• Sonuç bulunamadı

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kentsel sistemin dönüşümüne etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bilgi ve iletişim teknolojilerinin kentsel sistemin dönüşümüne etkileri"

Copied!
170
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN

KENTSEL SİSTEMİN DÖNÜŞÜMÜNE ETKİLERİ

(Yüksek Lisans Tezi)

DANIŞMAN

Doç. Dr. M. Akif ÇUKURÇAYIR

AYSUN BEYİT 034228001014

KONYA - 2006

(2)

ABSTRACT

EFFECTS TO TRANSFORMATİON OF THE URBAN SYSTEM OF İNFORMATİON AND COMMUNİCATİON TECHNOLOGİES

Owing to continuous developing information and technological developments, regional administrations or governments offer suitable solutions to problems by suggesting new ideas and presenting multi directional service in the light of the requirements.

The information and communication technologies offer to municipality about public relations, participant management, social responsibility, e-business, e-service,e-trade, in additon to improving e-municipality by arranging for informations about urbans for which regional governments or administrations is responsible according to current technology.

(3)

ÖZET

BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN KENTSEL SİSTEMİN DÖNÜŞÜMÜNE ETKİLERİ

Bilgi ve iletişim teknolojileri kentlerin çok yönlü hizmet verme gereksinimleri doğrultusunda yeni ufuklar açmakta ve uygun çözümler sunabilmektedir. Bilişim teknolojileri yerel yönetimlerin odak noktası olan kentlere ilişkin verilerin güncel teknolojiye dayalı olarak yapılandırarak e-belediye uygulamasını geliştirmiş olmakla birlikte e-belediyelere halkla ilişkiler, katılımcı yönetim, sosyal sorumluluk, e-iş, e-hizmet, e-ticaret alanlarında yeni olanaklar sunmaktadır.

(4)

TABLO LİSTESİ

Tablo 1... 58 Tablo 2... 71 Tablo 3... 104

(5)

GİRİŞ

Bilgi toplumu düzeyine ulaşabilmek, çağımız toplumlarının en belirgin hedefidir. Bilginin stratejik kaynak olarak kabul edildiği bilgi toplumlarında bilgi, bilgi teknolojilerinin sağladığı imkanlarla üretilmekte, sınıflandırılmakta ve ulaşılabilir kılınmakta; toplumsal ve kurumsal sorunların çözümünde kullanılabilmektedir. Günümüzde bilgi bireylerin, organizasyonların ve devletlerin sahip olabilecekleri en stratejik kaynak olarak kabul edilmektedir.

Günümüz dünyası, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin temellerinin atıldığı, değişim ve dönüşümlerin inanılmaz bir hızla yaşandığı bir dünya olmuştur. Bilgi ve iletişim teknolojilerinin, ekonomide, toplum yaşamında ve kültürde kalıcı değişiklikler yarattığı bir süreçten geçiyoruz. Ulusal ekonomik gelişme ve rekabet stratejisini bilgi ekonomisine

dayandıran ülkeler, bilim, teknoloji ve bilişim alanındaki mevcut kurumsal yapılarını yeniden düzenlemekte ve bu ekonominin gereklerine uygun yeni kurumsal yapılar oluşturmaktadırlar.

(6)

İÇİNDEKİLER

ABSTRACT………..I ÖZET………...II TABLO LİSTESİ... III GİRİŞ... IV

BİRİNCİ BÖLÜM

KÜRESEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ

1.1. KÜRESELLEŞMENİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ... 1

1.2 KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN GELİŞİMİ... 4

1.3. KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN KAPSAMI VE BOYUTLARI... 5

1.3.1. Ekonomik Boyutları... 7 1.3.2. Teknolojik Boyutları... 7 1.3.3 Siyasal Boyutları... 8 1.3.4 Sosyo-Kültürel Boyutları... 9 1.3.5 Ekolojik Boyutları... 10 1.4.KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN AKTÖRLERİ... 11 1.5. KÜRESELLEŞME-YERELLEŞME İLİŞKİSİ... 12

1.6 KÜRESEL DÖNÜŞÜMDE KENTLERİN ARTAN ÖNEMİ... 13

1.7 KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN TEMEL DİNAMİĞİ OLARAK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ... 14

1.7.1. Bilişim Sistemleri Kavramsal Çerçevesi... 15

1.7.1.1. Bilgi Kavramı... 16

1.7.1.2 Bilginin Anlamı, Önemi ve Yönetimi... 17

1.7.1.3 Teknoloji Kavramı... 18

1.7.1.4 Teknolojinin Önemi ve Anlamı... 19

(7)

1.7.3 Bilişim Sistemlerinin Gelişimi Ve Unsurları... 21

1.7.4 Bilşim Teknolojisi... 22

1.7.5 Bilişim Teknolojisinin Gelişimi... 23

1.7.6 Bilişim Teknolojilerinin Önemi... 24

1.7.6.1 Bilgisayar Nedir?... 25

1.7.6.1.1 Bilgisayarın Tarihsel Gelişimi... 26

1.7.6.1.2 Bilgisayar teknolojisinde yaşanan gelişmeler... 26

1.7.6.2 Mikro-Elektronik... 27 1.7.6.3 Robotlar... 27 1.7.6.4 Biyo-Teknoloji... 28 1.7.6.5 Yeni Malzemeler... 28 1.7.6.6 İletişim Teknolojisi... 28 1.7.6.6.1 İletişimin Tanımı... 29 1.7.6.6.2 İletişimin Önemi... 29 1.7.6.7 İnternet... 30 1.7.6.7.1 İnternet nedir?... 30

1.7.6.7.2 İnternetin Tarihsel Gelişimi... 31

1.7.6.7.3 İnternet Uygulamaları Ve Etkileri... 32

1.7.6.7.3.1 E-Posta(E-Mail)... 33

1.7.6.7.3.2 Word Wide Web(Www)... 33

1.7.6.7.3.3 Haber Grupları (Usenet)... 33

1.7.6.7.3.4 İntranet(Kurumsal İnternet)... 34

(8)

İKİNCİ BÖLÜM

TEKNOLOJİNİN TOPLUMSAL DÖNÜŞÜME ETKİSİ

2.1. TOPLUMUN TANIMLANMASI...35 2.2 TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM... 36 2.3. TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN YÖNÜ... 37 2.4. TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN DİNAMİKLERİ... 39 2.4.1. Bilim ve Teknoloji... 39 2.4.2. Nüfus... 40 2.4.3. Doğal Çevre... 40 2.4.4. Politik Yapı... 40 2.4.5. Kültürel Etkenler... 41

2.5. TOPLUMSAL DÖNÜŞÜMÜN KENTSEL MEKANA OLUMSUZ YANSIMALARI... 41 2.5.1 Kentleşme... 43 2.5.2 Göç... 43 2.5.3.Gecekondu... 44 2.5.4. Konut Sorunu... 44 2.5.5. Çevre Kirliliği... 45

2.6 TEKNOLOJİNİN TOPLUMSAL DÖNÜŞÜME ETKİSİ... 46

2.7 TOPLUMSAL DÖNÜŞÜM SÜRECİ... 48

2.7.1. İlkel Toplum... 48

2.7.2. Tarım Toplumu... 49

2.7.2.1. Tarım Toplumunun Temel Özellikleri... 50

2.7.2.2. Tarım Toplumunun Ekonomik Yapısı... 51

2.7.2.3. Tarım Toplumunun Siyasal Yapısı... 52

2.7.2.4. Tarım Toplumun Teknolojik Yapısı... 53

2.7.3 Tarım Toplumundan Sanayi Toplumuna Geçiş... 53

2.7.3.1 Sanayi Devrimi... 54

(9)

2.7.3.3 Sanayi Toplumunun Temel Parametreleri... 57

2.7.3.3.1 Kentleşme... 57

2.7.3.3.2 Modernite... 58

2.7.3.3.3 Modern Devlet... 59

2.7.3.3.4 Bürokrasi... 61

2.7.3.3.5 Mekanik Dünya Görüşü ve Fabrika Düzeni... 62

2.7.3.3.6 Kapitalizm... 64

2.7.3.4.Sanayi Toplumun Teknolojik Yapısı... 65

2.7.3.5.Sanayi Toplumun Ekonomik Yapısı... 65

2.7.3.6.Sanayi Toplumun Siyasal Yapısı... 65

2.7.3.7 Sanayi Toplumunun Krizi... 66

2.7.4. Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Geçiş... 66

2.7.4.1 Bilgi Toplumu... 69

2.7.4.2 Bilgi Toplumunun Doğuşu... 72

2.7.4.3 Bilgi Toplumu Kavramı... 73

2.7.4.4 Bilgi Toplumunun Temel Özellikleri... 73

2.7.4.4.1 Bilginin Artan Önemi... 74

2.7.4.4.2 Bilgi Sektörü... 74

2.7.4.4.3.Bilişim Teknoloji... 75

2.7.4.4.4.Sivil Toplum... 75

2.7.4.4.5 Küreselleşme... 76

2.7.4.5 Bilgi Toplumunda Önem Kazanan Kavramlar... 77

2.7.4.5.1 Yönetişim... 77

2.7.4.5.2 .Katılım... 77

2.7.4.5.3.Hesap Verebilirlik... 78

2.7.4.5.4.Yargı Bağımsızlığı Ve Etkililik... 78

2.7.4.5.5.Şeffaflık Ve Bilgiye Ulaşım... 78

2.7.4.5.6 Yerel Gündem 21... 79 2.7.4.5.7 Sürdürülebilir Gelişme... 81 2.7.4.5.8 Sosyal Dayanışma... 81 2.7.4.5.9 Ekonomik Yapabilirlik... 82 2.7.4.5.10 Ekolojik Sorumluluk... 82 2.7.4.5.11.Yaşanabilirlik... 83 2.7.4.5.12 Sürdürülebilirlik... 83 2.7.4.5.13. Hakçalık... 84 2.7.4.5.14. Kentli Bağlılığı... 84 2.7.4.5.15. Yapabilir Kılmak... 84

2.7.4.6 Bilgi Toplumunun Yönetim Yapısı... 85

2.7.4.6.1 Ulus Devletin Dönüşümü... 85

2.7.4.6.2 Kamu Yönetiminde Değişim... 87

2.7.4.6.3. Yerel Yönetimde Değişim... 89

2.7.4.6.4 Yönetimden Yönetişime Geçiş... 91

2.7.4.6.5 Yönetişim... 92

2.7.4.6.6 Yönetişimin Gelişimi... 95

2.7.4.6.7 Yönetişimin Boyutları Ve Uygulamalar... 99

2.7.4.6.7.1 Küresel Yönetişim... 99

2.7.4.6.7.2 . Ulusal Yönetişim... 100

2.7.4.6.7.3. Yerel Yönetişim... 101

2.7.4.6.8.E-Devlet Nedir?... 101

(10)

