• Sonuç bulunamadı

İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları çerçevesinde Türkiye'de tutuklama

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları çerçevesinde Türkiye'de tutuklama"

Copied!
123
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI

KAMU HUKUKU BİLİM DALI

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ

KARARLARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE

TUTUKLAMA

Medet AKCAN

YÜKSEK LİSANS TEZİ

Danışman

Prof. Dr. Faruk BİLİR

(2)
(3)
(4)
(5)

ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR

Kişinin özgürlüğünün elinden alınmasına ve hapishane denilen yere konulmasına neden olan tutuklamanın ele alındığı bu çalışmada bana destek veren değerli hocam Prof. Dr. Faruk Bilir’e, tüm hayatım boyunca desteklerini esirgemeyen aileme, tez yazım sürecinde yanımda olarak destek veren ablam Hasibe’ye ve kız kardeşim Pınar’a çok teşekkür ediyorum.

Ayrıca tez yazım hazırlığı sürecinde kütüphanelerinden faydalanmamı sağlayan ve yardımcı olan Gaziantep Zirve Üniversitesi’ne, Gaziantep Hasan Kalyoncu Üniversitesi’ne ve değerli kütüphane çalışanlarına teşekkürü bir borç biliyor ve çalışmanın hukuk ve diğer alanlarda herkese yol gösterir bir kaynak olmasını temenni ediyorum.

(6)

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı MEDET AKCAN Numarası 114234001013 Ana Bilim / Bilim

Dalı KAMU HUKUKU/KAMU HUKUKU

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı PROF. DR. FARUK BİLİR

Tezin Adı

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ

KARARLARI ÇERÇEVESİNDE TÜRKİYE’DE

TUTUKLAMA

ÖZET

Tutuklama, Türkiye’nin de taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 5.maddesinde düzenlenen ‘‘Özgürlük ve güvenlik hakkı’’na ve Anayasa’nın 19.maddesinde düzenlenen ‘‘Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı’’na müdahale eden ve bu hakları sınırlayan bir koruma tedbiridir.

Tutuklama, hem İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nde hem de Anayasa’da özgürlüğün sınırlanabileceği hallerden bir tanesi olarak düzenlenmiştir. Türk mevzuatında, özgürlüğe müdahale teşkil eden tutuklamanın hangi şartlarda ve nasıl yapılacağı ise 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100 ila 108.maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Tutuklama koruma tedbirinin, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne uygun olabilmesi için her şeyden önce tutuklamaya ilişkin iç hukuk mevzuatındaki hükümlerin, Sözleşme’ye uygun olması ve kişiyi keyfiliğe karşı koruması gerekmektedir. Bireyi keyfiliğe karşı korumayan veya Sözleşme’ye uygun olmayan bir mevzuatın varlığı, yapılacak olan tutuklamaları Sözleşme’ye aykırı hale getirir. Fakat iç hukuktaki mevzuatın, Sözleşme’ye uygun olması tek başına yeterli değildir. Ayrıca tutuklama uygulamalarının da, Sözleşme’ye ve iç hukuktaki mevzuata uygun olması gerekmektedir. Yapılan tutuklamalar, iç hukuktaki mevzuata uygun yapılmamış veya uygulamada keyfilik söz konusu ise yine Sözleşme’nin ihlali gündeme gelecektir.

(7)

Tez çalışmamızın amacı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklamaya ilişkin hükümlerinin neler olduğunun, uygulamaya yönelik eleştirilerin hangi hususlara ilişkin olduğunun ve İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne uygunluk denetimi yapan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin konuyla ilgili vermiş olduğu kararlar dikkate alınarak İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’nin, konuya yaklaşımının ne olduğunun ortaya konulmasıdır.

Bu kapsamda çalışma içerisinde, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun tutuklamaya ilişkin hükümlerinden, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesinin konuya ilişkin bazı içtihatlarından ve tutuklama ile ilgili olarak uygulamaya yöneltilen eleştirilerden bahsedilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Tutuklama, Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, Ceza Muhakemesi Kanunu, Anayasa, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi.

(8)

Ö

ğr

enc

inin

Adı Soyadı MEDET AKCAN Numarası 114234001013 Ana Bilim / Bilim

Dalı KAMU HUKUKU/KAMU HUKUKU

Programı Tezli Yüksek Lisans Doktora Tez Danışmanı PROF. DR. FARUK BİLİR

Tezin İngilizce Adı

ARRESTS İN TURKEY İN THE FRAMEWORK OF THE EUROPEAN COURT OF HUMAN RİGHTS DECİSİONS

SUMMARY

Arrest, is a protection measure which confines and intervenes “the right of personal liberty and security” as amended in Article 19 of the Constitution of

Republic of Turkey and “the right to liberty and security of person” as amended in

Article 5 of the European Convention on Human Rights, we Turkey is also a party to.

Arrest is an act prepared as one of the conditions which is to deprive personal liberty in both of the European Convention on Human Rights and Turkish Constitution. In Turkish Law, it is prepared and shown refer to articles 100 to 108 of Turkish Penal Procedure Code numbered 5271 to be determined under what circumstances and how to interfere to personal liberty.

When it comesto “arrest” as a kind of protection measure is to become compatible for the European Convention on Human Rights, legislation provisions due to the codes of internal law of Turkish Republic need to be consistent for the European Convention on Human Rights and presuppose to protect the person from “arbitrariness”. If the connected legislation has no accordance for the European Convention on Human Rights or in the absence of individual protection against arbitrariness, there shall be in question of arrests with the contrariety of the European Convention on Human Rights. But it is not enough singly that the legislation of internal law is accordance for European Convention on Human Rights. Furthermore, application of arrests need to be accordance for both of the European Convention on

(9)

Human Rights and the legislation of internal law, too. If arrests committed is not with accordance for the legislation of internal law or in the case of arbitrariness in applications, there shall be again “breach of the Convention”.

The goal of this thesis study is to propound: What the legislation provisions

according to application of arrest in the Turkish Penal Procedure Code numbered

5271 are, The criticism for application in what issues are related to, What the

approaches of European Court of Human Rights which is compliance auditor of European Convention on Human Rights with being pursuant to relevant passed judgements, are.

With in the scope of this study, there are mentioned about: The provisions due to application of arrest in the Turkish Penal Procedure Code numbered 5271, some legal precedents of European Court of Human Rights according to the subject, direct criticism at applications for arrests.

Keywords: Arrest, The Right To Liberty And Security Of Person, Turkish Penal Procedure Code, European Convention On Human Rights, European Court Of Human Rights.

(10)

İÇİNDEKİLER

BİLİMSEL ETİK SAYFASI ... ii

YÜKSEK LİSANS TEZİ KABUL FORMU ... iii

ÖNSÖZ/TEŞEKKÜR ... iv ÖZET ... v SUMMARY ... vii İÇİNDEKİLER ... ix KISALTMALAR ... xiv GİRİŞ ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARINDA KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ HAKKI I.ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI ... 2

II.İHAM KARARLARINDA KİŞİNİN HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BIRAKILMASININ ŞARTLARI ... 4

A. GENEL OLARAK ... 4

B. HUKUKA UYGUN TUTMA ŞARTI ... 5

C. SEBEBE UYGUN TUTMA ŞARTI ... 8

1.Genel Olarak ... 8

2. Suç İşlediğinden Şüphelenilen Kişilerin Yakalanması veya Tutulması ... 9

2.a. Bir Suçun Varlığı Şartı ... 10

2.b. Yetkili Makamların Önüne Çıkarma Amacı Şartı ... 10

2.c. Makul Şüphe Şartı ... 12

III.İHAM KARARLARINDA HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BIRAKILAN KİŞİNİN HAKLARI ... 14

A.GENEL OLARAK ... 14

B.BİLGİLENDİRİLME HAKKI ... 15

C.MAKUL SÜREDE SALIVERİLME HAKKI ... 17

1. Tutma Süresinin Tespiti ... 17

2. Tutma Süresinin Makullüğü ... 19

3. Makul Sürenin Dayandırılabileceği Sebepler ... 20

(11)

3.b. Yargılamaya Müdahale Tehlikesi ... 23

3.c. Tekrar Suç İşleme Tehlikesi ... 24

3.d. Kamu Düzeninin Bozulması Tehlikesi ... 25

4. Tutuklu İşe Özen Gösterilmemesi ... 26

D.KEFALET KARŞILIĞINDA SALIVERİLME HAKKI ... 27

E. MAHKEMEYE BAŞVURMA HAKKI ... 29

1. Denetleme Yapacak Organın Mahkeme Olması ... 30

2. Denetlemenin Tutmanın Hukuka Uygunluğu Hakkında Yapılması ... 32

3. Denetimin Kısa Bir Süre İçinde Yapılması ... 33

4. Denetimin Makul Sürelerle Tekrarlanabilmesi ... 34

F. TAZMİNAT HAKKI ... 35

İKİNCİ BÖLÜM TÜRK HUKUKUNDA TUTUKLAMA I- TUTUKLAMA KAVRAMI ... 39

II-TUTUKLAMANIN HUKUKİ NİTELİĞİ ... 40

III-TUTUKLAMANIN AMACI ... 40

IV-TUTUKLAMANIN ÖZELLİKLERİ ... 41

A.Tutuklamanın Araç Olma Özelliği ... 41

B.Tutuklamanın Geçici Olma Özelliği ... 41

C.Tutuklamanın İhtiyari Olma Özelliği ... 42

V-TUTUKLAMANIN ŞARTLARI ... 42

A.MADDİ ŞARTLAR ... 43

1.Kişinin Huzurda Bulunması ... 43

1.a. Genel Olarak ... 43

1.a.1. 6526 sayılı Yasa ile Değişiklik Yapılmadan Önce ... 44

1.a.2. 6526 sayılı Yasa ile Değişiklik Yapıldıktan Sonra ... 45

1.b.Cumhuriyet Savcısının İtirazı Üzerine Verilen Tutuklama Kararı ... 45

1.c.Kaçaklar Hakkında Verilen Tutuklama Kararı ... 46

2.Somut Delillere Dayalı Kuvvetli Suç Şüphesinin Bulunması ... 47

3.Tutuklama Nedenlerinden En Az Birisinin Bulunması ... 49

3.a.Kaçma, Saklanma veya Kaçma Şüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması ... 50

(12)

3.a.1.Kişinin Kaçmış veya Saklanmış Olması ... 50

3.a.2.Kişinin Kaçacağı veya Saklanacağı Şüphesini Uyandıran Somut Olguların Bulunması ... 51

3.b.Delilleri Karartma Tehlikesinin Bulunması ... 54

3.b.1. Delilleri Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme ... 54

3.b.2.Tanık, Mağdur veya Başkaları Üzerinde Baskı Yapılması Girişiminde Bulunulması ... 56

3.c.Tutuklama Nedenlerinin Varsayılabilecek Suçlardan Birinin İşlenmiş Olması ... 57

4.Tutuklamanın Ölçülü Olması ... 60

4.a.Genel Olarak ... 60

4.b. Ölçülülük İlkesinin Özel Uygulama Biçimleri ... 62

4.b.1. 5271 Sayılı CMK’da Düzenlenen Tutuklama Yasağı ... 62

4.b.2. Sanığa Güvence Belgesi Verilmemiş Olması ... 62

4.b.3. 5395 Sayılı ÇKK’da Düzenlenen Tutuklama Yasağı ... 63

B.ŞEKLİ ŞARTLAR... 64

1.Muhakeme Şartlarının Gerçekleşmesi ... 64

1.a. Genel Olarak ... 64

1.b. Yasama Dokunulmazlığı ... 64

1.c. Şikayet Yokluğu Hali ... 65

2. Hakim Tarafından Verilmiş Bir Tutuklama Kararının Bulunması ... 65

2.a.Soruşturma Evresinde ... 66

2.b.Kovuşturma Evresinde ... 68

2.c.Kanun Yolu Evresinde ... 68

2.d.Tutuklama Kararı Sırasında Müdafi Zorunluluğu ... 68

2.e.Tutuklama Kararının Gerekçeli Olması ... 68

VII-TUTUKLAMA KARARININ BİLDİRİMİ ... 71

A.Tutuklama Kararının Kişiye Bildirimi ... 71

B.Tutuklama Kararının Kişinin Yakınlarına Bildirimi ... 71

VIII- TUTUKLULUK HALİNİN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ ... 73

A.Soruşturma Evresinde ... 73

(13)

C. Gözden Geçirme Sonucu Verilecek Olan Karar ... 75

IX-CUMHURİYET SAVCISININ TUTUKLUNUN SERBEST BIRAKILMASINI İSTEMESİ YA DA RE’SEN SERBEST BIRAKMASI ... 76

A.Adli Kontrol Altına Alınarak Serbest Bırakılması İstemi ... 76

B.Adli Kontrol Altına Alınarak Serbest Bırakılma Talebinin İncelenme Usulü ve Süresi ... 76

C.Cumhuriyet Savcısının Re’sen Serbest Bırakması ... 77

X-ŞÜPHELİ, SANIK VEYA MÜDAFİNİN SERBEST BIRAKILMA TALEPLERİ………...78

A. Adli Kontrol Altına Alınarak Serbest Bırakılma Talepleri ... 78

B.Serbest Bırakılma Talepleri ... 78

1.Soruşturma ve Kovuşturma Evresinde Talebin Yapılması ... 78

2.İstinaf ve Temyiz Aşamasında Talebin Yapılması ... 78

C. Serbest Bırakılma Taleplerinin İncelenme Usulü ve Süresi ... 79

D.Salıverilenin Yükümlülükleri ... 79

XI- TUTUKLAMA İLE İLGİLİ KARARLARA İTİRAZ ... 80

A.İtiraza Konu Olabilecek Kararlar ... 80

B.İtirazın Yapılma Şekli ve Süresi ... 81

C.İtirazı İnceleme ve İncelemeyi Yapacak Olan Merciler ... 82

D.İtirazın, Kararın Yerine Getirilmesine Etkisi ... 83

E.İtirazın İncelenme Usulü ... 84

F.İtiraz Üzerine Verilen Karar ve Kararın Kesinliği ... 84

XII- TUTUKLULUK SÜRELERİ ... 85

A.Genel Olarak ... 85

1.Ağır Ceza Mahkemelerinin Görevine Girmeyen Suçlarda Tutukluluk Süresi 85 2.Ağır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda Tutukluluk Süresi ... 86

3.5271 sayılı CMK’nın 250 inci Maddesi ile Görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda Tutukluluk Süresi ... 87

4.3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 10 uncu Maddesi ile Görevli Ağır Ceza Mahkemelerinin Görevine Giren Suçlarda Tutukluluk Süresi ... 88

B.Tutukluluk Süresinin Tespiti ... 89

C.Tutukluluk Süresinin Makullüğü ... 91

(14)

KAYNAKÇA ... 98 ÖZGEÇMİŞ ... 106

(15)

KISALTMALAR

a.g.e. :adı geçen eser

a.g.k. :adı geçen karar

a.g.m. :adı geçen makale

AÜHF :Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi

AYM :Anayasa Mahkemesi

B. :Başvuru

bkz. :bakınız

C. :Cilt

CGK :Ceza Genel Kurulu

CD :Ceza Dairesi

CMK :Ceza Muhakemesi Kanunu

CMUK :Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu

ÇKK :Çocuk Koruma Kanunu

DEÜHF :Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi

E. :Esas

GÜHF :Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi

İHAS :İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi

İHAM :İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi

İzBD :İzmir Barosu Dergisi

K. :Karar

LHD :Legal Hukuk Dergisi

m. :madde

MHveMÖHB :Milletlerarası Hukuk ve Milletlerarası Özel Hukuk Bülteni MÜHF-HAD :Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuki Araştırmalar

Dergisi

p. :paragraf

R.G. :Resmi Gazete

s. :sayfa

S. :Sayı

SÜHF :Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

(16)

TBB :Türkiye Barolar Birliği

THD :Terazi Hukuk Dergisi

vd. :ve devamı

(17)

GİRİŞ

İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 5 inci maddesinde ve Anayasa’nın kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını düzenleyen 19 uncu maddesinde, herkesin kişi özgürlüğüne sahip olduğu ifade edilmiştir. Bu metinlere göre, kadın, erkek, ırk, renk, vatandaşlık, din, dil ve düşünce fark etmeksizin herkes bu hakka sahiptir. Ancak aynı metinlerde, özgürlük hakkının belli şartların varlığı halinde sınırlanması ve hatta olağanüstü dönemlerde askıya alınmasının mümkün olduğu da ifade edilmiştir. Bu metinlerde, özgülük hakkının sınırlanabileceği hallerden bir tanesinin de tutuklama olduğu belirtilmiştir.

Tez çalışmasının konusunu, özgülük hakkının istisnalarından biri olan ve kişi özgürlüğüne müdahale eden tutuklama oluşturmaktadır. Tez çalışmasında, kişi özgürlüğüne müdahale eden tutuklamanın, Türk hukukunda düzenlenen hükümlere ve Türkiye’nin taraf olduğu İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile bu sözleşmenin organı olan İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi içtihatlarına hangi hallerde uygun olacağı incelenmiştir. Bu kapsamda çalışma iki bölüme ayrılmıştır. Birinci bölümde, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararları çerçevesinde kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına, ikinci bölümde ise, Türk hukukundaki tutuklama tedbirine değinilmiştir. Birinci bölümde, özgürlük ve güvenlik hakkı, kişinin özgürlüğünden yoksun bırakılmasının hukuka uygunluk ve sebebe uygunluk şartları, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişinin sahip olduğu bilgilendirilme, makul sürede salıverilme, kefaletle salıverilme, mahkemeye başvurma ve tazminat hakları incelenmiştir. İkinci bölümde ise, tutuklama kavramından, tutuklamanın hukuki niteliğinden, tutuklamanın amacından, tutuklamanın maddi ve şekli şartlarından, tutuklama ile ilgili kararların bildiriminden, tutuklama kararının gözden geçirilmesinden, tutuklama ile ilgili Cumhuriyet savcısının yetkilerinden, şüpheli, sanık veya müdafinin salıverme taleplerinden, tutuklama kararına itirazdan ve son olarak tutukluluk sürelerinden bahsedilmiştir.

