• Sonuç bulunamadı

Başlık: Din Sosyolojisinde Dindarlığın Ölçülmesi Problemi Üzerine Bir AraştırmaYazar(lar):KARAŞAHİN, HakkıCilt: 49 Sayı: 1 Sayfa: 191-200 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000960 Yayın Tarihi: 2008 PDF

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Başlık: Din Sosyolojisinde Dindarlığın Ölçülmesi Problemi Üzerine Bir AraştırmaYazar(lar):KARAŞAHİN, HakkıCilt: 49 Sayı: 1 Sayfa: 191-200 DOI: 10.1501/Ilhfak_0000000960 Yayın Tarihi: 2008 PDF"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Din Sosyolojisinde Dindarlýðýn Ölçülmesi

Problemi Üzerine Bir Araþtýrma

HAKKI KARAÞAHÝN

DR., ÝNÖNÜ Ü. ÝLAHÝYAT FAKÜLTESÝ e-posta: hakkikarasahin@hotmail.com

abstract

A Study on the Problem of Religiosity Measurement in the Sociology of Religion. In this study, the basic theme of interest comprised the factors such as the religiosity and dimension of religiosity in the sociology of religion and also the problem how to measure the religiosity from the sociological perspective. Those criticisms which are directed on the issues such as the definitions of religiosity, measurement of religiosity and dimensions of religiosity expressed by the sociology of religion, were reviewed. Briefly, main purpose of the study is to examine what sort of change has been experienced. Also, in the study, it is studied empirical research tendency that has turned the religiosity into a subject of research for the sociology of religion.

key words

Sociology of Religion, Religiosity, Dimensions of Religiosity, Measurement of Religiosity.

Problem

Din sosyolojisi çalýþmalarýnda din fenomenini hem teorik hem de empirik bir temele dayalý olarak inceleme eðilimi artmýþtýr. Geleneksel teorilerle olgu arasýndaki uyumsuzluða cevap olarak geliþmiþ bu eðilim, empirik

araþ-týrma bulgularýnýn yorumuna yönelik olarak yapýlanmýþtýr1. Dini, empirik

ve gözlemlenebilir sosyal bir olgu olarak ele alan din sosyolojisi eðilimi, bir toplumda dinin rolü ve önemini anlamak ve açýklamak için sosyolojik

(2)

bir perspektif uygulamýþtýr2. Dinin topluma veya toplumun da din üzerine

etkilerinin sosyolojik olarak nasýl incelenmesi gerektiði problemi, bu eðili-mi benimseyen bir çok sosyologun ilgisini çekeðili-miþtir. Bunun için dinî haya-týn tek boyutlu veya çok boyutlu olarak incelenmesi gerektiði tartýþmalarý sürüp gitmiþtir. Din sosyolojisindeki bu yönelime baðlý olarak dindarlýk ve dindarlýðýn boyutlarý gibi kavramlar temel ilgi konusu olmaya baþlamýþtýr. Din sosyolojisinde dindarlýk olgusunu empirik araþtýrma konusu olarak inceleyen bu yönelim, nasýl bir deðiþim süreci geçirmiþtir? Empirik çalýþ-malarýn veri toplama araçlarý olan dindarlýk ölçeklerine ve bu ölçeklerin ayýrt ettiði dindarlýk boyutlarýna ne tür eleþtiriler yapýlmaktadýr? Ýþte bu araþtýrma, bu problemlerin çözümüne eðilmektedir.

Dindarlýk

Din sosyolojisi araþtýrmalarýnda “dindar olma” kavramýnýn bir çok tanýmý

yapýlmýþtýr3 . Johnstone’a göre dindarlýk tanýmý, dinin tanýmý esas alýnarak

yapýlabilir. Buna göre din, dinî grup üyeleri tarafýndan paylaþýlan kutsal ve aþkýn güçlere inanmaya odaklanmýþ inançlar ve pratikler bütünüdür. Din-dar ise belirli aþkýn ve kutsal þeylere inanan, bu inançlar doðrultusunda

belirli aktiviteler yapan ve dinî bir grup üyesi olan herkes dindardýr4.

Gü-nay ise dindarlýðý, “kutsal olanýn yahut özel bir formu olmak itibariyle belli bir dinin muayyen bir zaman ve þartlarda belli bir kiþi veya grup ya da toplum tarafýndan yaþanmasýdýr”, kýsaca “yaþanan din” þeklinde

tanýmla-maktadýr5.

Sosyologlar, dindarlýðýn tanýmýndaki zorluðu aþabilmek için iki yakla-þým geliþtirmiþlerdir. Nitekim, Batý’da yapýlan bazý empirik din sosyolojisi çalýþmalarýnda dindarlýk, dinî gurup üyeliði ve bireysel tutumlardaki dinî farklýlaþma esasýna baðlý olarak tanýmlanmaya çalýþýlmýþtýr. Birinci yaklaþý-mýn merkezinde, insanlarýn dinî organizasyonlar veya guruplarla baðlantý-larý yer alýr. Bu yaklaþýmdan hareket eden bazý sosyologlar, insanbaðlantý-larýn tu-tum ve davranýþlarýndaki farklýlýklarý, dinî grupla iliþkilerine göre

gözleme-2 Michele Dillon, “The Sociology of Religion in Late Modernity”, Handbook of the Sciology of

Religion, (ed. Michele Dillon), Cambridge, 2003, s. 7.

3 M.Emin Köktaþ, Türkiye’de Dinî Hayat, Ýstanbul, 1993, s.62-67; Ali Ulvi Mehmedoðlu, Kiþilik

ve Din, Ýstanbul, 2004, s.30-31; Kemaleddin Taþ, “Dindarlýðýn Kriterleri Üzerine Tipolojik Bir

Araþtýrma”, Dindarlýðýn Sosyo-Psikolojisi, (eds. Ünver Günay-Celaleddin Çelik), Adana, 2006, s. 176-178.

4 Ronald L. Johnstone, Religion in Society, New Jersey, 1992, s.58-60.

5 Ünver Günay, “Dindarlýðýn Sosyolojisi”, Dindarlýðýn Sosyo-Psikolojisi, (eds. Ünver Günay-Cela-leddin Çelik), Adana, 2006, s. 22.

(3)

ye ve ölçmeye teþebbüs etmiþlerdir. Teknik olarak bu yaklaþým, dindarlýk-tan daha çok organizasyonun ve dinî gruplarýn kendisine odaklanýr. Ýkinci yaklaþýmda ise bireysel özellikler, eðilimler ve bazý deðiþkenler vasýtasýyla

dindarlýk tanýmlanýr6.

1930’larýn baþlarýndan itibaren dindarlýk ve dinî çevre çeþitliliði,

empi-rik olarak incelenmeye baþlanmýþtýr7. Dinî grup üyeliði merkezli dindarlýk

tanýmýndan hareket eden bu tür çalýþmalarda bireysel ve toplumsal dindar-lýk farklýlaþmasý tek boyutlu olarak tanýmlanmaya ve ölçülmeye çalýþýlmýþ-týr. Öncelikle dinî gurup üyeliði yaklaþýmýnda büyük dinî aileler, Katolik, Protestan, Yahudi veya Hindu, Müslüman, Budist ve Hýristiyan gibi katego-rilere ayrýlmýþtýr. Daha sonra araþtýrmada bu tür büyük dinî gruplarýn fre-kans daðýlýmlarý betimlenmiþtir. Survey tekniði ile yapýlan bu tip çalýþma-lar dýþýnda daha küçük örneklem üzerine yoðunlaþan bazý empirik din sos-yolojisi araþtýrmalarýnda büyük dinî guruplara göre örneklemin daðýlýmý ile

birlikte farklý kanaat, tutum ve davranýþlar gösterilmeye çalýþýlmýþtýr8.

Ör-neðin, Robert ve Helen Lynd, dindarlýk farklýlaþmasý ile sýnýf arasýndaki iliþkileri betimlemiþlerdir. Alt sýnýfýn kilise üyeleri arsýndaki daðýlýmý orta sýnýftan daha düþük olmasýna raðmen her iki sýnýftakilerin kilise üyelerinin

oraný üst sýnýfa göre daha yüksek olduðu görülmüþtür9. Ancak, bu tip

araþ-týrmalarda büyük dinî gruplar arasýndaki kanaat, tutum ve davranýþ farklý-laþmasýna yönelik ulaþýlan bulgulardan sadece bir kaçý rapor edilebilmiþtir. Sonuç olarak dinî guruplar arasýndaki formel dinî farklýlýk ölçekleri, inanç ve doktrin farklýlýklarýný ölçmeye odaklanmýþtýr. Bu tip dindarlýk ölçekleri, dinî ilginin derecesi ve inanç yoðunluðu, dinî cevap ve çözümleri ve dinî

katýlým gibi bireysel dindarlýðý göz ardý etmiþlerdir10.

