• Sonuç bulunamadı

Hızlı moda kavramının üretici ve tüketici açısından değerlendirilmesi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hızlı moda kavramının üretici ve tüketici açısından değerlendirilmesi"

Copied!
147
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)
(3)
(4)

HIZLI MODA KAVRAMININ ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇAĞLA ATILGAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(5)

HIZLI MODA KAVRAMININ ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÇAĞLA ATILGAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

GİYİM ENDÜSTRİSİ VE MODA TASARIMI EĞİTİMİ ANA BİLİM DALI

GAZİ ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

(6)

I

TELİF HAKKI ve TEZ FOTOKOPİ İZİN FORMU

Bu tezin tüm hakları saklıdır. Kaynak göstermek koşuluyla tezin teslim tarihinden itibaren 1 (bir) ay sonra tezden fotokopi çekilebilir.

YAZARIN

Adı : Çağla Soyadı : ATILGAN

Bölümü : Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi İmza :

Teslim Tarihi :

TEZİN

Türkçe Adı: Hızlı Moda Kavramının Üretici ve Tüketici Açısından Değerlendirilmesi

İngilizce Adı: Producers and Consumers In Terms Of Fast Fashion Concept Evaluation

(7)

II

ETİK İLKELERE UYGUNLUK BEYANI

Tez yazma sürecinde bilimsel ve etik ilkelere uyduğumu, yararlandığım tüm kaynakları kaynak gösterme ilkelerine uygun olarak kaynakçada belirttiğimi ve bu bölümler dışındaki tüm ifadelerin şahsıma ait olduğunu beyan ederim.

Yazarın Adı Soyadı: Çağla ATILGAN

(8)

III Jüri ve Enstitü Onay Sayfası

Çağla ATILGAN tarafından hazırlanan “Hızlı Moda Kavramının Üretici ve Tüketici Açısından Değerlendirilmesi” adlı tez çalışması aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Gazi Üniversitesi Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans tezi olarak kabul edilmiştir.

Danışman: Doç. Dr. Emine KOCA

Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi, Gazi Üniversitesi ………

Başkan: Prof. Dr. Fatma ÖZTÜRK

Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Eğitimi Bölümü, Gazi Üniversitesi ……….

Üye: Yrd. Doç. Dr. Songül Kuru

Moda ve Tekstil Tasarımı Bölümü, Atılım Üniversitesi ………

Tez Savunma Tarihi:

Bu tezin Giyim Endüstrisi ve Moda Tasarımı Ana Bilim Dalı’nda Yüksek Lisans tezi olması için şartları yerine getirdiğini onaylıyorum.

Unvan Ad Soyad

Eğitim Bilimleri Enstitüsü Müdürü

(9)

IV

(10)

V

TEŞEKKÜR

Çalışma boyunca benden yardımlarını, desteğini, sabrını ve bilgisini esirgemeyen değerli tez danışmanın Sayın Doç. Dr. Emine KOCA’ya içtenlikle sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Bu araştırmaya başladığım andan itibaren her zaman yanımda olan ve birlikte paylaşmamız gereken birçok zamanı kendisinden esirgemek zorunda kaldığım oğlum Çağan ATILGAN’a sonsuz sevgilerimi ve teşekkürlerimi sunarım. Benim hayatımda her zaman en büyük destekçim olan biricik kocam Turan ATILGAN’a desteklerinden dolayı çok teşekkür ederim.

(11)

VI

HIZLI MODA KAVRAMININ ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ AÇISINDAN

DEĞERLENDİRİLMESİ

(Yüksek Lisans)

Çağla ATILGAN

GAZİ ÜNİVERSİTESİ

EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

Ocak, 2015

ÖZ

Günümüzde tüketici beklentilerinin çeşitlilik göstererek sürekli artması, üreticilerin bu taleplere cevap verecek nitelikte ve çeşitlilikte üretim yapmalarını gerektirmektedir. Ayrıca hazır giyim işletmelerinin artan rekabet ortamına uyum sağlamaları için rakiplerine karşı üstünlük ve farklılık yaratma çabaları, kısa aralıklarla yeni ürün geliştirme faaliyetlerinin beraberinde hızlı moda kavramını da gündeme getirmiştir. Tüketicilerin ve üreticilerin hızlı moda kavramına bakış açılarının ve tutumlarının değerlendirilmesinin amaçlandığı bu çalışmada; iki taraf açısından hızlı moda kavramının nasıl algılandığı, avantaj ve dezavantajları, memnuniyet ve uygulanabilirlik düzeyi incelenmiştir. Ankara ilinde faaliyet gösteren küçük ve orta ölçekli giyim firmaları arasından random yöntemi ile seçilen, hızlı modaya uygun üretim yapan 30 işletme ve 670 tüketici örneklem grubunu oluşturmaktadır. İki bölümden oluşan araştırmanın kuramsal temelli ilk bölümünde, literatür taraması sonucunda elde edilen hızlı moda kavramının farklı boyutlarıyla ele alındığı bilgilerin sentezi yer almaktadır. Tüketicilerin ve üreticilerin hızlı moda kavramına bakış açılarının ve tutumlarının değerlendirildiği ikinci bölümünde ise, araştırmacı tarafından hazırlanan ölçme aracı ile toplanan veriler Sosyal Bilimler İstatistik Paketi (SPSS 15.00) (Statistical Package For Social Sciences) kullanılarak analiz edilmiştir. Veriler frekans ve ilişki tabloları halinde p<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilerek yorumlanmıştır. Araştırmanın üreticiler ile ilgili sonuçlarında; işletmelerin büyük çoğunluğunun hızlı modayı “ürünlerin yaşam seyrini ve döngü sürelerini kısaltarak oluşturulan tüketim çılgınlığı ve ekonomik israf” olarak algıladıkları, sektörde yeni olan işletmelerin eski işletmelere göre hızlı moda kavramına

(12)

VII

farkındalıklarının yüksek olduğu, işletmelerin sektördeki pazar türü ile hızlı moda kavramını farkındalıkları arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olduğu görülmüştür. Üretim kapasitesi açısından alt ve üst grupta yer alan işletmelerin hızlı modayı doğru algılamalarına karşın, orta grupta yer alan işletmelerin tam tersi görüş beyan ettikleri ve eleman sayısı fazla olan işletmelerin hızlı moda kavramına yaklaşımlarının olumsuz olduğu belirlenmiştir. İşletmelerin çalışma yıllarına bağlı olarak hızlı moda akımına uyum sağlama süreçlerinin paralellik gösterdiği ve 11 yıldan fazla geçmişi olan işletmelerin hızlı modaya daha yatkın oldukları süreç ilerledikçe bu yatkınlığın arttığı gözlenmiştir. Araştırmanın tüketiciler ile ilgili sonuçlarında; tüketicilerin önemli bir bölümünün hızlı modayı, ürünlerin yaşam seyrini ve döngü sürelerini kısaltarak oluşturulan tüketim çılgınlığı ve ekonomik israf olarak gördüğü, % 37,3’ nün modayı birebir takip etmediği, beğendikleri yanlarını kendilerine uyguladıkları görülmüştür. Tüketicilerin genelde ihtiyaç hissettikleri zaman ve alışverişi ayda bir yaptıkları, yeni giysilerini de vitrinlere bakarak aldıkları tespit edilmiştir. Yapılan analizler doğrultusunda; tüketicilerin hızlı modaya verdiği önemin cinsiyete, yaşa, eğitime ve meslek durumlarına bağlı olarak anlamlı farklılıklar gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Bilim Kodu :

Anahtar Kelimeler : Moda, Hızlı Moda, Modayı Etkileyen Faktörler, Satın Alma Davranışları.

Sayfa Adedi : 144

(13)

VIII

PRODUCERS AND CONSUMERS IN TERMS OF FAST FASHION

CONCEPT EVALUATION

M.S Thesis

Çağla ATILGAN

GAZI UNIVERSITY

GRADUATE SCHOOL OF EDUCATIONAL SCIENCES

January, 2015

ABSTRACT

Continuous increase in consumer expectations, showing the diversity of today, the manufacturers will respond to these demands requires them to produce quality and variety. In addition, garment enterprises to adapt to an increasingly competitive environment advantages against competitors and efforts to make a difference, at short intervals along the new product development activities has brought the concept of fast fashion. Consumers and producers to the concept of fast fashion, which aimed to evaluate the perspectives and attitudes in this study; the two sides in terms of the perception of fast fashion concept, advantages and disadvantages, and feasibility level of satisfaction were examined. In Ankara activities of small and medium-sized clothing firms selected by random sampling method, which produces a fast trendy consumer sample group of 30 business and 670 are. The research consists of two parts the first part of the theoretical basis, the results obtained in the literature discuss the different aspects of the fast fashion concept include the synthesis of the information received. Consumers 'and producers' fast fashion concept perspectives and attitudes are evaluated on the second part, prepared by the researcher measuring instruments and data collected Social Sciences Statistical Package for Social Sciences (SPSS 15.00) (Statistical Package for Social Sciences) was analyzed using. Data in the form of frequency tables and relationships, p <0.05 significance level were interpreted. Results of research on the manufacturer; from the majority of fast fashion “product life cycle and the cycle time by shortening generated consumption frenzy and economic waste” are perceived as the industry is new in business the old business according to the fast fashion concept awareness is high,

(14)

IX

businesses in the sector market with the type of fast fashion concept of awareness among the statistically significant a relationship was observed. Production capacity in terms of lower and upper group of companies involved in rapid fashion the correct perception, but middle group of companies involved opposite opinion declare and members more than the number of enterprises with fast fashion concept and the negative was determined. Depending on the operation of enterprises in the process of adapting quickly to fashion trends and their correlates with a history of over 11 years are more prone to fast fashion business process unfolds of this increased susceptibility was observed. In the results of the study on consumers; consumers an important part of the fast fashion, product life cycle and cycle times by shortening the generated consumption frenzy and economic wastage sees as 37.3% nudes out of fashion identical to follow where their favorite aspects applied to them that they were seen. Usually when they feel the need of consumers and their shopping once a month, looking to showcase their new clothes also have been identified. In line with the analysis made; fast fashion consumers of the importance given to gender, age, education and occupation showed significant differences depending on the results has been reached.

