• Sonuç bulunamadı

Tanıdığım Âşık Mehmet Yakıcı Mehmet Önder

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tanıdığım Âşık Mehmet Yakıcı Mehmet Önder"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TA NID IĞIM ÂŞIK MEHMET YAK ICI

«Â şık M ehm et herşeyden evvel b ir halk adamı idi. H alkın Aşığa karşı hürm eti, sevgisi b ir yana, o, halkın coşkun ve elem li bağrından doğmuş, halkı terennüm etmiş, müsahabelerinde en tatlı yarenliği yapmış hoş sohbet b ir halk şâiridir.»

Dr. Mehmet ÖNDER (*)

Konyalı Âşık Mehmet Yakıcı’yı 1941 yılında, Konya H alkevi’nin düzen­ lediği bir «saz şöleni»nde tanıdım. Konya'nın ünlü saz ustaları da ora­ daydı. Konya türküleri okundu, Kon­ ya sazından örnekler verildi. Sıra Âşık Mehmet’e gelince, sahnede, oturduğu minderden şöyle bir doğruldu, salona bir göz attı, sonra da Halkevi reisin­ den başlayarak idare heyeti üyelerini, o gün orada bulunan tanıdığı kişileri öven deyişlerine başladı, irticalen söy­ lüyordu. Ona göre irticalen şiir söy­ lemek te âşıklığın gereğiydi. Âşık, ka­ lem şairlerine benzemezdi, içinden do­ ğanı, âşıklık geleneğine, hünerine, sa­ natına uygun olarak o anda söyleyen kişi gerçek âşıktı ve bu özelliklerin ta­ mamı Âşık Mehmet’te mevcuttu.

H alkevi’ndeki bu şölenden sonra Âşık Mehmet’i daha sık görm eye baş­ ladım. Aslında Âşık Mehmet, babamın da yakın arkadaşıydı. Âşık Mehmet Göçü köyünden, babam ise Karkm kö- yündendi. A yrıca asker arkadaşlıkları da vardı.

1944 yılından itibaren ben Konya’­ da yayınlanan «Babalık», «Ekekon» gi­ bi gazetelerde makaleler yazmaya baş­ ladım. Âşık Mehmet sık sık bu gazete­ lere uğrar, yazarlarla sohbet eder, ba­ zı önemli olaylar üzerine söylediği şi­ irleri gazetelerde yayınlanırdı. Zayıf ve, uzun boyluydu. Güleç yüzünü, kısa bir sakal daha da sevimli hale getirir­ di. Şiir, dilinden hiç eksilmez, kimi * Türkiye Iş Bank. Kültür Sanat Mü­

şaviri.

görse en azından bir beyit dudakla­ rından dökülürdü. Onun söylediği koş­ ma, destan ve deyişlerinden çok azı yazıya dökülmüştür. Çok azı yayın­ lanmıştır.

Konya H alkevi’nde, Konya ve çev­ resinden gelen âşıkların toplanarak atışmalar yaptıklarını da hatırlarım. Âşık Mehmet’in atıştığı en çetin âşık Seydişehirli Kıl Mehmet’ti. Bu atışma­ larda birbirini kırmadan, ustaca de­ yişlerle yerer, dinleyenleri güldürür­ lerdi.

O ’nu son defa Yeni Konya Gazete­ sine gelişinde gördüm. Emektar değ­ neği koltuğunda idi. Aram ızda şöyle bir konuşma g e ç ti:

— Nasılsın Mehmet Ağa?

— «iy i disem iyi günler görmedim Kötü disem Hak indinde günahtır Son demimde ben bir sef asürmedim

Cevr ü cefa başımızda külahtır» — Maşaallah daha gençsin?

Güldü. Bu gülüşü hâlâ unutamıyorum. Diyordu ki;

«Tazelendi bu âşığın yarası Lazım mıydı söylemenin sırası Bulunur mu kocayla genç arası

Bulamadım gençliğimi arkadaş». Âşık Mehmet yetmiş yaşında ol­ masına rağmen ter ü taze bir gönül taşıyordu. Son zamanlarda geçirdiği bir kaza yüzünden hayli hırpalanmış, aylarca hasta yatmış, sonra yavaş ya­ vaş koltuk değneklerine dayanarak kırık bacağını ağır bir yük gibi sürük­ lemişti.

