdavendigâr Vilâ yetine sürüldü. Daha sonra II. Abdülhamit tarafından sadrazamlığa getirildi. 31 Mart Olayından sonra Meclis Başkanı oldu. Yapılan ilk toplantıdan sonra Abdülhamit’i tahttan in dirdiler. 1911 yılında yeniden sadrazam oldu, ittihat ve Terakki Fırkası’nın desteğiyle Mec lisi feshetti. Yeni kurulan Meclis’te görev al madı. Mahmut Şevket Paşa kabinesinde Şûra-yı Devlet Başkanı daha sonra da Ayân
Reisi oldu.
BU KEZ DE EN BÜYÜK SANATÇI OLAN
DOĞANIN YAPITLARI SERGİYE ÇIKTI
IELI1
_ k n w l f i n S I; Kaktüs çiçeklen
Sheraton'da açılan «Doğada Sanat» adlı sergi
Kasımda açılması tasarlanan «Sanatta Doğa»
sergisi ile bütünleşecek
Türkiye’de Doğayı Koruma Vakfı 2. Uluslararası Çiçek Sergisi’ni geçtiğimiz günlerde Sheraton Oteli’nde açtı, ö zü , “ Doğada Sanat” olarak özetlenebilecek olan bu düzenleme, önümüzdeki kasım ayı içinde “ Sanatta Doğa” sergisiyle bütünlenecek ve böylece bir yandan en büyük sanatçı olan doğanm çiçekleri sunulurken, bir yandan da tükenmez bir esin kaynağı olan doğa, Türk sanatçılarının eserlerinde dile getirilecektir. Türkiye’de Doğayı Koruma Vakfı bu tür çalışmalarıyla dikkatleri, çok ihmâl edilmiş, hatta âdeta terkedilmiş, doğaya ve
tükenmekte olan doğal kaynaklara çekerken bir yandan da, bu konuda bilinçli ve bilgili bir kamuoyu oluşturmak amacındadır.
Uluslararası 2. Çiçek Sergisi, çiçeklerin oluşturduğu sonsuz güzellikler yanında, ev ve bahçe mimarisinde, peyzaj mimarisinde çiçeklerin yerine; çiçek bakımına ve üretimine, çiçek düzenlemesine ait pratik bilgileri de birlikte getirmekte, profesyonel ve amatör çiçekçiler arasında yapılacak yarışmalarla bu zevkli ve eğitici uğraşı, desteklemektedir Türkiye’de Doğayı Koruma Vakfı’nın bu çalışmasına^^ünyada Doğayı Korumu Vakfı’mn bazı üyed^MBtSwkde ülkelerinden gönderdikleri çiçeklerle katumaktadıı'. 25 mayısa kadar açık kalacak olan sergide, çiçek tohumlan, çiçek bakımı, çiçek kapları, çiçekle ve çiçekçilikle ilgili her türlü dekoratif eşya, vakıf yaranna satılmaktadır.
Su bitkileri ile oluşturulan düzenlemeler
1975 y ılın d a 4 5 m ily o n d e ğ e r b iç ilm iş Ç iç e k P a s a jı'n ın b ü y ü k h is s e s in e s a h ip
iki k ız k a rd e ş K e rim e v e H a lid e h a n ım la r, g e ç e n le rd e b u t a r ih îy a p ı d a
b iri e c e liy le , ö te k i ç ö k m e s ıra s ın d a 10 g ü n ara ile c a n v e rd ile r
Çiçek Pasajı giriş kapısının üstündeki kabartmalar, 1850 yılları mimarî süslemeciliğinin ilginç örneklerinden
CİGEK
PASAJI NIN İKİ
SAHİBİ DE
«VARYOKLUĞU»
ÇEKEREK ÖLDÜ
t
Sadrazam Said Paşa ailesinin en çilekeşleri Kerime ve Halide kardeşlerdi. Yıllar öncesinin mutlu kardeşleri, son yıllarını güçlükler içinde geçirdiler. Kerime Sait Seba (sağda) ve yıkıntı altında kalarak ölen Halide Sait Seba (solda), 1930 yıllarında yaptıkları bir Avrupa gezisinde Paris sokaklarında görülüyor (üstte).
Çiçek Pasajı'nın çökmesinden on gün önce eceliyle ölen Kerime Sait Seba'nın, yıllar önce hanın terasında çekilmiş bir fotoğrafı. 40 - 45 yıl önce çekilen bu fotoğrafta bile handa çatlaklar görülüyor (altta).
, m «c
unuesmın gontemu ¿>aıa haşa hanı, çökmeden sonra bu hale geldi. Her an yıkılma tehlikesi gösteren İstiklâl Caddesi’ndeki duvarın yıkılması için görevliler emir bekliyorlar.
hanımlarla peder beyin ö- lümüne kadar çok sevişir- dik. Yıllar önce tanıdığım da her ikisi de çok güzel ve çok kültürlü iki hanımdı. Sadrazam tüm çocuklarına
özel eğitim yaptırmıştı. İkisi de yabancı dil bilirdi. Erkek kardeşlerini kaybet tikten sonra üvey halaları mın şansları 180 derece dönüş yaptı. Hanın altına yerleşmiş esnafla uğraşa cak durumları yoktu. Hisselerini satmaları için çeşitli yollardan zorlandı lar. Son yıllarda ikisi de aklî dengelerini de kaybet mişlerdi. Biz, peder beyin ölümünden sonra Kerime ve Halide hanımlarla darıl dık. Yanlarındaki hizmetçi kadını ben tanımıyorum, eskiden İspanyol asıllı bir hizmetçileri vardı.
Ben hanı T./75 yılında I- zale-i şuyu yoluyla satışa
çıkarttırdım. Am a satış, işlerine gelmeyenler tara fından engellendi. Yetkili ler çökme olayından sonra yaptıkları açıklamalarında, bizler hanın gerçek sahipleri olduğumuz halde, bizden
söz etmiyorlar. Esnafın zor duruma düşmesi engelle necekmiş. Bizim mülkü müz yıkıldı biz ne yapaca ğız. Vergisini ödemek için eşyalarımızı hisselerimizi sata sata bugüne geldik."
LEYLEĞİN
ÖMRÜ
K
JORHAN BORAN
Yıllık izini dolayısıyla
yazılarına bir süre ara verdi
Taha Toros Arşivi