• Sonuç bulunamadı

Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Takvimi Vakayi'den sonra çıkan gazeteler, ilk mizah gazeteleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Saray ve Babıali'nin iç yüzü:Takvimi Vakayi'den sonra çıkan gazeteler, ilk mizah gazeteleri"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Sahife 8 A K Ş A M

a r s ı y v ® is>

Yazan : SÜLEYMAN KÂNİ İRTEM

n n

ıa

D

S mı S mı 5

<

ş

y û ı y

Tercüme iktibas hakkı mahfuzdur — Tefrika No. 6 4 8

T a k v im i V e k a y id e n s o n r a ç ık a n

g a z e te le r, ilk m iz a h g a z e te le ri

Bir defa eski hariciye nazın Ri- fat paşa uzunca bir teehhürden sonra Takvimin bir nüshasını gö­ rünce:

— Bu bir gazete ise pek eski ! Tarih ise pek yeni!

Demişti. Bu söz sonra halk ara­ sında da şayi olarak Takvim:

(Tarihi yeni, kendi eski gazete) iye anılır olmuştu.

Eski (Tercümanı ahval) ga-tesi dahi, sahibi Agâh efen- t : (1) birçok takibata uğratıldık­ tan sonra ahrarane mesleğinden dolayı tatil edilmişti. Bir Türkün çıkardığ ilk gayrı resmî gazete bu olduğu gibi ilk tatile uğrayan da bu olmuştu.

Abdülâziz devrinde gazetelerin adedi çoğalmakta devam etmişti. Vilâyat kanununun neşrinden son­ ra vilâyet merkezlerinde birer res­ mî vilâyet gazetesi de neşrolunu­ yordu.

Bu vilâyet gazetelerinin bazıları türkçe ile beraber mahallî dil ile de intişar ediyordu. Meselâ Tuna vilâyetinin merkezi olan Rusçuk­ ta (Tuna) türkçe ve bulgarca, Bosnasarayda türkçe ve boşnakça, Erzurumda türkçe ve ermenice, Samda türkçe vearpça çıkıyordu. -. 1876 da İstanbulda intişar eden

gazetelerin adedi 47 ye baliğ ol­

muştu. ^ ____

---Bunlardan başlıcaları Takvimi vekayi, Cerideı havadis, Basiret, Vakit, İstikbal, Hayal olmak üze­ re on üçü türkçe, biri - Elcevaib - arapça, dokuzu rumca, dokuzu er­ menice, üçü bulgarca, ikisi İspan­ yolca, yedisi fransızca, ikisi ingili^-

biri almanca idi. *

Levant Herald ve Monitör Or­ yantal gazeteleri fransızca ve m- gizlice, Stambul yalnız fransızca intişar ederdi.

Bunlar arasında en ziyade ma­ cera geçiren Leyant. Herald ol­ muştu.

Bunu neşreden İngiliz tebaasın­ dan Edgar Witaker idi. İngiliz se­ faretinin neşir aracı sayılan bu ga­ zete bir defa bir makalesinde (Osmanlı hanedanındaki kan, Be- yoğlunda satılan süt kadar halis­ tir) demiş, Abdülhamid bundan son derece kızmıştı. Hükümet ga­ zeteyi kapattı. Witakerin hudud harici edilmesini istedi.

O zaman İngiliz elçisi olan lord Dufferin bu gazete sahibini Tarah yada yazlık İngiliz sefarethanesi­ ne aldı; orada üç hafta sakladı.

Abdülhamid imtiyaz sahibinin memleketten ihraç edilmesinde ıs­ rar etmedi. Sonra gazete yeniden intişara başladı.

Bundan sonra Levant Heralda hazinei hassaca senelik bin altın tahsisat verildiği rivayet edi­ lir. (2) Levant Herald ile Monitör oryantalin aralarında rekabet pek şiddetli idi. Seneler geçtikçe gaze­ telerin miktarı çoğalacak yerde azalmış. H. 1296 sonlarında otuz ikiye inmiştir.

1297 muharremi iptdalarında neşrolunan salnameye göre İstan­ bulda altı türkçe, iki arapça, yedi rumca, yedi ermenice, yedi fran- sızca, iki yahudice, bir bulgarca gazete çıkıyordu.

^ce

( I ) Anadolu müfettişi müşir Şakır paşanın büyük kardeşi.

(2) Sonhesmes: au poys deş

osman-Gene H. 1296 da İstanbulda 57 türkçe, 5 arabca, 3 farsça, 32 rum­ ca, 9 ermenice, 1 fransızca, 1 bulgarca, 1 yahudice ki ceman 110 kitap ve risale neşrolunmuştu. Vilâyetlerde ise hemen cümlesi resmî olmak üzere 25 gazete in­ tişar ediyordu.

