• Sonuç bulunamadı

III. Ahmet Çeşmesi ve restorasyonu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "III. Ahmet Çeşmesi ve restorasyonu"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TT-

?$o!q

?

III. Ahmet Çeşmesi, İstanbul’daki anıtsal meydan çeşmele­

rinin en belirgin öneme sahip olanıdır. Bu öncül düşünce

ile yapının restorasyonuna gereken önem verilmiştir. Ön­

celikle rölevesi hazırlanmıştır. Dört cephesine iskeleler ku­

rularak restitüsyon araştırmaları, malzeme analizleri yapıl­

mıştır. Bu verilerin ışığında restorasyon projesi tamamlan­

mıştır. Malzemelerin temizlik ve koruma yöntemleri belirle­

nerek çalışmalar sistemli bir şekilde sürdürülmüştür. Uy­

gulamaları gerçekleştiren Vakıf İnşaat Restorasyon ve Ti­

caret A.Ş. ’ne ve görüşlerini aldığımız İstanbul Restorasyon

Konservasyon Merkez Laboratuarı Müdürlüğü’ne, bu eşsiz

yapıya verdikleri katkılar için teşekkür ederiz.

IIL AHMET ÇEŞMESİ VE

RESTORASYONU

Dr. Beyhan Erçağ Y. Mimar Restoratör

Dıştan gelen görünüş YAPININ TARİHİ

Sultan III. Ahmet (1703-1730) tarafından 1728’de yaptırılmış olan bu yapı Osmanlı mimarisinde Lale Devri’nin simgesi olan anıtsal çeşmelerin en önde gelen örneğidir. Çeş­

me aynı yerde bulunan Peray- ton adlı Bizans Çeşmesinin ye­ rine yapılmıştır. (1) Yapının ana (kuzey) cephesinde yer alan ta­ rih kitabesinde 1141 tarihi oku­ nur. Bu kitabe kendisi de şair ve hattat olan padişahın “Aç besmele ile iç suyu Han Ah- m ed’e eyle dua” beyti kendi haltıyla yazılmıştır. Çeşmenin yapımı için padişahın Marma­ ra Naibi’ne gönderilen bir hük­ münde şöyle deniyor. (2) “Sarayı Cedidi amirem babıhu- mayunu pişgahında tarafı hü­ mayunundan müceddeten bi­ nasına mübaşeret olunan çeş- mesar içün mermer taşın lüzu­ mu olmağla iktiza eden

beha-ları bina emini tarafından verilmek üzere tayın olunan mübaşir aseki marifeti ile gönderilen def­ ter mucibince saf ve beyaz damarsız olmak üze­ re... Zira mermer taşı katı ve tedarik olunup

(2)

leten kayıklara vazü tahmil ve bir gün mukad­ dem Asitanei saadet aşıyanıma naklolulnmak babında fermanı alişanım yazılmıştır.”

Yapının mimarı olarak Mimarbaşı Kayserili Mi­ mar Mehmet Ağa bilinir ancak yukarıdaki hük­ mün bulunduğu arşiv kaydında Mehmet Ağa'nın Çeşmenin alem ve şebekelerini yaldızlamak için görevlendirildiği geçmektedir. Bu kayda göre çeş­ menin baş mimarı olarak Mehmed Ağa’yı yorum­ lamak yeterli değildir. (3)

III. Sultan Ahmet ile birlikte OsmanlI İmparator- luğu’nda yeni bir devir başlamıştır. Lale Devri di­ ye adlandırılan bu devirde özellikle Fransa yolu ile Avrupa etkileri Osmanlı mimarisine girmiş, ba­ rok ve rokoko etkileri İstanbul’un birçok semtine yayılan kasır, köşk, sebil ve çeşmelerde kendini göstermeye başlamıştır. 1720 yılında Fransa’ya elçi olarak giden Yirmisekiz Mehmet Çelebi XV. Louis’nin üslubundan çok etkilenmiş, dönerken yanında Versailles ve Marley-le Roi planlarını getirmiştir. Bunların etkisi ile padişah Kağıtha­ ne’de pekçok köşk yaptırmıştır. (4) III. Ahmet Çeşmesi’nin de özellikle saçağında Avrupa’dan getirilen bu yeni desenler kullanılmıştır. Lale Dev­ ri üslubu çiçek ve meyve motiflerinin ağır bastı­ ğı natüralist bir üsluptur ve devre adını veren la­ le bu dönemin süslemelerinde en önemli motif olmuştur.

