• Sonuç bulunamadı

Görsel Sanatlar Dersi Alan Öğrencilerin Görsel Kültür Okumalarıyla Toplumsal Cinsiyet Algılarının Belirlenmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Görsel Sanatlar Dersi Alan Öğrencilerin Görsel Kültür Okumalarıyla Toplumsal Cinsiyet Algılarının Belirlenmesi"

Copied!
183
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GÖRSEL

KÜLTÜR OKUMALARIYLA TOPLUMSAL CİNSİYET

ALGILARININ BELİRLENMESİ

İbrahim KARAGÖZ

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GÜZEL SANATLAR EĞİTİMİ ANABİLİM DALI

RESİM-İŞ EĞİTİMİ BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜ

(2)

i

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 12 (1 yıl) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN Adı : İbrahim Soyadı : KARAGÖZ Bölümü : Resim-İş Öğretmenliği İmza : Teslim tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı: Görsel Sanatlar Dersi Alan Öğrencilerin Görsel Kültür Okumalarıyla Toplumsal Cinsiyet Algılarının Belirlenmesi

İngilizce Adı: To Understand Gender Determinations of Students Who are Attending Art Classes with Visual Culture Readings

(3)

ii

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazar Adı Soyadı: İbrahim KARAGÖZ İmza: ………..

(4)

iii

JÜRİ ONAY SAYFASI

İbrahim KARAGÖZ tarafından hazırlanan “Görsel Sanatlar Dersi Alan Öğrencilerin Görsel Kültür Okumalarıyla Toplumsal Cinsiyet Algılarının Belirlenmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği / oy çokluğu ile Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans / Doktora tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU

Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi ...……….……

Başkan: Prof. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU

Görsel İletişim Tasarımı Bölümü, TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ……….

Üye: Prof. Şeniz AKSOY

Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı, Gazi Üniversitesi …...………….…

Tez Savunma Tarihi: …../…../……….

Bu tezin Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans/ Doktora tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Prof. Dr. Tahir ATICI

(5)

iv

TEŞEKKÜR

Bu araştırma çok sayıda değişikliğe uğramış çok sayıda kişinin emeği ve görüşleri doğrultusunda oluşmuştur. Araştırmanın her aşamasında görüş ve önerileriyle katkı sağlayan ve beni destekleyen herkese en içten teşekkürlerimi sunarım.

Bu araştırmanın oluşumunda öncelikle araştırmanın yapıldığı MEB’e devam eden ve araştırmaya konu olan, duygu ve düşüncelerini benimle büyük bir içtenlikle paylaşan öğrencilere ve desteğini esirgemeyen müdür, müdür yardımcılarına ve öğretmenlere teşekkürü bir borç bilirim.

Araştırma boyunca desteğini hiçbir zaman esirgemeyen, sabır ve anlayışını hiçbir zaman eksik etmeyen değerli hocam ve danışmanım Yrd. Doç. Dr. Güzin ALTAN AYRANCIOĞLU’na sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Araştırmada değerli uzman görüşleri, önerileri ile bana yardımcı ve destek olan değerli hocalarım, Prof. Şeniz AKSOY ve Prof. Hülya İZ BÖLÜKOĞLU’na teşekkür ederim. Doç. Dr. Orhan ÜNAL, Doç. Dr. Nuray MAMUR, Emay AYDIN AGİN, Mustafa KARAŞAHİN’e de önerilerinden, katkılarından ve desteklerinden ötürü sonsuz teşekkürler. Ayrıca anlayış, sabır ve yardımlarından dolayı enstitü çalışanlarına, özellikle Ceylan KONUK ve Müzeyyen IŞIK ve ekip arkadaşlarına teşekkür ederim. Araştırma süresi boyunca beni destekleyen, kaygı ve sorunlarıma daha pozitif bir şekilde bakmama yardımcı olan kardeşim Vedat KARAGÖZ’e ve desteğini her zaman yanımda hissettiğim, beni her zaman yüreklendiren ve destekleyen eşim Ceren TEKİN KARAGÖZ’e teşekkür ederim. Ayrıca eğitimim sürecinde maddi-manevi destekleri kadar sevgi ve inançlarından dolayı anneme, babama ve kardeşlerime sonsuz teşekkürlerimi sunarım

İbrahim KARAGÖZ 2016

(6)

v

GÖRSEL SANATLAR DERSİ ALAN ÖĞRENCİLERİN GÖRSEL

KÜLTÜR OKUMALARIYLA TOPLUMSAL CİNSİYET

ALGILARININ BELİRLENMESİ

(Yüksek Lisans)

İbrahim KARAGÖZ

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ocak 2016

ÖZ

Toplumsal cinsiyet kalıplarının anlaşılmasında ve incelenmesinde görsel kültür ve sanat eğitimi önemli bir yere sahiptir. Bu araştırmada, çocuklar için toplumsal cinsiyet rollerinin nasıl bir anlam ifade ettiği ve toplumsal cinsiyet kavramını nasıl algıladıkları sorgulanmıştır. Ayrıca bu araştırmayla yanlış algılanan biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet özelliklerinin çocuklar tarafından nasıl algılandığı sorusuna cevap aranmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 11-15 yaş arası Ankara iline bağlı Sincan bölgesinde eğitim gören random (rastgele) yöntemiyle seçilen 101 öğrenci oluşturmaktadır. Çocuklara yöneltilen sorular “cinsiyete yönelik meslek seçimleri” ve “cinsiyete yönelik renk seçimleri” “cinsiyete yönelik ev içi üstlenilen roller” vb. konularla sınırlıdır. Araştırmada Nicel araştırma yöntemlerinden yararlanılmıştır. Araştırma zaman açısından düşünüldüğünde ve metot yönünden incelendiğinde Tarama “Survey” modelidir. Çocukların, zihinlerinde oluşan görsel kültür imgeleri yardımı ile toplumsal cinsiyet algılarını belirlemek amacıyla 12 görsel, 11 açık uçlu ve 4 çoktan seçmeli sorudan oluşan ve toplumsal cinsiyet kalıplarını anlamaya yönelik görsellerle hazırlanmış anket formu kullanılmıştır. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan anket, çapraz tablo, frekans ve yüzde hesabı yapılarak analiz edilerek tablo halinde sunulmuştur. Açık uçlu anket sorularının çözümlenmesinde ise betimsel analiz yöntemi kullanılmıştır. Araştırma bulgularından çıkan sonuçlara göre çocukların toplumsal cinsiyet kalıplarına dair algılarının benzerlik gösterdiği görülmektedir. Çocuklar tarafından biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet arasındaki farklılıkların net olarak anlaşılamadığı

(7)

vi

görülmektedir. Çocukların biyolojik cinsiyete dair farklıkları algılayışlarının, genel toplumsal yargılar çerçevesinde şekillendiği de çıkan sonuçlardandır. Ayrıca çocukların ankette yer alan ve toplumsal cinsiyet algılarını anlamaya yönelik olarak hazırlanmış, görsellere kalıplaşmış cinsiyet rolleri üzerinden baktıkları, çıkan en önemli sonuçlardandır. Anahtar Kelimeler: Görsel kültür, toplumsal cinsiyet, cinsiyet kalıpları, görsel sanatlar eğitimi

Sayfa Adedi: 183

(8)

vii

TO UNDERSTAND GENDER DETERMINATIONS OF STUDENTS

WHO ARE ATTENDING ART CLASSES WITH VISUAL CULTURE

READINGS

(M.S Thesis)

İbrahim KARAGÖZ

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

January 2016

ABSTRACT

The visual culture and art education has an important role on understanding and investigating social gender patterns. In this research it is questioned what social gender role means to children and how they perceive social gender concept. Also, in this study it is sought how biological gender and social gender features, which are misunderstood, are gained by children. The to find out participants of the research consist of 101 randomly chosen students aged between 11-15 and studying in Sincan Ankara. The questions asked to children are limited with “the choice of profession aimed at gender”, “the choice of colour aimed at gender” and “the choice of roles of chores aimed at gender”. In this research quantitive research methods are used. This research is a model of survey as it is evaulated in the aspect of time and research method. With the help of visual culture images that children have in their minds a survey method prepared with visuals, including 12 visual, 11 open-ended and 4 multiple-choice questions, was used to determine social gender patterns. The survey prepared in this aspect was presented as a chart by using crosstab, frequency and percentage. To evaluate open-ended questions descriptive analysis method was used. According to the results of the research, the perception of the children for social gender patterns looks similar. The difference between biological gender and social gender is not clearly understood by children. It is also resulted that children’s perception for biological gender is formed with

(9)

viii

social attitudes. In addition to this, one of the most important results of this study is the effect of gender roles upon children’s attitudes towards understanding social gender perception.

