• Sonuç bulunamadı

Dirayet müfessiri İbn Abbas

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Dirayet müfessiri İbn Abbas"

Copied!
9
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

MARMARA

ÜNiVERSiTESi

İLAHiYAT FAI(ÜLTESİ

DERGI

SAYI : 4

(2)

Doç. Dr. Ali ÖZEK

Tefsir ilminde müstesna bir yeri olan Abdullah İbn Abbas» başlangıçtan zan1anımıza kadar gelen kanaate göre bir rivayet tefslrcisi, kendisine ni.Bbet 8dilen ve bugün ba:::ıılmış nüshaları eli-mizde bulunan İbn Abbas tefsiri de bir rivayet tefsiri olarak bi-linmektedir. Esas itibariyle bu bilgi bir yönüyle doğrudur; ancak, diğer bir yönüyle eksiktir. İşte biz, bu araştırmada İbn Abbas'ın §imdiye kadar üz3rinde durulmamış bir yanını, yani onun bir di-rayet .müfessiri oluşunu ele alacağız.

Bu husu.:::u ortaya koymak için biz önce kısa olarak muma~ ileyhin hayatından ve ilmi şahsiy3tinden bah.Jedeceğiz, sonra da

Kur'an'ı akli ve edebi ölçülere dayanarak nasıl tefsir ettiğini ve bu ~ekilde yapılan tefdr tarzının neden dirayet tefsirciliği

oldu-ğunu isbata çalışacağız.

İBN ABBAS'IN HAYATI

İbn Abbas diye tanınan zatın adı, Abdullah b. Abbas b. Ab-dulmuttalib b. Haşim b. Abdumenaf'tır. Resuluilah (S.A.V.) 'in

am~asının oğludur. Bilindiği gibi Hz. Abbas, Peygamberimiz'in kendi:.in3 inanan ve kendisini destekleyen en zengin amcasıdır.

Abdullah b. Abbas ilk zaınanlarda Mekki (Mekkeli) o!arak tan1n-mış ise de sonra Medeni ve Taifi nisbeleri ile de tanınmıştır. Bu~ gün Taif'de kendi adını taşıyan bir camii vardır.

Bir ri vayete -göre hicr3tten üç sene önce, diğer bir ri vayete göre ise 5 sene önc3 Mekke-i Mükerreme'de Haşimoğulları oymağın­

da dünyaya gelmiştir. Bu duruma göre, Resuluilah (S.A.V.) vefat.

(3)

68 Ali Özek Annesi, ümmü'l-Fazı Lübabe binti'l-Haris el-Hilaliyye'dir. Lü-babe'nin İslam tarihinde müstesna bir yeri vardır .. Zira, pek çok rivayete göre Hz. Hatice'den nonra İslam'ı kabul eden ikinci kadın­ dır. Peygamberimiz'in hanımlarından Meymune validemizin de

kız karde§idir. Böylece Lübabe, Peygamberimiz'in baldızıdır. Onun için İbn Abbas çocuk iken Resulullah'ın evine sık sık gellr, hatta

bazı geceler teyzesinin yanında kalırdı.

İbn Abbas, hayatı idrak etmeye başladığı ilk çocukluk yılla­ rında kendisini ahir zaman Peygamberinin kucağında, O'nun ma-nevi muhitinde bulmuş, bilgilerinin pek çoğunu bizzat Re.sulul-lh'dan öğrenmi§tir. Diğer bir ifade ile İbn Abbas, Resulullah'ın en iyi öğrencisi olmuştur. Bu sebebiedir ki, Resulullah'ın O'nun hak-kında takdir edici sözleri varid olmuş, ilim .sahibi olması için dua etmiştir.

İbn Abbas, Hz. Ömer'in de sevgi ve takdirini kazanmıştır.

Muhtemelen onun ikinci bilgi kaynağı Hz. ömer'dir. Hz. Osman zamanında zuhur eden fitnede daima akılcı yolu tutmu.ş, Hz. Hü-, seyin'in Kerbela'ya gitmesin3 mani olmak için büyük gayret sar-fetmiştir; fakat, önleyememiştir. Hayatı boyunca ilirole uğraşmış­ tır. İbn Hacer'in, Tehzib et-Tehzib'de naklettiğine göre Yezid b. el-Esam şöyle demiştir:

((Hz. Muaviy3 hacca gitmi§ti; yanında büyük bir cemaat var-dı. Aynı sene İbn Abbas da haccetmi§ti. O'nun yanında da büyük bir cemaat vardı. Fakat, bu cemaat İbn Abbas'dan ilim tahsil eden talebeleri idi.».

İbn Abbas, 71 yaşında iken hicri 68 seneJinde Taif'te vefat et-mi§tir1.

MUHADDİS OLARAK İBN ABBAS

Abdullah b. Abbas hadiste M ü k s i r

u

n dandır. 1660 ha-dis rivayet etmifıtir. Hadis kitapları arasında mhhat der3ce.si ba-kımından ilk sırayı alan B u h a r i ve M ü s ı i m , İbn

Ab-bas'ın rivayet ettiği 75 hadiste ittifak etmi§lerdir. Bu ittifakın dı­ ŞJnda İbn Abba.J'tan Buhari 28, Müslim ise 49 hadis rivayet etmiş­ lerdir. Buna göre İbn Abbas'tan Buhari ve Müslim'de toplam 152 hadis rivayet edilmiştir.

İbn Abbar.'ın rivayet ettiği hadislerd3n bir kısmını direkt Re-sülullah'tan, bir kıı::.m~nı da babasından, annesinden, kardeşi

(4)

Fazl'-dan, teyzesi Me:y-mune validemiz'den, ayrıca Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali, Abdurrahman b. Avf, Muaz b. Ceb8l, Ebu Zerr, Ubeyy b. Ka,'b, Ebu Hüreyre, T,)min1 ed-Dari, Halid b. cl-Velid, Usame b. Zeyd, Arnmar b. Yadr, Ebu Sa1d el-Hudri, Ebu Talha'l-En:ari, Muaviye b. Ebi Süfyan, Hz. Aişe, ümmü Hani' gi~ bi nice büyük sahabiden rivayet etmiştir.

Aynca kendisinden de iki oğlu Ali ve Muhammed, torun u Mu= hammed b. Ali, kard3§i Kesir b. el-Abbas, Abdullah b. Ömer, Sa'= lebe b. el-Hakem el-Leysi, el-Misver b. Mahrem9 gibi tahabilerle birUkt3 ta.1Jiinde1J. ve. diğerlerinden_ pek çok kimre hadis rivayet et-miştir.

Abadile-i erbaa diye bilinen hadis ve fıkıh ilm~nde ün yapmış dört Abdullah'dan biridir. Bunların sırar-ı şöyledir: Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Abbas, Abdullah b. ez-Zübeyr, Abdullah b. Amr b. el-AJ.

İLMİ ŞAHSİYETİ

İbn Abbas'ın çocukluğu, Resulullah'ın yanında geçmiştir:.

Sa-hih-ı Buhari'de gelen bir rivayete göre Peygamberin1iz o~n:u ku-caklamış «Ya Rab! Ona hikm3ti (İlmi) öğret, onu dlnde fakih ey-le.» diye dua etmiştir. İbn Abbas'ın kendi naklinde ise, «Resulul-lah (S.A.V.) alnıını sıvazladı ve sonra şöyle dua etti: Ey Allahım! Onu mübarek eyle ve onun iln1ini genişlet.» ~eklinde geçm;;ktedir. Tabakat İbn Sa'd'da, Yahya b. Said el-En~ari'den şöyle n?.k-ledilmiştir: Zeyd b. Sabit vefat edince Ebu Hüreyre şöyle dedi: <<Bu ümmetin mürekkebi (alimi) öldü; ama, Allah Teala'nin İbn Ab-bas'ı ona halef kılması umulur.» İbn Abbas hakkında Ata, «Onun meclisinden daha kıymetli bir meclis görmedim. Zira, onun bu-lunduğu yerde fıkıh bol, man3vi huzur fazla olurdu. Hukukçular ve tefsirciler onun yanına gelir ve der:; alırlardı.)) demiştir. ·

Tavus demiştir ki, Resulullah'ın ashabından 70 tanesini gör-düm. Onlar bir m:;~elede anla~mazlığa düştüğünde hemen İbn Alr bas'a müracaat ederbrdi.

