• Sonuç bulunamadı

Aziz Nesin'lik bir kitap serüveni

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aziz Nesin'lik bir kitap serüveni"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

¿

b

-

t

' ' * - 9

Aziz Nesin’lik bir kitap serüveni

Kitaplarının düşük fiyatlarla yayımlandığını görünce. Aziz Nesinle 25 yıl önce yaşadığımız bir "ucuz kitap olayı" aklıma geldi

S

on günlerde yayımlanan düşük fiyatlı kitaplara Aziz Nesin’in beş yapıtı da katıldı. Dört çocuk ki­ tabı: “Borçlu Olduklarımız”, “Bu Yurdu Bize Verenler”, “Ben de Çocuktum”, “Anıtı Dikilen Sinek”. Bir de büyüklere öyküler: “Adamı Zorla Deli Ederler”.

Kitapların hepsi Adam Yayınlarından. Fiyatları 1,74 YTL ile 3 YTL arasında değişiyor.

Onları görünce 25 yıl öncesine döndüm hemen. Yine Aziz Nesin. Yine ucuz kitaplar.

1970’lerin sonlarıyla 1980’lerin başları yayıncılığın belki de en güç dönemiydi. Giderler birdenbire fırlamış, kağıda neredeyse her gün zam yapılır olmuştu. Yönetti­ ğim Milliyet Yayınları’nda bir kitabın ilk baskısını yapı­ yor, sıkıla sıkıla 25 lira (elbette YTL değil) satış fiyatı ko­ yuyorduk. Kitap beklemediğimiz bir ilgi görüp de bir haf­ tada tükenince, hemen ikinci baskısını yapıyorduk. 15 gün sonra çıkardığımız ikinci baskının satış fiyatı 35 li­ ra oluyordu. Bu arada kağıda yüzde 100 zam geliyordu çünkü. Zamla kalsa iyi. Kağıt da bulamıyorduk. İzmit Kağıt Fabrikası’nda kağıt yoktu. Artık piyasadan ne to­ parlayabilirsek ona basıyorduk kitapları. Bazen iki for­ maya yetecek kadar kağıt buluyor, basımevindeki kitabın iki formasını bastırıyor, beklemeye başlıyorduk. Üç for­ malık kağıt mı bulduk, üç forma daha basılıyordu. Bu yüzden bir kitabın sayfaları renk renk oluyordu. Gri, be­

yaz, bej... Kalınca bir kitabı şöyle elinize alıp kenarından baktınız mı, çizgi çizgi renkler gö­ rürdünüz.

“Pijama gibi çizgili kitaplar yayımladık” diyordum. “Bakalım ekose kitap basmayı ne zaman başaracağız?”

★★★

Bu koşullar içinde yayımlamayı başarabil­ diğimiz kitapları daha çok okura nasıl ulaştı­ rabilirdik? Satış fiyatları, o günün koşulları içinde, gerçekten yüksekti. Fiyatları indirme­ nin tek yolu, giderleri kısmaktı. Peki ama ne­ yi taşacaktık? Kağıdın fiyatı belliydi zaten. İç

baskı, kapak kartonu, ciltleme... Evet, kapak ve cilt gider­ lerini indirebilirdik.

Bir kitap genellikle 3 bin basılıyordu. Baskı sayısını artırabilirsek, kağıt dışındaki giderler kitap başına daha azalacaktı.

Aklıma bir şey geldi. Aziz Nesin’i aradım. Ertesi gün oturduk, uzun uzun konuştuk. Düşüncemi söyledim.

Aziz Nesin’in bütün kitaplarını basmak istiyordum. Onları haftalık dergi biçiminde yayımlayacaktım. Çar­ şamba günleri satışa verilecekti. Kapak kartonu derdimiz yoktu. Ciltleme tel dikişle yapılacaktı. Her sayı 20 bin ba­ sılacaktı. Böylece giderler büyük ölçüde azalacak, dergi fiyatına kitap çıkaracaktık. Dergiler (fasiküller) biriktiri­

lip ciltlenince bir “Aziz Nesin Külliyatı” oluşa­ caktı. Bunun için cilt kapakları da hazırlata- caktık.

Aziz ağabey düşünceme çok sıcak yaklaştı. Oracıkta “Evet” dedi. Biz de kolları sıvayıp işe giriştik.

