• Sonuç bulunamadı

Aziz Nesin

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Aziz Nesin"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

10 TEM M UZ 1995 PAZARTESİ

T U R N İ K E

SEMİH GÜNVER

Aziz Nesin

Gece, TV’den TBMM anayasa değişikliği müzake­ relerini, Başkan Kamer Genç’in çırpınışlannı, m illet­ vekillerinin anlamsız inatlarını, kavgaları, ilkel tür oy­ lamaların beklenilen sayı ile sonuçlanmamasını kal­ bim sıkışarak izledim. Uyuyamadım. Sabahleyin ga­ zeteleri açınca donup kaldım: Aziz Nesin ölmüştü.

Medya, Aziz Nesin ile doldu taştı. Demirel ve hü­ kümet onun çiftliğinde toprağa verilmesine izin ver­ diler. Bu arada, ANAP yan çizdi ve anayasa müzake­ releri de sanki mateme katılmıyormuş gibi çalışma- lannı durdurdu.

Aziz Nesin ile aynı nesildeniz. Yazılarını, öykülerini, piyeslerini uzun yıllar izledim. Mizah üstadını, Kahire Büyükelçiliği görevini sürdürürken 1967 yılında tanı­ dım. Asya-Afrika Yazarlar Birliği’nin toplantısına ka­ tılmak için Mısır’a gelmişti. Gazetelerden haber almış­ tım. Bizi aramadı. Onun yerleştiği oteli buldum. Tele­ fonuma çıkmadı. Bir meslektaşımı otele gönderdim. Aziz Nesin’i adeta zorla alıp öğlen yemeğine getirdi. Yazar aşırı nezleydi. Çekingendi. Hafiften endişeliy­ di. Davetimden anlam çıkarmaya çalışıyordu. Ailece oturduk, karşılıklı öyküler anlattık, gülüştük, dertleş­ tik ve dost olduk. Bu dostluk bugüne kadar sürdü. Aziz Nesin bize İstanbul’dan kitaplarını postaladı. Za­ man geçti. 1985’te Vizyon (eski Vizon) dergisinde bu­ luştuk. Her ay bu dergiye öyküler yazdık.

Aziz Nesin, bütün dünyaca okunan büyük bir ya­ zar olduğu kadar, özgürlüklerin, insan haklarının, la­ ikliğin yılmaz bir savaşçısıydı. Düşündüğünü söyler ve yazardı. Başından geçmeyen kalmadı. Hiçbir teh­ ditten korkmazdı. Gösterişten kaçardı. Ölünce yakıl­ mayı bile istedi.

Aziz Nesin ile Türk edebiyatının ve fikir hayatının parlak bir sayfası daha kapandı. Ölümüne içten üzü­ lenlerin yanı sıra ne yazık ki sevinenler de olacaktır. . Farklı değerlerin kaderi de budur.

★★★

Ali Rıza Çiçek, tanınmış bir işadamı değildir. Çi­

çek, bir politikacı da olamamıştır. Sanatla ilgisi yok­ tur. Üst düzey bir bürokrat olması akla bile gelmez.

Böyle olmakla beraber, Çiçek, sosyetenin üst katı içinde yaşamış, zengin ve mutlu sınıfın dertlerini ve sevinçlerini onlarla paylaşmış, hayatını onların ya­ şamlarının kıyı sularında geçirmiş, fakat kendi dün­ yası içinde tek başına bırakılmış bir vatandaştır. Ka­ vaklıdere Spor Kulübü’ne 1961 yılında bulaşıkçı ola­ rak girmiştir. Sonra tenis kortlarının bakımı ile görev­ lendirilmiştir. Ali Rıza terfi etmiş ve üst salonlarda oyun masalarının yönetilmesi işini üzerine almıştır. Ali Rıza yakışıklı bir adam değildir. Giyinişinde itina ara­ mak fazla iyimserlik olur. Orta boylu, tıknaz ve esmer­ dir. Pek bakımlı olduğu intibaını da vermez. İnsan sarrafıdır. Güler yüzlü, tatlı dillidir.

