S a y f a
2 •¥■
10 K A S IM 1 9 7 9
BURHAN
FELEK
- t \
SÜLEYMAN BEYİN
ARADIĞI
GARANTİ
A
D A LE T Partisi Başkanı ve hâlen hükümeti kurmakla görevlendirilmiş olan Sayın Demire), bu vazifeyi kabul edip gereğini yerine getirmek için, Meclis’teki diğer muhalefet partilerinden, yâni Milliyetçi Hareket, Selâmet ve Cumhuriyetçi Güven partilerinden kayıtsız şartsız ve tam kadro ile Meclis’te icabında kendisini desteklemelerini istiyor. Bunlardan birkaçı bu şartı kabul etti ve söz verdi. Anlaşılan odur ki, Sayın Demirel, bunu bir imzalı protokole bağlayacak. Normali de bu!..Ama, yolun orta yerinde acaba bu partilerden mızıkçılık eden olmayacak mı? Meselâ kendi kongresinde yönetim kurulu değişen bir parti:
— Geçen yönetim kurulu böyle yapmış ama, bizi seçen genel kurul bu garantiye devam etmememizi emretti! diyebilir ve orta yerde oyunu bozarsa, Demirel buna karşı ne yapar?
Bunu ben düşündüğüm gibi, elbette karşısmdakileri benden iyi tanıyan Sayın Demirel de düşünmüştür. Bakalım buna karşı ne tedbir alacak.
Bunu bir kalemde çırpıştırdıktan sonra kendimce. Sayın Demirel’ in güveneceği tek partinin Meclis’ te gene Halk Partisi olduğunu hatırlatmak isterim. Eğer, yeni kurultaydan çıkmış, taze yönetim kuruluyla CHP, bazı çok esaslı memleket meselelerinde Demirel’ i des tekleyeceğini vaadederse, ona güvenebilir. Ne olsa CHP, köklü bir disiplin partisidir. Yöne ticileri de sözlerine güvenilir kimselerdir, işte bu fetret devrinde Sayın Demirel’e nâçiz tavsiyemiz, çözeceğini sayıp döktüğü çok mühim yasaların meclislerden geçişinde CHP'- den kendisini desteklemesini istemesidir. CHP’ nin bilhassa son kurultaydan sonra bu isteği reddetmeyeceği kanısındayım. Çünkü, memleket meselelerinde Ecevit hükümetinin gereği kadar başarılı olmadığı ve halka yakla şamadığı kurultayda Sayın Ecevit’ e açık açık söylenmiş, o da bunun kendince bazı özürlerini beyan etmişti.
Bütün bunlara rağmen, Türkiye’ nin şu hükümetsiz devirde yapacağı ve yapmayacağı şeyler vardır, ön ce şu banknot matbaasını durdurmak lâzımdır. Anlattıklarına göre A v rupa’da yeni 1000 liralıkları sarraflar bozmu yorlar, buna mukabil mavi beşyüzlükleri kabul ediyorlarmış. Çünkü, 1000 TL’lıkların tama men karşılıksız basıldığı ve tedavüle çıkarılmış olduğu kanaati yavtnnmış.
Bunaan sonra yeni hiçbir tâyin yapmamak, bilhassa tâyin edilen memurlar hesabına pek lüzumludur. Zira Sayın Demirel’in 16 ekimden sonra yapılmış olan tâyinleri tanımayacağını ifade etmesinden ayrı olarak, böyle alelacele yapılan tasarruflar, devlet memurları züm resini kalabalıklaştırıyor ve yeni gelen iktidar eskileri kenara çektikçe, kızaktaki memurların sayısı çaJışaniarınkine yaklaşıyor. Bu, Hazi- ne’ye pek ağır bir yüktür. Çünkü, şimdi memurları işinden atmıyorlar, yerlerini ve vazifelerini değiştiriyorlar. Ve Hazine’ye her siyasî değişiklikte, değiştirilen memurların maaşları yük olmakta ve gitgide bu yük, biîtçeyi çok ağırlaştırmakta olduğu kadar, işinden atılan memurların da, hakh olarak, yerlerini geri almak için kaza mercilerine baş vurmaları, böylece Danıştay müessesesinin de binlerce dava ile haksız yere yüklenmesine yol- açmaktadır. Bundan, kesinlikle vazgeçilmek lâzımdır.