Science Code :

Key Words : Fashion, Fast Fashion, Fashion Factors Affecting Purchasing Behavior. Page Number : 144

(15)

X

İÇİNDEKİLER

ÖZ….………...vi ABSTRACT………...…....viii İÇİNDEKİLER………...x TABLOLAR LİSTESİ………...xiii ŞEKİLLER LİSTESİ………....xvi BÖLÜM I 1. GİRİŞ………...1 1.1. Problem Durumu……….………...3 1.2. Araştırmanın Amacı……….………..4 1.3. Araştırmanın Önemi……….………..…5 1.4. Varsayımlar………..………...6 1.5. Sınırlılıklar………..……….…...…6

(16)

XI BÖLÜM II

2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR………...…...7

2.1. Kavramsal Çerçeve………....…..7

2.1.1. Moda………..…….7

2.1.2. Modayı Etkileyen Faktörler………12

2.1.2.1. İktisadi ve Siyasi Gelişmelerin Modaya Etkisi……….12

2.1.2.2. Sosyolojik Etkenler……….13

2.1.2.3.Sanat Akımlarının Modaya Etkisi……….15

2.1.2.4. Spor ve Sağlıklı Yaşamın Modaya Etkisi………...…...17

2.1.2.5. Önemli Kişilerin Modaya Etkisi………...………….…18

2.1.3. Moda Döngüsü………...19

2.1.4. Hızlı Moda……….21

2.1.4.1. Hızlı Moda da Sosyo-Kültürel Boyut………..24

2.1.5. Tüketici Açısından Moda ve Hızlı Moda………26

2.1.5.1.Tüketicilerin Satın Alma Davranışlarını Etkileyen Faktörler..27

2.1.5.1.1.Kültürel Faktörler………..….28

2.1.5.1.2.Sosyal Faktörler……...………30

2.1.5.1.3.Psikolojik Faktörler………..……….……..33

2.1.5.2.Satın Alma Davranışı Karar Tipleri………..…...…37

2.1.5.2.1.Satın Alma Kararı Almada Aşamalar………...38

2.1.6. Üretici Açısından Moda ve Hızlı Moda……….…….40

2.2. İlgili Araştırmalar………..………..42

(17)

XII BÖLÜM III 3.YÖNTEM………...45 3.1. Araştırmanın Modeli……….……….……...45 3.2. Evren ve Örneklem………..……….………...….45 3.3. Verilerin Toplanması………..…………..…....46 3.4. Verilerin Analizi………...…...46 BÖLÜM IV 4. BULGULAR VE YORUMLAR………..49 BÖLÜM V 5. SONUÇ VE ÖNERİLER……….…………...………..……….105 5.1. Sonuçlar...………...………...…………105 5.2. Öneriler………...…..……….109 KAYNAKLAR………...……….111 EKLER………....119

EK-1. İşletme Anket Formu………..……….………119

(18)

XIII

TABLOLAR LİSTESİ

Tablo 1. İşletmelerin Giyim Sektöründeki Üretim Yılları..………..………..50

Tablo 2. İşletmelerin Giyim Sektöründeki Pazara Payları……..…………..……….50

Tablo 3. İşletmelerin Giyim Sektöründeki Üretim Alanı………...51

Tablo 4. İşletmelerin Yıllık Üretim Kapasiteleri…..……..………51

Tablo 5. İşletmelerin Eleman Sayısı………...………52

Tablo 6. İşletmelerin Üretim Şekilleri...……….………52

Tablo 7. Cinsiyet Dağılımı……….53

Tablo 8. Yaş Dağılımı…………...………...53

Tablo 9. Öğrenim Durumu Dağılımı…..………54

Tabl 10. Meslek Dağılımı…...………54

Tablo 11. İşletmelerin Sektördeki Üretim Yıllarına Göre Hızlı Moda Kavramına Farkındalık Durumları ………...………55

Tablo 12. İşletmelerin Pazar Türlerine Göre Hızlı Moda Kavramı Farkındalıkları…….…..56

Tablo 13. İşletmenin Yıllık Üretim Kapasitesine Göre Hızlı Moda Kavramına Farkındalıkları………..………..………...………..57

Tablo 14. İşletmelerin Eleman Sayılarına Göre Hızlı Moda Kavramına Farkındalıkları…...58

Tablo 15. İşletmelerin Üretim Yılına Göre Hızlı Modaya Yaklaşımları………59

Tablo 16. Tüketicilerin Hızlı Moda Kavramına Farkındalıkları………...…….60

Tablo 17. Tüketicilerin Modaya Uygun Giyinebilme Durumları………..61

(19)

XIV

Tablo 19. İşletmelerin Yeni Ürün Tasarımı Yapma Sıklığı………...………63

Tablo 20. Yeni Ürün Tasarımlarında Yapılan Değişiklikler………..63

Tablo 21. İşletmelerin Yeni Ürünü Tanıtım Yolları………..64

Tablo 22. İşletmelerin Ürünlerini Pazarlama Yöntemleri……….65

Tablo 23. İşletmelerin Araştırma Yapma Durumları………..65

Tablo 24. İşletmelerin Üretim Yıllarına Göre Hızlı Modaya Yaklaşımları………66

Tablo 25. İşletmelerin Pazar Türüne Göre Hızlı Modaya Yaklaşımları……….69

Tablo 26. İşletmelerin Yıllık Üretim Kapasitesine Göre Hızlı Modaya Yaklaşımı……..….70

Tablo 27. İşletmelerin Eleman Sayısına Göre Hızlı Modaya Yaklaşımları………...…72

Tablo 28. Tüketicilerin Giysi Satın Alma Sıklığı………...…………74

Tablo 29. Tüketicilerin Giysi Satın Alma Nedenleri………..………75

Tablo 30. Tüketicilerin Giysi Satın Alma Şekli……….76

Tablo 31. Tüketicilerin Giysi Modasının Değişme Sıklığına Yönelik Görüşleri…………...76

Tablo 32. İşletmelerin Üretim Yılına Göre Hızlı Modanın Avantajları Hakkındaki Görüşleri.………...….78

Tablo 33. İşletmelerin Giyim Sektöründeki Pazarına Göre Hızlı Modanın Avantajları Hakkındaki Görüşleri……….………..82

Tablo 34. İşletmelerin Eleman Sayısına Göre Hızlı Modanın Avantajları Hakkındaki Görüşleri……….……….………84

Tablo 35. İşletmelerin Üretim Yılına Göre Hızlı Modanın Dezavantajları Hakkındaki Görüşleri……….88

Tablo 36. İşletmelerin Pazarı ile İşletmenin Hızlı Modanın Dezavantajları Hakkındaki Görüşleri……….……….91

Tablo 37. Cinsiyet ile Tüketicilerin Hızlı Moda Hakkındaki Avantajlı Görüşlerinin Arasındaki İlişkiler………...……….92

Tablo 38. Tüketicilerin Eğitim Düzeylerine Göre Hızlı Modanın Avantajları Hakkındaki Görüşleri……….……….………94

(20)

XV

Tablo 39. Tüketicilerin Mesleklerine Göre Hızlı Modanın Avantajları Hakkındaki

Görüşleri……….………99 Tablo 40. Eğitim ile Tüketicilerin Hızlı Moda Hakkındaki Dezavantajlı

(21)

XVI

ŞEKİL LİSTESİ

Şekil 1. Moda Döngüsü Tablosu………22 Şekil 2. Kültürün Tüketici Davranışları Etkileşimi………31

(22)

1

BÖLÜM 1

GİRİŞ

Moda, özellikle sanayi devriminden sonra hayatımıza girmiş ve son yıllarda tüketicinin vazgeçilmezleri arasında yerini almıştır. Moda günümüz insanı için her türlü gelenek ve göreneğin ötesinde bir alışkanlık olmuştur.

Günümüzde teknolojik gelişmeler, hızlı nüfus arştı ve kentleşme, nüfusun sosyoekonomik yapısındaki değişmeler, tüketicilerin yaşam tarzlarında, satın alma biçimlerinde, istek ve ihtiyaçlarında farklılaşma yaratmış, bu durum hem tüketicilerin hem de üreticilerin yapılarında bir takım değişiklikleri gerekli kılmıştır. Yeni yaşam kültürlerinin dayattığı gittikçe birbirine benzeyen giysi tasarımlarının insanlarda farklılık duygusuna yönelik gereksinim yaratması ve ulusal/uluslar arası rekabetin artmasıyla, şirketlerin markalaşma yönünde hızla yol alma çabaları moda dünyasını farklı akımlara sürüklemiştir.

Moda günümüz toplumunda önemli bir rol üstlenmekte sadece tüketici isteklerini tatmin etmek için değil, aynı zamanda kimlik, kültür ve yaratıcılıklarını ifade etmelerine de olanak sağlamaktadır (Cataldi, Dickson, ve Grover, 2010).

Moda endüstrisi tarih boyunca toplumsal değişime göre sürekli değişiklik göstermiştir. Son yıllarda, nüfus artışı ve ekonomik gelişmelerin etkisiyle moda ürün taleplerindeki artışın sonucu olarak, giyim ürünlerinin satış hacmi önemli derecede artış göstermektedir. Müşterinin nabzını her an elinde tutan, doğru ürünü, doğru zamanda, doğru fiyatta, doğru pazara sunan firmalar başarılı olmakta ve hızla büyümektedir. Her geçen gün tüketiciler daha da bilinçlenmekte, onları tatmin etmek daha da zorlaşmaktadır. Artık son kullanıcılar, giyim ve tekstil ürünlerinden daha yüksek kalite ve daha fazla görsel ve fonksiyonel performanslar talep eder hale gelmişlerdir. Tüketiciler her geçen gün moda ürünlerinde daha fazla çeşit ve alternatif aramaktadırlar. Bu durum üreticileri ve perakendecileri, bir taraftan model başına

(23)

2

üretilecek sipariş miktarını düşürmeye, diğer taraftan model sayısının/çeşitliliğinin arttırılmasına itmektedir. Bu bağlamda, en son moda ürünleri, uygun fiyatlarla, alışveriş özgürlüğü ve heyecanı yaratacak tarzda müşteriyle buluşturma çabaları hızlı moda kavramını gündeme getirmiştir.

