• Sonuç bulunamadı

Türk hukukunda avukatın reklam yapma yasağı

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Türk hukukunda avukatın reklam yapma yasağı"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TÜRK HUKUKUNDA AVUKATIN

REKLAM YAPMA YASAĞI

(The Ban on Advertising of Advocate in Turkish Law)

Murat Yavaş* ÖZET

Rekabet ortamında her ne kadar avukatın reklam yapabilme hakkının olması gerektiği düşünülebilirse de avukatın yargılama faaliyetinin önemli bir parçası oluşu ve bu sebeple avukatın bir kamu hizmeti ifa ettiği düşünüldüğünde avuka-tın reklam yapabilmesinin önemli sınırlamalara tabi olması gerekir. Zira avukata sınırsız bir reklam yapma yetkisi tanınması kamu menfaatine aykırı olacaktır. Anahtar kelimeler: Avukat, Avukatlık mesleği, reklam yapma, reklam yapma yasağı, kamu hizmeti.

Abstract

In first look it can be considered that lawyers have right to advertise in a com-petitive World. But lawyers as an important figure of trial who serves a public service have a limited right to advertise. To grant an unlimited right to advertise for lawyers may violate public interest.

Key words: Lawyer, Attorneyship , to advertise, ban of adverstising, public ser-vice.

Serbest rekabete dayalı bir platformda mesleki faaliyetlerini icra eden avukatla-rın tam olarak rekabetten vazgeçebilmesi mümkün değildir1. Her meslek grubunda

olduğu gibi avukatlık mesleği bakımından da müvekkil elde etmek ve sayısını artır-mak gayesi tartışmasız bir gerçektir. Dolayısıyla, avukatın mesleki kazancını artıra-bilmek adına mesleki bilgisinin yanında müvekkil portföyünü genişletmesi ve daha fazla alanda tanınmış olması da önem taşımaktadır. Hiç kuşkusuz bunu yaparken de

* Doç. Dr. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

1 Meral Sungurtekin ÖZKAN, Avukatlık Mesleği Avukatın Hak ve Yükümlülükleri, 3. Bası,

(2)

avukatın bazı vasıtalardan faydalanması kaçınılmazdır. Günümüzde ticari ilişkiler-de sınırların ortadan kalkmaya başlaması, avukatların sayısının hızla artmaya ilişkiler-devam etmesi ve bu bağlamda adeta daralmaya başlayan pazarda kendisine daha fazla pay çıkarmak durumunda kalan avukatlar için müvekkil arayışını etkin biçimde gerçek-leştirmesini zorunlu hale getirmiştir1. Doğal olarak bu süreçte müvekkil sayısını

artır-mak ve bunun için de reklam yapma ihtiyacı içinde olan avukata yönelik bu olanağın sınırlarının da doğru olarak tespit edilmesi önem taşımaktadır. Avukat elbette ticaret ve rekabet özgürlüğünün ortaya çıkardığı hakların bütününden vazgeçmiş değildir. Ancak bu noktada bazı sınırlamalara tabi olduğunu da belirtmek gerekir2. Kuşkusuz

reklam yasağına uymayan ve bu nedenle bir nevi haksız rekabet hali içinde olan bir avukat, diğer avukatlara nazaran müvekkiller (iş sahipleri) üzerinde gerçek anlamda emeğinin sonucu olmayan, hak etmediği bir etki sağlamaya yönelmiştir.

Avukat her şeyden önce kamu hizmeti gören bir kimsedir (Avukatlık Kanunu m.1). Avukat, yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder şeklindeki hükmün bir sınırlamasını da reklam yasağı içinde mütalaa etmek mümkün görünmektedir. Esas olarak avukatlık hizmetinin bir kamu hizmeti yönünün olması reklamı gereksiz kılmakla birlikte, bu mesleğin ayrıca serbest meslek olarak kazanç elde etmeye dönük bir yönünün de bulunması bir rekabeti de zorunlu kılmaktadır. Ancak kuşkusuz avukatlık faaliyeti de pür ticari bir faaliyet olarak karşımıza çıkmamaktadır. Yargı faaliyetine katıldığı ve bu faaliyetin ortağı olduğu için diğer meslek gruplarından farklı olarak bazı sınırlamalara katlanmak zorunda olmaları da kaçınılmazdır. Dola-yısıyla avukatların sınırsız olarak bir reklam yapma imkanına sahip olduğunu düşün-mek bu mesleğin kendine özgü niteliği ile bağdaşmayacaktır. Aksi halde dışarıdan bakıldığında yargının görünümünün de bundan olumsuz yönde etkilenmemesi düşü-nülemez. Avukatlara sınırsız bir reklam özgürlüğü tanınacak olursa, bu hal mesleğin ticarileşmesine yol açabilecek ve bundan da kamu menfaati zarar görecektir. Reklam yasağının temelindeki düşünce, avukatların hak sahiplerinin bu mesleğe duyabilecek-leri güveni sağlayan vakar ve dürüstlük içinde hareket etmeduyabilecek-leri düşüncesidir3.

Avukatlık Kanununun 55. maddesi “Avukatların iş elde etmek için, reklam sa-yılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kağıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanma-ları yasaktır” şeklindedir. Ayrıca, Türkiye Barolar Birliği’nin 8-9 Ocak 1971 tarihli IV Genel Kurul Toplantısında kabul edilen ve Türkiye Barolar Birliği Bülteni’nin 26.01.1971 tarihli sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren meslek kurallarının 7. maddesinde avukatın kendisine ün kazandırmaya yönelik davranışlarda

bulunmak-1 Selçuk ÖZTEK, Türk Hukukunda Avukatların Tabi Olduğu Reklam Yasağı, Doç. Dr. Mehmet

SOMER’e Armağan, İstanbul 2006, s. 673.

