GÝRÝÞ
T
müteakiben Türkiye 2004 yýlýnda imkânlarýna eriþiminin arttýrýlmasý Sözleþme'ye taraf olmuþtur. 2005 hususlarý müzakereler kapsamýnda ürkiye açýsýndan bakýldýðýnda yýlýnda yürürlüðe giren Kyoto görüþülmeye devam etmektedir. iklim deðiþikliði iki anlam ifade Protokolü'ne ise 2009 yýlýnda taraf
Diðer yandan Türkiye, I Ulusal etmektedir. Birincisi uluslararasý olmasý nedeniyle, Protokol'ün Ek-B
Bildirimi 2008 yýlýnda sekretaryaya anlaþmalara taraf olarak veya taraf listesinde yer almamakta ve sera gazý
sunmuþ, ikinci ulusal bildirim azaltýmýna yönelik sayýsal bir hedefi
olmayarak, bulunduðumuz pozisyonun
hazýrlýklarýna devam etmektedir. bulunmamaktadýr. Bu durum, Kyoto
yarattýðý politik konum dolayýsýyla
Hazýrlanan Ýklim Deðiþikliði Stratejisi Protokolü kapsamýnda yer alan esneklik
kazançlar- kayýplar. Diðeri ise artýk Mayýs 2010'da YPK kararýyla
mekanizmalarýndan Türkiye'nin
hemen hemen hiç kimsenin inkâr onaylanmýþ ve faaliyet planlarý taslak
yararlanamamasýna yol açmaktadýr.
edemediði iklimdeki deðiþikliklerin; su olarak hazýrlanmýþtýr.
2010 yýlý Aralýk ayýnda Meksika'nýn kaynaklarýmýz, tarýmsal üretimimiz, artan
Cancun kentinde yapýlan 16. Taraflar
yaz ve kýþ sýcaklýklarý, yaðýþ rejimi, bazý
TÜRKÝYE'NÝN GÖSTERGELERÝ
Toplantýsý'nda özgün konumuna atýfla,
yeni hastalýklar, hatta termik santrallerin Türkiye'nin Sözleþme'nin Türkiye'nin ekonomik, sosyal ve sera üretimi üzerindeki etkileriyle mücadele yükümlülüklerini daha iyi gazlarýna iliþkin göstergelerine için daha fazla gayret ve kaynak ayýrma uygulayabilmesi amacýyla finansman, bakýldýðýnda gerek kiþi baþýna elektrik zorunluluðudur. Türkiye'de genel olarak teknoloji ve kapasite geliþtirme tüketimi, gerekse kiþi baþýna sera gazý toplumda bugün gelinen nokta “iklim
deðiþikliði vardýr, etkisinden daha az zarar görmek için önlem almalýyýz ve bizi zora koþmayacak þekilde dünyayla entegre olmalýyýz” þeklindedir.
ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝ POLÝTÝK SÜRECÝNDE
TÜRKÝYE'YLE ÝLGÝLÝ GELÝÞMELER
Küresel iklim deðiþikliðiyle mücadele konusundaki en önemli yasaldüzenleme, Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Sözleþmesi ve onun uygulama araçlarýndan biri olan Kyoto Protokolü'dür. Türkiye'nin, Birleþmiþ Milletler Ýklim Deðiþikliði Çerçeve Sözleþmesi (BMÝDÇS) kapsamýnda 2001 yýlýnda alýnan 26/CP.7 sayýlý Karar'la taraflar, Türkiye'nin
Sözleþme'nin Ek-I'inde bulunan diðer ülkelerden farklý özgün bir konumda olduðunu tanýmaya davet edilmiþ ve Türkiye'nin Sözleþme'nin Ek-II listesinden çýkarýlmasý
kararlaþtýrýlmýþtýr. Bu kararý
1
ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝ VE ENERJÝ SEKTÖRÜ
Tülin KESKÝN
MMO Enerji Verimliliði Danýþmaný
*
2000 ABD $: Sabit 2000 yýlý ABD dolarý deðerleriyle. **
Sadece yakýtlarýn yakýlmasýndan kaynaklanan CO emisyonlarýný içermektedir. ***
Dünya için verilen sera gazý emisyonlarý, uluslararasý havacýlýk ve uluslararasý deniz taþýmacýlýðýndan kaynaklanan sera gazý emisyonlarýný da içermektedir.