Her sene İstanbulda bir, vilâ­ yetlerde yirmi kadar salname çı­ karılıyordu. İstanbuldaki matbaa­

ların miktadrı 72 ye baliğ idi; bu­ nun yarısı litografya, yarısı tipog­ rafya idi.

Seneler geçtikçe matbuatın ağ­ zına vurulan tıkaç günden güne sıkıştınldığı için Vakit vakit kapa­ na, açıla gazetelerin adedi de git­ tikçe azalmıştır.

Abdülhamid, gazeteciler arasın­ da Ahmed Mitat efendiyi takdir ederdi. Bu takdirler «Üssü inkılâp­

tan» sonra kuvvetlenmişti. *

Efendinin durmayıp' yazdığı, neşrettiği cild cild romanlar, İlmî ve fennî risaleler, gazete makale­ leri Abdülhamid nazarında onu bir «ilim ambarı» addettirdi.

Mitat efendi Abdülhamidden birkaç defa şahsan iltifatlara na­ il olmuş, tuttuğu yolda terğib ve teşvik görmüştür.

Rus müsteşriklerinden madam dö Lebeder İstanbula gelmiş, Mi­ tat efendi ile muarefe peyda eyle­ mişti.

Ahmed Mitat efendi bu mada­ mın bazı eserlerini Tercümanı ha- kikata almış olmasile bu münase­ bet yüzünden kendisini arkadan arkaya ittiham edenler çıkıyordu.

Hattâ hafiyelerden bazıları tara­ fından (Ahmed Mitat efendi Rus casuluğu ediyor) diye jurnallar verilmişti. (3)

Abdülhamid, Mitat efendiye karşı beslediği teveccüh saikasile bu jurnallara ehemmiyet verme­ mişti.

Diyojen, Hayal, Çıngıraklı tatar gibi mizah gazeteleri çıkaran Te- odor Kasap sekiz günlük ömür için dokuz gün çalışmak, bir dakika bi­ le boş durmamak düsturunu takib eden Ahmed Mitat efendi için (Kırk beygir kuvvetinde yazı ma­ kinesi) vasfını kullanmıştı.

Ahmed Rasim beyin matbuat hatıralarında naklettiğine göre:

Kayseriyeli Teodor, Beyoğlun- da bir hıristiyan ailesi yanma hiz­ metkârlığa girmiş, bu aile Parise gidince beraberlerinde bulunarak orada fransızcayı öğrenmiş, (Alek- sandr Duma) ya intisab ile kâtib-

liğine kadar yükelmiş, İtanbula avdetinde matbuata yanaşarak en ziyade mizahî gazeteler çıkarmış, Monte Kristoyu tercüme etmişti.

Molyerden tercüme etiği (Pinti Hamid) tiyatrosundan dolayı, da­ ha şehzade iken Abdülhamidin kendisine ne kadar münfeil oldu­ ğunu evvelce yazmıştık.

Bu infial geçtikten sonra Abdül­ hamid Teodor Kasabı kütüphane­ cilikle Mabeyine almış, roman ter­ cümesi hizmetinde kullanmıştır.

Vakit gazetesi sahibi Diyarıbe- kirli Filip efendi eski (Ceri- dei havadis) matbaasında at uşa­ ğı idi. Açık göz olduğu için Vakit gazetesinin imtiyazını ele geçir­ mişti.

(3 ) Ahmed Rasim: Muharrir, şair, edip.

Okuyup yazması pek kıt olan Filip efendi gazetecilik âleminde çekirdekten yetişmiş, mesleğini iyi bilir, bu yüzden temeyyüz ede ede Osmanlı ricali arasına karışmış idi.

«Kulaklarına kadar inmiş Azi­ ziye fesi, düğmeleri tamamen ilik­ li İstanbulini ile Babıâliyi gazete idarehanesine taşımış» görünürdü.

1875 te intişara başlıyan Vakit gazetesi, Kemal paşa zade Said beyin baş muharrirliği zamanında halktan büyük rağbet görmüştü.

(Devamı var)

Düzeltme; 641 numaralı tefrikada (20 cemaziyelevvel 1273) tarihinde matbaalar hakkında neşrolunduğu yazılan talimat­

name değil, nizamnamedir; bu tarih 1857 mayısına değil, o sene kânununsanisinin altısına isabet eder.

Gene bu numaralı tefrikada matbu­ ata dair 2 şaban 1281 de neşrolunduğu münderiç talimatname bir talimat ve emir olmayıp nizamnamedir.

