• Sonuç bulunamadı

Soğuk savaşın üç büyük kırılma noktası: Kore, Vietnam ve Afganistan savaşları, savaşların sonuçları, günümüze ve uluslararası ilişkilere etkileri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Soğuk savaşın üç büyük kırılma noktası: Kore, Vietnam ve Afganistan savaşları, savaşların sonuçları, günümüze ve uluslararası ilişkilere etkileri"

Copied!
230
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ

ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER ANABĠLĠM DALI

ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLER BĠLĠM DALI

SOĞUK SAVAġ’IN ÜÇ BÜYÜK KIRILMA NOKTASI: KORE, VĠETNAM VE AFGANĠSTAN SAVAġLARI, SAVAġLARIN SONUÇLARI,

GÜNÜMÜZE VE ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLERE ETKĠLERĠ

Ġbrahim Çağrı ERKUL

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ

Tez DanıĢmanı

Yar. Doç. Dr. Metin AKSOY

(2)

I Bilimsel Etik Sayfası

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Bu tezin proje safhasından sonuçlanmasına kadarki bütün süreçlerde bilimsel etiğe ve akademik kurallara özenle riayet edildiğini, tez içindeki bütün bilgilerin etik davranış ve akademik kurallar çerçevesinde elde edilerek sunulduğunu, ayrıca tez yazım kurallarına uygun olarak hazırlanan bu çalışmada başkalarının eserlerinden yararlanılması durumunda bilimsel kurallara uygun olarak atıf yapıldığını bildiririm.

(3)

II Yüksek Lisans Tezi Kabul Formu

T.C.

SELÇUK ÜNĠVERSĠTESĠ

Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

YÜKSEK LĠSANS TEZĠ KABUL FORMU

Ġbrahim Çağrı ERKUL tarafından hazırlanan Soğuk SavaĢ‟ın Üç Büyük Kırılma Noktası: Kore, Vietnam ve Afganistan SavaĢları, SavaĢların Sonuçları, Günümüze ve Uluslararası ĠliĢkilere Etkileri baĢlıklı bu çalıĢma 12/07/2010 tarihinde yapılan savunma sınavı sonucunda oybirliği/oyçokluğu ile baĢarılı bulunarak, jürimiz tarafından yüksek lisans tezi olarak kabul edilmiĢtir.

Ünvanı, Adı Soyadı Başkan İmza

Ünvanı, Adı Soyadı Üye İmza

(4)

III ÖNSÖZ

Bu çalıĢmada Kore, Vietnam ve Sovyet - Afganistan SavaĢları bütün yönleriyle incelemektedir. Ġlk olarak, ülkelerdeki savaĢ öncesi durum ve savaĢların sebepleri ele alınmıĢ, sonrasında savaĢların askeri ve politik süreci ayrıntılı bir biçimde aktarılmıĢtır. Bunlara ek olarak çalıĢmada; savaĢların, dönemin uluslararası iliĢkilerine ve günümüze kadar gelen etkileri üzerinde durulmuĢtur. Tezimiz, tüm dünyayı etkileyen ve Soğuk SavaĢ sonrasında da etkileri devam eden bu üç büyük savaĢın, dikkatten kaçan ve fazla değinilmeyen askeri, ekonomik ve sosyal yönlerini de kapsamaktadır.

ÇalıĢmanın ortaya çıkıĢında büyük emeği olan ve yardımını hiçbir zaman esirgemeyen saygıdeğer hocam Yar. Doç. Dr. Metin Aksoy‟a çok teĢekkür ederim. Ayrıca akademik geliĢimimde büyük katkıları olan değerli hocalarım Prof. Dr. ġaban H. ÇalıĢ ve Prof. Dr. Birol Akgün‟e ve hayata dair bakıĢımı değiĢtiren sevgili hocam Doç. Dr. Murat Çemrek‟e de teĢekkürü bir borç bilirim.

(5)

IV ÖZET:

Bu çalıĢmada Kore, Vietnam ve Sovyet-Afgan SavaĢları tüm ayrıntılarıyla incelenmektedir. SavaĢların günümüzde hissedilen etkileri, sonuçları ve uluslararası iliĢkilere etkileri, kapsamlı bir biçimde ele alınmaktadır.

Kore stratejik önemi nedeniyle, tarihinin ilk dönemlerinden itibaren birçok kez iĢgal edilmiĢtir. II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra ise Amerika BirleĢik Devletleri ve Sovyetler Birliği tarafından ikiye ayrılmıĢtır. Kuzey Kore 25 Haziran 1950‟de Güney Kore‟ye saldırmıĢ ve savaĢ baĢlamıĢtır. SavaĢ süresince ve savaĢtan sonra yaĢanan geliĢmeler, uluslararası iliĢkileri derinden etkilemiĢtir ve savaĢın etkileri bugün de devam etmektedir.

Vietnam SavaĢı bir Fransız savaĢı olarak baĢlamıĢ, ancak sonrasında Amerikalılar, sömürgeci Fransızlardan savaĢ bayrağını teslim almıĢlardır. 1964 Tonkin Körfezi olayından sonra savaĢ baĢlamıĢtır. BaĢkan Johnson ile birlikte savaĢta inanılmaz bir tırmanma yaĢanmıĢtır ve 580.000 Amerikan askeri Vietnam‟a gönderilmiĢtir. Ancak dünyanın en büyük askeri ve ekonomik gücü küçük bir devletle baĢ edememiĢtir. Bunun sonucu olarak Amerika, 1973 Paris AnlaĢması‟yla Vietnam‟dan büyük bir yenilgiyle ayrılmıĢtır. SavaĢ, BirleĢik Devletler‟in siyasi, ekonomik, toplumsal, hukuki, askeri yapısını ve dıĢ politikasını ayrıca uluslararası iliĢkiler ve uluslararası iliĢkiler disiplinini de derinden etkilemiĢtir.

1979 yılında Ġki süper güç, Afganistan‟da üçüncü kez karĢı karĢıya gelmiĢlerdir. 1979‟dan 1989‟a kadar devam eden Sovyet-Afgan SavaĢı, Sovyetler için felaketle sonuçlanmıĢtır. Bu savaĢta BirleĢik Devletler Afgan Mücahitleri‟ne CIA (Amerika BirleĢik Devletleri Merkezi Ġstihbarat TeĢkilatı) aracılığı ile yardım etmiĢ ve Afganistan, Sovyetlerin Vietnam'ı haline gelmiĢtir. Bu savaĢ Sovyet dıĢ politikasında büyük bir gerilemeye, Sovyetlerin itibarını kaybetmesine, Soğuk SavaĢın Ģiddetlenmesine, yeni anlaĢmazlıklara ve Birliğin parçalanmasına neden olmuĢtur. Sovyetlerin Afganistan'ı terk etmesinin ardından ülkede iç savaĢ baĢlamıĢ ve bu iç savaĢı Taliban kazanmıĢtır. Bu bağlamda 11 Eylül terör saldırıları,

(6)

V Sovyetlerin Afganistan‟ı iĢgalinin dolaylı bir sonucudur. Bu yüzden Afganistan‟ın iĢgalinin etkileri Soğuk SavaĢ ile bitmemiĢ, aksine savaĢın etkileri geniĢlemiĢtir. Bu etkiler farklı bir Ģekilde günümüzde de devam etmektedir.