Diðer taraftan surveylerde örneklem ne kadar büyük olursa olsun büyük dinî gruplarýn alt kategorileri ile ilgili yeterli büyüklükte örnekleme ulaþý-lamamýþtýr. Protestanlýk, Katoliklik gibi büyük dinî gruplarla ilgili yeterli örnekleme ulaþýlsa bile bunlarýn alt kategorileri arasýndaki dinî farklýlaþ-malarý temsil edecek ayrýntýda ve yapýda örneklem de seçilememiþtir. Ör-neðin, Uniteryanlar ve Mennonitler gibi alt kategoriler, Protestan olarak isimlendirilmesine raðmen neredeyse birbirine zýt iki gruptur. Bu yüzden Glock ve Stark, baþka bir araþtýrma stratejisi geliþtirmiþtir. Onlar,

Protes-6 R.L. Johnstone, a.g.e., s.59-Protes-60; M.E. Köktaþ, a.g.e., s. Protes-62-Protes-6Protes-6.

7 N.J. Demerath, “Religion and Social Class in America”, Sociology of Religion, (edit, Roland Robertson), New York, 1976, s. 336.

8 R.L. Johnstone, a.g.e., s. 60-61. 9 N.J.Demerath III, a.g.m, s. 337. 10 R.L. Johnstone, a.g.e., s. 63.

(4)

tanlýðýn alt mezheplerini çalýþmaya baþladýklarýnda dinî grup üyeliðini ba-ðýmsýz deðiþken olarak kullanarak, Metodistler, Lutheryanlar, Baptistler ve Episkopalyanlar gibi Protestan mezheplerini temsilen seçtikleri daha kü-çük örneklemden bunlar arasýndaki dindarlýk farklýlaþmalarý hakkýnda

et-kileyici bulgular elde etmiþlerdir1 1 .

Dindarlýk Ölçekleri

1940’larýn baþýndan itibaren empirik çalýþmalarda bireyin kiliseye katýlým sýklýðý ve inancý uygulama yoðunluðu dindarlýk ölçütü olarak kullanýlmýþ-týr1 2 . Dindarlýk, bireyin dinî pratiklere baðlýlýðý ile tasvir edilmiþtir. Belirli

bir dini sisteme inanan bireylerin, inançlara ve ibadetlere baðlýlýk sýklýðýna göre dindarlýk tanýmýna gidilmiþtir. Her hafta veya neredeyse her hafta ayi-ne katýlanlar, yüksek düzeyde dindar, ayda bir veya iki ayda bir katýlanlar, orta düzeyde dindar, bu katýlým düzeylerinden daha az katýlanlar ise düþük düzeyde dindar olarak sýnýflandýrýlarak rapor edilmiþlerdir. Bu ölçeklerde orta derecede yüksek ve orta derecede düþük dindar gibi tipler de ilave

edilerek beþ veya yedi tip kullanýlmýþtýr1 3 .

Bununla birlikte bazý sosyologlar, bireyin ritüellere katýlým sýklýðý gös-tergesine baðlý istatistiklerin gerçek dindarlýðý ölçmede yetersiz kaldýðýný ileri sürmüþlerdir. Onlara göre bu tür istatistikler, ritüellere katýlýmla ilgili olarak bireyin ne hissettiði hakkýnda hiçbir þey söyleyemezler. Nitekim bi-reyler, alýþkanlýk sonucu, aile veya baþka sosyal guruplarýn etkisiyle ritüel-lere düzenli olarak katýlabilirler. Bu nedenle kilise ayinlerine katýlým sýklýðý yanýnda “hayatýnýzda din ne kadar önemli” veya “sizin için kilise üyeliði ne kadar önemli” gibi maddeler ile “çok önemli”, “biraz önemli”, “önemli de-ðil”, “hiç önemli deðil” gibi seçeneklere verilen cevaplara baðlý olarak,

bire-yin hayatýnda dinin anlam ve önemi ölçülmüþtür1 4 . Bir araþtýrmada

din-darlýðýn göstergesi olarak ibadet alýnýrsa ve bu göstergeye göre toplumun

dindarlýðý deðerlendirilirse elde edilen bulgular hiç de güvenilir deðildir1 5 .

Nitekim Berger, kiliseye devam, kilisede evlenme gibi göstergelerden hare-ketle dindarlýðý inceleyen bu tip araþtýrmalarý “piyasa araþtýrmasý” olarak

nitelemiþ1 6 , Luckmann da bunlarýn çoðunun kilise yönelimli dindarlýðýn

11 R.L. Johnstone, a.g.e.,s. 61-62. 12 N.J.Demerath III, a.g.m, s. 341. 13 R.L. Johnstone, a.g.e., s. 58-60. 14 R. L. Johnstone, a.g.e., s. 64-65.

15 Ian Thompson, Odaktaki Sosyoloji Din Sosyolojisine Giriþ, (çev. Bekir Zakir Çoban), Ýstanbul, 2004, s. 23

(5)

ölçülebilir öteki unsurlarýný göz ardý ettiklerini ve “kilise ile dinin

özdeþleþ-tirildiðini” ileri sürmüþtür1 7 .

Din sosyolojisinde 1960’larýn baþlarýna kadar, dindarlýk problemi üzeri-ne bazý tartýþmalar yapýla gelmiþtir. Bu yýllarda sosyologlar, Katoliklik, Pro-testanlýk ve Yahudilik gibi büyük dinî guruplar arasýndaki tutum, davranýþ ve kanaat farklýlaþmalarýný göstermeye çalýþýrken, bu kadar büyük ve kendi içerisinde bile oldukça karmaþýk önemli farklýlaþmalarý barýndýran bu

kate-gorileri, bütünüyle açýklamanýn güç olduðunu fark etmiþlerdir1 8 . Bu

yüz-den Glock ve Stark’ý takip eyüz-den bir çok sosyolog dindarlýðýn, eðitim, ekono-mi, siyaset, etnisite gibi deðiþik deðiþkenlerle iliþkileri üzerine yoðunlaþa-rak, araþtýrma stratejilerini geliþtirmeye baþlamýþlardýr. Bu yaklaþýmý, ilk kez Protestan mezhepleri üzerine uygulayan Glock ve Stark, bu mezhepler

arasýnda köklü inanç farklýlaþmasýnýn olduðunu keþfetmiþtir1 9 .

1960’lardan itibaren dindarlýðýn çok boyutlu olarak incelenmesi gerek-tiði ileri sürülmüþtür. Nitekim, ilk defa Fichter, Paris’te Katoliklik üzerine yaptýðý bir araþtýrmada, “nükleer Katolik”, “þekilci Katolik”, “marjinal Ka-tolik” ve “cansýz (dormant) KaKa-tolik” þeklinde dört dindarlýk boyutu

kullan-mýþtýr2 0 . Lenski ise dindarlýðý, “sosyo-dinî gurup” ve “dinî yönelim”

þeklin-de iki boyuta ayýrmýþtýr. Sosyo-dinî gurup boyutunu ise birlikte toplu ola-rak yapýlan ibadetlere katýlýmý iþaret eden “cemaate (associational) baðlý-lýk” ve aile, arkadaþlýk gibi bireyin ait olduðu sosyal guruplar ve sosyal çevre ile sýnýrlandýrýlan, birincil sosyal iliþkilerin dinî hayata etkilerini açýk-layan “topluluða (communal) baðlýlýk” olarak iki alt boyutta ele almýþtýr. Ayný þekilde dinî yönelim boyutunu da, ortodoks doktrin, (kiliselerin em-rettiði doktrinleri kabul edenler), “zühd (devotionalism)” (Tanrý ile özel

ve kiþisel iletiþim), olmak üzere iki boyutta incelemiþtir2 1 . Luckmann,

“ayin-lere katýlým”, “kiliseyle subjektif özdeþleþme”, “ortodox”, “kilise hizmetle-rine katýlým” þeklinde dindarlýðýn dört boyutunu belirlemiþtir. Luckmann, ortodoks boyutun, “objektif” (doktirin veya normlarla ilgili tutumlarý nite-ler), “subjektif” (doktrinin özel yorumunu karakterize eder) þeklinde iki alt boyutunu ayýrt etmiþtir.

Allport’un, 1954 yýlýnda geliþtirdiði “dinî yönelim ölçeði”, empirik araþ-týrmalar için öncü bir dindarlýk ölçek modeli olarak kabul edilmiþtir. Onun

17 Thomas Luckmann, Görünmeyen Din, (çev. Ali Çoþkun-Fuat Aydýn), Ýstanbul, 2003, s. 20-21. 18 R.L. Johnstone, a.g.e., s. 61.

19 Charles Y. Glock-Rodney Stark, Anti-Semitism in America, New York, London, 1979. 20 R.L. Jhonstone, a.g.e., s. 66-67.

(6)

teorisine göre dindarlýk, “içe dönük” ve “dýþa dönük” olmak üzere iki

boyu-ta ayrýlmýþtýr. Allport’un bu yaklaþýmý, daha sonra Feagin2 2 , Allport-Ross

ve birçok araþtýrmacý tarafýndan cinsiyet farký, dogmatizm, feminizm, ölüm korkusu ve dindarlýk gibi deðiþik deðiþkenlerle iliþkileri incelenmiþtir. All-port ve Ross, dinî yönelim ölçeðinden alýnan puana göre “içe dönük din-dar”, “dýþa dönük dindin-dar”, “ayrýmsýz dindar” ve “ayrýmsýz bir þekilde dine

karþý ya da dindar olmayan” þeklinde dört boyut belirlemiþtir2 3 .

