~*T> ¿¿I K K
RESSAM FEYHAMAN
1836 - 1970DURAN
Arif KAPTAN Geçmişin tüm anılarıyla ve minnet duygularıyle 'bağlı oldu ğumuz hocalarımızı birer birer yitirmek ç o k a c ı. Ruhi, Nazmi Ziya, Namık İsmail, Çallı ve dünde Feyhaman hoca.
Yirmi iki yaşlarındaydım
kendisini tanıdığım günlerde.
Ortadan biraz yüksekçe boylu, büyükçe başlı, saçları herzaman
tertemiz n üstüne düşmiye
hazır, b> çocuk ruhu yansıtan kestane rengi gözlerindeki sevgi dolu pırıltılarla insanın içine gü ven veren bir bakışı, tatlı ve he yecanlı bir konuşması vardı.
Süleymaniyede, evimizin ar kasındaki dar bir sokakta, bahçe içinde bir evde atururdu. Ahşap, baba yadigârı eski bir evdi bu. Resimleri çalışma odasının sı nırlarından dışarı taşmış, öteki odalara, hatla merdivenin duvar larına kadar yayılmıştı. Eski ünlü hattatların çeşitli karekterdeki yazılarına olan tutkusu, duvarlar daki imad, Hafız Osman, Yesari ve Hacı Kâmil Akdik gibi ustala rın levhalarından belli oluyordu. Daha sonraları hoca, içinde ra hatça yayılabileceği bir atelye yaptırdı evinin bahçesine. Güzel Sanatlar Ademisindeki dersleri nin dışında bocayı Yaz aylarında Çengelköy’deki evinde, kış ayla rı da süleymaniye'deki o sevimli atelyesinde her zaman bulmak mümkündü. Resim yapmaktan gayrı bir şeye tutkusu olduğunu 'hiç görmedim.
Arkadaşlarıyla bile ilişkileri nin bir sınırı vardı. Biraz içkiyi
fazlaca 'kaçırdığı zamanlarda
Çallı'nın arkadaşlarına yaptığı söz şakalarına bir kez bile hedef olduğunu hatırlamam onların ba zı sohbet toplantılarında bulundu ğum günlerde. Ciddi ve ağır baş lı adamdı Feyhaman hoca.
O zamanlar duyduğuma gö re : Galata saray Sultanisinden
12
mezun olduktan sonra, resim sa natına olan sevgi ve istidadı Mı sırlı Sait Halim Paşa tarafından
takdir edilerek Parise tahsile
gönderilmiş, oradaki eğitimini başarıyla bitirdikten sonra mem lekete dönmüş, Sanayii - Nefise Mektebi Âlisinin (Bugünkü Gü zel Sanatlar Akademisi) ayrı bir binada olan kızlar kısmına Resim
'hocası tayin edilmiş. Mektep
Akademiye dönüşüp eski Meclisi Mebusan sarayına taşınınca, ho ca da kızlarıyla bu karma siste me katılmıştı. O tarihlerde evliy di. Eşi, ömrü boyunca çok ahenkli bir hayat arkadaşlığıyla kendisi ne çok bağlı olan Güzin Duran
da değerli bir ressamdır. Çocuk ları olmamıştı ama, “ Bir sanatçı nın eserlerinin ruhunun çocukla rı olduklarını" biliyorlar, bu ina nışla mutluluklarını yitirmiyor lardı.
Feyhaman Duran Peyzaj ve Natürmort konularında da bir çok e -. ler vermiş bir sanatçı olma.-;.,' beraber, memleketimiz de daha çok Portreci diye tanı nır. Ressam olarak renkli ve he yecanlı bir yaradılışı vardı. Her portre ressamı gibi bazı kayıtla ra ve zorunluklara bağlı olunca, bu heyecan ve dinamizmini daha çok kalıplardan taşabileceği Na türmort ve Peyzajlarda ifade
eî-8¡ittin sırası ile : Nntürmort, Hoca Ali Hiza, Hattat KAmil Akdik, çıplak, Nü (etiid), çiçek. Y .v ■ ■. , i- ■ ■ . ' v . s i t t ö ■ ■ '• •-uf' . 1 v . > : v , " ■
âam
■-■■ t-■ Ykv ■ mbfiüvez.:p:;> :> ■ . r /■- i S V v - +!.ı k v 'z**0 *'y( ■ -I ' î . Y M r . ' M f ' K ? i , :* v A ' t - \İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Ta h a Toros Arşivi