Tüketim kalıplarındaki eğilim son 20 yıl boyunca hızlı bir şekilde gelişmiş ve bu eğilim üretim kalıpları ve endüstrinin öne sürdüğü hızlı modayı doğurmuştur. Hızlı moda, ucuz yapılan ve satılan giysilerin pazar döngüsünün, 80 yıllara kadar egemen olan geleneksel giyim sektöründen daha hızlı olduğu anlamına gelir ve aynı zamanda moda sektöründeki değişikliklere cevap verir (Bhardwaj ve Fairhurst, 2010, s. 171).

Hızlı moda için ana hedef kitle genç yaş grubudur ki bunlar 16-24 yaş arası ve genellikle de bayan müşterilerdir. Bunun nedeni bu kitlenin çok sık kıyafet satın alması ve genellikle de çok para harcamalarıdır. Hızlı moda müşterileri mağazaları düzenli olarak ziyaret eden misafirler olduğu için en son moda fırsatını kaçırmazlar. Zira hızlı moda genellikle az bir miktarda ve yerine tekrar doldurulmayan üretim yapar (Barnes ve Lea-Greenwood, 2006, s. 260).

Modanın Dünya pazarındaki değişimi ve gelişimi müşteri ve üretici olarak iki yönlü ele alınabilir. Müşteri açısından bakıldığında, “günümüzde, moda kavramının öneminin artması ile birlikte özgün, farklı ve ayırt edici özellikler ve kişisel tanımlar arayan yeni tüketici profili oluştuğu” (Koca E., Koç F., Çotuk S., 2009, s. 34), istek, ihtiyaç ve beklentilerde farklılıkların ortaya çıktığı görülmektedir. Üretici açısından bakıldığında ise yeni tüketici profilinin talep ve beklentilerine cevap verecek ve aynı zamanda tüketici memnuniyetini de en üst düzeyde sağlayacak ürünler üretmesi gereken bir üretici anlayışının gerekliliği açıktır.

Bu düşünceden hareketle yapılan bu çalışmada, tüketicilerin ve üreticilerin hızlı moda kavramına bakış açılarının ve tutumlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışmada öncelikle moda ve hızlı moda kavramları incelenerek, tüketiciler ve üreticiler açısından avantaj ve dezavantajlı yönleri tartışılacaktır.

(24)

3 1.1. Problem Durumu

Hakko’nun (1980, s. 6) Random House Sözlüğünden aktardığına göre moda; “giysi, etiket, davetler ve diğerlerinin günlük alışkanlık veya stili”, “giyimin, davranışların vb. özellikle seçkin veya seçkin olmak için yapılan bir toplum tarafından geleneksel kullanımı”, “tarz, yol”, “herhangi bir şeyin yapısı, formu” olarak tanımlanmaktadır. Le Petit Robert sözlüğüne göre ise moda; “belirli bir toplumda uygun görülen ortak zevkler, geçici yaşama, hissetme biçimleri” olarak tanımlanmaktadır.

Moda, giysilerin belli bir döneme uygun ayırt edici görünümü ve bu görünüme uygun düşen modeller konusundaki ağır basan görüşleri anlatır. Moda, insanların değişiklikler arama ve yeni biçimler ortaya koyma tutkusudur. İnsanların değişiklik gereksinmesi, belli bir grubun görünümüne ayak uydurmak için yapılır. Moda, toplum hayatına giren çekici bir yenilik, bir zaman diliminin ifadesidir (Çivitçi, 2004).

Bir stil herkesçe benimsenme yoluna yönelince moda başlar. Genel benimsenme en yüksek düzeyini bulup tepeye ulaştıktan sonra, başka bir deyişle, geniş halk yığınları arasında geçerli hale gelince önemini kaybeder ve sonunda zamanı geçmiş bir duruma düşer. Bu durumda modanın dönemsel olduğu, bir stil ile başlayıp, başlangıç noktasından uzaklaşarak, yeni bir stille tekrar ortaya çıktığı görülmektedir (Laver, 1995).

Moda olgusunun bu değişikliği, hazır giyim sanayinde ürün çeşitliliğiyle birlikte teknolojik gelişmelerin hızlı kullanımını da sağlamaktadır. Modanın hızlı değişimine ayak uydurmaya çalışan hazır giyim sanayinde ürünün yaşam seyri kısa olmakta, moda alanındaki bu hızlı değişime tasarımcıda ayak uydurmak zorunda kalmaktadır. Tasarımcı, moda trendleri ve müşteri istekleriyle ilgili bilgileri ve yeteneğini tüketici için tasarımlarında birleştirmektedir (Kutlu, 2005).

Son 15 yılda moda daha hızlı ve daha ucuz hale gelmiştir. Bunun nedeni olarak küresel ortaklıklar ve pazarlamalar ile artan rekabet ve denizaşırı üretimdeki büyüme gösterilebilmektedir. Tüketici taleplerinin ve beklentilerinin artması ile birlikte hızlanan modadan söz etmekteyiz. Artan gelire oranla, bugün giysilerimizin bundan 20-30 yıl öncesinde olduğundan çok daha ucuz olduğunu görmekteyiz. Cambridge Üniversitesi’nin bir raporuna göre bugün dört yıl öncesinden üçte bir oranda daha fazla giysi tüketmekteyiz ve sadece birkaç kullanımdan sonra giysilerimizi gözden çıkartmaktayız. Daha önemlisi, hızlı moda, giysi üreticileri ve tedarikçilerine daha kısa sürede daha fazla ürün konusunda baskı yaparak da aslında üretim zincirinin ilk halkası olan çalışanlar üzerinde olumsuz etkilere yol açmaktadır (Kanışkan, 2013, s. 208).

(25)

4

Dünyanın globalleşmesi sonucunda tüketim alışkanlıklarında değişiklikler meydana gelmiştir. Bu değişimlerin en yoğun olarak yaşandığı sektörlerin başında moda sektörünün geldiği bilinmektedir. Yeni oluşan tüketim kültürü giysi modasında sezonların sayısını artırmış ve hızlı moda kavramını gündeme getirmiştir. Bu moda akımının hem tüketiciler hem de üreticiler açısından avantajları olduğu kadar dezavantajları da olduğu zaman zaman dile getirilmektedir. Bu nedenle hızlı moda kavramının üretici ve tüketiciler açısından değerlendirilmesinin her iki taraf açısından önem taşıdığı düşünülmektedir.

1.2. Araştırmanın Amacı

Sosyal yaşamdaki gelişmelere paralel olarak değişen müşteri profili beraberinde talep çeşitliliğini de getirmiş ve üreticiler, tasarımlarda tekrara düşmemek, müşterinin nabzını tutabilmek, sürekli yeni ve farklı ürünleri kısa sürede müşteriye sunabilme çabası içine girmiştir. Aynı zamanda rekabet edilebilirliğin önemli unsurlarını oluşturan bu çabalar, müşterilerin taleplerini karşılayarak üreticiler için memnuniyet yaratırken, tüketici açısından aynı memnuniyeti oluşturmamakta veya tam tersi durum ortaya çıkabilmektedir.

Üreticilerin ve tüketicilerin hızlı moda kavramına bakış açılarının ve tutumlarının değerlendirilmesinin amaçlandığı bu çalışmada; iki taraf açısından hızlı moda kavramının nasıl algılandığı, avantaj ve dezavantajları, memnuniyet ve uygulanabilirlik düzeyi incelenmiştir.

Problem cümlesi; üreticiler ve tüketicilerin hızlı modaya bakış açıları ve tutumları nasıldır? Bu genel amaca ulaşmak için aşağıdaki alt problemlere yanıt aranmıştır:

1. Üretici ve tüketicilerin hızlı moda kavramını farkındalık durumları nasıldır? 2. Üretici ve tüketicilerin hızlı moda kavramına bakış açıları ve katılımları nasıldır? 3. Üretici açısından hızlı modanın avantaj ve dezavantajları nelerdir?

(26)

5 1.3. Araştırmanın Önemi

Moda bir üretim olmakla birlikte müşteri istek ve ihtiyaçlarının zamanla değişmesi durumudur. Yani moda dönüşümdür. Eskilerin kabul görmeyecek bir süre sonra yenileri ile yer değiştirmesini kabul etmektir.

Moda, belirli zamanda yaygınlaşan ve her kesimi değişik biçimlerde etkileyen güçlü bir yapıya sahiptir. Sosyal yaşantının her alanına yayılarak büyük kitleleri etkisi altına almayı başarmıştır. Yeni olanı kabullenme ve kullanma gereksinimi doğurmakta, tüketim hacminin geniş olması ile ekonomik alanda güçlü bir sektör haline gelmektedir. Moda, globalleşme ile yayılması hızlanarak kültürel yaşantıları farklı oranlarda etkilemeyi sürdürmektedir. Modanın bu belirtilen alanlarda oluşturduğu güçlü etkisi itibariyle incelenmesi gereken bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır (Crain, 2003). İnsanların yaşamının her alanında etkin rolü olan modanın, sektör olarak gelişimini sürdürebilmesinde tarafların memnuniyetleri, arz ve talepleri önem taşımakta, dolayısıyla moda döngüsünün üretici ve tüketici açısından ele alınarak incelenmesi gerekmektedir.