Anahtar Sözcükler: Soğuk SavaĢ, Kore SavaĢı, Vietnam SavaĢı, Sovyet-Afgan SavaĢı.

(7)

VI ABSTRACT:

This study analyses all details of Korean, Vietnam and Soviet-Afghan Wars. Effects of wars in the present day, results of wars, and their impacts on international relations are comprehensively approached in this study.

Since the first period of Korea‟s history, it has been occupied many times because of its strategic importance. After the World War II, Korea was divided in two parts by the United States of America and Soviet Union. In June 25, 1950, North Korea attacked South Korea; therefore the Korean War broke out. During the war and the post-war developments has deeply influenced on international relations and nowadays the effects of war still continues.

The Vietnam War began as a French war, but then the Americans took over the war flag from the colonial French. After Gulf of Tonkin incident, the war broke out. An incredible escalation occurred during the President Johnson term and 580.000 U.S. troops were sent to Vietnam. However, the largest military and economic power of world could not cope with a small state. As a result of this, the US abandoned Vietnam by sustaining a great defeat by virtue of the Treaty of Paris 1973. The war deeply influenced the United States in terms of political, economic, social, legal, military, and foreign policy, the Cold War also deeply influenced international relations and discipline of international relations.

In 1979, the two superpowers came face to face for the third time in Afghanistan. Soviet-Afghan War, which started on Soviet Union occupied Afghanistan in 1979 and had continued until 1989, resulted in disaster for the Soviets. In this war, the United States helped Afghan Mujahideen via CIA (United States Central Intelligence Agency) and Afghanistan became the Vietnam of the Soviet Union. This war caused a major decline in Soviet foreign policy, loss of prestige of the Soviets, exacerbation of the Cold War, new conflicts and disintegration of the Union. Civil war broke out in the state after the Soviets left

(8)

VII Afghanistan and Taliban won the civil war. In this context, the September 11 terrorist attacks is an indirect result of Afghanistan invasion by Soviet, because of that the effects of Afghanistan invasion did not end upon the Cold War, on the contrary the impacts of the war expanded and this impacts continues in a different way today.

(9)

VIII ĠÇĠNDEKĠLER

SAYFA NO

BĠLĠMSEL ETĠK SAYFASI ... I

TEZ KABUL FORMU ... II ÖNSÖZ ... III ÖZET ... IV ABSTRACT ... VI ĠÇĠNDEKĠLER ... VIII KISALTMALAR ... XII GĠRĠġ ... 1 BĠRĠNCĠ BÖLÜM SOĞUK SAVAġIN ĠLK MEYVESĠ KORE SAVAġ’I ve SAVAġIN SONUÇLARI 1. KORE SORUNUNUN DOĞUġU 1.1. SavaĢın Kökenleri ve SavaĢa Giden Süreç ………..… 7

1.2. Kore SavaĢının Nedenleri………...… 13

1.2.1. Amerika BirleĢik Devletleri……….… 13

1.2.2. Sovyetler Birliği……… 17

(10)

IX 2. KORE SAVAġI

2.1. SavaĢın BaĢlaması ve Kuzey Kore‟nin Üstünlüğü……….… 21

2.2. General Mc Arthur ve BM Ordusunun Üstünlüğü ………...… 27

2.3. Çin‟in SavaĢa Dahil OluĢu ve SavaĢın Seyrinin DeğiĢmesi………...… 29

2.4. SavaĢın Sonuçlanması……… 35

3. KORE SAVAġININ SONUÇLARI 3.1. Günümüze Gelen Etkileri ile Kore SavaĢı‟nın Sonuçları……… 37

3.2. SavaĢa Dair Genel Bir Değerlendirme……… 60

ĠKĠNCĠ BÖLÜM VĠETNAM SAVAġI, SAVAġIN ULUSLARARASI ĠġĠLKĠLER ve AMERĠKA BĠRLEġĠK DEVLETLERĠ ĠÇĠN SONUÇLARI 1. VĠETNAM SAVAġININ KÖKENLERĠ 1.1. Fransa Sömürge Yönetimi Döneminde Vietnam………...… 63

1.2. Harry S. Truman ve Amerika‟nın SavaĢa BulaĢması……… 65

1.3. Çevreleme Politikası ve DüĢen Dominolar Teorisi………...… 66

1.4. Eisenhower Dönemi, 1954 Cenevre AnlaĢması ve SEATO……….… 68

(11)

X 2. AMERĠKA BĠRLEġĠK DEVLETLERĠ’NĠN SAVAġA GĠRĠġĠ

2.1. Lyndon B. Johnson ve ABD‟nin SavaĢa Fiilen bulaĢması………..… 78

2.2. ABD Kamuoyunun Tersine Dönmesi, Tet Saldırısı ve My lai Katliamı………….… 81

2.3. Richard Nixon ve ABD‟nin Vietnam‟dan Çekilmesi………..… 86

2.4. Richard Nixon‟ a Tepkiler………...… 93

3. VĠETNAM SAVAġININ SONUÇLARI ULUSLARARASI ĠLĠġKĠLERE ve AMERĠKA BĠRLEġĠK DEVLETLERĠNE ETKĠLERĠ

3.1. Günümüze Gelen Etkileri ile Vietnam SavaĢı‟nın Sonuçları………...… 95

3.2. SavaĢa Dair Genel Bir Değerlendirme………...… 115

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

SOVYETLER BĠRLĠĞĠ’NĠN AFGANĠSTAN’I ĠġGALĠ ve ĠġGALĠN SONUÇLARI

1. ĠġGALĠN KÖKENLERĠ

1.1. ĠĢgal Öncesi Afganistan‟daki Durum………...… 119

1.2. ĠĢgalin Sebepleri………..… 124

2. SOVYET ĠġGALĠ ve ĠġGALE DĠRENEN AFGANĠSTAN

2.1. Sovyetler‟in Afganistan‟ı ĠĢgali……….… 129

(12)

XI

2.3. ĠĢgale KarĢı Direnen Afganistan……… 148

3. SOVYETLER’ĠN AFGANĠSTAN’I TERK EDĠġĠ 3.1.Sovyetler‟in Ülkeden AyrılıĢı……….… 151

3.2. Sovyetler Nerede Hata Yaptı………..… 155

4. AFGANĠSTAN ĠġGALĠ’NĠN SONUÇLARI 4.1. Günümüze Gelen Etkileri ile Sovyetler‟in Afganistan‟ı ĠĢgalinin Sonuçları……..… 158

4.2.SavaĢa Dair Genel Bir Değerlendirme……….… 174

SONUÇ……… 176

KAYNAKÇA ……….… 182

(13)

XII KISALTMALAR

ABD : Amerika BirleĢik Devletleri

ADHP : Afganistan Demokratik Halk Partisi

ANZUS : Avustralya, Yeni Zelanda, BirleĢik Devletler Güvenlik AntlaĢması

(Australia, New Zealand, United States Security Treaty)

ASEAN : Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (Association of Southeast Asian

Nations)

BDT : Bağımsız Devletler Topluluğu

BM : BirleĢmiĢ Milletler

BMGK : BirleĢmiĢ Milletler Güvenlik Konseyi

ÇHC : Çin Halk Cumhuriyeti

CIA : ABD Merkezi Ġstihbarat TeĢkilatı (Central Intelligence Agency) GSMH : Gayri Safi Milli Hasıla

ICC : Uluslararası Kontrol Komisyonu ( International Control Commision)

KCNA : Kuzey Kore Resmi Ajansı

KDHC : Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti

KGB : Sovyet Gizli Haber Alma TeĢkilatı

NATO : Kuzey Atlantik AntlaĢması Örgütü (North Atlantic Treaty

Organization)

NSC : Ulusal Güvenlik Konseyi (National Security Council)

RF : Rusya Federasyonu

SALT : Stratejik Silahların Sınırlandırılması AntlaĢması (Strategic Arms Limitatiorı Treaty)

(14)

XIII

SEATO : Güneydoğu Asya AntlaĢması Örgütü (Southeast Asia Treaty

Organization)

SSCB : Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

VC : Güney Vietnam Cumhuriyeti

VIET CONG : Vietnam Ulusal KurtuluĢ Cephesi VIET-MINH : Vietnam Bağımsızlık Birliği YAĠ : Yönetimler Arası Ġstihbarat

(15)

1 GiriĢ

Belki de siyasi tarih kitaplarının kapsamını düĢündüğümüz zaman, Ranajit Guha‟nın “tarihsiz halklar”1

diye hitap ettiği, dünya tarihinin sınırları içerisinde yer alamayacak olan Kore, Vietnam ve Afganistan gibi küçük devletler, büyük güçlerin meydan muharebelerine ev sahipliği yaptıklarından dolayı, bugün siyasi tarih kitaplarının vazgeçilmez konusu haline gelmiĢtir. Diğer bir deyiĢle Kore, Vietnam ve Afganistan Soğuk SavaĢ‟ın sıcak çatıĢma alanına gelmemiĢ olsalardı, bugün; Belize, Botsvana veya Tanzanya gibi haritada yerini dahi göstermekte zorlanabileceğimiz ülkelerden olabilirlerdi…

HesaplaĢma 1948 Berlin ablukası krizi ile baĢladı ve iki yıl sonra komünizm ile kapitalizmin mücadelesi kanlı bir savaĢla devam etti. 25 Haziran 1950‟de, Kuzeyin güçlü komünist kuvvetlerinin herhangi bir savaĢ ilanına baĢvurmadan baĢlattığı savaĢ karĢısında, yalnızca polis fonksiyonlarını yerine getirebilecek güçte olan Güney Ordusu çabucak çöktü. Kore SavaĢı‟na, SavaĢtan önce Kore‟yi savunma alanının dıĢında tutan Amerika ve yine Amerikan önderliğindeki BirleĢmiĢ Milletler Kuvvetleri ile Çin direk olarak katıldı. Stalin‟in Sovyetler Birliği ise, Çin ve Kuzey Kore‟ye destek verdi. BirleĢik Devletler 1949 yılında kurulan NATO ile izolasyonist bir politika izlemeyeceğini göstererek „dünya jandarmalığı‟ gibi bir göreve soyundu ve yine Marshall Planı çerçevesinde yaptığı yardımlar ile Batı‟yı komünist tehlikeden uzak tutmaya çalıĢmıĢtı. Benzer bir Ģekilde genelde Asya‟yı, özelde ise „kenar kuĢağı‟ komünizme karĢı terk etmeye niyetli değildi. Çünkü BirleĢik Devletler‟in özellikle Asya „kenar kuĢağını‟ terk etmesi George Kennan‟ın „çevreleme politikasını‟ imkânsız bir hale getirecek, BirleĢik Devletler‟in Japonya politikasını olumsuz etkileyecek, müttefikleri nezdinde güvensizlik yaratacak ve Kuzey Kore‟nin bu saldırganlığına tepkisizliğin II. Dünya SavaĢı‟ndan önce Hitler‟e verilen tavizlerin neden olduğu gibi yeni bölgesel veya küresel bir savaĢa neden olma ihtimali doğacaktı. Bu bağlamda BirleĢik Devletler Kore SavaĢı‟na tereddüt etmeden

1Ranajit Guha‟nın „tarihsiz halklar‟ olarak nitelendirdiği kavramın ayrıntıları için ayrıca bkz: Ranajit Guha,

(16)

2 müdahil olmuĢtur. BirleĢik Devletler‟in savaĢa müdahil olmasıyla Soğuk SavaĢ, „sıcak savaĢ‟ haline gelmiĢ ve her iki bloğunda SavaĢ‟ı retorik haline dönüĢtürmesiyle, henüz tam anlamıyla oluĢmayan Soğuk SavaĢ‟ın iki kutbunun keskin çizgileri belirginleĢmeye baĢlamıĢtır. Diğer bir deyiĢle kesin bir baĢlangıç tarihi olmayan ama Yalta Konferansı ile baĢladığı ve Berlin ile devam ettiği telaffuz edilen Soğuk SavaĢ, Kore SavaĢı ile anlamını bulmuĢ ve gerçek bir baĢlangıç yapmıĢtır.