III. Ahmet Çeşmesi’nin cephelerini kaplayan al­ çak kabartmalı mermer rölyeflerde devrin karak­

teristik İalesi haline gelmiş olan dar ve uzun, uç­ ları kılçık gibi sivri ve daha çok başak şeklini an­ dıran laleler ve vazodan çıkan gül ve tomurcuk­ ları ile üç iri lale motifi kullanılmıştır. Aynı motif­ ler yine III. Sultan Ahmet tarafından yaptırılmış olan Topkapı Sarayı Yemiş Odası’ndaki panolar­ da da görülmektedir. Dört cephede yer alan firu­ ze renkli, altın yaldızlı sülüs kitabeler Seyid Veh­ bi’ye aittir. Yapının ön yüzünde yapının mermer cephelerinden çatıya geçişte mukarnas ve çini bantlar kullanılmıştır, saçak başlangıcındaki ah­ şap profillerin içbükey yüzeylerindeki kalemişi süslemelerde Osmanlı mimarisinde ilk kez kul­ lanılan akantüs yaprakları motifi görülmektedir. Çeşme genel çizgileri ile o dönem için yeni sa­ yılabilecek özellikler göstermektedir. Tam olarak barok sayılmasa da, süslemelerin yoğunluğu ve gösterişliliği ile barok unsurlar içerir. Sebil köşe­ lerinin dilimli yuvarlak dönüşleri ve bunların sa­ çağa yansımaları barok özelliklerdir ancak çeş­ me üzerinde almaşık kemer taşları, ana cephe dışındaki motifler gibi klasik Osmanlı özellikleri de barok unsurlarla birlikte mevcuttur.

GEÇ DÖNEM ONARIMLARI

Yapı üzerindeki verilerden, yakın tarihlerde ya­ pılmış onarımlara ilişkin bilgi edinebiliyoruz. İs­ tanbul Sular İdaresi’nin 1950’Iİ yıllarda yapıyı el­

(3)

manların durumu o dönemde bu elemanların ye­ nilendiğini ve pekçok destek elemanların yer­ leştirildiğini düşündürmektedir. Çini onarımları, taşların sıvanması, tuğla parçalarla kaplanma­ sı, üst seviyedeki derzlerin doldurulması, ko­ puk mermerlerin imitasyon malzeme ile doldu­ rulması gibi müdahaleler de bu döneme tarih- lenebilir ancak bu tarih verileri kesin değildir. Çeşmenin kurşun örtüsünün birkaç kere değiş­ tirildiği anlaşılmaktadır.

Daha yakın dönemde 1988 yılında matbaa bi­ naları çeşmenin hemen yakınında bulunan T.C. Milli Eğitim Basımevi mensupları Vakıflar Böl­ ge Müdürlüğü’nün izni ile yapının bakımını üst­ lenmiştir. Bu iyi niyetli sahiplenmenin sonuçla­ rı ne yazık ki bilinçsiz uygulamalarla yapı açı­ sından kötü olmuştur. Bu dönemde yapı cep­ heleri deterjanlı ve basınçlı su ile yıkanmıştır. Bu işlem Konservasyon Merkezi elemanların­ ca durduruluncaya kadar yapının üç cephesi­ ne kalıcı zarar vermiştir. Bu dönemde yapılan bakım ve onarımın olumlu yanı ise çeşmenin çevresinin düzenlenmiş olması, sebil açıklıkla­ rına doğramalar takılarak iç mekanın korunma­ sı ve içeride barınmakta olan insanların uzak­ laştırılmasıdır.