Bunca maceradan ve zorluklardan sonra, artık iktidar ve muhalefette bulunan iki büyük partinin hiç değilse, bu hakikatte birleşmeleri zamanı gelmiş, geçmektedir.
Bu arada Sayın Demirel’in bilhassa üstüne parmak bastığı, yaşı 65’i geçmiş olanların durumuyla pek yakından ilgili bir noktaya da işaret etmek isteriz. Bundan birkaç ay evvel, Sosyal Sigortalar Kurumu’yla Emekli Sandığı birleşerek, bazı devlet emeklilerinden Sosyal Sigorta’ya tâbi olarak çalışanların sigortalarını bir taraflı olarak feshediyordu ve bunlara Emekli Sandığı'nın bakmayacağını ilân etti. Emekli Sandığı, Sosyal Sigortalar gibi, sıhhî teşkilâtı olan bir yer değildir. Benim gibilere birer sağlık karnesi verildi. Biz, bununla mutlaka bir devlet hastanesine gideceğiz, has talığımızı göstereceğiz, reçete alacağız, o reçete ile ilacımızı abp tedavimizi yapacağız.
Düşünebiliyor musunuz? Mutlaka yaşı 70'in üstünde olan zavallı emeklilerin devlet hastanelerinin bugünkü hâlinde oraya giderek, sıraya girip doktora kendini muayene ettir mesini, reçetesini alıp parasını bilahare A n kara’ da Emekli Sandığı'ndan almak üzere bu reçeteyi yapacak bir eczane bulmasını ve ona ilâçlarını yaptırmasını...
Hâyâl, acı bir hayâl. Bu bîçare emeklilerden hastaneye gidemeyecek olanları ve gittikten sonra sıra beklemeye halleri ve kuvvetleri müsait olanları pek azdır. Üst tarafı başka sının yardımına muhtaç kimselerdir. Emekli Sandığı, bunları sokaklara, hastane koridor larına dökmekle ne büyük bir günaha ve hatta ne büyük maddî zarar ve ziyân ve manevî sorumluluğa kendini mâruz bıraktığının far kında mıdır?
65‘ yaşında bulunan yaşlılara maaş bağ layacağını vaad eden Sayın Demirel'e bu emekliler faciasının önüne geçmesini ve eğer mutlaka bunları Emekli Sandığı tedavi edecekse bu sandığı o hizmeti ifa edecek şekilde donatmasını o emeklilerden biri olarak umum nâmına rica ederim.
Sahibi
MıMivet H olding G enel K o ordin atö rü Y2 2 1 İşleri Yönetm eni
Sorum lu Mudur D O Ğ A N h e p e r Spor Sorum lu M üdürü N A M IK SEVİK E R C Ü M E N T K A R A C A N N U R E T T İN D E M İR K O t T U R H A N A V T U l
Yayım M uduru'ayım ı ZEKİ SÖ ZER Dış Haberler M uduru S A M İ K O H E N
BASILDIĞI YER: MİLLİYET MATBAASI-İSTANBUL
▼ «> ı / u U * Kıbrıs’ta Miliiyet’ in satış fiyatı 6 liradır
Vakit Güne? Ö ğle İkindi Akşam Yatsı İmsak
Vasatı 7 .3 9 1 2 .58 1 5.39 17.56 19.30 5.56
Ezani 1.44 7.01
_____
9 .4 3 1 2.00_____
1.34 1 2.02i
Çağdaşlaşma, demokratikleşme, İlerleme doğrul
tusunda toplumu çevresinde toplayıp, bir güç
birliği yapmasını sağlayabilen, bir düşünce ve
eylem önderidir. Çağdaş ve demokratik bir toplum
kurmak amacıyla yaptığı yenilikler ve gösterdiği
hedefler, tutarlı, ilerici ve kapsamlı bir dünya
görüşü oluşturur. Toplumda bunalım artık büyük
çapta ağırlaşmış gözüküyorsa, bunun bir nedeni
de, Atatürkçü dünya görüşünün II.
Dünya
Savaşı’ndân sonra gözardı edilmesi ve yetişen
kuşaklara yeterince tanıtılmamış Olmasıdır. Ata
türk’ün dünya görüşü, bağımsızlık, özgürlük, de
mokrasi, bilimin üstünlüğü ve ekonomik gelişme
hedeflerine ulaştırıcı nitelikleriyle,
toplumsal
uyum ve dayanışmayı sağlayabilecek bir düşünce
sistemidir.