Bir basımeviyle anlaştık. Her hafta pazar­ tesi günleri, dizilmiş metinjer yayınevine gele­ cek, düzeltileri yapılacaktı. Basımevi o gece fasikülü basacak, ciltçiye gönderecekti. Sah günü öğleden sonra fasikülü ciltçiden alıp Milliyet gazetesinin dağıtımını yapan Game- da’ya verecektik. “Kitap-dergi” çarşamba sa­ bahı gazete satıcılarında olacaktı.

“Külliyat” inanılmaz bir ilgiyle karşılandı. Bu ucuz kitap çözümü okuru da, yazarı da, bizi de mutlu kıldı.

★ ★ ★

Birkaç ay sonra bir pazartesi günü saat iki sularında, o hafta çıkacak fasikülün dizgisinin gelmediğini söyledi­ ler. Basımevine telefon ettik. Yanıt yok. Hemen bir arka­ daşı gönderdim. Biraz sonra geldi. Basımevinin kapalı ol­ duğunu söyledi.

“Kimse yok” dedi. “Kapı kilitli. Hepsi memlekete git­ miş. Bir ay sonra döneceklermiş.”

İnsanın tepesinde kaynar sular nasıl boşalır, bunu o zaman yaşadım. Ne yapacaktık? Fasikülün ertesi gün da­

ğıtıcıya teslim edilmesi gerekiyordu. Dizilecek metinler de yoktu ortada. Hepsi basımevindc kilitli kalmıştı.

Hiç çaresi yok, ne yapıp edecek, basımevine girip me­ tinleri alacaktık.

Yayınevinin deposundan genç bir arkadaşla basımevi­ ne gidildi. Binanın tepesine çıkıldı. Arkadaşın beline ip bağlandı. Küçük bir pencere kırılarak, “Topkapı” filmin­ deki gibi, basımevine “iniş yapıldı”.

Arkadaş araya taraya metinleri buldu. Yine iple yu­ karı çekildi; Aziz Nesin’in yazdıkları, yayınevine getirildi. Ağaoğlu Basımevi’ni aradım. Mustafa Kemal Ağaoğ- lu’na hemen gelmesini rica ettim. Hızır gibi yetişti. Duru­ mu anlattım. “Artık ne yaparsan yap, bu sayıyı yetiştir” dedim.

Metinleri alıp fırladı. 15 dakika sonra alı al morıı mor döndü. “Tamam” dedi, “Biz bunları sabaha kadar çalışıp basabileceğiz. Ama bir sorun var.”

“Nedir?”

“Bizde o harf karakterleri yok. Başka harf karakterle­ riyle istersen dizeyim.”

Olacak iş değildi bu. “Külliyat”ın bütünlüğü bozulur­ du. “Sen otur, bir kahve iç, biraz bekle” dedim.

Yayınevinden aynı arkadaşın cambazlığına başvurul­ du yine. Delikanlı, beline ip bağlanıp indirildi. Harf kasa­ sı sökülüp yukarı çekildi, Ağaoğlu Basımevi’ne teslim edildi. O sayı da gecikmeden piyasaya sunuldu! ■

Referanslar

Benzer Belgeler

değer bulunan Süheyl Ünver'e 1 mil­ yon liralık parasal ödülü ön ü -,. müzdeki günlerde d ü zen len ip cek bir törenle v erilecek

nazesi Çarşam ba günü Şişli ca-“ miinde öğle namazı kılındıktan sonra gazetemize getirilecek ve burada kendisine son saygı du­ ruşu yapıldıktan sonra

Hat­ tâ, (Resimli Kitabın) bir fotoğrafçısının elinden makinesini bile aldılar. Fakat ben işi bir çalımına getirdim. Bir ağaca tırmandım istediğim gibi

bfl- * “ ■ hassa roman, hikâye dışında •debiyat üzerine İleri sürülmüş ö - klrlerin, terüddleria kitap halinde pek az müşteri buluşa bir çok

Bu çalışmada; orta tabakada okume yerine kızılağaç yada kayın kaplama kullanılması durumunda okume kontrplakların bazı özelliklerindeki değişmeler ile

doğmuş, Bahriye mek­ tebinden mülâzım ola­ rak çıkmış, sonra İs­ tanbul Sanayii Nefise Mektebini de

The aim of this paper is to investigate the cost of workforce loss caused by the accidents in construction building sites by using the statistics of three building

Ulusal Kurtuluş Savaşımızın temel ilkelerine yan çi­ zen zamanın devletlilerini kırk sekiz yıl önce bu sa­ tırlarla uyaran Aybar’a verilen ödül, Zincirli Hürriyet’i