Mer.ruk da «İbn Abbas'ı gören daim:1 onun için, insaniann en güzeli, en güzel konu§anı ve en alimi derdi.» demiştir.

Abdurrazzak şöyle nakleder: «Muhacirler, İbn Abbas'a çok bü-yük değer veren Hz. ömer'e «İbn Abbas'a dua ettiğin gibi bize de

(5)

70 Ali Özek dtıa etmez misin?>> dediler. Hz. Ömer cevaben: «0, yaşlıların gen-cidir. Onun isteyen bir dili, düşünen bir kalbi vardır.» dedi.

Eş-Şa'bi'den şöyle naklolunmuştur: Bir gün Zeyd b. Sabit bi-neğin3 binmişti. O mrada orada bulunan İbn Abbas, hayvanın yu-larından tuttu. Bunun üzerine Zeyd b. Sabit: «Ey Rer.ulullah'ın amcaoğlu! Böyle yapma.» dedi. İbn Abbas is:e şöyl ecevap verdi: «Biz, ilim adamlarımıza böyle hürmet etmekle emrolunduk.».

Bu-nun üzerine.· Zeyd b. Sabit, İbn Abbas7ın alnınqan öptü ve «Biz d3 Peygamberimiz'in ehl-i beytine böyle hürn1et etmekle emrohın=

duk.>> dedi.

Abdullah b. Dinar. şöyle anlatmıştır: Bir adam Abdullah b. Ömer'e geler3k, «Kaneta retkan ... (el-Enbiya/30) ayetini sordu.

İbn Ömer adama: «İbn Abbas'a git, ona .sor, geri gel, alacağın ce-vabı bana bildir.» dedi. Adam, İbn Abbas'a gitti, Bordu. O şöyle ce-vap verdi:

« S e m

a

V.

a

t r e t k

a

idi, yani yağmur yağdırmıyordU.

Yeryüzü de re

t

k a idi, nebat bitirmiyordu. Gökyüzünü yağ­

muda deldi, yeryüzünü de n3batla deldi.»

Adam İbn ömer'e geldi, duyduklarını anlattı. Buriun üzerine

İbn Ömer.:. «İbn Abbas'a doğru iHm verilmiştir. HS:r ne kadar onun Kur'an'ı tefsir husru:undaki cür'etini beğenmiyor idiysem de şimdi anladım ki o gerçekten büyük bir alimdir.» d:;di.

İbn Abba:J hakkında İbn Esir şöyle der: Kendinden önce

söy-lenmiş ve rivayet edilmiş hadislerle ilgili hususları hiç kimse İbn

Abbas kadar bilmezdi. Hz. Ebu Bekir, Hz. ömer ve Hz. Or.man dev-rine ait kaza işl3mlerini en iyi bilen o idi. Yani, yeni ilmi izahlar yapmak hususunda devrinin en güçlü aJimi idi. ilmi izaha ihti-yaç duyulan konularda hiç kimse ondan daha güçlü değildi.

·0, şiir, Arap dili, tefsir, hesap, feraiz konularında devrinin en güçlü aUmi olarak tanınırdı. İbn Abbas, hayatı boyunca haftada bir gün fıkıh, bir gün megazi, bir gün de eyyam~ı Arap ile uğra­ §ırdı.

MÜFESSİR OLARAK İBN ABBAS

. İbn Abbas, rivayet asnnda, yani ilimierin daha çok rivayet yoluyla nakledildiği devirde ya~amış. o1ma::a seb::,bi ile her şeyden önce önemli bir rivayet müfessiri olarak bilinmektedir. İbn Abbas gibi genç bir sahabinin Kur'an'ı rivayet yolu ile tefsir etmesi

(6)

de-mek,· ayetlerin. tefsiri hakkında birinci d3recede Resulullah (S.A. ·V.) 'den duyduklarını, ikinci derecede ise Resulullah'tan ilim öğ"'

renmiş· olan sahabilerden duyduklarını_nakletmesidir. Demek olu ... yor ki, yaptığı tefsirlerde ksndi akli gücünü kullanmıyor, sadece başta Re.:;ulullah olmak üzere başkalarından duyduklarını nakle-diyor.