Herkese karşı sevgi ve saygı taşır. Bayan üyelerin yakın dostudur. Onların her emrini derhal yerine ge­ tirir, sıkıntıda olanlara faizsiz borç para bile verir. Her­ kesin sorunlarından, üzüntülerinden veya sevinçle­ rinden haberdardır. Hatır sorar, günün olayları hak­ kında bilgi alır. Fazla yoruma girmez. Ali Rıza, koyu DYP’lidir. Demirel’in gerçek ve samimi hayranıdır. De- mirel’in bu bağlılıktan haberi olmamıştır. Tenis kulü­ bünün değişmez bir parçası, dekorun aynlmaz bir bö­ lümüdür. Bir aralık kulüp lokantasını da işletmeyi üze­ rine almış, fakat mali zorluklarla karşılaşmıştır. Lokan­ tanın patronu değişmiş, çalışanlann bir kısmı aynlmış, fakat Ali Rıza kalmıştır. Koyu gri elbisesi içinde her işe koşmaya devam etmiş, kendisine biraz dinlenme­ si için yapılan tavsiyelere aldırış bile etmemiştir.

Geçen hafta içinde öğlen yemeğinde arkadaşlarla kulüpte buluşmuştuk. Hava sıcaktı. Ali Rıza ileride bir masada oturan bayanlara hizmet veriyordu. Yanımız­ dan geçerken kolundan tuttum . Yüzü biraz kararmış gibiydi. “Ali Rıza, bize kahve söyleyebilir misin” diye sordum. Gülümsedi. “Şimdi geliyorum" dedi. Bah­ çedeki kahve tezgâhına doğru ilerledi. Bir dakika bi­ le geçmedi. Bann arkasındaki tezgâhın önünde bir kalabalık peydahlandı. Koşuşmalar oldu. Sonra biri­ si bağırdı: “Ali Rıza öldü. "A li Rıza içeriye girmiş, yor­ gun olduğunu söylemiş ve kendisi için bir kahve is­ tem işti. Kahve fincanı elinde birden yere yıkılmıştı.

Doktorlar geldi. Ambulans çağrıldı. Bir sedye üze­ rine, beyaz bezle örtülü Ali Rıza’nın cesedini koydu­ lar. Herkes yerinden fırladı. Yol açıldı, biraz sonra am­ bulans canavar düdüğünü çala çala uzaklaştı.

Rıza her seferinde masamıza yaklaşır ve elimi öper­ di. Kendisine takılırdım: “Ali Rıza, yaşlı erkeklerin eli

öpülürse, el bırakılmaz, alına götürülür. Sen beni ba­ yan mı sanıyorsun?" Gevrek gevrek gülerdi.

Bir işadamı; bir üst düzey bürokrat, bir politikacı, bir sanatkâr ölünce büyük gazetelerde boy boy ölüm ilanlan yayımlanır. Ali Rıza’nın ismi hayatında gazete sütunlanna hiç geçmemişti. Ölümü de sessiz seda­ sız bir dakika içinde gerçekleşiverdi. Oysa, Ali Rıza temmuz ayında by-pass ameliyatı için hastaneden gün almıştı. Arkadaşları söyledi.

Bu yazıyı Ali Rıza’nın anısı için yazdım. O, içim iz­ den biriydi.

Referanslar

Benzer Belgeler

değer bulunan Süheyl Ünver'e 1 mil­ yon liralık parasal ödülü ön ü -,. müzdeki günlerde d ü zen len ip cek bir törenle v erilecek

nazesi Çarşam ba günü Şişli ca-“ miinde öğle namazı kılındıktan sonra gazetemize getirilecek ve burada kendisine son saygı du­ ruşu yapıldıktan sonra

Hat­ tâ, (Resimli Kitabın) bir fotoğrafçısının elinden makinesini bile aldılar. Fakat ben işi bir çalımına getirdim. Bir ağaca tırmandım istediğim gibi

bfl- * “ ■ hassa roman, hikâye dışında •debiyat üzerine İleri sürülmüş ö - klrlerin, terüddleria kitap halinde pek az müşteri buluşa bir çok

Bu çalışmada; orta tabakada okume yerine kızılağaç yada kayın kaplama kullanılması durumunda okume kontrplakların bazı özelliklerindeki değişmeler ile

The aim of this paper is to investigate the cost of workforce loss caused by the accidents in construction building sites by using the statistics of three building

Şimdiye kadarki tutumları ile, Ermeni terörist­ lere cesaret vermekten başka bir şey yapmamış olan bazı Avrupa ülkelerinin de, özellik­ le Ermeni

Konakla virus arasında süregiden etkileşimde ortaya çıkan doğal nötralizan antikor yanıtları ve sitotoksik T hücre cevapları yeni ortaya çıkmış olan bu varyantların