Thouless, 40 maddeden oluþan “dinî inançlarda kesinlik ölçeðini”, çe-þitli dinî inançlardaki kesinliði saptamak amacýyla dizayn etmiþtir. Sýkala’-yý geçerlilik ve güvenirlilik çalýþmasý yapmadan Glasgow üniversitesinde seçtiði örneklem üzerinde 95 erkek, 45 kadýn öðrenciye uygulayan Thou-less, her maddeye likert tipi altýlý bir cevap seçeneði sunmuþtur. Verilen cevaplar +3 ve-3 arasýnda deðiþen þekilde puanlanmýþtýr. Buna göre tama-men kesin inançlý veya tamatama-men inancý karasýz þeklinde iki tip ayýrt etmiþ-tir. Ancak, Thouless sýkalasýnýn geçerlilikten ve güvenirlilikten yoksunluðu,

baþka çalýþmalarda daha fazla kullanýlmasýný engellemiþtir2 4 . Brown ve Lowe,

Hýristiyan inançlarýný kabul veya red derecelerini ölçe bilmek için “dinî inanç-lar envanteri” ölçeðini geliþtirmiþtir. Ölçekte 15 madde yer almýþ ve 5’li likert tipi cevap seçenekleri sunulmuþtur. Geçerlilik ve güvenirlilik çalýþma-sý yapýlan ölçek Denver üniversitesinde 887 öðrenci üzerinde uygulanmýþ-týr. Bütün bunlara raðmen Brown ve Lowe’nin ölçeði, dindarlýðýn diðer

bo-yutlarýna karþý tutumlarý kapsamadýðý için oldukça sýnýrlýdýr2 5 . Ýngiltere kolej

öðrencilerinin dinî tutumlarýný ölçmeyi amaçlayan Poppleton ve Pilking-ton, “Thurstone ölçeðinden” yararlanarak, “dinî tutumlar ölçeði”

geliþtir-miþlerdir2 6 . Boren, dindarlýk kavramý içinde önemli faktörlerin olup

olma-dýðýný keþfetme ile ilgilenmiþtir. O, “Tanrý’ya yakýnlýk” ve “fundemantalizm” olmak üzere iki faktör bulmuþtur. Bu faktörleri ise “genel dindarlýk” ve

“þiddetli dinî farklýlaþma” þeklindeki iki boyutlu ölçekle tasvir etmiþtir2 7 .

Putney ve Middleton, 1200 üniversite ve kolej öðrencisi üzerine yaptýðý araþtýrmada dindarlýðýn ideoloji boyutunu, “ortodoks”, “fanatizim”, “önem” ve “kararsýz” olmak üzere dört tipte ele almýþlardýr. Her bir ideolojik boyut alt skalalarla ölçülmüþtür. Ölçekte, Ortodoks, fanatizim ve önemlilik

bo-22 ROBINSON, Jhon P.-SHAVER, Phillip R., Measures of Social Psychological Attitudes, Michigan, 1972, s.616.

23 Ahmet, Onay, Dindarlýk Etkileþim ve Deðiþim, Ýstanbul, 2004, s. 47-49. 24 J. P. Robinson-P. R. Shaver, a.g.e., s. 596.

25 J.P. Robinson-P.R. Shaver, a.g.e., s. 603-604. 26 J.P. Robinson-P.R. Shaver, a.g.e., s. 607. 27 J.P. Robinson-P.R. Shaver, a.g.e., s. 585.

(7)

yutlarýnýn her biri için 6’þar madde, kararsýz boyutunda ise bir madde ol-mak üzere toplam 19 madde yer almýþtýr. Maddeler için yedili likert tipi cevap seçenekleri verilmiþtir. Putney-Middleton’un, ideolojik alt faktörle-rinden yararlanmak mümkün olmasýna raðmen kararsýzlýk sýklasýnýn geçer-lilik ve güvenirliliðinin artýrýlmasý gereklidir. Ayný þekilde dinî davranýþýn diðer boyutlarýný göz ardý etmektedir. Yine de bu ölçek dindarlýðýn ideolo-ji, ritüel veya inanç gibi tek bir boyutunun en iyi þekilde nasýl ölçülmesi

gerektiðini göstermesi bakýmýndan önemlidir2 8 .