Halbuki İbn Abbas'ın tefsirleri bu· söylenenden çok farklıdır. Bu farklı durumları maddeier halinde ele almak mümkündür:

1. Peygamberimiz'iıi vefatı esnasında İbn Abbas,.ın onüÇ

ya-§ında olduğunu kabul edersek; yaptığı tefsirlerin tümünü Resu-luilah (S.A.V.) 'den işitmiş olması imkansızdır. Olsa olsa Resului-lah (S.A.V.) ile_ uzun- nüre beraber olan büyük sahabllerdsn ~it­ miş olabilir. Gerçek de budur. Zira o, başta dört halife olmak üze-. re uzun süre Resuluilah (Süze-.Aüze-.Vüze-.) ile beraber bulunan değerli

saha-b113rden çok şey nakletmiştir.

2. Bundan öte İbn Abbas'ın Kur'an-ı Kerim'de kullandığı iki mühim metod vardır: Bunlardan biri, rivayete ilaveten aklını kul .. lanarak dirayet tefsirleri yapması. İkincisi de Kur'an'ın tefsirinde Arap şiirini kullanması. Nitekim Suyuti'nin el-İtkan'da nakletti-ğine göre İbn AJJbas şöyle demiştir:

«Şiir Arabın divanıdır (Dil V3 tarihte müracaat kaynağıdır.). Cenab-ı · Allah'ın Arap dili ile iıidirdİği Kur'an'da anlamadığımız manalar olursa Arabın divanına ınüracaat eder, IDܧkillerimizi onunla hallederiz.» İşte ilk defa Hz. ömer'den, sonra İbn Abbas'ın,

daha sonra da ez-Zemahşeri'nin kullandığı metod budur .. Kur'an'ı

bu tarzda tef.Jir etmek,· dirayet tefsiridir. Bu konuda ez-Z3mahşe .. ri herkesee bilindiği gibi Kur'an'ı Arap dilinin sarf, nahiv, belagat ile ilgili dil inceliklerini kullanarak akli tefsirler -yapmiştır~ Hz. öm:~:ır de, manası tam anlaşılınayan ayetleri tefsir konusunda muhtelif'kabiblerden ba'zı kiniseleri çağırtır, ayeti oniara okur, herkese ne anladığını sor.ardı. Neticede, "yapılan tefsirlerden ··en uygun olanı ile 8.mel ederdi. Aslında. bu, henüz· elde yazıli lügat ..

ların bulunmadığı bir devirde bir ölçüd3 lügat görevi yapıyordu. İbn Abbas'a gelince onun durumu el-İtkan'da §9yle.

anlatılı-yor: f

·İsa· b. De'b ile Abdullah b. Ebu Bekir dediler ki: «Bir gün Ab-dullah b. Abbas, Kabe'nin avlu.::mnda.idi. insanlar etrafına

(7)

toplan-Ali Özek iplŞ;· ·herkes

dna

Kur'

an·

tefsiri hakkında soru soruyordu. Bti

etna-cia

ohid.a bulunan· Nafi' İbnü'l-Ezrak Necde'ye·: «Kalk, elind3 sağ­

laiii.

bllgiler olmadığı·. halde Kur'an.'ı aklı ile tefsire cesaret eden

·şu:·aciania gidelim, dedi. Kalktılar, İbn Abbas'ın yanına gittiler:

.·:,_: ... :«Bi~f sana AlUÜı'ın Kitabı'ndan bazı ayetler 0oracağız. Onlan bize Arap dilinden delill:;rini getirerek tefsir etmeni istiyoruz. Çün~.­ kü· AUah~ :bu· Kur'·8:n'r belağatlı Arap dili ·ne· indirıniştir.»· dediler. İbn-· AbbM ·ise. ·c<İStediklerinizi sorun uz.» dedt

Naf'i;. el-Mearic 70/37 ayetinde geçen <<

,:xy,·

J~l ~:·, ~~ ~:

>> cümlenihdeki ·« )) nin ne manaya geldigini sordu.

» ·(Aynı düşüncede arkadaşlar

halka-sı) diye cevap verdi. Bunun üzerine: «Arap o kelimeyi bu manada

kUlhinınış· mtdır?n dedi.

t6n

Abbas: «Evet, Ubeyd b. el-Ebras· §Öyl:; der: << ~r ·~

Jt>-

1_,.;~ -

..;>-

~~ Qh-r! t,·~

ona doğrü koşarlar da minberi etrafında bir halka oluştururlar

(ayet~e ye .~~irde geçen « ..:r.

:r

» kelimesi aynı dü§unceye sabip, .aynı yoldai olan arkadaşlar· topluluğunun oluşturduğu hal-ka. demektir. ·

· ne.·

diler ki: <<eı-:Maide. 5/35 ay:;tindeki .<< ~·'-.. \1 ~~ 1 • ;. 1

-::-,...

..

~'

ne <:lernektir?» tbn Abbas: «İhtiyaç demektir», dedi. «Arap bu ke~

liıneyi o manada bilir mi?»

~Evet, Antere şöyle cier:

~' ~· ~,~~

c.J' -

~

~~ ~· J~.rn

of,.

Şübhesiz erkeklerin. sana ihtiyacı vardır. Eğ:;r onlar seni alirlarsa gözleriri.e sürme çek

ve

kınalaıt

Sordular: «el~Maide 5/4S ~yetinde geçen <c

ne

demektir?»

» d:n, « . ~ (<Araplar

bu ..

manayı bilir mi?»· ·

(8)

~Evet, Ebu Süfyan b. el-Haris ~öyle der:

~,

t..:.,

2'-)U

~' -~.,YI, J..ı..l~ ~_,..Wl J.U ..ıiJ

Kendisin~ güv3nilen on1in, doğruluğu ve hldayeti ~öyledi. İs-lamın yolunu ve alıkarnını açıkladı.

Sordular: «el-En'a.ın~.6/99 ayetinde geçen

~

,

~l l..il ne demektir?»

- «Olgunla~mazı ve ula~ma.Sı>> demektir. ~--Arap bunu bu manada kullanmış. n1ıdlr? _;_;,;:Evet, şair şöyle· der:

~~ ~~

rli

~

? '

LS -c..->_,(; •L...;JI ..b....,~

t.

t..it

(Kadınlar arannda yürüdüğü zaman, yumuşa~ ve olgun bir dalın sallandığı gibi sallanır).

Sordular: el-A'raf 7/26. ayette geçen tir?

mal demektir.

- Arap onu bu manada kullanır mı? -Evet, şiUr şöyle der:

ı..,rl.ı n~

demek-t.S,P;: 'J_, ~ ~ V' Jl_,.ll ~' ... ~ )"'. .J.i 1.

J

lb ~ ~ ~

Beni yonttukça bana mal ver, zira efendilerin iyisi verir fakat almaz.

Sordular: Suretü'l-beled 90/4 ayetinde geçen

4

(Ke-bed) ne dtm:;ktir?

_::...: İtidal ve istikamet: c:emektir.

- Arap bu kelimeyi o manada tanır mı? - Evet, Leb1d b. Rab1a ~öyle der:

4

J

~~ rlj, li.i - ..il .ı.:)

4_

)lA~-~

E'y göz! Ke~ki Erbet'de hasımlarla karşı kar~ıya geldiğimizde ağlanaydın.

Sordular: «Sı1retü'i1-Nı1r, 24/43 ayetindeki

(9)

7.4 Ali Özek

-Işık demektir.

-Arap onu

bil

m~nada· kul1anır mı?

. - Ev;;t, Ebu Süfyan b. el-Haris şöyle der:

~~ ~·.,) ,~.;.,... ·~~- ~~ ~ ~ ~ ~· Jl l_y..ı~

Hakkı çağırır, kar§ılık beklemez, · Oı'luıi ışıği ile karanlık·

gece-ler aydınlanır. :

el-A'raf, 7/40 a:retinde geç~n .,k~l.

r-·.

