• Sonuç bulunamadı

Şanlıurfa Folklorundan Seçmeler Abuzer Akbıyık

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şanlıurfa Folklorundan Seçmeler Abuzer Akbıyık"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ŞANLIURFA FOLKLORUNDA TEKERLEMELER

Tekerleme, daha çok çocuk geleneklerinde yer alan bir folklor ürünüdür. Tekerlemenin konularında ve yapılarında çocuksu tavırlar görülür. Bunun yanında kimi türkülerde, ma­ sallarda büyüklerin de söyledikleri tekerle­ meye rastlanır. Tekerleme söyleniş yerine gö­ re "döşeme", "sayıştırmadı) adı da alır.

Tekerlemelerin ana özelliklerinden biri belli başlı bir konuyu anlatmamasıdır. "Te­ kerleme baş-uyak ve ayaklarla elde edilen ses oyunları ile ve çağrışımlarla birbirlerine bağ- lanıvermiş belirli bir şiir düzenine uydurul­ muş birbirini tutmaz birtakım hayallerle dü­ şüncelerin sıralanmasından meydana gelmiş­ tir”^).

Tekerleme söyleniş yerlerine göre Masal tekerlemeleri, Oyun Şekerlemeleri, Tören te­ kerlemeleri, Kelime oyunu tekerlemeleri gibi adlarla anılır. Bu saydığımız tekerleme ör* neklerinin hemen hepsine Şanlıurfa folklo­ runda rastlamaktayız.

Sekiz on yaşlarında çocukların ekseriyetle yalnız, bazen de beraber söyledikleri ve Ziya Gökalp'in "Ala Geyik" tekerlemesini andıran bir tekerleme örneği;(3)

Üşüdüm üşüdüm, Yola küncü(4) taşıdım. Künciyi elimden saldılar. Yolda bir elma buldum. Elmayı Tat’a verdim, Tat bana darı verdi Danyı kuşa verdim Kuş bana kanat verdi. Kanatlandım uçmağa, Hak kapısını açmağa. Hak hak hak taşı Altın bilezik taşı

Senin baban bey ise , Benim babam Subaşı-

Subaşı'nın kızlan, Eteğinde kozları, Kırdım yedim kozunu, Öptüm ela gözünü, öpe öpe küstürdüm, Bir çalıda kıstırdım.

Bir çalı senin olsun. Bir çalı benim olsun. Ahmet Paşa leyleği, Geymiş keten gömleği, Keten gömlek dizinde, Gözü vezir kızında. Kızım kucakladım. Vezirin kızma ne gerek var, Altın hamaylı gerek, Bir ucu yerde gerek, Bir ucu gökte gerek.

Yine aynı şekilde diğer bir tekerleme; Belimi büke büke girdim hana, Hancı dedi siz de bize, biz de size. Elimi attım en küçük kızın çenesine, Nenesi tokmağı aldı düştü ensesine. Altına kilim serin nem çekmesin, Üstüne çadır kurun gün vurmasın, Altına kilim serin nem çekmesin, İtine kemik verin havlamasın. Tepe başı gülpazar,

içinde kolan gezer. Kolan beni korkuttu, Korkumdan kuya düştüm, Tospağaya(5) yapıştım, Tospağa bey imiş,

Çocuk oyunu ve çocuğu avutmak için söy­ lenen tekerlemeye birer örnek; (6)

Kutu kutu pense, Elmayı yese, Arkadaşım Ayşe, Arkasını dönse. Oğlum oğlum oh getir, Otur Selavat getir. Anası pilav pişirmiş, Get arkadaşlarını getir.

Masal tarzında büyükler tarafindan hoşça vakit geçirmek için söylenen tekerlemeye ör­ nek; (7)

Zaman zaman içinde. Kalbur saman içinde, Cinler cirit oynarken, Eski hamam içinde.

(2)

Hamamın tası yok, Anamın bohçası yok. Gezer çarşılarda, Boynunda halkası yok. O yanı yalan bu yanı yalan* Fili yuttı bir yılan. Eşşege hinmiş, Deveyi önüne alan.

V

Eredı üredi,

Bu memlekette bir üvez (8) türedi, O üvezi avalâdık.

Etinden kurdu kuşu doyurduk. GemiğindenO) saray kurup, Hindistabda oturduk. Biz biz biz idik, Otuz iki kız idik, Ezildik büzüldük, Bir araya dizildik.