YAPININ TANIMI Biçimsel özellikler

Yapı 11.25X11.25 m boyutlarında bir kare taban üzerine oturmaktadır, köşelerde yer alan sebil bölümleri daire parçaları şeklinde kare tabandan dışarıya doğru çıkmaktadır. Yapının ortasında sekizgen planlı sarnıç bölümü yer almaktadır. Sarnıç ve dış duvarlar arasında çepeçevre do­ laşan bir dolaşım koridoru vardır. Bu koridora ya­ pının güney cephesinde yer alan yuvarlak ke­ merli iki adet kapıdan girilir. Yapının dört cephe­ sinde geniş sivri kemerli sığ nişler içinde birer çeşme, köşelerdeki dairesel bölümlerde ise se­ bil şebekeleri bulunmaktadır. İçerde bu sebil bö­ lümlerini karşılayacak şekilde sekizgen planlı sar­ nıç köşelerinde dört tane çeşme daha vardır. Bu çeşmeler sebil bölümlerinden dağıtılan şerbet ve benzeri içeceklerin hazırlığı için kullanılır. Giriş (güney) cephesi dışında diğer üç cephede (ku­ zey, doğu, batı) dış duvarlardaki çeşmelerin her iki yanında çokgen planlı, üstleri mukarnaslı kü­ çük nişler bulunur. Doğu ve batı cephelerinde bu nişler çeşme yalak seviyesinden başlarlar ki bun­ ların, “Su doldururken bir eşya koyma ya da otur­ ma işlevini gördükleri düşünülebilir. Ana (kuzey) cephede ise daha yüksekten başlarlar ve

içeri-Saçaktaki ahşap oyma bezeme

(4)

lattı den bir delik açılmıştır.Bu nişlerin, kuşların su iç-

çini mesi için tasarlandığı anlaşılıyor.” (5)

rdür III. Ahmet Çeşmesi’ni ayrıcalıklı kılan en belirgin yapısal özelliği oldukça geniş (3.30m) ahşap sa­ çağının biçimlenişi ile barok çizgiler taşıyan dört yöne eğimli yüksek çatısıdır. Çatı üzerinde bir tane ortada ve dört tane de köşelerde yer alan sekizgen kasnaklı daha küçük kubbeler vardır.

STRÜKTÜREL SİSTEM VE MALZEME

Yapının beden duvarları kesme taştan yığma ola­ rak inşa edilmiştir. Dış beden duvarları ile sekiz­ gen sarnıç duvarları dikdörtgen kesitli demir bağlarla, sık aralıklarla birbirine bağlanmıştır. Ya­

pıda genel olarak kullanılan taş kü- feki taşıdır ancak kemer taşların­ da mermerle almaşık olarak, kita­ be çevre bordürlerinde ve kapı sö- velerinde kırmızı mamlı kalker, ana kitabe çevre bordüründe ise kırmızı porfir kullanılmıştır. Kapı­ lardan birinin söveleri sonraki bir dönemde yapılan onarımlarda şi­ rin çavuş tüfü ile değiştirilmiştir. Ya­ pının dış cepheleri Marmara mer­ meri ile kaplanmıştır. 4-5cm kalın­ lığında kullanılan mermer plaka­ lar arasında metal kenetlerin bu­ lunduğu derzlerde izlenen kurşun akıtma deliklerinden anlaşılmak­ tadır. Mermer plakalar yoğun ola­ rak alçak kabartma süslemelerle kaplıdır. Mermer üzerine boya ve varak uygulanarak benzemeler renklendirilmiştir. Ahşap çatı sa­ çağına geçmeden hemen önce 62cm yüksekliğinde bir çini bandı yer alır ve çiniler doğrudan küfeki duvarlar üzerine harçla yapıştırıl­ mıştır. Çini bordürden sonra pal- met motifii ahşap oyma bordürle saçakaltı tavanı başlar.

Çeşme çatı strüktürü tamamen ahşaptır ve geniş saçakları taşı­ mak üzere özel bir asma sistem­ de tasarlanmıştır. Çatı ve üstün­ deki kubbeler kurşun kaplıdır. Kub­ beler altın varak kaplı alemlerle son bulur. (Çatıya ilişkin ayrıntılı bilgi için Bkz. Çatı Raporu) Köşelerdeki sebil açıklıkları mer­ mer sütunlarla birbirinden ayrılan üçlü bölmeler şeklindedir. Sebil şe­ bekeleri o rijin a l olarak dökm e bronzdan yapılmışlardır ancak sa­ dece bir köşede daha sonradan değiştirilmiş ol­ duğu düşünülen demirdöküm bir parça vardır. Şebekelerin üzerinde altın varak olduğu hem mevcut kalıntılardan hem de bazı kayıtlardan an­ laşılmaktadır. (6)

Yapı cepheleri sebil köşelerinde dairesel mer­ mer basamaklarla sonlanır ve yapının çevresin­ de zemine mermer plakalar döşenmiştir. Bunla­ rın arasında tektük devşirme mermer parçaları­ na rastlanmaktadır. Çeşmenin etrafında yakın dönemde yapılmış olan klasik Osmanlı biçimle­ rini tekrarlayan mermer babalara bağlanmış de­ mir parmaklıklar vardır. Dairesel planlı bu par­ maklıklar üzerindeki iki adet kapıdan çeşmeye

(5)

Cephelerdeki mermerlerin temizlik çalışmalarından görüntüler yaklaşılmaktadır.