2.7.4.7 Bilgi Toplumunun Ekonomik Yapısı... 104

2.7.4.8.Bilgi Toplumunun Siyasal Yapısı... 105 2.7.4.9 Bilgi Toplumunun Kültürel Yapısı... 105

(11)

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİNİN KENTSEL SİSTEMİN DÖNÜŞÜMÜNE ETKİLERİ

3.1 KENT NEDİR ?... 107

3.2 SİSTEM KAVRAMI... 110

3.2.1 Sistem Yaklaşımının Özellikleri... 111

3.2.1.1 Sistem – Alt Sistem İlişkisi... 111

3.2.1.2 Açık ve Kapalı Sistemler... 111

3.2.1.2.1 Açık Sistem Özellikleri... 111

3.3 KENTSEL SİSTEM... 112

3.4. KENTSEL SİSTEMİN PARAMETRELERİ... 113

3.4.1 Kentsel Mekân... 113 3.4.2 Kentsel Ekonomi... 114 3.4.3 Kentsel Siyaset... 115 3.5 KENTSEL SİSTEMİN DÖNÜŞÜMÜ... 116 3.5.1 Bilgi Kenti... 117 3.5.2 Küresel Kentler... 119

3.5.3 Yeniden Tanımlanan Kent... 121

3.5.4 Yarışan Kentler... 122

3.6 DİJİTAL KENT KAVRAMI... 123

3.7 DİJİTAL KENTİN KAPSAMI... 125

3.7.1 Bilgilendirme amaçlı hizmetler... 125

3.7.2 İletişim amaçlı hizmetler... 125

3.7.3 Halk katılımını sağlayacak hizmetler... 125

3.8 DİJİTAL KENTTE YÖNETİM... 127

3.9 DİJİTAL KENTTE AMAÇ... 128

3.10 DİJİTAL KENTTE YURTTAŞ... 129

3.11 DİJİTAL KENTTE KATILIM... 129

3.12.DİJİTAL KENT UYGULAMALARI... 130

(12)

3.12.2 Belediyelerde İnternet... 131

3.13 DİJİTAL KENT UYGULAMALARININ AVANTAJLARI... 135

3.14 DİJİTAL KENT UYGULAMALARININ DEZAVANTAJLARI... 136

SONUÇ... 137

(13)

BİRİNCİ BÖLÜM

KÜRESEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNDE BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ 1.1. KÜRESELLEŞMENİN KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ

“Küreselleşme; zaman, mekân, nüfus, ekonomi, siyaset, bilim, teknoloji, kültür, ideoloji gibi birçok sürecin sorgulanması ile gündeme gelen ve bazı değişimleri yansıtan karmaşık içerikli bir kavramdır.”1 Bu bağlamda küreselleşme her alandaki değişimi ifade etmek için kullanılan sihirli bir sözcük haline gelmiştir. Esas itibari ile ekonomik bir olgu olarak karşımıza çıkan küreselleşmenin yansımaları çok boyutludur. Küreselleşme tarihsel süreç içersinde ortaya çıkan bir realite olduğu kadar; uluslararası ticaretin yaygınlaşması, emek ve sermaye hareketlerinin artması, ülkeler arasındaki ideolojik kutuplaşmaların sona ermesi ülkelerin gerek ekonomik, gerekse siyasal ve sosyo-kültürel açıdan birbirlerine yakınlaşmaları olarak da tanımayabiliriz.2

Küreselleşme kavramı dünya insanlarının tek bir dünya toplumunda, global toplumda bütünleştirilme süreçlerine gönderme yapar. Ancak aynı zamanda çoğulculuğun ve heterojenleşmeye de vurgu yapar. Küreselleşme, global insan koşullarının ortaya çıkışını ve3 bilinç artışını anlatan bir kavramdır.4 Küreselleşme bir başka ifadeyle, kültürün, kitlesel pazarlamanın, genetik mühendisliğinin, çok uluslu şirket gücünün yeni uluslar arası iş bölümün, emeğin uluslararası hareketliliğinin ulus-devletlerin azalan gücünün, postmodernizmin veya post-fordizmin Disneyleştirilmesi’ dir.5

OECD’ye göre küreselleşme üç faktörden oluşmakta: birincisi, ulus aşırı şirketler gibi güçlü ve yeni aktörlerin siyasal sahneye girişi, bilgisayar teknolojisinin iletişim ve enformasyon alanındaki hızlı yayılımı, üçüncüsü ise regülasyon politikalarının benimsenmesidir.6 DPT’nin bir çalışmasında küreselleşme, ülkeler arasındaki ekonomik politik

1 Servet Karabağ, Mekanın Siyasallaşması, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2002, s.122 2 .http://www.canaktan.org/yeni-trendler/globalleşme/kavram.htm 28.09.2002, s.1

3 Habibul, Haque Khonder, “Globalleşme Teorisi: Eleştirel Bir Değerlendirme” (Çev. Betül Duman), Türkiye

Günlüğü, s.44, Ocak-Şubat 1997, s.67

4 M. Akif Çukurçayır, Siyasal Katılma ve Yerel Demokrasi, Çizgi Kitabevi, Konya, 2002, s.92

5 Peter Marcuse, “Küreselleşmenin Dili” (Çev.Ali Tartanoğlu), Mülkiye Dergisi, Cilt: XXV sayı: 229, Ankara, Temmuz-Ağustos 2001, s.201

6 Mürteza Hasanoğlu “Küreselleşmenin Devlet Yönetimine Etkileri”, Türk İdare Dergisi, sayı: 434, Yıl:74, Ankara, 2002 s.172

(14)

sosyal ilişkilerin yaygınlaşması, ideolojik ayrımlara dayalı kutuplaşmaların çözülmesi ve ülkeler arasındaki ilişkilerin yoğunlaşması olarak tanımlanmıştır.7

Anlaşıldığı gibi ekonomik ve toplumsal yazınında hemen her konu bir biçimde küreselleşme ile ilişkilendirilmiş, küreselleşme mevcut durumu açıklanan bir olgu, eğilimleri yansıtan bir süreç ya da idealize ve paradoksal öğeler de içeren küreselleşme herkesin farklı anlam yüklediği bir kavram haline gelmiş, böylece küreselleşmeyi ekonomik toplumsal sorunların sebebi, sonucu ya da çözüm yolu olarak gören birçok yaklaşım geliştirilmiştir.8 Günümüzde ekonomik, sosyal, siyasal yapılanmaların büyük bir dönüşüm ve değişim geçirmekte olduğu herkesçe kabul edilen bir durum. Yaşanan bu dönüşümün boyutlarını açıklamada bir takım söylemeler ortaya çıkmaktadır: sanayi toplumdan bilgi topluma geçiş, fordist üretimden post-fordist üretime geçiş, ulus-devlet dünyasından küreselleşmiş dünyaya geçiş, modernist düşünceden post-modernist düşünceye geçiş sürecidir. İşte değişim ve dönüşüm sürecinin boyutlarını açıklamada küreselleşme kavramı “anahtar kod” olarak görülmektedir.9 Habermas’ın belirttiği gibi küreselleşme kavramı ile sona ulaşmış bir nihai hali değil, devam etmekte olan bir süreç yaşanmaktadır. Ve ulaşım, iletişim ve değişim ilişkilerinin ulusal sınırlardan taşacak şekilde yoğunlaşma ve çapının büyümesini ifade etmektedir.10 Kavram bu şekilde idealize edildiğinde küreselleşme, dünya üzerindeki tüm devletleri ve ulusları kapsayan ve bunların tümünün içinde eşit koşullarda yer aldığı bir süreç olarak sunulmaktadır. Böylece dünyada yaşayan bütün insanların ortak bir kaderi paylaştığını, politik, ekonomik, kültürel ilişkilerin tek bir dünya devleti oluşturmaya doğru gittiğini vurgular. Sonuçta bir süreç insanlığın ulusal sınırların kalktığı belirsizleştiği bir yapıya götürecektir. Küreselleşme olgusuna bu türden bir yaklaşımın temel varsayımı, küreselleşmenin türdeşleştirici bir süreç olduğudur.11 Ancak küreselleşme farklılığı (heterojenliği) meşrulaştırmıştır da.12

7 Bahaettin Balçık, “Küreselleşme ve Yönetim Anlayışındaki Değişmeler” Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler

Meslek Yüksek Okulu Dergisi, sayı: 2, Konya, 1999 s.2

8 Gülten Demir, Küreselleşme Üzerine, A.Ü. SBF Dergisi, 56-1, Ocak-Mart 2001, s.74

9 Gülise Gökçe, “Küreselleşme ve Yerelleşme İlişkileri Üzerine Bir Tartışma”, (Der. M. Akif Çukurçayır ve Ayşe Tekel) Yerel ve Kentsel Politikalar, Çizgi Kitabevi, Konya, 2003, s.205-206

10 Jurgen Habermas, Küreselleşme ve Milli Devletlerin Akibeti, (Çev: Medeni Beyaztaş), Bakış Yayınları, İstanbul, 2002, s.83

11 Demir a.g.m., s.75

(15)

Bu çerçeveden bakıldığında sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru yol alınırken, küreselleşmeye rağmen yerelleşme eğilimleri kendin hissettirmektedir. Buna küreselleşmeyle gelen yerellik de diyebiliriz.13

Küreselleşme farklı kültürlerin birbirlerine göre konumlarını dikkate alan bir süreçtir. Dolaysıyla bir kültürel bütünleşme umulmamakta, farklılıkların göreli konumları belirtilmektedir. Dünya kendi içinde olmaktan kendisi için olma doğru farklılaşmıştır. Bu doğrultuda Robertson küreselleşmeyi kültürel olarak homojenleştirici güçlerin diğer kültürler üzerindeki egemenliğinin zaferi şeklinde değerlendiren bakışlara katılmamaktadır.14 Küreselleşen dünyanın yönü demokrasi ve adem-i merkeziyetçi yapılanmalardan yanadır. Dünyada bir yandan küreselleşme süreci yaşanırken, aynı zamanda yerelleşme süreci yaşanmaktadır. “İlk bakışta birbiri ile çelişir görünün bu iki yönlü gelişme süreci bağlamında küreselleşeme eğilimi, geleneksel ulus-devlet kavramını ve ulus-devletler arasındaki uluslararası ilişkilerin yapısını dönüştürmektedir; buna karşılık yerelleşme süreci ise küreselleşme eğiliminin kendi bünyesinde taşıdığı tekdüze ve merkeziyetçi anlayışları yeniden üreterek ve birbirine eklemleyerek daha insani ve yaşanabilir bir dünyanın yaratılmasına katkıda bulunmaktadır.15

Günümüzde gelinen noktada, yerel yönetimlere dair yeni anlayışların çok farklı içeriklere sahip olduğunu ve geleneksel uygulamaların artık tutunmadığını görmemek mümkün değildir.16

Küreselleşme ile ilgili değerlendirilen konular, dünya çapındaki gelişmeleri içeren değişim ve yeniliklerle ilgilidir. Bu bağlamda küreselleşme konusunda gündeme gelen konuların başında devlet, özellikle ulus-devlet gelir. Çünkü değişim ve bütünleşmeyi sağlayan her ekonomik ve teknolojik gelişme sosyal ve politik yapıları da etkilemektedir.17 Küreselleşme sürecinde yapılan tartışmaların başında ulus-devlet gelmekte küreselleşme ile beraber sorgulanmaktadır. Küreselleşme devlet ağırlıklı uluslararası ilişkilerden, siyasal aktörlerin çoğullaştığı küresel ilişkilere geçici temsil etmektedir. 18Bu bağlamda küreselleşme devlet egemenliğinin alansal niteliği içinde kurulan ulusal kültür, ulusal politikalar, ulusal kimlik gibi millet ve devletin birliğine yönelik çözülmelere neden olabilecek gelişmeler 13 Mustafa Gökmen, “Yerel Yönetimlerde Özerklik Eğilimleri, Avrupa ve Türkiye” (Der: Bekir Parlak Hüseyin Özgür) Avrupa Birliği ve Bütünleşme Sürecinde Türkiye’de Yerel Yöntemler, Alfa Yayınları, İstanbul, 2002, s.100

14 Rana A. Aslanoğlu, Kent, Kimlik ve Küreselleşme, Asa Yayınları, Bursa, 1998. s.132-133 15 Gökmen, agm, s. 106-107

16 Bekir Parlak, “Küreselleşme Sürecinde Modern Ulus-Devlet ve Kamu Yönetimi” (Ed. Muhittin Acar & Hüseyin Özgür) Çağdaş Kamu Yönetimi I, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2003, s: 374

17 Karabağ, a.g.e, 124 18 Gökçe, agm, s.206

(16)

içerir.19 Aynı zamanda sermayenin artık ulusal değil, küresel bir nitelik taşıdığını, sömürü mekanizmalarının değiştiğini, iletişim ve bilişim teknolojileriyle dünyanın bir “global köy” e dönüştüğünü, cemaatler yerine hayali bir dünyanın oluştuğunu anlatan bir kavramdır. 20

1.2 KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN GELİŞİMİ

Küreselleşmenin ne zaman başladığı konusunda spesifik bir zaman belirlemek çok zordur. Bazıları globalleşmenin insanlık tarihi kadar eskiye dayandığını ve başlangıç tarihi olarak insanoğlunun sivilleşme çabalarını göstermektedir. Bazıları ise küreselleşmenin ortaya çıkışını modern çağın başlangıcı, diğer bazıları 1800’lü yıllar olarak göstermektedirler.21 Talcott Parsons’ın teorik yaklaşımıyla düşünüldüğünde küreselleşmenin ilk olarak modernleşme sürecinin bir uzantısı olarak ortaya çıktığı yorumlanabilir. Hatta modernleşme teorisinin ideolojik olarak sürüklendiği yol küreselleşme teorisinde yeniden ortaya çıkmaktadır.22

Kronolojik bir bakış açısından küreselleşme teorisinin modernleşme teorisinin ürünü olarak açığa çıktığı gerçeğini inkar edemeyiz.23 Aslında küreselleşme yeni bir olgu değildir. Özellikle devletler arasında ticari ilişkilerin sistemli biçimde gelişimi olarak 19.yy.da varlığını hissettirmiştir. 1970’li yılların başında Bretton Woods sisteminin çöküşü ve yarı sabit döviz kuru standardına geçilmesiyle beraber yaygınlaşan çok uluslu şirketler küreselleşmeye yeni bir çehre kazandırmıştır.24 Bretton Woods sisteminin yıkılması, Keynesçi yaklaşım ve politikaların yerlerini Neo-Liberal görüşlere bırakması, piyasa üstünlüğünün ön plana çıkarılmasına, deregülasyon ve özelleştirme ile ekonomide devletin küçültülmesine yol açmıştır. Neo-liberal görüşlerin hakim olduğu bu dönemde ortaya çıkan iktisadi sorunların asılmasında serbestleşme temel olmuştur.25

Doğu Bloğunun yıkılıp, iki kutuplu dünya düzeninin sona ermesiyle “tarihin sonu” ve “liberalizasyon”un sonsuz zaferi ilan ediliyor; yeni dünya düzeniyle küreselleşme tarihinin zorunlu sonucu olarak kabul ediliyor. Doğu bloğunun dağılmasıyla birlikte kapitalizm hükmen galip olsa da kapitalist devletin içine girdiği bunalım 1970’lerden itibaren sürekli tartışılan bir konu olmuştur. Yeni dünya düzeniyle birlikte tüm her şey değişim sürecine girmiş, bu süreçten 19 Karabağ, age, s.124

20 Gökçe, agm, s.206

21http://www.canaktan.org/yeni-trendler/globalleşme/ tarihsel.htm, 28.09.2002, s.3

22 Uğur Kömeçoğlu, “Küreselleşme, Modernleşme, Modernlik “Dünya Neyi Tartışıyor?-1” Küreselleşme,

Doğu-Batı, Yıl: 5 Sayı : 18 Şubat-Mart-Nisan, 2002, s.10

23 Khander, agm, s.68

24 İbrahim S. Canbolat, Küreselleşen Dünya ve Türkiye, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yayın No: 192, Bursa, 2002, s.26

25 Kuter Ataç, “Küreselleşme : Bir Değerlendirme” Hacettepe Üniversitesi iktisadi ve İdari Bilimiler Fakültesi

(17)

etkilenenlerden bir iktidar modelleri olmuştur. “Devlet toplumu yönetir” savı terk edilerek devletin dışındaki örgütlerin de devlet yönetimine eşit şekilde katılımı öngörülmüş ve bu yeni iktidar modeli yönetişim olmuştur.26

II. Dünya Savaşının hemen sonrasında ABD’nin himayesinde tesis edilen IMF, dünya bankası, GATT ve OECD gibi uluslararası kuruluşların hayata geçirilmesiyle küreselleşme sürecine ivme kazandırmıştır.27 Küreselleşme ideolojisi ulusal ekonomilerin ve ulusal ekonomik yönetim stratejilerinin giderek işlevsizleştiğini, global bir ekonominin ortaya çıktığını, ve ulus-devletlerin bu gelişmeye uyarlanması gerektiğini ileri sürer. Serbest piyasa ekonomisinin bütün dünyaya yayılmasını küreselleşeme sürecinin temeli soyar ve ülkelerin egemen stratejileri izlemelerini, ortak yönetsel mekanizmalara uymalarını telkin eder.28

Küresel bilincin artması, küresel kurumların ve hareketlerin sayısının artması, küresel iletişim araçlarındaki gelişmeler, küresel çevre hareketleri, iki kutupluluğun sona ermesi29 sorgulanması, piyasanın artan gücü, liberalizm, yeni sağ politikalar, iktisat teorileri alandaki gelişmeler, demokrasi ve insan hakları konusundaki gelişmeler, üretim alanındaki büyük değişiklikler küresel değişimin dinamikleri olarak ele alınabilir. 30

Küreselleşmeye içeri-dışarı, ulusal-uluslar arası, Batı-Doğu, Birinci Dünya-Üçüncü Dünya, modern-geleneksel, kimlik-fark, benlik-öteki arasında çizilmiş zamansal ve mekansal ayrımların giderek ortadan kalktığı dünyanın global bir topluma dönüştüğü küresel bir kültürün şekillendiği bir süreç olarak değerlendirebiliriz.31

Sonuçta küreselleşme süreci 1990’lı yıllarda farklı bir döneme girmiştir. Bu farklılığın iki temel belirleyicisi olarak; ilki, Rusya ve Doğu Avrupa’daki rejim değişikliği ve İkinci Dünya’nın kapitalist düzene entegrasyonu, ikincisi ise küreselleşme sürecinin medarı iftiharı olarak bilinen Doğu Asya’nın krizidir.32

1.3. KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN KAPSAMI VE BOYUTLARI

“Yirminci yüzyılın sonlarında ve yeni yüzyılda çağa damgasını vuran çok yönlü global değişimlerle karakterize edilen küreselleşme olgusu farklı boyutlardaki değişimin yönünü, 26 Sonay Bayramoğlu, “Küreselleşmenin Yeni Siyasal İktidar Modeli : Yönetişim” Praksis, 7, 2002, s.85

27http://www.canaktan.org/yeni-rendler/globalleşme/tarihsel.htm, 28.09.2002, s.3

28 Yasemin Özdek, “Globalizmin İdeolojik Hegemonyası : Yanılsamalar” Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 32 Sayı : 3, TODAİE, Ankara, Eylül 1999, s.26

29 Karabağ, a.g.e, s.128 30 Al, a.g.e., s.80 31 Karabağ, a.g.e., s.125

32 Gökçen Coşkun Albayrak, “Globalizasyon Süreci ve Azgelişmiş Ülkeler”, (Ed, Uğur Selçuk Akalın)

(18)

derinliğini ve etkilerini belirlemekte ve bu etki halesi ulusal ve uluslar arası kuram ve uygulamalara da dalga dalga yayılarak kavramları, kurallar ve kurumları kuşatmaktadır.”33 Oldukça karmaşık ve çok boyutlu olan toplumsal gelişmenin temelindeki küresel değişim dinamikleri sosyal, ekonomik, siyasal / yönetsel, kültürel yapılarda köklü değişim ve dönüşümlere neden olmaktadır.34

Küreselleşmeyi, kimi aydınlar kapitalizmin gelişme sürecindeki bir aşama biçiminde ekonomik boyutunu ve kutuplaşmayı öne çıkararak gelişmiş bazı ülkelerce manipüle edilen bir olguyu anlatmak üzere üretilen bir kavram olarak değerlendirmekte ve kökleri çok eskilere giden bir oluşuma işaret etmektedirler. Kimileri kendiliğinden gelişen dinamik bir süreç olarak algılamakta, kimileri de küreselleşme sürecinden değil de küreselleştirme olayından söz etmekte ve küreselleşme sürecinin ekonomik, politik ve kültürel olduğu kadar, coğrafi bir olgu da olduğunu belirterek siyasal ya da kültürel boyutunu vurgulamaktadırlar.35 Modernizm,

postmodernizm, liberalizm, internet, e-devlet kavramları gibi küreselleşme de siyasal, sosyal ve ekonomik alanı tanımlayan ve dönüştüren bir boyuta sahiptir.36