Eşitik ki öteki dünyada bir bacımız olmuş Gettik ebenin bahşişini verdik de döndük. Gel zaman get zaman,

Bi keriden bi koca,

Geldiler dümbelek çalmağa, Tosbağa ayağını kaldırdı* Denizi aşmağa.

Bir keri gördüm terlegi var, Terleginin terlegi var. Bir yanından seyreyledim Üçyüz memer direği var. Bir karpuz aldım, pıçağı vurdum.

Baktım ki İstanbul'un orta göbegindeyim, Beni bir zabit gördü,

Aman çocuk necisen. Aman efendim garibem. Aldı öptü, sevdi, kucakladı. Götürdü sultan hanıma. Dedi "Ey Sultan Hanım* HNe ettik ne yaptık. Bir erkek çocuk kazandık". Attılar onu sanat mektebine Bir yandan okuyup yazmaya başladı. Bir yandan sucuk gibi

Kemerlere tepmega başladı Hal teket kalmadı,

Vakit geldi zabit baktı, Dedi "Ey Sultan Hanım" "Bu çocuğun eli ayağı büyümü,

Evlenmak istiyor" Haber verildi saraya, Başkatipler geldi. Ortaya peş tahtalar atıldı, Kırk gece mum yakıldı. Say bre, say bre,

Birbıçık mangır para çıktı Gelin dedi adi ne? Çıktım baktım damına, Mahmut tfğlu azabı, Allahım Kahr-ı gazabı

Urfanın Karakoyununa gömüldü. Sabahtan kalktım kaça kaça, Neler gele midem aça, Altmış kazan kelle paça, • Yidim yidim doymadım. Kendir, tut ucundan yere endir, Seksan kazan başat peynir, Yidim yidim doymadım. Cüh cığazım doymadı, Üz ciğazım gülmedi, Küller anayın başına,

Bi cühümü doydu bi yüzümü güldü. Kırk yıl yattım yatmadım,

Ulu camiyi ûiinBar ettim, Kaf dağını pilav ettim Sekseniki kaşıktan, Yedim Yedim doymadım, Cühcağızım doymadı, Üz ciğazım gülmedi.

Küller anaym başına, bicühümü doydu. Bi üzümü güldü.

Üç günde çocuk oldu, Baktı, eni boyu bir oldu. Susuz kaldı dağlarda, Yıllar geçti toy oldu. Torunumun torunu, Bütün yuttu koyunu, . . Çıka geldi bir velet,

Bozdu bütün oyunu. Durdu durdu dedi "Ane" "Söyle kaç kocaya var di" "Tu oğlum küller anayın başına" "Dördü İsa

Dördü Musa Dördü Sekelli Dördü Köse,

Referanslar

Benzer Belgeler

demiştir. Buna bakarken izleyici mecazi anlamda su altında kalarak boğulabilir. Kompozisyonda kullanılan çeşitli lekeler, damlalar, yerçekimi ve uzamsal yönlendirme

Şu yerlerin sitemleri, (aman) Yaktı kül eyledi beni.. Dün gece yâre uğradım, (aman) Ağzına

dergisinde yer alan çeviri metinlerin Türk çocuk edebiyatının şekillenmesindeki rolü, 1913-1924 yılları arasında yapılan çeviri faaliyetlerinde karşılaşılan

Bilim Çocuk, Gonca, NG Kids, TRT Çocuk dergilerinde yer alan ahlaki, dini, estetik, iktisadi, siyasi, sosyal ve teorik değerler hangi sıklıkta yer almıştır.. Bilim Çocuk, Gonca,

Öyle de her şey, Cenâb-ı Hakk’ın nâmına hareket eder ki; zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar.. Demek

dergisinde yer alan çeviri metinlerin Türk çocuk edebiyatının şekillenmesindeki rolü, 1913-1924 yılları arasında yapılan çeviri faaliyetlerinde karşılaşılan

İkinci Nükte (Mirac-ı Nebevî’deki maceralardan birisi, Cenâb-ı Hakk’ın Resûl-i Ekrem’e (aleyhissalâtü vesselâm) karşı muhabbet-i münezze- hesi, “Sana

Güzman: Dona Elvire’nin uşağı, Sganarel anlattıktan sonra Don Civani’nin nasıl bir adam olduğunu öğrenmiştir.. Don Karlo: Dona Elvire’nin kardeşi, Don