¿Necip cUsta’ıyn
yemek
reçeteleri
HELVASI
4. 6 kişilik
2 kahve fincanı beyaz fıstık 3 çorba kaşığı tepeleme dolu tereyağı veya
margarin (125 gr) 3 0 0 gr İR M İK (2 çay fincanı)
2 5 0 gr toz şeker (1.1/2 çay fincanı)
6 0 0 gr slit (3 çay fincanı)
Yağı kilçlik b ir tencereye koyup e r i tiniz. İrmik ve fıstığı ilave edip gayet a ğ ır ateşte fıstıkla hafif pembe b ir renk alıncaya kadar irm iyi kiiçük bir kevgir veya ağaç kaşıkla k arıştıra - rak kavurunuz süt ile şekerin y a r ıs ı nı b ir kere kaynatıp üzerine dökünüz
kapağını kapatıp gayet ağır ateşte beş dakika demlendirip kalan şekeri üze rine serpip tekrar kapağını kapatıp beş dakika daha demlendirip ateşten alınız b ir kere karıştırıp onbeş y ir - mi dakika sonra ılık vaziyette servis ediniz.
i r kaç hafta evvel bu sütunlardı Sadrıazam Kâmil Paşa ile bundaı 65 yıl evvel iftar ettiğimin hatı -rasını yazmıştım.
Kâmil Paşa merhum evlâd ve ah fa dı çok bir zat idi. Onlardan Hilmi b ey efendi ( en küçük oğlu olduğunu sanıyo rum ) bana bir mektup göndererek ifta rın yerinde veya senesinde yanıldığımı yazıyor.
Bu seri yazılara başlarken de söy - lediğim gibi bu hatıralar tarihi vesika teşkil edemeyecek kadar yalnız hafıza mahsulüdür. Yanılm ış olmaklığım ihti mali vardır. O itibarla bu gibi tashih - le r i bu sütuna geçirm eyi kendi h esabı ma olmaktan ziyade "h atıra" ya konu olan vak'anın doğruluğu namına vazife bilirim .
Bu fırsattan istifade ederek geçen yazımızda Kâmil Paşanın resm i diye basılan resm in K ıb r ıs 'lı Kâmil Paşa ol madığını görmüştük. Resim yanlışı d ü zeltilm esi imkânsız hatalardan birini de bu suretle tashih imkânını bularak Sadrıazam K ıb r ıs 'lı Kâmil Paşanın asıl- fotoğrafını tashinen sunarım.
"P e k muhterem Burhan Bey - efendi,
M illiy e t'in 7 ekim 1973 tarihli "Magazin"inde "B ir Sadrazamın i f ta rı " başlıklı yazınızı ilg i ile oku - duk. Hikaye ettiğiniz gü n leri adeta tekrar yaşadık. Kardeşim rahmet - li Muzaffer de, uzun y ılla r sonra , sizden ve Hukuk'daki arkadaşlığı - nızdan muhabbetle bahsederdi. Hem babam Kâm il paşanın hem karde - şim Muzaffer 'in hatırasını ihya bu - yurduğunuz için size teşekkür e - d eriz.
Şimdi benim zih n im in , yazını - zın bazı noktalarına takılan maru - zatım olacak. Aşağıda arzetm em e müsaade buyurur musunuz?
-Bahiskonusu iftara, siz Huku -■ kun 2 ' inci senesine geçince 1908 se nesi eylül ayında KâmilPaşa'mnSa raçhane 'deki konağında icabet etti - ğin izi yazıyorsunuz. Kâm il Paşa o y ıl 5 ağustosda Sadrazam olduğu za man Nişantaşı’nda Halil Rifat Paşı
fÇamil
cpaşaya dair
nın bahçe içindeki biiyiik beyaz ko - nağında (İz m ir dönüşü) kira ile otu -
rüyordu.
14
şubat1909
'da Sadaret -ten ayrıldıktan sonra Saraçhane 'de ki kendi konağına taşındı . Balkan
Harbi sırasında
4
'üncü .Sadaretiniişte bu konakda idrak etti.
A ile m iz efradı ve hizm et kad - rosu çok kalabalıktı. Kâm il Paşanın sadrazamlığı zamanlarında Konak adeta dolup boşalırdı. Ramazanlar - da Harem ve Selâmlıkda h er gün iki
sofra çıkardı. Ben çocuktum, tabii
Harem tarafında bulunurdum Ancak abur cubura düşkünlüğüm dolayısiy- le bu zengin ve lez ze tli yem eklerin Ramazan'da babamın Selâmlık s o f rasında ağırlanan kalabalık ve s e ç kin m is a firle ri için hazırlandığı - m duyardım. Bu bakımdan delikan - lılık çağınızda kardeşim M uzaffer ile b irlik le şereflendirdiğiniz Sad - razam sofrasında başka kim selerin de bulunduğunu tahmin ederim .
-K â m il Paşa ’yi tanımayan yeni kuşaklara onun şahsı ve hizm etle - r i yanında verdiğiniz b ilg ile r pa - ralelinde ben de görüp okudukla
rımdan bazı ç iz g ile r hatırlatmak
iste rim :
Müşahede buyurduğunuz g ib i Kâ m il Paşa az ve zayıf sesle konu - şurdu. Dikkatinizi çeken tiki vardı Onu yakından tanıyanlar sözlerinin özlü ve manalı olduğunu kaydeder - le r. Nitekim yazıları da öyle değil m id ir ? 1832 'de doğduğuna g ö re si - zin gördüğünüz zaman 76 yaşında idi. M eşrutiyette İttih a tçıla r ile a - ■rası açılınca onların Kâm il Paşayı kötüleme kampanyasında bilhassa başta Hüseyin Cahit bey, sesi ve ya şını türlü uydurmalarla karikatür -
¡eştirm ekten g e r i durm am ışlardı. .
Güzel b elirttiğin iz g ib i Kâmil Paşa ile ittihatçı lid e rle r arasın - daki esas anlaşmazlık onun devlet adamı ötek ilerin ise kom itacı olma larından doğmuştu. Buna b ir unsur daha katılması g e re k ir : 0 da K â m il Paşanın Ordu 'yu siyasetten u -
zaklaştırmak isterken M erkezi
Umuminin, "dayanağı olanfedai su bay takımından" mahrum olmamak için, onlara " nigehbanı h iirriy y e t" süsii vererek topy ektin ordunun si - yasetten uzaklaştırılmasına karşı çıkmasıdır. A v cı taburlarının
İstaıı-Mehmed Kâmil Paşa
bul'dan Yatıya'ya nakli için Kâm il Paşanın Harbiye Nazırına verdiği e m ir üzerine ittiha tçıların o vakit kopardığı gürültü ve Kâm il Pa şa yı, M e c lis i Mebusatı 'da devirm ek için başvurduğu te rtip le r hatırlardadır. A v cı taburları İstanbul’dan uzak- laştırılabilseydi bu b irlik le rin ön - ayak olma siyle patlak veren 31 m art isyanı, hiç değilse, o geniş ve teh - lik e li ölçüde olmayacaktı dem ek bil mem yanlış olu r mu?
Kâm il Paşanın Sadrazam bulun duğu zamanlar gördüğü iş le r batı -
sine gelin ce, en son belgelerle en
doğru b ilg ile r, Hikmet Bayur ’un
Türk Tarih Kurumunun 1971 tarihli ve 137 sayılı Belleten 'nitıde yayın - lanm ıştır.
Bence denecek odur ki Kâmil
Paşanın veya memleketin talihsiz - lig i, onun hizmet y ıllarının evhamlı
Sultan Hamit, daha sonra İttihadı
Terakkinin toy ve kafasız idaresi
zamanına rastlam asıdır. O, Sultan
M e cit ve hatta Stdtan A ziz zama -
nında yetişip sadrazam olsaydı h iç - de A li veya Fuat paşalardan daha az iş görm üş olacağı düşünülemez . O tarihlerde imparatorluğun zayıf lamasından doğan iç ve dış ihtilâf - la r karşısında devleti az zararla korumak ve güvenini sağlamak hu - susunda onlar da Kâm il Paşa'dan da
ha fa zla m ı "etle tutulur büyük iş - l e r " gö rm üş le rd ir ?
65 y ıl önce, evim izde. Kâm il Pa şanın ifta r sofrasında yediğiniz le - ziz yem ekler afiyet ve helâl olsun. Daim pek çok y ılla r d eğerli yazıla - rın ızla tarih ve kültürümüze yap - makta olduğunuz hizm etlere devanı buyurmanızı yürekten dileyerek bu vesile ile saygılarım ın kabulünü r i - ca ed erim , efendim.
H ilm i K. BAYUR
Merhum Kâmil Paşanın 1908 eylül ayma tesadüf eden ramazanda Nişanta - şında olduğunu ve Saraçhanedeki konağı na ancak şubat ayında geldiklerini mah dum ları ifade ettiğine, benim de iftarı Saraçhane başındaki konakta yaptığımı - zı iyi hatırladığıma göre, demek ki if - ta r 1908 de değil 1909 eylül ayında vu- kubulmu-jtur. A ltm ış küsur sene sonra böyle yanlışlıkları tashih edebilmek bi le Allahın bir nimetidir. Buna da bin şükür . .
Şu halde benim Saraçhanebaşı'ndaki iftar sofrasında bizden başka kimse bu lunduğunu hatırlayamayışım sofranın tenhaca olduğunu gösteriyor. Çthkü o ta rihte Kâmil Paşanın sadaretten ayrıl - mış olduğu Hilmi beyefendinin bu m ek tubundan anlaşılıyor.
Beni tashih vesilesi taltif etmiş o - lan Hilmi Beyefendi'ye teşekkür ve hayır dualarım la. İftar bahsini kapatırım.
T aha T o ro s A rjıv ı