Küreselleşme homojenleşme kadar heterojenleşme, evrenselleşme kadar yerelleşme, modernleşme kadar gelenekselleşme, benlik kadar farklılığın da gündeme gelindiği, bu oluşumların karşıtlığının değil, aksine eş zamanlılığının ve birbirleriyle çelişkili beraberliğin yaşandığı bir süreçtir. Bu anlamda küreselleşme, toplumsal yaşamın alansal ve ulusal bir bütünsel toplum modeliyle değil, global/ulusal/ yerel etkileşim ilişkilerinin çözümlenmesi yoluyla anlaşılmasını içermektedir. Küreselleşme süreçlerini çözümlemek toplumsal değişimi çerçeveleyen eş-zamanlılığa, çok boyutluluğa ve karşılıklı etkileşime dayalı hareket eden bir iktidar geometrisini anlamaya çalışmaktır.37 Bu mantıkla yeni yüzyıldaki en önemli iktidar modeli yönetişim olmaktadır. Küreselleşme ve beraberinde getirdiği boyutları kendisine uygun bir iktidar tarzını, devlet anlayışını ve üslubunu geliştirmektedir.38 Daha öncede belirtildiği gibi, küreselleşme ekonomik, teknolojik, siyasal, kültürel, ideolojik ve örgütsel boyutlar içeren çok boyutlu bir süreçtir.39 Anlaşıldığı gibi küresel etkisi olmayan olay ve oluğu yok gibidir.

Küreselleşmenin boyutları birbirinden ayrı değildir, tam tersine birbirinin devamı olan ve

33 Parlak, a.g.m., s.347 34 Saran, a.g.m., s.37

35 Gürsel Özkan, “Küreselleşme ve Ulus Devletin Geleceği”, İdare Hukuku ve İlimler Dergisi, Cilt: 13, Sayı: 1-3, İstanbul, 2001-3, s.364

36 Akif Çukurçayır, “Çok Boyutlu Bir Kavram Olarak Yönetişim” (Ed. Muhittin Acar-Hüseyin Özgür) Çağdaş

Kamu Yönetimi I, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara, 2003, s.259

37 E. Fuat Keyman, “Globalleşme Söylemleri ve Kimlik Talepleri:” Türban Sorunu”nu Anlamak”, Global Yerel

Eksende Türkiye, (Der.E.Fuat Keyman, Ali Yaşar Sarıbay) Alfa yayınları, İstanbul, 2000, s.26

38 Bayramoğlu, a.g.m., s.85

(19)

etkilenen değişik parçalarıdır. Bu bağlamda küreselleşme sürecinin en önemli özelliği çok boyutlu olmasıdır.40

1.3.1. Ekonomik Boyutları

Sanayi devriminden beri ekonomik alanda meydana gelen değişimler, siyasi ve kültürel alanda dönüşüme neden olmaktadır. Yeni buluşlar, yeni üretim teknikleri ve ulaşım sistemleri, sermaye - finans alanındaki gelişmeler ekonomik küreselleşmenin içeriğini oluşturmaktadır.41 Yeni bilgi teknolojileri küresel ekonomiye zemin hazırlamaktadır. Küreselleşme sonucu kumanda ekonomileri küçülmüş, devletin sosyal ve ekonomik işlevlerinde azalma olmuş, Pazar dünya ölçeğinde büyümüş, ulusal sınırların dışına çıkmış ve dünya hemen hemen tek pazar haline gelmiştir. 42

1980 yılından itibaren ekonomik küreselleşme büyük bir hız kazanmış, bu dönemde dünya ticareti hızla artmıştır. Doğu Bloğunun çökmesiyle birlikte ideolojik çatışmalar sona ermiş, Doğu Bloğu ülkeleri batının temel felsefelerini benimsemişlerdir. Ekonomik küreselleşmeye ivme kazandıran bir diğer faktör de çokuluslu şirketlerin yapmış olduğu uluslararası yatırımlar olmuştur. Küresel çıktının üçte biri çok uluslu şirketler tarafından üretilmiştir.43

Uluslararası şirketler küreselleşmenin en önemli ekonomi etkilerinin belirleyicisi olarak görülmektedir. Uluslar arası şirketler küreselleşmenin getirdiği mal ve hizmet üretiminin artmasının en önemli aracıdır. Küresel ekonominin başka önemli etkisi finans piyasaları üzerinde olmuştur. Küreselleşme sayesinde sermaye hareketlerindeki akışkanlıkla, dünya finans piyasaları birbirlerine entegre olmuşlardır.44 Bir başka konu ise Asya Krizi örneğinde görüldüğü gibi yaşanan ekonomik krizler küresel bazda etkilerini göstermiştir.45

1.3.2. Teknolojik Boyutları

İletişim ve internet teknolojileri, biyo-teknoloji, bilgisayar ve yüksek teknolojili sanayi alanlarındaki hızlı gelişmeler, ekonomik, kültürel ve siyasal alanlarda büyük değişmelere neden olmaktadır.46 Bilgi ve iletişim teknolojisinin son çeyrek asrında gösterdiği ilerleme, 19. yy.da

40 Karabağ, a.g.e., s.145 41 a.g.e., s.146

42 Al, a.g.e., s.91

43 Doğan Uysal, “Küreselleşme ve Gelişmekte Olan Ülkeler” “Küreselleşme Sistemde Siyaset, Yönetim

Ekonomi” (Der. M. Akif Çukurçayır) Çizgi Kitabevi, Konya, 2003, s.307

44 Şenol Baştürk, “Bir Olgu Olarak Küreselleşme, Sorunlar ve Bir Çözüm Önerisi; Küresel Yönetişim”

http://www.isguc.org/senol1.htm, 04.04. 2002, s.3

45 Karabağ, a.g.e., s.149 46 a.g.e., s.149

(20)

temelleri atılan sanayi toplumunu temelden sarsmış, insan ilişkilerinde zaman ve mekan boyutunu neredeyse anlamsız kılmıştır. Küreselleşmenin fiziki alt yapısını oluşturan bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelerin etkisi öncelikle ekonomi alanında kendini gösterse bile kültürel, hukuki ve siyasi alanda da yansımalarını bulmuştur.47

Şu an küreselleşme iletişim, bilgisayar, gen teknolojisi ulaştırma vb. alanlarda alabildiğine hızla ilerlemektedir.48 Bu bağlamda toplumsal değişimlerin küresel düzeyde bütün toplumları derinden etkilediği ve bu etkileşim süreçlerinin kitle iletişim araçları ile dünya toplumlarının değişim dinamiklerini kolayca etkileyebileceği izlenmektedir.49 Geleneksel dönemindeki teknolojik gelişmelerin kamu yönetimin etkilemesi gibi yeni teknolojiler de kamu yönetimin etkilemektedir.Bugün yöneticiler artan bir şekilde “network”leştirilmiş bir dünyanın içinde yer almaktadırlar.50 Günümüz teknolojileri bireyle yönetim arasındaki ilişkileri yeniden

ilişkilendirmektedir. Özellikle internet bireylerde yönetim arasında ilişkilerin gelişmesine önemli katkı sağlamaktadır.51 Yeni iletişim ve bilgi teknolojileri, devletlerin yetki ve egemenliklerini de azaltıcı hatta yok edici etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Bu teknolojiler yüzünden devletin toprakları üzerinde kontrolü azaltmakta kültürel kontrol ve homojenleştirme kapasitesi düşmektedir.52

1.3.3 Siyasal Boyutları

Küreselleşmenin siyasal boyutu ile ilgili olarak kimlik- fark ilişkisi devletin egemenliği, devlet dışı aktörlerin siyasal özne olarak kabulü ve siyasal alanın küresel-ulusal-yerel ekseni kapsayacak şekilde geliştiğini belirtmek mümkündür.53 Küreselleşmenin değişik ülkelerin aktörleri arasında yarattığı karşılıklı bağımlılık ilişkisi sonucunda ülkelerin birbirine karşı hassasiyetinin arttığı görülmektedir. Bu süreçte çokuluslu şirketler belirleyici rol oynamaya başladılar. Küreselleşme modellerin dünyada ulus-devletin tek aktörlüğüne son verene uluslar arası örgütlerin ve çokuluslu şirketlerin bağımsız bir birim olarak ortaya çıkışını görürler.54

47 Birol Akgün, “Küreselleşme, Sanal Siyaset ve E-Demokrasi,” Kültürel Sistemde Siyaset Yönetim Ekonomisi, (Der. M. Akif Çukurçayır), Çizgi Kitabevi, Konya, 2003, s.65-66

48 Mehmet Orhan, “Küreselleşme, Taraflarının ve Karşıtlarının Görüşleri”, Akademik Araştırmalar Dergisi, Yıl : 4 Sayı : 15, Maestro Yayını, İstanbul, Kasım-Ocak 2002-2003, s.23

49 Semra Atabey, Fatih Bülent Yaren, “Küreselleşme-Yerelleşme Sürecine Uyum ve Ekolojik Bölge Planlama Kavramı” Yeni Türkiye Dergisi Yıl: 1 Sayı: 5 Temmuz - Ağustos 1995, s. 272

50 Al, a.g.e., s. 86 51 a.g.e., s. 87

52 Karabağ, a.g.e., s. 150 53 a.g.e., s. 154

54 H. Emre Bağce, “Küreselleşme, Devlet ve Demokrasi” Amme İdaresi Dergisi, Cilt: 32, Sayı : 4 TODAİE, Ankara, Aralık 1999, s. 9-10

(21)

Küreselleşme ulusal düzeyde birey ile devlet arasında bir “tampon” alan yaratıyor. Devletin egemenlik alanı bir yandan küresel aktörler tarafından paylaşılırken, birey de egemen bir özne olarak devletin denetimsiz egemenlik anlayışını içte sınırlıyor, daraltıyor.55 Bu bağlamda küreselleşmeyle beraber sorgulananların başında ulus-devletin yetkisindeyken bu alanlardaki yetkilerin önemli ölçüde uluslar arası kuruluşlara geçtiği gerilemektedir. 56