(18)

BİRİNCİ BÖLÜM

İNSAN HAKLARI AVRUPA MAHKEMESİ KARARLARINDA KİŞİ ÖZGÜRLÜĞÜ VE GÜVENLİĞİ HAKKI

I. ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI

İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetlerini Koruma Sözleşmesi(İHAS), insanın doğuştan sahip olduğu, hayatında vazgeçilmez niteliğe haiz temel hak ve hürriyetleri düzenleme altına almıştır. Düzenleme altına aldığı bu haklardan bir tanesi de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkıdır. Bu hak, Sözleşme'nin 5 inci maddesinde;

‘‘1. Herkes kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına sahiptir. Aşağıdaki haller dışında ve hukukun öngördüğü bir usule uyulmadıkça hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz;

a) Yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine bir kimsenin usulüne uygun olarak hapsedilmesi;

b) Bir mahkeme tarafından yasaya uygun olarak verilen bir karara riayetsizlikten dolayı veya yasanın koyduğu bir yükümlülüğü yerine getirilmesini sağlamak için bir kimsenin hukuka uygun olarak yakalanması veya tutulması;

c) Suç işlediği hakkında makul şüphe bulunan veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması;

d) Bir küçüğün gözetim altında eğitimi için usulüne uygun olarak verilmiş bir karar gereği tutulması veya yetkili merci önüne çıkarılmak üzere usulüne uygun olarak tutulması;

e) Bulaşıcı hastalık yayabilecek bir kimsenin, bir akıl hastasının, bir alkoliğin, uyuşturucu madde bağımlısı bir kişinin veya bir serserinin usulüne uygun olarak tutulması;

f) Bir kişinin usulüne aykırı surette ülkeye girmekten alıkoyulması veya kendisi hakkında sınır dışı etme ya da geri verme işleminin yürütülmekte olması nedeniyle usulüne uygun olarak yakalanması veya tutulması.

2. Yakalanan her kişiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlama en kısa zamanda ve anlayacağı bir dille anlatılır.

(19)

3. Bu maddenin 1. fıkrasının c bendinde öngörülen koşullar uyarınca yakalanan veya tutulan herkes, hemen bir yargıç veya adlî görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılmalıdır; kişinin makul bir süre içinde yargılanmaya veya adlî kovuşturma sırasında serbest bırakılmaya hakkı vardır. Salıverilme, ilgilinin duruşmada hazır bulunmasını sağlayacak bir teminata bağlanabilir.

4. Yakalama veya tutulma nedeniyle özgürlüğünden yoksun kılınan herkes, özgürlük kısıtlamasının yasaya uygunluğu hakkında kısa bir süre içinde karar vermesi ve hukuka aykırı görülmesi halinde, kendisini serbest bırakması için bir mahkemeye başvurma hakkına sahiptir.

5. Bu madde hükümlerine aykırı olarak yapılmış bir yakalama veya tutma işleminin mağduru olan herkesin tazminat istemeye hakkı vardır’’ şeklinde düzenlenme altına alınmıştır.

Sözleşme'nin 5 inci maddesine ana hatlarıyla bakıldığında, 1 inci fıkranın ilk cümlesi, herkese kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını tanımaktadır. 1 inci fıkranın ikinci cümlesi ise, hürriyetten yoksun bırakma şartlarını belirtmektedir. 1 inci fıkranın ikinci cümlesinde, öncelikle hürriyetten mahrumiyet için genel şart denilen ‘‘hukuka uygunluk’’ şartı, sonra ise özel şart niteliğinde olan ‘‘sınırlama sebepleri’’ düzenlenmiştir. Özel şart niteliğine haiz ‘‘sınırlama sebepleri’’ de 1 inci fıkranın (a) ile (f) bentleri arasında sıralanmıştır. 5 inci maddenin 2, 3, 4 ve 5 inci fıkralarında ise

hürriyetinden yoksun bırakılanlara devletlerce tanınması gereken haklar belirtmiştir1

. Özgürlük ve güvenlik hakkı, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi(İHAM) kararlarında önemi çokça vurgulanan bir haktır. İHAM’ın De Wilde, Ooms ve

Versyp/Belçika2 kararında, ‘‘...Sözleşme'deki anlamıyla özgürlük hakkı,

‘demokratik bir toplumda’ o kadar önemlidir ki bir kimse sırf kendi isteği ile gidip tutulmak istediğini belirttiği gerekçesiyle Sözleşme'nin korumasından yararlanma

1

DOĞRU Osman/NALBANT Atilla, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi Açıklamalar ve Önemli

Kararlar, Şen Matbaa (Avrupa Konseyi ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilerek

bastırılmıştır.), Ankara 2012, s. 366; HARRIS, David/O'BOYLE, Michail/WARBRICK, Colin,

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukuku (Çevirenler: Mehveş BİNGÖLLÜ KILCI ve Ulaş KARAN), Şen Matbaa (Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse

edilerek bastırılmıştır.), Ankara 2013, s. 124; ÜNAL, Şeref, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, TBMM Yayınları, Ankara 2001, s. 136.

2 De Wilde, Ooms ve Versyp/Belçika, 18.06.1971 t. karar, p. 65. DOĞRU Osman, İnsan Hakları

(20)

hakkını kaybetmez. Bir tutma, tutulan kimse buna rıza gösterse bile Sözleşme'nin 5 inci maddesini ihlal edebilir. Avrupa Konseyi içinde kamu düzenini ilgilendiren bir konuda, Sözleşme'nin güvence altına aldığı hak ve özgürlükleri ihlal edebilecek nitelikteki bütün tedbirlerin, Sözleşme organları tarafından her davada denetlenmesi gereklidir. Bu nedenle Mahkeme olayda 5 inci maddenin uygulanabilir olduğu sonucuna varmıştır’’ cümleleriyle özgürlük hakkının önemi ifade edilmiştir.

İHAM’ın Kurt/Türkiye3

kararında ise, ‘‘sözleşmeyi kaleme alanlar, özgürlükten mahrumiyet kararının bağımsız yargı denetimine tâbi tutulması ve bu kararı veren mercilerin sorumlu kılınması vasıtasıyla, özgürlükten mahrumiyet kararlarının keyfî bir hüviyet taşıması riskini asgarî seviyeye indirebilmeye yönelik bazı temel hakların teminat altına alınması yoluyla, kişinin keyfî bir şekilde özgürlüğünden mahrum edilmesine karşı korunmasını vurgulamıştır. Gerekli olan, yalnızca kişilerin fiziksel özgürlüklerinin korunması değil, aynı zamanda, bu tür teminatların bulunmadığı ve hukukun üstünlüğü ilkesinin tahrip edilebileceği ve alıkonulan kişilerin en temel hukukî koruma yöntemlerine erişemeyeceği bir konuma düşebileceği hallerde kişisel güvenliklerinin de korunmasıdır’’ ifadeleriyle güvenlik hakkının önemi vurgulanmıştır.

II. İHAM KARARLARINDA KİŞİNİN HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BIRAKILMASININ ŞARTLARI

A. GENEL OLARAK

Özgürlük hakkı, mutlak bir hak değildir. Kısıtlanması hatta olağanüstü hallerde askıya alınması dahi mümkündür. Fakat bu sınırlama veya askıya almanın keyfi olmaması gerekir. Güvenlik hakkı ise, mutlak bir haktır. Sınırlanması veya askıya alınması mümkün değildir.

Kişi özgürlüğü ve güvenliğini düzenleyen Sözleşme’nin 5 inci maddesi, mutlak bir hak olan ‘‘Kişi Güvenliği’’ nin sağlanması, yani kişi hürriyetinin keyfi olarak kısıtlanmasının önüne geçilebilmesi için belli şartların varlığını aramıştır. Bu şartlar ikiye ayrılmaktadır. Birincisi, genel şart olan hukuka uygunluk şartıdır. Bu şart, 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının birinci cümlesindeki ‘‘yasada belirlenen yollar dışında’’ ve her bir sınırlama sebebinin içinde geçen ‘‘usulüne uygun olarak’’

3 Kurt/Türkiye, 25.05.1998 t. karar, p. 123, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 26.04.2015.

(21)

ibarelerinden çıkarılmaktadır. İkinci şart ise, özel şart niteliğine haiz olan, her somut olaya göre değerlendirme sonucunu doğuran, 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının (a) ile

(f) bentleri arasında düzenlenen sebebe uygun tutma şartıdır4

. B. HUKUKA UYGUN TUTMA ŞARTI

Sözleşme’de, kişi hürriyetinin ‘‘yasada belirlenen yollar’’ dışında sınırlandırılamayacağı ve sınırlamanın da ‘‘usulüne uygun’’ olması gerektiği ifade

edilmiştir5. Bu kavramlar birbirinin tekrarı olmaktan öte, birbiriyle örtüşen,

birbirinin tamamlayıcısı niteliğine haiz kavramlardır6. Bu iki ifade, ulusal hukuka

gönderme yapıldığının, yani yapılacak bir hürriyet sınırlamasının iç hukuka uygun

olması gerekliliğinin bir göstergesidir7

. İç hukuka uygunluk ise, sadece usul hukukuna ya da sadece maddi hukuka uygunluk değil, sınırlamaya ilişkin olan ulusal

hukuktaki hem maddi hukuk8 hem de usul hukuku kurallarına9 uyma zorunluluğunu

ifade etmektedir10. Aynı zamanda bu hukuka uygunluk, ulusal hukukun Sözleşme'ye

4

DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 370. 5 ÜNAL, a.g.e., s. 138.

6 GÖZÜBÜYÜK A. Şeref/GÖLCÜKLÜ Feyyaz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, 8. Bası, Turhan Yayınları, Ankara 2009, s. 225; HARRIS vd., a.g.e., s. 135.

7

REİSOĞLU Safa, Uluslararası Boyutuyla İnsan Hakları, Beta Yayınları, İstanbul 2001, s.97; GÜLER, Hüseyin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hükümleri ile Avrupa İnsan Hakları

Mahkemesi İçtihatları Işığında Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ve Türk Mevzuatı, Adalet Dergisi, Y.

2004, S. 20, s. 169. 8

İHAM, eski bir Bulgaristan başbakanının bazı kamu fonlarını gelişmekte olan ülkelere aktarması sebebiyle hürriyetinden mahrum edilmesine ilişkin ulusal mahkeme kararının görüşüldüğü Lukanov/Bulgaristan kararında, ‘‘Ne var ki, başvurucunun tutuklanmasını haklı kılmak için

dayanılan Ceza Kanununun 201-203 ile 219 ve 282. maddeleri, bir kimsenin bu tür bir toplu karara katılmakla cezai sorumluluk altına girdiğini belirtmemekte ve hatta ima dahi etmemektedir. Dahası, bu tür kararların Bulgaristan Anayasasına veya mevzuatına, dolayısıyla hukuka aykırı olduğuna, hatta daha özel olarak, bu kararların yetkinin aşılması suretiyle alındığına veya ulusal bütçe ile ilgili kanuna aykırı olduğuna dair hiçbir delil yoktur. Bu anlatılanlar ışığında Mahkeme, başvurucunun soruşturulan eyleminin, söz konusu dönemde Bulgaristan iç hukukuna göre suç oluşturduğuna ikna olmamıştır’’ cümleleriyle maddi hukuka uymamaya vurgu yapmıştır.

Lukanov/Bulgaristan, 20.03.1997 t. karar, p. 43, DOĞRU Osman, İnsan Hakları Avrupa

Mahkemesi İçtihatları (C:3), Legal Yayınları, İstanbul 2008, s.703.

9

Mahkeme usul hukukuna uyulmadığı gerekçesiyle vermiş olduğu Van Der Leer Kararında şöyle demiştir: ‘‘Akıl Hastaları Hakkındaki kanunun gerekleri ne olursa olsun, bir duruşma yapmaktan

kaçınabileceğine dair yasal koşullar bulunmadığı halde, Kanton Mahkemesi hakimi, Bayan Van Der Leer'in yatırılmasına karar vermeden önce kendisini dinlememiştir. Hakim en azından verdiği kararda, psikiyatrın bu konudaki görüşünden ayrılmasına yol açan gerekçeleri belirtebilirdi. .Mahkeme, bu noktada temel bir usul kuralına uyulmadığı sonucuna vardığından, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının ihlal edildiğine karar vermiştir’’ Van Der Leer/Hollanda,

21.02.1990 t. karar. p. 23-24, DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s. 238. 10

GÖLCÜKLÜ Feyyaz, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği, Prof. Dr. Yılmaz Günal'a Armağan, AÜSBFD, Y. 1994, C. 49, S. 3-4, s. 202; EKER KAZANCI, Behiye,

AİHS VE AİHM Kararları Çerçevesinde Yakalama ve Tutuklama Koruma Tedbiri İle Kişi Güvenliği ve Hürriyetinin Sınırlandırılması, TBB Dergisi, Y.2012, S.98, s. 85; DEMİRBAŞ Timur,

(22)

hem 5 inci maddedeki sınırlama sebepleri bakımından hem de Sözleşme'nin geneli bakımından uygun olmasını ve ayrıca hürriyete getirilen sınırlamanın keyfi bir

sınırlama olmamasını kapsar11

.

İHAM, hukuka uygun tutma şartını yorumlarken, hürriyete getirilen sınırlamanın sadece iç hukuka uygunluğunu değerlendirmemekte, iç hukuktaki düzenlemenin Sözleşme'de açıkça veya zımnen yer alan genel ilkelere ve özellikle

de hukuki güvenlik ilkesine uygun olup olmadığına da bakmaktadır12

. Nitekim İHAM, özellikle kişinin hürriyetine müdahale durumunda, kişinin Sözleşme'de güvence altına alınan diğer hak ve hürriyetlerinin etkilenmesi, bu sınırlamanın keyfî bir şekilde uygulanan bir kanun hükmünden kaynaklanması ya da özü itibarıyla hürriyetten yoksun bırakmanın yetersiz bir gerekçeden kaynaklanması hallerinde, Sözleşme'de öngörülen ilkelere bir aykırılığın varlığına işaret ederek, hukuka uygun

tutma şartının yokluğu nedeniyle ihlal kararı vermektedir13

.

Sözleşme'deki hukuka uygun tutma tabiri, kişiyi hürriyetinden yoksun

kılmanın her aşamasında mevcut olmalıdır14

. Karar verirken, uygulama yaparken, sınırlamayı uygularken, kısacası tüm aşamalarda hukuka uygunluk zemininin mevcudiyeti aranır. Herhangi bir aşamadaki hukuka aykırılık, 5 inci maddenin ihlali

sonucunu doğuracaktır. Nitekim İHAM’ın bu hususla ilgili Quinn/Fransa15

kararında, başvurucunun ulusal mahkemenin tahliye kararından 11 saat sonra tahliye edilmesinin, daha önce tamamen Fransız kanunlarına uygun bir tutma olmasına rağmen 5 inci maddeye uygun olmadığı ifade edilmiştir.

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma sonucunu doğuran uygulamaların, keyfi nitelikli olması halinde de 5 inci madde anlamında hukuka uygun tutmadan bahsedilemez. Mahkeme, kararlarında keyfiliği çok yönlü olarak ele alıp değerlendirmekte, somut olaya göre ihlal olup olmadığını tespit etme yoluna

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Karşılaştırmalı Olarak Haksız Yakalama ve Tutuklama, İzBD,

Y. 1996, S. 3, s. 18. 11

REİSOĞLU, a.g.e., s. 97; TEZCAN Durmuş/ERDEM Mustafa Ruhan/SANCAKDAR Oğuz,

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı

Yayınları, Ankara 2004, s. 169; ÜNAL, a.g.e., s. 138; HARRIS vd., a.g.e., s. 138. 12 DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 371.

13 MACOVEİ Monica, Kişinin Özgürlük ve Güvenlik Hakkı, AİHS'nin 5. Maddesinin Uygulanmasına

İlişkin Kılavuz, İnsan Hakları Kitapçıkları, No:5, Y: 2002, www. inhak-bb.adalet.gov.tr, Erişim

Tarihi: 26.04.2015, s. 20. 14 HARRIS vd., a.g.e., s. 138.

(23)

gitmektedir16. Nitekim İHAM, bu konuda vermiş olduğu Litwa/Polonya17 kararında, bir gözü tamamen kör, diğer gözü ise görme yeteneğini önemli ölçüde yitirmiş olan bir başvurucunun, sarhoş bir haldeyken, kendisine ait gönderilerin bulunduğu paketlerin açılarak içindekilerin boşaltıldığı şikâyetinde bulunarak posta görevlilerine saldırması üzerine posta görevlilerince çağrılan polis tarafından bir ayıltma merkezine kapatılmasını Sözleşme’ye aykırı bulmuştur. İHAM bu kararda, başvurucunun kendisi ya da kamu için tehdit unsuru oluşturmaması ve âmâ olması sebebiyle alıkoyma yetkisinin kullanılmasının gereksiz olduğunu ve ayrıca kanunlarda bu tür bir madde etkisi altında olan kişilere ne şekilde muamele edileceğine dair daha hafif tedbirlere ilişkin hükümler de bulunmasına rağmen bu olayda bu tedbirlerin hiç dikkate alınmadığını belirterek yetkinin keyfî kullanıldığını ve bu uygulamanın bu haliyle hukuka aykırı olduğunu ifade etmiştir. İHAM, Tsirlis

ve Kouloumpas/Yunanistan kararında18

ise, iki Yehova şahidi olan başvurucuların, askerlik yapamayanların askerlik hizmetinden muaf olduklarını belirten Yunan Yüksek İdare Mahkemesi içtihatlarına rağmen, celp emrine itaatsizlik gerekçesiyle mahkûm olup hapse konulmalarını, başvurucuların davasını inceleyen askerî mahkemelerin, Yunan Yüksek İdare Mahkemesi içtihadını kasten görmezden geldiğini ifade ederek başvurucular hakkında yürütülen takibatın keyfî olduğunu belirtmiştir.

İHAM, yetkililerin kötü niyeti ve hilesi durumunda da yapılan hürriyet kısıtlamasının iç hukuka uygun olup olmadığına bakmadan ihlal kararı

vermektedir19. Nitekim İHAM, Bozano/Fransa kararında20, başvurucunun 26-27

Ekim 1979 gecesi özgürlükten yoksun bırakılmasının, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının f bendi anlamında hukuki olmadığını ve kişi güvenliği hakkıyla bağdaşmadığını ifade etmiştir. İHAM kararda, başvurucuyu bu şekilde özgürlüğünden yoksun bırakmanın, aslında Limoges Üst Mahkemesi tarafından verilen 15 Mayıs 1979 tarihli aleyhteki kararı dolanmak için tasarlanmış bir iadenin

16 GOMİEN, Donna, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi El Kitabı (Çevirenler: Serkan CENGİZ ve

Utku KILINÇ), İzmir Barosu Yayınları, İzmir 2008, s. 39.

17 Litwa/Polonya, 04.04.2000 t. karar, MACOVEİ, a.g.e., s. 22-23. 18

Tsirlis ve Kouloumpas/Yunanistan, 29.05.1997 t. karar, MACOVEİ, a.g.e., s. 23. 19 HARRIS vd., a.g.e., s. 138; DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 371.

20 Bozano/Fransa, 18.12.1986 t. karar, p. 60, DOĞRU Osman, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi

(24)

kılık değiştirmiş bir biçimi olduğunu ve sınır dışı etme kararını uygulamak üzere gerekli bir tutma olmadığını belirtmiştir.