2 Meral Sungurtekin ÖZKAN, a.g.e, s.557.

3 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s. 674; Meral Sungurtekin ÖZKAN, s.557-558, Nejat ADAY, Avukatlık

(3)

tan kaçınmakla yükümlü olduğu, adres değişikliğinin reklam niteliği taşımayacak şekilde ilan yolu ile duyurulabileceği, başlıklı kağıtlar, kartvizitler, büro levhalarının reklam niteliğini taşıyabilecek aşırılıkta olamayacağı, telefon rehberinde meslekler kısmında adres yazdırabileceği ve fakat onun dışında farklı büyüklükte ya da ilan ni-teliğinde yazılara yer verdiremeyeceği, ortak büro kuran avukatların büronun reklam aracı olmamasına, hukuk bürosu niteliğini yitirmemesine dikkat etmeleri gerektiğine işaret edilmiştir. Bu bağlamda, mesela, TBB Dis. Kurulu 14.06.2002 tarihli bir ka-rarında bilirkişilik yapan bir avukatın bilirkişi raporunda antetli kağıdını kullanması iş elde etme ve ün kazanmaya yönelik bir davranış olarak değerlendirerek kınama cezası ile cezalandırılması gereğine işaret edilmiştir. Ayrıca TBB Dis. Kurulunun 1975 tarihli bir kararında avukatın ilanının avukatın yazıhanesinin mevcut adresin-den yeni adrese naklinadresin-den başka, kendisinin Yargıtay Daire Başkanlığından isteği ile ayrılarak avukatlığa başlamış olduğunun da yazılı olmasını Av. Kan. m.55 ile Meslek kurallarının 7/a maddesine aykırı olduğunu belirtilmiştir. Aynı şekilde iş elde etmek için broşür yazıp dağıtan avukatın tutumu reklam niteliğinde olduğundan, yasaya ve meslek kurallarına aykırı sayılmıştır4. Danıştay ayrıca, 1976 yılında verdiği bir

karar-da, avukatın müvekilleriyle yapmış olduğu ücret sözleşmesinde davayı kazanacağını taahhüt etmesi ve davayı kaybetmesi halinde masraf ve vekalet ücreti almayacağını bildirmesini reklam mahiyetinde değerlendirmiştir5.

Avukatlar da diğer meslek gruplarında faaliyet gösterenler gibi doğal olarak ka-zanç sağlama amacı ile çalışırlar. Bu bakımdan mali menfaatlerini de tamamen göz ardı edemezler. Ancak diğer meslek gruplarından en önemli farklılıkları kar ama-cı gütmemeleridir. O halde, bir avukat için belki de en önemli sermaye bilgidir ve bu bilgiye dayalı kazanç elde edip müvekkil sayısının artırmaktır. Yoksa salt reklam odaklı müvekkil sayısının artırılmasının hedeflenmesi, avukatın da müvekkiline ba-ğımlılığını artıracaktır6.

Tüm bu açıklamalardan sonra, TBB Reklam Yapma Yasağına İlişkin Yönetme-likte 1. madde ile Yönetmeliğin amacının; bu Yönetmelik kapsamında olanların, iş elde etmek için reklam sayılabilecek her türlü girişim ve eylemde bulunmalarının önlenmesi olduğunu, avukatların mesleklerini özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmelerini, avukatlık sıfatının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır şekilde hareket etmelerini, yargılama faaliyetindeki yerlerini ve işlevlerini olumsuzlaştıracak ve yar-gının görünümünü bozacak davranışlardan kaçınılmasını sağlamak olduğuna işaret edilmiştir. Yani, esas olarak Yönetmelik, reklam ile meslek onuru arasında doğrudan bir bağlantı kurmaktadır7.

4 Danıştay 8. Dairesi, 17.5.1971, 1436/1315 sayılı karar (Danıştay Dergisi, 1972/5, s.242). 5 Danıştay 8. Dairesi, 7.1.1976, 4395/26 sayılı karar (Yasa Dergisi, 1978/1, s. 150vd). 6 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s.674; Meral Sungurtekin ÖZKAN, a.g.e., s.558 vd. 7 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s.675.

(4)

Avukat için reklam yasağından söz edildiği zaman bu yasağın kapsamının ne olması gerektiğine de ayrıca değinmek gerekir. Nitekim, Yönetmeliğin 11. maddesi “Yükümlülükler” başlığı altında bu mesele ele alınmıştır. Bu bağlamda, avukat, salt ün kazanmaya yönelik her tür girişim ve eylemlerden kaçınmak, iş elde etmek için reklam sayılabilecek herhangi bir girişim ve eylemde bulunmamak, üçüncü kişilerin kendileri için reklam sayılabilecek bu tür eylem ve davranışlarına izin vermemek, veya onların bu tür davranışlarına engel olmak için gerekli önlemleri almakla yü-kümlüdürler.

Avukatın reklam yasağından söz ettiğimize göre reklam kavramı ile neyin kaste-dildiğinin de açıklanmasında yarar bulunmaktadır. Genel olarak reklam, kamunun tümünün veya bir kısmının ilgisini çekerek yarar sağlamak amacıyla herhangi bir şekilde yapılan tanıtma faaliyeti olarak tanımlanmaktadır8. Bu tanımda öne çıkan

unsurlar, “yarar sağlama amacı” ile “ilgi çekici tanıtımdır”. Avukatın reklam yasağı çerçevesinde söz konusu unsurları uygulamak istediğimizde, yarar sağlama amacı-na ilişkin unsuru, “iş verilmesini teşvik amacı” ve ilgi çekici tanıtım unsurunu ise “iş sahiplerinin dikkatini çekici tanıtım” olarak belirleyebilmek mümkündür9. Bu

tanımdan, tanımın unsurlarından ve bu unsurların reklam yasağı bakımından değer-lendirilmesinden iş verilmesini teşvik amacını gütmeyen davranışların reklam olarak değerlendirilemeyeceği anlaşılmaktadır. Demek ki burada önemli olan, yapılanın bir tanıtım boyutunda kalması ve asla iş verilmesini özendirme boyutuna ulaşmamasıdır. Nitekim TBB Disiplin Kurulu 6.6.2003 tarihli kararı ile, web sayfasında büroda çalışan avukatların faaliyet konularının bildirilmiş olmasını ve soru cevap formu ile ücretsiz danışmanlık yapılmasının tanıtım boyutunun aşılmış olacağına işaret edil-miştir10. Dolayısıyla, avukatın sadece bilgi verme ve tanıtma amaçlı her tür kamuya

yönelik mesajı reklam yasağı kapsamının dışında kalacaktır. Zira, bu tür amaçla yapı-lacak bildirimlerle kamunun bilgilendirilmesi yasak kapsamında değildir. Aksi halde avukatın hareket alanı son derece kısıtlanmış olacak ve en basit bir kartviziti veya avukatlık bürosuna ilişkin tabela asma girişimini dahi reklam olarak nitelendirmek gerekecektir.

Yukarıda yapılan tanımda, reklamı, herhangi bir şekilde yapılan tanıtma faaliyeti olarak belirtmiştik. Hal böyle olunca bilgi verme ya da tanıtma eyleminin gazete, der-gi veya internet vasıtası ile gerçekleştirilmiş olmasının bir önemi olmaması gerekir. Nitekim TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğinin 9. maddesini de bu kapsamda değer-lendirmek gerekir. Nitekim bu hükme göre, avukatlar, internet dahil, teknolojinin

8 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s.675; Yüksel ERSOY, Avukatlıkta Reklam Yasağı ve Uzmanlık,

Avu-katlık Mesleği, İstanbul 2000, s.182; Yüksel ERSOY, AvuAvu-katlıkta Reklam Yasağı ve Uzmanlık, Demokratikleşme ve İnsan Hakları ve Hukuk Devleti Sempozyumu, Antalya 1995, s.217.

9 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s.675.

(5)

ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda avukatlık mesleğinin onur ve kurallarına, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene, Türkiye Barolar Birliği tarafından belirlenen “Avukatlık Meslek Kuralları”na aykırı olmayacak şekilde kendisini ifade etme hakkına sahiptir.

Bilgi vermenin de belli ölçütler dahilinde yapılması, bilginin doğru ve gerçek olması, verilmesinde gerekli olanlar ile sınırlı olması, objektif sınırlar içinde verilmesi ve meslek ilkelerini de ihlal etmiş olmaması gerekir.

Esas olarak reklam yapma yasağının varlığından söz edilmekle birlikte, hangi hallerde reklam yasağına aykırı hareket edilmiş olacağı net bir şekilde düzenlenmiş değildir. Gerçi meslek kuralları bazı örnekler ile bu meseleye çözüm getirmeye çalış-maktadır, ancak bu yeterli değildir. TBB Disiplin Kurulu, 16.2.2002 tarihli kararın-da, iş elde etmek için ad, soyad ve büro adresini içeren masa takvimi bastırıp dağıtan avukatın reklam yasağına aykırı hareket ettiğini kabul etmiştir11. Başka bir örnekte

Danıştay 8. Dairesi 1973 tarihli bir kararında hak sahiplerine mektup yazıp, sahip oldukları hakları belirtip kendisine vekalet verilmesi halinde üç ay içinde haklarına kavuşturacağını duyuran avukata disiplin cezası verilmesini uygun bulmuştur12.

Reklam yasağının avukatın aydınlatma yükümünü gereğini gibi yerine getirme-diği hallerde de ortaya çıkacağının kabulü mümkün görünmektedir. Gerçekten de avukatın mesleğine özgü aydınlatma yükümünün kapsamı içine müvekkiline bazı sorular sorarak hukuki değerlendirme yapmasına imkan verecek hususları açığa çı-karması ve müvekkilin yargılamanın devamı sırasında hangi hukuki ihtimallerle kar-şılaşabileceğine ilişkin tespitleri müvekkili ile paylaşması da önemlidir. Avukat bu ge-reğe uygun hareket etmeden örneğin yürüteceği bir davaya ilişkin müvekkilinin sıfatı haiz olmamasına rağmen bu hususlardan söz etmeyip, kendisinin bu tür davalarda çok başarılı olduğunu beyan ederek hareket etmiş olmasının da kabulü mümkün değildir. Bu bağlamda örneğin müvekkilinin inançlı temlik yolu ile mülkiyeti şeklen elinde bulundurduğu ve avukat tarafından da bu durumun bilindiği bir taşınmazla ilgili olarak vekalet alan avukatın sıfat meselesinin usuli anlamda yaratacağı sorunlara hiç temas etmeden hareket etmiş olmasını ve bu bağlamda söz konusu davadan elde etmiş olduğu vekalet ücreti alacağına ilişkin girişeceği dava ya da takip prosedürünü bu çerçevede ele almak gerekir.

Avukatın en temel görevlerinden bir tanesi de müvekkilin aydınlatma görevidir. Avukat bu gereğe uygun hareket etmeyip kendisinin bu tür davalarda çok başarılı olduğundan söz ederek davayı almış olması da reklam yasağına aykırı bir durum

11 TBB Disiplin Kurulu, 16.2.2002 tarih, 2001/210 E, 2002/40 K sayılı karar, ABD 2002/2, s.

270.

12 Danıştay 8. Dairesi, 2.4.1973 tarih, 1135 E, 1429 K sayılı karar. Ayrıca bkz. sayılı 16.2.2002

(6)

içinde mütalaa edilmek gerekecektir. Dolayısıyla bu kavramın avukatın yükümlülük-leri ile de birlikte değerlendirilmesi meselenin daha geniş açıdan irdelenmesi imkanı verecektir.

Yönetmeliğin 5. maddesine göre, avukatların tabelasında; avukatlık unvanı ile ad ve soyadı, varsa akademik unvanı13, büronun bulunduğu kat ve büro/daire numarası

telefon numarası, internet adresi ile e-posta adresi yer alabilir14. Tabelada bunların

dışında unvan, deyim, şekil, amblem ile Türkçe dışında yabancı dillerde ifade ve sair şekiller, işaret, resim, fotoğraf ve benzerlerine yer verilemez. Baro ve TBB amblemi bu mesleği ifa etmekte olanlar için ortak manevi bir değer taşımaktadır. Yönetmelikte baro amblemini kullanmak için izin alma zorunluluğu bulunmamaktadır. Amblemi kullanan avukatların basılı evrak ve yayınlarında çalışmanın Baro veya TBB

çalışma-13 Yönetmelik ile tabela ve basılı kağıtlarda avukatlık unvanı ile akademik unvandan başkasının

kul-lanılması yasaklanmış olduğundan, Emekli Yargıtay Üyesi, Emekli Hakim, Emekli Cumhuriyet Savcısı, Ticaret Mahkemesi Emekli Başkanı gibi unvanları avukatlık unvanlarının önlerinde veya arkasında yer vererek kullanma disiplin suçu sayılmaktadır.