2
Tablo 1. 2008 Yýlý Ýçin Türkiye, OECD Ülkeleri ve Dünyaya Ýliþkin Sosyo-Ekonomik, Enerji ve Karbon Veri ve Göstergelerinin Karþýlaþtýrýlmasý (IEA, 2010)
GÖSTERGELER TÜRKÝYE OECD
ÜLKELERÝ DÜNYA
SOSYO-EKONOMÝK
GSYH (milyar 2000 ABD $)* 375,96 30.504,00 40.482,00
Nüfus (milyon kiþi) 71,08 1.190,00 6.688,00
Kiþi baþý GSYH (bin 2000 ABD $) 5,29 25,63 6,05
ENERJÝ
Toplam Birincil Enerji Arzý (MTEP) 98,50 5.422,00 12.267,00 Toplam Elektrik Tüketimi (milyar kWh) 170,60 10.097,00 18.603,00 Kiþi Baþý Birincil Enerji Arzý (TEP /kiþi) 1,39 4,56 1,83 Kiþi Baþý Elektrik Tüketimi (kWh/kiþi) 2.400,00 8.486,00 2.782,00 Ekonominin Enerji Yoðunluðu (TEP/bin
2000 ABD $) 0,26 0,18 0,30
KARBON
Toplam CO2Emisyonlarý**(Mton CO2) 263,53 12.630,00 29.381,00*** Kiþi Baþý CO2Emisyonlarý (ton CO2/kiþi) 3,71 10,61 4,39 Ekonominin Karbon Yoðunluðu (ton
CO2/bin 2000 ABD $)
0,70 0,41 0,73
Enerji Arzýnýn Karbon Yoðunluðu
2,68 2,33 2,40
(ton) CO2 /TEP)
Çevre ve enerji
yandan, Türkiye'de ekonominin enerji yoðunluðu, OECD
ülkelerindekinden yaklaþýk üçte bir oranýnda daha fazladýr.
Türkiye'nin 1990-2008 yýllarý arasýndaki geliþimine bakýldýðýnda ise toplam elektrik üretiminin yüzde 245 oranýnda, ekonominin karbon yoðunluðunun yüzde 159 oranýnda artmasý, kalkýnmanýn giderek artan bir ivmeyle enerji yoðun olduðunun ve fosil yakýtlara dayandýrýldýðýnýn bir göstergesidir. Ayrýca ekonomik gelir artýþýnýn (%171), ayný dönemde elektrik üretimindeki artýþa (%245) kýyasla düþük seviyede kalmasý
Türkiye'deki enerji verimliliðinin yeterli seviyede olmadýðýný da
sektörünün toplam emisyon Türkiye, toplam SGE global emisyonun
göstermektedir.
miktarýndaki payý yüzde 75,3 oranýnda yüzde 0,8'ini oluþturmaktadýr ve Nisan 2011'de BMÝDÇS'ye sunulan gerçekleþmiþtir (Þekil 1 ve 2). dünyada 23'üncü en yüksek seviyedir. Türkiye'nin Ulusal Envanteri'ne göre
Türkiye'de CO salýmlarý 1990 yýlýndan 2
toplam emisyonlar içinde en büyük
ENERJÝ SEKTÖRÜNÜN DURUMU
beri önemli ölçüde artmaktadýr. Bu artýþ artýþý gösteren ve en büyük payý (%75)
Bu göstergeler Türkiye'nin iklim 2007 yýlý itibarýyla yüzde 119, 2008 yýlý
alan enerji sektörüdür. Enerji sektörü
politikasýnýn etkin olabilmesi için enerji itibarýyla yüzde 96 düzeyindedir. Bu
kapsamýnda enerji üretimi, sanayi,
sektörünün buna göre yeniden artýþ oranlarýyla Türkiye dünya
ulaþtýrma ve diðer sektörlerde (binalar,
yapýlandýrýlmasý ve yeni anlayýþ
þampiyonudur (Þekil 3). 1990-2008
tarým, ormancýlýk ve balýkçýlýk
ihtiyacýný ortaya koymaktadýr. Bugüne arasýnda emisyonlar 126 milyon tondan
faaliyetlerinde) yakýlan yakýtlardan
kadar Türkiye'nin enerji politikasýnýn 366,5 milyon tona yükselmiþtir
kaynaklanan emisyonlar yer
arz güvenliði ekseninde yapýlandýrýldýðý (2007'de 372 milyon ton CO eþdeðeri).