646 numaralı tefrikada Abdülhak Hâ- mid beyden bahse başlanırken dördüncü satırda (çizgilerde) diye çıkan söz (çir­ kinliklerde) dir.

Gönderdiği mültefitane ve müdekki- kane mektuptan dolayı matbuat umum müdürlüğünde memleket masası rapor­ törü bay Server Iskite teşekkürler ede-rım.

BİR TAVZİH

645 numaralı tefrikada Said bey ile Ziya Mollanın nefyedildiğinden bahseyle- miştik. Esbak Şûrayi devlet maliye dai­ resi reisi Sadrazam Said paşa damadı bay Nuri bu nefiy meselesi hakkında -Sa­ id beyin kendisinden naklen- bana şu izahatı verdi:

(Ziya Molla şehzade Kemaleddin efendi ile münasebette bulunurdu. Ke­ maleddin efendi bir defa Mollaya atiye ile beraber iltifatlı bir mektup gönderir. Ziya Molla buna iyi bir cevap yazılmak üzere keyfiyeti aSid beye açar. Said bey kaleme aldığı cevapta Ziya Molla tara­ fından edilen teşekkürler arasına şeh­ zadeyi yakında tahtta görmek temennisi­ ni de sıkıştırır.

Ziya Mollanın en yakınlarından biri tarafından verilen jurnal üzerine Molla yakalanır; Said beyin evinde yapılan araştırmada mektubun Said bey yazısile müsveddesi bulunur. Bunun üzerine iki­ si de nefyolunur.)

Kemaleddin efendi ile muhabere me­ selesi Said beyin evini araştırmağa sebep olunca 645 numaralı tefrikada yazdığım hicviye =hal’name;= dahi bu esnada hü­ kümetçe elde edilmiş olacaktır.

Bu münasebetle Said beyin (teşhiri izmihlal) risalesinde Ziya Molla hakkın­

da:

(Devletin işlerinden ve idaresinden ümid kesmek hususunda Mollanın fena fillâh mertebesine vasıl olduğuna!) şe- hadet eylediğini de zikredeyim.

S. Kani İrtem.

AKŞAM

Abone ücretleri

Türkiye Ecnebi I SENELİK 1400 kuruş 2700 kuruş j [6 AYLIK 750 » 1450 »

3 AYLIK 400 » 800 » 1 AYLIK 150 » —

Posta ittihadına dahil olmayan ecnebi memleketler: Seneliği

3600, altı aylığı I 900, üç aylığı 1000 kuruştur. Adres tebdili için yirmi beş kuruşluk pul göndermek lâzımdır.

Zilhicce 8 — Kasım 116

S. İmsak Güne; Öğle İkindi Ak;am Yatsı E. 11, 12,38 6,28 9,35 12 1,31 V«. 4,58 6,37 12,27 15,34 17,59 19,29

idarehane: Babıâli civan Acımusluk Sok.

13 No.

Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

1934'te Ürdün'ün Ankara Büyükelçisi Prens Emir Zeid'le yaptığı evlilik nedeniyle “ Prenses Zeid” olarak da tanınan sanatçı, diplomat, hattat ve tarihçi Şakir

Şimdi belediye Orhan Veli için heykel di­ kerken, aynı belediye Oktay Rifat’a Aşiyan’da yatacak yer ver­ mezse bunda bir tutarsızlık var demektir.. Bir

Stanford Üniversitesi bilim insanları tarafından gerçekleştirilen güncel bir çalışma ise, yoğun zihinsel çaba gerektiren işlerde konsantre bir şekilde ne kadar uzun

For atmospheric dispersion calculation PCCOSYMA software based on Gaussian plume model was used (Jones et al., 1995). For 15 different atmospheric conditions,

Bu çalışmanın materyalini örnek matrisi olarak hıyar, pestisit olarak da chlorpyrifos, dichlorvos ve malathion oluştursa da; gaz kromatografi sisteminin

Çalışmamızda, 1 ve 5 yıllık hasta sağkalımı canlıdan yapılan BN ‘de sırasıyla %100 ve %100, kadavradan yapılan BN’de %85 ve %85 olarak bulundu..

Bu amaçla, şu sorulara cevap aranmıştır: (1) İlköğretim mezunlarının müzik okuryazarlıkları teori, ezgi ve ritim boyutlarında ne düzeydedir?, (2)

ölümlerinde de gereken ilgi ve saygıyı göstermeyen medyanın, daha uzun yıllar terör ve cinayet haberleri vermesi, kendisinin dahi yok edilmesi tehlikesi, giderek