İç hukukta hürriyetin kısıtlanması için yetki veren yasanın niteliğinin de

hukuka uygunluk şartına uygun olması gerekmektedir21. İHAM bu konuya ilişkin

kararlarında, iç hukuktaki hukuki düzenlemelerin açık, anlaşılabilir, ulaşılabilir,

sonuçlarının öngörülebilir ve kesin olmasını22

gerektiğini ifade etmiştir. Zira İHAM’a göre, iç hukuktaki hukuki düzenlemelerin açık, anlaşılabilir, ulaşılabilir, sonuçlarının öngörülebilir ve kesin olması, genel hukuk güvenliği ve hukuki

belirginlik ilkesi açısından son derece önemlidir23

. Ayrıca İHAM, tüm bu şartları

sadece asli kurallar için değil tali kurallar için de aramaktadır24

. C. SEBEBE UYGUN TUTMA ŞARTI

1.Genel Olarak

21

HARRIS vd., a.g.e., s. 135-136. 22

İHAM Baranowski/Polonya kararında, hem soruşturma aşamasında verilen alıkoyma emrinin mahkeme aşamasında süresinin uzatılabilmesinin doğru olup olmadığına dair net bir yasal hüküm bulunmaması (böyle bir hüküm varsa da yasada hangi şartlarda bu hükmün uygulanacağının belirtilmemiş olması) sebebiyle hem de kişinin (kanunda boşluk olması sonucu ortaya çıkan) bu uygulama çerçevesinde, belirsiz ve öngörülemeyen bir süre için alıkonulmuş olması ve bu uygulamanın herhangi bir yasa hükmüne ya da yargı kararına istinaden gerçekleştirilmemiş olması sebebiyle ihlal olduğu sonucuna varmıştır. Baranowski/Polonya, 28.03.2000 t. karar, MACOVEİ, a.g.e., s. 27.

23

HARRIS vd., a.g.e., s. 136; TEZCAN vd., a.g.e., s. 170; DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 371; ANAYURT Ömer, Avrupa İnsan Hakları Hukukunda Kişisel Başvuru Yolu, Seçkin Yayınları, Ankara 2004, s. 105.

24

İHAM bu konuya ilişkin Amuur/Fransa kararında konuya ilişkin olarak görüşünü; ‘‘Mahkeme,

başvurucuların 9 Mart 1992'den 29 Mart 1992'ye kadar, başvuruları henüz incelenmemiş olan birer sığınmacı durumunda olduklarını vurgulamaktadır. Bu bağlamda, ne 27 Mayıs 1992 tarihli yönetmelik ve ne o sırada yabancıların transit alanda tutulmasıyla ilgili tek metin olup yayımlanmış olan 26 Haziran 1990 tarihli genelge, Mahkemelerin içtihatları anlamında 'kaliteli' bir 'hukuk' oluşturmuştur; oysa iç hukukta Sözleşme tarafından korunmuş haklara kamu makamları tarafından keyfi müdahalelere karşı yeterli yasal korunma bulunmalıydı. Her halükarda 27 Mayıs 1992 tarihli yönetmelik, yabancıların uluslararası alanda tutulmalarıyla ilgili değildir. Yukarıda belirtilen genelge ise, niteliği gereği, hudutlardan girmelerine izin verilmeyen yabancılarla ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı'nın Valiliklere ve Emniyet Müdürlüklerine talimatlarını içermektedir. Bu genelge, sınırlarda ve havaalanlarında mülteci kontrolü için rehberlik sağlamayı amaçlamıştır. Dahası, bu genelgenin, yabancıların uluslararası alanda tutulmalarına ve buradaki haklarına ayrılan kısa paragrafında, 6 Temmuz 1992 tarihli kanunla getirilen güvencelerin hiçbirine yer verilmemiştir. Söz konusu dönemde bu metinlerin hiçbiri, adliye mahkemelerine, yabancıların tutulma koşullarını denetleme ve gerektiği takdirde idari makamların tutma süresine ilişkin bir süre sınırlaması getirme yetkisi vermemiştir. Bu metinler, başvurucu gibi gerekli adımları atması gereken sığınmacılara ne hukuki, insani ve sosyal yardım vermeyi ve ne de bu tür yardımlar için başvurma usullerini ve süre sınırlarını göstermiştir. Bu olayda uygulandığı şekliyle o tarihte yürürlükte bulunan Fransız hukuk kuralları, başvurucuların özgürlük hakkını yeterince güvence altına almamıştır’’ cümleleriyle ortaya koymuştur. Amuur/ Fransa, 25.06.1996 t. karar, p. 53-54,

(25)

Özgürlük hakkı, mutlak bir hak olmayıp kamu yararı amacıyla sınırlanması mümkün olan bir haktır. Kamu yararı amacıyla bu hakka sınırlama getirilmesi ise Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının a, b, c, d, e ve f bentlerinde sayılan

hallerde mümkündür25. Kişiler ancak bu sebeplerden birinin varlığı halinde

hürriyetinden mahrum bırakılabilirler26. Özgürlük hakkına müdahale edebilme

imkânı veren bu sınırlama sebeplerinin, istisnai hükümler olduğundan dar

yorumlanması gerekmektedir27

.

Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendinde mahkûmiyet üzerine hapsedilme, (b) bendinde mahkeme kararına uyulmasını ya da yükümlülüğün yerine getirilmesini sağlamak amacıyla tutma, (c) bendinde suç işlediğinden

şüphelenilen kişilerin yakalanması veya tutulması, (d) bendinde küçüklerin tutulması

ve (e) bendinde kişinin toplumun güvenliği ve kendi menfaati için tutulması konuları düzenlenmiştir. İnceleme konumuz olan tutuklama 5 inci maddenin birinci fıkrasının c bendi ile ilgili olduğundan sadece bu bendin açıklanması ile yetinilecektir.

2. Suç İşlediğinden Şüphelenilen Kişilerin Yakalanması veya Tutulması

Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendinde, suç işlediği hakkında makul şüphe bulunan veya suç işlemesine ya da suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla, bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanabileceği ve tutulabileceği ifade edilmiştir. Sözleşme'nin bu bendine göre, bir kimse sadece cezai bir süreçle ve bentte sayılan üç durumla sınırlı olarak yakalanabilir ve tutulabilir.

Bentte sayılan durumlar ise şunlardır;

(1) Suç işlediği hakkında makul şüphe bulunan bir kimsenin yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması,

(2) Bir kimsenin suç işlemesine engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması,

25

TEZCAN vd., a.g.e., s. 170; DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 385. 26

GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 226; GÜLER, a.g.m., s. 170; ŞAHBAZ İbrahim, Avrupa

İnsan Hakları Sözleşmesi'nde Kişi Özgürlük ve Güvenliği, TBB Dergisi, Y. 2005, S. 58, s. 172;

GÖLCÜKLÜ, a.g.m., s. 203. 27

ERGÜL, Ergin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Bağlamında Hürriyet ve Güvenlik Hakkı, Adalet Dergisi 2003, Y. 94, S. 16, s. 44; ŞAHBAZ, a.g.m., s. 172; ANAYURT, a.g.e., s. 105.

(26)

(3) Bir kimsenin suçu işledikten sonra kaçmasına engel olmak zorunluluğu inancını doğuran makul nedenlerin bulunması dolayısıyla yetkili merci önüne çıkarılmak üzere yakalanması ve tutulması.

Bentte sayılan üç durumdan biri veya bir kaçı nedeni ile hürriyeti sınırlama yoluna gitmenin belli şartlar çerçevesinde olacağı madde metninden anlaşılmaktadır. Bu şartları üç başlıkta toplamak mümkündür. Bunlar; ‘‘Bir suçun varlığı ’’, ‘‘Yetkili mercilerin önüne çıkarma amacı’’ ve ‘‘Makul şüphe’’ şartlarıdır.

2.a. Bir Suçun Varlığı Şartı

Bir kimsenin Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendine göre hürriyetinden yoksun bırakılabilmesinin ilk şartı, öncelikle işlendiği veya

işleneceği iddia edilen bir suçun varlığıdır28

. Bir fiilin suç olup olmadığı ise

öncelikle ulusal ceza kanunlarına bakılarak anlaşılabilir29

. Fakat İHAM, bu bentteki suç kavramının özerk bir kavram olduğunu düşünerek ceza kanunu kapsamında

olmayan bazı fiilleri de Sözleşme bakımından suç olarak kabul edebilmektedir30

. Nitekim İHAM Steel ve diğerleri kararında, huzuru bozmanın İngiliz hukukuna göre suç olmadığını fakat huzuru korumanın kamusal bir ödev olduğunu ve polisin, huzuru bozanları ya da bozacağına dair makul şüphe bulunanları gözaltına alma yetkisinin olduğunu, hâkimlerin de kişinin huzuru bozması veya bozacağına dair makul şüphe bulunması durumunda kişilere ceza verebileceğini belirterek huzuru

bozmanın (c) bendi anlamında suç olduğuna karar vermiştir31

. 2.b. Yetkili Makamların Önüne Çıkarma Amacı Şartı

Bir kimsenin Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendine göre hürriyetinden yoksun bırakılabilmesinin ikinci şartı, bu sebeplerle hürriyete

müdahalenin amacının yetkili merci önüne çıkarmak olmasıdır32

. Bentte geçen

28 MACOVEİ, a.g.e., s. 40.

29 DİNÇ, Güney, Sorularla Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Türkiye Barolar Birliği Yayınları (Şen Matbaa), Ankara 2006, s. 127; ÇİÇEKLİ Bülent, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Türkiye

Kararlarının Analizi (2002-2005) ve Ceza Muhakemesine Yansımaları, Ceza Hukuku Dergisi, Y.

