• Sonuç bulunamadı

Doğu Karadeniz-1985:Kentleri çirkinleştirme yarışı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Doğu Karadeniz-1985:Kentleri çirkinleştirme yarışı"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DOĞU KARADENİZ

-

1985

_______________ __

_________

Yazı ve fotoğraflar: ŞÜKRAN KETENCİ

Kentleri çirkinleştirme yarışı

GELENEKSEL R İZE E V t — Yeni çirkin şehrin hemen gerisinde, eski güzelim Rize'den örnekler sapasağlam duruyor. İşte çok uzun yıllar hiçbir onarım görmediği halde, bütün güzelliği ile ayakta du­ rabilen, doğa ile uyumlu bir geleneksel Rize evi.

İstanbul’da denizi doldurmak bir moda olmadan yıllar önce devletin daha doğru dürüst işle­ yen bir karayolunu götürmedi­ ği Doğu Karadeniz’de bir ilimiz deniz doldurularak çok büyük bir gelişme alanı kazandı.

Amerika’da eğitim gören Ri­ ze kökenli mühendis Ekrem Or- hon’un başta Amerika olmak üzere çeşitli yabancı ülkeler be­ lediyelerinden yardımlar alarak, toprağın en önemli sorun oldu­ ğu yörede şehrin merkezinde çok geniş bir yeni yerleşim alanı ka­ zanması Rize halkı tarafından coşku ile karşılandı. Rizeliler hâ­ lâ bu ünlü belediye başkanları- nın adını rahmetle anıyorlar. Ancak şehirciler olayın ürünleri ile birlikte, şehrin geleceği açısın­ dan çok ağır bedelleri olacağı ka­ nısındalar. İlk ürününü kente gi­ rerken görüyorsunuz. Böylesine güzel bir kentin nasıl olup da bu kadar çirkinleştirilebildiğine şa­ şıp kalıyorsunuz.

Herkesin gönlüne göre

Rize merkezinde deniz doldu­ rularak kazanılan çok büyük ye­ ni yerleşim alanı, kimine göre daha çok para, kimine göre de yer darlığı kaygısı ile herkesin gönlünce yerleşimine açılmış. Denize bakan sahil şeridinde 9 kata kadar, istediğiniz türde in­ şaat yapabilirsiniz. Binalar biti­ şik nizam, kimisi ev, kimisi işye­ ri, kimisi cephesini denize kapat­ mış. Arkaya geçişi sağlayan ve rutubetli yörede çok önemli olan hava akımını sağlayacak denize dikey sokaklar nerede ise yok denecek kadar az ve paralel kav­ şaklarda birleşmiyor. Yani ne hava akımı ne de trafik açısın­ dan arkaya geçiş işlevini yapmı­ yorlar. Binalar denizden yamaç­ lara doğru yükseklik kazanaca­ ğına, en yüksekler en önde du­ var işlevini yaptıktan sonra ge­ riye, eski Rize merkezine doğru 9 kattan 3 kata kadar inen bir imar planı içinde hâlâ inşa edi­ liyor. Rize merkezi yaklaşık 20 yıldır bir şantiye durumunda.

Şehir soluk alamıyor

Bol yağışlı ve rutubetli yöre­ de, yanlış yerleşime yanlış inşa­ at türü ve malzemesi de eklenin­ ce kent bütün sokakları evleri ile rutubet kokar olmuş. Bir de her zaman sisle, dumanlı hava çök­ mesine, kışın eklenen yakıt pis­ liği ve onun çöküntüsü var. Ta­ bii yarım inşaatlar tamamlanın­ ca bütün bu sorunları katları ile büyüyecek. Nasıl çözüleceği, na­ sıl göz yumulduğu sorularının

uzun süre yaıutı olmayacak gibi gözüküyor.

Rize’de sonradan toprak ka­ zanılarak açılmış bir yerleşim alanı bu hale getirildiği için ön­ celikle üzerinde durduk. Ancak güzel doğa ile çelişen çirkin şe­ hirleşme Doğu Karadeniz’in bü­ tün yeni yerleşim merkezlerinde var. Yöreyi aralıklı olarak gidip görenler, hızlı çirkinleşmenin hiçbir önlem alınmadan devam ettiğini acı acı gözlemliyorlar. En

önde en yüksek, denize küsmüş, en çirkin, karmakarışık, yolları kesen ve üzerlerine doğru dürüst sıvalama dahi yapılmayan yeni yapılanmalar. Bütün yerleşim merkezlerinin adeta bir şantiye görünümü kazanmış olması. Trabzon, Çayeli, Gündoğdu, Pazar, Ardeşen, Hopa., da ne farkediyor sanki.

Büyük kentlerde kötü ün ya­ pan Karadenizli müteahhitler bu ünü doğrulamak ister gibiler.

M iaradeniz’de

kentlerin

çirkinleştirilmesi hızla

devam ediyor.Bütün

yerleşim merkezleri

üstüne sıva bile

vurulmayan çirkin

binalarla adeta bir

şantiye görünümü

almış. Büyük

kentlerde kötü ün

yapan Karadenizli

müteahhitler bu

ünlerini kendi

kentlerinde ispatlamak

ister gibiler.

Y ü zyılla r öncesinin

geleneksel Doğu

Karadeniz mimarisi

onarmışız dimdik

ayakta duruyor.

