• Sonuç bulunamadı

Yeni Symposium Dergisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Yeni Symposium Dergisi"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 233 Ekim 2011 | Cilt 49 | Sayı 4

“Deli Dâhi”: Bipolar Bozukluk ve Yarat›c›l›k ‹liflkisine

Elefltirel Bir Bak›fl

Umut Mert Aksoy

Dr., Bak›rköy Ruh ve Sinir Hastal›klar› Hastânesi, 1. Psikiyatri Klini¤i. Baflasistan E-Adres: drumutertaksoy@gmail.com

Adres: Ataköy 5.K›s›m E-1/6.C. No: 61 BAKIRKÖY-‹STANBUL Telefon: +902125609750

ÖZET

Antik Çağ’dan günümüze delilik ile dâhilik arasında bir bağlantı kurulmuştur. Halk destanlarında folklor ve edebiyatta bu bağlantı bilinçli ve bilinçdışı olarak ifâde bulmuştur. “Deli Dâhi” stereoti-pik bir ikon olarak az rastlanan “dehâyı” nedensellik ekseninde açıklamak için kullanılan bir kav-ramdır. 19. YY’da söz konusu ilişki “delilik ve dâhilik“ ekseninde tartışılırken, 20. YY ikinci yarısına gelindiğinde “yaratıcılık ve affektif bozukluklar” inceleme alanını oluşturmuştur. Bu derlemede özellikle 20. YY ikinci yarısında yapılan ve bu alanda temel sayılan çalışmaların eleştirel bir bakış açısıyla gözden geçirilmesi amaçlanmıştır.

Çalışmaların desenlerindeki farklılıklar, bâzı çalışmaları biyografilerle ve üçüncü kişilerden alınan bilgilerle sınırlı oluşu, yaratıcılığı ölçebilen evrensel anlamda kabûl görmüş bir değerlendirme ara-cının bulunmayışı ve nihâyet “yaratıcı” kabûl edilen kişilerin ünlü oluşları dolayısıyla yapılan ince-lemelerdeki etik sorunlar bu çalışmaların kısıtlılıklarını oluşturmaktadır. Bu alanda yapılan daha iyi yapılandırılmış etik çerçevedeki yeni çalışmalar eski stereotipik “çılgın dâhi” ikonunun gerçekliği-ni sorgulayabilecektir.

Anahtar Kelimeler: affektif bozukluklar, deha, yaratıcılık ABSTRACT

“The Mad Genius”: A Critical Approach to the Relation between Bipolar Disorder and Creativity

In our culture “Mad Genius” has been accepted as a stereotypic icon. A relationship between mad-ness and genius has been assumed since antic age. Many researches have tried to investigate this relationship in conjunction with the comprehension of the age. At the end of the 19thCentury this

assumption was related with “genius–madness” coexistence whereas in 20thCentury it was

repla-ced with researches regarding especially affective disorder and creativity.

The aim of this review is to evaluate major research done in the second half of 20thCentury

regar-ding especially affective disorder, mainly bipolar disorder and creativity. The differences in the de-sign of researches made it impossible to compare studies, especially driven from biographies and stories of a third person. New studies based large samples with standardized and constructed in-terviews may illuminated this antic dilemma of madness and genius, regarding questioning of true existence of stereotypic “mad genius icon “.

Keywords: affective disorders, madness, genius, creativity

(2)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 234 Ekim 2011 | Cilt 49 | Sayı 4 “Lâtinlerin stultitia, Yunanlar›n

Moria dedikleri delili¤im ben… Homeros her ne kadar kör idiyse de flu sözü söylemekle asl›nda pek iyi gördü¤ünü anlatm›flt›r: Deli kendi zarar›na olarak bilge olmay› ö¤renir”.

Erasmus Delili¤e Övgü’den (1780).

