0
İstiklâl Harbinden gizli
< y v v v > A W \ w » w w w v w w .k a l m ı ş s a y f a l a r :
Abbas Halim Pasa
Atatürk’e inanmıştı
Neşredilmemiş mektupları
Bu sa yfam ızd a T arih D ünyası a r şivinde m evcu t tek nüsha vesikaları ilk d e fa T ü rk efk ârıu m u m iyesin e sunacak ve tarihim izin m eçhul ta ra fla rın ı aydınlatm ak suretiyle ge lecek neslin tarihçilerine hizm ette
bulunm uş ola ca ğız.
(¿y
A b b a o H alim Paşanın imzası
H al T ercü m esi M ısır hanedanından M eh m et A li Paşa zade H alim Paşanın ikin ci oğ lu ve İttih at ve T erak k i sadrâ zam larından Sait H alim Paşanın kü çük kardeşidir. 1866 da doğm u ş ve 1934 yılın da v efa t etm iştir. A b - dülham it kendisine Şurayı D evlet âzalığı ve Rum eli B e y lerb ey liğ i verm işti. 10 T em m u z İnkılâbından son ra B ursa V a liliğ in e tâyin edildi. B irin ci U m um î H a rp te k abineye N a fia N azırı ola ra k gird i. H a yırsever bir insandı. Şair M ehm et A k if ’ i h im aye e t mişti. İn gilizler ta ra fın dan M altaya sürülenler arasında A b b a s H alim
Paşa da vardı.
İstiklâl Harbinin başlangıcından iti baren Abbas Halim Paşanın can ve gönül den bu harekete taraftar olduğu ve devam lı maddî ve mânevi yardımlarda bulunduğu pek az kimse tarafından bilinmektedir. Bu sayfamızda, Paşanın, elimizde bulunan kendi el yazısı mektupları ile bunları be lirteceğiz. Vesikaları neşretmeden önce şu nu söylemek isteriz ki, koyu bir İttihatçı olan ve İngilizler tarafından bu yüzden Maltaya sürülmüş bulunan Abbas Paşanın MustafaKemale inanması ve hemen yar dımlara geçmesi, o günkü şartlar gözönü- ne getirilince hiç de küçümsenmiyecek bir hâdise olduğu kabul edilmelidir.
Paşanın elimizdeki mektupları, 1921, 1922 ve 1923 tarihlerini taşımaktadır.
İşte bu mektuplardan bazı parçalar: “ Anadolu ahvali hamdolsun pekâlâ ce reyan etmektedir. İngiltere her gün gittik çe partiyi kaybettiğini daha iyi anlıyarak hiddetten hiddete geçiyor. Artık böyle a- yak patırdılarına pabuç bırakacak da kal madı. Nafile zahmet ediyor tahmin etmek teyim. Hele Amerikanın müdahaleleri on ların nefesini bütün, bütün kesti, sersem
44
etti. Dünyada bir İngiliz tasavvur edilir mi idi ki; günün birinde biri çıkacak ta: “ Sen falan ittifaknameni boz ve tekrar et me, sen, azametine temel olan deniz kuv vetlerini tahdit eyle ve hattâ benim tâyin ettiğim miktardan ziyadesini inşa etmene razı değilim.” desin de buna, o korsan hü kümet: “ baş üstüne,” cevabından başka türlü mukabele edemesin. Daha hoşu şu ki, şayet bu teklifleri kabul etmezse Amerika kararlaştırdığı gemileri inşa edecek ki, o vakit îngiltereden kuvvetli olur. Bunlara on küsür gemi daha ilâve ettikten başka tekmil alacağı olan bir milyar İngiliz lir a sını da istiyecektir. Bu müthiş tehditlere ilâve olarak İrlanda vesaire de nazarı iti- baıe alınırsa artık mübarek Anadolu için ahval ne kadar müsait olduğu tezahür eder. Haniden sümme hamda... Azami istifade edilecek zamandır. İstifade edecekleri de anlaşılıyor. Çünkü İngiliz gazetelerinin kavi ince. Ankara çok yüksekten uçuyor ve fena halde İngiliz aleyhinde bulunuyormuş.
“ Anadolu Paşalarımızın birinin cevabını askerce ve diğerinin pek Avrupa diplomat ları usulünce buldum. Her ikisi de bence mûtadır ve mûta kalacaktır. Memlekete mu vaffakiyetle hizmet edildiği kadar. Görü yorsunuz ki, ettiğim kredi aleyhime değil, mukabilidir. Günahkâr olan hizmet etme yenlerdir. ( J) Onlara pek tabiî itibar ve rilemez ve bu yolda cevaplara müstehak olurlar. Şairiazam Süleyman N azif Beye fendinin beyti hatırıma geliyor: Mukteza- yı feyizdir adlı İlâhinin bu hal. Buna itiraz etmek, gücenmek pek abestir. Biz günah kârlar artık küşe-i inzivaya çekilerek Ana- dolunun muvaffakiyetine can ve gönülden dua etmeliyiz, ta ki, günahlarımız a ffa uğ rasın. Bu da, ancak Anadolunun m uvaffa kiyeti ile kabildir. O m uvaffak olmazsa, maazallah, şimdiki ricalisabıka sırasına ge çen geçene, hattâ memlekette geçmedik bir ferd kalmaz. Mustafa Kemal Paşanın sar- fettiği cümle cümleye şâmil olur ve bunu belki Yunan hınzırı söyler. İhtimal, içimiz de bazıları: “ Ben tekke şeyhi değilim, dua etmesini bilmem,” der. Öğrensin, zaman şimdiki halde ondan o kadarını bekliyor. Ben o kadarına gidiyorum ki, eğer sulhtan sonra bizi, herhalde azim bir kısmımızı u- muru ibadııı idaresine ııisbetle, duagüluğa mecbur (duacılığa) edecek bir kuvvet hâ sıl olmazsa çok teessüf edeceğim.”
20/Temmuz/1921 Ve işte bir gün sonra yazdığı bir mek tuptan parçalar:
“ Anadolu yollarının kapalı bulunması pek hoşuma gitti. Arkadaşlar acaba düş manın hücuma hazırlandığı cepheden mi gitmek arzusunda idiler? Mesele maksadı nezaketle anlatmak idi. Buna Bekir Sami Bey muvaffak oldu ad ederim. Esas hak kında bir fikirde bulunmaya kendimde bir hak göremezsem de Anadoluya vermekte hiç tereddüt etmediğim krediden dolayı bu kararın muterizi değilim ( 1). Onlar elbette
i 1) Abbas Halim Paşanın burada (günahkâr) dan kastettiği, dağılmış bulu nan (İttihat ve Terakki) erkânıdır. Bu mektupta okuyacağınız gibi onları Mustafa Kemale yardıma ve Millî harekâta dua et meye davet etmektedir. Bu satırlar, cidden samimî ve içten gelmedir.
( ') Abbas Halim Paşanın kasdettiği yolların kapalılığı şudur: Anadolu harekâtı devam ederken bazı İttihatçılar Millî cep hede yer almak için Anadoluya geçmek
is-jil c S " « /- r * ■ ' • . - . - • ^ A y ¿u yjJsAy • ’A ' . Ja' V l • ✓ .*» u ¿j. '^ ' d r t . j r y ı * y ' ' aJa î- A ' e • < e . V . _ • ■ . ■ . r , * y, ,, „ s" , ^ • ~ s
y y J
r t* \ ,-y< yJ#
y y
y ^ y A ', vA ^ ■ y/ U -' y yA
..
?
9
fiE ■
A b b a s H alim Paşanın ya p tığ ı yard ım lar ve İstiklâl harbini öven el yazısı m ektubun
klişesi
daha iyi düşünürler. Bu da hamd olsun te min edilen muvaffakiyetlerle tezahür edi yor. Tecrübe görmüşlere kalsa idi ne ola caktı, şimdi ne oldu? Artık bu kadar şey” kuru lâ f ile mukabelede bulunmak gülünç olacağı gibi günahtır. Zan ediyorum ki, bu günahı iyice anladığımız gün arada kapalı yol kalmaz.”
21/Temmuz/1921 temişler, fakat Mustafa Kemal bunu o za man için doğru bulmamış ve Anadoluya gelmek istiyenlere mâni olmuştur. Mustafa Kemali bu karara sevk eden sebep, birinci Büyük harpten mağlûp çıkan ve bu yüzden milletin itimadını kaybeden şahsiyetlerin birer kahraman gibi tekrar mücadeye atıl maları ne mevki ne de şöhret düşünmeden mücadele edenler arasında hâdiselere sebep olabilirdi. Netekim, bu kararın ne derece yerinde olduğunu, kararın verildiği gün lerde koyu bir İttihatçı olmakla beraber Atatürke inanmış olan Abbas Halim Paşa tarafından da kabul edilmiştir. Ve tahmini de çıkmıştır. Anadolu m uvaffak olduktan sonra arada kapalı yol kalmamıştır.
45
(V-.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi