Aramızdan ayrılalı bugün tam 1 yıl oldu, ama o her daim açmaya devam ediyor
~rî~ S 'i'lteh
ZEYNEP ORAL
an:
Cömert bir kır çiçeği
n m r a K ---m ____'
5
'L
‘7
r ■ ■ „„--- u.Mîna Urgan, geçen yıl, bugün ara
mızdan ayrıldı. Aydın kişiliğini, bil gisini, birikimini cömertçe paylaşan, yeri kolay kolay doldurulamayacak bir insan, bir aydındı Mîna Urgan.
Aradan bir yıl geçmiş bile. Oysa ben onunla yalnız sohbetlerimi, dostluğu mu değil, ondan öğrenmeyi de hâlâ sürdürüyorum.
Onun “Shakespeare ve Hamlet” eseri hâlâ başucu kitabım. En sevdi ğim romanı, en sevdiğim şiir kitabı nı okurmuş gibi, yeniden ve yeniden
“Shakespeare ve Hamlet”i okuyo
rum.
“Virginia Woolf”, “D.H. Lawren ce” kitapları, bu iki yazarın tüm ya
pıtlarına eleştirel bir bakış getirirken aynı zamanda yaşamlarını da tüm ay rıntılarıyla veriyor.
Beş ciltlik İngiliz Edebiyatı İnce lemeleri, eşsiz birer kaynak.
Bu eserlerin farklılığı ya da eşsiz liği, Mîna Urgan’ın yalnızca İngiliz edebiyatında uzman olmasından
de-ğil, uzmanlık alanına kendi kültürel, politik ve toplumsal değer ölçüleriy le bakabilmesinden doğuyor.
Bu bilimsel kitapları da tıpkı ken disine benziyor. Tadına doyulmayan sohbetleri gibi. Bilginin şekerle kaplandığı, alçakgönüllü, kendini (yazarını) değil, işlediği konuyu
önemseyen yapıtlar...
Sonra, bunlardan çok sonra... “Bir
Dinozorun Anılan”, “Bir Dinozorun Gezileri” kitapları geldi. Değişen de
ğer ölçüleri ve sözde “yükselen de
ğerler” (aslında alçalan değerler) fur
yasında, milletin, aydınlık bir toplu mu özleyenleri, eşitlik için savaş
ve-aşamıyla,
‘dinozorluğuyla’,
karanlığa, yozluğa
geriliğe, cehalete,
eşsizliğe,
sömürüye meydan
okuyan Mîna
Urgan, bilgisini,
birikimini
cömertçe paylaşan
yeri kolay kolay
doldurulamayacak
bir aydındı.
renleri, aydınlan, küçültmek, horla mak, hakaret etmek için kullandığı
“dinozor” sözcüğünü, Mîna Urgan
müthiş bir ironiyle kendisi için kul landı. (Doğrusu rengârenk medya mız bu ironiyi ne kadar anladı, emin değilim!) Savunucusu olduğu değer ler için, insanın insanca
yaşayabil-' rhesi için, ilkeleri için savaşmayı bu kitaplarla da sürdürdü. Onların bun ca popüler olmasını en çok hayretle karşılayan yine kendisiydi. Yaşamıy la, “dinozorluğuyla”, karanlığa, yoz luğa, geriliğe, cehalete, eşitsizliğe, sömürüye nasıl meydan okuduğuna tanık olduk...
2kPı
Bize öğrettikleri
Onun öğrencisi hiç olmadım. Ama öğrencilerinden “hoca”larımn eşsiz liğini çok duydum. Ve yalnız kitap larından değil, onun dostluğundan, onunla sohbetlerden de çok şey öğ rendim.
Mutluluk denen şeyin anlık mutlu luklardan oluştuğunu ondan öğrene cektim...
Sonra:
Öğrenmenin de mutluluk kaynağı olabileceği... Öğrenmekle yaşamın zenginleşebileceği...
Sevdiği bir işi yapmanın, sevdiği işi, iyi ve doğru yapmanın insana kazan dırdığı özgüven...
Düşüncelerden, ilkelerden ödün vermemenin kazandırdığı güç...
Dünyaya merakla, ilgiyle sarılma nın kazandırdığı coşku... (Nasıl da merakla, heyecanla sorup soruşturur, çocuk gözleriyle şaşarak, hayretle ba karak, kucaklardı yeryüzünü...) Bu coşkuyu paylaşabilme cömertliği...
Yaşama biçimiyle düşünce biçimi nin birbirini bütünlemesinden, ken dine ve çevreye duyulan sevgi ve say gının, insan onurunu yüceltmeye var masından kaynaklanan iç barış ve hu zur...
Birikimlerden aldığı güçle yeniye yönelmek, birikimlerle güzelleşmek...
Değer ölçülerinin hızla erozyona uğ radığı; bilginin, birikimin, kültürel değerlerin horlandığı; “aydın” olma nın küçümsendiği, cehaletin, kaba sabalığın, “kolay olanın”, sansasyon ve “anlık şöhret”in yücelttiği bir or tamda Mîna Urgan, çok özel bir in san olarak, yukarıda sıralamaya ça lıştığım özellikleri savundu.
“...Toprağa dönüşen bedenimden çıkacak küçük mavi bir kır çiçeği, ölümsüzlüğümü sağlamaya yeter de artar” diyordu “Bir Dinozorun Anı larında...
Bana soracak olursanız, o en do ğal, o zarif, o alçakgönüllü cömert kır çiçeği, her daim açmaya devam edi yor...
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi