Ö N ER YAĞCI
kat çekmek istiyo rum . Ö lüm ünden önce Aziz Nesinde ve yapıtlarıyla ilgili yazıların az oluşun dan söz ediyor Al pay Kabacalı. “Peki, ölümünüzün ardın dan hakkınızda on- ca çok yazı yazılmış olm asına ne diye ceksiniz?” diye so ruyor Nesin’e. Nesin’in yanıtını da şöyle yazıyor: “Evet, artık yok sayamadılar. Orası doğru. Ama dikkat et, çoğu son yıl larda yapıp ettiklerim den söz ediyor... Ama birçoğu yazarlığımdan hiç söz
açmı-M ; *
Gözyaşından GöUseçejr»
Alpay Kabacalt
yor Kabacalı. Onun bu öngörüsünün ger çekleşmesi edebiyatımızın bir eksikliğinin giderilmesi ve değerli bir kazanımı olacak tır. Çünkü Aziz Nesin bunu hak etmiş olan bir aydınımız, yazanmızdır.
“Gözyaşından Gülmeceye Aziz Ne- sin”in ilk bölümü “Kimlik” başlığını taşı yor. Bu bölümde önce Nesin’in 20 Aralık 1915’te Heybeliada’da doğumuyla başla yan ve 1995’in 5 Temmuz’unda Çeşme’de biten “Yaşam Çizelgesi”, hangi tarihte, ne rede, ne yaptığı sıralanmış. Ardından Aziz Nesin’in ilki 1945’te yayımlanan bir öykü kitabı Parti Kurmak Parti Vurmak, İkincisi 1948’de yayımlanan Azizname diye süren ve öldüğü yıl yayımlanan Çuvala Doldu rulmuş Kediler (yazılar), Sizin Memlekette Eşek Yok mu? (yapıtlarından seçmeler), Aziz Nesin, Ali Nesin Mektuplaşmaları (2, 3, 4, ciltler) ve Sivas Acısı (şiirler) ile son bulan, sayısı 100’ü geçen kitaplarının ba sım yıllarıyla listesi yer alıyor. Sonra kitap larının ne kadar basılıp satıldığının listesini görüyoruz. Bu yıl yayımlanan ve düşük fi yatla satılan Sizin Memlekette Eşek Yok
A
lpay Kabacalı'nın alçakgönüllü bir sunuşu var: “Büyük ustanın ardın dan hazırlanan bir ‘Saygı Kitabı’ bu...” diyor.“Gözyaşından Gülmeceye Aziz Nesin” adlı kitabın içeriğine bakınca, yalnızca bir saygı kitabı olmadığını; Aziz Nesin'i yeni tanıyacak olanlar için doyurucu bir başvu ru yapıtı olmasının dışında, Aziz Nesin'i bilen, tanıyan okuyucularının, onun gizle rine ulaşması için ipuçları sunan bir yar dımcı kitap işlevi gördüğünü de söylemek gerekir. Dahası da var; “Gözyaşından Gülm eceye Aziz N esin”, incelenm eyi bekleyen Aziz Nesin'in yapıtlarının ve ya şamının dökümüyle edebiyat incelemeci lerine, eleştirmenlere, tiyatro incelemecile rine. toplumbilimcilere, hatta siyasetbilim- cilerine yardımcı olacak bilgiler de içeri yor. Bu içeriğiyle ve bir çağrıya dönüşen tavrıyla “Gözyaşından Gülmeceye Aziz Nesin”, bu büyük ustamız için hazırlanmış bir “Saygı Kitabı” olmayı çoktan aşıyor. Bu çağrı, “A ziz N e sin ’in y apıtlarının okunmasına, incelenmesine, anısının ve Nesin Vakfı’nın yaşatılmasına, her şeyi göze alarak giriştiği demokrasi savaşımı nın sürdürülmesine çağrı...” olarak, içinde bulunduğum uz gerçekliğin anlamlı bir saptaması olarak, içinde bulunduğumuz gerçekliğin anlamlı bir saptaması oluyor. Ölümünden sonra yazılan veda yazılarının, söylenen veda sözlerinin anlam kazanabil mesi için, Aziz Nesin gerçeğinin ayrıntıla rıyla irdelenmesi, Aziz Nesin’in dünden alınıp yarına aktarılması zorunlu bir gö revdir. Bu görevin adımlarından biri olarak gördüğüm Kabacalı’nın bu çalışmasını, yeni ve yaşama, yapıta dönük çalışmaların izlediğini görmek, Aziz Nesin'in sevgili anısına layık olduğumuzu kanıtlayacaktır.