Key Words: Visual Culture, Gender, gender stereotypes, art education

Page Number: 183

(10)

ix

İÇİNDEKİLER

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU ... i

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI ... ii

JÜRİ ONAY SAYFASI ... iii

TEŞEKKÜR ... iv

ABSTRACT ... vii

TABLOLAR LİSTESİ... xii

ŞEKİLLER LİSTESİ... xvi

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ ... xviii

Problem Cümlesi ... 5 Alt Problemler... 5 Önem ... 6 Varsayımlar ... 6 Sınırlılıklar ... 7 Tanımlar ... 7 KAVRAMSAL ÇERÇEVE ... 9

Görsel Kültür ve Temel Kavramları ... 9

Görsel Okuma ... 13

İmge... 17

Şema ... 20

Sembol... 21

(11)

x

Sosyal Öğrenme ... 26

11-15 Yaş Arası Çocukların Gelişim Özellikleri ... 28

Gizil Öğrenme ... 30

Görsel Algı ... 34

Gestalt Görsel Algı Kuramı ... 40

Görsel Algı Gelişiminin Ölçülmesi ve Kullanılan Testler ... 40

Marianne Frostig Görsel Perspektif Geliştirme Testi ... 40

Columbia, Zihni Olgunluk Ölçeği ... 41

Gestalt Bender Görsel Motor Testi ... 42

Goodenough-Harris Adam Çizme Testi ... 42

Gesell Performans Testi ... 43

TOPLUMSAL CİNSİYET ... 44

Toplumsal Cinsiyet ve Cinsiyet Kavramları ... 44

YÖNTEM... 54

Araştırma Modeli ... 54

Evren ve Örneklem ... 55

Katılımcılar ... 55

Veri Toplama Araçları ve Teknikleri ... 59

Verilerin Analizi ... 60

BULGULAR ve YORUM... 62

1. Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 62

2. Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 78

3. Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 88

4. Alt Probleme İlişkin Bulgular ... 106

SONUÇ, TARTIŞMA VE ÖNERİLER ... 123

Sonuç ve Tartışma ... 123

(12)

xi

Araştırmanın Sonuçlarına Yönelik Öneriler ... 139

Araştırmacının Deneyimleri ve Diğer Araştırmacılara Yönelik Önerileri ... 140

KAYNAKÇA ... 142

EKLER... 153

(13)

xii

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 3.1 ... 55

Öğrencilerine Yaşlarına ve Sınıflarına Göre Dağılımı ... 55

Tablo 3.2 ... 56

Öğrencilerin Anne ve Babalarının Eğitim Düzeylerine Göre Dağılımı ... 56

Tablo 3.3 ... 57

Öğrencilerin Anne ve Babalarının Mesleklerine Göre Dağılımı ... 57

Tablo 3.4 ... 58

Öğrenci Ailelerinin Aylık Gelir Düzeyine ve Kardeş Sayısına Göre Dağılımı ... 58

Tablo 3.5 ... 58

Öğrencilerin Cinsiyetlere Göre Dağılımı ... 58

Tablo 4.1 ... 62

Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Reklamlarda, filmlerde, çevrenizde sıkça gördüğünüz ya da alışık olduğunuz görüntü hangisidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 62

Tablo 4.2 ... 63

Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Reklamlarda, filmlerde, çevrenizde sıkça gördüğünüz ya da alışık olduğunuz görüntü hangisidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 63

Tablo 4.3. ... 65

Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 65

Tablo 4.4 ... 65

Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 65

(14)

xiii

Tablo 4.5 ... 67 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 67 Tablo 4.6 ... 68 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 68 Tablo 4.7 ... 69 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 69 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin gerçekleştirdiği işi yansıtır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 70 Tablo 4.9. Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce bulaşık deterjanı reklamı hangi cinsiyetin ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmıştır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 73 Tablo 4.10 ... 74 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce bulaşık deterjanı reklamı hangi cinsiyetin ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmıştır?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 74 Tablo 4.11 ... 78 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce mavi renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 79 Tablo 4.12 ... 79 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce mavi renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 79 Tablo 4.13 ... 80 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce pembe renk hangi Cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 80 Tablo 4.14 ... 81 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce pembe renk hangi Cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 81

(15)

xiv

Tablo 4.15 ... 82 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce mor renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 82 Tablo 4.16 ... 83 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce mor renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 83 Tablo 4.17 ... 84 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce siyah renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 84 Tablo 4.18 ... 85 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce siyah renk hangi cinsiyeti temsil etmektedir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 85 Tablo 4.19 ... 88 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 88 Tablo 4.20 ... 89 Öğrencilerin Cinsiyetine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 89 Tablo 4.21 ... 90 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 90 Tablo 4.22 ... 91 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 91 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 93 Tablo 4.24 ... 93

(16)

xv

Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 93 Tablo 4.25 ... 95 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 95 Tablo 4.26 ... 96 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 96 Tablo 4.27 ... 97 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 97 Tablo 4.28 ... 98 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini yansıtıyor?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 98 Tablo 4.29 ... 99 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor malzemesidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 99 Tablo 4.30 ... 100 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor malzemesidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 100 Tablo 4.31 ... 102 Öğrencilerin Sınıflarına Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor malzemesidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 102 Tablo 4.32 ... 103 Öğrencilerin Cinsiyetlerine Göre: “Sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor malzemesidir?” Sorusuna Verdikleri Cevapların Dağılımı ... 103

(17)

xvi

ŞEKİLLER LİSTESİ

Şekil 2.1. Lascaux mağarasındaki hayvan figürleri (Reuters, 2015)... 10

Şekil 2.2. Alaska yerlilerinin ava giderken kulübelerinin kapısına astıkları iletişim panosu (Uçar, 2004) ... 10

Şekil 2.3. Karaaslan’nın (2014) oluşturduğu görsel kültür infografik tablosu ... 11

Şekil 2.4. ‘Sandra Moriarty’ Görsel iletişimin kavramsal haritası (Brizee, 2003) ... 14

Şekil 2.5. Sudan, 1993 Kevin Carter’in fotoğrafı (theguardian, 2016) ... 15

Şekil 2.6. Bamford’un Görsellerden anlam kurma çizelgesi (Bamford, 2003) ... 16

Şekil 2.7. René Magritte, "İmgelerin İhaneti" (Bu bir pipo değildir, 1948) (Wikiart, 2015)……….17

Şekil 2.8. İmajlar Ailesi (Mitchell, 2005, s. 13) ... 19

Şekil 2.9. Erken yazı tableti M.Ö. 3100-3000 geç prehistorik döneme ait kil tablet (The British Museum.2015) ... 22

Şekil 2.10. Günümüzde yaygın olarak kullanılan semboller (Symbols, 2015) ... 23

Şekil 2.11. “Bir ve Üç Sandalye (1965)” (Kosuth, Kosuth One And Three Chairs" by , 1965), (Wikipedia. 2015) ... 24

Şekil 2.12. Bebek Bobo deneyi (Bandura, 1961) ... 27

Şekil 2.13. İnsanlar % 83 oranında görerek, gözlemleyerek öğrenir (Uçar, 2004) ... 30

Şekil 2.14. Nicolas Henri Jacop’un çizimi (Wikigallery, 2015) ... 34

Şekil 2.15. Die Fligenden Blaetter Yaprak Yaprak karikatür dergisi, Resim tavşan mı ördek mi? örneklemi (Fliegende Blätter, 1892) ... 37

Şekil 2.16. "Rorschach Mürekkep Testi 1921" (Wikipedia, 2015) ... 38

(18)

xvii

Şekil.2.18. “Erkek Gibi Ye” Wapps Çikolata 2016 ... 52 Şekil 4.1. Öğrencilere yöneltilen: “reklamlarda, filmlerde, çevrenizde sıkça gördüğünüz ya

da alışık olduğunuz görüntü hangisidir?” (6. soru) sorusuna yönelik görsel ... 64

Şekil 4.2. Öğrencilere yöneltilen: “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde

gerçekleştirdiği işi yansıtır?” (17. soru ) sorusuna yönelik görsel ... 66

Şekil 4.3. Öğrencilere yöneltilen : “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde

gerçekleştirdiği işi yansıtır?” (18. soru) sorusuna yönelik görsel ... 68

Şekil 4.4. Öğrencilere yöneltilen : “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin evde

gerçekleştirdiği işi yansıtır?” (20. soru) sorusuna yönelik görsel ... 71

Şekil 4.5. “Otomobil üzerine bir reklam filmi çekseydiniz hangi cinse rol verirdiniz. Neden?”

sorusuna yönelik tema ve kodlar ... 72

Şekil 4.6. Öğrencilere yöneltilen : “sizce bulaşık deterjanı reklamı hangi cinsiyetin

ihtiyaçlarına yönelik hazırlanmıştır?” (21. soru) sorusuna yönelik görsel ... 75

Şekil 4.7. “Bir deterjan reklamında sizce hangi cinse rol verilmelidir neden?” sorusuna

yönelik tema ve kodlar ... 76

Şekil 4.8. Öğrencilere yöneltilen: “Aşağıdaki resimle ilgili düşüncelerini yazar mısın?” (27.

soru) sorusuna yönelik görsel ... 77

Şekil 4.9. “Aşağıdaki resimle ilgili düşüncelerini yazar mısın?” sorusuna yönelik tema ve

kodlar ... 78

Şekil 4.10. “Yeni doğmuş erkek/kız çocuğa hangi renk kıyafeti hediye olarak alırsınız,

belirtiniz?” sorusuna yönelik tema ve kodlar... 87

Şekil 4.11. Öğrencilere yöneltilen “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini

yansıtıyor?” (11. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 89

Şekil 4.12. Öğrencilere yöneltilen “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini

yansıtıyor?” (12. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 91

Şekil 4.13. Öğrencilere yöneltilen “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini

yansıtıyor?” (13. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 94

Şekil 4.14. Öğrencilere yöneltilen “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini

(19)

xviii

Şekil 4.15. Öğrencilere yöneltilen “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyetin mesleğini

yansıtıyor?” (15. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 98

Şekil 4.16. Öğrencilere yöneltilen : “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor

malzemesidir?” (16. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 101

Şekil 4.17. Öğrencilere yöneltilen : “sizce aşağıdaki resim hangi cinsiyete yönelik bir spor

malzemesidir?” (19. Soru) sorusuna yönelik görsel ... 103

Şekil 4.18. Öğrencilere yöneltilen: “aşağıdaki resimle ilgili düşüncelerini yazar mısın?” (26.