Yapı beden duvarlarının iç yüzleri yer yer ince bir kireç sıva ile kaplıdır. Bir köşede kalemişi süs­ lemelere rastlanmıştır. Sarnıç duvarları bugün çimento bazlı bir harçla sıvanmış ve kırmızı renk­ te boyanmış durumdadır. Bunların geç dönem­ de yapılmış oldukları gayet açıktır. İç koridor ze­ mini de yine mermer plakalarla kaplıdır. Çeşmenin özgün su giderleri iç ve dış döşeme­ lerde halen izlenmektedir ancak şu anda yakın dönemde yerleştirilmiş pek iyi durumda olmayan tesisat sistemi ile çeşme musluklarına şehir su­ yu ulaşmaktadır.

SÜSLEMELER

Dönemin en önemli yapılarından olan III. Ahmet Çeşmesi özellikle yoğun yüzey bezemeleri ile dikkat çeker. Yapı genelinde çeşme aynaları se­ viyesinden yukarıya doğru bütün bölümlerdeki mermer kaplamalar, hiç boşluk kalmamacasına alçak kabartma bezemelerle kaplıdır. Ayasof- ya’ya bakan ve yapının ana cephesi olarak ka­ bul edilebilecek olan kuzey cephesi genel düze­ ni, kabartma motiflerin stili ve işlenişi ile diğer üç cepheden farklılıklar gösterir. Bu cepheye bakan

köşe sebillerinin şebeke altında kalan bölümleri de diğer cephelere göre daha yoğun işlenmiştir. Bu cephede porfir bordürle çevrili kitabe diğer cephelerdekilerden daha uzundur ve çeşme ay­ nası ile yan nişler de dahil olmak üzere bütün cepheyi kaplar. Kitabede III. Ahmet’in kendi ta­ rih beyti yine kendi hattı ile celi sülüs tarzında yazılmıştır, kitabenin altında da padişahın ken­ di imzası vardır. Bu cephede mermer kabartma­ lar diğerlerinden daha kabarık olarak işlenmiş­ tir. Dönemin özelliği olan doğalcı bezemeler; va­ zolar içinde gül tomurcukları ve dönemin karak­ teristik lalesi haline gelmiş olan uçları kılçık gibi sivri, daha çok başak şeklini andıran laleler bu cephede kullanılmıştır.

Diğer üç cephenin genel süsleme düzeni ve kul­ lanılan motifler hemen hemen aynıdır. Bu cephe­ ler “rumi, palmet ve lotus gibi klasik Osmanlı yü­ zey bezemesinde karşılaşılan geleneksel motifler­ le” (7) bezelidir. Bu üç cephede kitabeler sadece ortadaki çeşme aynasının üzerinde yer alır ve kır­ mızı kalker taşı ile çerçevelenmişlerdir. Kitabele­ rin her iki yanında direk mermer üzerine boyalı dik­ dörtgen kalemişi panolar yerleştirilmiştir. Bu pano­ ların motifleri eski belgelerden görüldüğü kadarı

(6)

ile tarih içinde birkaç kez değiştirilmiştir.

Sebil köşelerinin üst bölümlerinde Seyit Vehbi’ye ait kaside dört köşede devamlı olacak şekilde yazılmıştır. Bronz sebil şebekelerinde ise yine lale motifleri kullanılmıştır.