14 Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu Kararı 2008/324E, 2008/461K sayılı kararda “Baro

Di-siplin Kurulu kararına şikâyetli tarafından “diDi-siplin soruşturmasında ön incelemenin yapılmamış olduğu, eksik bilgiye dayalı bulunduğu, bürosunun fotoğrafının çekilmesinden başkaca büroda hiçbir incelemenin yapılmamış olduğunu, büroda kullandığı “uzman” sözcüğünün birden çok avukatla çalıştığı için kullanılmış olduğunu, birçok meslektaşın benzer isimleri kullandığını, ce-zanın kaldırılmasını istemiştir.

Dosyadaki bilgi ve belgelerden, disiplin soruşturması aşamasında Baro Bölge Temsilcisi avukatın görevlendirildiği, bu avukat tarafından şikayetlinin bürosuna gidilerek tespitler yapıldığı, bü-ronun camında “Uzman hukuk bürosu” ibaresinin yazılı olduğu ve bübü-ronun avukatlık yapan meslektaşlar ile birlikte bir arzuhalci ile aynı büronun paylaşıldığı, büronun camında büyük pun-tolarla “Dilekçe, icra takibi, fotokopi, veraset, tapu intikali” yazılarının mevcut olduğu, büroyu paylaşan avukatlarca arzuhalcinin isminin söylenmeyerek saklandığı, tespit edilerek, 29.01.2007 tarihli raporun tanzim edilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Avukatlık Yasasının 34.maddesi “Avukatlar, yüklendikleri görevlerini bu görevin kutsallığına ya-kışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektir-diği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdür.”

Avukatlık Yasasının 44/A–2.maddesinde “Birlikte çalışan avukatlardan biri ya da birkaçı-nın ad ve/veya soyadıbirkaçı-nın yabirkaçı-nında “Avukatlık bürosu” ibaresinin kullanılması z orunludur.”  Avukatlık Yasasının 55.maddesine göre; “Avukatların iş elde etmek için reklâm sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kâğıtlarında avukat unvanı ile akademik unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır. “Türkiye Barolar Birliği Reklâm Yasağı Yönetmeliğinin 5.maddesine göre de, “Bu yönetmelik kapsamında olanlar (Avu-katlar) kullanacakları tabelada: avukatlık unvanı ile ad soyadı, varsa akademik unvanı, büronun bulunduğu kat ve büro/daire numarası, telefon numarası, internet adresi ile e-posta adresi yer alabilir. Tabelada bu Yönetmelikte belirlenenlerin dışında unvan, deyim, şekil, amblem ile Türk-çe dışında yabancı dillerde ifade ve sair şekiller, resim, fotoğraf ve benzerlerine yer verilemez.  Aynı büroda birlikte çalışma halinde, avukatlardan birinin veya bir kaçının adı soyadı veya sadece soyadı yanında ‘avukatlık bürosu’ ibaresinin… yer alması zorunludur.”

Şikâyetli avukatın eylemi, Avukatlık Yasasının 34, 44/A–2, 55 ve Reklâm Yönetmeliğinin 5.mad-desine açıkça aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır” ifadelerine yer verilmiştir (http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=704 E.T. 29.7.2015).

(7)

sı olduğu yolunda izlenim yaratıcı davranışlardan uzak durmaları gerekmektedir15.

Bu bağlamda, “avukat” kelimesinin yabancı dildeki karşılığının avukatlık tabelasında ve basılı kağıtlarında kullanılamayacağını söylemek mümkündür. Öztek’e göre, bu yasağın sadece tabela için geçerli sayılması gerekir. Zira, yönetmeliğin basılı evraka ilişkin 7. maddesinde basılı kağıdın yabancı dilde olmasını yasaklayan herhangi bir düzenleme mevcut değildir16. Gerçekten de, basılı evraklar için de yabancı

kelime-lerin kullanılamayacağı sonucuna varacak olursak, bir avukatın yabancı bir kimseye vereceği kartvizitin de pek anlamı olmayacaktır.

Tek bir kimsenin avukatlığı söz konusu ise tabelasında “Avukatlık Bürosu” ifa-desini kullanabilmesi mümkün değildir. Ayrıca bu noktada Avukatlık Kanununun 44. maddesinin de zikredilmesi gerekir. Birlikte çalışan avukatlardan biri ya da bir-kaçının ad ve/veya soyadının yanında (Avukatlık Bürosu) ibaresinin kullanılması zorunludur. Danıştay bu halde “Hukuk Bürosu” ifadesinin değil sadece avukatlık bürosu ifadesinin kullanılması gerektiğine karar vermiştir. Zira, söz konusu niteleme, müvekkillerin bir tür şirket ile karşı karşıya bulunduklarını düşünmelerine sebep ola-bilmektedir17. Ancak, TBB Disiplin Kurulu Meslek Kurallarının 7/ç maddesi

nede-niyle hukuk bürosu ibaresinin de kullanılabileceğini kabul etmiştir18. Nitekim anılan

maddede hukuk bürosu ifadesine yer verilmiştir.

Genel olarak reklam yasağına ilişkin sınırlamaları farklı açılardan ele almak mümkündür. Avukatlara reklam yasağı konusunda getirilen ilk sınırlama, gazete ilan-ları konusundadır. Bu bağlamda, bir avukatı meslektaşilan-ları arasında daha üstün konu-ma getirebilen gazete ilanı yasak kapsamında kabul edilmekle birlikte, eğer bu ilan, TBB Reklam Yasağı Yönetmeliğinin 8/a maddesi uyarınca ve orada öngörülen şartlar ve durumlar çerçevesinde yapılmakta ise kabul edilmektedir. Buna göre, avukat, ad-res değişikliğini, büro açılışını ve altı ayı aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe dönüşünü; avukatlık ortaklığına girişini ve çıkışını, reklam niteliğini taşımayacak şe-kilde, gazete ve sair yazılı basın yolu ile bir kez duyurabilirler. Avukatlık ortaklığının tescil ya da sona ermesi ya da ortaklardan birinin ayrılması ilan yolu ile duyurulabilir. Dolayısıyla ancak bu maddede sayılan haller için ve bir defaya mahsusu olmak üzere gazete ve sair yollarla ilanda bulunmaları mümkündür. Eğer bu maksadı aşar şekil-de ilanda bulunulacak olunursa, Yönetmeliğin 8/a maddşekil-desi ve Meslek Kurallarının 7/a maddesine aykırılık gündeme gelebilecektir. Dolayısıyla, avukat, yukarıda sayılan hallerden birini duyurmak maksadıyla ilanda bulunmakla birlikte, kendisine iş im-kanı da sağlar biçimde hareket etmişse, reklam yapma yasağına aykırı hareket etmiş olacaktır.

15 TBB Disiplin Kurulu, 25.6.2005 tarih ve 136 E, 213 K sayılı karar. 16 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s.676.

17 8. Danıştay Dairesi 7.1.1976 tarih, 4395 E, 26 K sayılı karar.

(8)

Reklam yanıltıcı olmamalı ve abartılı bir üslup kullanılmamalıdır. TBB Dis. Kurulu 2002 yılında yayımlanmamış bir kararında “İstanbul hukuk bürosu” başlıklı tanıtma broşüründe büronun çalışma alanlarının belirtildiği, referans olarak çeşitli şirketlerin gösterildiği, ve stajyer avukatların isimlerine bölüm sorumluları olarak yer verildiği, kamuya bilgi verme hakkının kullanıldığının kabul edilebilmesi için ölçülü-lük, objektif sınırlar içinde kalınması ve meslek ilkelerine aykırı olmaması gerektiğine işaret edilmiştir.

Yönetmeliğin 10. Maddesi, “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, ülke içinde ve dışında işbirliği yaptıkları ve başka kentlerdeki avukatları, ortak avukat bürolarını ve avukatlık ortaklıklarını; “İrtibat Bürosu” ve benzeri tanımlarla, işbirliğini genelleşti-recek ve süreklilik kazandıracak biçimde açıklayamazlar, duyuramazlar” şeklindedir. Konuya ilişkin Danıştay bir kararında “1136 sayılı Avukatlık Yasasının, ‘Reklam Ya-sağı’ başlıklı 55. maddesinde: ‘Avukatların iş elde etmek için, reklam sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı kağıt-larında avukat unvanı ile akademik unvankağıt-larından başka sıfat kullanmaları yasak-tır. Bu yasak, ortak avukatlık bürosu ve avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır. Yukarıdaki yasaklara ilişkin esaslar Türkiye Barolar Birliğince düzenlenecek yönet-melikle belirlenir’ hükmünü içermektedir. -Yukarıda anılan yasaya dayanılarak hazır-lanan Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliğinin 10. maddesinde de: “Bu Yönetmelik kapsamında olanlar, ülke içinde ve dışında işbirliği yaptıkları ve başka kentlerdeki avukatları, ortak avukat bürolarını ve avukatlık ortaklıklarını; “İrtibat Bürosu” ve benzeri tanımlarla, işbirliğini genelleştirecek ve süreklilik kazandıracak biçimde açıklayamazlar, duyuramazlar” kuralına yer verilmiştir. -Avukatlık mesleğini yürütenlerin mesleği gereği daha fazla iş almak amacıyla haksız rekabete yol açacak eylem ve işlem yapmaları, 1136 sayılı Yasanın yukarıda yer alan 55. maddesiyle ya-saklanmıştır- Yönetmeliğin 10. maddesi ile de, avukatların, aynı mesleği yapan ve işbirliği içinde bulundukları kişi ya da ortaklıklarla olan ilişkilerinde, sürekliliği vur-gulayacak ifadelerle açıklama yapmalarının, kendilerine iş sağlamaya yönelik reklam niteliğinde olduğundan bu tür davranışların reklam yasağı kapsamına alınmasında, Yasanın amacına aykırılık görülmemiştir” ifadelerine yer verilmiştir19.

Meslek Kurallarının 7/a maddesine uygun olarak ilanın abartılı, göze batan ve reklam niteliği taşır özelliğinin bulunmaması gerekir. İlandan ticari bir beklentinin bulunduğunun anlaşılmaması da gereklidir. Avukat bir yargılama faaliyetinin önemli bir unsurunu oluşturduğundan ve bir kamu hizmeti gördüğünden söz konusu yasak-lara uygun hareket etmek zorundadır. Meslek kurallarının 7. maddesine göre, avukat salt ün kazandırmağa yönelen her tür gereksiz davranıştan titizlikle kaçınmalıdır. Do-layısıyla bir avukat basına yapmış olduğu açıklamalar ile kendisine ün kazandırmaya çalışmakta ise meselenin bu hüküm bakımından değerlendirilmesi gerekmektedir.

(9)

Yönetmeliğin 8. maddesi çerçevesinde avukatlar, yaşamları, kazançları, mesleki faali-yeti hakkında “reklam niteliğinde” yayınlarda bulunamaz, halen ya da eskiden takip ettiği, devam eden veya sonuçlanmış bir dava hakkında; dava ile özdeşleşip tarafların sözcüsü gibi hareket edemez, davanın hukuki boyutları içinde kalmak kaydıyla ve zorunlu haller dışında yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarına ve internete görüntü, bilgi, demeç veremez, açıklama yapamazlar.

TBB Disiplin Kurulu, 13.12.2002 tarihli kararına konu olan olayda, şikayet olunan avukatın internette web sayfası açarak ofisinde yurt içi hukuk hizmetlerinin yanı sıra Avrupa Birliği ülkelerinin önde gelen hukuk firmaları ile birlikte yurt dışı yatırımlarda Yatırım Hukuku, Avrupa Birliğinde Bankacılık Sistemi Hukuku ve Şir-ketler Hukuku alanında yüksek nitelikli hukuki hizmetler sunduklarını belirttikleri uzmanlık alanları olarak da İcra iflas hukuku, Ticaret hukuku, Uluslararası Ticaret hukuku gibi alanları göstermiş olduğu ve disiplin cezasını gerektirir eylemlerde bu-lunduğu belirtilmiştir.