almaktadýr. 2009 yýlýnda enerji
Þekil 2. Sektörlere Göre 2009 Yýlý Toplam Sera Gazý Emisyonlarý (Gg ve %) (TÜÝK, 2011)
Enerji 278331 Gg; %75 Endüstriyel Süreçler 31.687 Gg; %9 25.96 Gg; %7 %9
Yine 2009 rakamlarýna göre Türkiye birincil enerji arzýnýn yüzde 71,4'ünü ithal etmiþtir. Enerji tüketiminin sýrasýyla yüzde 29 ve 31'ini teþkil eden petrol ve doðal gazda, yerli üretim payýnýn sýrasýyla yüzde 7,7 ve yüzde 1,9 oranýnda olmasý enerji arzýnýn önemli bir darboðazýdýr. Türkiye'de 2009 yýlýnda üretilen birincil enerjinin yüzde 57'si (17.402 MTEP) ise yerli kömürden karþýlanmaktadýr. Ancak yerli kömürün (linyitin) birincil enerji tüketimindeki payý, doðal gaza verilen aðýrlýk nedeniyle 2000 yýlýnda yüzde 15,5 iken; 2007 yýlýnda yüzde 13,6 seviyesine gerilemiþ, 2009'da ise yüzde 14,7 olmuþtur.
2009 yýlýnda Türkiye'de toplam birincil enerji arzýnýn 9,95 MTEP'i (%9'u) yenilenebilir enerji kaynaklarýndan karþýlanmýþtýr. Þekil 4'te görüleceði üzere 2009 yýlý sonu itibarýyla Türkiye'de yenilenebilir enerji arzýnýn görülmektedir. Geliþen ve enerji ihtiyacý arzýnýn yüzde 91'i fosil yakýtlardan,
yüzde 47'si biyokütle kaynaklarýndan, hýzla artan bir ülke için bu durum yüzde 9'u hidrolik ve yenilenebilir
yüzde 31'i hidrolik kaynaklardan, yüzde kaçýnýlmazdýr. Ancak alýnabilecek kaynaklardan elde edilmektedir. Enerji
17'si jeotermal kaynaklardan (ýsý ve önlemler açýsýndan da Türkiye þanslýdýr üretiminin ise yüzde 67'si fosil
elektrik olarak), yüzde 1'i rüzgârdan
ve bir potansiyeli vardýr. kaynaklardan saðlanmýþtýr. Ülkemizin
(elektrik üretimi olarak), yüzde 4'ü ise en önemli yerli kaynaðý olan kömür
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlýðýnýn güneþten (ýsý enerjisi olarak) elde
birincil enerji üretimi içinde yüzde 57
2009 yýlý verilerine göre Türkiye'de edilmiþtir.