Kısaca II. Dünya SavaĢı‟nın zaferi bu nedenle kazananlara güvenlik duygusu getirmedi. Ne BirleĢik Devletler, ne Ġngiltere ne de Sovyetler Birliği 1950 yılının sonunda, Almanya ile Japonya‟yı yenmek için verilen canların ve harcanan paraların kendilerini daha güvenli kıldığını söyleyemezdi. Ġttifak üyeleri Ģimdi Soğuk SavaĢ‟ın taraflarıydı. Çıkarların uyuĢmadığı ortaya çıkmıĢtı; ideolojileri en az savaĢtan önce olduğu kadar kutuplaĢmıĢ haldeydi; sürpriz saldırı korkusu Washington, Londra ve Moskova‟daki askeri kuruluĢları endiĢelendiriyordu. SavaĢ sonrası Avrupası‟nın kaderi üzerine baĢlayan çekiĢme, Ģimdi Asya‟ya yayılmıĢtı. 2

Kore SavaĢı süresince ilk olarak Kuzey Koreliler galibiyete yaklaĢmıĢ, sonrasında Inchon çıkartmasıyla Amerikalılar zaferi kazandıklarını düĢünmüĢ, Çin‟in savaĢa giriĢiyle adeta savaĢ yeniden baĢlamıĢ ve BirleĢmiĢ Milletler Ordusu 38. Paralele çekilmek zorunda kalmıĢ, devamında ise savaĢ 38. paralel çevresinde kilitlenmiĢtir. Kısaca üç yıl süren bu mücadelede sonucunda kazanan olmamıĢtı ve ilk hesaplaĢma berabere bitmiĢti. Ancak her iki tarafta istediğini almıĢtı. BirleĢik Devletler ve NATO dünyadaki etkisini geniĢletirken, Komünist blokta da Çin dünya sahnesinde sesini iddialı bir biçimde duyurmuĢ, Sovyetler Birliği ise Amerika‟nın göreceli atom bombası üstünlüğüne rağmen etkisini arttırarak, sosyalist blokta liderliğini pekiĢtirmiĢtir.

Ġkinci hesaplaĢma Vietnam‟da yaĢandı. Vietnam SavaĢı bir Fransız – Vietnam mücadelesi olarak baĢladı ve Amerikalıların Fransızlara yaptığı açık destek ile

2

John Lewis Gaddis, Soğuk Savaş Pazarlıklar, Casuslar, Yalanlar, Gerçek, Çeviren: Dilek Cenkçiler, Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2006, s.48.

(17)

3 devam etti. Fransızlar 1954 yılında Dien Bien Phu‟da aldıkları mağlubiyet sonrasında Vietnam‟dan çekildiler. Çevreleme politikası ve Domino Teorisi bağlamında Vietnam‟da kalmaya istekli görünen BirleĢik Devletler, 1955 yılında Bao Dai‟yi bir referandumla devirerek, cumhurbaĢkanlığına seçilen Ngo Dinh Diem yönetimi ile her gün artan bir biçimde „bataklık‟ olarak nitelenecek bu savaĢa müdahil oldu. Truman döneminde Fransızlara yardım Ģeklinde baĢlayan, Eisenhower ve Kennedy döneminde askeri danıĢmanların gönderilmesi ile artan Vietnam‟daki Amerikan varlığı, Kennedy‟nin öldürülmesinin ardından baĢkanlık koltuğuna oturan Johnson ile Tonkin Körfezi Olayı‟ndan sonra fiili bir savaĢa dönüĢtü. SavaĢtaki inanılmaz tırmanmaya rağmen BirleĢik Devletler herhangi bir ilerleme kat edemedi. 30 Aralık 1968 Tet Saldırısı ve arkasından 1969‟da ortaya çıkan My Lai Katliamı ile birlikte, ülke tarihindeki en büyük protesto gösterilerine sahne olmuĢ, artan baskı sonucunda BaĢkan Johnson tekrar aday olmayacağını televizyondan açıklamıĢtır.

Johnson‟dan sonra bu sorunu devralan beĢinci Amerikan baĢkanı Nixon‟dur. Nixon tek taraflı acil bir çekilmeye yanaĢmamıĢ ve kendisini Vietnam‟dan „onurlu‟ bir biçimde kurtaracağına inandığı VietnamlaĢtırma politikasını benimsemiĢtir. Henry Kissinger‟in mimarlığını yaptığı Çin gezisi ve ardından yapılan Amerikan – Rus doruk toplantısı ile birlikte Vietnam üzerinde bir anlaĢma sağlanmıĢ ve BirleĢik Devletler 27 Ocak 1973‟te imzalanan Paris AnlaĢması ile Vietnam‟dan çekilmiĢtir. Diğer bir deyiĢle BirleĢik Devletler „isteksizce‟ ve „çaresizce‟ kendine güvenen bir devleti yüz üstü bırakmıĢtır. Gerald Ford döneminde Kuzey Vietnam‟ın Güney‟e saldırmasıyla yeniden baĢlayan savaĢ 30 Nisan 1975‟de Saygon‟un da düĢmesi ile sona ermiĢtir. Kısaca dünyanın süper gücü, elindeki bütün olanaklara ve savaĢtaki tüm tırmanmaya rağmen, küçük bir ülkeyle baĢa çıkamamıĢ ve Vietnam‟ı büyük bir çaresizlik içinde terk etmiĢtir. Kuzey Vietnam‟ı destekleyen Sovyetler Birliği ve Çin ikinci hesaplaĢmadan galip çıkmıĢtır.

Bu savaĢ, genel anlamda Kore SavaĢı‟nın dolaylı bir sonucu ve yine aynı Ģekilde Sovyetler Birliği‟nin Afganistan‟ı iĢgal etmesinin de bir sebebi olarak karĢımıza çıkar. Bu bağlamda, Soğuk SavaĢ‟ın üç büyük kırılma noktası, birbirine

(18)

4 bağlayan bir savaĢ olma özelliği, savaĢın sonuçları ve günümüze etkileri ile uluslararası iliĢkiler için ayrı bir yere ve öneme sahiptir.

Üçüncü hesaplaĢma ise Afganistan‟da yaĢandı. Kral Zakir ġah‟ın devrilmesinin ardından ülkede yaĢanan geliĢmeler, Davud, Taraki ve Emin‟in iktidar mücadeleleri Afganistan‟a büyük bir felaket getirmiĢtir. Emin‟in Taraki‟yi öldürtmesinden sonra yaĢanan geliĢmeler ve Sovyetler için kısa ve uzun vadeli birçok stratejik ve jeopolitik sebeple açıklanabilecek bu iĢgal, Sovyetler Birliği‟nin 27 Aralık 1979‟da, bir gece baskınıyla Afganistan‟ı iĢgal etmesi ile baĢlamıĢtır. ĠĢgal beklenenin aksine birkaç ayda bitmemiĢ, Sovyetler Birliği‟nin bunu gurur meselesi yapmasıyla birlikte yıllarca Afganistan‟a para, silah ve asker yığılmasına rağmen, Afgan mücahitleri karĢısında bir ilerleme kat edilememiĢtir. Dolayısıyla Afganistan‟daki bu savaĢ, her geçen yıl Sovyetler Birliği‟ni yıpratmıĢtır.

CIA (ABD Merkezi Ġstihbarat TeĢkilatı) Sovyetlere karĢı savaĢan mücahitlere, Pakistan aracılığı ile sınırsız para ve silah sağladı. Sonuç Sovyetler için Vietnam‟ın tam tersi olmuĢ, Afganistan, Sovyetlerin Vietnam‟ı haline gelmiĢti. 1985 yılında Gorbaçov‟un yönetime gelmesi ile birlikte, Afganistan‟dan bir çıkıĢ stratejisi geliĢtirilmeye baĢlanmıĢtır. Bu bağlamda Amerika ve Sovyetler Birliği‟nin Afganistan üzerinde vardığı uzlaĢı neticesinde, 14 Nisan 1988‟de Cenevre AnlaĢması imzalanmıĢ, 15 ġubat 1989‟da ise Afganistan‟daki Sovyet iĢgali tamamen bitmiĢtir. Kısaca on yıllık bir mücadelenin ardından bu kez Sovyetler, Amerika‟nın Vietnam‟ı terk etmesine benzer bir biçimde, Afganistan‟ı terk etmiĢtir.

Sovyetler Birliği, Vietnam SavaĢı sonrası Amerikan dıĢ politikasında oluĢan güç boĢluğundan da yararlanarak iĢgal ettiği Afganistan ile birlikte, tabiri caizse yeni bir Soğuk SavaĢ baĢlatmıĢtır. Amerika BirleĢik Devletleri ise; Ġran‟ı kaybettikten sonra Afganistan ve Pakistan‟ı kaybetmeyi göze alamamıĢ ve Rimland‟ı Sovyetlerin geleneksel sıcak denizlere inme giriĢimlerine karĢı korumak, Sovyetleri Afganistan‟dan atmak ve eğer bu baĢarılamazsa iĢgali, Sovyetler Birliği için pahalı hale getirmek ve iĢgali olabildiğince uzatmak istemiĢtir. Bunun için CIA aracılığıyla Sovyetlere karĢı mücadeleye giriĢmiĢti, çünkü giriĢmeye mecburdu. Amerika

(19)

5 Vietnam‟dan sonra bir süper güç olduğunu unutmaya baĢlamıĢ, ülke içindeki tartıĢmalar dıĢ politikada önemli bir gerilemeye yol açmıĢtı. Amerika, Müttefiklerinin güvenliğini sağlayamayacak ve onları kendi kutbunda tutamayacak hale gelmiĢti. ĠĢte bu noktada bir çıkıĢ arayan BirleĢik Devletler hem Vietnam‟ın intikamını alma fırsatı yakalamıĢ, hem de üzerideki „ölü toprağını‟ atma fırsatı bulmuĢtur. SavaĢta Afganlılar savaĢmıĢ ancak, bu savaĢ en çok BirleĢik Devletler‟e yaramıĢtır. Nitekim savaĢın üzerinden çok geçmeden, Sovyetler Birliği dağılmaya baĢlamıĢtır. Bu savaĢı ise Sovyetler‟e karĢı Amerika kazanmıĢtır.

Soğuk SavaĢ‟ın üç büyük kırılma noktası olarak nitelendirebileceğimiz Kore, Vietnam ve Sovyet-Afgan SavaĢları‟nda, diğer bir deyiĢle iki rakip sistemin mücadelelerinde, yaklaĢık 11 milyon kiĢi hayatını kaybetmiĢ, hayatta kalanlar ise tarif edilemez acılarla mücadele etmek zorunda kalmıĢlardır.

Bu üç savaĢın etkileri yalnızca savaĢların yapıldığı ülkeler ile sınırlı kalmamıĢ, Soğuk SavaĢ, uluslararası iliĢkiler ve uluslararası sistemde büyük değiĢikliklere yol açmıĢtır. SavaĢların ve sonuçlarının bu yönüyle incelenmesi, Soğuk SavaĢ, dünya siyaseti ve uluslararası iliĢkiler disiplini için bir elzem haline gelmiĢtir.

ÇalıĢmamız temel olarak üç bölümden oluĢmaktadır. Ġlk bölümde Kore, ikinci bölümde Vietnam ve son olarak üçüncü bölümde ise Afganistan SavaĢları incelenmektedir. Ġlk olarak savaĢ öncesi ülkelerdeki durumu, savaĢların sebeplerini ele aldıktan sonra, savaĢların gidiĢatı ayrıntılı bir biçimde aktarılacak ve daha sonra savaĢların uluslararası iliĢkilere etkilerinden bahsedilip genel bir değerlendirme yapılarak bölümler nihayetine erdirilecektir.

(20)

6 BĠRĠNCĠ BÖLÜM

SOĞUK SAVAġIN ĠLK MEYVESĠ KORE SAVAġ’I VE SAVAġIN SONUÇLARI

25 Haziran 1950‟de patlak veren savaĢ Asya‟nın uzak bir köĢesinde, aynı ulustan iki devletin birbirine duyduğu öfkeden daha fazla bir anlam ifade etmekteydi. Çünkü II. Dünya SavaĢı‟nın ardından birbirine rakip iki sistem, ilk defa silahlı bir çatıĢmayla karĢı karĢıya gelmiĢlerdi. Amerika BirleĢik Devletleri ve Çin Halk Cumhuriyeti‟nin doğrudan taraf olduğu ancak, Sovyetler Birliği‟nin destek verdiği bu savaĢ, yalnızca bir ulusu yapay bir çizgiyle bölmekle kalmamıĢ, Soğuk SavaĢ‟ı Ģiddetlendirerek, dünyanın iki rakip sistem arasında bölünmesinde de hızlandırıcı bir etken olmuĢtur.

Soğuk SavaĢ‟ın ilk sıcak çatıĢması olan ve üç yıl süren Kore SavaĢı süresince geliĢen olaylar ve savaĢ sonrasında ortaya çıkan tablo, dünyada uluslararası iliĢkilerin Ģekillenmesinde çok önemli bir yere sahiptir. SavaĢın sonuçları halen dünya siyasetini etkilemektedir.