King, 1967 yýlýnda yaptýðý araþtýrmada dokuz boyutlu dindarlýk ölçeði

geliþtirmiþtir2 9 . King Dallas’da methodistlerden seçtiði 575 kiþilik

örnek-lem üzerinden elde ettiði dataya uyguladýðý bir dizi analiz neticesinde din-darlýðýn tek boyutlu olduðu hipotezini redderek, dokuz boyut önermiþtir. Ancak, King, 1969 yýlýnda Hunt’la birlikte ayný data üzerinde bilgisayar teknikleri uygulayarak gerçekleþtirdikleri faktor analizi sonucu dindarlýðýn 11 boyutunu belirlemiþlerdir. Bunlar: 1. Ýnançlarý onama, 2. Kiþisel dinî tecrübe, 3. Kiliseye katýlma, 4. Dinî gurup organizasyonlarýna katýlma, 5. Kilise iþlerinde çalýþma, 6. Din hakkýnda okuma ve konuþma 7. Finansal destek, 8. Dinî bilgi, 9. Dinî geliþmeye yönelim, 10. Dinî güvenlik ve

dog-matizme yönelim, 11. Dýþa yönelim3 0 . King ve Hunt’ýn sýkalasý daha

sonra-ki araþtýrmalar için iyi bir temel saðlamaktadýr. Zaten onlarýn tespit ettikle-ri bir çok boyut, daha önce Glock, Lenski ve Fukuyama gibi sosyologlar tarafýndan önerilen boyutlara benzerdir. Bununla birlikte King’in tamamýy-la Metodistlerden oluþan örneklemi oldukça sýnýrlý ve dindarlýðýn boyuttamamýy-la- boyutla-rýný keþfedebilmek için yeterli bir gurup deðildir. Maddeler, seçilmiþ örnek-lemden daha çok yaygýn nüfusa uygulanmak amacýyla kasten seçilmiþtir. Nitekim King, ayný dindarlýk boyutlarýnýn diðer dinî mezheplerin üyeleri için de türetilebileceðini göstermektedir. Öncelikle maddeler, kilise inanç-larý ve aktiviteleriyle iliþkilendirilmiþtir. Yani dindarlýðýn kiþisel

görünüm-lerinden daha çok sosyal yönüne vurgu yapýlmýþtýr3 1 . Faulkner ve DeJong

ise Glock ve Stark’ýn önerdiði dindarlýðýn beþ boyutunu ölçmeye çalýþmýþ-týr. Onlar, öncelikle davranýþ ölçen maddeler kullanmýþlardýr. Pensilvanya üniversitesi öðrencilerinden tesadüfî örneklem tekniði ile seçtikleri 89 öð-renci üzerinde ön araþtýrmadan elde ettikleri datadan hareketle

anlaþýlma-28 J.P. Robinson-P.R. Shaver, a.g.e., s. 577-578.

29 M.B. King, “Measuring the Religious Variable: Nine Proposed Dimensions”, Journal for the

Scientific Study of Religion, Sayý,6, 1967, s. 173-190.

30 M.B. King-R.A.Hunt, “Measuring the Religious Variable: Amended Findings”, Journal for the

Scientific Study of Religion, Sayý,8, 1969, s. 321-323.

(8)

yan maddeleri yeniden düzenlemiþler ve ölçekteki eksikleri gidermiþlerdir. Ölçeðin güvenirlilik analizi sonucu “inanç”, “ritüel”, “bilgi”, “tecrübe” ve

“etki” þeklinde beþ tane dindarlýk boyutuna ulaþmýþlardýr3 2 .

Dindarlýðýn çok boyutlu bir fenomen olduðunu ilk keþfeden Glock

ol-muþtur3 3 . Glock’a göre din, ister ilkel isterse modern toplumlarda olsun

deðiþik anlamlar kazanýr. Nitekim, din, bir dinî geleneðe baðlý insanlar için bile çok farklý anlamlara gelir. Halbu ki, bugüne kadar yapýlan araþtýrmalar-da dinaraþtýrmalar-darlýðýn inanç problemi, inançlarýn anlamý veya çeþitli dinî pratikler gibi boyutlarýndan birisi üzerinde yoðunlaþýlmýþ ve dindarlýðýn bütün teza-hürleri kavranamamýþtýr. Bu nedenle dinî zihniyet ve baðlýlýklarý kapsamlý bir þekilde açýklaya bilmek için dindarlýðýn farklý ifade þekilleri ve tezahür-leri dikkate alýnmalýdýr. Glock’a göre her ne kadar çeþitli dünya dintezahür-lerinin oldukça farklý tezahürleri olsa da bu dinlerde dindarlýðýn ifade edildiði ge-nel boyutlarda bir uzlaþma mümkündür. Önce, dünya dinlerinde ortak olan dindarlýðýn dört boyutunu belirleyen Glock, daha sonra Stark’la birlikte yaptýklarý araþtýrmada dindarlýðý beþ boyutta açýklamýþtýr. Glock ve Stark, çeþitli dünya dinlerinde ortak olarak gördükleri, “inanç, ibadet, tecrübe, bilgi ve etki” þeklindeki dindarlýðýn beþ boyutunu birbirinden ayýrt etmiþ-ler ve bunlarý temel alarak yapýlan dindarlýk ölçümetmiþ-lerinin dinî hayatý daha