Sürekli değişime uğrayıp insanları şaşırtan moda, moda olduktan hemen sonra demode olandır. Moda yapısı gereği sürekli değişiklik gösterse de eskiyi asla unutturmaz geriye dönerek unutulan modelleri hatırlatır. Geçmişteki moda olanı yeniden yorumlayarak farklı bir boyut kazandırır. Modayı doğuran temel dinamik; insanların yenilikçi yapısı, yeni formlar oluşturma tutkusudur. İnsan, yaşamın tek düzeliğinden kurtulmanın çaresini biçim değişikliklerinde aramaktadır. İnsanın doğasında bu yenilik anlayışı kadar, var olanı koruma güdüsü de bulunmakta ve birbirini dengelemektedir (Larousse, 1971, s. 18). Yeniye olan istek ve eskiyi koruma veya elden çıkarmama duygusu arasında çelişki yaşayan tüketiciler çoğu zaman yeniliğin cazibesine yenik düşmekte ve tüketim kalıplarının dışına çıkabilmektedirler. Bu durumda hızlı moda ürünlerin diğerlerine göre daha ekonomik olmasının etkisi de önemli bir faktör olabilmekte ve kişilerin hızlı modadan memnuniyet düzeyleri de değişiklik gösterebilmektedir.

Moda değişiminin bir başka çeşidi döngüseldir. Geçmişte başarıyla kullanılmış öğelerin çeşitlenmelerinden ve yeni düzenlemelerinden oluşmaktadır. Bu yeniden bir araya getirme süreci gelişigüzel değildir ve her zaman, bir önceki yapılana dayandırılmaktadır. Her hangi bir çizgide sunulan moda eğilimi, en sonunda tam tersiyle değiştirilmektedir. Bu akımlardan bazıları sıkça, bazılarıysa uzun bir süre sonra ortaya çıkmaktadır (Crain, 2000, s. 202). Kısa süreli modalar tüketicilerin değişiklik ve yenilik isteklerini tatmin ederken, üretici açısından yeni ürün geliştirme sürecini hızlandırma anlamını taşımaktadır. Ürün kalitesinden ve

(27)

6

fiyatından ödün vermek istemeyen üretici için zamanın önemli bir faktör olduğu düşünüldüğünde, hızlı modanın üretici yönünün değerlendirilmesi daha da önem kazanmaktadır.

Günümüzde teknoloji hızla gelişmektedir ve bu durum ürünlerin modasının geçmesini hızlandırmaktadır. Dolayısıyla moda yeni ürünlerin üretilmesi, tüketicilere tanıtılması ve çoğunluk tarafından kabul edilmesi ve sonrada planlı bir şekilde eskitilmesi sürecidir (Kaiser, 1997, s. 4). Hızlı moda kavramı ile yeni ürünlerin pazarlama ve yaşam ömrünü tamamlama süreci de kısaldığı için, üreticilerin moda döngüsünü tamamlama bağlamında problemler yaşayabilmesi olasıdır.

Hızlı moda, modadaki yaz ve kış sezonlarının arasındaki uzun zaman dilimi içindeki en yeni moda sayılan ürün yelpazesini genişletmeyi amaçlamaktadır. Bu durum tamamen tüketiciyi en son moda ürünlerini daha uygun fiyata satın almalarını sağlamaktadır. Her geçen gün tüketiciler daha da bilinçlenmekte, onları tatmin etmek daha da zorlaşmaktadır bu sebeple hızlı moda üreticileri sürekli mağazada satılan ürünlerin takibini yapmak en çok talep gören ürünleri ve beklenilen alternatiflerini değerlendirip müşteri talebini karşılamaya yönelik bir çaba içerisinde olmaktadır. Ancak karşılıklı etkileşim halinde olan bu süreçte hem tüketici hem de üreticiyi etkileyen olumlu ve olumsuz yönler ortaya çıkmaktadır. Bu etkilerin belirlenmesi ve üretici ve tüketiciye yol gösterici olması açısından bu çalışma önem taşımaktadır.

1.4. Varsayımlar

1- Araştırmada elde edilen veriler geçerli ve güvenilir kabul edilmektedir. 2- Hazırlanan ölçme aracı araştırmanın amacını gerçekleştirecek niteliktedir. 3- Araştırmaya katılan bireyler sorulara doğru ve samimi cevap vermiştir. 4- Örneklem evreni temsil etmektedir.

1.5. Sınırlılıklar

Hızlı moda kavramının üretici ve tüketici açısından değerlendirilmesinin amaçlandığı bu araştırma;

1- Ankara ilindeki giyim sektöründeki üretim yapan işletmelerle sınırlıdır. 2- Ankara ilindeki kadın ve erkek tüketiciler ile sınırlıdır.

(28)

7

BÖLÜM 2

KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

2.1. Kavramsal Çerçeve 2.1.1. Moda

Moda, tarih boyunca toplumları etkilemiş ve günümüzde her alanda tüketicinin tercihini yönlendiren bir olgu olmuştur (Koca vd., 2009, s. 89). Giyimde, ilk çağlarda ilkellik, daha sonraları işlevsel nitelik, toplumsal sınıflaşmanın sonucu olarak kişiler arasında giyim ayrılıklarının doğduğu görülür. Giderek, toplumdaki sınıflaşma sonucu giyim, kişilerin toplumsal durumunu sembolize eder niteliğe dönüşünce; köylü, soylu, din adamı, derebeyi, asker v.b. durumlarına, mevkilerine göre giyinmeye başlamıştır (Komşuoğlu, 1986, s. 3). Moda yaratıldığı dönemin bir yansıması olarak gelişmiştir. Tarihi olaylar, ekonomik ve sosyal gelişmeler modayı da etkilemiş, özellikle ekonomik ve askeri açıdan güçlü olan ülkelerin giyim tarzı diğer ülkelerde de takip edilmiştir. Örneğin 1620’lere kadar İspanya’nın modayı etkilediği gözlenirken, bu tarihten itibaren Fransa’nın güçlenmesine paralel olarak bu ülkenin modayı belirlemede daha etkin olduğu görülmektedir (Öngüt, 2007).

Günümüzde bir akım olarak görülen modanın tarihine bakmadan önce modanın başlangıcından söz etmek gerekir. Modanın başlangıcı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır. Bunlardan ilki modayı kıyafet çeşitliliği olarak tanımlayanların görüşüdür ki, bunlara göre moda en eski çağlardan beri vardır (Barbarosoğlu, 2009, s. 28). Bu görüşü savunan araştırmacılar moda ve kıyafet çeşitliliğini birbirinin yerine kullanarak, yapılan arkeolojik kazılardan çıkan kumaş ve süs eşyalarından yola çıkarak eski çağlardan beri var olan giyimin, modanın varlığına dair deliller olduğunu savunmaktadırlar. Ancak giyim insanların varoluşlarıyla birlikte ortaya çıkan vazgeçilmez bir ihtiyaçtır. İlkçağlarda tabiat olaylarından korunma ihtiyacından doğmuş, sonraları ise toplumlara göre değişerek gelişmiş (Karaman, 1976, s. 7) bir olgudur. Ayrıca o dönemde giyim vücudu dış etkiye karşı koruyan

(29)

8

bir araç olduğu kadar süslenme ve zarif görünme isteğini yerine getiren bir sanat olarak da değerlendirilebilir (Kırzıoğlu, 1992, s. 6). Bu görüşte, modanın en önemli karakteristiği olan giysi formunun bütün tabakalar tarafından giyilebilme özelliği eksiktir. Çünkü geleneksel toplumlarda giyim kişinin içinde bulunduğu sosyal sınıfın özelliklerini yansıtmaktadır (Koca, 2008, s. 175).

Modanın başlangıç tarihini sanayi devrimi ve Fransız ihtilali olarak kabul eden görüşe göre ise, önceleri saray çevresinde süregelen giyim zevki 1789 Fransız ihtilalinin eşitlik ve hürriyet ortamında toplumun tüm katmanlarında etkili olmuştur. Bu tarihten itibaren moda geleneksel bir giyimin alt tabakalar tarafından taklidinden doğmamakta, “yeni olan”, alışkanlıkları altüst eden, insanı “modern”leştirendir (Barbarosoğlu, 2009, s. 29). Fransız İhtilali ile ortaya çıkan eşitlik ve hürriyet ortamının yarattığı demokratik haklar giyim-kuşam, yeme-içme alışkanlıklarıyla saraylar arasında bir gösteriş yarışıyla, kendilerini halktan ayırmak için üstünlük ve ayrıcalık aracı olarak aristokratların başlattıkları moda (Pektaş, 2010, s. 3) ile burjuva sınıfının asilleri rahatlıkla taklit edebilmeleri sağlanmıştır. Bu dönemde zenginlik ve asillik arasındaki uzlaşmaz görüntüyü temsil eden ve her tür fiziksel hareketi kısıtlayacak kadar gösterişli olan giysiler yani “Saray Modası” yerini sadeleşmeye “Kitle Modası” na (Zengingönül, 2004, s. 19) bırakmıştır. Bunun sonucu olarak modanın yukarıdan aşağı doğru değişim döngüsü hareket kazandırmış ve sanayi devrimiyle birlikte bazı toplumlar için her türlü gelenek ve göreneğin ötesinde alışkanlık haline gelmiştir.

İlk moda analizlerinden birini yapan Simmel’e göre moda; değerlerin metaların ve stillerin üst toplumsal katmanlardan orta ve alt tabakalara doğru yayılma sürecidir. Moda başlangıçta yeniyi, şimdi olanı, estetik olarak iyi olanı üst tabakalarda temsil ederken, orta ve alt tabakalara doğru indikçe bu niteliklerini kaybeder. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus, kot pantolon örneğinde olduğu gibi moda döngüsünün içeriği her zaman üst tabakada meydana gelmez. Moda bir stilden diğer stile döngülerle gerçekleşir. Bir stil düşüşe geçerken diğeri yükselir. Döngü, bir modanın; kıyafette bir unsurun ortaya çıkışından yerini bir başka bir stile bırakmasına kadar geçen evreleri içine alan zaman dilimidir. Bir toplumda moda döngüsünün birden fazla olması ve bunların birbirinin üzerine gelmesi olasılığı vardır. Moda döngüsüne, kadın giyiminde etek boylarının, renklerin değişmesi örnek olarak verilebilir (Zorlu, 2006, s. 214-215).