J

~~ ~ ~ cümlesindeki «Ce:rhel-» kelimesinin te.fs1rinde ez-Zemahşeri İbn Ab-bas'tan şöyle nakleder: Şüphesiz en güz31 benzetme (teşbih)

Al-lah'ın benzetmesidir. Onun için burada güzel ve münasip olan, de-veyi ipliğe değil, halatı ipliğe benzetmektir.

İbn Abb~s bu ayette tamamen akli bir t;;fsir yapmıştır. Zira, CE:mel kelim.e::inin deve manazına değil de halat martasına ge~di-ğini ve bunun akla daha uygun olduğunu söylemiştir. ·

Bu türlü örnekleri çağaltmak mümkündür. İbn Abbas Tefsi-ri ve diğer tefsirler inc;;lendiğinde görüleceüktir ki, İbn Abbas, Kur'an'ı tefsir ederken 8adece rivayete dayanma.mı.]tır. Hatta

ez-Zehebi, Tabakatü'l-Müfessirin'de İbn Abbas'ın tefslrde Arap şiiri­ ne dayanmasınJn tartışmasını yapmaktadır. Bizim de bu makabyi ya~m;ıktan makr:adımız, İbn AbbaJ'ın bu yönünün de araştırılma­ mnı gündeme getirmektir. Bunlara i1avet€'n ibn Abbas'ın tefsirleri çok tq1kit gör111üşt:ür. Bu da onunakli tefsirler yaptığını gösteren . delillerdir.

KAYNAKLAR

1. Tefsir İbn Abbas, Hamiş mecmaut-Tefasir,. el-Matbaatü'l-amire,

Ka-bire 1317. ·

2. el-Keşşaf an hakaik gavamizı'~tenzil ve uyunul-akavil fi vücuhu't-Te'vil, Daru'l-Kitab el-arabi, Beyrut.

3. Hacı Halife, Keşfu'z-zunun 438,.1226.

4. el-Hatib el-Bağdadi, Tarih Bağdat 1/175, Matbaatü'l-Hancı Kahire

1931. .

5. Brockelmann, GI, 190; SI, 331, 403~ 6. Mu'cemu'l-müellifin 6/66.

7. İslam Ansiklopedisi t 26~27.

8. et-Tefsir ve'I-müfessirun, Daru'l-Kütüb al-hadise, Kahire 1976. 9. Tehzibu't-Tehzib Cilt 5 s. 276 ve devarriı.

10. el-İtkan, Suyuti, I, 141, Mısır tabı, 287 H. 11. Tabakat İbn Sa'd, İbn Abbas.

Referanslar

Benzer Belgeler

Yukarıdaki beyitte ilk dizenin sonunda geçen birimüz kelimesiyle kafiye sağlamak için ikinci dizenin sonundaki gögüs kelimesinin sonunda s&gt; z ünsüz değişikliği

Both boys and girls with long faces exhibited upright incisors, excessive upper dentoalveolar development, shorter posterior face height, shorter ramus height and mandibular

It was noted in the course of excavations that a sec- tion measuring 70 cm at the eastern end of the south aisle was reserved. The separation was done with a thin plaque placed on

Based on the results of the 8-arm radial maze test, we observed that the number of times the rats chose the correct arm decreased for the MSG-injected rats compared to the

The study is using PZB model to design Clinical Laboratory High Risk Reminder (HRR) System service quality questionnaires, to measurement clinical medical staffs their expection

The initial loading of the TR-2 reactor and the reactivity experiments done at that time are used as the bases of these calculations... GEREBUS code

 Işık kaynağı ve cisim sabitken, ekran cisme yaklaştırıldığında tam gölge küçülürken ekran cisimden uzaklaştırıldığında tam gölge büyür..

Dinî şahsiyetlerle ilgili halk edebi- yatı türü genellikle efsane olarak kabul edilmektedir.. Bu noktada Türkiye’deki araştırmacılara çok tesir etmiş olan