Soru) sorusuna yönelik görsel ... 104

Şekil 4.19. “Aşağıdaki resimle ilgili düşüncelerini yazar mısın?” sorusuna yönelik tema ve

kodlar ... 106

Şekil 4.20. “Bir şeyi kız gibi yapmak size ne ifade ediyor, neyi anımsatıyor?” sorusuna

yönelik tema ve kodlar ... 108

Şekil 4.21. “Bir şeyi erkek gibi yapmak size ne ifade ediyor, neyi anımsatıyor?” sorusuna

yönelik tema ve kodları ... 112

Şekil 4.22. “Bir şeyi kız gibi resmetmek sizce ne anlama geliyor?” sorusuna yönelik tema ve

kodlar ... 114

Şekil 4.23. “Bir şeyi erkek gibi resmetmek sizce ne anlama geliyor?” sorusuna yönelik tema

ve kodlar... 117

Şekil 4.24. “Bir şeyi kız gibi resmetmek sizce ne anlama geliyor?” sorusuna yönelik tema ve

kodlar ... 120

Şekil 4.25. “Çeşitli gazete dergi, reklam, film ve animasyonlarda kadın ve erkek mesleği

olarak gösterilen meslek türleri hangileridir, belirtiniz?” sorusuna yönelik tema ve kodla ………122

(20)

xviii

SİMGELER VE KISALTMALAR LİSTESİ

KSGM T.C. Başbakanlık Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü MEB Milli Eğitim Bakanlığı

MEGEP Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemi Güçlendirme Projesi TDK Türk Dil Kurumu

(21)

1

BÖLÜM I

GİRİŞ

Ann Oakley (1972) cinsiyet ve toplumsal cinsiyetin farklı kavramlar olduğunu dile getirir. “Cinsiyet” erkek ve kadın biyolojik ayrımını ifade ederken, “toplumsal cinsiyet” erkeklik ve kadınlık ayrımını toplumsal değerlerin çevreyle etkileşimiyle insanların farklı cinsiyetler için atfedilen değerlerine göre konumlandırılmasıdır. Kısacası; ‘Cinsiyet’ kişinin kadın ya da erkek olarak gösterdiği genetik, fizyolojik ve biyolojik özellikleri; ‘toplumsal cinsiyet’ ise toplumun verdiği roller, görev ve sorumlulukları ifade eden, toplumun bireyi nasıl gördüğü, algıladığı ve beklentileri ile ilgili bir kavramdır (KSGM, 2008, s. 6). Biyolojik cinsiyetimiz, genellikle değişmeyen bir nitelik olarak kalırken toplumsal cinsiyet öğretisine dayalı toplumsal cinsiyet rol kalıpları, içinde yaşanan toplumun gelişmişlik düzeyine, toplum felsefesinin dünyayı algılayış biçimine, zamana ve mekâna göre öğrenilen, sosyalleşme sürecinde kazanılan özellikler bakımından insanlar arasında gözlenen farklılıkların değişiklik göstermesidir (Dökmen, 2014). Nitekim “Cinsiyeti doğa belirlerken, toplumsal cinsiyeti kültür belirlemekte ve toplumsal cinsiyet kimliği hakkındaki anlayışlar, bunlarla bağlantılı olan cinsel tutum ve eğilimlerle birlikte, çok erken yaşlarda oluşmaktadır” (Johnston ve arkadaşlarından aktaran, 2001, KSGM, 2008, s. 6-7) diyerek toplumsal cinsiyet kavramını cinsiyet kavramından ayırmaktadır.

Hangi toplumsal sistem ve hangi gelişme düzeyi söz konusu olursa olsun, kadının hem kamusal hem de özel alandaki statüsü, kadınların güç ve otoritesini ve toplumun kadınlar için uygun ve kabul edilebilir bulduğu rollere bakarak tanımlanmaktadır. Toplumdaki cinsel işbölümü ve roller; kadın ve erkek kimlikleri ve rolleri konusunda toplum ve kültür tarafından belirlenmiş ön kabuller ve kalıp yargılılarla, başka bir deyişle toplumsal cinsiyetle ilişkilidir. Toplumsal cinsiyet; biyolojik cinsiyetten farklı olarak, toplumsal ve kültürel olarak belirlenen ve dolayısıyla içeriği toplumdan topluma olduğu kadar tarihsel olarak da değişebilen “cinsiyet konumu” ya da “cins kimliği” dir (Berktay, 2012, s. 7-17).

(22)

2

Cinsiyetçi ideolojiye göre kadın olmak, yaşamın her alanında erkeğe göre tanımlanmak, erkeğe özgü sayılan davranışlarda bulunmamak, duygu ve düşüncelerini erkeğe göre belirlemek vb. anlamlar taşır. Her iki cinse özgü davranış kalıpları ve değerlerin öğrenilmesi, toplumsallaşmanın önemli bir boyutunu içermektedir ve bütünüyle cinsiyetçi mesajlarla yüklüdür (Gümüşoğlu, 2013, s. 65). Genel haliyle dünyayı anlama yollarımız, kullandığımız kategoriler ve kavramlar tarihe ve kültüre özgüdür. Kişinin dünyayı kadın ve erkeklere göre, pop ve klasik müziğe göre, şehir ve köy hayatına göre, geçmişe ve geleceğe göre anlayıp anlamadığı dünyanın neresinde ne zaman yaşadığına bağlıdır. Bu bağlamda bütün anlama yollarımız tarihsel ve kültürel bakımdan görecelidir (Burr, 2003, s. 4).

Berktay’a (2012) göre tarihsel ve toplumsal koşullarda farklı biçimlerde ele aldığımız toplumsal cinsiyet rolleri, toplumsal ve tarihsel bağlamlarda, insanların algısına göre biçimlenir. Nitekim bu algı yaşadığı koşullardan, çevresinden ve dünya görüşünden esinlenir ve etkilenir. Toplumsal cinsiyet rolleri doğrudan ya da dolaylı biçimlerde; sözlü kültür içinde masallarla, törensel uygulamalarla, kültürel sembollerle, tabularla, folklorla, gelenek ve göreneklerle vb. üretilen; içeriği ise toplumsal ve kültürel olarak kurgulanan, tarihsel zamana göre değişebilen öğretilmiş davranışlarla şekillenir. Kısaca; cinsiyet biyolojiktir, toplumsal cinsiyet ise sosyolojik olarak öğrenilir (Gümüşoğlu, 2013).

Locksley, “ister gelişmiş olsun isterse gelişmekte olsun tüm toplumlarda özel alan olarak adlandırılan ev içi üretim işleri kadına, kamusal alan olarak adlandırılan ev dışı üretim işleri erkeğe devredilmiştir. Kadınlardan beklenen özel alanda kalarak ev içi faaliyetleri yerine getirmesi, erkekten beklenen ise kamusal alanda başarılı olması ve aile geçimini sağlamasıdır” demektedir (Locksley’den aktaran Altan, 2000, s. 4). Her iki eşin de tam zamanlı çalıştığı çocuklu ailelerde ise; kadınlar, çocuk bakımı ve ev işiyle erkeklerin ilgilendiğinin iki katı ilgileniyor, örtük toplumsal cinsiyet çağrışımlarının böylesine geleneksel olması şaşırtıcı değil. İnsanlar örtük zihne karşı, bilinçli olarak savunduğu değerlere paralel hareket edebilir ve ediyor da. Güçlü toplumsal normlar, artık erkeğin de yardım etmesini beklese bile, hala ev ve çocukları esas olarak kadının sorumluluğunda görüyor (Fine, 2011, s. 99-103). Üstün Dökmen; Zehra Dökmen’in “Toplumsal Cinsiyet” kitabı için yazdığı önsözde benzer bir durumu özetliyor: “küçükken çocuklarımın bakımlarını üstlendim, ev işlerine yardım ettim, yardım ediyorum; biz erkeklerin kullandığı bu ifade, cinsiyet ayrımcılığı olarak yorumlanabilir”. Daha açıkça ifade etmek gerekirse; cinsel iş bölümü tanımında “Eve ekmek getiren erkek ile ev işlerini yapan kadın” şeklinde

(23)

3

belirlenmiş olan toplumsal cinsiyet rollerinin, cinsiyetler arasındaki işbölümünün; “erkeklerin görevleri” ile “kadınların görevleri” şeklinde birbirinden ayrılmış olduğunu göstermektedir (Marshall, 1999, s. 89). Örneğin birçok toplumda geleneksel cinsiyet kalıplarına göre, kadının en önemli görevi ev işlerini yürütmek, erkek ve çocuğu doyurmak, aile yaşamının devamlılığını sağlamaktır (Moya, Expo´sito, & Ruiz, 2000). Hatta görev tanımlarında erkeğin bu iş bölümlerini üstlenmesi, genel olarak belirtmek gerekirse, kadına özgü saydığımız çocuk bakımı, sosyal hizmet, hastabakıcılık, öğretmenlik gibi bu işleri yapan erkekler efemine erkeklerdir. Erkeklere has bankacılık, hukuk, yönetim, satış gibi işlerde daha maskülen olarak adlandırılan haksız bir ayrımcılıktır (Hyde, 2008, s. 154).