Moda, kendi simgesel hareketlerine uygun olanları bulup görünürdeki kimliklerini değiştirmeye (Goffman, 1963’ten alıntılayan Davis, 1997, s. 38), onları bir benlik imgesinden

(30)

9

vazgeçirip bir başkasını benimsetmeye, o zamana kadar çirkin sayılanın güzel, güzel sayılanın çirkin görünmesini sağlamaya çalışır (Davis, 1997, s. 38-39).

“Moda planlanmış eskimenin mantığıdır. Yalnızca piyasanın ayakta kalmasının gereği değil, arzunun kendisinin döngüsü, sermayenin büyümesinin en son ilhak ettiği bölgeleri tanımlamak ve buraları iskan etmek için bedenin deşifre edilip yeniden şifrelendiği sonu gelmez bir süreçtir. Bir anda kaçış yolu olan moda bir sonraki anda imgelerin ağına yeniden yakalanır; Medya seyrinin aynasında donmuş olarak, askıya alınmış anımızı ebediyen setre dalarız” (Emberley, 1987).

Ünlü modacı Giorgio Armani modayı “satılmayan ya da giyilmeyen hiçbir giysi moda değildir” şeklinde tanımlamaktadır. Oscar Wild “Moda o kadar çirkin bir şeydir ki altı ayda bir yenilenmek zorunda kalır” derken çağdaş moda fotoğrafçısı Jean Baptiste Mondino biraz daha ileriye giderek, “Modanın sevdiğim yönü üç ayda bir ölüp yeniden doğması” diyor. Rene Koniq ise sosyolojik bir yorumla, “Arka odalar için moda yoktur, moda her zaman evrensel olmak istediğindedir; görmek ve görülmek ister, teşhirci bir yanı olduğu ise tartışılmaz” demektedir (Kipöz, 1998).

Moda insan ruhunda temellenen bir davranış biçimidir. Bir bakıma, insan olarak sahip olduğumuz her şey, yememiz, içmemiz, giyim kuşamımız, tüm sosyal davranışımız alışkanlıklarımızın üründür. Ancak alışkanlığın insan yaşamında bir alternatifi de vardır. Aynı türden hareketlere karşı insanın duyduğu bıkkınlık duygusu ve buna dayalı olan yenilik itkisi, duyarlık alanına eğildiğimizde bu yeniliğin, duyarlığın yenilenmesi biçiminde ortaya çıktığını görürüz. Böyle bir duyarlık yenilenmesi moda olarak kendini gösterir” (Tunalı, 2002, s. 93).

Moda, insan yaşamını kişinin izin verdiği ölçüde etkilemektedir. Örneğin; 1950’lerde rejim fikri ortaya çıkmıştı. Artık moda dergileri vücuda şekil vermenin sadece kıyafetlerle değil, rejim ve egzersizle de mümkün olacağını vurguladılar. Çünkü o zamana kadar dergiler korseden bahsediyordu fakat rejim veya egzersizden bahsetmiyordu artık rejim yapmak modaydı. Ünlü moda öncüsü Dior: ‘kendinizi yeniden şekillendirin’ sloganıyla çıkmıştı (Watson, 2007, s. 83).

Sanayi devriminden sonra gelişen teknolojiler ve yapılan icatlar iplik ve kumaş üretiminin daha ucuza, kısa zamanda ve daha çok miktarda üretilmesini sağlamıştır. Dolayısıyla bu durum kumaşın sadece ihtiyaca karşılık olarak tüketilmesini ortadan kaldırarak alt sınıflarda da zevk ve beğeniye dayalı bir tüketimin gerçekleşmesini sağlamış ve modayı etkilemiştir. Yapılan bu icatlarla teknolojik gelişme hızlı bir ivme kazanmıştır. Teknolojinin bu hızlı gelişimi sırasında 1733’te John Kay, bir dokuyucunun, iki kişinin işini yapmasına imkân

(31)

10

veren uçan mekiği icat etmiştir (Güran, 1993, s. 118). 1825 tarihinde dikiş makinesi icat edilmiş, 1851 yılında Amerikalı Isaac Singer dikiş makinesinin patentini almıştır (Onur, 2004, s. 47). 1859’da da pedallı dikiş makinesini pazara sunmasıyla, dikiş makinesi hem evde hem de işte önemli bir rol oynamaya başlamıştır (Jones, 2009, s. 56). Bu dönemde dikiş makinesi sayesinde kıyafetlerin seri üretimi mümkün olmuş ve erkek giyimi ve askeri üniformalar dikilen ilk parçalar olmuştur.

Fransız ihtilali ile tüm geçmişi yıkmak, gelenekleri, inançları ve toplumsal sınıfsal ayrılıkları ortadan kaldırmak amaçlanmıştır. Bu dönemde korku ve sertlik hüküm sürmüş ve bu sertlik, kıyafetlere de yansımıştır. Giyimin ana çizgilerinde ideolojik akımların etkileri görülmektedir. Aristokrat giyim anlayışının süslenme, zariflik ve asalet simgelerine dayanan giyim tarzı artık yerini burjuva anlayışının sade pratik olan giyim tarzına bırakmaya başlamıştır (Onur, 2004, s. 39).

İlk modern giyim imalathanesi modanın büyük babası olarak adlandırılan Charles Worth tarafından 1858 yılında kurulmuştur (Barbarosoğlu, 2009, s. 82). Bu yıllarda artık moda kitap ve dergileri çoğalmıştır ayrıca çok önemli bir olay gerçekleşmiş, 1871 yılında Ellen Butterick tarafından kağıt patronlar çıkarılmıştır. Böylece bu yüzyılın sonlarına doğru evde dikiş kolaylığı sağlanmıştır (Ömer, 1986).

Bununla beraber 1852 yılında bugünkü alışveriş merkezlerinin benzerlerinin ilkleri kurulmaya başlanmıştır. Bunlar, hala varlığını sürdüren “Bon Marche” perakende satış mağazalarıydı (Onur, 2004, s. 48). Bu pasajlar günümüzde gidilen büyük alışveriş merkezlerinde olduğu gibi birçok mağazanın yan yana bulunduğu yerlerdi. Gazetelerin yavaş yavaş kendi kitlesini oluşturması 1850’li yılları bulmuştur. 1857 yılında moda, gazetelerin moda sayfalarıyla yaygınlaşmaya, birçok noktaya aynı anda ulaşmaya başlamıştır (Onur, 2004, s. 49).

1900’lü yılların başlarında halkı moda konusunda daha çok bilgilendirmek için çeşitli moda dergileri çıkarılmıştır. Bunlardan ilki 1901 yılında Femina adlı moda dergisi iki ayda bir yayınlanmaya başladı. 1905 yılından itibaren de yoğun bir şekilde gazeteler moda dergileri çıkarmaya başlamıştır (Onur, 2004, s. 52).

Moda kavramı; toplumsal ayrışma ve toplumsal bütünleşme doğrultusunda hizmet ettiği amaçlar, tatmin ettiği söylenen psikolojik gereksinimler ve modern ekonomik hayatta ifade ettiği anlamlar bakımından kültür bilimcilerin de son yıllarda üzerinde durduğu sosyal bir fenomen halini almıştır. Bireyin moda eğilimleri karşısındaki tutumu sosyal anlamda bir dildir (Giacobello, 2000, s. 11).

(32)

11

Son yıllarda modaya ilgi, çok yoğun şekilde artmıştır ve moda, en büyük ekonomik güçlerden biri haline gelmiştir. Moda, müşterilerin değerlerinin değişmesine sebep olmuş aynı zamanda insanların yeni ürünler istemesine yol açmıştır. Çünkü moda dışı ürünleri kullanmak çoğu insan için rahatsız edici bir durumdur (Giacobello, 2000).

Modanın toplumdaki yaygınlığı kitle kültürü ile yakından ilişkilidir. Şehirleşen nüfusun artması ve şehirlerde yeni sosyal sınıfların doğması, modern yaşamda örf ve adetlerin değişmesi, eğitim düzeyinin yükselmesi, özellikle çalışan kadın nüfusunun ve ekonomik özgürlüğün artması, teknolojik gelişmeler ve kitle iletişim araçlarının yaygınlığı gibi faktörler modanın sosyal hortum olma sürecini hızlandırmaktadır. Kişiler bir an önce kitleden biri olabilmek için moda olan giysileri elde etmeyi hedeflemektedir. Moda, belirli zaman dilimlerinde benimsenip, bir süre sonra yerini başka bir modaya bırakan, sürekli değişimin olduğu dinamik bir olgudur. Modayı benimseyen veya yaygınlaştıran moda endüstrisi hedef kitlelerin talep ve zevkleri doğrultusunda değişimlerin nasıl ve ne zaman olacağına karar verir (Koca, 2008, s. 175)

Günümüze kadar gelen bu süreçte, artık tüketicinin kimliği moda bağlamında daha da kuvvetlenmiştir. Kendi modasını yaratan toplum, bazen tek düzeliğe gitse de, rahatlığından ödün vermeyecek tasarımlara yönelmektedir. Günümüzün genç tasarımcılarından Bora Aksu Icon dergisiyle (2008-09) yaptığı moda hakkındaki röportajında “kişilerin kendi bireyselliklerinin farkına varmaları modaya yön veren en önemli etkenlerden biri olacağını” belirterek, insanların modaya kapılıp giderken kendi kimliklerini unutmamaları gerektiğini de vurgulamıştır. Her insan farklı kimliğe sahiptir. Kendi kimliklerini yorumlayabilen kimseler yine modaya yeni bir soluk getirip, yön verebilenlerdir.