Alpay Kabacalı, “Önsöz Yerine” yazdığı girişte. Aziz Nesin’le konuşur gibi kendi içinde konuştuğunu söylüyor. “Bendeki et kiniz, sandığımdan çok daha fazlaymış.”
diyor. Buradaki ilginç bir saptamaya dik Aziz Nesin'in ölümünden sonra çıkan kitap yazara bir saygı niteliği taşıyor.
Alpay Kabacalı'dan Aziz Nesin araştırması
e Çeviren
yor. Bu adam yazar olarak neler yaptı, ne ler ortaya koydu, bunun üzerinde de dur maları gerekmez miydi?” (s. 5-6)
Bu buruk saptama, Nesin’in ağzından Kabacalı’nın vurguladığı bir gerçeklik, öyle sanıyorum ki özellikle genç edebiyat çılara önemli görevler yüklüyor. Çünkü, Aziz Nesin “toplumsal sorumluluğunun bilincinde ve duyarlığında bir aydın olarak her zaman anılacak.
Onun mizah edebiyatımıza büyük katkı larda bulunmuş, tiyatro edebiyatımıza ön cü oyunlar kazandırmış bir yazar olduğu da hiç unutulmayacak. Bütün bunların ve başka özelliklerinizin toplamı olarak kişi liğiniz de... Hakkınızda çok kitap yazıla cak, çok araştırma yapılacak...” (s. 6)
di-“Gözyaşından Gülmeceye
Aziz Nesin” yalnızca bir saygı
kitabı değil; Aziz Nesin’i yeni
tanıyacak olanlar ve Aziz
Nesin’i bilen, tanıyan okuyu
cularının, onun gizlerine
ulaşması için ipuçları sunan
bir yardımcı kitap. Dahası
incelenmeyi bekleyen Aziz
Nesin’in yapıtlarının ve
yaşamının dökümüyle edebiy
at incelemecilerine, eleştir
menlere, tiyatro incelemeciler
ine, toplumbilimcilere, hatta
siyasetbilimcilerine yardımcı
olacak bilgiler de içeriyor.
Tahsin Saraç şiirinde ustayı şöyle anlatıyor: "... Sen uzatm alı bilge/ Gülümseyen gözyası/Kavramsız, özsaygısız günlerde/ Onurun denektaşı..."
m u?’dan (68 baskı ve 205 bin tiraj) sonra Nesin’in en çok basılan ve satılan kitabının Şimdiki Çocuklar Harika (27 basım, 194 bin tiraj) olduğunu, bunu Zübük (19 baskı, 131 bin tiraj). Damda Deli Var (16 baskı, 128 bin tiraj), Ah Biz Eşekler'in (16 baskı 125 bin tiraj) izlediğini okuyoruz. Kabaca- lı’nın verdiği bilgiye göre Nesin’in tüm ki taplarının tiraj toplamı 5 milyonu geçmiş durumda (Temmuz 1995: 5.606.000).
Oyunlarının sekiz ülkede sahneye konul duğunu: yazılarının kırktan fazla ülkenin dergilerinde ve gazetelerinde yayımlandı ğını; 34 ülkede 180 kitabının çevrilerek yayımlandığını okuduğumuz “Yabancı Ül kelerde Aziz Nesin” başlığından sonra, “Kazandığı Ödüller” başlığıyla buluşuyor ve burada da Nesin’in yurtiçinde ve yurt- dışmda aldığı ödülleri görüyoruz. Burada da Aziz Nesin’in sağlığında haklı olarak yakındığı bir gerçeklik söz konusu. Ödül listesine baktığımızda yurt içinde aldığı ödüllerinin sayısının hiç de fazla olmadığı nı görerek şaşırıyoruz:
1968 Milliyet Karagöz Oyunu Yanşması Birincilik Ödülü (Üç Karagöz Oyunu); 1970 Türk Dil Kurumu Tiyatro Ödülü (Çi- çu); 1978 Madaralı Roman Ödülü (Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz); 1985 ve 1986 TÜ- YAP Halkın Seçtiği Yılın Yazan Ödülü.