Günümüzde kadınların karşı çıktıkları ve mücadele etmek zorunda kaldıkları birçok sorun, kadın ve erkek kimlikleri ve rolleri konusunda toplum ve kültür tarafından belirlenmiş ön kabuller ve kalıp yargılarla, başka bir deyişle toplumsal cinsiyetle ilişkilidir. Toplumsal cinsiyet yalnızca cinsiyet farklılığını belirlemekle kalmaz, aynı zamanda cinsler arasındaki eşitsiz güç ilişkilerini de belirtir (Berktay, 2012, s. 16).

John Berger’in çevremizdeki görüntüleri nasıl kodladığımız, sunduğumuz ve algıladığımız üzerine yazdığı “Görme Biçimleri” kitabının ilk bölümünde belirtiği gibi, “Görme

konuşmadan önce gelmiştir. Çocuk konuşmaya başlamadan önce bakıp tanımayı öğrenir.”

“Ne var ki başka bir anlamda da görme sözcüklerden önce gelmiştir, bizi çevreleyen

dünyada kendi yerimizi görerek buluruz, düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler” (s. 7-8). Guy Debord (1996), modern toplum gösteri birikimi olan bir

toplum olduğunu öne sürerek, toplumun yaşamın kendisinden koparak imajların tarafından aldatıldığını salt seyirlik gerçekliği imajların dolayımından geçerek bir toplumsal ilişki tükenmişliği haline gelmektedir. de Certeau’nun (1984) görüşüne göre; televizyonda yayınlanan imgeler ve televizyon başında geçirilen zaman bir kere çözümlendikten sonra, geriye tüketicinin o anda bu imgeleri nasıl anlamlandırıldığı sorusu kalır, dergilerden, gazetelerden, vb. özümsedikleri, eriştikleri ve satın aldıkları şeyleri nasıl anlamlandırırlar? Tüm bunlarla ne yaparlar (s. 31). Çevremizi kuşatan görsel bombardımanlar karşısında günümüz bireyin çevreyi ve insanı ele alış şekilleri ve rol modelleri değişime uğramaktadır. Aubrey & Harrison (2004)’a göre de, cinsiyet rollerinin öğrenilmesinde rol model olarak daha çok aynı cinsiyetten ve diğer cinsiyetten bireylerin ve yakın çevresinde olan kişilerin davranışlarının referans olmasının yanında, televizyon ve sosyal medya araçlarındaki figürlerde rol model olarak alınmaktadır. Bennett (2013) iletişim sistemi olan “kültürel

(24)

4

diğerleriyle olan ilişkilerini ve şeylerin fiziksel ve sembolik düzendeki yerlerini tanımladıklarını” (s. 92) iddia eder. Giddens (1991) şöyle söyler: Ne yapmalı? Nasıl eylemeli? Kim olmalı? Bunlar geç modern koşullarda yaşayan herkes için merkezi olan, söylemsel veya gündelik toplumsal davranışlar yoluyla o veya bu düzeyde hepimizin cevapladığı sorulardır… Ne yenileceği, ne giyileceği ve kiminle toplumsallaşılacağı konusunda gündelik seçimler bizi öyle ya da böyle bir kişi olarak konumlandıran kararlardır

(Giddens’ten aktaran Bennett s.86).

Günlük yaşantımızda görüntüler bizi sarmalar. Hep okuduğumuz dergide, kullandığımız besin maddelerinin ambalajlarında, bazen bir ilaç kutusunda, evimizi sokağımızı gösteren trafik işaretlerinde, televizyonda, bilgisayarda, gelen iletilerimizde vb. görüntülerle, görsel iletilerle karşılaşırız. Bu durum görüntünün, görselliğin yaşadığımız yüzyılda ne kadar önemli olduğunun altını çizmektedir (Küçükerdoğan, 2012, s. 55). Burada Foucault (2010) ve Berktay’a (2012) başvurarak, görsel kültür, özellikle de medyanın, toplumsal cinsiyet kalıplarını ve imgelerini oluşturmada, bellekte kalıcılığını ve toplum tarafından kabullenilmesini sağlamada belirleyici bir rol üstlenmeye ve ataerkil söylemi sorunu olduğunu öne sürebiliriz. Görsel kültürün sunduğu değerler, simgeler, imgeler, görseller, olmamızı istediği ve bizi oldurmaya çalıştırdığı kültürleşmiş davranış kalıpları bize sunuş şekli, toplum için sunulan paketlenmiş roller, statüler, geçmişin geleceği şekillendirmesindeki ideolojiden söz etmeye çalışabiliriz. Söz konusu “imgeler” çoğunlukla erkekler tarafından şekillendirilir. Simgelerin algılanması ve yorumlanmasının, toplumsal ve tarihsel olarak belirlendiği; yani topluma ve zamana göre değiştiği söylenebilmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri; gelenekler, görenekler, inançlar, kültürel değerler gibi kolay değişmezler, fakat ‘‘değişmez’’ de değillerdir. Çünkü ‘‘direnç’’ kadar ‘‘değişme’’ de toplumsal bir olgudur. Bu nedenle ‘‘ değişme’’ planlanabilir, ‘‘direnç’’ azaltılabilir ve değişme süresi kısaltılabilir. Kuşkusuz kadınlara ilişkin yargılamaların sonuçları tüm yaşamımızı etkilemektedir. Örneğin hukuk sistemine ve kamu politikalarına şu veya bu biçimde yansımakta, aile planlaması gibi sorunlarda bedeni denetim altına almakta; toplumun kadınların fiziksel ve ruhsal sağlıklarına, mesleki olanaklarına ilişkin yaklaşımını biçimlendirmektedir (KSGM, 2000). Bu bilgiler ışığında görsel kültürün; sosyal öğrenme açısından ne denli önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, toplumsal cinsiyet kavramından yola çıkarak, görsel kültürün; bireylerin toplumsal konumlarının belirlenmesinde, söz konusu temsil ediliş

(25)

5

biçimleri üzerinde önemli bir etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Bu araştırma; görsel kültür temsillerinde toplumsal cinsiyet algısı anket sorularıyla çocukların toplumsal cinsiyet davranışlarına yönelik algı ve görüşlerini incelemek, görsel kültürün toplumsal cinsiyet üzerindeki etkisini anlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Problem Cümlesi

Çocuklar ergenlik öncesi evrede kendilerini sözel olarak ifade etmekte çekingen davranabilirler. Aykut’un (2013) görsel kültür tanımından yola çıkarak; görsel kültürün, güncel sistemlere uyarlanan, bireyden topluma geniş kitlelere yayılan, kitle iletişiminin yarattığı teknoloji temelli bir yeni dünya anlayışı ve işleyişine işaret eden; günlük yaşamdan sosyopolitik ilişkilere dek genişleyebilen, küresel kültürün toplum üzerindeki müdahalesini temsil eden ve toplumun belleğini yansıtan bir mekanizma olduğunu söyleyebiliriz. Bu tanım çocukların dünyayı algılama ve yorumlamalarını anlayabilmemiz için bizlere yol gösterir niteliktedir. Bu çalışma çocukların toplumsal cinsiyet rolleri ile ilgili düşüncelerini araştırmak ve araştırmanın sonucunu gerekli kurumlarla paylaşmak amacı gütmektedir. Ayrıca bu araştırma ile çocukların toplumsal cinsiyet rollerinin, görsel algılarına etkilerini incelemek, çocukların cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kalıp yargılarına yönelik algı ve görüşlerini kavramak ve görsel kültürün toplumsal cinsiyet üzerindeki etkilerini incelemek de amaçlanmıştır.

Kısaca; Görsel sanatlar dersi alan öğrencilerin görsel kültür okumalarıyla toplumsal cinsiyet algıları belirlenebilir mi? sorusuna cevap aranmıştır.

Alt Problemler

Araştırmada belirlenen alt problemler şunlardır;

1- Bireylerin ev içi iş seçimlerine yönelik cevaplarında toplumsal cinsiyet kavramı ile ilgili cevapları nasıl değişmektedir?

2- Bireylerin renk seçimlerine yönelik cevaplarında toplumsal cinsiyet kavramı ile ilgili cevapları nasıl değişmektedir?

3- Bireylerin meslek seçimlerine yönelik cevaplarında toplumsal cinsiyet kavramı ile ilgili cevapları nasıl değişmektedir?

(26)

6

Bu araştırmada çocukların toplumsal cinsiyet rollerini ve toplumsal cinsiyet kavramını nasıl algıladıklarını; görsel kültür araçlarından yararlanılarak ve bu amaçla hazırlanan anket uygulanarak belirlenen alt problemlerdeki sorulara yanıt aramak amacıyla gerçekleştirilmiştir.

Önem

Bu araştırma ile 11-15 yaş aralığındaki çocukların toplumsal cinsiyet algılarının tespiti için görsel kültür araçlarının çocukların görsel benliklerindeki etkilerini anlamaya çalışılmıştır. Araştırmada elde edilen bulguların Milli Eğitim Bakanlığına, Görsel Sanatlar Ders programı hazırlayan uzmanlara ve branş öğretmenlerine, görsel kültürün bireyler üzerindeki etkilerini araştıran, toplumsal cinsiyet kavramını irdeleyen araştırmacılara; görsel kültür aracılığı ile çocukların toplumsal cinsiyete ilişkin görüşlerine yönelik veriler sunabileceği düşünülmektedir. Böylece yanlış algılanan biyolojik cinsiyet ve toplumsal cinsiyet özelliklerinin tanımı yenilenecektir. Yine araştırma sonuçlarının ebeveynlerin çocuklarını tanımalarında ve ihtiyaçlarını, isteklerini, duygularını anlamalarında etken olabileceği düşünülmektedir. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, görsel kültür ve toplumsal cinsiyet ile ilgili araştırma yapan araştırmacılara da veri sunabileceği için ayrı bir önem taşımaktadır.