þumullü bir þekilde açýklayacaðýný ileri sürmüþlerdir34. Bu yaklaþýmý

Ameri-kan dindarlýðý üzerine uygulayan Glock ve Stark, temel dindarlýk boyutla-rýndan inanç, ibadet, tecrübe ve bilgi boyutlarý ile alt boyutlarýný içeren bir indeks oluþturmuþlardýr. Ýnanç boyutunu, ortodoks, partikularizm ve ah-lak alt boyutlarýna, ibadet boyutunu, toplu ibadetler ve bireysel ibadetler alt boyutlarýna ayýrarak, tecrübe boyutunu, tabiatüstü ile kurulan iliþki in-deksi, bilgi boyutunu ise Ýncil bilgi indeksi oluþturarak incelemiþtir. Onlar

bu araþtýrmalarýnda dindarlýðýn etki boyutunu kullanmamýþlardýr35.

Bununla birlikte Batý’da yapýlan bazý empirik çalýþmalarda Glock’un din-darlýðýn boyutlarý kuramý, uygulamalý olarak araþtýrýlmýþtýr. Nunnig, Glock-’un dindarlýk boyutlarýna kiliseye karþý tutumlar boyutunu da ekleyerek yaptýðý uygulamalý araþtýrmada bilgi boyutu dýþýndaki diðer boyutlarýn

bir-32 Joseph E. Faulkner-G.F. DeJong, “Religiosity in 5-D: an Emprical Analysis, Social Forces, Sayý, 45, 1966, 246-254; J.P. Robinson-P.R. Shaver, a.g.e., s. 564.

33 Kevin J. Christiano, William H. Swatos Jr., Peter Kivisto, Sociology of Religion, New York, Oxford, 2002, s. 31.

34 Rodney Stark-Charles Y. Glock, “Dimension of Religious Committment”, (ed. Roland Robert-son), Sociology of Religion, New York, 1976, s. 253-256; Charles Y. Glock, “Dindarlýðýn Boyut-larý Üzerine”, Din Sosyolojisi, (çev. M. Emin Köktaþ), Konya, 1998, s. 252-253.

(9)

birleriyle oldukça sýký bir iliþki içinde olduklarý bulgusuna ulaþmýþtýr. Bu nedenle O, dinî zihniyetin çok boyutlu olmadýðý sonucuna ulaþmýþtýr. Fak-tör analizi neticesinde Glock’un birbirinden baðýmsýz dindarlýk boyutlarýný doðrulayamamýþtýr. Faktör analizine göre inanç, ibadet, tecrübe ve etki boyutlarý “genel dindarlýk” boyutunda toplanmýþ, bilgi ve kilise cemaatine

baðlýlýk ayrý boyutlar olarak kalmýþtýr36.

Clayton ve Gladden ise dinin sadece inanç boyutunun olduðunu ileri sürmüþlerdir. Onlara göre Batý’da Glock ve Stark’ýn kuramý eleþtirel bir yak-laþýmla ele alýnmamýþ ve sanki aksi ispat edilemeyecek bilimsel bir gerçek olarak kabul edilmiþtir. Onlar, Faulkner ve Dejong’un çok boyutlu dindarlýk ölçeðini, üniversite öðrencileri üzerine uygulamýþlardýr. Elde ettikleri data-lar üzerinde yaptýkdata-larý faktör analizi ve korelasyondata-lar neticesinde dinin inanç-tan ibaret tekbir boyutunun olduðunu göstermiþlerdir. Clayton ve Glad-den’e göre Glock ve Stark çok boyutlu dindarlýk yaklaþýmýný, Hýristiyan denekler üzerine uygulamýþlar ve elde edilen sonuçlarý, baþka dinler üzeri-ne araþtýrma yapmadan geüzeri-nellemiþlerdir. Bununla birlikte dindarlýðý Hýris-tiyan geleneðine aykýrý olmasýna raðmen kendilerini HýrisHýris-tiyan görenler de vardýr. Onlara göre bu problemler çözülmeden genellemelere gitmek

yanýl-týcý sonuçlara götürür37.

Sonuç

Görüldüðü gibi din sosyolojisinde dindarlýk ve dindarlýk ölçme problemi üzerine yapýlan tartýþmalarýn uzun bir geçmiþi vardýr. Geçmiþten günümü-ze din sosyolojisinde dindarlýðýn sosyolojik olarak nasýl ölçülmesi gerekti-ði sorununun çözümüne yönelik bazý yaklaþýmlar sunulmasýna raðmen bu sorun henüz çözüme kavuþturulamamýþtýr. Din sosyolojisinde yapýlan din-dar tanýmlarý birçok soruyu cevapsýz býrakmaktadýr. Farklý dindin-darlýk tanýmý ve ölçütleri kullanan yaklaþýmlar, birbiriyle çatýþan araþtýrma bulgularýna ulaþmýþlardýr. Çünkü, dinî inançlarýn çeþitliliði, dindarlýðýn tanýmýný

yap-mayý ve dindarlýða yönelik bazý ölçütler geliþtirmeyi güçleþtirmektedir3 8 .