(2)

Âşık Mehmet her şeyden evvel bir halk adamı idi. Halkın  şığa karşı hürmeti, sevgisi bir yana, o, halkın coşkun ve elemli bağrından doğmuş, halkı terennüm etmiş, müsahabelerin- de en tatlı yârenliği yapmış, hoş soh­ bet bir halk şairidir.

O, bazıları gibi elinde saz, şu köy senin, bu şehir benim diyerek dolaş­ madı, meddahlık yapmadı. Geçimini temin için söz satan, türkü söyleyen biri de değildi. O, her şeyden evvel koyu bir müslüman, ciddi ve kibar bir ağa, tatlı dilli bir nüktedandı. Hayatın­ da kimseyi kırmadı, incitmedi.

İhmale uğramak, halk ve hak şa­ irlerinin bir tecellisi olsa ger&k. Âşık

Mehmet de sağlığında ihmale uğradı’ Layık olduğu şekilde değer verilem e­ di. Onu, sağında solunda saz olduğu halde minderinde söylerken alkışlar, ondan sonra «ne halin varsa gör» der- cesine geçip giderdik, ikram ettiğimiz sadece bir acı kahve olurdu ki o, bu­ nu bile çok g ö rü r:

«Dost elinden de içtik bu kahveyi Söyletip yazdıran yâran sağ olsun» derdi.

Âşık Mehmet’in aramızdan ayrıl­ dığı bir kış günü (26 Ocak 1950), ta­ butunu tutan Konyalı gençler arasın­ da ben de vardım, Ölümüne Yeni Kon­ ya Gazetesinde ağıt yakmıştım. Tan n ’- nın rahmeti onun üzerine olsun.

K A ÇA K NEBİ’DEN...

Gorusun gaşında yıhılıp yattım

Ehtiyatı elden kenara attım

Düzü hecaletten gan tere battım

Bozat kurtar meni aman günüdü

Yoldaşların darda yaman günüdü

Bozat seni ser tövlede bağlaram

And içerem seni mehmer çullaram

Eğer meni bu davadan gurtarsan

Gızıldan gümüşten seni nallaram

Bozat kurtar meni aman günüdü

Yoldaşların darda yaman günüdü

Gümüşden dövdürrem senin nalını

Yüz gözele hördürerem yalını

Sen gel koc Nebinin bozma halını

Bozat kurtar meni aman günüdü

Yoldaşların darda yaman günüdü

Referanslar

Benzer Belgeler

臺北醫學大學為全國唯一獲得 102 年 TTQS 企業機構版認證及獎項之學校 本校繼 101 年 11 月 6 日初次榮獲 TTQS 企業機構版銅牌後,於今 年 12 月

100 sene evvel Türk edebiyatı­ nın büyük dehâlarından Abdül­ hak Hâmidin doğduğu pembe yalının yerinde bugün küçük bazı binalarla, Hekimbaşı sahil-

Anlat- mayı, şiirler okumayı, okuduğum bütün kitapların bütün güzel cümlelerini, bütün güzel filmleri, her şeyi her şeyi paylaşmayı… Uzakta bana en yakın...

bir hoş batıyor artık buralardan seni özlemek için gidiyorum sokaksız akşamlar kadar karlar eridi masallar bitti. ne bir şehzade ne akan çeşme başı seni özlemek

Baflka bir deyiflle en genç grup, hem insanlarda, hem de maymunlarda yeni yüzlere bakmay› tercih ederken, daha büyük bebeklerle yetiflkinlerin beyinleri, yaln›zca yeni

The mean duration of treatment and the rate of ventilation tube insertion were significantly in- creased in patients with vitamin D deficiency.. These preliminary findings

Daha sonra, genel manada olumsuz bir karakter sahibi olarak cimri insan tipini tasvir eden âyetleri ele alacağız... mü’minlerin durumunu anlatan âyetleri konu

Sentezlenen 5-hidroksi-3-(4-nitrofenil)-1-(p-tolil)-1H-pirazol bileşiğinin 1 H-NMR spektrumu (Şekil 4.6) DMSO-d 6 içerisinde alınmıştır ve elde edilen spektrumda