Varsayımlar

Araştırmada aşağıdaki varsayımlardan hareket edilmiştir:

1. Çocukların toplumsal cinsiyet algılarının kültürel ve çevresel değerlere göre şekillendiği düşünülmektedir.

2. Öğrencilerin görsel sanatlar dersini aldıkları düşünülmektedir.

3. Toplumsal cinsiyet rollerinin ve biyolojik cinsiyet farklılıklarının ve bu iki kavram arasındaki ayrımın farkında olmadıkları düşünülmektedir.

4. Çocukların fikirlerini sözel olarak ifade etmekte zorlanma ihtimali olabileceği ve/veya sözlü anlatımdan çekinebilecekleri düşünülmektedir.

5. Çocukların göstergeler yardımıyla fikirlerini beyan edebileceği ve toplumsal cinsiyet algılarının ortaya çıkarılabileceği düşünülmektedir.

(27)

7 Sınırlılıklar

Bu araştırma;

1. Veri toplama aracındaki maddelerle sınırlıdır.

2. Ankara ili sınırlarındaki eğitim gören ‘deki 101 öğrenci ile sınırlıdır. 3. Yapılan anket uygulaması bir gün ve bir saatlik süre ile sınırlıdır. 4. Anket uygulama tekniğiyle sınırlıdır.

Tanımlar

İmge: Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imaj (Türk Dil Kurumu (TDK), 1983, s. 577)

Şema: Bir aletin, bir aracın veya biçimin ana çizgilerini gösteren çizim (TDK, 1983, s. 1115).

Gösterge: Kendi dışında bir şeyi temsil eden ve dolayısıyla bu temsil ettiği şeyin yerini alabilecek nitelikte olan her çeşit biçim, nesne, olgu, vb. olarak tanımlanmaktadır (Rıfat, 2014, s. 11).

Cinsiyet: Bireylerin biyolojik durumlarına atıfta bulunur ve bireylerin genellikle kadın ve erkek olarak ayrımını ifade etmektedir (American Psychological Association (APA), 2015).

Toplumsal cinsiyet: Bireylerin biyolojik cinsiyetleri ile birlikte kültürel olarak edindikleri tutumlar, duygular ve davranışlar anlamına gelmektedir (APA, 2015).

Toplumsal Cinsiyet Stereotipleri: Erkeklerle kadınlar hakkında, gündelik yaşamda sıklıkla yinelenen tek yanlı ve abartılı imajlar olarak tanımlanabilir. Sosyologlar stereotipleştirmeyi genellikle, çocukların "cinsiyet rollerine uygun biçimde toplumsallaşmasını, yetişkinlerle çocuklara bireysel açıdan daha değişken bir gelişme

(28)

8

gösterme fırsatlarının sunulmamasını sağlayan sürecin bir parçası sayarlar (Marshall, 1999, s. 101).

Görsel Kültür: Görsel kültür kavramı güncel sisteme uyarlanan, bireyden topluma dek yayılan, kitle iletişimin yarattığı teknoloji temelli bir yenidünya anlayışı ve işleyişine işaret ederek, günlük yaşamdan sosyopolitik ilişkilere, çevre ve siyasete dek genişleyebilen küresel kültürün toplum üzerindeki müdahalesini temsil etmektedir (Aykut, 2013).

(29)

9

BÖLÜM II

KAVRAMSAL ÇERÇEVE

Bu bölümde görsel kültürün; algıya, zihne, imgelere, bilince ve kültürleşme sürecine etkisi, toplumsal cinsiyet algılarının oluşmasındaki doğrudan ya da dolaylı olarak oynadıkları rolü ve görsel okuryazarlığın amaçları, temel kavramları ile görsel kültürün bir parçası olan anlamlandırma, iletişim iletilerinde kültürle etkileşimi ayrıntı olarak ele alınacaktır.

Görsel Kültür ve Temel Kavramları

Kültürün en bilinen tanımı Antropolog Edward Burnett Tylor (1891)’ın ifadesine göre “toplumun bir üyesi olarak insanın edindiği inanç, sanat, ahlak, hukuk, özel ve başka yetenekleri, alışkanlıkları içeren karmaşık bir bütündür” (s. 1). Kültür insanın toplumsal yaşamının her alanındaki kendisi ve kendisine ait olanın (veya olduğunu sandığını) ifadesidir; çünkü kültür, insanın kendi yaşamını, geçmişten gelen deneyimler ve birikimlerle ve kendinin yaratıklarıyla nasıl ürettiğini anlatır. İnsan kendini nasıl üretiyorsa, bu üretme yolu onun kültürüdür (Erdoğan , 1999, s. 19). Edebiyat ve kültür teorileri uzmanı Terry Eagloton (2005)’a göre kültür, “genler aracılığıyla aktarılamayan her şeydir”. Bir sosyoloğun ifadesine göre, insanın “kendine öğretilen şeyler” olduğuna dair inançtır (s. 46). Görsel kültür kavramını ise, Malcolm Barnard (2010), toplumun üretimi, yeniden üretimi ve dönüşümünde rol alan görsel öğelerin, görülebilen ve aynı zamanda işlevsel ve iletişimsel bir amaç içeren, insanlar tarafından üretilmiş, yorumlanmış veya estetik bir amaca sahip görüntülerin tarihsel ve toplumsal süreçlerde, kültür oluşumunda rol alan şeydir şeklinde tanımlamaktadır.

(30)

10

Şekil 2.1. Lascaux mağarasındaki hayvan figürleri. Reuters, 2015,

http://www.franceinfo.fr/emission/l-invite-culture/2015-2016/yves-coppens-les-75-ans-de-la-decouverte-de-lascaux-12-09-2015-18-30 sayfasından erişilmiştir.

İlkçağlardan bu yana insanların gündelik hayatlarında kullandıkları şekilsel belirteçler zamanla harflerle, sayılarla, karakterle ya da resimlere dönüşmüş yazıdan önce bu imgeler, insanların iletişimi sağlamıştır (Çakır, 2014, s. 170). Şekil 2.1’de en eski mağara resimlerini yapmış atalarımız, gördüklerini algılayabiliyor ve resmedebiliyorlardı. Bu resimlerde av sahneleri, hayvan figürleri, el resimleri vardı. Bu resimler, imgelerin insan üzerinde etkisine ilişkin şekil çizerek yapılmış ilk görsel iletişim örnekleridir (Uçar, 2004, s. 17). Şekil 2.2’de görüldüğü gibi insanlar tarih boyunca kendilerini görsel olarak ifade ettiler, düşüncelerini önce kayalara, sonra farklı yüzeylere, hayvan derilerine, balmumu tabletlere, tahta parçalarına, kâğıt yüzeylerine çizdiler (Çakır, 2014, s. 170).

Şekil 2.2. Alaska yerlilerinin ava giderken kulübelerinin kapısına astıkları iletişim panosu, Uçar, T. F., 2004, Görsel İletişim ve Grafik Tasarım. İnklap. İstanbul.

Görme kültürü, 21. yy ’da ise ortaya çok yönlü enformasyonun doğal bir sonucu olarak, bilgi birikimi ve büyük yaygınlık kazanan görüntü araçlarının el birliği ile yarattığı yeni kültür biçimine dönmüştür. Günümüz toplumları, gösterilen şeyler ile nesnel gerçek arasındaki bir yerde sıkışık durumda bırakılmıştır. Bu çerçeveden bakıldığında, görme kültürü, görmeyi algılamaya onu da üst bilince taşıyan ve yüzyılımızın yeni aydınlanma şekli olarak, geleceğe damgasını vuracak olan bir olgudur. Görme, yepyeni bir kültür biçimidir (Karadağ, 2004, s. 13).

(31)

11

Görsel kültürün egemenliğinde bu yeni yüzyılda çağdaş toplumlarda imgelerin merkezde bulunduğu ve bu anlamda “göz merkezli” toplumların oluştuğu sonucuna varılmıştır. Yazılı, görsel ve işitsel tüm kaynakların oluşturduğu iletilerle donatılmış bu dünyada yaşamak için artık yeni iletişim becerilerine de sahip olmak gerekmektedir (Parsa, 2012, s. 153). Çağdaş yaşamın her anında, her alanında görsel imgelerin yoğun bir şekilde etrafı kuşattığı görülür. Görsel imgeler; LCD ekranlar, televizyon monitörleri, dijital film, internet, tıbbi görüntüleme cihazları, cep telefonu kameraları, uydular, gazete, dergiler ve başka multi-medya cihazlardan iletilen bilgiler, fikirleri temsil etmekte, görme alışkanlıklarını geliştirmekte ve insanın gören ve görülebilir olmasına yardım etmektedir (Tavin, 2009, s. 2).

Bireyin algılama sürecinde görsel kültürün; kitle kültürü kodlamaları üzerinden izleyicilere denetim uyguladığını ve bu metaların toplumsal kategoriler oluşturmada yararlanıldığını belirtmektedir (Fiske, 1999). Günümüzde bir çocuk için “fakat bir yetişkin için de” dikkatini imajların arkasındaki bir şeyin üzerinde sabitlemesi hemen hemen imkânsızdır. Eğer bir kişi, bir şey öğrenmek isterse veya günümüzde bilinen bir şey yapmak isterse, onu kayıtsız şartsız resmetmelidir; bir resim, bir diyagram, bir röprodüksiyonla ifade etmelidir. Sözlü açıklamalar, dinleyiciyi bu çağda bunaltır ve yorar, kelimeler artık insanların dikkatini ve ilgilerini çekmiyor. Bu gün bilgi, imajlarla dile getiriliyor (Ellul, 1998, s. 164).