Çeşmenin duvarlarının üst bölümlerinde bir mu- karnas bandı cephe bezemelerini sınırlayan ve cephe düzenlerini birleştiren bir unsur olarak ya­ pıyı çepeçevre dolaşır. Bunun üzerinde dolaşan son kabartma bordürle en üstteki çini banda ge­ çiş sağlanır. Çiniler Tekfur Sarayı döneminin mü- tevazi örnekleridir. Bugün yapı üzerinde mevcut çinilerin önemli bir bölümü yakın dönemde üre­ tilmiş benzer motifli çinilerle değiştirilmiştir. Geniş saçakaltı tavanı, ahşap oyma profillerle çevrelenmiş panolar halinde düzenlenmiştir. Pa­ noların içleri ahşap işçiliğinin çok gelişmiş örnek­ leri olan kabartma motiflerle doldurulmuştur. Mo­ tifler yine dönemin özelliği olan çiçek ve meyve figürlerinden oluşmaktadır. Bu desenlerin o dö­ nemde yaygınlaşmaya başlayan Avrupa özellik­ le Fransa etkisini taşıdığı hatta Yirmisekiz Meh­ met Çelebi tarafından bizzat Fransa’dan getiril­ diği bilinmektedir. Saçak motifleri yapının genel biçimlenişi içinde rokoko etkisinin en açık izlen­ diği bölümdür.

Cephelerdeki bütün oymalı bordürler renklendi­ rilmiş, kabartma bölümler varak kaplanmıştır. Çeşme yapılarının boyanması 18. yüzyılda yay­ gın bir eğilimdir. (8) Yapının 19. yüzyılda yapıl­ mış tablolarında görülen renklerle bugün yapı üzerinde varolan boya kalıntılarından izlenen renkler genel olarak birbirini tutmaktadır. (9) Bu­ gün boyalı bölümlerin üzerinde yakın dönemde ve kötü bir işçilikle yapıldığı belli olan mermer taklidi bir boya tabakası vardır. Yer yer dökülmüş olan özgün boyaların onarımlar sırasında bu şe­ kilde kaplanarak mermere benzetilmeye çalışıl­ dığı düşünülebilir.

KONSERVASYON VE SAĞLAMLAŞTIRMA UYGULAMALARI

Genel ilkeler

Çatı onarımları ayrı tutulursa yapının bütünün­ de strüktürel olarak müdahaleyi gerektiren bir durum olmadığından, yapıdaki bozulmalar daha çok yüzey bozulmaları ve kaplama düzeyinde kaldığı için uygulamalar cephe temizlikleri ve kü­ çük ölçekli sağlamlaştırmalar çerçevesinde ele alınmıştır. Bu doğrultuda yapılan müdahaleler aşağıdaki ilkelerle tanımlanmıştır:

Teknik uygulama ilkeleri;

-Yüzey temizlikleri yapılırken amaç çıplak ve te­ miz mermer yüzeyler elde etmek değil, sadece

özgün malzemeye zararı olan kir, toz birikimle­ rini ve tabakalarını özgün dokudan mümkün olan en az kayıpla yüzeylerden kaldırmak,

-Sonradan eklenmiş ve yapıya mevcut haliyle zararlı dolguları ve diğer yabancı malzemeleri kaldırmak,

-Bünyesinde yapısal bozulmalar oluşmuş mal­ zemeleri sağlamlaştırmak,

-Yapıya zararlı kimyasal oluşumlara neden olan koşullan ortadan kaldırmak,

Estetik ilkeler;

-Cephelerde çeşitli dönemlere alt boya ve varak kalıntıları olmasına rağmen bunları varsayımla­ ra dayandırarak yenilemek düşünülmemiştir. Bu şekilde elde edilecek sahte bir kusursuzluktan kaçınılmıştır. Bunlar cephelerde düzgün olma­ yan bir görüntü sunuyor olsalar da mevcut bo­ ya ve varakları, çinileri ve diğer malzemeleri mümkün olduğunca yerinde korumak,

-Temizleme uygulamalarını teknik gereklerle sı­ nırlandırarak bütün yüzeylerde birbiri ile tutarlı ve eşdeğer bir görsel bütünlük elde etmek, ya­ pının estetik bütünlüğünün eskiliği ve yıpranmış- lığı ile algılanmasını sağlamaktır.

YÜZEY TEMİZLİKLERİ Mermer yüzeyler

Bütün mermer bölümlerde kimyasal ve mekanik temizleme yöntemleri kullanılmıştır. Düz mermer yüzeylerde sülfat tabakalarının ve kirin yoğun ol­ duğu bölgelerde temel malzeme olarak Mora la­ pası (10) olarak bilinen EDTA (ethylene diami- ne-tetra-acetic acid) bazlı bir karışım kullanılmış­ tır. EDTA, kalsiyum ve demir tuzlarının çözülme­ sini sağlayan bir maddedir ancak asidik etkisi ne­ deni ile mermer üzerinde doğrudan kullanılma­ sı sakıncalı olduğundan Amonyum Bikarbonat ile birlikte kullanılmıştır. Amonyum Bikarbonat karışımın pH derecesini ayarlayarak hafif bazik bir hale getirir ve aynı zamanda bazı tuzların çö­ zülmelerini sağlar. Karışım yüzeylere fırça ile uy­ gulanır, üzerine emici kağıt kaplanır ve kuruma­ ması için üzerine ince polietilen naylon kapatılır. Belli bir süre bekletildikten sonra yüzeyden kal­ dırılıp yüzey su ve fırça ile temizlenir. Çeşme cephelerinde sülfat tabakalarının ve kirin yoğun­ luğuna bağlı olarak 3 saatten 24 saate kadar va­ ran sürelerde bekletilmiştir. Gereken yerlerde ay­ nı işlem birkaç kere üstüste tekrarlanmıştır. Oy­ maların aralarında kalan bölümlerde kağıt ha­ muru oluşturularak karışım noktasal olarak uy­ gulanmıştır.

Kirliliğin daha az olduğu mermer yüzeylerde su­ da Amonyum Bikarbonat çözeltisi hazırlanarak,

(7)

Sebillerden birinin kirliliğin derecesine göre farklı çözelti yüzdele-

etek kısmı rinde yukarıda anlatılan uygulama tekniği ile te­ mizlik yapılmıştır.

Boyalı ve altın varaklı yüzeyler

Bu bölümlerde boyalar ve varakların kırılgan ol­ ması nedeni ile EDTA'nın zararlı olduğu tesbit edilmiş ve sadece Amonyum Bikarbonat çözel­ tisi kullanılmış, %5 ila %25 arasında farklı yüz- delerde uygulanmıştır.

Altın varakların oldukça sağlam durumda oldu­ ğu -mukarnas bandının üzerindeki bordürler gi­ bi- bölümlerde varak üzerine kimyasal malzeme değdirilmeden sadece ıslatılarak kirler yumuşa­ tılmış ve bistüri ile özenli olarak bu kabuklar kal­ dırılmıştır. Bu işlem sonucunda özellikle Güney cephesinde altın varaklar oldukça iyi durumda ortaya çıkarılmıştır.

Boyaların aşırı kırılgan olduğu durumlarda AB'nin boya dökülmelerine neden olduğu gözlenmiş ve sadece su ve fırça ile temizlik yapılmıştır. Boya kırılganlığının en aşırı boyutta olduğu yerler ka- lemişi motifli panolardır. Bu panolarda fırça kul­ lanılmamış, sadece ıslak kağıt ile kaplanarak yü­ zeysel kirler kaldırılacaktır.

Genel olarak mermer yüzeylerin temizliği sıra­ sında, her bölüm için denemeler yapılarak, uy­ gulanacak karışım yüzdeleri, bekleme süreleri

ve kullanılacak araçlar hepsi için ayrı ayrı tesbit edilmiştir. Çok özenli ve duyarlı işçilik gerektiren bu uygulamalar ayrıca uzun bir zaman da gerek­ tirir. Burada uygulamalar restoratörler tarafından yapılmıştır.

Metal şebekeler

Bronz ve demir döküm şebekelerde üç aşamalı temizlik yapılmıştır. İlk olarak serbest toz ve kir­ ler elektrik süpürgesi ile alınmış, daha sonra etil alkolle silinip yüzeyler mekanik temizliğe hazır­ lanmıştır. Mekanik temizlik rotatif uçlu dişçi alet­ leri ile mikro ölçekte yapılmıştır. Sırası ile önce büyük fırça, sonra çeşitli formlarda mikro taş uç­ larla ve en son yine mikro metal fırça ile yüzey­ lerdeki korozyon tabakaları kaldırılmıştır. Şebe­ kelerin kıvrımlarının arasındaki kabuklaşmış ta­ bakalar için milimetrik uçlar kullanılmıştır.

Ahşap saçakaltı tavanı

Saçak tavanında da yer yer dökülmüş ve çatı­ dan gelen nemden zarar görmüş olan boya ta­ bakaları mevcuttur, özellikle akantüs yaprakla­ rından oluşan bordür çok değerlidir. Tavan üze­ rinde birikmiş olan yağlı kir ve tozların bulaştırıl­ maması ve yapının cephelerine dökülmemesi için öncelikle temizliği yapılmıştır. Fırça ile

(8)

lar kaldırılıp aynı anda elektrik süpürgesi İle çekil­ miştir. Tozlardan arınan yüzeye etil alkol, su ve non-iyonik deterjan karışımı %10-20 oranların­ da kağıt üzerinden fırça ile uygulanmış, kısa bir süre b e k le d ik te n s o n ra ka ğ ıt k a ld ırılıp yumuşayan kirler çubuklara sarılı pamuklarla yüzeyden alınmıştır.

Taş onaranları

Plastik onarımlar itina ile gerçekleştirilmiştir. Çimento dolguların temizlenmesi

Önceki onarımlarda kopuk mermer parçaları yerine, açılmış taş derzlerine ve çatlaklara uy­ gulanmış olan çimento bazlı harç dolgular taş­ lara zarar vermeden temizlenerek, yerine mer­ merin ve küfeki taşının yapısı ile bağdaşacak yeni bir imitasyon karışımı hazırlanarak bu boş­ luklar doldurulmuştur.

Taş yüzey bozulmalarının onarımı

Marnlı kalker taşların yüzeylerinde yer yer aşırı tabakalaşmalar olsa da mevcut konumları ile hiç­ biri strüktürel olarak tehlikeli değildi. Bu neden­ le değiştirilmeleri gereksizdi. Özellikle kemer taş­ larının yerlerinden oynatılm aları konum ları nedeniyle daha çok problem yaratacaktı. Bu nedenle aşırı bozulmaların olduğu Güney cep­ hesi sağ kapı sövesi ve kitabe bordürlerindeki bir iki bölümde küçük boyutta benzer bir taş ek­ leme yapılması yeterliydi. Tabakalaşma olan diğer yüzeylerde serbest tabakalar yüzeyden temizlenerek sağlam dokuya mümkün olduğun­ ca ulaşıp, özgün taşlar yerinde korunmuştur.

ÇİNİ KONSERVASYONU

Derz yenileme

Bütün müdahalelerden önce düşme tehlikesi olan çiniler desteklenmiştir. Mevcut durumda siyah çimento harç ile doldurulmuş olan derzler boşal­ tılmıştır. Katkı maddesi İçeren hidrolik kireç baz­ lı yeni bir harç ile derzler doldurulmuş, çinilerin arkasında yer yer varolan boşluklara harç şer­ beti enjekte edilmiştir.

Yüzey temizliği

Çini yüzeylerindeki kir tabakaları, aseton ve toluen kağıdın yüzeylere uygulanması yöntemi ile temizlenmiştir.

Çini ve sır konsoiidasyonu

Eksik ve kopuk çini parçaları yapıştırılmış ve sır ayrılmaları sonucu ortaya çıkmış olan sıraltı boş­ lukları paraloid enjekte edilerek sağlamlaştırıl­ mıştır. Çini motiflerindeki küçük eksiklikler boya ve paraloid karışımı ile tamamlanmıştır.

Koruyucu önlemler

Mermer yüzeylere konsolidan veya koruyucu maddeler uygulanmayacaktır.

Ahşap saçak tavan yüzeylerine görüntüsünü değiştirmeyecek, mantarlara karşı anti-bakteriyel malzeme içeren bir koruyucu uygulanmıştır. M etal şebekele re korozyonu önlem ek İçin paraloid B72 sürülmüştür. Bu uygulamadan ön­ ce bütün şebeke yüzeyleri alkol ile silinerek hazır­ lanmış ve koruyucu ilk katta %5, ikinci katta %10 oranında çözeltiler hazırlanarak uygulanmıştır.

Doğramaların iyileştirilmesi

İki adet kapıdaki yüzeysel temizlemede, böcek­ lere karşı ilaçlama ve koruyucu cila sürülmesi iş­ lemleri yapılmıştır.

Sebil açıklıklarına geç dönemde yerleştirilmiş olan doğramaların yüzey tem izliği yapılarak koruyucu cila sürülmüştür. Doğramaların mev­ cut kanat açılma sistemi dışarıdan görülmelerini azaltmak amacı ile değiştirilmiştir.

Çatının restorasyonu

Kare tabanlı yapının üzerine geniş (3.30 m) saçaklarla oturan çatı dört yöne eğimlidir (%50). Üst örtüsü kurşun olan çatının üzerinde merkez­ de bir adet büyük (çap: 3.40 m), köşelerde dört adet küçük (çap: 2.25 m) sekizgen planlı kubbe vardır. Çatının ahşap akşamı yer yer onarılmış, mikro organizmalara karşı ilaçlanmış daha son­ ra tüm kurşun örtü yenilenmiş, beş adet bakır alem temizlenerek altın varak tatbik edilmiştir.

1. ÖDEKAN, Ayla. Ahmed Üç Sebili ve Çeşmesi, İs­ tanbul Ansiklopedisi, s 116

2. NIRVEN, Sadi Nazım., İstanbul Suları

3. ÖDEKAN, Ayla. Ahmed Üç Sebili ve Çeşmesi, İs­ tanbul Ansiklopedisi, s 117

4. GOODWIN, Gabriel,. Ottoman Architecture, s 3 /3 5. ÖDEKAN, Ayla. Ahmed Üç Sebili ve Çeşmesi, İs­ tanbul Ansiklopedisi, s 117

6. ...bu bilginin dayandığı arşiv kaydında Mehmed Ağa’nın Çeşmenin alem ve şebekelerini yaldızlama işi için görevlendirildiği geçmektedir. ÖDEKAN, Ay­ la, İstanbul Ansiklopedisi, s 117

7. ÖDEKAN, Ayla Ahmed III. Sebili ve Çeşmesi.

İstanbul Ansiklopedisi, s 117

8. Goodwin, Gabriel, Ottoman Architecture, s 374. 9. Sözkonusu tablolardaki renklerin özgünlüğü tartışılabilir olduğundan bu belgeler kesin bir kaynak olarak kabul edilimezler.

10 Mora Lapası (Mora poultice) Roma'daki Istituto del Restauro da Paulo ve Laura Mora tarafından ge­ liştirilmiştir. ASHURST, John & Nicola., Practical Bu­ ilding Conservation, Stone Masonry, English Herita­ ge Technical Handbook, Gower Technical Press, England. Vol 1, s 74-75. Orijinal karışımda mevcut olan CMC burada yüzeylere kağıt ile birlikte uygu­ lama yapıldığından kullanılmamıştır. Bu karışım piyasada AB57 İsmi İle bilinmektedir.

TOMBAK 87

Referanslar

Benzer Belgeler

Rüzgârlı Köylülerinin, Bakanlığın verdiği ‘ÇED Olumlu Raporunun’ ‘yürütmesinin durdurulması ve iptali’ istemiyle Rize İdare Mahkemesinde açmış olduğu

Bu periyotta alınan önlemler ve yapılan popüler aramalar incelendiğinde bireyler COVID-19 hakkında daha fazla bilgi sahibi olmaya başlamış ve 1 Mart 2020

[6]’da dairesel pançla elastik yarım düzlemin sürtünmeli değme problemi, [7]’de değişik profillerdeki rijit pançla fonksiyonel derecelendirilmiş elastik yarım düzlemin

Kontakt dermatit cildi tahriş eden veya alerji oluşturan bir maddeyle doğrudan temas edilmesi sonucunda ortaya çıkar.. Sebo- reik egzamada yaralar genellikle yağ bezlerinin

Çalışmamızda elde edilen sonuçlar istatistik analizlerle değerlendirildiğinde; her bir grubta tinnitus şiddetindeki azalmalar kendi içerisinde anlamlı bulundu, birbirlerine

Petersburg Bale Tiyatrosu, bu yıl- ki Genç Pamukbank etkinliklerin- de Olga Spessivtseva’nm Bolşevik devrimi öncesi Rusya’sında şan- şöhretle başlayan ve New York’ta

Anahtar Sözcükler: Matris, Kare Matris, Singüler Matris, Nonsingüler Matris, Bir Matrisin Rankı, Determinant, Bir Matrisin İnversi, Genelleştirilmiş İnvers, Yansımalı

Ebstein-Barr virus infection and infectious mononucleosis must be considered among patients with Guillain-Barré syndrome.. Keywords: Guillain-Barré syndrome,