pay almýþtýr (Þekil 4). 106,3 milyon ton olan birincil enerji
Þekil 3. Ülkelere Göre 1990-2007 Arasýnda Toplam Sera Gazý Emisyonlarý Artýþý
Þekil 4. 2009 Yýlý Birincil Enerji Arzýnýn ve Üretiminin Kaynaklara Göre Daðýlýmý (ETKB, 2011)
Çevre ve enerji
1990'lý yýllarda elektriðin genel enerji yapýlan üretim, 2009 yýlýndaki yerli dengelerinde yüzde 8 civarýnda olan üretimin yüzde 17,4'ünü ve toplam payý gittikçe artarak 2009 yýlýnda yüzde enerji talebinin ise ancak yüzde 5'ini 13 seviyelerine yükselmiþtir. Bu durum karþýlamaktadýr). Rüzgâr ve jeotermal ülkenin hem üretim hem de tüketim kaynaklý elektrik üretimi ise son yapýsýnda gerçekleþen deðiþikliklerin yýllardaki önemli geliþmelere raðmen sonucudur. ETKB verilerine göre 2009 yýlýndaki toplam üretim içinde Türkiye enerji sektöründe 2011 yýlý yüzde 1 oranýnda pay almýþtýr. sonu itibarýyla 50.000 MW
kurulu güce eriþen çok sayýda elektrik enerjisi tesisi bulunmaktadýr. Bu
yatýrýmlarýn yüzde 65'i fosil yakýt bazlýdýr ve bunlarýn emre amadeliði yüksek olduðu için enerji üretimine toplam katkýlarý yüzde 83'tür. Bugün yenilenebilir enerji kaynaklarý olan jeotermal, rüzgâr ve biyokütle santralleri sayýsýnýn hýzla artmasýna raðmen, toplam kurulu güçteki paylarý sýnýrlý kalmaktadýr. 2009 yýlý sonu itibarýyla rüzgâr ve jeotermal santralleri, kurulu gücün ancak yüzde 2'sine
Artan enerji talebiyle birlikte yaklaþmýþtýr.
düþünüldüðünde enerji arz sisteminin Elektrik üretiminin kaynaklara göre gittikçe artan ithal fosil yakýt
daðýlýmýna bakýldýðýnda ise doðal gazýn baðýmlýlýðý, ülke enerji politikalarýnda elektrik üretiminin yarýsýný karþýladýðý çözülmesi gereken bir sorundur. görülmektedir. Bunu ithal ve yerli Yandaki ETKB politika belgelerine kömür santralleri toplam yüzde 29 bakýldýðýnda da bu durumun kolayca payla takip etmektedir. Ýthalat deðiþtirilmesinin pek mümkün baðýmlýlýðýný azaltacak olan hidrolik ve olamayacaðý görülmektedir. diðer yenilenebilir enerji
Yukarýda özetlenen mevcut þartlar ve
Þekil 5. 2009 Yýlý Türkiye'de Yenilenebilir Enerji Arzýnýn Kaynaklara Daðýlýmý (ETKB, 2011)
kaynaklarýn payýnýn artýrýlmasý öncelikli hedef (teþvikler ve teknolojik geliþmelerle yönlendirilecek).
8Bilinen linyit kaynaklarý ve taþkömürü
kaynaklarý 2023 yýlýna kadar
deðerlendirilmiþ olacaktýr. Linyitten elde edilebilecek elektrik enerjisi üretim potansiyeli toplam 120 milyar kWh/yýl potansiyelin yüzde 44'ü deðerlendirilmiþ. Taþkömürünün 11 milyar kWh/yýl potansiyelinin yüzde 32'lik kýsmý deðerlendirilmiþ.
8Elektrik enerjisi ihtiyacýnýn
karþýlanmasýnda yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelikli olup, bu kaynaklarýn kullanýmý konusundaki geliþmeler ve arz güvenliði dikkate alýnarak kaliteli ithal kömüre dayalý santrallerden de yararlanýlacaktýr.
8Yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarýnýn
kullanýmý için alýnacak tedbirler sonucunda, elektrik üretiminde doðal gazýn payýnýn yüzde 30'un altýna düþürülmesi hedeflenecektir.
8Elektrik üretiminde nükleer santrallerin
payýnýn 2020 yýlýna kadar en az yüzde 5 seviyesine ulaþmasý ve uzun dönemde daha da artýrýlmasý hedeflenmektedir (5000 MW).
