• Sonuç bulunamadı

PEYAMİ SAFA'NIN YALNIZIZ ADLI ROMANINDA BİR ÇATIŞMA UNSURU OLARAK İDEOLOJİK VE DÜŞÜNSEL YAPI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "PEYAMİ SAFA'NIN YALNIZIZ ADLI ROMANINDA BİR ÇATIŞMA UNSURU OLARAK İDEOLOJİK VE DÜŞÜNSEL YAPI"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Yeni Türk y. 3, S. 5, Ocak-Haziran 2011. s. 131-152

SAFA'NIN

YALNIZIZ

ADLI

ROMANINDA

UNSURU

OLARAK

VE

YAPI

Gürkan

c=

Özet: Peyami eserlerinde ve meselesine olarak ortaya kan konusu, daha önce de defalar gündeme ve

Bu makalemizde ise eksenli

hareketle onun en önemli eserlerinden biri olan üzerinde duracak

ve söz konusu eseri ideolojik ve tahlil

Ro-mandaki ideolojik ve ise ve olay örgüsü

ay-bir ele

Anahtar Kelimeler: ideoloji,

IDEOLOGICAL AND SPIRITUAL STRUCTURE AS AN ELEMENT OF CONFLICT IN THE PEY AM.f SAFA NOVEL "YALNIZIZ"

Abstract: The subject of conftict, appearing in relation with the problem of East and West in Peyami Safa's work has been previously brought forward and analysed fara number of ti-mes. In this article, from the viewpoint of the mind-Jrame of the author, comparative of the East-West axis, I will emphasize one of his most important works, the novel and analyze it on account of its ideological and spiritual structure. The ideological and spiritu-al contrasts in the novel will be approached in detail, within the context of persons and plot. Keywords: ideology, conftict, East, West.

Peyami Safa, Türk daha çok roman türünde

verdi-eserlerle bir Edebi yüksek

,,Server Bedi" kullanarak polisiye ve

ba-sit da ona epey bir

Safa, roman teorisi üzerinde de ve denebilecek

ya-kaleme O; 'cemiyetin olarak görmekte,

(2)

cemiyette meydana gelen romanda akis bul-söylemektedir." (Tekin, 1999: 52).

gibi yazar, toplumsal hayattan Bu

onda devam edecek bir temelini

"Top-lum için sanat" genellemesine hapsolmadan, top"Top-lumsal konu ve

so-içinde eritmeye ve birinin gölgelemesinin

önüne bu sayede geçmeye Bu yazar, Mehmet

Te-kin' e göre; yönünü eserin

'di-namik gölge niyet ve uygulamalardan azami derecede uzak durur. Onun, genel yer alan unsurun-dan herhangi bir 'isbat' (Tekin, 1999: 53).

Peyami beraberinde birçok

soruyu da akla getirir. Herhalde öncelikle gereken

ko-nu, onun "tezli" olup meselesidir. Her ne

kadar kimi onun bir "sorun" çözüm

öne-risini "ispat" için için çaba sarf

etti-de "tezli roman" uzak

du-rabilmesi mümkün Mehmet Tekin'in 23 1942

ta-rihli Tasvir-i Efkar gazetesinden Safa'ya ait ifadeler

özeti

"Tezden maksat bir

dava

isbat etmek için romanlarsa bunlardan nefret ederim. Bir evvelden bir kanaatin emrine tabi

daha sahte, da, hayahn da bir

tasav-vur edemiyorum. Fakat bir mahsulü her romandan bir birçok

tez (Tekin, 1999: 54).

Tezli roman bu üzerinde

dur-mak gerekir. Safa, bir önceden bir tez için

ya-böylelikle bir yerde roman türünün bir "amaç" olmaktan

"araç" haline getirilmesine Ancak

taraf-tan da roman içinde hareketle

mahsulü' bir içinden

tez-ler ifade eder. burada bir "orta yol" bulmak

gay-retinde roman gereklerini onun

temel özelliklerini göz etmeden kendince bir yöntem

belirle-meye söylemek gerekir.

Peyami Safa, kadar olmasa da ile de

Özellikle dönemde gazete vesilesiyle uzun

bir süre gündemde O, ömrünün sonuna kadar

(3)

TÜRK Emimi

polemiklere bir Onun bu

yönünü eserlerinden de anlamak

mümkündür: Türk (1938), Millet ve (1943),

Mistisizm (1961), Sosyalizm (1961), - Sentezi (1963) isimli

ki-bunlardan Bu ile de bir

ile roman bir birbirinden

mümkün roman yine

kendisi-nin kurallar ve içinde etkisi

Nevzat a

Sa-"Sanatkar ister istemez bir temsilcisidir. Romanda

biri

görü-ifade eder (Safa, 1999a: 7).

ifadelerinde, bir emrine vermekten nefret

ni söyleyen burada ise "ister istemez" toplumsal

bir temsilcisi ve roman en

biri-nin de bu sözcüsü söylemesi, ilk

tena-kuz gibi görünebilir. Ancak bu durumun bulmaya

'orta yol' için bir zemin da

Bütün bunlar göz önünde bulundurularak Peyami

ro-bir gözle eserlerinde kendisini

büyük ölçüde belli eden bir ve bir

ideolojik ve görülebilir. O kadar ki

Ber-na Moran' a göre; "Peyami Safa ilk kaleme

çevresinde, bir yanda, köklerinden ahlakça çürü-para ve zevk için bir zümre; bir yanda da gelenek-lerle ve manevi yurtsever, dürüst bir züm-renin var görüyor ve

çerçevesinde ele (Moran, 2001: 219). Bu ifadeden de

üzere Moran, üzerinde konu

çerçeve-sinde, Safa'mn ideolojik ve

bunun özellikle ilk dönem belirgin bir biçimde

su-ifade eder. O, roman

dün-için bir zenginlik olarak görmez. Moran' a göre basit bir

kar-üzerine kurulan bu (Üç erkek, bir bir

söz eder.), Safa' uzun süre devam

eder. bu roman

Mehmet Tekin ise Peyami Safa ile ilgili

onun basit bir ideolojik tezli

(4)

dahil bir söz eder ve bu

anlamda Berna Moran' a "bütün bunlara

Peyami 'kristalize' bir 'ideolojik

kabul etmenin zor ileri sürer (Tekin, 1999: 55).