2006, S. 1, s. 253; HARRIS vd., a.g.e., s. 147. 30 DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 388.

31 Steel/İngiltere, 26.09.1998 t. karar, p. 46-50, DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 461. 32

REİSOĞLU, a.g.e., s. 98; Mahkeme Lawless kararında bu şartı açıkça belirtmiş, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi ile 3 üncü fıkranın yeterince açık olduğunu söyleyerek tutulma ya da yakalamanın ancak ve ancak hemen bir yargıç veya adlî görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılma amacıyla olabileceğini belirtmiştir. Ve bu olayda

(27)

‘‘yetkili merci’’ tabirinin ne anlama geldiği ise, ancak Sözleşme'nin 5 inci

maddesinin 3 üncü fıkrası ile birlikte değerlendirildiğinde anlaşılabilir33.

Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ise, ‘‘hemen bir yargıç veya adlî görev yapmaya yasayla yetkili kılınmış diğer bir görevli önüne çıkarılmalıdır’’ denilerek bu yetkili merciin, her mercii değil ancak ve ancak hakim ya da yasayla

adli görev yapmaya yetkili kılınmış bir mercii olacağı ifade edilmiştir34

.

Yetkili mercii önüne çıkarılmak için tutulan kişinin aleyhine ceza

kovuşturmasına geçilmemiş olması, yapılan işlemin amacını sakatlamamaktadır35

. Yani söz konusu kişi hakkında ceza kavuşturmasına geçilmemiş olması, yapılan

tutmanın yasal olmadığı veya Sözleşme'ye aykırı olduğu sonucunu doğurmaz36

. Çünkü bu tutmanın, yasal mercilerin önüne çıkarma amacıyla yapılmış olmasına rağmen yeterli delil elde edilememe durumunun olması son derece normal bir

haldir37. Nitekim İHAM da İpek ve Diğerleri/Türkiye kararında, yakalanan kişinin

Lawless'in tutulmasının bu şartı taşımadığı gerekçesiyle İrlanda aleyhine ihlal kararı vermiştir. Lawless/İrlanda. 01.07.1961 t. karar, p. 44-45, DOĞRU, Cilt 1, s. 18-19.

33

DEMİRBAŞ, a.g.m., s. 19. 34

ŞAHBAZ, a.g.m, s. 174; HARRIS vd., a.g.e., s. 148. 35

ÇİÇEKLİ, a.g.m., s. 253; HARRIS vd., a.g.e., s. 148. 36

GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 230; Bu konuya ilişkin olarak İHAM’ın önemli iki kararı mevcuttur. Bunlardan ilki, Brogan ve Diğerleri/İngiltere kararıdır. Kararda İHAM bu hususu,

‘‘Başvurucular hakkında somut isnatta bulunulmamış veya bir mahkeme önüne getirilmemiş olmaları, tutulmalarının amacının mutlaka Sözleşme'nin 5(1)(c) bendine aykırı olduğu anlamına gelmez. Hükümetin ve Komisyon'un da söylediği gibi böyle bir amacın varlığı, amacın gerçekleştirilmiş olmasından bağımsız olarak düşünülmelidir; Sözleşme'nin 5(1)(c) bendi, polisin gözaltına alma anında veya başvurucular nezaretteyken, isnada bulunmak için yeterli delil elde etmiş olmasını varsaymamaktadır. Bu tür deliller elde edilmemiş olabilir veya kuşkulanılan suçların niteliği göz önünde tutulduğunda, başkalarının yaşamlarını tehlikeye sokmaksızın, bu tür delillerin mahkemeye sunulmaları mümkün olmayabilir’’ şeklinde ifade etmiş ve bu olayda,

başvurucuların gözaltına alınma veya tutulmalarının, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendinde belirtilen amaç için gerçekleştirilmiş olduğu sonucuna varmıştır. Brogan ve Diğerleri/İngiltere, 29.11.1988 t. karar, p. 52-54, DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 711-71; Aynı yönde diğer bir karar ise Murray/İngiltere kararıdır. Mahkeme bu kararda da, başvurucu hakkında soruşturma makamları tarafından bir suçlamanın yapılmamış ve sorgudan sonra mahkeme önüne çıkarılmamış olmasının bu amacın sakatlanması sonucunu doğurmayacağını belirtmiştir. Murray/İngiltere. 28.10.1994 t. karar, p. 64-70, DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 446.

37

DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 388; İHAM bu konuya ilişkin olarak Erdagöz/Türkiye kararında,

‘‘Başvurucu hakkında iddianame tanzim edilmemiş veya mahkeme huzuruna çıkarılmamış bulunması, gözaltına alınmasının amacının madde 5(1)(c)'ye uygun olmadığı anlamına gelmez. Böyle bir amacın varlığı amacın gerçekleşmesinden ayrı olarak incelenmelidir. 5(1)(c) bendi polisin tutulma anında veya tutuklama süresinde iddianame tanzimi için yeterli delil temin etmiş olmasını önkoşul saymamaktadır. Gözaltı sırasında sorgulamanın amacı, Sözleşme'nin 5(1)(c) bendine göre, tutuklamaya neden olan şüphenin doğrulanması veya ortadan kaldırılmasıdır. Böylece, şüpheye neden olan veriler, daha sonraki safha olan cezai tahkikat sırasında ortaya çıkan hükme veya iddianame tanzimine yetecek düzeyde olmayabilir’’ demiş ve bu itibarla, hürriyete

(28)

sonuçta suçlanması veya mahkeme önüne çıkarılmasının gerekli olmadığını ve sorgulama için gözaltına almanın amacının, tutuklamanın dayanağını oluşturan şüpheleri doğrulamak veya ortadan kaldırmak suretiyle cezai soruşturmayı ilerletmek

olduğunu ifade etmiştir38

. 2.c. Makul Şüphe Şartı

Bir kimsenin Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendine göre hürriyetinden yoksun bırakılabilmesinin üçüncü ve son şartı ise, makul

şüphenin varlığıdır39. Bu şüphe, bentte belirtilen üç durum için de aranmaktadır.

Sözleşme’de makul şüphenin ne anlama geldiği açıklanmamıştır. Bunun için İHAM kararlarına bakılması gerekir. İHAM, Fox, Campell ve Hartley/İngiltere kararında bu kavramın, objektif bir gözlemciyi söz konusu kimsenin suç işlemiş olabileceği konusunda ikna edebilecek maddi olayların veya bilgilerin mevcudiyetini

ifade ettiğini belirtmiştir40. Dolayısıyla söz konusu kişiyi doğrudan suçla

ilişkilendirecek fiillere ait delillerin varlığı, bu makul şüphenin var olduğunun tespiti bakımından önemlidir. Yani bir kişinin suç işlediğine dair deliller olmadan duygu, düşünce, içgüdü veya önyargılara dayalı (etnik, dini, daha önceki suçluluk vs.)

gerekçelerle hürriyete müdahale, bu bende aykırılık sonucunu doğuracaktır41. İşte bu

noktada İHAM, hürriyete müdahale sonucu doğuran bir uygulamanın delillere ve makul şüpheye dayalı bir tutma mı yoksa duygu ve düşüncelere dayalı delilsiz bir tutma mı olup olmadığını değerlendirirken, somut olaya has koşulların tamamını göz

önünde tutmaktadır42

.

yapılan müdahaleyi, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendi karşısında haklı bulmuştur. Erdagöz/Türkiye, 22.10.1997 t. karar, p. 51, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

38

İpek ve Diğerleri/Türkiye, 03.02.2009 t. karar, p. 28, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

39

GOMİEN, a.g.e., s. 49; KUZU, Burhan, Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Bağlamında Keyfi

Tutuklamaya Karşı Koruma, Prof. Dr. Vecdi Aral'a Armağan, Kocaeli Üniversitesi Hukuk

Fakültesi Yayını, Y: 2001, s. 193. 40

GÖLCÜKLÜ, a.g.m., s. 206; TEZCAN vd., a.g.e., s. 172; ERGÜL, "...Hürriyet ve Güvenlik Hakkı", s. 46-47. Fox, Campell ve Hartley/İngiltere, 30.08.1990 t. karar, p. 32, DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s. 266-267.

41

EKER KAZANCI, a.g.m., s. 82; MACOVEİ, a.g.e., s. 46. 42

Mahkeme Talat Tepe kararında bu hususa, ‘‘Ancak neyin makul olarak nitelendirilebileceği, olayların bütünüyle bağlantılıdır’’ sözleriyle vurgu yapmıştır. Talat Tepe/Türkiye. 21.12.2004 t. karar, p. 58, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

(29)

Bir olayda makullük değerlendirilmesinin yapılması, olayın içinde bulunduğu

koşullara göre değişmektedir43. Örneğin bir terör olayında, gözaltına almaları

gerektiren kuşkunun ‘‘makullüğü’’, bu tür suçların soruşturulmasında ve kovuşturulmasında var olan güçlükler nedeniyle, adi suçlarla mücadele ederken uygulanan makullük standartlarıyla aynı şekilde değerlendirilemeyebilecektir. Ancak terör suçları dahi olsa ‘‘makullük’’ kavramı, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendinde güvence altına alan koruyucu nitelikteki hükmün özünü

zedeleyecek kadar da gevşetecek şekilde yorumlanamayacaktır44.

Makul bir şüphe bulunmadan, bir kişinin, sırf ikrar elde etmek45, başkaları

aleyhine tanıklık yapmasını sağlamak veya makul kuşkuya zemin hazırlayacak olayları veya bilgileri öğrenmek amacıyla gözaltına alınması veya tutulması

Sözleşme'ye göre mümkün değildir46. Yine kişinin geçmişte bir suç işlemiş olması

da makul şüphe olarak değerlendirilemeyecek, bu sebeple yapılan tutmalar bu

bendin ihlali sonucunu doğuracaktır47

.

İHAM, Türkiye hakkında birçok kararda, olayları makul şüphe yönüyle değerlendirmiştir. Bu kararlarından bir kısmında ihlal olduğunu tespit ederken bir kısmında da ihlalin olmadığına kanaat getirmiştir. Örneğin Tanrıkulu ve Diğerleri/Türkiye kararında İHAM, başvuranların yasa dışı bir terör örgütüyle ilişkileri olma şüphesi üzerine yakalandıklarını ve gözaltına alındıklarını, polisin, söz konusu binalarda PKK'ya ilişkin bir toplantının düzenlendiği haberinin alınmasına müteakiben, Diyarbakır DGM hâkimi tarafından çıkarılan arama iznine dayanarak hareket ettiğini belirtmiş ve davanın özel şartlarına ilişkin olarak, başvuranların yakalanmasının kanuna uygun olduğunu ve Sözleşmesi'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendinin anlamı dâhilinde, bir suç işlemiş olma makul şüphesi üzerine

43

HARRIS vd., a.g.e., s. 150; KUZU, a.g.e., s. 193. 44

Fox, Campell ve Hartley/İngiltere, 30.08.1990 t. karar, p. 32. DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s.266-267. 45

GÜLER, a.g.m., s. 172. 46

ŞAHBAZ, a.g.m., s. 175; DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 389; GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 231.

47

MACOVEİ, a.g.e., s. 46. Bu konuya ilişkin Fox, Campell ve Hartley kararında Mahkeme, Bay Fox ile Bayan Campell'in IRA ile bağlantılı olarak terör eylemleri nedeniyle daha önce mahkûmiyet almış olduklarını belirtmiş fakat bu durumun terör tipi suçlara iştiraklerine dair bir kuşkuyu güçlendirse bile tek başına 1986 yılında yani bu mahkumiyet kararından yedi yıl sonra gözaltına alınmaları sonucunu doğuracak bir makul kuşkuyu doğuramayacağını belirtmiş ve makul şüphe yönünden 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiğine karar vermiştir. Fox, Campell ve Hartley/İngiltere, 30.08.1990 t. karar, p. 35. DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s. 268.

(30)

tutuklandıklarını belirtmiştir48

. Fakat İHAM İpek ve Diğerleri/Türkiye kararında, başvuranların, yasal bir arama sırasında, hakkında terör faaliyetlerine dayalı makul şüphe bulunan bir kişinin yanında bulundukları için yakalandıklarını gözlemlemiş ve bu kişilerin tutulmalarının, suç işlemiş olabileceklerine dair makul bir şüphe üzerine yapılmadığını veya suç işlemelerini engellemek için olmadığını belirterek Türkiye hakkında 5 inci maddenin 1 inci fıkrasının (c) bendi anlamında ihlal kararı

vermiştir49

.

İHAM, Sözleşme'yi yorumlama ve uygulama yetkisine sahip olmakla birlikte, bu yetkileri kullanırken, özellikle de bu madde anlamında makul şüpheyi değerlendirirken, ulusal mercilerin takdir yetkilerini de dikkate alarak bir

değerlendirme yapmaktadır50

. Yine İHAM bu yetkilerini, ulusal mercilerin yerine geçerek değil ulusal mercii tarafından yapılan değerlendirmelerin makul ve geçerli

olup olmadığını denetlemek şeklinde kullanmaktadır51

.

III. İHAM KARARLARINDA HÜRRİYETİNDEN YOKSUN BIRAKILAN KİŞİNİN HAKLARI

A.GENEL OLARAK

Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 2, 3, 4 ve 5 inci fıkralarında, hürriyetinden

yoksun bırakılan kişilerin hakları düzenleme altına alınmıştır52. Bu haklardan

bilgilendirilme hakkı 2 nci fıkrada, mahkemeye başvurma hakkı 4 üncü fıkrada ve tazminat hakkı 5 inci fıkrada düzenlenmiştir. Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında ise, mahkeme veya diğer bir yargısal yetkili önüne çıkma, makul sürede salıverilme ve kefalet karşılığında salıverilme hakları düzenlenmiştir. Bilgilendirme, mahkemeye başvurma ve tazminat hakları hürriyetinden yoksun bırakılan herkese tanınmış olan haklar iken, Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında düzenlenen haklar sadece 1 inci fıkranın (c) bendinde belirtilen suç işleyebilecekleri ya da işlemiş olma şüphesiyle veya kaçma şüphesiyle tutulan kişilerin

48 Tanrıkulu/Türkiye, 06.10.2005 t. karar, p. 30, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

49 İpek ve Diğerleri/Türkiye, 03.02.2009 t. karar, p. 31, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

50 HARRIS vd., a.g.e., s. 152. 51 ŞAHBAZ, a.g.m., s. 175. 52 REİSOĞLU, a.g.e., s. 99.

(31)

yararlanabileceği haklardır53. Sözleşme'yle getirilen bu haklar, hürriyet hakkının tam

olarak sağlanması bakımından son derece önemli güvencelerdir. Şimdi inceleme konumuz olan tutuklama açısından önemli olduğu düşünülen bilgilendirilme, makul sürede salıverilme, kefalet karşılığında salıverilme, mahkemeye başvurma hakkı ve tazminat haklarını inceleyelim.

B.BİLGİLENDİRİLME HAKKI

Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 2 nci fıkrasında, yakalanan her kişiye, yakalama nedenleri ve kendisine yöneltilen her türlü suçlamanın en kısa zamanda ve anlayacağı bir dille anlatılacağı ifade edilmiştir.

Bilgilendirilme hakkına ilişkin düzenleme, hürriyete müdahale sonucunu doğuracak olan her müdahale için uygulanabilecek bir hakkı bünyesinde

barındırmaktadır54. Nitekim İHAM da Van Der Leer/Hollanda kararında, her ne

kadar bu fıkrada geçen yakalama teriminin cezai bir süreci ifade ettiği anlaşılsa da bu sözcüklerin ‘‘özerk’’ bir şekilde ve özellikle 5 inci maddenin herkesi keyfi hürriyetten yoksun bırakmaya karşı koruma amacına uygun olarak yorumlanması gerektiğini belirtmiş ve bu fıkrada geçen yakalama teriminin Sözleşme'de belirtilen tüm hürriyet kısıtlamaları için uygulanacağına ve bu haktan hürriyetleri kısıtlanan

herkesin yararlanacağına vurgu yapmıştır55

.

Hürriyetinden yoksun bırakılan kişiye yapılan her bilgilendirme Sözleşme’ye uygun hareket edildiği sonucunu doğurmaz. Yapılan bilgilendirmenin Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 2 nci fıkrasına uygun olması için belli özelliklere sahip olması gerekir. Bu özellikler, somut olayın şartlarına göre değişmekle birlikte, en azından 5 inci maddenin 4 üncü fıkrasında belirtilen mahkemeye başvurma hakkının

kullanılması noktasında gerekli kanuni ve fiili gerekçeleri içermek zorundadır56

. Nitekim İHAM da bu konuya ilişkin Fox, Campell ve Hartley/İngiltere kararında, yapılacak açıklamanın içeriğinin yeterli olup olmadığının her bir olayda, olayın özelliklerine göre değerlendirileceğini belirtmiştir. Bu olayda İHAM, başvurucuların

53

ERGÜL, "...Hürriyet ve Güvenlik Hakkı" , s. 51. 54

HARRIS vd., a.g.e., s. 166; ÜNAL, a.g.e., s. 149; GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 236. 55

Van Der Leer/Hollanda. 21.02.1990 t. karar, p. 27-28, DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s. 238-239. 56

HARRIS vd., a.g.e., s. 169; GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 236; GÖÇER Mahmut, Avrupa

İnsan Hakları Sözleşmesi'ne Göre Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği ve Türk Hukuku, Türkiye'de İnsan

(32)

gözaltına alınırken memur tarafından yeterli bilgilendirilmediğini kabul etmiş fakat bu kişilerin polis sorgusunda sorulan sorularla, dolaylı da olsa yeterince bilgilendirildiğini gözlemleyerek bu hakkın başvuruculara sağlandığına karar

vermiştir57

.

Yapılacak bildirim, herhangi bir şekil şartına tabi değildir58. Yazılı

olabileceği gibi sözlü de olabilir59. Fakat yakalanan kişiye yapılacak bildirimin,

kişinin anladığı bir dille olması gerekir60. Bu anlaşılabilirlik sadece yabancılar için

geçerli bir durum değildir. Anlaşılabilir dil, hem bilmediği dilde bildirim yapılmamasını hem de anladığı bir dil olsa bile teknik olmayan terimlerle, kişinin

durumunu ve şartlarını dikkate alarak bir açıklama yapmayı ifade eder61. Bu fıkrada

geçen anlaşılabilir dil kavramı, kişinin hukuktan anlamayan bir kişi olması durumunda hukuki kavramlara çok yer verilmemesini, kişinin çocuk veya akıl hastası olması durumunda kapasitesinin dikkate alınarak bilgilendirilmesini de ifade etmektedir. Ayrıca kişinin verilen bilgileri anlayacak veya kavrayacak kapasitesi hiç yoksa bu durumda verilecek bilginin avukatına ya da yasal temsilcisine verilmesi

gerekecektir62.

Bilgilendirilmenin en kısa sürede yapılması, Sözleşme’nin 5 inci maddesinin 2 nci fıkrasının önemli bir diğer şartıdır. Bu fıkrada geçen ‘‘en kısa sürede’’ terimi, ‘‘derhal’’ anlamına gelmemekle birlikte, sürenin gereksiz ve anormal şekilde

57

Fox, Campell ve Hartley/İngiltere. 30.08.1990 t. karar, p. 39-43, DOĞRU, Cilt 3, a.g.e., s. 269. Mahkeme'nin bu konuya ilişkin olarak dolaylı yoldan bilgilendirilmiş saydığı diğer önemli bir karar ise Dikme kararıdır. Kararda İHAM, ‘‘Başvurucu gözaltına alınma sebebi hakkında

bilgilendirilmediğini iddia etmiştir. Mahkeme'ye göre sahte kimlik taşıdığı sırada durdurulup sorgulandığı için gözaltına alınma sebebini bilmediğini iddia edemez. Başvurucu kendisinden duyulan kuşkunun sebebi hakkında da bilgilendirilmediğini iddia edemez; çünkü bu kuşkuların niteliğini hemen anlamasını sağlayacak yeterli delil vardır. Polislerin kendisini ölümle tehdit etmeleri konusundaki kendi anlatımından da anlaşıldığı gibi Dev-Sol'a üyeliğinden kuşkulanılmıştır. Bu nedenle gözaltı sebebi hakkında derhal bilgilendirilme hakkının ihlal edilmediğine karar verilmiştir’’ Dikme/Türkiye. 11.07.2000 t. karar, p. 51 ve son, ERGÜL Ergin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Uygulaması, 2. Baskı, Yargı Yayınları, Ankara 2004, s.

165-166. 58

ÇİÇEKLİ, a.g.m., s. 255. 59

HARRIS vd., a.g.e., s. 166; REİSOĞLU, a.g.e., s. 100; ÜNAL, a.g.e., s. 150; DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 393.

60

KARAKAŞ Işıl, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Jürisprüdansiyel Bir Yaklaşım, MHveMÖHB, Y. 1988, S. 2, s. 309; TEZCAN vd., a.g.e., s. 174.

61

GÖLCÜKLÜ, a.g.m., s. 209; MACOVEİ, a.g.e., s. 87; GÜLER, a.g.m., s. 178-179; EKER KAZANCI, a.g.m., s. 88.

62

(33)

uzatılmasına da engeldir63. Tabi bu süre değerlendirilirken, her olaya uygulanacak

kesin bir sürenin varlığından bahsetmek imkânsızdır. Her olay kendi içinde değerlendirilecek ve olayın özelliğine göre kısa bir sürenin olup olmadığına karar

verilecektir64. İHAM bu konuya ilişkin vermiş olduğu bir kararda, bilgilendirmenin

19 saatlik bir gecikme sonrası yapılmasının somut olayın koşullarını değerlendirdiğinde, bu fıkra anlamında bir ihlal oluşturmadığına karar verebilmiştir. Ancak İHAM, en kısa sürede bilgilendirmenin yapılıp yapılmadığına ilişkin olarak, somut olaya ilişkin koşulları göz önüne almakla birlikte, genel kural olması

bağlamında 24 saati geçen sürelerin bu fıkrayı ihlal ettiğini düşünmektedir65

.

C. MAKUL SÜREDE SALIVERİLME HAKKI

Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 3 üncü fıkrasında, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (c) bendine göre yapılan yakalama ve tutmalarda, kişinin makul bir süre içinde yargılanmaya veya adlî kovuşturma sırasında serbest bırakılmaya hakkının olduğu ifade edilmiştir. Bu hüküm hürriyetine müdahale edilen kişilerin, yargılama bitirilmemiş olsa bile salıverilme hakkını düzenleme altına almıştır.

Bir tutmanın makul olup olmadığını belirleyebilmek için öncelikle bir yakalama veya tutmanın ne kadar sürdüğünü tespit etmek gerekmektedir. Ancak bu tespitten sonra gerçekleştirilen tutmanın makul olup olmadığı ele alınabilecektir. 1. Tutma Süresinin Tespiti

Tutma süresi, kişinin fiilen alıkonulduğu andan itibaren başlayacaktır66

. Yani kişinin normal olarak kollukça yakalanması anı, kişinin tutulduğu anın başlangıcı

kabul edilecektir67.

Kural olarak kişinin fiilen salıverildiği tarih ise, tutulmanın sona erdiği tarihi

ifade etmektedir68. Tutulan kişi hakkında ilk derece mahkemesi tarafından hüküm

verilene kadar tutmaya devam edilmesi halinde ise İHAM kararlarında, sürenin

63 ŞAHBAZ, a.g.m., s. 180. 64 DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 393. 65

Dikme/Türkiye. 11.07.2000 t. karar, MACOVEİ, a.g.e., s. 88. 66

TURHAN, Faruk, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Kararlarına Göre Makul Tutukluluk

Süresi ve Türk Hukuku, SÜHFD, Y: 2001, C: IX, S: 3-4, s. 80.

67

GOMİEN, a.g.e., s. 49; EKER KAZANCI, a.g.m., s. 91. 68

(34)

sonunun hükmün verildiği tarih olduğu belirtilmiştir69. İHAM kararlarına göre, ilk derece mahkemesinin verdiği hükümden sonraki aşamada geçen süre, tutulu kalınan

süre kapsamında değerlendirilmeyecektir70. Çünkü bir kişi hakkında hüküm

verilerek ilk derece aşamasının sona ermesinden sonra kişinin tutulu durumda bulundurulmaya devam edilmesi aşaması, Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi kapsamında değerlendirmeye konu olacaktır.

Kişinin ilk derece mahkemesi aşamasında yargılaması devam ederken, tutukluyken salıverilip daha sonra tekrar tutuklanması halinde, kişinin bu iki dönemde geçirdiği toplam süreye bakılarak makul süre değerlendirmesi

yapılacaktır71. Ancak kişi hakkında ilk derece mahkemesi tarafından hüküm

verildikten sonraki aşamalarda kişinin tutulu durumda bulundurulmasına devam edilmesi halinde, bu süreler, tutulu durumda bulundurulma anlamında makul sürenin

hesabında dikkate alınmayacaktır72

. Nitekim İHAM Cahit Demirel/Türkiye kararında, başvuranın Sözleşme'nin 5 inci maddesinin 1 fıkrasının (a) bendi uyarınca mahkûmiyet sonrası hükümlülük süresini, hürriyetinden yoksun bırakıldığı toplam süreden çıkarttıktan sonra somut davada dikkate alınacak süreyi tespit etme yoluna gitmiştir73

. İHAM’a göre, ilk derece mahkemesi tarafından hüküm verildikten sonra dava dosyasının ikinci derece incelemesine gidip bozularak dönmesi durumunda ise, kişi hala tutulu durumda bulunduruluyorsa ilk derece mahkemesinde yeniden yapılan yargılamada geçen süre de dikkate alınmalıdır. Yani kişinin ilk hüküm verilene kadar geçen süre ile bozma sonrası yapılan yargılamada yeniden hüküm verilene kadar geçen tutulu durumda bulundurma süresi toplanacak, ona göre makullük

değerlendirilmesi yapılacaktır74

.

69 GOMİEN, a.g.e., s. 49; ERGÜL, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi..., s. 167; TURHAN, a.g.m, s.82.

70

DOĞRU/NALBANT, a.g.e., s. 399. 71 TURHAN, a.g.m., s. 80-81.

72 HARRIS vd., a.g.e., s. 176; EKER KAZANCI, a.g.m., s. 91; GÖZÜBÜYÜK/GÖLCÜKLÜ, a.g.e., s. 238.

73

Cahit Demirel/Türkiye.07.07.2009 t. karar, p. 23, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

74 MACOVEİ, a.g.e., s. 63; Cahit Solmaz/Türkiye. 14.06.2007 t. karar, p. 36-37, UYAP MEVZUAT PROGRAMI, Erişim Tarihi: 27.04.2015.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her bir tabloda toplamı on olan ikilileri boyayarak tabloda son sayı kalana kadar devam et.. Kullanmadığın sayıyı noktalı

Çalışmayı doğru şekilde tamamlayabilmen için harflerin sıralanışını iyi bilmen gerekir. Çalışmayı doğru şekilde tamamlayabilmen için harflerin sıralanışını

Bu çalışmanın amacı hastanemiz erişkin acil servisine başvuran ve psikiyatri konsültasyonu istenen hastaların sosyodemografik özelliklerinin, konulan psikiyatrik

Ayrıca TKLA grubunda cerrahi alan infeksiyonu gelişen hastada trokarın yerleştirilmesi sırasında periton ve fasya arasında oluşan tünel içine yerleşmiş karın

Yandaki tabloda ikişer tane yazılmış üç basamaklı sayıları bulup farklı renklere boyayın.. ve noktalı

a) Değişik taşımacılık türleri arasındaki dengenin sağlanması: Bu baslık altında, karayolu taşımacılığı sektöründe kalitenin iyileştirilmesi, demiryollarının yeniden

Çalışma kapsamında, tüvenan cevherden yaş eleme yoluyla hazırlanan farklı tane boyu fraksi- yonları (-600+300µm, -300+150µm, -150+75µm, -75+38µm) ve ağır sıvı