8Temel Hedef: Yenilenebilir kaynaklarýn
elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payýnýn 2023 yýlýnda en az yüzde 30 düzeyinde olmasýnýn saðlanmasýdýr.
82023 yýlýna kadar teknik ve ekonomik
olarak deðerlendirilebilecek hidroelektrik potansiyelimizin tamamýnýn elektrik enerjisi üretiminde kullanýlmasý saðlanacaktýr.
8Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2023
yýlýna kadar 20.000 MW'a çýkarýlmasý hedeflenmektedir.
8Elektrik enerjisi üretimi için uygun
olduðu bu aþamada belirlenmiþ olan 600 MW'lýk jeotermal potansiyelimizin tümünün 2023 yýlýna kadar iþletmeye girmesi saðlanacaktýr.
8Hedef, güneþ enerjisinin elektrik üretimi
için de kullanýlmasý uygulamasýný yaygýnlaþtýrmak, ülke potansiyelinin azami ölçüde deðerlendirilmesini saðlamaktýr (elektrik için teknolojik geliþmeler yakýndan takip edilecek).
8Üretim planlamalarý, teknolojik
geliþmelere ve mevzuat düzenlemelerine baðlý olarak diðer yenilenebilir enerji kullaným potansiyelindeki geliþmeler dikkate alarak hazýrlanacak, bu kaynaklarýn kullanýmýnýn artmasý halinde, baþta ithal kaynaklar olmak üzere fosil yakýtlarýn kullanýmý azaltýlacak.
Þekil 6. 2000-2009 Yýllarý Arasý Türkiye Elektrik Üretimi Kurulu
eðilimler altýnda Türkiye için emisyon azaltýmýnýn mümkün olmadýðý; iklim deðiþikliðiyle mücadele çerçevesinde emisyon artýþýndan azaltým yapmanýn, yani “emisyon sýnýrlamasý” politikasýnýn en öne çýkan seçenek olduðu
söylenmektedir.
Ancak hem arz tarafýnda hem de talep tarafýnda Türkiye'nin emisyon azaltmak üzere önemli seçenekleri mevcuttur. Arz tarafýnda henüz deðerlendirilmemiþ önemli boyutta yenilenebilir enerji potansiyeli ve talep tarafýnda da en az yüzde 25 enerji tasarrufu potansiyeli Türkiye için önemli emisyon azatlým fýrsatlarý sunmaktadýr. Zaten bütün dünyadaki beklentide enerji
verimliliðinin arttýrýlmasýyla en fazla sera gazý emisyonu azaltma etkisi saðlanabileceði hesaplanmaktadýr. Uluslararasý Enerji Ajansý global sera gazý emisyonu konsantrasyonunu 450 ppm'de tutabilmek için en fazla etkinin enerji verimliliðiyle saðlanabileceðini hesaplamýþtýr (Þekil 7).
Türkiye'nin benzer olarak hâlihazýrdaki enerji verimliliðini artýrma potansiyeli (Tablo 2) Türkiye için önemli bir imkân saðlamaktadýr. Bu imkân sadece emisyon azaltýmý açýsýndan deðil, ayný zamanda 50 milyar dolara týrmanan ithal enerji faturasýnýn azaltýlmasý,
sanayi sektörünün rekabet þansýnýn ve binalarýmýzdaki konforun arttýrýlmasý için de büyük bir fýrsattýr. Diðer taraftan emisyon ticareti özellikle portföyünde yüzlerce yenilebilir enerji projesi olan Türkiye için önemli bir yatýrým desteði olarak kabul edilebilir. Geçtiðimiz dönemde Kyoto Protokolü'nün esneklik mekanizmalarýndan yararlanamayan Türkiye'nin önündeki benzer bir seçenek, gönüllü karbon
piyasalarýdýr. Kesin bir rakam belli olmamakla birlikte, bugüne kadar gönüllü piyasa mekanizmasýyla kayýt altýna alýnmýþ mevcut portföyün yýllýk 80-100 milyon dolar civarýnda bir getirisi olabileceði tahmin edilmektedir.