Avukat bu unvanını kullanarak, yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarında ve internette yönetmen, düzenleyici, süreli ya da sürekli programlar hazırlayamaz, su-namaz ve yönetemezler. Herhangi bir görsel işitsel medya vasıtası ile süreklilik arze-decek ve reklamını yapacak biçimde programlarda yer almak da bu kapsam içinde değerlendirilmelidir. Bu bakımdan eğer bir avukat herhangi bir programda herhangi bir hukuki konu ile ilgili süreklilik arzedecek şekilde bilgi vermekte ise avukatın rek-lam yasağına aykırı hareket etmiş olduğu kabul edilebilir. Zira, her ne kadar avukatın salt bilgi vermesi yukarıda belirtmiş olduğumuz gibi reklam kapsamında değerlendi-rilemeyecek ise de söz konusu bilgi verme girişimi bir televizyon programında gerçek-leşmişse ve bu hal süreklilik kazanmışsa, bilgi verme görüntüsü içinde kamunun söz konusu isimden rahatlıkla etkilenmesi mümkün olabilir. O halde her olayın özelliği-ne göre reklam yasağına aykırı hareket edilmiş olup olmadığının tespit edilmesinde yarar bulunmaktadır.

Avukatın bir olayı kullanarak kamuoyunda reklam yapmak amacında olması kabul edilemez. Avukatın bilgi verme görüntüsü içinde dolaylı olarak reklam yap-masına da müsaade etmemek gerekir. Bu sınırları tespit edilmesi son derece güç bir faaliyettir. Zira, somut olayda kamunun bilgilendirilmesi mi söz konusudur yoksa reklam yasağına aykırı bir davranış mı bulunmaktadır bunun tespiti hayati önem taşımaktadır. Biraz önce de ifade ettiğimiz gibi, televizyon programlarında sürekli-lik oluşturacak şekilde hukuki konularda görüş beyan etmenin bu anlamda reklam olarak nitelendirilmesi, söz konusu avukatın herhangi bir güncel konu ile ilgili ola-rak bir medya vasıtayla görüşünü bildirmesine nazaran daha kolay olabilecektir. Her ne kadar kamunun bilgilenme konusundaki menfaati önemli ise de, eğer avukatın kamuyu bilgilendirmek amacıyla yaptığı açıklamalar ya da kullanmış olduğu üslup reklam özelliğini daha ön plana çıkarmakta ise reklam yasağından söz edebilmek bu halde mümkün olabilir.

(10)

TBB Disiplin Kurulunun 2005 tarihli bir kararında avukatın daha önce benzer olaylar için dava açtığını, bu davaları kısa sürede sonuçlandırarak hak sahiplerine pa-raları ödediğini belirterek, benzer durumda olan mağdurların kendisine ulaşabilmesi için bir adres ve telefon numarası vererek yerel gazetede haber yapılmasını sağlaması, iş elde etmek için yapılan bir reklam olarak kabul edilmektedir.

Avukatlarla ilgili olarak yazılı ve görsel basında haber türü yayınlar yapılmakta-dır. Bu haber ve magazin türü yayın, avukatın beyanına dayalı olarak reklam amacı ile yapılmış ise, Avukatlık Kanununun 55. maddesi ile Meslek kurallarının 7. ve 8. maddelerinin ihlali olarak kabul edilmektedir20.

Bir görüşe göre, avukat reklamı istememiş olmakla birlikte böylesi bir etki orta-ya çıkmışsa, objektif bakımdan haklılık bulunmak şartıyla, basında yer almış haber dolayısıyla mesleğiyle bağlantılı olarak adının geçmesini önlemek yükümlülüğü bu-lunmadığı kabul edilebilir.

Yönetmeliğin 5. maddesine göre, bina cephelerine, büronun balkonu ve pence-relerine birden fazla tabela asılamaz; tabela yerine ışıklı pano kullanılamaz, tabela ışık verici donanımla süslenemez. Tabelada en çok iki renk kullanılabilir.

Yönetmelik tabelanın boyutlarını dahi tespit etmiştir. Buna göre, tabela (70 cm x 100 cm) boyutunu geçemez. Ancak birden fazla avukata ya da avukatlık ortaklığına ait tabelalar ile yüksek katlarda kullanılacak tabelalarda bu boyut (100 cm x 150 cm) ye kadar arttırılabilir.

TBB Disiplin Kurulu21 1996 tarih ve 85 E, 111 K sayılı kararında büro

lev-halarının reklam niteliği taşıyabilecek aşırılıkta olamayacağına, büronun bütün ön cephesini kaplayacak büyüklükteki bir levhanın aşırı olduğuna ve reklam niteliği ta-şıdığına karar vermiştir.

Yönetmelik m.6/1 hükmü bakımından 5. madde hükmünün geçerli olmaya devam edeceğini söylemek mümkündür. Nitekim m.6/1’e göre, başlıklı kağıtlar, kartvizitler ve diğer basılı evrak, reklam niteliği taşıyacak aşırılıkta olamayacaktır. Dolayısıyla, tabela bakımından 5. maddede düzenlenmiş olan esasların basılı kağıtlar bakımından da muhafaza edilmesi gerekir. Buna göre, basılı kağıtta özellikle başlıklı kağıtlar ile kartvizitlerde avukatlık unvanı ile avukatın ad ve soyadı, varsa akademik unvanı, büronun bulunduğu kat ve büro/daire numarası telefon ve faks numarası, internet adresi ile e-posta adresi gibi bilgiler yer alabilir. Ayrıca 5. maddede zikredil-memekle birlikte bu sayılanların dışında avukatın baro sicil numarası, vergi dairesi

20 “Kovuşturma konusu yapılan … isimli derginin … sayılı nüshasında yer alan yazılarda, şikayetli

avukatın ünlü kişilerin avukatı olduğundan ve genç yaşında elde ettiği başarılardan söz edilmek-tedir. Bu yazılar şikayetlinin beyanları esas alınarak ve magazin haberi şeklinde yayımlanmış olup, reklam amacının ön plana çıkarıldığı…” (TBBD 2002/2, s. 68).

(11)

ve vergi sicil numarası da eklenebilir. Birlikte çalışma halinde; “avukatlık bürosu” ibaresi, avukatlık ortaklığı halinde “avukatlık ortaklığı” ibaresi ve ortaklıkta yer alan avukatların ad ve soyadlarının basılı kağıtlarda yer alması zorunludur (Yönetmelik m.6/3). Ortaklığa mensup avukatların, başlıklı kağıtlarında, kartvizitlerinde ve diğer basılı kağıtlarında; büro ya da ortaklığın adı yanında, kendi ad ve soyadlarını da kul-lanmaları zorunludur (Yönetmelik m.6/4).

Yönetmeliğin 7. maddesine göre, avukat, telefon rehberinin “meslekler” kısmına alfabetik sırada dizilmiş olmak ve diğer avukatlardan, avukat bürolarından ve avukat-lık ortakavukat-lıklarından ayırt edici her hangi bir ifade, sembol, işaret ve saire kullanma-mak koşulu ile; adı, soyadı, büro adresi, telefon ve faks numaraları, internet adresi ve e-posta adresini yayınlatabilir. Ancak yazımın alfabetik sırada olması gerekir. Ayrıca diğer avukatlardan da belirgin biçimde ayırılmasını sağlayacak şekilde ifade, sembol veya işaret kullanılmamış olması da gerekir.

Yönetmeliğin 8. maddesi, avukatın medya ile olan ilişkilerini düzenlemektedir. Bu madde çerçevesinde avukat gazete ve sair surette yazılı basın yolu ile duyurularını istisnai olarak yapabilecektir. O halde, bu noktada kural, kamu üzerinde daha fazla tesirli olan bu imkanın kullanılmamasıdır. Bu istisnai halleri Yönetmelik, avukatın adres değişikliği, büro açılışı ve altı ayı aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe dö-nüşü; avukatın avukatlık ortaklığına giriş ve çıkışı, halleri ile sınırlı olarak sayılmak-tadır. Söz konusu duyurunun da reklam niteliğini taşımaması gerekmektedir. Mesela, büro açılışına ilişkin veya adres değişikliğine yönelik bir ilanın bir gazetede tam sayfa olarak yer bulmaması gerekir. Bu hallerde ilan kamu üzerinde olması gerekenden daha fazla tesirli olabilecek ve böylece maksadı aşar vaziyette dikkat çekici olacaktır22.

TBB Disiplin Kurulu bir kararında, gazeteye ilan vererek mevcut adresinden yeni bir adrese taşındığını ve ayrıca Yargıtay Daire Başkanlığından kendi isteği ile ayrılarak avukatlığa başladığını belirten avukatın bu ilanının, sadece adres değişikliğinin du-yurulmasına yönelik bir ilan niteliğinde görülemeyeceğine ve reklam yasağına aykırı olduğuna karar vermiştir23. TBB Disiplin Kurulu 1973 tarihli başka bir kararında

yapılacak duyurunun sadece nakil olayı ile sınırlı olması gerekirken naklin “…yöre-sinin tüm işçi ve işveren kardeşlere duyurulur” biçiminde yapılmış olmasını reklam yasağına aykırı bir duyuru biçimi olarak kabul etmiştir.

Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, ticari ilişkilerin gelişmesi ve avukat sayısının artmış olması avukatların ayakta kalabilmesini gittikçe zorlaştırmaktadır24.

Dolayı-sıyla bazı barolar veya kanun koyucular avukatlara yönelik reklam yasağı konusunda biraz daha liberal sayılabilecek düzenlemeler sevk etmek durumunda kalmışlardır.

22 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s. 681.

23 Selçuk ÖZTEK, a.g.m, s. 681, dn. 21’de anılan 27.9.1975 tarih ve 36 E, 22 K sayılı karar. 24 ANNE CADİOT-FEİDT, Publicité personelle des avocats, Gazette du Palais, Janvier 2000,

(12)

Nitekim Fransız hukukunda, özellikle 27 Kasım 1991 tarihli kararnameyi bu bağ-lamda değerlendirmek gerekir. Anılan kararnamenin 161. maddesine göre, avukat, kamu için gerekli bilgiyi sağlamaya yönelik olarak reklam yapabilir. Madde açıkça reklamı kamunu menfaatinin varlığı halinde mümkün görmektedir. Ancak kararna-me, avukatın bu çerçevede reklam yaparken kullanacağı araçların mesleğin onuru ile bağdaşır nitelikte olması gereğine vurgu yapmaktadır.

Kararnamenin 161. maddesinin 2. fıkrası son derece ilgi çekicidir. Kararname ile avukatın avukatlık mesleğinin onuru ile bağdaşmayacak şekilde ve kendisine iş veril-mesini teşvik edere mahiyette reklam yapamayacağı ifade edilmektedir. Yasal düzenle-me bu hali “demarchage” olarak ifade etdüzenle-mektedir. Yani avukat adeta kapı kapı dolaşa-rak müvekkil arama faaliyetine girişmemeli ya da bu sonucu ortaya çıkaracak nitelikte reklam yapamayacaktır. Konu ile ilgili olarak 31.12.1990 tarihli 90-1259 numaralı Kanunun 66-4.maddesinin de zikredilmesi gerekir. Buna göre, her kim, hukuk ala-nında sözleşmeler veya belgeler tanzim etmek veya hukuki konularda bilgi aktarımı sağlamak için “demarchage” şeklinde bir faaliyet içinde bulunuyor ise bu kimsenin aynı kanununun 72. maddesine göre müeyyidelendirilmesi söz konusu olacaktır. 27 Kasım 1991 tarihli kararnamenin 2. maddesi, hukuki alanda yardım önermek veya sözleşmeler yazmak veya bilgi vermek amacıyla yapılacak olan reklamın el bildirisi, mektup, afiş, sinema filmi, radyo veya televizyon programları ile olamayacağını hük-me bağlamıştır. Anılan 2. maddeye uygun olarak yapılacak olan reklamda kanuna aykırı hiçbir ifadeye veya unsura yer verilmemesi gereği de 4. maddede zikredilmiştir. Ayrıca yapılacak olan reklam, reklamı yapanın özel veya mesleki yaşamına yönelik bi-linmeyen ve bilinmemesi gereken hususları da içermemelidir. Örneğin, bir avukatın müvekkil bulabilmek için hukuki bakımdan işlerini takip etmiş olduğu ve toplumca saygın olarak kabul edilen iş sahiplerinin isimlerini reklamında kullanmış olması bu açıdan kararname tarafından yasaklanmaktadır. Nitekim hemen aşağıda ifade edece-ğimiz meslek kurallarının 4. maddesi bu meseleyi de düzenler mahiyettedir.