Günümüzde teknoloji ve şehir hayatının hızlı hareketliliği sayesinde her an yeni bir akım kendini gösterir hale gelmiştir. Dolayısıyla da günümüzde moda, aykırı uçları barındıran çizgisiyle dikkat çekmektedir. Durum böyle olunca ve insanların bireysel tercihleri öne çıkınca; moda, modacıların tekelinden çıkarak sokaktaki insanların arzuları, istekleri onu yönlendirir bir hal almıştır (Onur, 2004, s. 59).

Sonuç olarak moda, topluluğu belirleyen varlıksal biçimlerdir: Giyinmek, beslenmek barınmak vb. moda ihtiyaçtan çok tüketim malı üreten bir toplumda önem kazanır. Dolayısıyla ihtiyaçtan fazla olan bu ürünlerin bolluğu, bu ürünleri temel işlevlerinden koparır. Örneğin; giyim biçimimiz, arabamız, evimiz, parfümümüz toplumdaki yerimizin birer göstergesidir (Guiraud, 1994’te alıntılayan Bayçu ve Uluyağcı, 2005, s. 81).

(33)

12 2.1.2. Modayı etkileyen faktörler

Moda eğilimlerinin nelerden etkilendiği veya nasıl oluştuğunu anlamak gerekmektedir. Farklı ticari sebeplerde mevcut olmakla beraber modayı etkileyen başlıca olaylar genel çerçevede değişim ihtiyacından ilham alır. Modayı etkileyen faktörler; strateji, yaratıcılık, yaşama biçimi, değişken davranışlar, sosyolojik değişimler ve olaylardır. Çevresini ve dünyayı iyi gözlemleyen insanlar, eğilimleri de kolayca tahmin edebilmektedir. Çünkü “eğilimler” temelde reaksiyonlar grubudur. Bir duruş, akıp giden hayat, çevresel etkenlere karşı, kendini ifade etme biçimidir. Bu kullanılan ürün için de, giyilen ürün için de geçerlidir (Barnard, 1996).

2.1.2.1. İktisadi ve Siyasi Gelişmelerin Modaya Etkisi

Milletlerin bolluk ve kıtlık dönemleri modayı büyük ölçüde etkilemiştir. Savaşların yarattığı ekonomik kısıtlamalar, mevcut olan imkânların ilk olarak zorunlu alanlarda kullanılmaya yöneltmiştir. Savaş ve kıtlık dönemlerinde az kumaş gerektiren modellerin seçilmesi bir rastlantı değildir. Ülkelerin barış ve bolluk dönemlerinde ise gösterişli giysilerin giyilmesi, pahalı ve bol kumaş tüketimi kısacası moda savurganlığı da ekonomik etkenlerin sonucunda ortaya çıkmıştır (Rouse, 1989, s. 157).

İnsanlık tarihine damgasını vuran en büyük askeri çatışma 1914’te patlak vermiş ve çıkış sebebinin ve savaş bölgelerinin Avrupa’da bulunmasına rağmen, sömürgelerin karıştırılması ve tarafların herhangi birine yeni katılımların olması ile sorun küresel bir boyut kazanmıştır. Yankıları temel alındığında, savaşın evrensel tarih üzerindeki etkisi çok önemli olmuştur. Savaş, Avrupa’nın gerileyeceği, farklı güçlerin öne çıkacağı yeni bir dünyanın haberini verirken, ekonomi, siyaset, kültür ve ahlaki değerlerin derinden sorgulanmasına neden olmuştur (Langlois, Boismenu, Lefebvre, ve Regimbald, 2003, s. 50).

20. yüzyılda, pek çok bölgesel ve iç savaşların yanı sıra; I ve II. Dünya savaşları gibi iki büyük savaş geçirmiştir. 1914-1918 yılları arasında yaşanan I. Dünya savaşı ve yirmi dört yıl sonra gerçekleşen II. Dünya savaşı (1939-1945) ekonomik kriz, sosyal ve psikolojik olumsuz etkileri beraberinde getirerek insanlık tarihinin geleceğini hassas bir konuma sürüklemiştir. Savaş sonrası dönemi atlatmaya çalışan ülkelerde azalan erkek nüfusunun göreve sorumlukları kadınların omuzlarına yüklenmiştir. Kadınlar, erkeklerin yaptığı işleri üstlenmek zorunda kalmışlardır. Fabrikada çalışmışlar, trafik kontrolü, mekanik bakım-tamiri, motosiklet ve araba kullanmışlardır. Modanın merkezi olan Avrupa da savaş öncesi

(34)

13

özgürlüğün saltanatının sürüldüğü yılların ve uzun bir çöküş döneminin ardından, moda sektörü ekonomik sorumluluk ve sosyal kurallar çerçevesinde varlığını sürdürmeye çalışmıştır (Rouse, 1989, s. 149).

1960’lı yılların ikinci yarısına Vietnam Savaşı damgasını vurmaktadır. Komünist dünya, (Sovyetler Birliği ve Çin) ile ittifaka girmiş olan Vietnam Demokratik Cumhuriyeti (Kuzey Vietnam) ile Vietnam Cumhuriyeti (Güney Vietnam) ve başta ABD olmak üzere kapitalist müttefikleri arasında yaşanan savaştır. ABD birlikleri 1965 yılından 1973 yılına kadar savaşa dahil olmuştur. Vietnam savaşları atmışlı yıllarda ortaya çıkan hippi akımını güçlenmesine zemin oluşturmuştur (Connikie, 1990, s. 22).

1980 yılı, petrolün sebep olduğu ekonomik bunalımların yılıdır. Bu yıl modacılar 1960’lardan esinlenirler. Dar beden ince bel, bol etekler, şort ve bermudalar ve drapeli mayolarla ilkbahar, yaz modasının çizgileri belirlenmektedir. Moda dünyasındaki yeni adlar Thierri Mugler, Montana, Jean Claude gibi modacılar mini eteği geri getirmeye çalışmaktadır. Asimetrik kesimlerden oluşan modeller ilgi çekmektedir. Genç kızlar, sindirella ve bale tipi, yine genç kız ve erkekler, mokasen ve basket tipi ayakkabılar giymektedirler (Komşuoğlu, 1986, s. 37). 1990’lı yıllar Avrupa ve dünyada siyasi hareketlenmelerin yılları. Yarım asırdır Sovyetler birliğinin baskısı altında yer alan Doğu bloğu ülkeleri (Polonya, Romanya, Bulgaristan, Macaristan ve Doğu Almanya olmak üzere komünist rejim altına giren birçok ülke) 1989 yılında Sovyet rejiminin Doğu Avrupa’da çökmesi ile birlikte sona ermiş oldu. 1990’ların başında bağımsızlıklarına kavuşmalarına rağmen, Doğu Avrupa bu sancılı dönemde ekonomik kriz, ayaklanmalar, isyanlar, savaşlarla mücadele etmişlerdir (Feldman, 1992, s. 5).

2.1.2.2. Sosyolojik Etkenler

18. yüzyıla kadar Avrupa modasında saraylar arasında sınıf modası hüküm sürmüştür. Bu moda aynı zamanda dönemin bir dünya görüşünün de simgesel yansımasıdır. Tarihin kölelik döneminden başlayarak devam eden giysiler her tür fiziksel hareketi kısıtlayacak kadar gösterişliydiler. Sık bir giysi sadece pahalı olduğu için değil aynı zamanda aylaklık sembolü olduğu için seçkinlik ve zarafet amacına hizmet ederdi. Böyle bir giysi sadece bunu giyenin büyük bir değeri tüketilebileceğini değil aynı zamanda bunu üretmeden tüketebileceğini de gösterirdi (Veblen, 1997, s. 12).

1950’lerde naylon, asetat, bamberg gibi sentetik kumaşlar piyasaya sürülür, bunları orlon, dralon gibi yine sentetik kumaşlar izler. Bu yıllarda Türkiye’de naylon kumaş büyük ilgi

(35)

14

görmüştür. Kullanılması sağlık açısından sakıncalı olan sentetik kumaşlar, uzun yıllar pamuklu ipekli ve yünlü kumaşların unutulmasına sebep olmuştur. Bu dönemde kadın giysilerinde beller sıkı, kalça belirgindir. Bu dar giysiler, özellik film yıldızlarının giyiminde çarpıcıdır (Komşuoğlu, 1986, s. 23).

1960’lı yıllarda Amerika da geçişler yaşamaktadır. Dönemin önemli hareketlerinden birisi de ABD de yaşayan zencilerin “Vatandaşlık Hakları” hareketidir. Siyah insanların kötü yaşam koşulları, çalışma alanlarındaki problemleri, eğitim sorunları Martin Luther King, Huey Newton gibi zenci liderlerin yardımıyla kimliklerine kavuşmaya başlamıştı. Bu hareketler modaya olduğu gibi yansımıştır. Amerikalı zenciler vücuda yapışan, canlı renkli, üzerinde Afrika tarzı baskılar bulunan unisex pantolonları tercih etmişlerdir (Connikie, 1990, s. 24). Punk’ın en tutulan tarzı olan kesip alma tarzının arkasında düzensizlik yıkım ve kategori karışıklığı yatmaktadır. Yalnızca ırklar ve cinsler arasındaki sınırları aşındırma arzusu değil, aynı zamanda farklı dönemlere ait ayrıntıları bir araya getirerek zaman sırasını bozma arzusundadır. Punk tarzı sürekli bir montajlama ve akış halindedir. Çünkü çağdaş kent kültürünün başat özelliklerini yaprakçılık ve kültürlerarası değişimdir. Savaş sonrası döneme ait gençlik alt kültürleri kendilerine stil sağlayacak hammaddeleri bulabilmek için eskici pazarlarına ve kermes satışlarında bulunan giysilere dadandılar. Kendilerine ilham verebilecek gibi görünen tavırla tarihin altını üstüne getirecek zengin İngilizlerin gardıroplarını yenilemek için modası geçmiş eski elbiselerinin satıldığı bit pazarları geçmişe yönelik modaların ilk kaynağı olmuştur. Genellikle fakir ve yaşlı insanların alışveriş yaptığı bu yerler, gençlerin ilgisini çekmeye başladığında, alınan eşyaların kullanılma ve birleştirilme şekli değiştiği için gençlik alt kültürlerinin anlamı açısından önem kazanır olmuşlardır. İkinci el modası olarak da ele alınan eskici pazarlarında ordunun ihtiyaç fazlası mallarının satıldığı, askeri üniformalar, önlükler, büyük paltolar arasında metal çerçeveli gözlükler, belli bir şekilde ucuz ve stilsiz olana ilgi göstermeyi öneren karşı kültür isteğine bir ileri öğe olarak ekleniyordu. Beatles’in elemanlarından John Lennon’un bu ucuz, adi gözlükleri onun alameti farikalarından biri haline gelmişti. Aynı zamanda Hippi kültürünün maddiyatçılık karşıtlığının ifadelerinden biri olmuştu. Sokak pazarlarının bugünkü canlılığı sonlarının hippi karşı-kültürüne çok şey borçludur. Bitpazarını yeniden hayata geçiren, işte bu akımdır (McRobbie, 1994, s. 200-201).