Şekil 2.3. Karaaslan’nın (2014) oluşturduğu görsel kültür infografik tablosu. Karaaslan, E. K., 2014, Görsel Sanatlar Öğretmeni Yetiştirmede Görsel Kültür Eğitimine Yönelik Bir Eylem Araştırması. Anadolu Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Güzel Sanatlar Eğitimi Anabilim Dalı. Eskişehir.

(32)

12

Kendine has durumu nedeniyle geniş bir alana yayılan ve pek çok öğeyi içinde barındıran görsel kültürün oluşum alanı, Karaaslan tarafından Şekil 1’deki görsel ile açıklanmaya çalışılmıştır. Hazırlanan görsel araştırmacının yaptığı çalışmanın odak noktalarıyla sınırlı olsa da oldukça geniş bir yelpazede ele alınmıştır. Hazırlanan görsel şemadan da anlaşılabileceği gibi görsel kültür genelde tasarım, sosyal alan ve teknoloji ile doğrudan ilgiliyken daha detaylı incelendiğinde sanat, medya ve popüler kültür kavramlarıyla ilişkili olduğu görülebilmektedir (Karaaslan, 2014).

Kültürlenme, ailede başlayıp, eğitim, meslek, bölge, iletişim araçları, akran grupları, kişisel deneyimler sürecinde algı kalıplarının etkileşimi denilebilir (Güvenç, 2007). Kültürlenme sürecinde, görsel kültürün hayatımıza etkisini, gerekliliğini günümüzde kullanılan internet, instagram, facebook, twiter gibi iletişim araçlarını düşündüğümüzde, çağımızda görsel kültürün baş döndürücü bir hızla yaşamımıza dâhil olduğunu ve gelecekte daha fazla dâhil olacağını söyleyebiliriz. Bu durumda görsel kültürün bireylerin dünya görüşlerini belirlemede doğrudan veya dolaylı, olumlu ya da olumsuz açılardan etkileyebileceği göz önünde bulundurarak tüketilen göstergelerin, görsel kültür bilinci gelişmiş bireyler yetiştirerek, kültürün tüketim bağlamında doğru biçimde kullanılmasıyla ilintili olduğu söylenebilir (Günay & Parsa, 2012). Kitle iletişiminin bu özelliklerinden hareketle Horkheimer ve Adorno’ya göre çizgi filmlerin duyuları yeni tempoya alıştırmadan başka bir işlevi varsa o da sürekli törpülenmenin, bireysel direnişin, durmadan tümüyle kırılmasının toplumda yaşamın bir koşulu olduğuna ilişkin o eski dersi herkesin beynine kazımaktır. Çizgi filmdeki Donald Duck ve gerçek yaşamdaki bahtsızlar dayak yesinler ki, onları izleyenler kendi yedikleri dayağa alışsınlar (2014, s. 185).

Rudolf Arnheim’da Görsel Düşünme (2012) adlı yapıtında okuyucuya yönelttiği sorularda görsel kültür okumalarının önemini daha da vurguluyor: “Çocukların ve diğer öğrencilerin bir ders kitabı illüstrasyonuna, bir filme, çizgi filme, bir televizyon programına baktıklarında tam olarak ne gördüklerine dair ne biliyoruz? Yanıt çok önemlidir, çünkü çocuk/öğrenci göreceği farz edilen şeyi görmüyorsa, öğrenmenin temeli eksik demektir. Bir resmin neye benzediğinindin ya da ona kimin bakıyor olduğundan bağımsız olarak temsil ettiği şeyi gösterdiğini varsayma hakkımız var mı?” (s. 342). Görme, kültür ile insan arasında yani bireyle toplum arasında bir iletişim aracı haline dönüşmüştür. Görme kültürünün gelişimi, bir anlamda kültür değişimi de denilebilir. Kültür görmek istediği bakışı üreterek görsel algıyı oluşturur. Görme, bir kültürel yapıdır, öğrenilir bir tarihselliği vardır Descartes’in,

(33)

13

düşünüyorum, öyleyse varım mantığı, günümüzde, görülüyorum ve görüyorum öyleyse varım şeklide dönüşmüştür (Çakır, 2014). Walter J. Ong (2013), sözüyle özetlemek gerekirse “Bir görüntü, bin kelimeye değer” deyişini çoğumuz biliriz. Peki, bu önerme doğruysa bunun bir deyiş olmasına ne gerek vat? Çünkü bir görüntü, ancak belirli koşularda bin kelimenin yerini tutar ki (s. 19) o da görsel kültür eğitimin, görsel okumanın önemi açıkça ortaya koyar. Tavin (2009)’nin görüşüne göre görsel kültürü özetlersek, görsel imge/imgelemlerin, “nasıl gördüğümüzü”, “nasıl göründüğümüzü”, “ne gördüğümüzü”, “ne göremediğimizi”, “kimi gördüğümüzü”, “nasıl görmemiz gerektiğini” ve “neleri görmezden geleceğimizi” inceleyen geleneksel ötesinde bir disiplindir. Görsel imgenin fiziksel ve sembolik belirtilerini, bizim bireysel ve toplumsal kimliklerimiz üzerindeki etkisini, birey ve toplum arasındaki ilişkilerini, incelemektedir.

Görsel Okuma

Uluslararası Görsel Okuryazarlık Derneği (The International Visual Literacy Association) (IVLA) geniş bir disiplinlerarası yelpazede sanat, bilim, iletişim teorisi, göstergebilim, fotoğraf, video, medya çalışmaları eğitim teknolojisi, psikoloji, dilbilim, felsefe, kültürel antropoloji, müze çalışmaları vb. multidisipliner kadar birçok alanda görsel okuryazarlığının tüm yönlerini tartışmak üzere 1968'te New York'ta kurulmuştur (IVLA, 2011). 1969 yılındaki derneğin ilk toplantısında John Debes görsel okuryazarlık terimini şöyle tanımlamıştır:

“Görsel Okuryazarlık, görme yeterliliği ve görüş vizyonuna sahip bir grup insanın aynı anda ve diğer duyusal deneyimleriyle görme yetkinliğinin bütünleşerek geliştirilmesini ifade eder. Bu görsel okuma yetkinliklerinin geliştirilmesi için öğrenme esastır. Görsel okuryazarlığı gelişmiş kişi, çevresinde karşılaştığı, doğal ve yapay nesne ve sembollerin ayrımına varabilmekte ve onları yorumlayabilmektedir. Bu yetkinliklerin yaratıcı kullanımı sayesinde, görsel okuma yetisini kullanan bireyler başkalarıyla iletişim kurmada daha yaratıcı olabilmektedir. Bu yeterliliklerin doğru kullanımı sayesinde, bireyler görsel iletişim ve başyapıtlarının tadına varabilmektedir” (IVLA, 2012).

Görsel okuma, bireyin görsel imgeyi, görüntüyü nasıl yorumladığı olgusunu içermektedir. Görsel algılama görsellere ilişkin bilginin beyindeki biyolojik, zihinsel (psikolojik) ve kültürel aşamalardan meydana gelmesi ile oluşur (bkz. Şekil 2.4) (Parsa, 2012, s. 157).

(34)

14

Jacque Ellul (1998) Sözün Düşüşü kitabındaki örnekleminde imaj okumalarının gerekliliği için verdiği şeftali ağacı örneğinde ağaçtaki şeftaliye baktığımızda şeftalinin kırmızılığını ve dal üzerindeki ağırlığıyla sarktığını gördüğümüzde bu imajın kendi başına hiçbir anlamı olmadığını ve yorumlanması gerektiğini söylemektedir. Ona göre, görme eylemi ile eylemin başlamayacağını, şeftalinin güzel kırmızı görünümüyle ve ağırlığıyla açıkça görünür olduğunu ama harekete geçmek için yorumlama bilincinin gerekliliğini yani şeftalinin koparılması gerektiğini veya “onun toplanması gerektiğini” düşünerek bireyin yorumlama ve görsel okuma bilincinin gerekliği üzerinde durmuştur. Kısaca gerçek imajların görünen anlamları dışında, imajlara atfedilen anlamlar olduğu söylenebilir. “Okur”, yazılı ya da görsel metinler karşısındaki bireydir. Yazılı metinler okunabildiği gibi görsel metinler de okunabilir, yorumlanabilir (Çakır, 2014).

Kitle iletişim araçlarıyla donatılan görsel bir çağ yaşadığımızı, bugün çevremizdeki imgelerin artık herkes tarafından anlaşıldığını savunanlar, imgelerin eskiden olduğu kadar sorgulanmadığını söylerler (Türkoğlu, 2000, s. 47).

Şekil 2.4. ‘Sandra Moriarty’ Görsel iletişimin kavramsal haritası. Brizee, H. A., 2003, March

31. Teachıng Vısual Lıteracy And Document Desıgn In Fırst-Year Composıtıon. 5. Virginia Polytechnic Institute and State University. Virginia, Blacksburg.