Japon emperyalizminden kurtulduğuna sevinemeden kendini yeni bir güç mücadelesinin içinde bulan Kore, tarihinin en kanlı dönemini yaĢamıĢ ve akan tüm kana rağmen, Kore üzerinde kalıcı bir çözüme ulaĢılamamıĢtır. 38. paralel ile bölünen, „Uzak Doğu‟nun düĢman kardeĢleri‟ bugün dahi teknik olarak halen savaĢ halindedirler ve her gün çıkabilecek muhtemel bir savaĢın sonuçlarından korkarak yaĢamaktadırlar. 1950 – 1953 Kore SavaĢı‟nın bir mirası olan bu düĢmanlığın getirebileceği bir savaĢ yalnızca Güney ve Kuzey Kore‟yi tedirgin etmemekte, çıkacak savaĢın yarımada ile sınırlı kalmayacağını bilen dünyayı da tedirgin etmektedir ve görüldüğü kadarıyla tedirgin etmeye devam edecektir…

(21)

7 1. KORE SORUNUNUN DOĞUġU

1.1. SavaĢın Kökenleri ve SavaĢa Giden Süreç

Soğuk SavaĢ resmi ya da cephede yapılan bir çatıĢma değildi, daha ziyade pek çok küçük temsili savaĢı (proxy war) içeren bir devamlı düĢmanlık dönemiydi. Büyük güçler diğer çarpıĢmalara müdahale ettiler; silah, danıĢman ve zaman zaman birlik sağladılar. Bu tür bir mücadele Soğuk SavaĢ‟ı besledi ve bazı bölgelerde “sıcak” hale getirdi.3

Bu bağlamda Soğuk SavaĢ döneminin, etkileri tüm dünyayı kapsayan ilk sıcak çatıĢması Kore SavaĢı'dır. Kore'de gerçekleĢen bu çatıĢma, tüm "özgür dünya" tarafından komünizmin statükoyu bozma giriĢimi olarak değerlendirilip kınanmıĢtır. 4

Ne yazık ki süper güçlerin yapay bir biçimde ayırdıkları Kuzey Kore ve Güney Kore arasında ırksal veya dilsel olarak herhangi bir farklılık bulunmamasına rağmen Soğuk SavaĢ Ģartlarında taraflar arasında derinleĢen düĢmanlık, Ģartların değiĢmesine rağmen günümüzde halen devam etmektedir. Ġki devlet aralarındaki sorunları çözüme kavuĢturup birleĢememektedirler.5

Kore sorununun temelini II. Dünya SavaĢı sonrasında iki süper gücün arasındaki güç mücadelesi nedeniyle bir devletin birbirine düĢman iki ayrı parçaya bölünmesi oluĢturmaktadır. 6

Ancak Kore tarihine baktığımızda Kore‟nin yalnızca II. Dünya SavaĢı‟ndan sonra bir mücadele alanı haline gelmediği çok rahat bir biçimde görülür. Yarımada tarih boyunca Çin‟in kuzeyini ve Mançurya‟yı denetim altında tutmak isteyen güçlerin kontrolleri altına almaya çalıĢtıkları bir bölge olmuĢ ve Asya ana kıtasına giriĢ kapısı olarak görülmüĢtür.7

ĠĢte bu nedenle Kore, Asya‟da bulunduğu stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca güçlü komĢularının, denizaĢırı güçlerin, saldırılarına ve iĢgallerine sahne olmuĢtur. Japonlar, Çinliler, Moğollar,

3

Jeremy Black, Neden Savaşıyoruz, Çeviren: Yasemen Birhekimoğlu, Ġstanbul: Güncel Yayıncılık, 2005, s.240.

4 Ersin Embel, Hegemonya ve MeĢrutiyet Kavramları Çerçevesinde Amerikan Müdahaleciliği: Kore ve Kosova

Örnekleri, Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2004, s.59.

5

Mustafa Dinçer, “Kore: Soğuk SavaĢın Mirası BölünmüĢlük Ne Zaman Bitecek?”, Kemal Ġnat, Burhanettin Duran, Muhittin Ataman(ed), Dünya Çatışma Bölgeleri, Ġstanbul: Nobel Yayın Dağıtım, 2004, s. 673.

6 Ibid, s. 673. 7

(22)

8 Kore üzerinde hâkimiyet kurmaya çalıĢmıĢlardır. Japonya‟nın 1894‟te Çin‟e karĢı kazandığı zafer ile Kore‟yi istila eden Japonlar, Ruslar ile karĢılaĢtılar. Japonların Mançurya‟yı kontrol eden Rusların Kore‟yi de hâkimiyeti altına almasından endiĢe ettiklerinden Ruslarla çatıĢmaları gecikmedi. Japonlar, 1904-1905‟te yapılan savaĢta Rusları yenilgiye uğratarak Kore üzerinde hâkimiyetlerini ilan ettiler. 1910 yılında ülkeyi ilhak eden Japonlar,8

II. Dünya SavaĢı bitene kadar Kore‟deki pozisyonlarını korumuĢlardır ve bu nedenle bu savaĢın kökleri Japonların 1945 Ağustosunda teslim oluĢlarına kadar uzanır. 9

ĠĢte bu güç mücadelesinin ortasında kalan Kore, 1950 Haziranına gelindiğinde, kolera salgınlarına uğrayan, okuma yazma oranı düĢük ve otoriter hükümetlere sahip bir ülkeydi. Son yüzyıl boyunca, Uzakdoğu güç oyunlarında satranç tahtasındaki bir piyon gibi oynanmıĢtı.10

Ve ne yazık ki Japonların ülkelerinden ayrılıĢı Korelilerin sorunlarını bitirmemiĢ; aksine tarihinin en kötü felaketine giden süreci baĢlatmıĢtı.

Japonya Kore‟yi terk etmeden önce yapılan Kahire, Yalta, Postdam Konferansları, Kore sorunu için hayati öneme sahiptir. BirleĢik Amerika, Ġngiltere ve Çin, 22-26 Kasım 1943 tarihleri arasında Kahire'de toplandılar. 26 Kasım‟da yayınlanan müĢterek tebliğe göre Japonya Birinci Cihan SavaĢı‟ndan sonra ele geçirmiĢ olduğu bütün toprakları ve Çin‟de istila etmiĢ olduğu yerleri kaybedecek ayrıca Kore‟nin de bağımsızlığı tanınacaktı.11

ġubat 1945‟te Yalta‟da Müttefikler, Çinhindi gibi Kore‟nin de iki iĢgal bölgesine ayrılması konusunda anlaĢtılar. Amerikalılar Güney Kore‟yi, Ruslar Kuzey Kore‟yi iĢgal edeceklerdi. 12

Diğer bir deyiĢle Amerikalılar, SSCB‟ye Kore yarımadasında Japonların teslim alma sorumluluğunu eĢit olarak paylaĢmayı teklif etti. 13

8

Mim Kemal Öke, Unutulan SavaĢınKronolojisi Kore, 1950-53, Ġstanbul 1990 s.20 den aktaran Ercan Haytoğlu, “Kore SavaĢı ve Denizli Kore ġehitleri ile Gazileri”, Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi Sayı:11, 2002 s.77-8.