9
Atatürk ve Dünya
• •
• •
• •
C
jt
O T U Ş U
bir ulusçuluktur. Yurtta ve dünyada barışı özenle göze ten, asla saldırgan olma yan, ulusu olm ayacak emeller ardında serüvene sürüklemeyi reddeden bir ulusçulu ktu r. ‘ ‘ D ün ya
T
OPLUMLARIN tarihinde, büyük çaplı dü
şünsel ve yapısal değişimlere öncülük
eden, bu değişimlerin toplum ve çağın ge
reklerine uygun biçimde ve hızla gerçekleşmesini
sağlayan az sayıda önder kişiler vardır.
Bunlar geniş kapsamlı, tutarlı bir bütün oluşturan dünya, toplum ve insan an layışlarıyla, uluslarına ön derlik edebilmişlerdir. Bir sistem niteliğindeki bu an layışları, toplumun özlem lerine ve çağın gereklerine uygun düştüğü için, top lumda dayanışma ve uyum sağlayabilmişlerdir.
Atatürk, insanlık tari hinde sayısı pek az olan böyle önderlerin başta ge lenlerinden biridir. Çağdaş laşma, demokratikleşme, ilerlem e d oğ ru ltu su n d a toplumu çevresinde top layıp, dayanışma göster mesini, bu yolda güçbirliği yapmasını sağlayabilen bir düşünce ve eylem önderidir, A t a tü r k ... Ç ağdaş ve demokratik bir toplum k ır mak amacıyla yaptığı yeni likler, gösterdiği hedefler tutarlı, ilerici, geniş kap samlı ve uzun soluklu bir dünya görüşü oluşturur. Bu, niteliği ile bugün de Türk toplumuna kılavuzluk edebilecek , özellik le çok büyümüş bulunan dayanış ma ve ortak davranma ge reksinimini karşılayabile cek bir dünya görüşüdür. Toplumda artık çok ağır laşmış olan bunalım, Ata türkçü dünya görüşünün II. D ünya S a v a şı’ ndan sonra gözardı edilmesi ve yetişen kuşaklara tanıtıl m aktan uzaklaşılm ası sonucu, bir “ düşünce ve ey lem önderliği boşluğu” da doğmuş olmasındandır.
TAM BAĞIMSIZLIK
-YAZAN:---Prof. Dr. özer OZANKÂYA
[A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi
Öğretim Üyesi]
y u rtta şla rı k ısk an çlık , açgözlülük ve kinden uzak laşacak biçimde eğitilmeli d ir” diyerek bugünün UNESCO düşüncesine ön cülük etmiş olan, insan sever bir ulusçuktur.
4) Devletçilik ilkesi de Atatürk’ ün dünya görüşü içinde temel bir önem taşır. H a lk ç ılık e ş l iğ i n d e k i devletçilik uygulamasıyla Türkiye’de sanayi ve öbür toplumsal hizmetler ner- deyse yoktan oluşturulma ya başlanmıştır. Tarımın daha verimli olarak yapıl ması yönünde adımlar atıl mış, kooperatifleşme özen dirilmek istenmiş, Toprak Reformu yapılması gereği Atatürk tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ ne
ıs-10 kasım cumartesi Hicri 1399Rumi 1395Zilhicce20ekim 28 İ
Gerçek bir çağdaşlaşma programı ortaya koymuş bulunan Atatürkçü dünya görüşünün temel öğeleri şöylece açıklanabilir:
1) Tam bağımsızlık ilke si: Atatürk, Türkiye’nin geri kalmışlığının doğru bir teşhisinden yola çıkmıştır. N u tu k ’ ta b e lirttiğ i g ib i, Kurtuluş Savaşı'nı planlar ken stra tejisin in çık ış noktasına şu ilkeyi koyar: "T e m e l, Türk ulusunun haysiyetli ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu ise, ancak tam bağımsızlıkla sağlanabilir: yani hem siya sal, hem ekonomik, hem as keri, malî, adli... bakımlar dan ba ğım sız olm ak, vazgeçilemez koşuldur.