Nesin ve yapıtlan üzerine dış ülkelerde yayımlanan araştırma, inceleme ve doktora tezlerini görünce (25-27. sayfalar) yurt içinde gerçekten de açık bir haksızlığa uğ radığını açıkça söylemek gerektiğine ina nıyorum.
Bu haksızlık elbette ki yönetenlerden, devletten gelen bir haksızlık değil, edebi yat alanımızdaki bir haksızlıktır.
K itabın ikinci bölümü “A ziz Nesin Kendini Anlatıyor” başlığını taşıyor.
“ Ben bir simyacıyım, gözyaşlanmı gül- meceye çevirerek dünyaya sundum.” cüm lesiyle başlayan bölümde Nesin’in 200’den fazla takma ad kullandığını öğreniyoruz. 1963’te (26 ekim) Vatan gazetesine yazdı ğı bir yazıda, “Bu kadar takmaad kullan mamın nedeni, bizdeki kanun dışı baskı dır.” diyor Aziz Nesin.
Hapis cezalarıyla, yaşadığı kimi ilginç davalarla ilgili anılarından sonra Nesin, sü rekli olarak yinelediği “yurda borcunu ödeme”sinin bir parçası olarak Türkiye Ya zarlar Sendikası, İnsan Hakları Derneği. Barış Derneği, Türk-Yunan Dostluk Der neği, Bilar A.Ş., Onbinler A.Ş. gibi örgüt lerin kurucuları arasında olduğunu ve kur duğu Nesin Vakfı’nı anlatıyor. Bölümün son yazısı, ilk kez Hürriyet gazetesinde (7 Temmuz 1995) yayımlanan “Vasiyet”i. Mezarlık ve mezar istemiyor, tören istemi yor Aziz Nesin vasiyetinde ve bu da herke sin bildiği gibi gerçekleşiyor. Vasiyetinin bir cümlesini buraya almak istiyorum:
“ ...N esin Vakfı çıcukları, ‘Korkudan Korkmak’ adlı kitabımda anlattığım ilkeler doğrultusunda yetiştirilecek...” (s. 39)
Bir de Nesin'in P.E.N. Yazarlar Derneği, Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı gibi kuram ların oluşumunda da yadsınamaz emeğinin olduğunu eklemek istiyorum.
Kabacalı’nın hazırladığı “Gözyaşından Gülm eceye Aziz Nesin”in üçüncü bölü münün başlığı “Aziz Nesin’den Görüşler, Açıklamalar.” Bu bölümde Nesin’in çeşit li tarihlerde, çeşitli yerlerde yayımlanmış yazılarından bir tutam seçme yer alıyor. Gülmece anlayışından gülmecenin ne ol duğuna, gelenekten yararlanmaktan, tiyat-C U MHU R İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 9 7
ro anlayışına, niçin çok okunduğundan sa natın işlevine, yazarın sorumluluğundan kültür emperyalizmine, aydından barışa çeşitli konularda Nesin’in düşüncelerini okuyoruz. Bölümün sonunda Kabacah’nın Nesin’le 25 Eylül 1990’da yaptığı söyleşi de yer alıyor. Aziz Nesin’i tanımak iste yenler için çok önemli verileri içeren bu bölümden sonra “Aziz Nesin ve Yapıtları Üzerine” başlıklı bölüme geçiliyor.