Tekin, söz konusu Peyami

roman-kategorize etme gayretini ifade eder ve, "Bu sebepten

ki, Berna Peyami 'ideolojik

ya-zorlama bir gayretten öteye gitmez. (. .. )Çünkü Peyami Sa-ansiklopedi ve sözlüklerde izah edilen bir ide-olojinin söz edilemez." diyerek bu

oldu-ortaya koyar (Tekin, 1999: 55).

Peyami ideolojik

ken onun ikiye daha bir tahlil metodu

olabilir. Zira Berna da ifade gibi Safa, Bir Tereddüdün

Matmazel ve

an-bir özen (Moran, 2001: 237). Bu

ikinci gruba dahil edilebilecek bu üç

hak-yaparken söz konusu eserlerdeki ideolojik

ya-roman kurgusunu, ya da

gölgeleye-cek söylemek güçtür.

ilk dönem biri ve 1931

Fatih - Harbiye, isminden itibaren bir

üzerine bina edilir. Romanda, Klasik Türk ile

hareketle "ud" ile iki dünya

temsil etmesine kadar bir yelpazede

ve-eser, iki olgunun birbiriyle mücadelesi üzerine oturtulur. O

dönemde, Klasik Türk devlet eliyle yasaklanma

çabalan üzerinde durularak bütün bir kadrosu

ikilemi müzik aletlerinden,

gidi-len semtlere kadar neredeyse tüm unsurlar, iki dünya

görü-sonunda "dejenere

nihayet milli geri döner ve da gibi

ro-man, mutlak ile son bulur. Roman, bu

haliy-le büyük ölçüde Berna ifade

Bu üzerinde durmak gerekebilir: Roman boyunca

ve direnen Neriman, roman sonunda nispeten 'basit'

bir olay ve sözünü

etti-Roman kendi iç

bir devrimden okur için ani

(5)

yaza-TÜRK

ideolojik bir öne da ifade

ideolojik ya da bir mesaj verebilme

roman büyük ölçüde gölgelemesi gibi bir sonuç, bu roman

için bir olarak görünmektedir. Ancak

özellikle son dönem bu arada bizim söz konusu

da nispeten bir

ve Tekin'in bütün etmeye

noktaya görülür.2

Y

ALNIZIZ'DA OLAY ÖRGÜSÜ VE ROMAN

BAGLAMINDA

Peyami 12 Eylül -20 1950 tarihleri

ara-Yeni gazetesinde tefrika edilen ve 1951 Ne-son

Samim, Mefharet, Besim ve Mefharet'in

ço-Selmin ve birlikte de babadan kalma bir

oturur. Kendine özgü çok derin bir his ve felsefesi

olan, çekmemesine üzerinde

sosyal yerine getirebilmek için bir

ban-yönetim kurulu yapan Samim, içinde

hayattan ve materyalizmin bir sonucu olarak iki

dünya mevcut dünyadan

maz ve yüz elli mükemmel hayal edip

11

Simeranya" bu muhayyel ülkede ikinci bir hayat

Mefharet, daima hareket eden, her kötü bir

anlam ve gereksiz bir heyecan için fevrf bir

ka-Besim, hayatla hiçbir meselesi olmayan, midesine çok

kün basit bir adamc ve aksine hiçbir

ken-disine dert edinmez ve sadece keyfi için Selmin, annesine,

ni-Ferhat'la evlenmesini için olur. Ondan

intikam alabilmek ve ona ispatlayabilmek için bir

hamilelik uydurur.

Öbür taraftan Samim, Selmin' in Dame de Sion' dan

arkada-olan Meral'le bir gönül içindedir. Meral, hem

hem de tesiriyle 'dejenere' olma

yolun-Samim'le ona daima yalan söyler ve

onu defalarca Samim istememesine okulu ve

(6)

arka-Feriha ile ve onunla Paris' e kaçma hayalleri kurar.

Sa-mim, Meral'in yakalar ve kendisine de

söy-ler. Samim'e göre basit bir tip olan Ferhat da Meral'in

gidi-duyar ve onu almaya

Bütün bu ne bilemeyen Meral,

Sa-mim ve tesiriyle ruhsal bir sürüklenir.

hayattan, yalanlardan ve kendisinden nefret eder. Paris' e

kaçmaya büsbütün

buh-rana ve intihara karar verir. önce son bir

sigara içmek isterken ve yanarak ölür.

gece, Samim'in eski metresi ve zamanda Meral'in annesi

Necile de bir kalp kaybeder. bir

ve etkisinden hala bir kaybeden Samim,

insa-iyice hükmeder ve kitap olarak

karar verir.

Peyami roman özel bir dikkat

göster-eserlerinin gelir. zamanda eser,

girift ve olay örgüsü, ve

kadro-su ile birlikte ciddi bir bütünlük arz eder. Roman, adeta bir

'insan-de Peyami Safa, sözcüsü Samim

yeni ve kendince 'mümkün' bir dünya tasavvuru ve

bir reçetesi sunar. Bu anlamda kendine özgü

ide-olojik bir de

Eserde, Peyami Safa genel uygun

olarak güçlü bir gözlemlenir.

burada özetledikten sonra daha bir

incele-mek ve yorumda bulunmak

müm-kün olabilir. Söz konusu

müm-kündür:

1. Samim ile Besim

daki bu Samim'in temsil 'idealizm, spiritüalizm,

ile Besim'in temsil

'epikür-yen ve 'nihilizm' tarif etmek

mümkündür.

2. Samim ile genç sevgilisi Meral Bir

trajik sonunu da bu Samim'in

temsil ve da ifade Meral'in

ortaya "hedonizm, egoizm" ve

(7)

TÜRK

3. Samim ile eski metresi Necile Romanda

nis-peten arka planda gibi görünen bu ifade

et-Samim-Meral okuyucunun sonradan

bir devresi gibidir. Necile, Meral'in annesi

temsil ifade edilen ilk temsilcisi olarak

de-bu Samim-Meral

bir zaman dilimindeki benzeri olarak da görülebilir.

4. Samim ile Feriha olarak

ni-Samim-Meral zamanlarda; ancak

et-kili biçimde Feriha, Samim'in her zaman mücadele

halinde önemli bir roman Meral'in annesinden

ir-siyet yoluyla Feriha'dan da "etkilenme"

yo-luyla Samim-Feriha

da bu çerçevede ortaya olur.

5. Romanda en genel

çerçe-vede var olan bu sözü edilen roman ve

temsil ettikleri bir panorama

ortaya konulur. dört halinde verilen

ro-man en genel anlamda, burada ifade

et-madde-mana özetlenebilir.

Y

ALNIZIZ'DA VE YAPI

Peyami bu çok genel bir

'tez-li' bir roman olarak kabul etmek gerekecektir. Bunu,

is-minden anlamak mümkündür. ismi, kesin bir

hükmü içerir. Bu hüküm, bütün bir roman boyunca

atmos-ferin Meral'in intihar ve bu sonunda

ka-zayla da olsa gelen ölümün Samim' de ortaya

duygusu ile Yazar, mutlak

isminden vurgulamak içindedir.

Romanda, ilk her anla,mda ve her noktada kendisini

gös-teren, çok belirgin ve bir ideolojik

söz edilemeyebilir. Tezli bir roman ileri sürmemize

Fatih - Harbiye' de gibi çok belirgin, o kadar ki

larla da 'kaba' bir ideolojik

Ancak bu büyük ölçüde teknik

ise

ideolojinin hatta hararetli

(8)

nin ideolojik kimliklerini için birer vesile görevi

üstle-nir. Öncelikle romanda ideolojinin söz konusu bu

bölümleri incelemek yerinde

66. itibaren II

Aç Adam" ismiyle bir

ortaya Bu adam, bir gün bahçesinde

ba-ve sonraki günlerde ev ahalisi kendisine için

faydalanmaya (Safa, 1999a: 67). Sonradan

anla-ki adam, polis aranan bir komünisttir ve Türkiye'ye

Bulgar hududundan yasak gazeteleri sokmakla

suçlanmakta-Bu arada Selmin, annesine :mücadelesinde

Aç ve onu hamilelik faili

ola-rak öne sürer. Daha sonra da polis

engel-lemek için ve ona haber vererek

(Safa, 1999a: 97).

Burada, romana bir ara dahil olan ve daha somaki bölümlerde görülmeyen II

Aç Adam" tiplemesinden sonuçlara

:mümkündür. Bir kere polis ile

beraber söz konusu edilmesi, bu ideolojinin

yazar-da bir göstermesi önemli

olmakla birlikte, roman içinde dönemde

Türkiye' de egemen olan ideolojik temel özelliklerini

yan-da kayyan-da bir Peyami

ko-münizm takip etmek :mümkündür.

Oka-dar ki gazetecilik boyunca ve 1971

Sosyalizm-Marksizm-Komünizm komünizm ve türevi

dü-bu ifade eder.

Söz konusu kitapta yer verilen "Türkiye' de Komünizm Tehlikesi" yazar, kendi antikomünist

Türkiye' de Milli Mücadele' den bu yana var iddia

antikomünist Atatürk'ten örnekler vererek ortaya

koymaya (Safa, 1999b: 258-259).

Romandaki "Aç Adam" tiplemesi üzerinde biraz

bu figürün romana olmak monte

Olay örgüsünün dramatik boyutuna için Selrnin'in

ya-ortak edilen ve hizmetçi Hasibe ile içerisinde gösterilen

Aç Adam, romanda bir daha görülmeyip ideoloji bahsinin

geçmesi için bir vesile olarak da olur.

73. itibaren Samim ile Besim, Aç

Adam vesilesiyle ciddi bir ideoloji içine girerler.

(9)

YENi TÜRK

"Ben kadar hayata uyan bir tek ekonomi nazariyesi görmedim.

Devletçilik yapmayan liberal bir rejim, az çok serbestlik vermeyen devletçi bir

rejim, mülkiyeti kökünden bir komünist idare, harfi

har-fine tatbik eden bir sosyalist hükümet görmedim. Evdeki pazar

uymu-. yoruymu-. Hem efendim, bir var. Neden cemiyet, devlet ferdin

ih-mallerinden, tembelliklerinden, beceriksizliklerinden, kabiliyetsizliklerinden

mesul olsun? Bizim kedi gibi dadanan aç adam, kendi

ha-kalmak çok defa tembelli-midir? Sendikalar veya sosyalist

devlet bu mükafata çeviriyor ve besliyor. bunu

rum." (Safa, 1999a: 73).

Besim, ideolojiler birkaç küçük espri ile izah

etmeye ve adeta bu konuyu O, "nazariye" tabir

et-ideolojileri bu anlamda küçümser; çünkü mutlak ve

ho-mojen bir Bu

mutla-kiyet onun ideolojileri adeta birbirine

birbirinden çok da olmayan bu

et-bir olamaz. Bu arada ferdin

yine ferdi sorumlu tutarak neredeyse tersine

bir ferdiyetçilik benimser. Bu anlamda devletin fert

haya-hna olumlu müdahalelerini de Besim, toplumun ya

da devlet fert üzerindeki etkisini görmezden gelir. Ona

göre sosyal bir sorun herkesin kendi

ya da sosyal bir sonucudur; o, sosyalizmin

bes-Bu arada kendisinin de gücü olmayan tembel

bir "mirasyedi" gibidir.

Samim ise Besim gibi Kapitalizmin, beraberinde

birçok sosyal sorunu söyler. Ona göre,

kapi-talist cemiyetin problemlerinden biridir; kütle halinde bile olsa, ekonomi-den cepheleri göze görünmez." Samim, Aç da söz

konu-su iyi bir örnek olarak "Çünkü tek.

Bir-çok individuel hususiyetleri olabilir. Onu mutlaka bir

sosyal gibi Kendi ahlak veya irade

suçlusu da olabilir." (Safa, 1999a: 73). Samim, bu sözlerle

kapi-talizmin 'ideal' da olur. Her

yaza-sözcüsü konumunda olan Samim'in bu Peyami

'kurulu düzen' den göstermesi

dan da önemlidir.

Samim, meselesini kapitalizmin sakat olarak

de-sonra, durumu için de olumlu görmez.

(10)

söyler ve bu bütün bir ekonomik sebebi

olarak gösterir: ve sermayeciler kazanç

nisbetsizdir. bundan bellidir." (Safa,

1999a: 73). Çözümü ise "kazanç olarak isimlendirir.

Ona göre herkese olan verilmelidir. Çünkü

üre-timdeki rolleri birbirinden ve gelirleri de ona göre

Özlemi çekilen sosyal adalet, ancak liyakat ile gelirin

uygun durumunda (Safa, 1999a: 73). Burada

dikkat edilmesi gereken nokta Samim, herkesin

ka-zanca sahip önermez; bu anlamda mutlak bir

zamanda mülkiyet

da (Safa, 1999a: 74). Böylece komünizmin

fert mülkiyetine getirmesi Ancak ve

dengesiz durularak kapitalizm"e de

Samim, kazanç ayarlama sadece devletin

sorum-görmez; ve meslek da ona

olarak eder: "Sendikalar, meslek devlet ...

Kim olursa olsun ... bu kadar bir

dünyada bir ve ayarlama sistemi bulmak o kadar zor mudur?" (Safa, 1999a: 74). Samim'in bu 'dengeleyici' ekonomi modeli,

ya-hayat için tezini de olur.

Besim ve Samim'in ideolojiler konusundaki

te-mel özetlenebilir: Besim, nazariyelerle iyi

ol-belirtir ama söyledikleri hep Samim ise

söy-lediklerini Simeranya' da meseleyi sahadan

kendince 'tatbiki' bir sahaya ve bu sayede Simeranya'ya da

ide-olojik bir kimlik yükler. Bu üzerinde de durur.

Simeranya' da sermaye sahibi, gibi tüm

da sahibi Ortaya sermayenin bir olarak

ri-ziko alabilir. yine

temsilci-lerinden bir heyettir. Devlet, kazanç meselesini

bir kanunla ve titizlikle takip eder. diye bir sorun yoktur. Mutlak de yoktur belki ama, Simeranya' da fakir,

da kadar fakir zengin de sonu gelmeyen bir servetin

sahibi Yazar, herkesin özlemini sosyal adaleti tam

ve 'ideal bir dünya'

or-taya (Safa, 1999a: 74-75).

ilerleyen bölümlerinde iki bu

devam eder. Aç Adam'm komünist,

(11)

TÜRK

yorumlar da bu Ancak Besim için

durum yine basittir. Tercih Selmin'indir;

evlenece-aç veya tok ya da toplumsal

hayatta-ki rolü, onu bir bardak daha çok ilgilendiriyor

dir (Safa, 1999a: 92).

Samim, komünizmle ilgili ekonomi

düzle-minde ve içine da dahil eder. Besimin aile içi bir

meselede bile her 'mümkün ve normal' gören çok

ya-bunu komünizme bulur ve bu arada komünizmin

ah-lak da kendince olur. Samim, bu

sini Besim' in bir sorusunu vesile ederek Besim, dünya

üzerin-de milyonlarca tecrübelerden sonra, hala en

basit bile bir sürü inanç nedeniyle

Selmin'in Aç Adam' dan hamile bu

ka-dar büyük bir tepki gösterilmesini anlayamaz, hatta bunu bir

saçma-olarak niteler. Samim'in bu ilgi çekicidir:

beyannameleri sen ne duruyorsun. Tam komünist

bu.(. .. ) Tabii, zoolojik bir antropolojinin sana hayvanca bir insan

telak-kisi içindesin. Kabahat sende Bütün maddede arayan bugünkü

ilmin, büyük idealistler müstesna, insana görmeye mahkum

ah-lak budur. seninle ettik. Bu ahlak sende vücut

haline Daima midenin emrindesin." (Safa, 1999a: 92-93).

Samim, burada komünizm iki dünya

ve kendi imkanlarla yine kendisini ortadan

kal-muktedir hale içinde

çaresiz-de ortaya olur. Böylelikle Besim'in ve her

ye gözle bakan ortaya konan vurdumduymaz

an-da ciddi bir

Besim, Aç Selmin'in Aç

durumunu sorgular; onun daha önceki sevgililerinin de,

Selmin gibi burjuva olup merak eder. Bu arada

Selmin'i ve tabii kendisini de "burjuva" olarak olur.

Be-sim, bir yerinde de ailesinin toplumsal konumunu

"mirasyedi" olarak nitelemekten çekinmez. O, komünist bir gencin

böyle burjuva bir birlikte bir nevi "natürel

komü-nistlik" gibi ve bu sayede hem ideolojilerin bir yerde

ve

ispatla-maya hem de içine her zaman gibi alay

(12)

ifade sonra1 romanda Aç Adam

vesilesiyle ideoloji bahsine Selmin de ve meseleye

da-ir Haydar

Aç Adam' a sebebi olarak onun

mücadelecili-gösteren Selmin, neyin mücadelesini

ru düzgün bilmez bile:

onu. Fakirlerin Ben zaten hiç böyle

Sizin da Bazen her fikir

ma gidiyor. gibi geliyor bana. Sonra bunlar birbirini

tut-mayan Cesareti,

bir ideal sahibi gidiyor onun." (Safa, 1999a: 100).

ki Selmin, komünizmi "fakirlerin olarak

ve meseleyi böylece kendisine

Mark-sizmi anlatmaya ama kendisini

söy-ler. Haydar, Selmin'i çünkü Selmin, meseleleri

id-rak Teslim idrakinden,

bi-lincinden tam tersine Bunun bir ölçüde

kendisi de Burada üzerinde gereken bir

konu da Selmin1

le Aç Aç Adam Haydar,

Selmin' e komünizmi anlatma ne zaman ikisi

böyle bir geçebilmesi

bunlar romandaki eksik Daha önce de üzerinde

dur-Aç roman ifade

ede-bilmeleri için bir vesile etmesi, burada da göze çarpar.

Ro-man sonuna kadar (yüzeysel bir Arnavutluk

me-selesi hariç) bu bahislere dair Selmin, burada

hisseder.

101. itibaren olay örgüsüne bir de

'milli-yet' dahil olur. Selmin'le Ferhat bu

yü-zünden Selmin'in annesi Mefharet, hem Mehmet

Ali torunu hem de Arnavut olmakla övünür. Bu yüzden

de "çok milliyetçi" olan Ferhat'la Selmin, annesinin

etkisiy-le ve Ferhat' a olmak için bu Arnavutluk

meselesi-nin üzerinde durur ve bozar:

"Mesela çok milliyetçidir o. Ben hiçbir Onun fikirlerini de

ko-layca kabul edebilirim. Ne olacak? Benim hiçbir iddiam yok ki.( ... ) Ferhat bir

annemin aleyhinde bulundu. Fena bir

söyle-medi. Unuttum. Annemin tabiah malum. Köpürdü. Çok ileri gitti. Ferhat sab-retti. Annem daha ileri gitti. Biliyorsun Ferhat da bir daha bu eve ayak

(13)

TÜRK rnEBIYATI

çok Ferhat' a bunu söyleyip gönlünü yerde

anne-mi müdafaa ettim. ben; ama bu sefer de Ferhat ileri

git-ti. Annem için, benim için çok söyledi.( ... )

'Ben Arnavud'um musun? Seninle

mam' dedim." (Safa, 1999a: 101-102).

Halbuki Selmin için Arnavut olup olmamak bir fark

yoktur. Yani onun için milliyet meselesi önem Ancak bu

onun çok de meseleyi

ileri gelir. Selmin, bu anlamda kendisini hiçbir görmez.

Çünkü onun için böyle bir mesele yoktur, hiç Okumaz;

zaman zaman okumaya meraklansa dahi hiçbir sonunu

ge-yine kendisi itiraf eder. Ferhat' tan

Arnavut ve bu yüzden kendisi ile

söy-lemesi ise çocukluktan bir Bunu Besim de

söyler. Aynca ifade etmek gerekir ki bu bölümünde

üze-rinde durulan Arnavutluk milliyetçilikten

çok basit bir sezilir. Mefharet'in Arnavut

olmak-la övünmesi, basit ve bir övünmenin ötesine geçmez.

Örne-Mefharet Arnavutça mu ya da Arnavut adetleri

hak-herhangi bir bilir mi? Bu gibi konulara burada hiç

nilmez. Arnavut Mehmet Ali

be-nimseyen, bunu daha çok soylu bir aileye mensup olabilme, bir

dede" edinebilme ile yapan Mefharet, onun

Arna-sorgusuz sualsiz kabul gibi, kendi

ve olan da bu

Bu hiçbir Zaten Samim

ve Besim de Mefharet'in bu "saçma" Arnavutluk

rahat-Onu fazla ciddiye de almazlar.

Bütün bu 'görünen' ve deyim yerindeyse ifade

edilen romanda genel olarak bir ideolojiler;

bü-yük bir bütünlük içinde ortaya bir

söyleyebiliriz. Bu

da da kategorize 'idealizm-hedonizm',

'milliyetçi/top-lumsal 'spiritüalizm-nihilizm',

'madde-mana' da var görülebilir. Ancak romanda,

sözünü bölümler çok belirgin ve

larla bir ideolojik gösterim

bulunma-ifade Roman hangi ideolojiye mensup

ol-birkaç istisna tekrar tekrar ifade etmezler;

(14)

bu-na gerek de duymazlar. Ancak bütününde bir ideolojik

ay-hatta bir olgusu Romanda

ide-olojik roman ve temsil

üze-rinden kurulur. ROMAN

VE

Samim: olarak hem merkezdedir hem de

yaza-de üstlenmesi neyaza-deniyle çok ve özel bir

Mehmet Tekin, Samim'i "idealist" ve "spiritüalist" ola-rak kabul eder (Tekin, 1999: 271). Samim için daha çok "ahlaki

idea-lizm" çerçevesinde bir yapmak

lizmin bu türü, "bir ülküye, bir yüce gözetmeden

ya-biçimine ya da dünya gelir ( Güçlü vd., 2003:

715). Samim, her kalan, yürekten

benimse-bir ideal hiçbir vazgeçmeyen

müca-deleci bir insan olarak göze çarpar. Roman içinde, samimiyetlerine

inanmak ihanetleri yüzünden zaman zaman

de kendi inanç asla taviz vermeyen ve

noktalara savrulmayan, iradesine her zaman için

hakim olan Samim'in roman sonundaki trajik havaya

kendi-sini "galip" olarak görmesi önemlidir. Bunun önemi üzerinde ileriki Besim'le ve Meral-Necile-Feriha grubu ile olan ise daima kendine göre bir

yapan ve gelip geçici zevkler için feda edilen

soyunan Samim, kendince bir retorik de Onun,

ken-di idealizminin söylemek mümkündfü.

Samim, zamanda milliyetçi-memleketçi bir

Baba-dan kalma mirasla çok rahat halde, sosyal sorumluluk

duygusuyla bir bankada görev yapar. Milliyet fikrini

da-ve bu anlamda uzak durur. Mefharet'in

ve kan büsbütün 'Arnavut olma gururu'nu

saçma bulur ve ona bütün gerekleriyle

bera-ber ve sosyal düzeni, onun bir olarak

kabul eder. Peyami 14 Mart 1942 tarihli

dergisinin 32. Birkaç Hakikati"

isimli konumuzla ilgili

"Milliyetçilik ne bir ideoloji, ne de bir nazariyedir; çekme, yakma, cisimlerin mekan içinde bir yer tutma olaylan kadar gerçek bir

(15)

ola-TÜRK

ifadesidir. Milliyetçilik, her kendi kendisi gibi tabii ve zaruri, bir milletin millet ( ... ) Milliyet olmayan yerde ahlak yoktur.

Çün-kü orada fert, kendisinden daha üstün bir sebebi kendi

daha yüksek bir milli ve edebi kendi

menfaatlerine ve hiçbir feda etmez."

(Ayva-1998: 372-373).

Samim'in de benzer bir içinde söylemek

yan-bu cümlelerinde, ifade

et-idealist bir da sezilir.

Samim, milli sosyal düzeni

kendisini feda bir yani toplumun

mahkeme-sini de önemser ve bunu kendisine mesele edinir. Meral'in bu

nok-tada sorumsuz affedemez. toplumu ve

onun kendisinin kabul etmez,

kabul-lenmekte de Samim, topluma dahildir,

top-lumun ve mahkemesindeki

yar-biridir. Burada önemli bir dikkat çekmek gerekir.

Meral'i hem hem de toplumcu

hare-ket eden Samim, yine de dünyadan memnun

Çünkü içinde dünya, üyesi toplum, Meral gibi

he-donistlerin, Feriha gibi dejenerelerin, Besim gibi epiküryenlerin

isti-Bu bir sonucu olarak da

Sime-hayal Ütopik bir dünyada onun için

toplumdan bir ifadesi olmakla birlikte, sonunda

Si-kitap olarak karar de bellidir ki

zamanda toplumu dizayn etme de bir

Samim'in içinde dünyadan memnun

se-bepleri pek çoktur. edilen sebeplerden birbiri

iki muazzam onun için adeta bir utanç

vesile-sidir. Samim, bu öncelikli sebep olarak materyalizmi4

gös-terir. Materyalizmin, son insana ve verici bir

ilerleme Samim, ruhu tamamen ihmal

eden, insan maddede arayan bu

in-hükmeder. tüm yönleriyle materyalist gören,

mistisizminin5 ihmal büyük ve vahim bir hata

olarak kabul eden Samim, iki da Avrupa' dan

ifa-de eifa-derek materyalizmi mahkum eder. Burada

üzerinde gereken önemli bir konu da II. Dünya

sonunda seslenen Samim, Meral'in intihar

(16)

gibi kendisini galip olarak görür. Bu galibiyetin ezici

so-ve önemli yapar.

son bir azmi ile kendisini

laboratu-vara verici sonuçlar Samim,

laboratuvarda kendi ruhundan her derinliklerine

ni, söyler. Uranyumun

bu sayede kendi kendi elleriyle

mahvedebilecek bir noktaya gelen bu muazzam güç

ne Kendisini kontrol etmesi

tedir. Samim; geç, atla, sidreyi / Gör ne var maverada

ibret-hiz" beytiyle için kendince bir bulunur.

Samim, sonuna kadar sabittir, konum

tirmez; daima Rakipleri bile onun birçok defa

kabul etmek zorunda Meral'in intihara karar

al-sebep, Samim'i ne olursa olsun görmesidir; ona bir

türlü tam isyan

Besim, ne kadar "hayal üstünde

de çok zaman kendisini bir esprinin

mahrumdur. Çok kereler ve onun ve tabii belki de

olmadan, onun temsil

muh-taçhr. sonunda kalabilen tek Samim' dir. O

Onun söylediklerinin olabilecek en

de olur. Roman, onun mutlak ve

da ifade ile biter.

Meral: Zaman zaman hedonizme meyleden bir roman dir.6 Bu anlamda onun hazza -geçici de olsa heyecan veren

cins-lerine- olan bu hükmün zeminini

Notre Dame de Sion' da piyano çalan ve bilen

Meral, içinde toplumun kendine uygun

görmez. O içinde

arar. Ancak sonuna bilinçli bir içinde

olmayan Meral, daha çok bir halindedir. Zaman zaman

Samim'in ve etkisinde karar

ver-mesi bu ve bir göstergesidir. Meral' de

sistem-li bir onu tam ve tipik bir nihilist olarak

ta-Meral' de etkisinde kalmak' gibi ciddi bir zaaf

gelen ve Samim'in "ikinci ben" Feriha,

Nu-ri, Cezmi gibi etkenler eklenince nihilist bir sergileyen

(17)

TÜRK

despotik ve Samim'in derin etkisi ile

sonucu, bu arada cemiyetin türlü enstrümanlarla

kurallar bütününün eziklik

bir sürüklenir. Bu sefer iradesini tersi yönde ve

intihar etmeye karar verir. Bu onun iç son ve en

önemli Meral'in mutlak Samim'e

veren bir olgu Burada önemli birkaç noktaya

te yarar var. ya da tam bir

irade gösterememektedir. Özellikle Samim'in müdahaleleri, onda

ölmeyen ve bir sallanma, tereddüt durumu

Bu da onu intihar sürükler. Ama ona bu

irade kuvvetini de vermez. Onu kaza ile öldürür. Meral'in

gerçek-ten intihar edip hiçbir zaman bilinemeyecektir.

ölümünde bile

Besim: Bu karakter, Mehmet Tekin' e göre de tipik bir

epiküryen-dir8 (Tekin, 1999: 271). Samim ve Besim, soyun iki

olsalar da romanda iki ideolojinin temsilcisidirler ve roman

boyunca iki ideolojinin gözlenir.

Besim, sadece midesinin emrinde, ten ve damak için

yan, günlük ve öylece hareket eden, adeta bir

ha-yat haline bir Herhangi bir ideali

idealizmine tam bir tezat yoktur; haz

hayattan herhangi bir beklentisi de

Be-sim, materyalizmin dar gibidir.

ide-alizmine ve üstün tutan onun epiküryen

tav-romandaki unsurunu besler.

Roman boyunca hemen her türlü sadece bir

ve son derece Besim, sonundaki

olaylar kurtulamaz: "Besim de önüne

ve (Safa, 1999a: 343-344). Bu

ifade-ler onun "müjdeler". Samim'in idealizmi ve

her üstünde tutan Besim'in ve

Feriha: Romandaki dejenerasyon durumunu tam

kar-Feriha' ölümünden sonra annesine ve

bü-tün çevresine meydan okuyarak o arada Dame de Sion gibi seçkin

bir okulu bir adamla Paris'e kaçan Feriha,

tüm reddederek egoist bir emrinde

gös-terir. Ancak bir yer gelir ki o da ve iki

(18)

yerin-de, ve zaman zaman da ruh devrimlerinin en belirgin

göstergesi döktükleri

"Feriha'mn gözleri birdenbire Sesi

- Fakat, çok özledim Ah, bir görebilsem ... O kadar kincidir ki

ne yapsam bir daha benimle. Bak, bu daha reel bir his.

söyle-yeyim. Paris'te oldu ki, annem berri affetse, ölünceye kadar

Ci-hangir' deki evde mahpus olurdum. Hani kendi evinin

çukuruna bin tane Paris feda olsun! Sonra memleket, dostlar ... ·

pencere ve çeviren boynu ve söndü.

Orada bir Fakat gözlerinden iniyordu.

Meral birdenbire Samim'i onun çok an! Yine

daima Demin ikinci, birinci

birdenbire Tophane o kiremitleri, ana

sevgisi ve memleket hasretiyle onu güzel

bir-denbire çekiverdi. Tabii, mi, insan, öldükten sonra

bü-tün eserlerle, çocuklarla, ancak kendi memleketinde

unutulmaz-tesellisini bulabilir. Ölüme kadar gitme. bile

ha-... her birinde bizden bir parça evler, her ve

ayla bizim olan, biz olan gök, memleket ... " (Safa, 1999a: 182). Feriha da bir zaman sonra öyle bir noktaya gelir ki annesi onu

affetse, her göze Paris'i bir kalemde silecektir. Meral'in

buradaki tespiti de önemlidir: kendi tam olarak

yal-kendi memleketinde bulabilir. Bunlar Meral'in

pek benzemez. Belli ki Samim'in etkisi bir

za-Bu cümleler, Samim'in Meral' e

de Meral'in kendi gibi ortaya

ifa-delerdir. Meral'in önceden haber vermesi

da tabii ki önemlidir. Burada Meral ve Feriha'run

üzerinden memleketçilik/ milliyetçilik

me-dikkati çekicidir.

Meral'in intihar ve gelen kaza sonucu

ölme-siyle da kaderi gibidir. Onun ölümüyle Feriha

da romandan çekilir.

Necile: ortaya daha

çok Meral-Feriha ikilisi üzerinden gösterilmeye

dejeneras-yon durumunun da olan Necile, bu anlamda çok

önem-li bir roman Meral, Samim'in de ifade gibi Necile'nin

her anlamda bir bir gibidir:

" ( ... ) Samim' in bende da kalbi Meral' de

(19)

TÜRK

ve ben onda devam ederim; ve ki Samim' de benim

söndüreme-bir benim tekamülümü tabii bir (Safa,

1999a: 280).

Necile, bir sürecin ve Meral ise

nokta-Türk medeniyet krizi ve büyük ölçüde onun

ya-dejenerasyon sorunu, yeni bir mesele Bunu XIX.

Tanzimat Bihruz Bey'in

lan çizgiye kadar götürmek mümkündür. Ancak bu sorun orada

sürecine kadar bir

de ki Samim, Necile'yi

Mütare-ke bir baloda O baloda Necile, Meral'in

lar sonraki halinden hiç

erkekle-re belli eden, yeni yeni imkanlar arayan, yeni yeni

insanlar bir Necile ... Nihayet

adam terk ve boyunca

mut-suz bir Meral'in sonra

Necile, Meral'le gün kaderi

SONUÇ

Roman, iki önemli ölümle sona erer. Bunun üzerinde durmak

gerekir. Özellikle ilk büyük ölçüde

gele-neksel roman benimseyen, roman

kahraman-devrim vermek

ihmal etmeyen Peyami Safa, zaman içerisinde bu

ko-rumakla birlikte bir yöntem izlemeyi de

ve daha çok Berna

konusu önemini tutarak

çizgisini ortaya koymak da bir zorunluluktur. Bunu

üzerinden yapmak Zira bu

ro-man, 'olgunluk' dönemi eserlerinden biridir. Roman

lerinin iç mümkün mertebe bir ortaya

koyan, bizzat kendisiyle bir roman

onunla halindeki de okuyucu

tara-hatta zaman zaman da 'mazur' görülebil-mesi için gayret eden yazar, roman sonunda galibiyeti kendisine saklamaktan vazgeçmez. Ancak bu sefer Fatih-Harbiye'den

olduk-ça bir durum gözlenir. Dejenere olmak yolunda ilerleyen,

hatta Meral' e göre bu konuda daha iradeli gibi görünen

(20)

bir Meral Hiçbir tam inanamayan,

kalamayan Meral'in bu

te-reddütlü hali okuyucu için daha gibidir.

sonun-da, bir irade eseri olarak nitelenebilecek intihar vermesi

ise ondaki yenilginin kabulü gibi, 'bilinçlenme'nin de bir

olarak görülebilir. taraftan Necile'nin durumu da çok

daha az bilgi sahibi

Necile'nin ne kadar güçlü bir irade sahibi

bi-linmiyorsa da en bir

kilde Okuyucunun Necile, gözlerden

uzak bir bir inziva tercih Bu durum,

on-daki duygusunu ifade etmesi önemlidir.

Eserin sonunda ölen bu iki roman eserin ideolojik

ve da ortaya koyar. Hedonizm ve egoizm

gi-bi önemli birer temsilcisi olarak bu

ölümü, söz konusu için de bir yenilginin

olarak kabul edilmelidir. Meral ve Necile'nin ölümü

dan yeni günde, bu iki insana yer gibi,

on-ortaya konulan de yer yoktur. Meral,

· Neriman gibi "bilinçlenip" toplumun

Sa-mim'in yerini Necile defalarca

es-ki Nail Bey'in çoktan o arada

çocuk-ve neredeyse tüm içinde

Bu iki ölüm, Samim'in ve onun temsil

de-galibiyetini simgeler.

Samim, sonunda galibiyetinin olmakla

bir-likte, çok iki gelen ölümleriyle de

Ancak kitap olarak da hemen o

anda karar verir. Beklenen zaman Samim,

rinin bir kez daha emin

Necile ve Meral'in ölmesinden Besim'in de olanlar

onun da

olay-için bir espriden mahrum

gösterir. Bu durum, Besim için de ciddi bir yenilgiden bir

Meral'i Paris' e için evine kadar gelen

sonunda ne

yer verilmiyorsa da herhalde okuyucu için bunu tahmin et-mek mümkündür. Paris' e kaçmak konusunda Meral'i sürekli

ce-saretlendirmeye bu ölüm

(21)

YENi TÜRK

bir sabah vakti, Mefharet ile Besim'in kahvalh

daki sohbetleri ile Roman, gibi, bir sabah

vaktinde sona erer. Ancak bu kez, bu sabahta iki eksiktir. Meral

ve Necile bu sabah vaktinde dünyada gibi, Besim de

tüm sonra o bilindik

Samim ve onun temsil tüm

dü-ve sonundaki bu sabah vaktini doldurur.

Türk bu sorun, roman türünün ilk örneklerinden iti-baren görülmeye Roman bir "iç serüven"den sonra bilinç-lendiklerini, Türk zaman Bu konuda bilgi için Hakan Sazyek, "Türk Protagonistin Serüveni-!", Adam Sanat, S. 214, 2003, s. 75-81.

2 Bu arada 1937 Dokuzuncu Hariciye da bu bahiste anmak gerekir. Bu romanda da bilhassa "hasta çocuk" üzerinden kimi toplumsal ifade ediliyorsa da en önemli

olan bu eserini, onun sözü edilen belirgin ideolojik mek gerekir.

3 Peyami bu noktada 'kapitalizm' en ideal ortaya koymaya Çünkü kapitalizmin temel göre; "bireyler devletin ke:tJft ko-runup, devlet bireyin ekonomik mülkiyet savunmak ve ticari

teminat almak suretiyle, (Cevizci, 2002: 588).

4 Materyalizm (maddecilik): "Varolan bütün her maddeden, evrende olup biten tüm

olay-maddi ya da fiziksel güçlerden savunan tüm olay ve

nesnelerle ya da dinamik kalkan maddecilik, ruhsal bilincin ya da zihinsel bu nedenle felsefe tarih-çileri genellikle ve bilinemezcilik ile (Güçlü vd., 2003: 916).

5 Peyami 'mistisizmin' de dini boyutun kuvvetli vurgulamak olacakhr: "( ... ) XIX. bütün saran ve XX. da sarkan materyalist ve po-zitivist güçlü argümanlar elde etmeye parapsikolojik ve olay-larla fazlaca olan, hatta ( ... ) bizzat ispritizma celseleri düzenleyerek ruhlarla temas kurmaya Peyami'nin mistisizmi renk ve muhteva 1998: 372-373). Safa, mistisizmin da Ona göre bu temelinde;

ve mahiyeti veya ne olursa olsun her merkezi vücuda getiren, her yerde ve bir ruhi (spirituel)"

(Ayva-2000: 269).

6 Hedonizm "En genel anlamda (hedone) 'en yüksek iyi' olarak gören bütünü. ( ... ) tüm etmelerinde, bütün eylemelerinde tek ölçütün

hazza çabalamak' öne süren dünya

burada gerçek 'haz' da bulan (Güçlü vd., 2003: 647).

7 Nihilizm "Kökence Latincedeki hiçbir hiçlik bildiren

nihil insan bilgiyi, bütünüyle yoksayan,

ara-ya da gereksiz bütün

rin temelsiz hiçbir ilkece bilinmesinin ya da iletilmesinin savu-nan felsefe ( ... ) Gerçek bir bu anlamda hiçbir inanmayan, varolan hiçbir

içtenlikle duymayan, dökmek bir amaç bir kim-sedir." (Güçlü vd., 2003: 1605). Bu da üzere, bu sahip biri-sinin zamanda ciddi bir irade sahibi öngörülür. Meral' de ise bu iradenin tam an-lanuyla var söylemek mümkün

(22)

8 Epikürizm: "Hazdan bir öneren ahlak ... ) Hazdan bir

kendini maddi damak ve ten zevklerine veren, nefsine kimse için

(Büyük Larousse, 3745). temelinde 'haz' olmakla birlikte Epikuros hazlar gider ve temel olarak haz çok gerçek evi ataraksia'ya (ruh "(Güçlü vd., 2003: 473). Bu da üzere, Besim en genel anlamda birlik-te, tensel birkaç istisna çok fazla öne Onun romanda öne

midesine olan ruh bu olan

KAYNAKÇA

(1998), Peyami; Felsefesi, Ötüken ... , (2000), Peyami Safa, Ufuk

Büyük Larousse Ansiklopedisi, (ts.), Milliyet

Cevizci, Ahmet, (2002), Felsefe Terimleri Paradigma

Güçlü, Abdülbaki vd., (2003), Felsefe Bilim ve Sanat Ankara. Moran, Berna, {2001), Türk Bir I,

Safa, Peyami, (1999a), 14. bs., Ötüken

... , (1999b), Sosyalizm-Marksizm-Komünizm, 6. bs., ôtüken ... , (2000), Fatih Harbiye, 20. bs., Ötüken [9tanbul.

Sazyek, Hakan, (2003), "Türk Protagonistin Serüveni-I", Adam Sanat, S. 14, s. 75-81.

Referanslar

Benzer Belgeler

özel finans kurumları tarafından murabaha işlemlerinde uygulanan belge düzenine benzerlik gösteren bu uygulama, Vergi Usul Kanunu’nun fatura tanımına ve Katma Değer

Komisyon üyeleri, bütçenin tüm tarafları ve toplantıda hazır bulunanlar merkezi yönetim bütçe kanun tasarısı ve merkezi yönetim kesin hesap kanun

Sosyal güvenlik sistemindeki özel sistemlerin yaygınlığına dayalı olarak OECD ülkelerindeki farklı uygulamalar, özellikle Avrupa Birliği’ne dahil ülkeler

An analysis of public spending composition showed that there is an inverted U-shaped correlation between defense, education and social security spending and

Bunlara örnek olması ve kavramsal açıdan genel bir zemin oluşturmak adına, bugün itibarıyla ideoloji denildiğinde dile getirilen ve yaygın olarak kullanılan

Tablo 1. Silsile geleneğinin sınıflandırılması.. silsilenâme adı verilen bu türün İslam tarihinde iki önemli dayanağı bulunmaktadır. Bunlardan ilki İslami

Mevcut çalışmada da hasta- ların ağrıya ilişkin özetkinliklerinde artış olduğu ve ağrıyla baş etmede pasif baş etme stratejilerini daha az kullandıkları

21 F Left infrascapular Patchy distrubition of grey to brown dots on a light brown structureless background 53 M Right infrascapular Patchy distrubition of grey to brown dots on