9 David Rees „„Kore SavaĢı‟‟, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi, Ġkinci Cilt, Ġstanbul: Arkın Kitabevi, s.894. 10

Oral Sander, Siyasi Tarih 1918 – 1994, Ġmge Kitabevi, 1996, s.275.

11

CoĢkun Uçok, Siyasi Tarih Dersleri, Ankara: Ajans Türk Matbaası, 1957, s.374.

12

Dünya Tarihi Ansiklopedisi, Milliyet, 1991, s.348.

13 Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Uluslararası Siyasi Tarih 20. Yüzyıl,

(23)

9 Aynı yıl Temmuz‟da Postdam Konferans‟ında, iki iĢgal bölgesini ayıracak sınır 38. Enlem olarak tespit edildi.14 Postdam‟da alınan karar uyarınca Sovyet Rusya, Uzak Doğu savaĢına katılmaya karar verince, askeri harekât bakımından Kore toprakları 38. Enlem çizgisi ile ikiye ayrıldı ve bu çizginin kuzeyi Sovyet, güneyi de Amerikan askeri harekât sahası olarak kabul edildi. Fakat Sovyetler hemen Japonya‟ya savaĢ ilan edip Uzak Doğu savaĢına girmediler. Lakin ne zaman Amerika HiroĢima ve Nagazaki‟ye atom bombalarını attı, o zaman Sovyetler hemen Japonya‟ya savaĢ ilan edip, askerlerini Kuzey Kore‟ye soktular ve 38. Enlem çizgisine kadar ilerlediler.15

Güney ise ABD tarafından Ağustos ve Eylül 1945'de iĢgal edildi. ABD, Ġngiltere, Sovyetler Birliği ve Çin tarafından Kore'de demokratik bir yönetim kurulması için Aralık 1945'de oluĢturulması kararlaĢtırılan karma komisyonun anlaĢamaması üzerine sorun çıkmaza girdi.16 Esasına bakılırsa Kore sorunu karma komisyonların çözemeyeceği kadar önemli ve aynı Ģekilde de karıĢıktı zaten çok geçmeden Amerikalılar ve Ruslar, tepeden inme bir siyasi çözümün zorla kabul ettirilmesini kolay olmadığını gördüler.17

Gerek Rusların gerekse Amerikalıların amacı Kore‟nin siyasi geleceği için Süper Güçler tarafından yapılmıĢ uzun vadeli plânı uygulamaktı.18

ĠĢgal sonrasında bölünmüĢ Kuzey ve Güney Kore‟ye baktığımızda Kuzey‟in Güney‟e nispeten daha fazla halk desteğine sahip olduğunu söyleyebiliriz çünkü Amerikan bölgesinde yetki, Kore hakkında hiç bilgisi olmayan General John Hodge‟a verildi. Hodge, görevini, siyasi düzeni yeniden tesis etmek olarak algıladı ve bu amacı baĢarmak için eski Japon sömürgecilerin kullandığı araçlara baĢvurmaktan çekinmedi.19

Diğer taraftan ise Kuzey‟de Kim Il-Sung‟un Mart

DıĢiĢleri, SavaĢ ve Donanma Bakanlıklarının temsilcilerinden oluĢan eĢgüdüm komitesi (State-Navy-War

Coordination Committee) toplantısında bu konu görüĢülerek 38. paralelin sınır olarak önerilmesi kararlaĢtırılmıĢtır. 38. paralelin, belli bir siyasal (il sınırları vb.) ya da doğal bir sınıra (nehir vb.) denk düĢmemesi nedeniyle, tamamen askeri bir mantıkla önerildiği söylenebilir. (Hyung-Kook Kim, The Division of Korea and the Alliance Making Process:Internationalization of Internal Conflict and Internalization of International Struggle, 1945-1948, New York, University Press of America, s.125 den aktaran Ersin Embel, Ibid, s.66.)

14

Dünya Tarihi Ansiklopedisi, Ibid, s.348.

15 Fahir Armaoğlu, 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi 1914-1995, Ġstanbul: Alkım Yayınevi,t.y., s.454. 16

Ahmet Emin Yaman, “Kore SavaĢı'nın Türk Kamuoyuna Yansıması”, Ankara Üniversitesi Türk Ġnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi Mayıs-Kasım 2005, s.232.

17

Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Ibid, s.251.

18 Ibid, s.250. 19

(24)

10 1946‟da gerçekleĢtirdiği toprak reformu ile yaklaĢık 725 bin topraksız köylüye 2,5 milyon dönüm toprak dağıtılmıĢtır. Bu toprakların bir kısmı Japonlara, bir kısmı ise artan gerilim sonucu güneye geçen eski iĢbirlikçi kesimlere aitti. Hem bu göçle meydana gelen homojenleĢme hem de toprak reformu ve buna eĢlik eden yeni iĢ yasalarının yarattığı halk desteği, kuzeydeki yönetimin istikrarı yakalamasında etkili olmuĢtur. 20

Bölünmenin yaĢandığı 1945‟den sonra geçen iki yılda Kore‟de çözüm için umut vaad eden herhangi bir geliĢme olmadı. Sovyet ve Amerikan politikaları sonucu, Kuzey‟de ve Güney‟de kesin bir Ģekilde vasiliğe ve diğerini kayıracak herhangi bir birleĢmeye karĢı çıkan gruplar oluĢtu. 21

Mayıs 1947‟de, iki Kore‟yi bir tek hükümetin yönetiminde birleĢtirmek için toplanan bir Amerikan-Rus konferansı22 da herhangi bir sonuç alınamadan dağıldı. Bunun üzerine ABD sorunu kendisinin daha güçlü olduğu BirleĢmiĢ Milletler nezdinde çözmeye karar vermiĢ bunun sonucunda Amerika, 1947 Kasım‟ında Kore sorununu BirleĢmiĢ Milletler‟e getirdi. BirleĢmiĢ Milletler Genel Kurulu Kore‟de en geç 31 Mart 1948‟de seçim yapılması ve bu seçimi düzenlemekle görevli bir BirleĢmiĢ Milletler Komisyonu‟nun Kore‟ye gönderilmesi konusunda karar aldı. 23

Sovyetler ise bu karara çok sert çıktı ve BirleĢmiĢ Milletler Komisyonu‟nun Kuzey‟e geçmesine izin vermedi. Kuzeydeki siyasi temsilciler de, Güney‟in özgür seçimlere müdahale edeceği gerekçesiyle bu fikri, reddettiler.24 ġubat ayında BM Genel Kurulu Komisyon‟a, eğer tüm Kore‟ye ulaĢmak mümkün olmuyorsa ulaĢabildiği yerleri Kore olarak kabul edip çalıĢmalarını sürdürmesi görevini vermiĢtir. Bu karar, yapılacak seçimler sonrasında Güney‟in tek meĢru temsilci sayılması bakımından atılmıĢ en kritik adımlardan biri olmuĢtur.25

Bu kararın ardından Güney Kore‟de genel seçim birçok parti ve kiĢinin muhalefetine rağmen 10 Mayıs 1948‟de BM Geçici Kore Komisyonu‟nun gözetimi altında yapılmıĢ, halkın % 75‟inin oy kullandığı seçimlerin sonunda 198 milletvekili

20

Eric Van Ree, Socialism in One Zone: Stalin’s Policy in Korea, 1945-1947, New York, Berg, 1989, s.149-160 dan aktaran Ersin Embel, Ibid, s.75-6.