Görsel Öğrenme Görsel İletişim

Görsel Düşünme Metamorfi k Düşünme Görselleştirm Materya l Resmi Okuma Sanat Medya Görsel Öğrenme Araştırmalar Öğrenme Araştırmalar Görsel Okuryazarlık Zihinsel Düğümler Görüntüleri n Kaynakları Sağ Beyin Sol Beyin

(35)

15

J.J. Gibson, “Kanımca görünen alan, görsel algılamanın imgesel biçiminden başka bir şey değildir ve son çözülmemde uyarım konumundan değil, fakat bizim tutumuzdan kaynaklanır. Görünen alan, kültür, insanın dünyayı resim olarak görme alışkanlığının sonucudur. Dolayısıyla görünen alan, normal algılama biçimimizin temeli değil, fakat ona karşı ortaya konan bir seçenektir” (J.J. Gibson’dan aktaran Gombrich, 1992, s. 316-317) demektedir.

Görerek iletişim kurmanın, hem çok yakın hem de bir o kadar uzak bir deneyim olduğu genel bir kanıdır. Özellikle medyanın yarattığı bir tür sinizm içerisinde, imajlar, görüntüler gizli düzeneklerin, kurmacaların parçası gibi anlaşılır. Medyaya yansıyan insanlık durumlarına ait resimler, daha anlaşılmaz, gizemli bir başka olayı, gerçekliği örtmek için kullanıldığı kanısını da beraber getirir. Kitle iletişimi yoluyla izleyicilere, yaşanan olaylarla ilgili belirli görme biçimlerine göre çerçevelenmiş bölümler ulaşır (Taburoğlu, 2013, s. 62).

Şekil 2.5. Sudan, 1993’te çekilen Kevin Carter’in fotoğrafı. theguardian, 2016, http://www.theguardian.com/media/2014/jul/30/kevin-carter-photojournalist-obituary-archive-1994 sayfasından erişilmiştir.

Görsel okuma meselesini daha derinden örneklemle açıklamak için Şekil 2.5’te yer alan fotoğrafa bakalım. “Sudan”, siyasi kaos ve doğal afetlerle beli bükülmüş bir ülkenin insanlarının, yokluk içinde, ölümün kıyısında verdikleri hayatta kalma mücadelesini özetleyen bir görüntü. Carter tarafından 1993’te çekilen fotoğraf, dünyayı değiştiren fotoğraflar listelerinde görmek mümkün, fotoğraf okumasında: yeteri kadar beslenemediği her halinden belli olan bebek yaştaki küçücük kız çocuk, çorak toprakta sürünerek ilerlemeye çalışıyor. Hemen yanı başında bir akbaba tehditkâr bir şekilde bekliyor. Bir avcı ile

(36)

16

muhtemel kurbanı arasındaki zıtlığı ortaya koyan bu kompozisyonda gerilim o kadar yüksek ki izleyiciyi şok ediyor. Görselin çarpıcı şekilde gösterimi sonrasında toplumsal duyarlılığı artırıp, tek başına fotoğrafın bir kamuoyu ya da kitlesel harekete yol açabileceğini unutulmaması gerektiğini, görüntünün doğru kullanımı, izleyici ve sunucunun bu bilinç ve duyarlığa dikkat etmesi gerekliğinin, görsel bilincinde olmasını vurgulayıcı bir örnek. “The visual literacy white paper” A. Bamford (2003)’un yazısında kendi dolaylı tarzıyla görsel okumada görselle karşı karşıya kalan bireyin, kendine ya da çevresindekine yöneltebileceği bazı açık uçlu sorular Şekil 2.6 verilmiştir:

Şekil 2.6. Bamford’un Görsellerden anlam kurma çizelgesi. Bamford, A., 2003. The visual literacy white paper. https://www.adobe.com/content/dam/Adobe/en/education/pdfs/visual-literacy-wp.pdf sayfasından erişilmiştir.

1. Görselin bilgi kaynağı nedir?

2. Görsele hangi bilgiler eklenmiş, görselden hangi bilgiler çıkarılmıştır? 3. Görselin hangi boyutu doğru bilgi vermekten uzaktır?

4. Bilginin sunumu ne tür manipüle edici, gerçek dışı sunulmaktadır? 5. Görsel ile metin arasındaki ilişki nedir?

6. Görsel nasıl bir bağlam içerisinde üretilmiştir? 1.Görsel hangi konuyu veya konuları ele alıyor?

2.Gerçek hayattaki durum ile görselde belirtilen arasında nasıl bir benzerlik ve farklılık vardır?

3. Bu görsel onu gören herhangi biri için ne anlam ifade ediyor? 4. Görselin vermek istediği mesaj nedir?

Konular

Bilgi

1. Görselde tarif edilen kimdir / eğer resimdeki insanlar gerçekse, kimin kültürü ve deneyimleri gösteriliyor/yansıtılıyor?

2. Görselin yaratıcısı kimdir/ hangi amaçla ortaya çıkardı? 3. Görsel için planlanan izleyici kitlesi kimdir?

4. Görsel kimin bakış açısını yansıtmaktadır?

Kim

1. Neden belirli kitle iletişim araçları seçildi? 2. Neden özel bir görsel seçildi?

3. Görsel neden bu şekilde düzenlendi? 4. Görselde verilen bilgi gerçeklere dayalı mı?

5. Seyirciye mesajlar aktarırken ne tür aygıtlar kullanılıyor?

6. Mesaj çıkartılan veya gösterilmeyen parçalardan nasıl etkilenmiştir?

İkna (İnandırma)

1. Hangi davranışları kabul edildi? 2. Kimin sesi duyuluyor?

3. Kimin sesi duyulmuyor?

4. Hangi deneyimler ve bakış açıları kabul edildi?

(37)

17

Bu bağlamda imge, şema, sembol ve göstergelere değinmekte yarar var.

İmge

İmge; Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri, hayal, imajdır (TDK, 1983, s. 577). Yücel (2013), tanımında, çok farklı nitelikteki düşünceleri, olguları ve nesneleri “imge” diye adlandırırız. Bir çocuk resmi, film, tablo, afiş grafiti, zihinsel görüntüler, düşler, tablolar, fotoğraflar, dijital imgeler vb. imge niteliği taşır (s. 15). İmgeler, bizlere bir şeyler söylemekten ziyade, bir kısmının sözcüklerle ifadesi çok zor olan bir olanak ve olasılıklar alanını önümüze koymaktadır (Leppert, 2002, s. 17). Tüm imgeler insanlar tarafından meydana getirilmiştir. Yeniden üretilmiş veya yaratılmış bir görünüm olarak görülebilir ve her imgede bir görme biçimi yatar. Başlangıçta fiziki olmayanı, bulunmayanı gözde canlandırmak amacıyla üretilmiştir imge, fakat zamanla çağrıştırdığı şeyden daha kalıcı hale gelmiş ya da daha kalıcı olduğu fark edilmiştir. Bu nedenle imge ‘şey’in bir zamanlar başka zihinler tarafından nasıl göründüğünü ve şu an yaşadığımız zamanda kişilere nasıl göründüğünü bizlere sunmaktadır (Berger, 2012).

Şekil 2.7. René Magritte, "İmgelerin İhaneti" (Bu bir pipo değildir, 1948). http://www.wikiart.org/en/rene-magritte/the-treachery-of-images-this-is-not-a-pipe

1948#close sayfasından erişilmiştir.

İmge; “Şeylerin tam anlamıyla belirli ve saydam bir göstergesidir, çünkü onlara benzemektedir. Şeylerin adları, aslanın bedeninde kuvvetin, kartalın gözünde egemenliğin ve tıpkı gezegenlerin etkisinin insanın alnında bir damga olarak andırış yoluyla bulunduğu gibi, şeylerin içine yerleşmişlerdir” (Foucault M. , 2013, s. 12). Magritte’e kulak verirsek bu

(38)

18

durum daha açık hale gelir; “Sözcükler ile nesneler arasında yeni bağıntılar yaratabilir ve dilde ve nesnelerde bulunan ama günlük yaşamda bilinmeyen bazı temel özellikler belirtilebilir. Kimi zaman, bir nesnenin adı, bir imgenin yerine geçer. Bir sözcük, gerçekte, bir nesnenin yerini alabilir. Bir imge, bir önermedeki sözcüğün yerini de alabilir” (Foucault

M. , 2013, s. 38). “İmgenin benzeşim işlevi, temsil ve temsil edilen arsındaki karmaşayı

artırır. Magritte’in bir pipo resminin altına “Bu bir pipo değildir” diye yazmasının da gösterdiği gibi, imge her zaman temsil ettiğinden ya da göndergesinden farklılaşır. Gerçekte imge bir bağıntıdır, bir varlığın imgesidir ama onun kopyası değildir. Örneğin Ayasofya’nın kartpostalı Ayasofya’nın kendisini değil, imgenin kaynağı olan kartpostalı temsil eder” (Yücel, 2013, s. 18). Kitle iletişim araçlarındaki görsel imgeler, anlamlı yapılardır ve okunabilir ve hatta imgelerin fazlalığı görsel okumaları daha ön plana çıkarmakta (Çakır, 2014) bu nedenle görsel kültürün en önemli yapıtaşlarından birini oluşturmaktadır.

Ellul’a göre “Beynimiz sürekli olarak gerçekliğin değil imajlara dayalı görüşlerin etkisi altında kalmaktadır. Çünkü hayatlarımızın büyük bölümünü, yalnızca seyirciler olarak yaşıyoruz. Görme yoluyla algılayışımız bizi eylemde olmaya yöneltiyordu fakat teknolojinin geliştiği bu günlerde, suni görüntü kendisini bizi imajların pasif bir kaydedicisine dönüştürerek kendi gerçekliğini empoze etmektedir” (1998, s. 159). İmgeler yoluyla şeylerin görünür, duyulur tarafları, renkleri, sesleri, temel hareketleri birer tasarım şeklini alır ve bellek kayıtları şeklinde saklanırlar. Resimler, sesler ve başka duyum malzemeleri algılama eylemi sırsında “bireysel algıyla” ile birleşir (Taburoğlu, 2013, s. 296).