Tahsin Saraç’ın “Aziz Nesin” adlı şiiriy le başlıyor bölüm. Saraç şiirinin bir dörtlü
ğünde şunları söylüyor:
“ ... Sen uzatmalı bilge/ Gülümseyen gözyaşı/ Kavramsız, özsaygısız günlerde/ Onurun denektaşı...” (s. 84)
Şiirden sonra “Değerlendirmeler” başlı yor ve ilk değerlendirm eler “Yaşarken” başlığı altında veriliyor. Burada İsmet İnö nü’nün “Aziz N esin'in her yazısını yeni Türkçe’nin bir ileri eseri olarak görmeye çalıştığını, bu inançla ve zevkle okuduğu nu” (Akşam. 24 Mayıs 1969; s. 85) öğren dikten sonra. David Hodham’ın "Türkler”
adlı kitabında yazdığı, “Mizah yazarları arasında en yetenekli ve düş gücü en zen gin olanı, 30 yıllık yazarlık mesleğinde yetmişe yakın kitapla iki binden çok kısa hikâye yazan Aziz Nesin’dir...” (s. 85) dü şüncesini okuyoruz. Cemal Süreya’nın, Talat Sait Halman’ın, Samim Kocagöz’ün, Rauf Mutluay’ın, Tahir Alangu’nun, Ad nan Binyazar’ın. Onat Kutlar’m ve-daha birçok kişinin Aziz Nesin hakkındaki dü şüncelerinden kısa alıntılarla tamamlanan bu kısımdan sonra Nesin’e 26 Kasım 1983 günü geçirdiği beyin kanaması ve sağ ya nma inen inme nedeniyle gelen telgraflar dan kimilerini okuyoruz. Sonra sıra “Yet mişinci Yaş Dosyasf’na geliyor ve 3 Ara lık 1984 İstanbul, 5 Ocak 1985 Ankara toplantılarıyla ilgili Fahir İz, A rif Damar, Vera Feonova, Hüsnü Göksel, Tektaş Ağa- oğlu gibi dostlarının mesajlarını buluyoruz kitapta. Sonra da anılar; Yusuf Ziya Or- taç’m (Bizim Yokuş’ta), Zekeriya Sertel’in (H a tırla d ık la rım d a ), İlhan S elçuk'un (C um huriyet’te), D em irtaş C eyhun’un (Çağımızın Nasrettin Hocası Aziz Nesin ve Asılacak Adam Aziz N esin’de), Ali Kırca’nın (Yeni Yüzyıl’da), Melih Aşık’ın (M illiyet’te), Ali Sirmen’in (M illiyet’te) yazdığı anılar (s. 111-124). Ölümünden sonra denilenler ve yazılanlar da bölümün son kısmını oluşturuyor.
Burada da yazarlar, sanatçılar, siyasetçi ler, kitle örgütleri, Diyanet, şeriatçı basın başlığı altında yapılan değerlendirmeleri okuyoruz.
Semih Poroy’un, Semih Balcıoğlu’nun, Turhan Selçuk’un, Tan OralTn çizimleri ve Lütfi Özkök’ün fotoğrafı ile de zenginle şen kitabın son bölümü “Aziz Nesin Yazı yor.”
Bu bölümde önce “Kendi Hikâyem”i var Aziz Nesin’in. Sonra “Biz Adam Olma yız”, “Usta Paydosss!” ve “Herkesin Ken di Tırtılı Var” adlı üç öyküsü; “Hoptiri- nam” adlı masalı; “Yaşar Ne Yaşar Ne Ya şamaz” romanı hakkında Kabacalı’nın bir yazısı ve yapıttan bir parça; “Ne Sağcıyız, Ne Solcu” adlı taşlaması; “Dünya Gençle rine”, “Son Konuğuma Mektup”, “Özgür ve Bağımsız Basın Dedikleri” adlı yazıla rı; “Sivas’ta yaptığı konuşmanın bir parça sı ve sekiz şiiri yer alıyor.
Yaşamı boyunca halkına ve yurduna borçlu olduğunu duyumsayarak yaşamını bu borcu ödemeye adayan Aziz Nesin’e asıl bizim çok borcumuz var. Onun düşün celerini anlamaya çalışmak, onun yapıtla rının gizlerine ulaşmaya çalışmak hepimi zin borcu.
“Gözyaşından Gülmeceye Aziz Ne sin”), bir edebiyatçı kardeşinin ona olan borcunu ödeme adımı olarak değerlendiri yorum.
Borç ödeyenlerin çoğalması dileğimi yi neleyerek yazımı bitirirken, Kabacalı’nın kitabının son sayfasındaki “Sivas Acısı” şiirinin son dizeleriyle Aziz Nesin ustamı zı saygıyla anıyorum:
“Ey yüreğimin onmaz acılan/ Ey yüre ğimin dinmez sancıları/ Suç ne bende ne sende/ Suç seni karanlıklara gömenlerde/ Ne de olsa yurttaşımsın/ Kapalı olsa da/ Bütün vicdan kapılan yüzüne/ Bilmelisin bir yerin var canevimde.” (Aziz Nesin, Sivas Acısı, 1994.)
Gözyaşından Gülmeceye Aziz Nesin/ Alpav Kabacalı/ Çağdaş Yarınları/ Erliil 1995/256 s.
S A Y F A 11