Gerçek sorumluluk galiba yöre­ ye hiçbir sorumluluk duymayan merkez devlet yönetiminde. Ye­ rel yönetimler ise üretken, o öl­ çüde de hırslı ve yerleşim soru­ nu olan insamn baskısına boyun eğiyor. Karadenizlinin ise anor­ mal ölçülerde boyutlanmış bir konut sorunu var. Öncelikle ev yapılabilecek konut alanı çok sı­ nırlı. Kıyıya dik dağlar, doğaya olağanüstü güzelliği verirken, in­ sanına ekecek ve ev yapacak top­ rak bırakmamış. Uzun yıllar

gurbetçilik temel gelir kaynağı olmuş. Yoğun gurbetçilik yaşan­ mış.

Aynı zamanda büyük ailenin tarlalarının tamamı anlamına da gelen bahçeler ortasındaki bü­ yük evlerde sıkışan nüfus arttık­ ça artmış. Gelişen çaycılıkla bir­ likte artan konut gereksinmesi başıboş, plansız programsız ka­ lınca bugünkü şehirleşme orta­ ya çıkmış. Ulaşım sorununa bağ­ lı, inşaat malzemesinin çok pa­ halı ve kıt olduğu yörede, her yıl gelen çay parasına göre yürüyen inşaatlar, yerleşim merkezlerine yıllardır süren bir şantiye görü­ nümü kazandırmış.

Denizi kızdırınca

Bir de sürekli inşaatlara kum, çakıl alınması ile kızdırılan Ka­ radeniz var. Kış aylarında öfke­ sini kıyı evlerinden, sahil yolun­ dan alıyor. Denizin sahil evleri­ ni, sahil yolunu her yıl alıp za­ rar vermesine karşı çaresiz kalı­ nınca, dağlardan büyük kayalar denize indirildi. Şimdi güzelim koylarda hem kum az hem de yığılmış kayalar bir başka zorun­ lu çirkinlik örneği.

Şehirciler, kıyıda denizi kapa­ tan, çirkin yüksek binalarla ko­ nut, işyeri sorununa çözüm ara­ manın yanlışlığı üzerinde duru­ yorlar. Doğu Karadeniz gibi ge­ lecekteki başlıca gelir kaynağı doğa güzellisi olabilecek bir yö­ renin böylesine çirkinleştirilme­ sine kimsenin hakkı olmadığını söylüyorlar._____________

Geleneksel mimari harika

Bir de yüzyıllardan bugüne gelmiş, bugün nedense kimsenin görmediği Doğu Karadeniz’in geleneksel bir mimarisi var. Do­ ğa ile hem estetik hem de yaşam koşullan açısından tam uyumlu, gerçekten bir harika. Yörenin yağışına, rutubete dayanıklı yüz­ yılların gerisinden onarımsız ayakta kalabilmişler. Karade­ niz’in geleneksel mimarisinde ev­ ler bitişik değil. Genellikle alt katları az camlı ve taştan. Üst katlar çoğunlukla ahşap. Sağlam olduklan kadar, sağlıklı. Aylarla kapalı kalmış eski konaklar as­ la her gün eşyaları havalandırı­ lan yeni evler gibi rutubet kok­ muyorlar. ister ta Bizans’tan, is­ te Rum, Osmanlı ailelerinden kt. uş olsunlar. Farklı estetik anlayışlarına rağmen hep aynı doğru sonuçlara ulaşılmış. “Ak­

lın yolu bir” diyeceksiniz. An­

cak bugünkülerde yüzyılların ge­ leneğinden neden en ufak bir ders alınmamış ki...

ESKİ M İM ARİGeleneksel Doğu Karadeniz mimarisinde deniz kıyısmdaki en yoğun yerleşim alan­

larında dahi, evler dar sokaklarla dahi olsa birbirinden ayrı, rutubetten koruyan hava akımlarına açık. Araklı’da geleneksel mimarinin bozulmadığı bir kıyı köyü. '

Referanslar

Benzer Belgeler

Meclis gündeminde bulunan ikinci yasal düzenleme olan ''dönüşüm alanları kanunu tasarısı'' ise, İstanbul başta olmak üzere, depreme dayanıksız ve kaçak yapıların arttığı

Bay ındırlık ve İskan Bakanlığı’nın, 2005 yılı Ekim ayında Karadeniz Sahil Yolu Rize-Fındıklı İlçesi Aksu Mahallesi geçi şi için onayladığı dolgu imar

Daha çok yeşil alan yaratmak amacıyla, kentleri gizlice sebze, meyve ve çiçeklerle donatan gerilla bahçıvanlar, önceki gece Hollywood topraklar ına el attı....

Son şa rk ıla rı da kırk sene evvelkilerin tazeliğini m u­ h afa

Questions follow about the idea of legal regulation of the legal rules that govern the penalties imposed by the disciplinary councils, perhaps the most important

Although it is difficult to indicate a clear relationship between economic development and an increase in the number of businesses, based on the analyses presented in this paper

Elde edilen değerlerden yola çıkılarak veriler üzerinde açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri yapılmıĢ; ölçeğin faktörlere ayrılma durumu temel

GÎRÎŞ Shell (1975), Özsayar (1977) ve Pelin ve Korkmaz İnceleme alanı, Doğu Karadeniz bölgesinde Rize- (1981) tarafından gerçekleştirilmiştir» En son, Gedik