Kaynak: Dünya Bankasý
Tasarruf Potansiyeli, % Tasarruf Potansiyeli, ‘000 TEP/yýl Elektrik Yakýt Sanayi
% 25 8,015 Demir - Çelik 21 19 1,402 Çimento 25 29 1,124 Cam 10 34 261 Kâðýt 22 21 206 Tekstil 57 30 1,097 Gýda 18 32 891 Kimyasal 18 64 2,283
Diðer yok yok 729
Bina % 30 7,160
Konut 29 46 5,655
Kamu ve Ticari 29 20 1,505
Toplam 27 % 15,152
Tablo 2. Türkiye'nin Enerji Tasarrufu Potansiyeli
Türkiye'nin Gönüllü Karbon Piyasasý (GKP) Profili Bugüne kadar kayýt olmuþ GKP
Projesi
(Kamuya açýk kayýtlardaki bilgilerle sýnýrlý)
151 adet
Tahmini yýllýk emisyon azaltýmý
(Baþvuruda bulunmuþ tüm projeler) - 10 MtEþ-CO2
Tablo 3. Gönüllü Karbon Piyasalarýnda Türkiye'nin Profili
Kaynak: Çevre ve Orman Bakanlýðý, 1 Mart 2011 itibarýyla
450 senaryosunun maliyeti 10,5 trilyon $
Kaynak: Uluslararasý Enerji Ajansý, WEO 2009
Þekil 7. Uluslararasý 450 Politika Senaryosuyla CO Salýmlarýnda Azalma
Enerji Verimliliðinin Katkýsý %65-67 Yenilenebilirin Katkýsý %19-23
satýþý olmasý sonucunda stokta her yýl artan klimalarýn yarattýðý enerji talebiyle son yýllarda yaz aylarýnda gündüz saatlerinde pik talebin oluþmasýna yol açmaktadýr.
Elektrik enerjisi sektöründe risk yaratabilecek diðer bir husus da termik santrallerin, hatta kurulmasý planlanan nükleer santralin soðutma suyu sýcaklýðýnda olabilecek artýþlardýr. Bu artýþlar nedeniyle yaz döneminde termik santrallerin üretim kapasitelerinde düþme görülebilecektir.
Elektrik enerjisi sektörünün iklim gönüllü karbon piyasalarýnýn daha etkin kurak ve yarý kurak alanlarda yaðýþlarýn
deðiþikliðinden etkilenecek bir sektör iþlemesi ve proje geliþtiricilere yol azalmasýna ve kuraklýðýn artmasýna
olmasý nedeniyle sektörde muhtemel göstermesi maksadýyla “Sera Gazý neden olmaktadýr. Yaðýþlarýn azalmasý ve
riskler ve belirsizlikler konusunda, ayný zamanda ortalama hava sýcaklýðý
Emisyon Azaltýmý Saðlayan Projelere özellikle su kaynaklarýndaki olasý
artýþýna baðlý olarak buharlaþmanýn
Ýliþkin Sicil Ýþlemleri Tebliði” deðiþikliklerle ilgili olarak çalýþmalar
artmasý su kaynaklarýný da olumsuz
07.08.2010 tarih ve 27665 sayýlý Resmi yapýlmasý ileriye dönük hedefler ve
yönde etkileyecektir. Su kaynaklarýndaki
Gazete'de yayýmlanarak yürürlüðe planlamalar açýsýndan önemli olacaktýr.
azalma, hidrolik santrallerde su girmiþtir. Sicile kaydý yapýlacak projeler
gelirlerinde düþüþe, dolayýsýyla
aracýlýðýyla Türkiye'de üretilen karbon
SONUÇ
hidroelektrik enerjisi üretiminde sertifikalarýnýn güvenirliðinin
Enerji sektörü, Türkiye'nin iklim azalmaya ve zaman içinde hidrolik
artýrýlmasý amaçlanmaktadýr. Ayrýca
deðiþikliði politikasý üzerinde gerek
potansiyelde de azalmaya neden sicilin, ileride oluþturulmasý planlanan
planlama ve gerekse uygulama açýsýndan olabilecektir.