Freedberg (1989), İmgelerin Gücü adlı kitabında, imgelerden korkulduğunu çünkü imgelere gerçek(miş) gibi davranıldığını, imgelere karşı tutumların, tepkilerin yönlendirilmesi toplumsal koşullar içindeki algı ve biliş süreçleri tarafından belirlendiğinden bahseder (Freedberg’den aktaran Türkoğlu, 2000). Kolay iletişim kurmak açısından imge, metinden daha elverişli görünür. Artık bir konferans ya da ders sırasında “görsel” kullanımına giderek daha sık başvurulur, böylece söylem renklendirilip daha kolay anlaşılması sağlanır. İmge evren üzerine görsel bilgiler sağlar. Bu bilginin niteliği durumuna göre değişir, işlevleri farklılaşır, örneğin harita ve kartpostal birbirine benzemeyen bilgilendirici işlevler üstlenirler. Ayrıca imge, izleyicinin hoşuna gitmek için düşünülmüş, kimi duygular uyandırmak için tasarlanmış olabilir, bu işlevi de sanat kavramından ayrılamaz (Yücel, 2013, s. 39).

(39)

19

İmgeler bize asıl dünyayı değil, dünyalardan bir dünya gösterir. Gösterilen şeyler değil, bunların temsilleridir imgeler: temsil yani yeniden sunum. İster fotoğraf, ister film ya da video, isterse de resim olsun, imgelere baktığımızda gördüğümüz şey insan bilincinin ürünüdür. İnsan bilinci ise kültür ve tarihin ayrılmaz bir parçasıdır. İmgeler belli bir sosyo-kültürel ortam içerisinde belli bir işlev görmesi için inşa edilen şeylerdir (Leppert, 2002, s. 14). Bu bilgiden hareketle Ellul’un televizyonun günümüz konumu ve imge ile ilişki hakkında söyledikleri de oldukça önem arz eder. Ona göre televizyon “bir standardizasyon ve dünyaya uyum aktörüdür” yani en kuvvetli uyuşturuculardan biridir. İmajlarla ilişkili görsel gerçeklik eleştirel söylemi, açıklamayı, tekrarı veya düşünmeyi tolere edemez. İmajlar seyirciyi pasif hale dönüştürür. Televizyon (imajlarla) ağırlıklı olarak bu yollarla sosyal kontrole iştirak eder. İmajları yayınlayan ve kontrol altında bulunduran kişi uyum üretir. Bu nedenle sosyal uyum sürecimiz daima görsel kültürün etkisi altındadır (1998, s. 176-177).

Şekil 2.8. İmajlar Ailesi. Mitchell, W. (2005). İkonoloji İmaj, Metin, İdeoloji (1. basım). (H. Arslan, Çev.) Paradigma. İstanbul.

Mitchell imajlar ailesi kütüğü için özel bir açıklamada bulunur; psikologların, fizyolojistlerin, nörologların, sanat tarihçilerinin, mimari tasvir, grafik ve optik araştırmacılarının filozoflar ve edebiyat eleştirmenlerinin işbirliği yaptıkları geniş bir bölgede ilişki içinde olduklarını ifade eder (2005, s. 13).

İnsan zihninin bedenliliğine ve bütünlüğüne dair daha fazla bilgi edinildikçe, kültürün ve imgelerin rolü de değişmiştir. İmgeler artık insan eylemlerinin temsilleri ya da yorumlayıcısı değildir sadece. İnsanları birbirlerine ve teknolojiye bağlayan her etkinlikte “dolayımlayıcı, model, arayüz olarak”, insan yaratıcılığının görselleşmiş halleri rolü oynamalarının yanı sıra enformasyon ve bilginin referans noktaları olarak da merkezi hale gelmişlerdir (Burnett, 2012, s. 19). İmge tarih boyunca değişimlere uğramıştır, her tarihsel dönem ve toplum kendi

Grafik Resimler Heykeller Tasarımlar Optik Görüntüler Projeksiyonlar Görünüşler İmaj Benzerlik Andırma Algısal Duyu verileri Türler Düşünceler Zihinsel Rüyalar Hatıralar Fanteziler Sözel Metaforlar Tasvirler

(40)

20

imgesini yaratmış, o imgelerle anılmış ve tarihe geçmiştir. Örneğin piramit imgesi Mısır’ı, arena imgesi Eski Roma’yı günümüzde de Eyfel Kulesi Fransa’yı, toplumsal cinsiyet şemasından örneklemle “ev işleri” kadın imgesini, hatırlatmış nitelemiştir. İmgelem, sadece iyi’nin değil, kötü’nün ve kötücül olanın da canlandığı alan olabilir (Çakır, 2014). Bu yüzden imgenin ve görüntünün, çok önemli olduğu ve doğru okunması görsel kültürün önemle üzerinde durduğu kavram olarak araştırılmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

Bir imgenin tanınması bile belli bir eğitim gerektirir. Kimi görsel iletiler bize “gerçekçi” görünse de aslında imgeyle gerçek arasında büyük farklılıklar vardır, göz buna alışık olmalıdır. Nesnenin ya da imgenin değişkenliklerini göz önünde bulundurarak anlaşılması için belli bir görsel eğitim gerektiğini gösterir (Yücel, 2013, s. 68). Görüntü ve imge imaj kalabalığı içerinde görüleni güvenli bir mesafeye yerleştirmeye yardımcı teknolojik görü’nün de desteğiyle güvenceli görme biçimleri yaratılması gereklidir (Taburoğlu, 2013, s. 64).

Şema

Şema ise; bilişsel bir yapıdır; bireyin algılarını organize eden ve yönlendiren bir çağrışımlar ağıdır. Belli bir şema aracılılığıyla bilgiyi işlemeye hazır bireyler, şemaya uygun bilgiyi hemen kodlayabilirler, şemayla ilişkili kategoriler içinde örgütleyebilirler ve şemayla ilişkili farklılaşmış yargılarda bulunabilirler (Dökmen, 2014, s. 69). Bir başka tanıma göre şema, çevreye uyabilmeyi sağlayan davranış ve düşünce kalıplarının çevre ile zihin arasındaki etkileşimi sonucu ortaya çıkması olarak ifade edilir (MEB, 2014, s. 5). Bireyin öğreneme şekilleri üzerindeki etkisini inceleyen sosyal öğrenme kuramcıları toplumda bireylerin diğer insanları seyrederek ve gözlem yaparak, onların yaptığı davranışın pekiştirildiğini veya cezalandırıldığını gözlemleyerek öğrenirler. Bu nedenle sosyal öğrenme “başkalarını seyrederek çevreden öğrenme” veya “toplum içinde ve toplum için öğrenme” olarak da tanımlanabilir (Bayrakçı, 2007, s. 199).

Taylor ve Crocker (1981), Genel anlamda şema, algı konusu nesne hakkında bazı bilgileri, ona ilişkin değişik bilişler arasındaki bazı ilişkileri ve özgül bazı örnekleri içeren örgütlenmiş ve yapılandırılmış bir bilişler takımı olarak tanımlanabilir (Taylor ve Crocker, 1981’dan aktaran Dönmez, 1992, s. 134)

Şekil

Şekil 2.4. ‘ Sandra  Moriarty’ Görsel iletişimin kavramsal haritası. Brizee, H. A., 2003, March
Şekil 2.6.  Bamford ’un Görsellerden anlam kurma çizelgesi. Bamford, A., 2003. The visual  literacy white paper
Şekil  2.7.  René  Magritte,  "İmgelerin  İhaneti"  (Bu  bir  pipo  değildir,  1948)
Şekil  2.10.  Günümüzde  yaygın  olarak  kullanılan  semboller.    http://www.dafont.com/  search.php?q=symbol sayfasından erişilmiştir
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

Oysa Yakup Kadri’nin roman­ larında ne konak yaşamasının inceliklerine rastlarız; ne de sevecen gözlem­ lere.... Cumhuriyet dönemi romancıları devrimlere,

Objectives: The purpose of this study is to analyze and discuss the correlation between hospital accreditation results and the knowledge, attitude and behavior of nursing

Nalan OKAN AKIN danışmanlığında İsmail BAŞER tarafından hazırlanan “Görsel Sanatlar Eğitiminde Görsel Kültür Kuramının Kullanımı” adlı bu çalışma jürimiz

Batman’da erkek olmak hakkında Batmanlı erkeklerin genel söylemleri arasında rahat, huzurlu ve gelecek kaygısı olmadan yaşayabilmek gibi olumlu ifadeler fazla olsa

Bunlar arasında özellikle ikisi dikkat çekiciydi: Toshiba Libretto W100 çift ekranlı dizüstü bilgisayar ve Folio 100 tablet bilgisayar.. Folio 100, ekranı 10,1 inç olan

Uğurlu (2013) da, kadının ailedeki rolünün sıcak, güvenli ve duygusal destek verici terimleri ile ilişkilendirildiğini ifade etmiştir. Dolayısıyla hem

Siyah rengin devlet yöneticileri tarafından kullanılması, aynı zamanda yönetimin siyah renge ilişkin kararları, siyah renkli nesnelere ilişkin yorumları, siyah

Çocuklara yönelik sanat etkinliklerinde sürekli yeni araçlar,malzemeler ve teknikler kullanılarak hem çocuğun ilgisi taze tutulmalı hem de büyük bir coşku ve haz duygusu