2) Laiklik ilkesi: A ta türk'ün dünya görüşünün kilit öneminde bir başka ö ğ e sid ir. Laik an la yış, dünyayı, toplumu, insanı boş inançlardan, bilim dışı yargılardan kurtularak tanımak demektir. Böyle bir bilimsel düşünüş biçimi olmadan, tam bağımsızlık gereğini kavrayıp gerçek leştirmek de olanaksızdır. Çünkü laik düşünüş, yani bilime dayalı pozitif düşü nüş gelişmedikçe, yaba n cı sömürüsüyle geçerli olarak mücadele edilemez. Bunun gibi, çağı geçmiş ümmet kavramı yerine hem ulusal kimlik bilinci, hem ulusal bağımsızlık ve egemenlik ilkesi, laik düşünüş olma dan serpilemez. Bilim ve sanatın gelişmesi, bilimsel d ü ş ü n ü ş ü n to p lu m u n yönetimine egemen kıkn- ması, kadınların erkeklerle eşit hak ve görevlere sahip olarak toplumsal yaşama katkıda bulunması, ancak laik bir ortamda gerçek leşebilir. Bunları gördüğü içindir ki, Atatürk aynen şöyle diyordu:
“ Efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cum huriyeti şeyhler, dervişler, müritler ve meczuplar ül kesi olamaz. En gerçek, en doğru tarikat uygarlık tari katıdır. Uygarlığın emir ve gereklerini yapmak insan olmak için yeterlidir."
Bir başka konuşmasında da şunları söylüyordu:
“ Yüzyıllardanberi oldu ğu gibi bugün de toplum- lann bilgisizliğinden ve tu tuculuğundan yararlanarak binbir türlü siyasal ve kişi sel amaç ve çıkar elde et mek için dini araç olarak kullanmaya çalışanlar, ne yazık ki, içerde de dışarda da hâlâ vardır. İnsanlıkta dine ilişkin duygu ve an layış her türlü boş inançlar dan arınıp bilim ve fen ışık larıyla don an ın caya ve mükemmel oluncaya değin din oyuncularına her yerde tesadüf edilecektir."
DÜNYA YURTTAŞI...
3) Atatürkçü düşünüşün bir başka temel öğesi, ulu sal kimlik ve ulusal bilinç oluşturmaya büyük önem vermiş olmasıdır. Ancak Atatürkçü ulusçuluk an layışı, ırk, din, dil, mezhep, vb. herhangi bir ayrılık gözetici özellikte olmayıp, kaynaştırıcı ve birleştirici Sahibi ve Sorumlu Müdürü Dr. Sedat Pınar İdare Komitesi Dr. Erdoğan Konuk Dr. Nevin özen Dr. öznur Kuşakçıoğlu Dr. Sedat Pınar Dr. Siyamı Ersek Redaksiyon Komitesi Dr. Ali Ekmekçi Dr. Ekrem Şerif Egeli Dr. Giyas Korkud Or. Halûk Aker Dr. Melih Özen Dr. Semih Gözonar Dr. Tarık Minkâri Yazarlar Dr. Adnan GOrkaynak Dr. Alaeddin Vardar Dr. Aydın Aytaç Dr. Aydın Karamehmet Dr. Aysun Kuşakçıoğlu Dr. Cemal öner Dr. Cevat Babuna Dr. Cevdet Aykan Dr. Damyanos Danapulos Dr. Demir Baş v Dr. Emir Özkan Dr. Ercüment Baktır Dr. Erol Düren Dr. Fella Ersek Dr. Förhan Berker Or. Feriha öz Dr. Hüsnü özt; rk Dr. Ilhan Nasuhioğlu Dr. İnci Gürkan Dr. Gürbüz Barias Dr. İsmail Cebesoy Dr. Kadri Işık Dr. Kenan Binak Dr. Muhlis Özen Dr, Muhlis Tuzlacı Dr. Muzaffer Aksoy Dr. Naci Barut Dr. Necat Bilge Or. Nesrin Gökşen Dr. Neşet Aytan Dr. Nihat Bostancı Dr. Nihat Düşen Dr. Nihat Gürkan Dr. Orhan Ulutin Dr. Ömer Türel Dr. özcan Köknel Dr. Reha Uzel Dr. Remzi özcan Dr. Sedat Katırcıoğlu Dr. Süheyl Eğilmez Dr. Suat Efe Dr. Şevket Tuncel Dr. Ünal Değerli Dr. Yılmaz Sonaç Dr. Yusuf Gökşen Dr. Yüksel Bozer Dr. Ziya SezginHEKİMLER ICtN
Y A L N I Z , e f lHer savısı büyük ^
—
Ç A Ğ D A Ş W
! E K IN '
% S A Y I S I Ç IK T I
Her ik i ayda b ir yayınlanır.
Yalnız abonelere dağıtılır.
Kitapçılarda satılmaz.
A bone adresi:
Ç.T.D.-Teşvikiye Şakayık sok 2 9 /2
İstanbul Tel: 469192
-477744
YILLIK A B O N E Ü C R E T İ: 1000 TL.
içindekiler:
Ta m Gün Yasası Ne Getirdi Ne Götürdü?... 1513
Prof. Dr. Tank Mlnkari
Postoperative Reflux G a s tritis . ... ... 1514
Dr. OznOr KUŞARCIOÖLU
Akut Viral Hepatıt (A V M )... 1516
Dr. Semra Çalangu
Koroner Arterlerde Kollateral Damar Gelişim inde Rol Alan Faktörler 1523
Dr. Fertıan Demlrcloğlu, Dr. Güner Güraei Ovulan - Searte
Tüberkûloz Sonucu O luşan Bir Karotid Arter A n e v riz m a s ı... 1526
Dr. Mustafa Çınar, Dr. Yüksel Bozer, Dr. Unsal Ersoy, Dr. Erk men Böke
MEDİCA 79
-Inoperabl Tü m ö r Nedeniyle Süperfisial Servikal B lo k a j... 1529‘
Dr. Nebahat Slvrlkay
Adrenerjik Beta Reseptör A ntagonisti İlaçların Teofllln İle
Kardiak Frekans Üzerindeki Etk ile ş m e le ri... 1531
Dr. N. Soykan, Dr. I. Tuölular, Dr. D. Berkan FLUDEX ALİ RAİ F
Kedinin Sindirim Sistemindeki Gastrin ve Sekretin
K onsantrasyonları... 1535
Thomas A. Millet M.D., Osvaldo L. Llanos M.D., Janusz S. Swlerczek M.D., Philip L. Rayford Ph.D., and jam«» C. Thompson M .D.’den Çeviri: Şek İp Kantarcı DIAMICRON - ALİ RAİF
Katarakt İle Birlikte Trabekülektomi Operasyonu ... 1539
Dr. Yılmaz Slvrlkaya, Dr. Erluârul Tarhan
Erginlikteki Davranış özelliklerinin P s lk o d in a m iğ i... 1543
Dr. U. Et-ner Vastarel - ALİ RAİF
Ekokardlografl ...1551 Dr. Sedat Pınar
D ünya Tıbbından özetler ... 1552
Ç.T.D.
TRİVASTAL - ALİ RAİF
Ta m Süre Karşısında Tabip O dalarının Geleceği ... 1553
Dr. Mithat Veyseloğlu ALDACTONE A - ALİ RAİF
Prof. Dr. Gıyas Korkud ya da Goyaseddin Efendi, Demirhlsar ... 1554
Prof. Dr. Tank Mlnkari OVRAL - WYETH
Gıyas Korkud H o c a m ız ... 1559
Dr. Sedat Pınar
Korkud Hocadan
Prof. Dr. Tank Mlnkari
Kapak: Prof. G ıyas Korkud
TiMLO İNŞAAT İŞLERİ
YAPTIRACAKTIR
Ataköy 5. Mahalle’de inşa edilecek kısmen malzemeli konut bloklarının inşaat işleri Bayındırlık Bakanlığı 1979 yılı Birim Fiyatları üzerinden (sair yıllarda eskalasyon uygulanacaktır) kapalı zarfla teklif almak usulü ile yaptırılacaktır. Konut Blok Tipi_______ A l A3-A4 A9-A10 A11-A12 E M , E l -2 E l-3 , E l-4 E l —5, E l-6, E2-1, E2-2 E2-3, E2-4 E2-5, E2-6 E l-7 Blok Adeti (Grup) 1 2 2 2 2 2 3 2 2 2 1. Grup Keşif Bedeli 55.739.209.52 111.478.420. — 111.478.420. — 111.478.420. -133.008.851. -133.008.851. - 199.513.276.50 143.281.761. -143.281.761. -143.281.761. -Geçici Güvence 1.672.000. -3.344.000. — 3.344.000. -3.344.000. -3.990.000. -3.990.000. -5.985.000. -4.298.000. -4.298.000. -4.298.000. -1— Yükleniciler, bir veya birden fazla sayıda grup için teklif verebilirler, E l ve
.E2 tipleri yapı karkaslarının yapımı için değişik yapım sistemi önerisinde bulunabilirler.
2— ihaleye katılmak için başvuru süresi, 26.11.1979 günü saat 17.30’a kadardır. Başvuru dilekçesine eklenecek belgeler:
— Her grubun en az keşif bedeli tutarında Müteahhitlik karnesi aslı ve örneği.
— Yapı araçları bildirisi. — Malî durum bildirisi. — Teknik Personel bildirisi.
— Dilekçe’nin veriliş tarihinde teklif sahibi adma taahhüde bağlanmış veya bağlanacak olan işleri belgeleri ile açıklayan taahhüt bildirisi.
3 — Ataköy 5. Mahalle Şantiye Şefliği’nden alınacak yer görme belgesi ye ayrıca, Genel Müdürlük merkezindeki Teknik Büro’dan alınacak, proje, şartname ve ihale dosyasını tetkik ve görme belgesi ile birlikte yapılacak başvurular değerlendirilerek Yeterlik Belgesi verilecektir.
4— İhaleler 4.12.1979 günü, saat 15.30’da TÎM LO Genel Müdürlük Binası’nda yapılacaktır.
5— Teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat öncesine kadar, TİM LO Genel Müdürlüğü'ne verilmesi şarttır. Telgrafla yapılan başvurular ve postadaki gecikmeler kabul edilmeyecektir.
6 — Kuruluşumuz 2490 saydı yasa ile bağımlı değildir.
B. 23654-15377
d 1 M L O
T. inşaat ve Malzeme Ltd. Şti. Yıldız Posta Caddesi
Timlo İş Hanı
M ecidiyeköy-tSTANBUL Tel: 66 39 75-76-77 Ataköy 5. Mahalle İnşaatı Şantiye Şefliği
Tel: 71 00 54 - 71 67 46
d
NEDENUÖEVRİMÇİ?
5) Atatürk’ün devrimci lik ilkesi, gençliğe verdiği önem ve değer, onun dünya görüşünün bir başka temel öğesidir. Kendi anlatımıy la, “ Devrim bitmez, onu ta mamlamak gerekir” diyen ve eserini gençliğe emanet eden davranışı, Atatürk’ün çok büyük bir devrimci olduğunu gösterdiği kadar, kendi dünya, toplum ve in san anlayışının geçerliliği ne, kurduğu yapmın sağ lam ve uzun soluklu düşün ce temelleri üzerine dayalı bulunduğuna olan güveni nin de kanıtı sayılmalıdır.EŞSİZKAYNAK
S on u ç olarak , A t a tü rk ’ ün dü n ya görü şü b a ğ ım sızlık , özg ü rlü k , demokrasi, bilimin üstün lüğü ve ekonomik gelişme hedeflerine ulaştıncı, bu nitelikleriyle toplumun bü yük çoğunluğunu çevre sinde toplayabilecek, top lumsal uyum ve dayanışma sağlayabilecek ilkelerden oluşan bir düşünce sistemi dir. Demokratikleşme ve çağdaşlaşma doğrultusun da toplumsal dayanışma ve uyum gerçekleştirebilecek, düşünce önderliği gereksi nimini karşılayabilecek bu eşsiz değerdeki kaynaktan sonuna kadar yararlanıl malıdır. Bunun için de A ta türk'ün dünya görüşünü gerçek özü ve bütünlüğü içinde kavramaya ve genç kuşaklara böylece kavrat maya çalışmanın ayrı bir önemi vardır.r a r la h a t ı r la t ı lm ış t ır , özellikle beş yıllık sanayi planı, Türk ekonomisinin dışa bağımlılığını, dikkate değecek ölçüde azaltabil- miştir.
Atatürk’ ün dünya ve top lu m an layışı için de devletçilik ilkesi, ekonomi alanında geçici bir davranış biçimini anlatmaz. Tersine, ekonomiye kamu kesiminin egemen olması, ama bağ layıcı bir genel planlamanın katılıklarına ve başka tür den olumsuzluklarına da uğramadan bunun sağlan ması, Atatürk’ ün bütüncül dünya görüşünün ayrılmaz öğesi olan bir temel ekono mi anlayışıdır. Bu konuda kendi sözlerine bakalım: ★ “ Herhalde devletin siyaset ve fikir alanlarında olduğu gibi, İktisadî işlerde de düzenleyiciliğini ilke ola rak kabul etmek gerekir."
■ k “ Bizim izlediğimiz
d e v l e t ç i l i k , b i r e y s e l çalışmaları esas tutmakla birlikte mümkün olduğu kadar az zamanda milleti refaha ve ülkeyi bayındır lığa eriştirmek için milletin genel ve yüksek yararları nın gerektirdiği işlere • özellikle iktisadi alanda - devleti doğrudan doğruya ilgilendirmektir."
YENİ BİR ALTYAPI
Bu ilkenin, Atatürk’ün pek kısa süren (1933-1938) yönetimi altındaki uygula m ası, bu gün old u ğ u k a d a r ı y l a s i y a s a l demokrasinin de, ekonomik demokrasinin de temel da yanaklarını oluşturmuştur, özg ü r seçime ve siyasal partilere dayalı demokratik yaşam düzeni de, grev ve toplu sözleşmeli, sendikalı, taban fiy a tlı ekonom ik demokrasi uygulamaları da, Atatürk’ün devletçilik uygulamasının ürünü olan ekonomik ve toplumsal alt yapı sa yesin de old u k ça barış içinde gerçekleşebil m iştir. D e v le tçilik ’ ten u za k la şıld ık ça , siya sa l demokrasi de, ekonomik demokrasi de çok yönlü sal- dırdarın hedefi yapılmış ve gerçekleşmesi önlenmek is tenmiştir. Bugün yaşanan bunalımın özet bir anlatı m ıdır, b u ... ö y le y s e , devletçilik ilkesi demokra tik bir siyasal ve ekonomik yapıyı, iç banş ve uyumu çok kolaylaştıran, zengin özlü bir ilke sayılmalıdır.B E Z R E S İM L E R
K
IRK altı yıl öncesinin “Kadro” dergisinde “Türk İnkılâbında Üslûp” başlığıyla Yakup Kadri şöyle yazıyor:“ ...Yeryüzünde bizim ki ile muvazi
(paralel) yaşamakta olan iki m illî
inkılâp daha var: Faşizm, H itlerizm . B irin cisi, mensup olduğu toprağa has yaygaralarıyla bir panayırı, öbürü vahşi kişnem eleriyle bir sirk valkırısı- nı andıran bu iki m illî kalkınış hareketinin üslûpta bizim ki ile eş hiçbir tarafı yoktur. H itler, Cermen nasyonalizmasının valhallasını soka ğa indirdi. M ussolini, Roma İmpa ratorluğu tarihini bir operet sahnesine sokuyor. Fakat, Türk inkılâpçısı, Meşrutiyet devrinde bir sokak şarkısı ve bir tiyatro nümayişi halinde sürünen m illî heyecanı en yüksek bir edebiyatla vücutlandırm ıştır. Bu ede biyat, yalnız vekârın, sadeliğin ve sam im iyetin ifa d e sidir.”
Mustafa Kemal’le başlayan bir şahlanışın ağırbaşlı, sade ve içten bir coşku olmaktan çıkıp yavaş yavaş nasıl ölçüsüz, gösterişçi ve ikiyüzlü bir oyuna dönüştüğünü kendi yaşa mınız boyunca farketmediniz mi?
Bu gidişi durdurmak ve kırk beş milyonluk koskoca bir toplumu ço cukça aldatışlardan kurtarmak gerek.
Aldatışların tepkisi büyükçe bir tiksinmeye dönüşmeden.
Ve o tiksinmenin kızgınlığı, asıl korunması gereken bir büyük insanın anısına zarar vermeden.
OTEMCİLİK, akılcı unsurlar dan yoksun inanç sistemlerinin bir belirtisidir. Kendi kafalarında tutu nacak yer bulamayan insanlar, bir hayvana, bazen bir bitkiye, hatta eşyaya tutunurlar. İnançlarda aklın payı arttıkça dinler de soyutlaşır, görüntülerden ve somut tutanaklar dan uzaklaşır.
Düşünce sistemlerinde de, eğer tersine bir gidiş belirmişse ve bağ lılıklar somut görüntülere bürünmeye başlamışsa, bilin ki, o düşünce sistemi de yetersizleşiyor, kısırlaşıp gidiyordur.
Kemalizm, böyle olmamalıydı. Daha doğrusu, “Kemalizm, bir
ACI
M Ü M T A Z SOYSAL
düşünce sistemidir” deyip ille de öyle kalmalıdır diye direteceğimize, “Ke malizm, bir yöntemdir” deseydik ve o yöntemle yeni yollar açabilseydik, böyle olmazdı.
Stad ortalarında, aynı biçimde giyinmiş binlerce gence taşıttırılan bir pano.