karbon borsasýna temel oluþturmasý
en yüksek etkiye sahiptir. Enerji beklenmektedir. Türkiye'nin gönüllü Bu nedenle elektrik üretiminde yaklaþýk
politikasýnýn iklim odaklý olarak karbon piyasalarýndaki profili Tablo 3'te yüzde 20-25 oranýnda paya sahip olan
þekillendirilmemesi durumunda sera gazý
görülmektedir. hidroelektrik kaynaklarýn üretime azaltýlmasýnda bir baþarý
katkýsý, dolayýsýyla nihai emisyon saðlanamayacaðý açýktýr. Enerji
ÝKLÝM DEÐÝÞÝKLÝÐÝNÝN ENERJÝ SEKTÖRÜ
deðerlerine ve emisyon yoðunluklarýna ihtiyacýnýn sürekli arz politikasýnaÜZERÝNDEKÝ ETKÝSÝ
etkisi yüksek oranda belirsizlikler dayandýrýlma alýþkanlýðý ve buiçermektedir. alýþkanlýðýn da fosil yakýtlar öncelikli
Enerji sektörü sera gazlarý açýsýndan
olmasý Türkiye'nin en önemli önemli bir sektör olmanýn yaný sýra iklim Ayrýca, yaðýþ rejimlerindeki deðiþimler
handikabýdýr. Bu nedenle Türkiye, deðiþikliðinin sonuçlarýndan da nedeniyle oluþabilecek seller de hidrolik
mevcut enerji tasarrufu potansiyelini geri etkilenecek sektörlerden birisidir. santraller açýsýndan bir baþka risk
kazanmak üzere enerji verimliliðini Türkiye, iklim deðiþikliðinden etkilenme oluþturabilecektir. Türkiye'de henüz
arttýrmak için milyar dolarlar duyarlýlýðýna sahip ülkeler arasýnda yer önemli ölçüde kullanýlmamýþ hidrolik
mertebesindeki teþviklerle konuyu almakta olup, son elli yýlýn sýcaklýk potansiyelin bulunmasý gelecekte
ciddiye almalý, yenilebilir enerjinin daha verileri incelendiðinde Türkiye'nin içinde yaþanacak sorunlara karþý þimdiden
fazla kullanýlmasý için ve özellikle güneþ bulunduðu Doðu Akdeniz ve Orta Doðu hazýrlýklý olunmasýný ve bu konuda
enerjisinin sadece elektrik olarak deðil; bölgesinde günlük ortalama ve en düþük gerekli araþtýrma çalýþmalarýnýn
ayný zamanda ýsý olarak kullanýlmasý için sýcaklýklarda artma eðilimi yapýlmasýný zorunlu kýlmaktadýr.
adeta seferberlik ilan edilmelidir. görülmektedir. Bunun sonucu olarak
Hükümet toplumsal tepkilere ve Diðer taraftan, ortalama sýcaklýðýn
günümüzde ilk iþaretlerinde görüldüðü
dünyadaki Fukishima NS'daki artmasý yaz döneminde evlerdeki
gibi baþta kuraklýk olmak üzere çeþitli
geliþmelere raðmen nükleer enerji buzdolaplarý dâhil soðutma sistemlerinin
sorunlar yaþayacaktýr.
santrali kurmak konusunda gösterdiði daha fazla çalýþmasýna ve klimalarýn
kararlýlýðý bu alanda da göstermelidir. daha fazla enerji talebine sebep olarak
Atmosferde ortalama sýcaklýðýn artmasý
Kaynak: Çevre ve Orman Bakanlýðý, 1 Mart 2011 itibarýyla Þekil 8. GKP Proje Türleri ve Sayýlarý