Siyasal küreselleşmede önem kazanan konulardan biri de demokrasi ve insan hakları konusudur.57 Siyasal alanda demokrasi global bir değer olarak gittikçe önem kazanmaktadır. Eski otoriter ve totaliter rejimlerin yerini alan demokrasi artık küresel/global/evrensel bir değer olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede yönetilenler ile yöneticiler arasında etkin iletişime dayalı katılımcı demokrasi ya da yönetişim anlaşışına daha fazla işlerlik kazandırılması gerektiği görüşü yaygınlık kazanıyor.58

Çünkü katılımcı demokrasiyle birlikte toplumdan dışlanan gruplar ortak bir alana çekilebilecek, toplumsal bir konsensüs sağlanacak, belir toplulukların kontrol tekelini ortadan kaldıracak ve kontrolü paylaşabilmeleri ve kendilerini gerçekleştirebilmeleri sağlanacaktır.59 Bu bağlamda küreselleşmenin toplumsal ve iletişimsel entegrasyon imkanları, insanların siyasal alanlarda hapsetmeyi imkansız kılıyor. Toplumsal alan, siyasi sınırlar tarafından durdurulamayarak devletler ötesi bir niteliğe dönüşüyor.60 Küreselleşme anlaşıldığı gibi hukuksal toplumsal, iktisadi ve teknolojik düzeylerde ulus-devletlerin egemenliğini gidererek daha fazla sınırlamaktadır.61

1.3.4 Sosyo-Kültürel Boyutları

Teknolojik gelişmeye özellikle iletişim teknolojisindeki hızlı ilerlemelere bağlı olarak toplumların sosyo kültürel yapılarının da olumlu ya da olumsuz bir biçimde dönüşüme uğradıkları görülmektedir.62Sosyo-kültürel küreselleşme demokrasi ,insan hakları, çevrenin korunması, uyuşturucu , AIDS ve terörizmle mücadele gibi bütün insanlığı ilgilendiren konularda ülkelerin ortak bir anlayışa ulaşmalarını ifade etmektedir. Öte yandan; çevre kirliliği, uyuşturucu ticareti, AIDS, terörizm ve organize suçlar gibi sorunların ülke boyutlarını aşması ve bütün insanlık için bir tehdit oluşturması bütün ülkeleri ortak hareket etmeye zorlamaktadır. Sosyo kültürel küreselleşme batı kültürünü ön plana çıkarmakta ve bu 55 İhsan D, Dağı, İnsan Hakları Küresel Siyaset ve Türkiye, Boyut Kitapları. İstanbul, 2000, s.7

56 Ataç, agm, s.100 57 Karabağ, a.g.e., s.152

58 Coşkun Can Aktan, Müdahaleci Devletten Sınırlı Devlete, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 1999, s.120 59 (Çukurçayır, age, s.93

60 Dağı, age, s.8 61 age, s.8

(22)

kültürün diğer ülkelere yayılmasına ortam hazırlamaktadır. Mesela ingilizcenin bütün dünyada kabul görmesi gibi. Başta demokrasi, insan hakları, piyasa ekonomisi gibi batılı değerler bütün dünyaya yayılmaktadır. Bütün bunların yanında batılı ülkelerin yemek zevkinden giyimine kadar geniş yelpazedeki zevk ve tercihler giderek homojenleşmektedir.63 Fakat yerel kültürlerin global kültüre karşı bir reaksiyon göstermesi ihtimali de her zaman mevcuttur. Liberal bir perspektiften bakıldığında kültürel küreselleşme dünyada barış ve huzurun sağlanmasına katkıda bulunabilecek iken, milliyetçi muhafazkar açıdan bakıldığında ulusal kültürlerin yok olması anlamına gelmektedir. Bu bağlamda küreselleşme yerel farklılıkları minimalize ederek ortak bir kültür ortaya çıkarırken diğer yandan da global köyün içinde alt kültürlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamaktadır.64 Sosyal alanda yaşanan diğer bir değişim de giderek artan bir şekilde insanların artan bir şekilde kentlerde yaşamaya yöneldiği görülmektedir. Kentleşmenin hızlı bir şekilde olması bir yandan göç, yoksulluk gibi kavramları beraberinde getirirken diğer yandan dünyada yaşanan ezici rekabet ortamında insanların giderek geleneksel dayanışma ve yardımlaşma duyguların giderek azaldığını bireyselleşmenin ve bu çerçevede yabancılaşmanın giderek artmasıdır.65 Dünyada yaşanan olumsuz yaşananlara bir çözüm olarak İstanbul’da Habitat toplantıları yapılmıştır.

1.3.5 Ekolojik Boyutları

İnsan hayatındaki değişimler her konuda olduğu gibi çevre konusunda da hissedilmeye başlamıştır. Teknolojik gelişmelerle birlikte planlamanın boyutu ve önemi de artmıştır.66Bu bağlamda teknolojik ve endüstriyel gelişmelerin ekolojik dengede yarattığı tahribat da giderek uluslararası bilinç ve değer oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Ozan tabakasının delinmesi, doğal yaşamın tahrip edilmesi, asit yağmurları, yağmur ormanlarının yok edilmesi gibi çevre faktörleri karşısında uluslararası düzeyde giderek artan bir duyarlılığın geliştiği de gözlenmektedir.67 Günümüzde gelinen noktada yerkürenin ortak işbirliği yoluyla korunabileceği iyice gün yüzüne çıkmıştır. Sorunun küreselliği çözümünde küresel düzeyde ele alınmasını gerektirmiştir. Bu nedenle son yıllarda çevresel sorunların çözümünü sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler öncülüğünde çeşitli zirveler düzenlenmiş ve küresel çevre

63 http://www.canaktan.org/yeni-trendler/globalleşme/ekonomik-global.htm(28.092002) 64 http://canaktan.org./yenı-trendler/globalleşme/tehlike.htm(.28.07.2002)

65 C.Can Aktan,’Yeni Değişim Dinamikleri ve Devletin Yeni Rolü’Yeni Türkiye Dergisi,56 Yaz 1999,s.80 66 Murat Meşhur,’Çevre Duyarlı Planlama ‘Yeni Türkiye Dergisi, Yıl:1 Sayı:5,Temmuz-Ağustos,1995, s.279 67 Özkan, a.g.m, s.366

(23)

sorunlarının çözümü amacıyla hemen hemen bütün ülkelerin katılımıyla çeşitli uluslararası anlaşmalar imzalanmıştır.68

1.4.KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN AKTÖRLERİ

17. yüzyılda ulus - devletlerin dünya sahnesine çıkışından itibaren devletlerarası sistem olarak şekillenen yapı iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmeler ve yenilikler devlet dışı yapıların gittikçe artan önemi ve ekonomik ilişkilerde sınır aşırı gelişmeler 20. yy.’ın sonlarına doğru türdeş olamayan bir sistem ortaya çıkarmıştır. Küresel sistem, devletler, Devletlerarası örgütler, devletler dışı örgütler küresel şirketler bankaları yasadışı örgütlerde gibi bir çok aktörlerin karşılıklı etkileşiminden ortaya çıkan ilişkiler bütünü haline gelmiştir.69 Artık referans noktası olarak ulus-devletin alındığı yapılardan daha geniş uluslararası yapılardan daha geniş uluslar arası yapılara doğru hızlı bir geçiş eğilimi yaşanmaktadır.70 Klasik, alışılagelmiş yönetsel süreçler, yerini yerel ve ulus aşırı hiyerarşik ilişkiler yerini network (ağ) ilişkilerine bırakmaktadır.71

Özellikle sanayi toplumundan bilgi toplumuna doğru yol alan bir dünyada iletişim, etkileşim ve gelişim kaçınılmaz bir sonuçtur. Küreselleşmenin etkisi ile ulusal yapıdan küresel yapıya, geniş kapsamlı kamusal yükümlülüklerden sınırlı kamusal yükümlülüklere, geleneksel sanayilerden ileri teknoloji gerektiren sanayilere doğru bir kayış olmakta bölgesel ve yerel yönetimler ekonomik yapıdan daha fazla rol alma eğilimine girmektedir.72 IMF, Dünya Bankası ve Dünya Ticaret örgütü gibi kuruluşların faaliyet ve etki alanları her geçen gün daha da genişlemektedir. Ayrıca çok uluslu şirketler, küresel çapta sivil toplum örgütleri ve hükümet dışı örgütler de bir ülke ya da bölge sınırlarına bağlı kalmaksızın faaliyet göstermektedirler.73

Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra sayıları ve etkinlikleri önemli ölçüde artan uluslar arası kuruluşların varlığı siyasal ve politik etkinliklerin artık sadece ulus devletlerle sınırlandırılamayacağını, dolayısıyla bugün ulusal ve uluslar arası düzeyde politika belirlemede, kültürel aktörleri de göz önünde bulundurmayı gerekli kılan, çok yönlü ve karşılıklı ilişkiler düzeni yaşanıyor.74 Artık devletin gücü dağılmakta, yeni aktörler ortaya

68http://www.sayistay.gov.tr/yayin/dergi/dergi3.asp?id=379 (25.02.2005) 69 Karabağ, age, s.137

70 Recep Kızılcık, “21. Yüzyılda Yönetişim ve Kamu Yönetimi, Yeni Eğilimler ve Yeni Teknikler”, Türk İdare

Dergisi, yıl: 75 sayı: 438, Ankara, Mart 2003, s.183

71 M. Akif Çukurçayır, Gülise Gökçe, “Yerel Siyaset ve Katılma Davranışı: Konya’da Katılım Eğilimleri”, S.Ü

İİBF Sosyal ve Ekonomik Araştırmalar Dergisi Yıl : 2, Sayı : 3, Çizgi Kitabevi, Konya, 2002, s.128

72 Ahmet Yatkın, “Küreselleşme ve Türk kamu Yönetiminde Toplam Kalite Yönetimi” Yerel Yönetim ve

Denetim Dergisi, Cilt: 8 Sayı: 2, İçişleri Bakanlığı, Mahalli İdareler Kontrolörleri Derneği Yayını, Ankara, şubat

2003, s.3

73 Mehmet Cangir, “Küreselleşme” Türk İdare Dergisi, Yıl: 73 Sayı: 433, Ankara, Aralık 2001, s.207-208 74 Hasanoğlu, a.g.m., s.175

(24)

çıkmaktadır. Yeni çağ ile birlikte zorunlu bir işbölümü ortaya çıkıyor. Bu yeni işbölümünün adı: yönetişim. Bu işbölümüyle katı hiyerarşilerin yerini karşılıklı etkileşime dayalı yönetme geçilmekte, yönetim felsefesinde çoklu aktörlere yer verilmekte, yurttaş açısından da tek kimlikten çok kimliliğe geçilmektedir.75 Bu süreç içerisinde yani yönetimden yönetişime geçişte, ulus-devlet bir yandan dünya ekonomisinin bütünleşmesiyle küresel kurumlara, bir yandan da siyasal iktidarın dağıtılması ile yerel parçalara doğru iki yönlü parçalanmaktadır.76 1.5. KÜRESELLEŞME-YERELLEŞME İLİŞKİSİ