Bu nedenle din sosyologlarý, ileri sürülen dindarlýk tanýmlarý ve dindarlýk boyutlarýna birçok eleþtiri getirmiþlerdir. Bu açýdan, bazý sosyologlar da dindarlýðý oluþturan unsurlarla ilgilenmiþler ve dindarlýkla diðer faktörler arasýndaki iliþkiyi ölçmeyi amaçlamýþlardýr. Onun için bir çok dindarlýk

öl-36 M.E. Köktaþ, a.g.e., s. 57.

37 R.R. Clayton-J.W. Gladden, “The Five Dimensions of Religiosty: Toward Demythologizing a Sacred Artifact”, Journal for the Scientific Study of Religion, Sayý, 13, 1971, s. 135-143. 38 I. Thompson, a.g.e., s.9.

(10)

çeði geliþtirmiþlerdir. Bu ölçekler arasýnda Glock ve Stark’ýn geliþtirdiði din-darlýðýn boyutlarý yaklaþýmý bir çok din sosyologunun ilgisini çekmiþtir. Neticede “dindarlýðýn boyutlarý”, dindarlýðýn temel karakteristiklerini belir-lemede büyük bir kolaylýk saðlayabilir. Ancak bu boyutlarý ölçülebilir araç-lar haline dönüþtürmede, bunaraç-larý ölçebilmede ve boyutaraç-lar arasýndaki fark-lýlaþmalarý ortaya koymada hala zorluklar olduðu anlaþýlmaktadýr.

Buna raðmen din sosyolojisi çalýþmalarýnda dindarlýk, empirik bir araþ-týrma problemi olarak tanýmlanmaktan geri durulmamýþtýr. Çünkü, birey-sel ve toplumsal dindarlýðý temel araþtýrma alaný olarak seçiyorsak, dindar-lýk tanýmý ve dindarlýðýn karakteristiklerini belirleyen ölçütlerden hareket etmek zorunlu olmaktadýr. Thomson’un da dediði gibi “analiz edilecek þeyi belirlemeden analizin nasýl yapýlacaðýný kavramak güçtür. Ayrýca tanýmlar þüphe götürür olabilir ve biz bunlarý inceledikten sonra üzerinde birtakým deðiþiklikler yapmak isteyebiliriz. Ama bu tanýmlarýn birinden baþlamamýz

gerekir”39. Anlaþýlan, din sosyolojisinde dindarlýk, dindarlýðýn nitelikleri gibi

kavramlarla ilgili taným ve yaklaþýmlar ve dindarlýðýn sosyolojik olarak, objektif bir biçimde nasýl araþtýrýlabileceði tartýþmalarý sürüp gidecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bununla birlikte cezaların en çok bilinen tasnifi, sari (kanun koyan, şeriat koyan) tarafından belirlenip belirlenmediğine göre yapılan ve suçun çeşidini de dikkate

Anayasa Mahkemesi, sınırsız bir tartışmanın yasama işlevini etkisiz kılacağını belirtmekte, ancak maddeler üzerinde soru sorulmasının yasaklanması yanında (aşağıda

Noda'\ Africanus'ün metninde, belli bir kölenin satın alınması konusunda yetki veren müvekkilin custodia sorumluluğu nedeniyle sözleşmeden doğan dava ile vekilin

Kaplan ve Bratman ötanazinin fiziksel ağrısı olan hastalarda olmayanlara göre daha kabul edilebilir, etik değerlere uygun ve yasal olarak değerlendirildiğini

seçim döneminde bir defa yapılır" cümlesi yerine Danışma Meclisi Anayasa Komisyonunca hazırlanan tasarıda "Ara seçim her seçim döneminde kural olarak bir

Ölüm ve ölüm sonrası bulgularla adli tıp uygulamalarında ölüm zamanı tayininde çok çeşitli kriterler ve yöntemler kullanılmakla birlikte bu yöntemlerin hiç biri

Karşılaştırmalı hukukta genel haksız tahrikin nasıl düzenlendiği ve inceleme konumuzu oluşturan hükmün benzerinin benimsenip benimsenmediği bu çalışmanın

Siyasi iktidar ile basın arasındaki ilişkinin bu şekilde anlaşılması, iletişim özgürlüğünün sağlanması açısından son derece önemli bir faktör olan