Savaşın sona ermesiyle kültür etkileşimi tekrar gündeme gelmiş ve İngilizler yeniden Fransız modasına adapte olmuşlardır. Erkek modasında ise Fransızlar’ın İngiliz modasından etkilenmiş, bu durum daha çok Londralı terzilerin yünlü kumaşların dikiş tekniklerinde

(36)

15

gösterdikleri ustalıktan kaynaklanmıştır. 19. Yüzyılda erkek modasında, George Brunmell’in öncülüğünü yaptığı Dandyism akımı dikkati çekmektedir. Dandyism, centilmen kostümlerini sadeleştirmeye yönelik bir akım olup, erkek gardrobunu dantel fırfırlar, ipek çoraplar ve üç köşeli şapkalardan arındırmayı amaçlamış, dar kesimli vücuda sıkıca oturan ciddi görünümlü kostümler beyaz keten gömlekler, jabolar ve binici botlar ile farklı bir erkek silueti ortaya koymuştur (Dereboy, 2004, s. 94-95).

2.1.2.3. Sanat Akımlarının Modaya Etkisi

Fransa’da Napolyon’un imparatorluk kurmasıyla birlikte giysilerde başlayan modaya “ampir” adı verilmiştir. Bel çizgisinin yukarıda olmasıyla belirlenen bu moda Fransız ressamı Jacques Louis David’in zarif yorumuyla tablolarında ölümsüzleşmiştir. Bu arada Paris, Floransa ve Venedik’te ortaya çıkan birçok moda dergisinde, David’in portrelerinde çizdiği modellere yer verilmiştir.

1945-1946 yılları Fransa’nın moda alanında kaybettiği itibarını kazanma yıllarıdır. “Moda Tiyatrosu” Louvre’da Masan salonunda düzenlenen bir gösterinin yankıları ve etkileri II. Dünya Savaşı sonrası Fransız modasının kaderini belirledi. Çünkü savaşın hemen ardından moda tasarımcılarının, sanatçıların, heykeltıraşçıların ve sahne tasarımcılarının bir araya gelerek moda sektörünü canlandırma operasyonudur (Baudot, 2001, s. 136).

1969 yılında Op-Art tarzı Avrupa modasında etkin olmuştur. Op- Art resim sanatında olduğu gibi geometrik eksenlerden yayılan bu moda akımında kumaş desenleri giysiyi kaplayacak büyüklükte uygulanmış, geometrik şekilli takılar ile de giysiler tamamlanmıştır (Howell, 1991, s. 136).

Kubizm ile moda arasında kurulabilecek bir paralellik hazır giyim sektörünün standartlaşmış beden ölçülerini referans alarak üretimde kullandığı kalıplar ve kubist sanatçıların dünyayı geometrik formlar olarak temsil etme gayretidir. Hazır giyim sanayisi tarafından kullanılan kalıplarda beden geometrik düzenlemeler olarak ele alınmakta, giysi yapısı insan bedenine oturacak şekilde çeşitli geometrik düzenlemelerle oluşturulmaktadır. Uzun süre savaşlar nedeniyle Fransa’da zor zamanlar geçiren tekstil sektörünü canlandırmak için alınan önemlerden bir tanesi de hazır giyim üretiminin arttırılması, diğer ülkelere ihracatın desteklenmesidir. Dönemin giyim otoritelerinden bir tanesi kubist bir sanatçının ağzından çıkmış gibidir. Allilaire, giyim ürünlerinin üniforma, iş kıyafeti, spor kıyafeti gibi belirli kategoriler altında üretilmesi gerektiğini savunmuş; bu kıyafetlerin de cepler, manşetler,

(37)

16

yakalar gibi belirli öğelerinin mekanik bir biçimde ve standart olarak üretilip kıyafetlere monte edilebileceğini iddia etmiştir (Green, 1994, s. 722-748).

Çok geçmeden Pop Art sanatçılarının bir kısmı modaya ilgi duymuş ve “giyilebilir sanat” üretmeye başlamışlardır. Warhol, modayla çok yakından ilgileniştir. O kariyerine, vitrin tasarımı, moda şirketleri ve dergileri için ayakkabı çizimleri yapan “ticari bir sanatçı” olarak başlamıştır. Pop Art’ta ün kazandıktan sonra kendi resimleri üzerine temellendirdiği giysiler tasarlamaya başlamıştır. Bunlardan bazıları, “Fragile” elbisesi (1963), “Brillo Box” elbisesi (1964), “S&H Yeşil Pullar” bluzu (1965), “Campbell Çorba Konservesi” tişörtüdür (1980). Warhol, modaya gerçek bir ilgi beslemiş, giysi koleksiyonları yapmış ve moda tasarımcılarıyla yakın ilişkiler kurmuştur (Milosch, 1999, s. 97).

Giysi tasarımlarında da en sık kullanılan imge göz olmuştur. Gerçeküstücü bakışın modaya yansımasını, bize en iyi anlatan Schiaparelli ve Saint Laurent olmuştur. Giyim eşyası üzerindeki göz imgesi; gerçek ve yansıtılanın, görünen ve yapay olanın birbiri arasında geçişler yaşadığı bir kesişme noktasıdır (Parlak, 2006, s. 96).

Giyinmenin estetik gelişimini sanat ile birleştiren moda tasarımcıları, giyinme olgusuna sanatın işlevini yükleyerek giyim modasını yepyeni yaratılarla zenginleştirmişlerdir. Farklı malzemelerle yola çıkan gerçeküstücü tasarımcılar, belirli temalarda yoğunlaşarak moda ürünlerin karakteristik tarzını değiştirmişlerdir (Parlak, 2006, s. 80).

Giysi ve moda tarihçileri genel olarak doğu ve batı giysileri üzerine yaptıkları analizlerde giysi elemanlarını aydınlanmacı zihniyetin uzantısı şeklinde, doğu ve batı olarak ikiye ayırarak ele alır. Tarihsel araştırmalarda birçok giysi elemanının hangisinin doğulu hangisinin batılı olduğu üzerine karar vermek ise gerçekten zordur. Bunun bir sebebi özellikle 19. Yüzyıldan önce fotoğrafın icat edilmemiş olması ve dolayısıyla o dönemde üretilen resim, gravür, günlük ve seyahatname sayfaları gibi belgelerden sağlıklı bilgilerin elde edilememesidir. Oryantalist etkiler altında kalan batılı sanatçılar bu noktada daha önce de belirtildiği gibi doğrudan yerinde yaptıkları giysi çizimlerini çok az kullanmışlardır. Ancak Levni, Fenerci Mehmet Çelebi, Abdullah Buhari gibi isimlerin minyatürleri, ayrıca 16. ve 19. yüzyıla ait çoğu yerli sanatçı tarafından resimlenmiş birçok kıyafet, doğu giysi tarihi için önemli giysi kaynakları arasındadır. Bunun yanı sıra özellikle çarsı ressamlarının ürettikleri kıyafet albümleri de Osmanlı giysi tarihi açısından önemli görsel malzemelerdendir (Himam, 2013, s. 94).

(38)

17

2.1.2.4. Spor ve Sağlıklı Yaşamın Modaya Etkisi

1900’lerde kadın ilk kez sporla ilgilenmeye başlar. Uğraşılan spor dallarına göre giyinmek moda olur. Örneğin; deniz, otomobil ve at yarışlarında özel giysiler giyilir. Daralan ve kısalan eteklerin altına da, dize ya da ayak bileğine dek uzanan botlar giyilmektedir. 1915 yılında bel çizgisi, bel yerindedir. Kısalan etekler, çan biçiminde olup bedene sıkıca oturmaktadır. 1910 yılında yayılan Vogue dergisinin bir sayısında, Paris’te, Opera; Komedi Franse ve Odeon gibi lüks eğlence yerlerinde, kadınların tuvalet giymelerinin, takı takmalarının savaş sonuna değin yasaklandığı haberi verilir. Parisli kadınlar savaş yıllarında bu yasağa gerçekten uyarlar (Komşuoğlu, 1986, s. 6).

1986’dan itibaren etek boyları kısalmaya başladı. 1987’den sonra spor yapmak için kullanılan eşofmanlar, sokakta, evde, her yerde kullanılır hale gelmiştir. Çok rahat olan bu giysiyi insanlar, erkek kadın ayırt etmeksizin bilhassa seyahatte tercih etmişlerdir (Altınay ve Yüceer, 1992, s. 145).

19. yüzyılın sonlarında kadınların gündelik hayata katılımı da giyim alışkanlıklarını değiştirmiştir. Bu dönemde sokakta varlıklarına pek rastlanmayan kadınlar çeşitli spor ve hobi kulüplerinde spor kıyafetleri ile görünmeye başlamıştır. Ayrıca, otomobil ve bisikletin gündelik hayata katılmasıyla bu araçların kullanımı için tasarlanmış basit giysiler gerekmiştir (Watson, 2007).

1990’lı yılların sonlarına doğru Batılı toplumlar çevre politikalarını, hükümet icraatlarının bir parçası haline getirdiler. Ayrıca sportif aktivitelere verilen önemi açıklayan nedenlere siyasi hassasiyetleri de eklemek gerekiyor. Devletler toplumlarının fiziki formlarını korumasını ya da geliştirmesini teşvik etmektedir. Artık insanların boş zamanlarını doğa ile içi içe yaşamak istemeleri olağan hale gelmiştir. Ekolojik hassasiyetlerin ötesinde artan yaşam seviyesi sportif aktiviteleri günlük yaşamda yer almasını sağlamıştır (Langlois vd., 2003, s. 476).

2.1.2.5. Önemli Kişilerin Modaya Etkisi

Sessiz ve siyah-beyaz filmlerde kullanılan kostümler, modayı büyük ölçüde etkilemiş, sinema yıldızları dramatik efektler yaratmak amacıyla kontrast tonlarda kostümler kullanmışlardır (Waddell, 2004, s. 42).

1930’ların modasını en iyi karakterize eden tema, ünlü film yıldızlarıdır. Amerikan filmleri pek çok kadın ve erkeğe yeni moda akımları getirmiştir. Garbo, Dietrich, Crawford, Astaire

(39)

18

ve Rogers halk üzerinde büyük bir etki yaratmıştır ve tarzları çok hızlı bir şekilde benimsenmiş ve taklit edilmiştir. Clark Gable erkekler için spor gömleği popüler hale getirmiştir. Marlene Dietrich, dışarı çıkarken sık sık erkeksi tarzda tasarlanmış pantolon ceket takımı giyerdi, bu tarz bir akım yaratmıştır. Gilbert Adrian, Hollywood’un önde gelen tasarımcıları arasında yerini almıştır. Tüm dünyadaki modayı etkisi altına alan ilk Amerikalı moda tasarımıdır (Frings, 1996).

1947 yılında, estetik güzellikle ustalığı birleştirebilen modacı Dior, giyimde yeni bir hava (newlook) yaratır. Bu yıllarda Dior, zarif ve kadınca bir siluet çizmektedir. Düşük omuzlar, ince bir bel, bileklere kadar uzanan bol etekler, yüksek topuklar ve yana eğik küçük şapkalar bu modanın özellikleridir. Bu yılların ünlü modacılarından bazıları Molyneux, Schiparelli, Lee Miller ve Dior’dur. Eric, Berard, Nobili gibi kreatörler, sanatsal çizgileriyle artistik moda desenleri sunmaktadır. Film yıldızlarının modaya etkileri yine sürmektedir. Katherine Hepburn, İngrid Bergman, Humhrey Bogart gibi yıldızlar sanatsal sinema yapıtlarıyla moda ve dünyasında etkilemektedirler (Stegemeyer, 2004, s. 58).

Sinema, modayı geçmiş yıllarda olduğu gibi fazlasıyla etkilemiş, 1950’li yıllarda ünlü olan sinema artisti Audrey Hepburn’ün vücut ölçüleri, saç modeli, giysileri, 1967’de çekilen Bonni ve Clyde filminde Faye Dunaway’in giydiği şapka ve trenchkot, The Avengers adlı televizyon dizisinde Mr. Peel’in giydiği catsuit, James Bond filmlerindeki kadın siluetleri, pop-art, çiçekli bikiniler moda olmuştur. Bu dönemde bileklerine kadar uzanan tuvaletler, tek omuzlu yunan tarzı işli ve drapeli şifon tuvaletler, bel hattı düşük göğüs çizgisine yakın iki renkli tasarlanmış gece kostümleri, kalça hattında bol büzgü ile diz üstüne inen etekler, koton dantelli mini siyah kokteyl elbiseler ön plana çıkan tasarımlardır.

Amerika’da çok yaygınlaşan televizyonlarla birlikte gençleri hedef alan yeni bir tür müzik olan Rock’n Roll da evlerin içine girmiştir. Daha sonraki yıllarda Amerikan filmleri rock müzikle desteklemedikleri sürece bazı giyim eşyalarının moda olma şansı olmayacaktır. Elvis Presley ile başlayan isyancı ve kahraman imajı siyah deri ceket, blue jean ve tişörtle desteklenerek daha sonra pek çok rock müzisyeni tarafından kullanıla gelmiştir. 1990’ların başlarında kurulan bir firma olan Tommy Hilfinger reklamlarını tümüyle firmanın popüler müzik sanatçılarıyla ilişkisi üzerine kurarak dünyadaki en başarılı giyim işletmeleri haline gelmiştir. Tanınmış rock gruplar giysilerini ve imajlarını yaratma işini bu alanda uzmanlaşmış moda tasarımcılarına bırakırlar. Moda tasarımcıları rock ve sanat imgelerine yeniden odaklanarak ve bu imgelerde rötuşlar yaparak bu imgeleri satılacağı kesin gözüyle bakılan ürünlere dönüştürürler (Crane, 2003, s. 246).

(40)

19

Örnekleri çoğaltılabilecek miktarda çok olan farklı alanlardaki ünlü kişiliklerin moda eğilimlerini belirleme etkisi, öncesinde olduğu gibi günümüzde de moda döngüsü içinde yer almaya devam etmektedir.

2.1.3. Moda Döngüsü

Moda bir üretim olmakla birlikte müşteri istek ve ihtiyaçlarının zamanla değişmesi durumudur. Yani moda dönüşümdür. Eskilerin kabul görmeyerek bir süre sonra yenileri ile yer değiştirmesini kabul etmektir.

Bir stil herkesçe benimsenme yoluna yönelince moda başlar. Genel benimsenme en yüksek düzeyini bulup tepeye ulaştıktan sonra, başka bir deyişle, geniş halk yığınları arasında geçerli hale gelince önemini kaybeder ve sonunda zamanı geçmiş bir duruma düşer. Bu durumda modanın dönemsel olduğu, bir stil ile başlayıp, başlangıç noktasından uzaklaşarak, yeni bir stille tekrar ortaya çıktığı görülmektedir (Laver, 1995).

Herhangi bir ürünle ilgili olarak moda yaratma sürecinde öncelikle ürün farklı bir şekilde tasarlanır. Sonra yenilikçiler olarak tanımladığımız tüketici grubu tarafından benimsenir. Daha sonra sosyal yaşam içerisinde görülmeye başlar ve zamanla yaygın hale gelir. Ürün hayat döngüsü paralelinde bir süre sonra eskimeye başlar ve sonra yerini yeni ürünlere bırakır (Sproles, 1985, s. 56).

(41)

20

Şekil 1. Moda Döngüsü Tablosu (McKelvey ve Munslow, 2003, s. 28)

Belirli bir stilin yaşam süresi bir aydan bir asra kadar uzanabilse de, moda tahmin edilebilir bir sıra izleme eğilimdedir. Moda yaşam evresi, ürün yaşam evresine benzemektedir. Doğumdan ölüme doğru giden temel evreler, moda ürünlerde de görülür. Moda ürünlerin yaşam ömrü kimyasallar, ilaçlar… gibi ürünlere göre daha azdır. Çünkü moda ürünler renk, tasarım, sezon gibi faktörlerle sıkı sıkıya ilişkilidir. Bu faktörler zamanla değiştiğinden, moda ürünlerde değişir (Baybars, 1997, s. 426).

Başlangıç (Öncü) Avangarde Yönlendirici Çoğunluğun Beğenisi Modası Geçmiş Eski Moda Antika Retro Erken Benimseyenler Şık Moda Trend Eğilim Geleneksel Klasik Moda Karşıtı

Şekil

Şekil 1. Moda Döngüsü Tablosu (McKelvey ve Munslow, 2003, s. 28)
Tablo 1 . İşletmelerin Giyim Sektöründeki Üretim Yılları
Tablo 4 . İşletmelerin Yıllık Üretim Kapasiteleri
Tablo 12 . İşletmelerin Pazar Türlerine Göre Hızlı Moda Kavramı Farkındalıkları
+7

Referanslar

Benzer Belgeler

This is in order to understand the relationship between a particular object and the types of people who want it, a demographic strategy uses definitions of

Mesleki eğitim merkezinde öğrenim gören ergenlerin, beden sağlığı durumuna göre öz-bakım gücü puan ortalamaları karşılaştırıldığında, en yüksek puanı

Ankara'da sosyoekonomik yönden farklı iki ilköğretim okulunda yapılan bir başka çalışmada, sosyoekonomik yönden iyi düzeyde olan bölgede bulunan okulun öğrencilerinin

H&amp;M ve Zara hızlı tüketimle be- raber yarattıkları çevreye zarar veren imajlarını sürdürülebilirlik kavramı, yeşil moda kavramı ve 4R((azalt-geri kullan, geri

Dolayısıyla bu bağımsız değişkenlerin diğer bağımsız değişkenlere göre f değerlerinin, standartlaşmış katsayıların, yapı matris katsayılarının, kanonik

Daha çok şeker pancarı ve hayvan pancarı sahalarında tek yıllık geniş yapraklı yabancı otlara karşı seçici olarak kullanılmaktadır. Uygulama çıkış

Birinci aşamada bütün boğaz sürüntü örneklerine hızlı antijen testi (Ecotest® strep A hızlı test / Wellkang, İngiltere) ve kültür ekimi yapıldı.. İkinci aşamada

Tatil dönüflü bu tür flikayetler varsa en k›sa sürede göz hekimine müracaat etmek gerekiyor.. Tedavide antibiyotik ilaçl› göz