Günümüzde küreselleşme sürecinin zorladığı yerelleşme politikaları, devletlerin adem-i merkeziyetçilik ilkesine göre örgütlenmesini teşvik etmektedir.77 Küreselleşme süreci bir yandan uluslar üstü ve bölgesel entegrasyonları güçlendirirken, diğer yandan yerel değerleri ve farkları canlandırmakta yerinden yönetimin önemini artırmaktadır.78

Dünya Bankası 1999-2000 yılı raporunda hem küreselleşme hem de yerelleşmenin kaçınılmaz olduğunu ve bir ülkenin 21.yy’da başarılı olup olmayacağının bu ikiz güçleri ne kadar iyi yönetebileceğine bağlı olduğunu savunmaktadır. Bu raporda, ulus devletin bir kısım yetkilerini bütünleşen dünya ekonomisi sürecinde küresel düze, diğer bir kısım yetkilerini ise siyasal iktidarın dağıtılması ile yerel düzeye terk etmek zorunda olduğu saptanmıştır.79 Dünya Bankası’nın şeması küreselleşme nasıl bir zorunluluk ise yerelleştirmenin de zorunluluk olduğu varsayımına dayanmaktadır. Ulus-devletlere bölünmüş olan egemenlik olanı, bu tekelci gücün yerel parçalar arasında dağıtılmasıyla açılmakta ve egemenlik küresel iktidar mekanizmalarının yönetimine hazırlanmaktadır.80

Yerel koşullar ve kimlik bağlamında küresel entegrasyon/bütünleşme olgusu, küreselleşme ile kentteki gündelik yaşamın artan bir şekilde politika ile iç içe girdiği bu yönüyle kentsel politik süreçlerin ulusal politik süreçlerden özerkleşmesi anlamına gelir.81

İlişkilerin gittikçe artan biçimde uluslar arası niteliğe bürünmesi, uluslar üstü kurumların oluşturulması ve devletler üzerinde etkin olmaya başlaması yerel yönetimlerin merkezi yönetimin kontrolü ve vesayetinde olan bazı konularda etkin olabilecek yapısal oluşumlar ile donatılmaları fikrini doğurmuştur. Toplumsal yapılar arasında yaşanan kültürel iletişim ve 75 Çukurçayır, a.g.e., s.96

76 Birgül Ayman Güler, “Yerel Yönetmenlerde Reform Sorunu”, Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt: 10, Sayı: 3, TODAİE yayını, Ankara, Temmuz 2001, s.7

77 Balamir Gündoğdu, “Küreselleşme, Yerelleşme: Denetim”, Yerel Yönetim ve Denetim Dergisi, Cilt: 9, Sayı: 1, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Kontrolörleri Derneği Yayını, Ankara, 2004, s.10

78 T.C. Başbakanlık, a.g.e., s.25 79 Gündoğdu, a.g.m., s.10 80 Güler, a.g.m., s.8

(25)

etkileşimin yerel yönetsel işleyişe yansıması olarak merkeze ait görevlerin yetkiler paylaşımı konusu zirveye rağmen tabanı tercih etme (Subsidiyarite) yaklaşımı şeklinde belirgin kılınmakta ve yerelliği öne çıkarmaktadır.82

Yerel yönetim birimlerinin halka yakın olması ve alınan kararların halka yakın düzeylerde alınması anlamında subsidiyarite (yerellik) ilkesi 1992 Maastricht Avrupa Birliği Anlaşması ile ayrı bir önem kazanmıştır.83 Yerelleşmeni bu kadar önemi kazanmasındaki vurgu, küreselleşmenin olumsuzluklarını gidermek ve daha demokratik yönetim oluşturmak için arzu edilmektedir. Yerelleşme, küreselleşmenin sonucu ortaya çıkan tekdüzeliğe ve merkezi yapılanmaya karşı esneklik ve farklılık sunmaktadır. Bu bağlamda küreselleşme ile birlikte ulus-devlet hak ve yetkilerini sadece uluslarüstü kuruluşlara değil, yerel yönetimlere de devretmektedir.84

Sonuç olarak, Robertson’un da belirttiği gibi küreselleşme süreci bir yandan evrenseli (küreseli) yerelleştirirken, diğer yandan tikellikleri (yerelliklerin) evrenselleştirmektedir. Bu karşılıklı dinamiğin sonucu olarak ortaya çıkan farklılaşmalar ile aynılaşmaları her birinin diğerini mümkün kıldığı süreçler olarak değerlendirilmektedir.85

1.6 KÜRESEL DÖNÜŞÜMDE KENTLERİN ARTAN ÖNEMİ

Küreselleşme karşılıklı etkileşimleri içeren heterojen bir süreç olarak değerlendirilecek olursa bu süreçte yerellikler oluşmakta, küreselleşme sürecine katılmakta, kimi zamanda karşıt güçlerin etkisi gündeme gelmektedir. Küreselleşme ile yerelliklerin etkileşimi, salt etki tepki ile ele alınmaz. Özellikle küresel ile yerelin geçişliliği sürecinde odaklanmalıdır. Bu geçişliliğin, etkileşimin yaşandığı yerler ise kentler olarak ortaya çıkmaktadır.86

Ekonomik, sosyal, kültürel ve politik alanlardaki küresel değişimler mekan, kent ve bölge kavramlarının anlamlarını ve algılama biçimlerini değiştirdi. Teknolojik gelişme, kuşkusuz kentlerin her alanında büyük dönüşümleri, yenilikleri ve ilişkileri ortaya çıkarıyor. 21. y.y. da kentlerin rolleri yeniden tanımlanırken her kent yeni bir uygarlık projesinin merkezi

82 Şerif Ôner, “Globalleşme Sürecinde Yerellik: Demokratik ve Katılımcı Yerel Yönetimin Kurumsallaştırılması”,

Avrupa Birliği ile Bütünleşme Sürecinde Türkiye’de Yerel Yönetimler, (Der.Bekir Parlak Hüseyin Özgür)

Alfa Yayınları, İstanbul, 2002, s.125 83 Çukurçayır, a.g.e., s.94

84 Al, a.g.e., s.190

85 Sevda Alankuş, “Yerellik(ler), Yerelliğin İmkanları ve Yerel Medya”, Global Yerel Eksende Türkiye, (Der.E.Fuat Keynan-Ali Yaşar Sarıbay), Alfa yayınları, İstanbul, 2000, s.300

(26)

olmaya hazırlanıyor. Günümüz küreselleşme sürecinde uluslar arası politika düzeyinde karar alma mekanizmalarındaki dönüşümün mekanda yansıması küresel kentlerdir.87

Küreselleşmeyle artan rekabet ve yarış ortamı,gittikçe hızlanan kentleşme olgusu ile birleşince yeni sürecin temel öznelerinden biri olan kentleri,buna uygun örgüt yapıları ve işleyiş sistemleri geliştirme zorunluluğu ile karşı karşıya bırakmıştır.Yeni süreçte kentler,bir yandan mevcut hizmetleri daha iyi ve yaygın bir biçimde sunma yükümlülüğünde kalırken,diğer yandan da yeni ve farklılaşan kentsel hizmetlere olan talebi ve ihtiyacı karşılamaya çalışmaktadır.Bu açıdan kentlerde yeni değişikliklere uyarlanabilecek örgüt yapısı ve yönetim olgusu her geçen gün daha önem kazanmakta ve ön plana çıkmaktadır.Bu çerçevede klasik yetki ve kaynak aktarımından çok,başarıyı ve halkın katılımını özendiren,bilgi toplumu değerini ölçü alan yeni ve çağdaş yönetim tekniklerinin ve kurumsallaştırılması gerekmektedir.( Halil İbrahim Aydınlı,Halil Akdeniz,’Küreselleşme Sürecinde yerel yönetimlerde ortaya çıkan yeni eğilimler’ Yerel Yönetimler Kongresi Bildiriler Kitabı,Biga/Çanakkale,3-4 Aralık 2004,S.203)

1.7 KÜRESEL DÖNÜŞÜMÜN TEMEL DİNAMİĞİ OLARAK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ

Küreselleşme olgusunun en önemli etkeni sayılabilecek bilişim teknolojileri zaman-mekan ayrımını ortadan kaldırmakta, bunun yanı sıra yönetim, siyaset, ekonomi, ticaret ve eğitim biçimlerini farklı boyutlara taşımaktadır. Bir yandan bilgiye kolay ve hızlı erişim olanağı yaratılırken, öte yandan toplumların ekonomik, siyasal ve kültürel yaşamları daha hızlı ve daha kolay etkilenebilmektedir. Ayrıca bilişim teknolojileri küreselleşmeyi hızlandırmakta küreselleşmede bilişim teknolojilerinin ve uluslararası sermayenin gelişmesini ve yayılmasını hızlandırmaktadır88

Bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişimi, küreselleşmenin etkileri ve bu iki dinamiğin bilişiminden doğan “ağ ekonomileri” toplumsal boyutta da kaçınılmaz bir paradigma dönüşümüne yol açmıştır. Bu zamanımıza damgasını vuran ve “enformasyon devrimi”, “bilgi toplumu” gibi nitelendirmelerde tanımlanan dönüşümdür. Uçkan’ın ifade ettiği gibi “bilgi” ve “iletişim” ekonominin, siyasetin ve kültürün temel kavramları haline gelmiştir. 89 Günümüzde 87 Gönül Tankut, “Yeniden Tanımlanan Kent, Kentleşme ve Kentlileşme”, Bilim Ve Teknik Dergisi, Sayı.2, Aralık 2002, s.2-5

88 Aydınlı, Akdeniz, a.g.m, s.365

(27)

hızla gelişen teknoloji ile insanların hayata bakış açıları, beklentileri, amaçları kısaca yaşam tarzlarında değişiklikle olmuştur. Bilgi çağının getirilerinden mümkün olduğunca yararlanmak, daha kaliteli yaşamak, temel gereksinimleri gidermenin yanı sıra hizmetlerin daha etkili ve verimli bir şekilde yerine getirilmesini talep eder duruma gelmişlerdir. İnternetin gündelik hayata girmesi ile bilgi dünyasındaki sınırlar kalkmış, bilginin paylaşımı, yeni teknolojilerden haberdar olma durumu artmış, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki bilgi açığı ve kaynaklardan yararlanma konusunda rekabet hızlanmıştır.90 Teknolojinin modern toplumların ayrılmaz bir parçası ve gündelik etkinliklerin hemen her bölümünde temel öğe haline geldiği yadsınamaz bir realitedir. Toplumsal alanın sınırları içindeki hemen her türlü iş, teknik bir araç yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Seyahat etmek, haberleşmek, mal üretmek, eğlenmek, hizmet sağlamak için artan oranda teknolojiden yararlanılmaktadır. Teknolojinin toplumdaki yerini anlamak yalnızca kendi içinde değil bizzat toplumu anlamanın bir parçası olarak önemlidir.91 Bu bakış açısına bağlı olarak bu bölümde bilgi ve teknoloji kavramları incelenip, bilgi sistemleri ve bilişim teknolojileri irdelenecektir. Bilişim teknolojilerinden bilgisayardan başlanıp katılım, paylaşım ortamı olan internet değerlendirilecektir. Böylece bir altyapı hazırlanıp ikinci bölümde teknolojinin toplumsal dönüşüme etkileri incelenecektir.

1.7.1. BİLİŞİM SİSTEMLERİ KAVRAMSAL ÇERÇEVESİ

Yirmibirinci yüzyılda bilgi kavramı değişen anlam ve içeriği ile karşımıza çıkmaktadır. Yeni gelişen teknolojiler değişen gereksinimler, artan nüfus bilgiye olan gereksinimi ön plana çıkarmıştır. Küresel dünyada bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen bilgiye bağlı olarak büyük bir teknolojik gelişme ve rekabet yaşanmaktadır. Bu teknolojilerden gerektiği şekilde ve amaca uygun olarak yararlanabilmek için bilgiye büyük bir gereksinim duyulmaktadır, günümüzde karşılaşılan değişik soruları çözmek amacıyla ve bilgileri etkin kullanmak için bilişim sistemleri oluşturulmuştur.92Bilişim sistemi; yöneticinin karar vermesi için gerekli bilgiyi değişik kaynaklardan toplayan, işleyen, saklayan ve veriyi raporlayan formal bir bilgi sistemi olarak tanımlanır.93

90Türksel, Kaya Bengshir, Aslı Akay, “Ülkemizdeki Belediyelerin Coğrafi Bilgi Sistemleri Kullanım Düzeyleri Üzerine Bir Araştırma”, Yapı ve Kentle Bilişim ’04 “Kentte- Dönüşüm” 3.Ulusal Kongresi, Ankara, 2-3 Aralık 2004, s.159

91(Nilüfer Timisi, Yeni İletişim Teknolojileri ve Demokrasi, Dost Kitabevi, Ankara, s.33 92http://www.bilgiyönetimi.org/cm/pages/mk/-gas.php?nt=lu, Erişim Tarihi=13.04.2005

(28)

1.7.1.1. Bilgi Kavramı

Bilgi herhangi bir nesne ya da olayla ilgili ne, nerede, nasıl, niçin, neden, ne kadar, kaçı, hangisi, kim, kimle vb. sorulardan birisinin ya da birkaçının cevabıdır. Yine bilgi, bir kaynaktan toplanan verilerin belirli bir amaç için bir işlemden geçirilmesi ile elde edilir. Herhangi bir nedenle bilgi söz konusu olduğunda, toplanan verilerin elde bulunanlar ile birlikte değerlendirileceği bir bilgi işlem sisteminin ürünü anlaşılacaktır.94Bilişim denince insanlar için faydalı ve anlamlı hale getirilmiş veri anlaşılır.95Veri, bilgi üretiminde kullanılan ve anlam çıkarmaya elverişli işlenmemiş olgulardan oluşur. Bu olgular sayısal, alfabetik vea semboller şeklinde oluşabileceği gibi grafik türünde de olabilir.96

Gerçek olayların sonuçlarıyla ilgili verilen bir takım dönüştürme sürecinden geçirilip, kullanıcı için anlamlı hale getirilmesi durumunda bilgi oluşur. Buna benzer bir ifadeyle bilgi, “verilerin karar alma sürecine destek sunacak şekilde anlamlı bir biçime getirilmek üzere, analiz edilerek işlenmesiyle ulaşılan sonuçlardır.97 Başka bir ifadeyle ise bilgi “Üzerinde kesin yargıya varılmış her türlü ses, görüntü ve yazlara bilgi denir ve kaynağını veriler oluşturur.” tanımı yapılmıştır.98

Bilgi kavramı Latince “information” kökünden olup, biçim verme eylemi, biçimlendirme ve haber verme eylemi olarak tanımlanmaktadır. Bilgi genel anlamda “düşünme, yargılama, akıl yürütme, okuma, araştıma, gözlem ve deney sonucunda elde edilen dönüşsel ürün yada öğrenilen şey olarak olarak tanımlanmıştır. Bilgi alınıp satılan şey olarak da değerlendirilmektedir. Bilgi, belirli formda işlenmiş ve elde eden için anlamlı olan, yönetsel kararlar açısında gerekli olduğu varsayılan veya gerçek değeri olan veri demektir.99 Bu bakış açısıyla bilgi yaşamsal deneyimlerle deneyimlerle oluşur ve kullanılabilir hale gelir.

94 Tahsin Yamralıoğlu, Kemal Çelik, “Konumsal Bilgi Sistemi İçin Yerel Yönetimlerde Reorganizayon İhtiyaçları” www.gislab.ktu.edu.tr/ana_sayfa.htm - 38k 24.03.2005

95 Dilek Karahoca ve Adem Karahoca, İşletmeciler, Mühendisler ve Yöneticiler İçin Yönetim Bilişim

Sistemleri ve Uygulamaları, Beta yayınevi, yayın no:829, /baskı, Ankara, 1998, s-8

96 Mevlüt Karakaya, Muhasebe Bilgi Sistemi ve Teknolojisi, Ankara, 1994, s-14

97 Türksel Kaya – Bengshir, Bilgi Teknolojileri ve Örgütsel Değişim, TODAİ, Yayın No:274, 1.Baskı, Ankara, 1996, s-14

98 Uğur Yozgat, Yönetim Bilişim Sistemleri, Beta Yayıevi, İstanbul, 1998, s-45 99 Adem Öğüt,Bilgi Çağında Yönetim, Nobel Yayınları, 1.Baskı, Ankara, 2001, s-9

(29)

1.7.1.2 Bilginin Anlamı, Önemi ve Yönetimi

Bireyler, organizasyonlar ve toplumlar geçmişi hatırlamak, zamanı takip edebilmek ve geleceği öngörebilmek amacıyla bilgiye gereksinim duyarlar. Günlük yaşamın vazgeçilmez iletişim aracı olan bilgi, yönetim ve organizasyon süreçlerinin en temel sosyo-ekonomik yaşamın en stratejik kaynağı değerlendirilmektedir. Bilginin egemen olduğu toplumsal ve ekonomik yaşam; kapsamlı gelişim, etkin bilgi üretimi ve aktarımı, ileri teknoloji kullanımı ve hızlı iletişim nitelikleri ile yapılandırılmış bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır.100

Çağımız toplumlarının en temel hedefi, bilgi tolumu düzeyine erişebilmektir.101Günümüzde bilginin önemi anlaşıldığında çağımız “bilgi çağı” olarak adlandırılmaktadır. Artık bir kaynak olarak kabul edilen en iyi şekilde yararlanma yoluna gidilmektedir. Bunu gerçekleştirmek için günümüz bilgi teknolojisinin kullanılması yeterli olacaktır. Artan nüfusun, gelişen teknolojinin, çeşitlenen ve miktarı artan üretimlerin, sınırlı doğal kaynakların ve özelliklede toprağın altı ve üstü ile en uygun biçimde kullanılması bilgiye bağlıdır.102

Bilgi varmak istenen noktaya giderken yardımcı olan bir yol gösterici ve amacımıza ulaşmakta ne kadar başarılı olunduğunu bildiren bir geri bildirimdir.103 İnsanlığın var oluşundan beri tüm insanlar bilgiye ihtiyaç duymuşlardır. İnsanların bilgiye duydukları ihtiyaç bilginin ortaya çıkmasını ve o bilgiye ihtiyaç duyacak diğer insanlar için saklanmasını da beraberinde getirmiştir.104 Bu bağlamda bilgi örgütleme, planlama, yöneltme ve denetleme fonksiyonlarının gerçekleştirilmesi, kaynakların daha verimli kullanılması ve genel işletme amaçlarına ulaşılabilmesi için gereken sürekli bir ihtiyaçtır. Günümüzde bilişim teknolojilerinin yaygınlaşması ile bilginin elde edilmesi, işlenmesi depolanması ve dağıtılması kolaylıkla sağlanabilmektedir105.

Günümüzde işletmeler çevrede hızlı değişimin neden olduğu yoğun bir belirsizlik içindedirler. Bu belirsizliği azaltmanın yolu ise belirsizlik ortamı ile ilgili bilgi düzeyini yükseltmektir. Özellikle stratejik yönetimden istenen başarının elde edilebilmesi ilgili yönetim düzeylerinde kullanılacak bilgilere bağlıdır. Bilginin yönetim açısından istenen faydayı

100 Öğüt, a.g.e, s-1 101 a.g.e, s-13

102 Hüsnü Erkan, “Türkiye Koşullarında Toprak Bilgi Sistemi Üzerine Düşünceler” I.Harita Kurultayı, Tm, MOB, Ankara, 1987, s-60

103 Edward De Bono, Rekabet Üstü, çev: Oya Özel, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1996, s-63

104(Mahmut Tekin, Hasan K.Güleş ve Tom Burgess, Değişen Dünyada Teknoloji Yönetimi, Damla ofset, Konya, 2000, s-67

(30)

sağlayabilmesi için bilgiyi kullanacak olan yöneticiler ile bu bilgilerin sağlanacağı kaynaklar ve sahip olması gereken özellikler birbiriyle uyum içerisinde olmalıdırlar. 106

Artık bilgi, stratejik bir kaynak, potansiyel bir rekabet avantaj kaynağı olarak görülmektedir.107 Bilginin bir kaynak olarak düşünülmesiyle birlikte bilgi yönetimi kavramı ortaya çıkmıştır. Bilgi yönetimi, bilginin elde edilmesi, geliştirilmesi, paylaştırılması, korunması ve kullanılmasıyla ilgilidir. Bilgi yönetimi ile veriler enformasyonlar bilgiye dönüştürülmektedir108.

Başka bir ifadeyle bilgi yönetimi, işletme içi veya işletme dışı kaynaklardan elde edilen verilerin sınıflandırılması, depolanması ve yorumlanmak üzere ilgili yerlere doğru zamanında dağıtılarak elde edilen bilginin güncellemek üzere sürekli gözden geçirilmesi sürecidir109.