Fransız hukukunda avukatlık meslek kuralları ile ilgili olarak 12 Temmuz 2005 tarihli kararname bazı kurallar sevk etmektedir. Bu kararnamenin 2. maddesi, ifa şekli nasıl olursa olsun avukatlık mesleğinin özgür ve bağımsız olduğunun altını çiz-mektedir. Ancak bununla birlikte, avukatlık mesleğini ifa ederken onurlu, bilinç-li, bağımsız ve yeminine sadık kalarak hareket etmesi gereğine de vurgu yapılmıştır (m.3). Anılan bu maddenin hemen 2. fıkrasında rekabet kurallarına da uygun hare-ket etmesi gereği üzerinde durulmuştur. 4. maddeye göre, avukat kanun tarafından izin verilen veya öngörülen durumlardaki açıklamaları veya bildirimleri istisna olmak üzere, meslek sırrına riayetsizlik olarak değerlendirilebilecek hiçbir açıklama ya da bildirimde bulunamayacaktır.

Meslek kurallarının 15. maddesi doğrudan avukatın reklam yapması konusuna yönelik olarak tanzim edilmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrasına göre, avukat, mesleğin

(13)

zorunlu ilkelerine saygı göstermek kaydı ile kamuya bilgi sağlamak maksadı ile rek-lam yapabilecektir. Görüldüğü gibi söz konusu düzenleme rekrek-lam imkanını mesleğin zorunlu ilkeleri ile sınırlamıştır. Potansiyel müvekkile yönelik kişiselleşmiş bir hizmet avukat için yasaklanmıştır.

KAYNAKÇA

ADAY, Nejat: Avukatlık Hukukunun Genel Esasları, İstanbul 1994.

ALANGOYA, Yavuz: Yargılama Sırasında Tarafta (Yanda) İradi Olarak Meydana Gelen De-ğişme Hakkında Düşünceler, Mukayeseli Hukuk Araştırmaları Dergisi, 1969/5. CADİOT-FEİDT, Anne: Publicité personelle des avocats, Gazette du Palais, Janvier 2000 DEREN-YILDIRIM, Nevhis: Kesin Hükmün Sübjektif Sınırları, İstanbul 1996. ERİŞİR, Evrim: Medeni Usul Hukukunda Taraf Ehliyeti, İzmir 2007.

ERSOY, Yüksel: Avukatlıkta Reklam Yasağı ve Uzmanlık, Avukatlık Mesleği, İstanbul 2000.

ERSOY, Yüksel: Avukatlıkta Reklam Yasağı ve Uzmanlık, Demokratikleşme ve İnsan Hak-ları ve Hukuk Devleti Sempozyumu, Antalya 1995.

ESENER, Turhan: Türk Hususi Hukukunda Muvazaalı Muameleler, İstanbul, 1956. HATEMİ, Hüseyin / SEROZAN, Rona / Arpacı, Abdülkadir: Eşya Hukuku, İstanbul,

1991.

KURU, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.I, İstanbul 2001.

OĞUZMAN, M. Kemal / SELİÇİ, Özer / OKTAY ÖZDEMİR, Saibe: Eşya Hukuku, İstanbul, 2012.

ÖZSUNAY, Ergun: Türk Hukukunda ve Mukayeseli Hukukta İnançlı Muameleler, İstan-bul, 1968.

ÖZTEK, Selçuk: Türk Hukukunda Avukatların Tabi Olduğu Reklam Yasağı, Doç. Dr. Mehmet SOMER’e Armağan, İstanbul 2006.

SUNAR, Gülcan: Şekli Anlamda Taraf Kavramını Kabul Etmenin İcra ve İflas Hukukunda Doğurduğu Sonuçlar, Prof. Dr. Ergun Önen’e Armağan, İstanbul 2003.

SUNGURTEKİN ÖZKAN, Meral: Avukatlık Mesleği Avukatın Hak ve Yükümlülükleri, 3. Bası, İzmir 2012.

Referanslar

Benzer Belgeler

İktisadi-siyasi temelin izin verdiği ölçüde etkin- lik alanı olan, kültürel bir mesele olarak tarif edi- lemeyecek kadar ideolojik/siyasal bir konu olan işçi sağlığı

Daha sonra ise Amerika’ya göç etmiş bireylerin internette oluşturdukları, Amerika’ya göç ile ilgili olarak oldukça takip edilen ve güncel içeriğe sahip olan bir forum

Recommendations from GEC ESTRO Breast Cancer Working Group (II): Target definition and tar- get delineation for accelerated or boost partial breast irradiation using

Çalışmanın amacı doğrultusunda, geliştirilmiş olan iş sağlığı ve güvenliği uygulamaları performans ölçeğinin geçerlilik ve güvenirliliğini belirlemek

İkinci vakamızda da yine karaciğer hemanjiomu olarak tarif edilen kitlenin sağ böbrekten kaynaklanan renal hücreli karsinom olduğu gördük.. Ameliyat hazırlıklarında

The aim of this study is to determine slow fashion dimensions that influence consumers' value per- ceptions for slow fashion products and to reveal the effects of the perceived value

Değişime etkisi % 22.4 olan ikinci faktör Fe2O3, Co, Mo, Cu, Pb, Zn, Ni, As ve Cd’un önemli pozitif faktör yüklerine karşılık SiO2’in önemli negatif faktör yükleri

TARÎKATLAR VE İLMÎ DURUM Türklerin İslâm’ı seçme sebeplerini, Mesnevî yazarı Mevlânâ’nın yaşadığı Anadolu Selçuklu Dönemi ve Ankaravî’nin yaşadığı