Ağustos 21
s il E
HASIL
GELİRSE
r-v . ■ ' i - • •San’atkâr
f
Rasihin ölümü
O D©
lmüş zavallı.. Ona öldüğü içirzavallı demiyorum. Çünkü, öl nıcdcn evvel de zavallı idi. Ölümü de sağUğma benzemiş, İstanbııia uzakça kenar bir kazada, sessiz sadasız, göz lerini yummuş.
Onu mutlaka tanıyacaksınız. Hiç değilse, bir bahçede, çalıştığı kum panyalann, umumiyetle İsmail Dün-
büllü'nun temsillerinde rastlamışsı
nızdır ona. Ya elinde şişe;
Sarhoş Rasih derler hana
Diye şarkı söylerken, yahut, bir e linde fes, diğerinde bir fötr şapk~
Kâmil Paşanın, Eski Posta Telgra»
Nazın Oskan Efendinin, köprü tah sildarlarının, Çörçilin, Hitlerin, >Ius solininin taklidlerini yaparken gör- müşsinüzdür. Bu taklidlerde pek mu vaffak oluyordu. Bilhassa mimik ka biliyeti harika denilecek kadar yük sekti. Ben onun gibi, yüzünü, elleri kadar sühulctle kullanan çok az san atkâr gördüm. Kendini îmitatör Ra sih, diye takdim eder, bunu impara tor Rasih tonuyla söylerdi. Halbuki yine zavallı diyeceğim, numaraların yaptıktan sonra, sahnedeki emekli tek aksesuarı, püskülsüz fesini avu cunda tutarak, ha!km arasına iner parsa toplardı. Bir gün, bunu kendi
sine yakıştıramadığımı söylemiştim
Acı acı gülümsemiş, şu cevabı vermiş
ti: (Devamı 6 ncı sayfada)
SİZE N A S IL G E L İR S E :
San’at-câr Rasihin ölümü
(Baştarafı 4 üncü sayfada) «— Şimdiye kadar biz çaldık, parsa lan başkası topladı. Bu halde kal dik. Daha berter olmamak için, artık kendim topluyorum.»Tulûat sahnesine otuz küsur yılını yermişti. Tıılûat sahnesi de ona pek çok şeyler vermişti ama, o da. diğer leri gibi, kendini her bakımdan zaJ Vallılığa mahkûm etmişti.
Tulûat sahnesinin, nev’i şahsına münhasır bir sanatkârını daha göm dük. Rasih’in, payandalarla ayakta durabilen tulûat 'tiyatrosundan bir direk daha götürdüğüne hiç şüphe yok. Ona acıyayım mı, yoksa kurtul du, diye sevineyim mi bir türlü kes- tremiyorum. Allah rahmet eylesin!
Nusret Sata COŞKUN
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi