• Sonuç bulunamadı

Üsküdar'da Mihrimah Sultan Camii

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üsküdar'da Mihrimah Sultan Camii"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Üsküdarda

M İH RİM AH SULTAN

CAMİİ

Doç. Dr. Yıldız DEMİRİZ

Mihrimah Sultan M osque Engraving from Thomas Allom. Gravür Üsküdar Mihrimah Sultan Camii (Thomas Allom)

Y

akın bir zaman öncesine kadar karakteristik ev­ leri, sokakları, cami, çeşme, se­ bil, tekke gibi yapıları ile eski İstanbul’un özellikle­ rini en iyi şekilde yansıtan köşelerden biri olan Üs­ küdar da artık çağımızın hızlı değişme temposuna ayak uydurmuş görünü­ yor. Gün geçmiyor ki, es­ ki aşinalarımızdan bir so­ kağı daha, bu özelliklerini yitirmiş halde görmiye- lim. Gözlerimiz, manzara­ ya sakin bir yeşillik katan küçük bahçeleriyle eski ahşap evleri nafile arıyor. Ama yine de Üsküdar’a ki­

şiliğini veren yapılardan, hiç değilse anıt özelliği ta­ şıyanların ayakta kalması bizleri biraz olsun teselli ediyor.

Üsküdar’a denizden yak­ laştığımızda, iskele Mey­ danım sınırlayan üç yapı grubu bizi karşılar: Sevim­ li, küçük Şemsi Paşa Kül- 1 iyesi, hemen arkasındaki Yeni Valide Camii ve sol­ da, meydana hâkim bir noktadaki Mihrimah Sul­ tan Külliyesi. iskele Ca­ mii adını da taşıyan Mihri­ mah Sultan Camiini eski gravürlerde bu ikinci is­ me daha uygun bir ko­ numda buluyoruz ( 1). Ha­

kikaten, cami ile deniz arasındaki uzaklık, bu re­ simlerde, şimdikine göre daha azdır ve bu kısımda sadece Külliye ile ilgili ba­ zı yapılar yer alır.

Mihrimah Sultan Külliye­ si, Kanunî Sultan Süley­ man’ın kızı ve Sadrazam Rüstem Paşa’nın eşi Mih­ rimah Sultan adına ya­ pılmıştır. Mimar Koca Si­ nan tarafından 1546/47 yılında başlanan inşaat, 1547/48 yılında, yani böy­ le bir külliye için çok kısa sayılacak bir sürede ta- mamlandıf2). Aslında kül­ liye, cami, medrese, ha­ mam, imaret, sübyan mek­

tebi, meşrutalar, kervan­ saray, erzak ambarları, muvakkithane, çeşme, tür­ beler ve hazireden oluşu­ yordu. Bu yapılar, iskele Meydam’mn topografik durumuna uyularak kade­ meli şekilde yerleştirilmiş­ ti. Külliyenin hemen önün­ de deniz ve arkasında ise koruluk vardı. Bütün bu yapılardan günümüze, ca­ mi dışında medrese, süb­ yan mektebi, çeşme, ha­ mam ve iki de türbenin yer aldığı küçük hazire gelmiştirf3). Meşrutalar, Abdülmecid zamanında, yanmış, Muvakkithane ise «imar» gerekçesi ile 1956 yılında yıktırılmıştır.

Bir kış gününde Üsküdar Mihrimah Camii. The Mihrimah M osque at Üsküdar in winter.

(2)

Mihrimah Sultan Camii- nin Osmanlı mimarisi için­ de özel ve seçkin bir yeri vardır. Mimar Sinan’ın ol­ dukça erken eserleri ara­ sında bulunan cam i(4), o- nun yarım kubbe ile ge­ nişletilmiş ana mekân esasına göre yaptığı bir sıra eser arasında üç ya­ rım kubbesiyle kendine özgü bir plana sahiptir(5). Ne dört yarım kubbesiyle Şehzade Mehmet Camiin­ de, ne de devrinin ve mi­ marının şaheserleri ara­ sında yer alan Süleymani- ye, bir cami için ideal sa­ yılan forma bu şekilde bir yaklaşım içinde değildir. Dört yarım kubbenin des­ teklediği bir kubbe ile ör­ tülü mekânın tam kare ol­ masından veya iki yarım kubbeli yönündeki zorun­ lu uzunluğundan kaçını- lamaz. Bunlar ise namaz

için en uygun şekil olan az sayıda fakat geniş saf­ ların yer alabileceği enine dikdörtgen planın avan­ tajlarına sahip olamaz. Mihrimah Sultan Camiin­ de, girişe yakın tarafta ya­ rım kubbenin bulunma­ ması ile yatık dikdörtgen ideal mekân elde edilmiş­ tir. Ancak, Mihrimah Sul­ tan Camii’nin plânında mekân bütünlüğü ve form kaygısı yanı sıra arazi du­ rumunun da rol oynadığı inkâr edilemez. Hakika­ ten, bu çok az uygulanmış plan şeması yanı sıra, ya­ pının önünde, bu dönemin büyük camilerinin olağan bir elemanını, şadırvanlı iç avluyu bulamayışımız da ancak denize kadar uzaklığın azlığından ve kademeli oluşundan kay­ naklanmıştır diyebiliriz. Buna rağmen iç avludan

büsbütün de vazgeçilme- diği, abdest şadırvanının bulunduğu, sütunlarla sı­ nırlı küçük bölümde edeta sembolleştiği görülür. Son cemaat yerinin önündeki ahşap çatılı sakıf bölümü ise, evvelce denize çok ya­ kın olan caminin son ce­ maat yerinde bulunacak kimseleri hava şartların­ dan korumak için düşü­ nülmüştür.

Enine dikdörtgen cami mekânı, sadece dörtlü yonca planlı iki büyük pa­ ye ile kesilmiştir. Bu paye­ ler ve giriş tarafındaki du­ varda bulunan yarım dai­ re çıkıntılı duvar payeleri, büyük kemerleri ve pan- dantifli ana kubbeyi ta­ şırlar. Mihrap yönünde ve yanlarda ise yarım kub­ beler mekânın geri kalan bölümlerini örterken, ana

kubbeyi destekleyici bir görevleri de vardır. Köşe­ lerde kayıp mekânlar sayı­ labilecek iki küçük bölüm, yine pandantifli kubbeler­ le örtülüdür. Bunların dı­ şında bütünlük sağlanmış­ tır. Bütün bu elemanlar, piramit gibi yükselen kit­ leyi oluştururken, dışarı­ dan gözü okşayacak şekil­ de ve teker teker belli ol­ maktan da geri kalmazlar. Hiç bir yerde büyük düz­ lem bölümler bırakılma- masına rağmen caminin ne iç ve ne de dışında faz­ la süse kaçılmamış, büyük bir sadelik içinde kalınır­ ken, oranların uyumu ile güzellik sağlanmıştır. Yapının dışında bezeme olarak kabul edilebilecek pek az şey vardır. Çok ka­ liteli olan düzgün kesme küfeki taşı duvarlarda

(3)

Üsküdar’da akşam ve Mihrimah Camii. Evening in Üsküdar and the Mihrimah Mosque.

(4)

Üsküdar’da Mihrimah Sultan Külliyesinde kalan başlıca yapılar: Camii ne sübyan mektebi. The m ost important buildings surviving from the m osque and the primary school,

the old Mihrimah Sultan complex:

# -, $

T

j

T

İ T İ ■ f

i y

' F

p*

--

f

Üsküdar Mihrimah Camii. Son cemaat yeri ve sakıftan detay.

The Mihrimah M osque at Üsküdar. The portico and part of the roof.

men hemen hiç bir süsle­ me unsuru yoktur. Kalite­ li taş işçiliği, mukarnaslı ve baklavalı klasik sütun başlıklarında ve paye baş­ lıklarında karşımıza çıkı­ yor. Mukarnas, ayrıca, hiç aşırıya kaçılmadan, üst yapıya geçiş bölgesinde de yer yer kullanılmıştır. Ay­ rıca şadırvandaki geomet­ rik şebekeler ve bunların yukarısındaki kabartma palmetli friz de taş süsle­ me bakımından ilginçtir. Ancak, camideki taş işçili­ ğinin en seçkin örneği, ge­ ometrik mermer şebekele­ rin cömertçe kullanılması ile hafif bir görünüm ka­ zanan minberdir.

Mihrimah Sultan Camiin­ de bulunmayışı dikkati çe­ ken bezeme türü ise çini­ lerdir. 16. yüzyılın ortala­ rında, Türk çini sanatının dorukta bulunduğu bir si- rada, bu ölçüdeki bir ca­ mide hiç çini bulunmayışı, sadeliğe ne kadar önem verildiğinin kanıtıdır sa­ nırım. Kalem işleri ise ori­ jinal değildir ve oldukça yakın tarihli bir restoras­ yonun eseridir.

Buna karşılık, her yerde karşımıza çıkmayan bir bezeme türü, cami mekâ­ nına karakteristik rengini veriyor diyebiliriz. Cami­ nin üst kat pencereleri ile alttakilerin alınlık kısım­ larındaki renkli cam vit­ raylar, kısmen tamirlerde tamamlanmış olmakla birlikte, 16. yüzyıldan ka­ lan orijinal örneklerin başlıcaları arasında sayı­ lırlar. Yeşil, kırmızı, sarı, mavi ve beyaz saydam camlardan meydana getiri­

len rumîli ve hataili beze­ me, klasik Osmanlı döne­ mi için karakteristiktir. Yapıda, 16. yüzyılda veya öncesinde Osmanlı sana­ tında benzerine rastlama­ dığımız cinsten bir beze­ me örneğini ağaç işçiliğin­ de buluyoruz. Pencere ka­ natlarının bu yüzyılda çok görülen cinsten, kündekâ- rî tekniğinde, yıldızlı

(5)

geo-Camiin içine genel bakış. General view of the interior.

metrik bezemeli olmasına karşılık, esas kapıda, klasik Osmanlı sanatında tanıdığımız tek örnek olan bir eser buluyoruz. Kapı, alışılmış şekilde üç aynalı­ dır. Bunlardan üsttekinde yazı, orta ve alttakilerde ise kündekârî tekniğinde geometrik bezemeler var­ dır. Yıldızlı bezemenin o- luşturduğu küçük geomet­ rik levhalardan bazıları fildişindendir. Maden ol­ masına alışılmış rozetler i- se yine fildişindendir. Bi­ ni üzerindeki maden bö­ lümler orijinal olmakla birlikte tokmak daha geç bir döneme ait, barok ka­ rakterlidir. Serenlerde ve alt ve üst başlıklarda fark­

lı cinsten ağaçla kakma olarak rumîli bezeme bu­ lunmaktadır. Bu ise 16. yüzyılda görmeye alışık olmadığımız bir tekniktir. Bu özelliği ile kapı, ben­ zerlerinden ayrılan bir şa­ heser niteliğindedirf6) Mimar Sinan’ın eserlerini banilerinin kişiliklerine uygun şekilde yaptığı çok kere tekrarlanmıştır. Üs­ küdar’daki Mihrimah Sul­ tan Camiinde de bu özelli­ ği görmek mümkün olu­ yor. Hakikaten yapı, bir Padişah kızına yakışan ve- kar, zarafet ve sadeliği ile Üsküdar’a damgasını vu­ ran eserlerden biridir.

NOTLAR:

1) Th. Allom, Constantinople, Lond­

ra - Paris, Tarihsiz (1840), s.6’da Üsküdar'da Büyük Cami adı ile anlatılm aktadır ve karşısındaki sayfada cami ve çeşmşeyi deniz­ den gösteren bir gravür bulun­ maktadır.

2) Tezkiret-ül ebniye'de Üsküdar’da Mihrimah Sultan Camii olarak adı geçer, kşr. R.M. M eriç, Mi­

mar Sinan, Hayatı ve Eserleri I.

Ankara 1965, s. 79, No. 38, ayrı­ ca bk. T.Öz, İstanbul Camileri,

II, Ankara 1965, s. 47

3) Türbelerden biri Sinaneddin Yu­ suf Paşa'ya, İkincisi Sadrazam Ethem Paşa'ya a ittir. Ayrıca, ha- zirede Beşlktaş'daki Sinan Paşa Camlinln banisi olan Kaptan-ı

Derya Sinan Paşa'nın mezarı var­ dır.

4ı Mimar Sinan ve eserleri hakkın­ da genel bilgi İçin bk. E. Egli,

Sinan, Zürich, 1954; M. Sözen

ve başkaları, Türk mimarisinin gelişmesi ve Mimar Sinan, İs­ tanbul 1975.

5) Üç yarım kubbeli yapıların bir örneği de Çankırı'da 1558 ta rih ­ li Büyük Cami'dir. kşr. M. Sö­ zen, Not 4'deki yerde, s. 170, Res. 140,

6) Bu kapı ile ilg ili bir bildiri, 3 - 7 Eylül 1979'da Münlh'de toplanan VI. Türk Sanatı Kongresinde Prof. Dr. Nermin Sinemoğlu ta­ rafından verilm iş ise de henüz yayınlanmamıştır.

(6)

OsmanlI m erm er işçiliğinin ve geometrik bezemesinin güzel bir örneği: Mihrimah Sultan Camii minberi.

The m im ber in the Mihrimah Sultan M osque ■ a fine example of geometrical decoration and Ottoman marble work.

Mihrimah Sultan Camii kapısından detay.

Detail of the door in the Mihrimah Sultan Mosque.

Mihrimah Sultan Camii şadırvanı.

(7)

The

M IH R IM A H SULTAN M O SQ U E

at Üsküdar

Doç. Dr. Yıldız DEMİRİZ

Klasik Osmanlı renkli cam işlerinden günümüze gelen az sayıda örnekten biri.

Stained-glass window in the Mihrimah Sultan M osque - one of the few examples of classical Ottoman stained glass to survive.

T

he Mosque is also Mihrimah

known as the Iskele or Lan­ ding Stage Mosque, and old engra­ vings show how apt this name once was. Since then its distance from the sea has greatly increased, although it position still allows it to dominate the shore.

The mosque and its com­ plex was built by the arc­ hitect Sinan for Mihrimah Sultan, the daughter of Suleyman the Magnificent and the wife of his Grand Vizier, Rustem Pasha. The construction was begun in 1546/47 and completed in 1547/48, a remarkably short time for a complex that included a mosque, a madrasa, baths, a soup- kitchen, a primary school, a caravanserai, a granary, a fountain, tombs and a graveyard. The whole was laid out on a terraced slope with a grove of trees behind it.

The mosque was one of Sinan’s earlier constructi­ ons, but it is clearly dis­ tinguished from his other buildings of around the same period by its three half - domes. Muslim worship requires a wide, rather shallow interior plan which allows long rows of worshippers to stand facing the mihrab wall. By removing the half dome from the ent­ rance side of the mosque Sinan achieved this in the Mihrimah Sultan Mosque,

through the plan may well have resulted from the exigencies of a diffi­ cult site rather than the ideal requirements of pub­ lic worship.

The site makes a court­ yard impossible, but its place is taken by a very wide portico with great eaves projecting out to­ wards the shadirvan (ab­ lution fountain).

Inside the mosque the dome can be seen to rest on two great four - lobed piers, two semi - circular pillars projecting from the wall, the arches bet­ ween these and the pen- dentives above them. The

exterior of the building rises up in a pyramid-like mass that is particularly pleasing to the eye. There is a very restrained use of decoration on both the exterior and the interior of the building, the beauty of the whole arising from its harmonious simpli­ city.

The walls are composed of very high quality stone with little or no decora­ tion, while the high quality of the craftsman­ ship is demonstrated in the beautifully restrained honey - comb and lozenge ornamentation on the classical style capitals,

and this honeycomb motif is also used in the transition to the upper part of the building. The open stonework on the shadirvan and the carved palmette frieze above it is of great interest, though the finest example of stone carving in the buil­ ding is to be seen in the magnificent mimber. A remarkable feature of the mosque is the comp­ lete absence of tile deco­ ration at a period when tile manufacture in Tur­ key had reached its hig­ hest peak of excellence, a fact which shows how much importance was given here to plainness and simplicity. The pain­ ted decoration is not ori­ ginal and dates from a quite recent restoration. The stained - glass win­ dows, on the other hand, are almost entirely origi­ nal 16th century work, and the motifs employed, together with the green, red, yellow, blue and white glass, are characte­ ristic of the Ottoman 16th century.

The woodwork is absolu­ tely unique and presents us with a type of wood­ carving not to be found anywhere else in classical Ottoman decoration. The door, with its carved let­ tering above and the geo­ metrical decoration below and with the usual metal rosettes replaced by ivory, is a masterpiece in a remarkably original style.

(8)

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

5901 TVK’da ilgilinin istenci gerekmeksizin vatandaşlıkla ilişkisinin kesilmesi hallerinden “vatandaşlığa alınma kararlarının iptali”nde ilgilinin

In this prospective study, reduced cortical thicknesses in the frontal and extra-frontal lobes, and volume loss in a variety of brain regions, were found in children with FLE and

Allogeneic human mesenchymal stem cell therapy (remestemcel-L, Prochymal) as a rescue agent for severe refractory acute graft-versus-host disease in pediatric patients. Second-line

glanis popülasyonuna ait 98 örneğin omur, otolit, operkül, sağ ve sol pektoral yüzgeç ışınları gibi kemiksi oluşumları üzerinde yapılan yaş belirleme

Reşid Rahmeti Arat, Anadolu Yazı Dilinin Tarihî İnkişafına Dair adlı yazısında Anadoludaki yazı dilinin 13. yüzyılın sonları ile 14. yüzyılın başlarına yani

Comparison of bipolar cautery dissection and harmonic scalpel tonsillectomy in terms of postoperative bleeding and pain in children.. Çocuklarda postoperatif kanama ve ağrı

[r]

Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, Çankırı 2013-2017 yılları arasındaki hava kalitesi ölçüm değerleri TC Çevre.. ve Şehircilik Bakanlığının web sitesinden elde edilerek