Antik Ça¤’dan günümüze delilik ile dâhilik ara-s›nda bir ba¤lant› kurulmufltur. Halk destanlar›nda, folklor ve edebiyatta bu ba¤lant› bilinçli ve bilinçd›fl› olarak ifâde bulmufltur. “Ç›lg›n dâhi” stereotipik bir ikon olarak az rastlanan “dehây›” nedensellik ekse-ninde aç›klamak için kullan›lan bir kavramd›r. Kuv-vetli bilinçli ve bilinçd›fl› vurguya karfl›l›k, bu alanda-ki çal›flmalar bu nedenselli¤i gözler önüne sermekten uzakt›r. Bu derlemenin amac›, özelikle affektif bozuk-luklar ile dâhiyane yarat›m aras›ndaki iliflkiyi incele-yen temel çal›flmalar› elefltirel bir bak›fl aç›s›yla göz-den geçirmektir.

Günümüzden iki bin y›l önce “delilik” ilâhî bir esin olarak kabûl edilip seçilmifl kiflilerde hayat bulur-du (Jamison 2007). Delilik tanr›lar›n bir esini olarak ta-n›mlan›rd›, hâttâ Platon, bu esin anlar›n› “‹lâhî delilik - Divine madness“ olarak isimlendirmifl ve flâirlerin m›srâlar›n›n bu ilâhî gücün etkisinde bilinçd›fl› ifâde buldu¤unu belirtmifltir. Aristo, ‹Ö 4. YY’da filozofla-r›n yazar ve politikac›lafilozofla-r›n melankoliye e¤ilimine ifla-ret etmifl, melankoli delilik ve esin aras›nda bir iliflki-nin varl›¤›ndan söz etmifltir (Ludwig 1989). Antik ça¤-lardan 19. YY’a kadar metinlerde söz edilen “ilâhî de-lilik”, psikotik bozukluklardan çok, affektif sprektru-ma iflaret etmekte oldu¤u düflünülebilir. Zira psikotik bozukluk modern ça¤›n sosyal ihtiyaçlar›n› karfl›laya-mayan sosyal iliflkiler gelifltiremeyen patolojileri dü-flündürebilir.

Rönesans ile birlikte deha, melânkoli ve delilik aras›ndaki iliflki yeniden gündeme gelmifl, nihâyet bu iliflkinin araflt›rmalara konu olmas› 19. YY romantiz-minin bilim adamlar›n› etkilemesiyle oluflmufltur. An-cak, sistematik araflt›rmalar, beyin ve ruh birlikteli¤i-nin yo¤un olarak sorguland›¤› ve biraz da romantik bir flekilde beyin davran›fl iliflkisinin kesin do¤rulana-bilir oldu¤u hipotezinin bilim dünyas›na egemen ol-du¤u 19. YY’a kadar gecikmifltir. 19. YY keskin ve s›-n›rlar› iyi belirlenmifl bâz› beyin alanlar›n›n davran›fl-lardan sorumlu oldu¤u lokalizasyon teorilerinin ve bu zeminde ortaya at›lan frenolojinin ortaya ç›kt›¤› bir dönemdir. Bu yaklafl›mda 19. YY’›n materyalist bilim felsefesinin etkisi söz konusu olabilir. Ayn› felsefî ba-k›fl “dehây›” aç›klamak için “delili¤i” bir neden olarak yorumlam›fl, “ç›lg›n dâhi“ birlefliminde çözümü

sun-mufltur.

Tart›flmal› olmakla birlikte, 20.YY‘›n en önemli san’aç›lar›ndan bâz›lar›n›n manik depresyon hastal›-¤›ndan muzdarip oldu¤undan söz edilmektedir. ‹nti-har ile yaflamlar›na son veren Slyvia Plath, Ernest He-mingway, Virgiania Woolf’un yan› s›ra Tenesse Willi-ams, Mark Twain, Hermann Hesse bu san’atç›lardan bâz›lar›d›r. Psikiyatrik s›n›flamalar›n sürekli de¤iflen yüzü bu san’atç›lar›n hastal›klar›n›n gerçekte ne oldu-¤u konusunda kuflkular uyand›rmaktad›r. Örne¤in Virginia Woolf, Jamison (1995) ve di¤er müelliflerce “manik-depresif” olarak nitelendirilmekteyken, narsi-sistik kiflilik bozuklu¤u veya atipik psikoz muhtemel tan›lar aras›nda an›lmaktad›r (Orr 2004). Yine de, Vir-ginia Woolf‘ün intihar›ndan önce efline b›rakt›¤› mek-tup düflündürücüdür:

Leonard Woolf'a, 18 Mart 1941

"Sevgilim, yine ç›ld›rmak üzere oldu¤umu rum. O korkunç fleyi yeniden yaflayamayaca¤›m› hissediyo-rum. Ve ben bu kez iyileflemeyece¤im. Sesler duymaya bafl-lad›m. Odaklanam›yorum. Bu yüzden yap›lacak en iyi fley olarak gördü¤üm fleyi yap›yorum. Sen bana olabilecek en büyük mutlulu¤u verdin. Benim için her fley oldun. Bu korkunç hastal›k beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düflünemezdim. Art›k sa-vaflacak gücüm kalmad›. Hayat›n› mahvetti¤imin far-k›nday›m ve ben olmazsam, rahatça çal›flabilece¤ini de bi-liyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmay› bile beceremiyorum. Söylemek istedi¤im fley flu ki, yaflad›¤›m tüm mutlulu¤u sana borçluyum. Ba-na karfl› dâima sab›rl› ve çok iyiydin. Demek istedi¤im, bunlar› herkes biliyor. E¤er biri beni kurtarabilseydi, o ki-fli sen olurdun. Art›k benim için her fley bitti. Sâdece sana bir iyilik yapabilirim. Hayat›n› daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düflünemi-yorum” (Orr. 2004).

Dehâ ve ak›l hastal›klar› aras›ndaki iliflki ünlü ‹tal-yan kriminolog Lombroso’nun “The Man of Genius” (1895) adl› kitab›n›n yay›nlanmas›ndan sonra büyük ilgi çekmiflti (Lombroso 1895). Lombroso’ya göre deha dejeneratif bir psikozdu ve bu durum nesillere aktar›-lan güçlü bir genetik nitelik tafl›maktayd›. Lombro-so’nun bu kitab› da t›pk› ça¤dafl› olan Krafft von Eb-bing’in “Psychopathie Sexualis” kitab›nda oldu¤u gi-bi, vak’a sunumlar›na dayal› olup tan›nm›fl dâhilerin biyografik özellikleri üzerine kuruluydu. Bu materyal üzerinde Lombroso yarat›c› olanda “anormâl“ olan›n izlerini aram›fl, deha ve delilik aras›ndaki ba¤lant›y› inceleme amac›yla antropometrik ölçümlere dahi bafl-vurmufltu. Bu kitab›nda Lombroso dâhilerde manik depresyonun daha s›k rastland›¤›n› belirtmiflti.

(3)

New/Yeni Symposium Journal • www.yenisymposium.net 235 Ekim 2011 | Cilt 49 | Sayı 4

20. YY’›n ikinci yar›s›na gelindi¤inde kavram ola-rak “deha“ art›k tarihî bir mânâ tafl›maktayd›. Röne-sans sonras› dönemde 19. YY’da ça¤a hâkim olan ”ho-listik bilge-filozof” kavram› araflt›rmac›larda birçok alanda yarat›c› olabilen kiflilerde “dâhilerde” psikopa-tolojinin izlerini araflt›ramaya teflvik etmiflken, 20. YY’da bunlar yerini “yarat›c›l›k” ve ak›l hastal›klar› aras›ndaki ba¤lant›y› araflt›ramaya b›rakm›flt›r.

Önemli çal›flmalardan biri, Juda’n›n (1949) Alman san’atç› ve bilim adamlar› aras›nda yapm›fl oldu¤u araflt›rmad›r. 113 san’atç› incelemeye konu olmufl, 12’si mimar, 18’i heykelt›rafl, 37’si flâir ve 20’si ressam, 26’s› besteci çal›flmaya kat›lm›flt›r ve kat›l›mc›lar 181 bilim adam›, 112 do¤al bilimler, 9 teknik ve 51 teorik bilimler, 9 idarî bilimler alan›nda çal›flan bilim adam-lar›ndan oluflan bir grup ile karfl›laflt›r›lm›flt›r. Çal›flma görüflmeler yerine tarihsel kay›tlara dayal› olarak yü-rütülmüfl, yetenekli bilim adam› ve san’atç›lar çal›fl-maya al›nm›flt›r. Her iki grup incelendi¤inde, kiflilik bozuklu¤u en çok rastlanan tan› grubu olmakla birlik-te, psikopatik kiflilik tan›m› “eksitasyona e¤ilimli” ve “duygusal olarak dura¤an olmayan” nitelikleri içer-mekteydi. Söz konusu durum alman literatüründe o dönem psikopatik kiflili¤i tan›mlamakla beraber, gü-nümüzde affektif spektrumu da kapsayabilir. Her iki grup için intihar oranlar› benzer saptanmakla birlikte, Juda alkolizmin ve psikozun san’atç›larda, affektif bo-zuklu¤un ise bilim adamlar›nda daha s›k görüldü¤ü-nü bildirmifltir. Ad› geçen eserde %50 oranla en yük-sek psikopatolojinin flâirlerde oldu¤u belirtilmifl, mü-zisyenlerde %38 ve ressamlarda %18 oran›nda psiko-patoloji tesbit edilmifl, san’atç› ve yazarlar›n birinci derece akrabalar›nda siklotimini, intihar ve manik depresyonun s›k rastland›¤›n› ifâde etmifltir.

Bu konuda yap›lan ve çal›flmalarda s›kl›kla at›f alan temel çal›flmalardan biri Andreasen‘e âittir. And-reasen (1987) 1972 y›l›nda bafllad›¤› ve 15 y›l sonra ya-y›nlanan çal›flmas›na, Iowa Yazarlar Kulübü’ne kat›-lan Amerikan edebiyat›n›n en seçkin 30 yazar kat›l-m›flt›r. Söz konusu kulüp, bir yazarl›k kursu çerçeve-sinde üniversiteye davet edilen yazarlardan oluflmufl-tur. Vak’a kontrolü prospektif desendeki bu çal›flmada yazarlarda %80 oran›nda herhangi bir affektif bir bo-zukluk oldu¤unu (%43 bipolar), yazarlarda %30 ora-n›nda alkolizm bulundu¤unu saptam›flt›r. De¤erlen-dirmeyi kendi oluflturdu¤u yap›land›rm›fl bir görüfl-me ile yapm›fl ve yarat›c›l›¤› de¤erlendirgörüfl-me için verbal ve görsel yarat›c›l›k için WAIS IQ testi ve sözel olma-yan yarat›c›l›k için ise Raven progresif matriksleri kul-lanm›flt›r.

Andreasen’in çal›flmas›, vak’a say›s›n›n az oluflu,

yaln›z belirli bir alan› –edebiyat’›, ancak 30 kifli (bu 30 kiflinin 27’si erkek) ile taramas› ve kendi yap›land›rd›-¤› görüflme formlar›n› kullanmas› yönünden elefltiril-mifltir (Schlesinger 2009).

Kay Jamison, bir tânesi kendi otobiyografisi olan ve kendi manik depresyon hastal›¤›n› anlatt›¤› “An Unquiet Mind“ olmak üzere bu alandaki üç önemli eseri ile tan›nmaktad›r. Goodwin ile birlikte yazm›fl ol-du¤u alandaki temel baflvuru kitab› niteli¤indeki “Manic Depressive Illness” kitab›ndaki konuya dâir bölüm ve yarat›c›l›k - manik depresyon aras›ndaki ba¤lant›ya dâir yazm›fl oldu¤u “Touched With Fire-Manic Depressive Illness and Artistic Temperament” di¤er kitaplar›d›r.

Jamison (1989) ‹ngiliz san’atç› ve yazarlarda yapt›-¤› çal›flmada kendi alan›nda en az bir ödül alan kiflile-ri çal›flmas› alanda s›k at›f alan di¤er çal›flmad›r. Af-fektif spektrum bozuklu¤unu düflündüren aç›k uçlu sorular yoluyla görüflmeler yapt›¤› çal›flmas›nda çal›fl-maya kat›lan kiflilerin %38 oran›nda affektif bir bozuk-luk dolay›s› ile tedavi gördü¤ünü, vak’alar›n büyük oranda lityum veya antidepresanlar ile tedavi edildi-¤ini yâhut hastaneye yat›fl öyküsü bulundu¤unu sap-tam›flt›r. fiâirlerin %33 oran› ile bu grubun ço¤unu oluflturdu¤unu ve yine %17 oran›nda mani öyküsü saptam›flt›r. Çal›flmaya kat›lan kiflilerin %89’u hipo-mani ölçütlerini karfl›layan yarat›c› ve üretken dönem-ler tan›mlam›fllard›r.

Jamison’nun ad› geçen çal›flmas›, Andreasen’in ça-l›flmas›nda oldu¤u gibi, yaln›zca bir araflt›rmac› tara-f›ndan gerçeklefltirildi¤i için sübjektif olmas›, kendi seçti¤i vak’alardan yap›land›rmam›fl görüflmeler yo-luyla elde etti¤i bilgilerden yola ç›karak oluflturuldu-¤u ve belki de en önemlisi, bir kontrol grubu olmay›fl› ve toplam 47 vak’adan oluflu ve afl›r› genelleme ile ulaflt›¤› sonuçlar dolay›s› ile elefltirilebilir.

Ludwig (1992), biyografik verilerden yola ç›karak, 20. YY‘›n 1005 ünlü yazar ve san’atç›s›n› inceledi¤i büyük çal›flmas›nda, yarat›c› mesleklere sâhip kiflilerde -bu meslekleri Ludwig müzik, tiyatro ve edebiyat ola-rak belirlemiflti- yarat›c› olmayan mesleklere k›yasla (askerlik, politika, fen bilimleri) psikopatolojinin var-l›¤›n› ifâde etmifl, flâirlerde depresyonun %57-66 ora-n›nda bulundu¤unu, buna karfl›l›k askerî mesleklerde bu oran›n %5 oldu¤unu tesbit etmifltir. Sözü geçen ça-l›flma New York Times Book Review’da 1960 ve 1990 y›llar› aras›nda yay›nlanan kiflilerin biyografilerinden elde edilen verilerle gerçeklefltirilmifl olup, üçüncü ki-flilerden al›nan verilerle yap›lan ve biyografi yazar›n›n gözlem gücüne dayal› bu çal›flman›n geçerlili¤i yö-nünde kuflkular do¤urmufltur.

(4)

Ludwig (1994), kad›nlar› inceleyen çal›flmas›nda, ulusal kad›n yazarlar konferans›na kat›lan 59 kad›n yazar› demografik veriler ile efllenmifl bir kontrol gru-bu ile karfl›laflt›rm›fl ve kad›n yazarlarda %56 oran›n-da depresyon tesbit etmifltir. Kontrol grubunoran›n-da bu oran %14’te kalm›flt›r. Kad›n yazarlarda intihar girifli-mi %15 oran›nda tesbit edilgirifli-mifl, bu oran kontrol gru-bunda %3 olarak bulunmufltur. Mani öyküsü ise %19 oran›nda belirlenmifltir.

Sözü geçen çal›flman›n yaln›z kad›nlarda yap›lm›fl olmas› ve yaln›zca yarat›c›l›k ile iliflkili olabilecek bir meslek grubunun seçilmifl olmas› vak’alar›n rastgele de¤il seçilerek çal›flmaya dâhil edilmesi yönünden elefltirilebilir.

Post (1994) san’at, siyaset ve bilimde dünyaca ün-lü 291 kiflinin öün-lüm sonras› yay›nlanan biyografilerini, uygun olan verileri DSM III-R ölçütlerine dönüfl-türerek incelemifltir. Post’un çal›flmas› yaln›zca manik depresyon de¤il, bu dünyaca ünlü 291 kiflide genel psikopatolojinin varl›¤›n› araflt›rmakt›r. Bu veriler bu kiflilerin post-mortem yay›nlanan biyografilerine dayan›larak yaz›lm›flt›r ve %62 oran›nda affektif spektrum bozuklu¤u tesbit etmifltir.

Sonuç olarak “delilik ve dehâ“ aras›ndaki bu tarihî kördü¤ümü çözmek için günümüze kadar yap›lan çal›flmalar, yöntemleri bak›m›ndan kuflku uyand›r-maktad›r. ‹statistik bak›mdan iyi düzenlenmifl, yarat›c›l›¤› tüm boyutlar› ile inceleyebilen yeni ölçüm araçlar›n›n gelifltirilmifl yeni ölçüm araçlar› ile genifl kapsamda farkl› meslek gruplar›nda yap›lacak kont-rollü çal›flmalar bu dü¤ümün çözümüne ›fl›k tutabilecektir.

Günümüzde elimizdeki veriler kültürün ve ede-biyat›n öne sürdü¤ü “deli dâhi” prototipini kabûl et-memize yetecek veri sunmamaktad›r.

KAYNAKLAR

Andreasen NC (1987) Creativity and mental illness; prevalence in writers and their first degree relatives. Am J Psychiatry; 144(10):1288-92.

Andreasen NC, Glick I (1988) Bipolar affective disorder and cre-ativity: implication and clinical management. Comprehen-sive Psychiatry; 29(3):207-17.

Erasmus (1780) Delili¤e Övgü. H›z›r N, tercüme eden. 4. Bas›m 1992.

Jamison KR (1989) Mood disorders and patterns of creativity in British writers and artists. Psychiatry; 52(2):125-34. Jamison KR (1995) Manic depressive Illness and Creativity. Sci

Am; 272(2):62-7.

Jamison KR (2007) Manic Depressive Illness. Oxford University Press Second, edition Part III Psychological Studies. 379-406. Juda A (1949) The relationship between highest mental capacity and psychic abnormalities. Am J Psychiatry; 106(4):296-307. Lombroso C (1891) “The Man of Genius”. Electronic version

E-books and text archive of University of Toronto www. arc-hive.org/details/manofgenius00lombuoft

Ludwig A (1989) Reflections on Creativity and Madness. Am J Psychother; 43(1):4-14.

Ludwig (1992) Creative Achievement and psychopathology: comparison among professions. Am J Psychother; 46(3):330-56.

Ludwig A (1994) Mental illness and creative activity in female writers. Am J Psychiatry; 151(11):1650-6.

Orr WD (2004) Virginia Woolf’s Illnesses. Clemson University Digital Press, Chapter 14 .Virginia’s suicide and aftermath”, Chapter 15 “notes on diagnosis”, 149-168.

Post F (1994) Creativity and psychopathology. A study of 291 world famous men. Brit J Psychiatry; 165(2):22-34.

Schlesinger J (2009) Creative Mythconceptions: A Closer Look at the Evidence for the“Mad Genius Hypothesis” Psychology of Aesthetics, Creativity, and the Arts; Vol. 3, No. 2: 62–72

Referanslar

Benzer Belgeler

Postoperatif uzun aksta sol ventrikül sistolik ve diastolik çaplar her ikî grupta artmıştır ve sirküler kapatma grubunda diastolîk çap anlamlı geniş

Uzman kişilerce portun takılması, huber iğnesinin kullanımında gereken dikkatin verilmesi, kullanılan enjektörün hacminin 10 cc ve üzerinde olarak belirlenmesi

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde çıkar.. Eğer sayıda, değişecek rakam yoksa sayı tünelden aynı şekilde

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları

Tabloyu, ipuçlarını kullanarak 1,2,3,4,5,6,7,8,9 rakamları