1.7.1.3 Teknoloji Kavramı

Teknoloji insanlar tarafından yapılıp geliştirilen ürünlerin toplamını temsil eder Teknoloji bir kültürün, bir düşüncenin, bilgi birikiminin ürüne yansıması yani belirli amaçlara ulaşmak için çeşitli aşamalarda geliştirilen bilgi birikiminin üretim sürecine uygulanmasıdır.110Teknoloji, fiziksel, sosyal ve bilgi boyutu olan bir kavramdır. Bu boyutları göz önüne alındığında teknoloji kavramı aşağıdaki, tanımlarla ifade edilebilir; 111

• Teknoloji, doğadaki işlenmemiş haldeki kaynakların insan ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekle getirilmesinde kullanılan yöntemler, makineler ve sistemler bütünüdür.

• Teknoloji, insan ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ürün ve hizmetlere bilginin uygulanmasıdır.

• Teknoloji, araştırma ve geliştirme sonucu bulunan tekniklerin üretime aktarılması sonucu geliştirilen süreli metot ve bilgidir.

106 Abdullah Karakaya, “İşletme Yönetiminde Stratejik Bilgi Kullanımı Üzerine Bir Araştırma; Karademir A.Ş. ve Bağlı Ortaklar” 10.Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi Bildiri Kitabı, 23-25 Mayıs, s-315

107 http://www.yeniteknolojiler.org/yazı/yazı003s.htm, erişim tarihi: 22.03.2005

108 Pınar Süral Özer, Ömür Özmen, Ömür Saatçioğlu, “Bilgi Yönetimi Modelleri: Bileşenlerin İncelenmesine İlişkin Kavramsal Bir Çerçeve” 1,Ulusal Ekonomi ve Yönetim Kongresi Bildirileri, Kocaeli, 2002, s-479 109 Şadi Can Saruhan, Taylan Sulaoğlu, “Değer Hedefli Yönetimde Bilgi Yönetiminin ve Yaratıcılığının Önemi”,

10.Ulusal Yönetim Organizasyon Kongresi Bildiri Kitabı, 23-25 Mayıs 2002, s-72

110 Akın Çakmakçı, “Türkiye’nin Teknoloji Tarihi” TUBİTAK, TTGV ve TUSİAD 2.Teknoloji Kongresi

Bildirileri, İstanbul, 1999, s-37

(31)

• Teknoloji, yeni bir mal ya da hizmet üretilmesine olanak veren üretim bilgisi ve tekniğidir.

• Teknoloji insanın üretim araçlarını kullanarak çevresini değiştirmek için geliştirdiği metotlardır.

Bilgi teknolojisi geniş kapsamlı bir kavramdır. Çeşitli biçimlerdeki bilginin derlenmesi, işlenmesi, saklanması, kullanılması, aktarılması ve denetlenmesi gibi bilginin yönetimine ilişkin süreçlerde kullanılan elektronik aksamın ve ilgili sistem ve yöntemlerin tümünü içerir. Bilgi teknolojisi, karar alma sürecinde temel girişleri oluşturan bilgilerin hızlı, güvenilir ve kapsamlı olmasını sağlayarak, karmaşık organizasyonların etkin ve verimli bir biçimde yönetimini kolaylaştırır. Bilgi teknolojisi, esas olarak, insanların birbirleriyle ilişki kurma biçimleri ve insanların bilgiye ulaşmasıyla ilgilidir. Teknolojiye dayalı bilginin insanlar ve kurumlar üzerindeki en belirgin etkisi, bilgiyi kullananlara ve ondan yararlananlara sağladığı güç olmuştur. Bilgi teknolojisinden etkin olarak yararlanmak yerel yönetimlerin başarısı için ön koşul olmuştur. Bilgi teknolojisindeki gelişmelere uyum sağlaması belediyelerin yönetim ve organizasyon yapılarında bazı önemli değişikler gerçekleşmesini zorunlu kılmaktadır.112

1.7.1.4 Teknolojinin Önemi ve Anlamı

Küreselleşme ve buna bağlı olarak gelişen teknolojik gelişmeler özellikle bilişim ve multi-medya teknolojik gelişmeler teknolojisinin günümüzdeki gelişimi; insanların çalışma tarzlarından, yaşam tarzlarına, eğlence kültüründen ticari faaliyetlerine kadar pek çok alanda yeni uygulamaları gündeme getirmiştir.113 Bunun nedeni de teknolojinin kendi içsel mantığı ve itici gücü olması anlamında bir teknolojik yeniliğin bir diğer yeniliği de beraberinde taşıyor olmasıdır.114 İnsan tarihinden bu yana kesintisiz bilgi birikimleri sonucunda ortaya çıkan teknoloji, insan ve toplumun gelişimini göstermektedir. İnsan yaşamını kolaylaştıran iş ve üretimde verimliliği artıran bir güç olarak belirteceğimiz teknoloji, ancak rasyonel bir biçimde yönetildiği zaman insanlığın refahını ve işletmelerin rekabet ve etkinlik düzeyini arttırmaktadır.115 Teknolojinin modern toplumların ayrılmaz bir parçası ve gündelik

etkinliklerimizin hemen her bölümünde temel bir öğe haline geldiği yadsınamaz bir gerçektir. 112 Yomralıoğlu, Celik, a.g.m, S 196

113 Aşkın Keser,”Küreselleşen Dünyanın Yeni Geleceği”, Elektronik Ticaret,Der: Veysel Bozkurt Alfa yayınları yayın no:771, 1. Baskı, İstanbul, 2000, S-91

114 Timisi, a.g.e, S-34

(32)

Toplumsal alanın sınırları içindeki hemen her türlü iş, teknik bir araç yardımıyla gerçekleştirilmektedir. Seyahat etmek, haberleşmek, mal üretmek, eğlenmek, hizmet sağlamak

için artan oranda teknolojiden yararlanılmaktadır. Teknolojinin toplumdaki rolünü anlamak yalnızca kendi içinde değil, bizzat toplumu

anlamanın bir parçası olarak önemlidir116 Teknoloji kavramı bilimsel araştırmaların artmakta ve gelişmekte olduğu günümüz dünyasında yeni anlam ve boyutlar kazanmaktadır. Üretim sürecinde kullanılan ortak bir dil, çok önemli bir araç haline gelen teknoloji, mekanik boyutunun ötesinde sosyoloji boyutunda insan ve çevresi arasında ilişki kuran bir faktör haline gelmiştir. Teknolojiye ekonomik açıdan bakıldığında ise ; piyasa kuralları, sanayi kollarının gelişimi ve aralarındaki ilişkiler, mikro ve makro ekonomi üzerinde belirleyici etkileri olan bir faktör olduğu da görülmektedir117.

Teknoloji yönetimi bir işletmenin stratejik, taktik ve operasyonel amaçlarının belirlenmesi ve bu amaçlara ulaşmak için ihtiyaç duyulan teknolojik kapasitenin planlanması , geliştirilmesi ve uygulanmasıdır.118 Teknolojik sistemde meydana gelen herhangi bir değişiklik bir işletmenin tüm birimlerini etkileyecektir. Çünkü teknoloji işletmelerin amaçları ve yönetim sistemleri üzerinde çok büyük oranda etkilidir. 119Bilgi teknolojisinin gelişimiyle birlikte iş dünyasındaki gelişmelere paralel olarak yönetim organlarında da değişim ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu değişim ihtiyacı en çok vatandaş, devlet ilişkilerinde yaşanmış Teknoloji bir yönüyle yerel kültürleri tenkit ederken aynı zamanda onlara kendilerini ifade için iletişim ve bilgi ağlarını koyma imkanı da vermektedir. Bu yolla yerel kültürel canlanıp dinamizmlerini artırarak dinsel ve geleneksel değerlere dönüşebilir ve hatta devrini tamamlamış marjinal etnik kültürler bile yeniden dirilme imkanı bulabilirler böylece teknoloji sayesinde bütünleşme sürecindeki yeni dünya toplumunun ayrışma tohumları aynı süreç içinde filizlene bilir.120

1.7.2 BİLİŞİM SİSTEMLERİ TANIMI

Bilişim sistemi bilginin toplanması, saklanması, işlenmesi, erişilmesi ve dağıtılmasına hizmet eden teknolojiler (bilgisayar veri depolama araçları, ağ ve iletişim araçları, yazılım ve geliştirme araçları) uygulama ve hizmetlerin ( bilgi işlem, uygulama yazılımı geliştirme, bilgi bankaları ve bilgi erişim hizmetleri v.b) bütünü ve sistem üzerindeki bilgilerin tümü

116 Timsi, a.g.e, S-33

117 Tekin ve Diğerleri, a.g.e, S-9 118 Öğüt, a.g.e, S-18

119 a.g.e, S-182)

120 Fatih Alodal, Erdal Arslan, “ Bilişim Teknolojilerinin Kamu Yönetimi Üzerindeki Etkileri”, Yerel

Şekil

Tablo 2: Sanayi Toplumu  ve Bilgi Toplumunun Karşılaştırılması

Referanslar

Outline

Benzer Belgeler

EBYS ve e-Arşiv sistemlerinde bilgi güvenliği, KVK (Kişisel Verilerin Korunması), yetki yönetimi ve erişim yetkileri, rol ve aksiyon yönetimi, kurumsal dosya

Sonuç olarak kişilik profili ve örgüt kültürü alt boyutları birlikte modellendiğinde kişilik profili alt boyutlarından; dışadönüklük, yumuşak

The cooperation protocols in peaceful uses of nuclear energy have been signed by TAEK and Academy of Science of Azerbaijan, Nuclear Physics Institute of National Nuclear

Skopolamin alan hayvan gruplarına yüzme eğitimleri öncesi sodyum bütiratın uygulanmasında (Grup N) platforma erişme sürelerinde L ve M gruplarına göre anlamlı

The variations of Cr(VI) reduction, final pH, Fe and total Cr concentrations with contact time depending on acid amount [initial Cr(VI) concentration: 10 mg/l; FS dosage: 10

Katılımcıların politik sosyal medya kullanım davranışı ile yaş kategorileri arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik yapılan Spearman korelasyon testi sonucuna

Bu çalışmada, Türk dili konuşan ülkelerin tarihten günümüze kadar olan entegrasyon süreçleri ve Türk Dünyasının entegrasyonunda önemli bir yeri olan Türk

Baflkent Üniversitesi Hastanesi, Kad›n Hastal›klar› ve Do¤um Anabilim Dal›, Perinatoloji Bölümü, Ankara.. Amaç: Faktör VII (FVII) eksikli¤i otozomal resesif geçiflli