Fener alaylarında, isli meşalelerle birlikte gezdirilen bir Kocatepe tab losu.
Falanca il’e ya da ilçeye “ilk geliş”in yıldönümünde, cip üzerinde kasabaya giren bir büst.
Nihayet, son yılların yeni salgını olarak, resmî binaların tepelerinden sallandırılan kocaman resimler.
Hiçbir sanat değeri olmayan, kovalar dolusu boyayla yapılmış, yüz binlerce liralık ödenek yutmuş ve bu yeni ticaretin sahiplerine binlerce lira kazandırmış bez resimler.
Atatürk bu mudur?
A
TATÜRK, “En hakikî mürşit, ilimdir” diyen adamdır.Kemallzmln özü de buna indir genebilir: Olguları akılcı bir tutumla inceleyip öğrenmek ve bu öğrenişten olumlu sonuçlar çıkarmak. Bu yöntem de, bilim dışı unsurların, putiann, totemlerin, velveleye ve yaygaraya boğulmuş sahtekârlıklann yeri yok tur.
Coşku?
Evet, coşku vardır.
Ama, Yakup Kadri’nin dediği gibi, ağırbaşlı, sade ve içten bir coşku.
Zaman zaman kayboluyorsa, dün yaya karşı akılcı ve çağdaş başkal d ırıla rla , “hayır” deyişlerle tazelen mesi, alevlendirilmesi gereken bir coşku.
Ama, ekonomiyi yetmiş sente muhtaç duruma getirdikten ve dış politikada Batı dünyasının şamar oğlaniığına soyunduktan sonra, bina ların tepesinden koca resimler sallan dırarak kime nasıl bir coşku aşılaya bilirsiniz? Mustafa Kemal, getirdiği yöntemle, kendisinin bile aşılmasına elverişli yolları açan adamdı, koca man bez parçalarının üzerinde utanç ları örten bir durgunluk perdesi olarak kullanılması doğru mudur?
ANKARA ÇİMENTO SANAYİİ
T.A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN
Şirketimizce, gerçek ihtiyaç sahiplerinin, 1980 yılı çimento talepleri kabule başlanmıştır.
Son müracaat tarihi, özel Sektör için 30.11.1979, Resmî Sektör için ise 15.3.1980 günü saat 17.00’ye kadardır.
22/A sayılı tebliğin 8. maddesi gereği olarak Kooperatifler, Belediyeler, Dernekler ile benzeri ku ruluşlar müracaatlarını Valiliklere yapacaklardır. M ü racaa t şek lini ve esa sların ı belirleyen şartnamemiz aşağıda belirtilen adresteki Satış M ü dürlüğü’müzden ücretsiz olarak temin edilebilir.
Saygılarımızla Rüzgârlı— İbrahim Müteferrika Sok.
Fazüet Han 1/110 U lu s -A N K A R A (Basın: 23673)
T . C . T U R İ Z M B A N K A S I A .Ş .
İ A N T OTELİ
G öl ve O rm an
m anzaralı o d a la rı,
n efis y e m e kleri,
d is k o te k , o yu n ,
T V salo n u ,
barı, sau na,
k a p a lı-ıs ıtılm ış
y ü zm e navuzu.
ö z e l o to b ü s ile
P erşem b e g id iş
Pazar dönüş
3 g e c e - 4 gün
Orman manzaralı oda:... .4750 TL.
Göl manzaralı o d a :...5000 TL.
i Rezervasyon
M iltu r: 18 2 0 1 5 - 1 8 57 48
Turban: 17 53 72
Tatilde güvence
r
SERPİL YETKİN
ile
İZZET ÇELEBİCAN
n iş a n la n d ıla r
1
Y
9 kasım 1979
SHERATON
SULTAN BAR
S.S. KÂRA HARP OKULU 1966 MEZUNLARI
YAPI KOOPERATİFİNE
A R A Z İ A R A N IY O R
Yerleşme alanı olmaya uygun, su ve elektriği mevcut, imarlı ve imarsız, 30 ile 50 dönüm arası arazi satın alınacak tır. ATrazinin İstanbul veya İzmir civarında olması tercih sebebidir.
Tekliflerin, basit vaziyet pıanı, çap ve tapu fotokopisi ile ödeme şeklinin P.K. 8 - Bakanlıklar - Ankara adresine, arazi rumuzu ile yapılması rica olunur.
Ekspres: 263-15416 y ö n e t i m k u r u l u