21

Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Ibid, s.251.

22

Dünya Tarihi Ansiklopedisi, Ibid, s.348.

23

Ibid, s.348.

24 Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Ibid, s.251. 25

(25)

11 seçilmiĢtir. 13 Mayıs 1948‟de toplanan Kore Millet Meclisi, Kore Anayasasını hazırlayarak 12 Temmuz 1948‟de kabul etmiĢtir. 17 Temmuz 1948‟de Kore Cumhuriyeti ilan olunmuĢ ve 5 Ağustos 1948‟de hükümet kurularak,26 CumhurbaĢkanlığına, milliyetçiliği ile tanınan Dr. Syngman Rhee getirildi.27

Diğer taraftan Sovyetler de Kuzey Kore‟de 1948 Ağustosunda kendilerine göre bir seçim düzenlediler28

ve eski bir gerilla lideri olan Kim Il Sung‟u CumhurbaĢkanı 29

seçmiĢlerdir. Buna mütakip aynı yılın Eylül ayında (9 Eylül 1948) kuzey kesimin baĢkenti olan Pyongyang‟da Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti kurulmuĢtu. Sonuçta ortaya, Kore‟nin tek meĢru temsilcisi olduğunu iddia eden iki ayrı devlet çıkmıĢtır. Bunlardan hangisinin kabul edileceği ise kritik olan soruydu; yanıtı ise BM mekanizmaları bünyesinde verilecekti. Dolayısıyla meĢruiyet sorununun gerek ortaya konmasında gerek çözümlenmesinde BM‟nin tavrı belirleyici olmuĢtur. Nitekim 7 Aralık 1948‟de BM Genel Kurulu‟nda yapılan oylamada 41/6 oyla Kore Cumhuriyeti, Kore‟nin tek yasal hükümeti olarak kabul edilmiĢtir.30

BirleĢmiĢ Milletler bu kararının ardından iĢgalci devletlere askerlerini çekmelerini tavsiye etti.31

Bu iki devlet, Japonya‟dan aldıkları topraklar üzerinde yerli ama kendilerine bağlı hükümetler kurduktan sonra, 1948 ve 1949‟da iĢgal ordularını çektiler ve 38. enlem arada sınır oldu.32

38. enlemin sınır olmasıyla birlikte her iki tarafta kendi „Kore‟sine yardıma baĢlamıĢtır. ABD ile Güney Kore Cumhuriyeti arasında ilki Aralık 1948, ikincisi de Ocak 1950‟de olmak üzere iki yardım ve güvenlik anlaĢması imzalanmıĢ, diğer taraftan Sovyetler Birliği ile Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında Mart 1949‟da 10 yıllık bir yardım anlaĢması yapılmıĢtı.33

26

Ercan Haytoğlu, Ibid, s.79.

27

David Rees Ibid, s. 894.

28

Fahir Armaoğlu, Ibid, s.453.

29

David Rees Ibid, s. 894.

30

Yearbook of the UN, 1950, New York, Department of Public Information, 1951, s. 220 dan aktaran Ersin Embel, Ibid, s.79.

31

Dünya Tarihi Ansiklopedisi, Ibid, s.348.

32

Oral Sander, Ibid, s. 275.

33

M. Galip Baysan, “Kore Harbi ve Türkler (25 Haziran 1950 Öncesi)”, http://www.turksam.org/tr/a1444.html, Kasım 2009, (18.11.09, 22:44)

(26)

12 Çin‟in durumu Kore sorununun gidiĢatı için çok önemli olmuĢtur*

çünkü Japonlar (1945‟te) yenilgiye uğrayıp birliklerini Çin Anakarası‟ndan çekmeye baĢlayınca, Çan Kay-Ģek ve Kuomintag, kendilerini, Mao Zedung‟un ve komünistlerin korkulur rekabeti karĢısında buldular. Japon iĢgali sırasında ön plana çıkarılmamıĢ olan bu birbirine rakip iki Çin rejimi arasındaki açık savaĢ, II. Dünya SavaĢı‟nın sona ermesinden hemen ardından yeniden alevlendi ve ancak komünistlerin 1949‟da Çin Anakarası‟nda kesin zaferi kazanmaları üzerine sona erdi.34 Böylece bu mücadelenin sonunda 1 Ekim 1949‟da Beijing‟de 300 bin kiĢinin toplandığı Tiananmen Meydanında devletin kuruluĢu törenle kutlandı. Merkezi halk Hükümeti baĢkanı Mao Zedong, Çin Halk Cumhuriyeti‟nin resmi olarak kurulduğunu ilan etti35

ve aynı gün Sovyet Rusya tarafından tanındı. Böylece 1912‟de Mançu sülalesinin ve imparatorluğun yıkılması ile baĢlayan çalkantılar, Çin‟de komünist bir rejimin kurulması ile sonuçlanmıĢ olmaktaydı.36

Mao yönetimi düĢünüldüğünde 1949‟dan itibaren Çin, sadece Kore‟de büyük bir savaĢa hazır olmakla kalmayan, ancak bütün öteki hükümetlerin aksine nükleer bir felakete karĢı mücadele etmeye ve böyle bir savaĢa rağmen hayatta kalmaya kararlı bir hükümetin yönetimi altındaydı.37

Bu yönetim Kore yarımadasının önemini kavramıĢ ve gerekirse yarımada için savaĢmayı göze almıĢtı. Kısaca, Çin Halk Cumhuriyeti‟nin kurulması bölgedeki komünizm tehlikesini arttırmıĢ ve Amerika BirleĢik Devletleri‟nin bölgeye odaklanmasına sebebiyet vermiĢtir.

Çin‟in büyük bir devlet olarak uluslararası arenaya çıkmasıyla Kore‟deki dengeler değiĢmiĢ, Sovyetler, Çin ve Amerika BirleĢik Devletleri‟nin Kore‟de ki savaĢa müdahil olmalarını sağlayacak birçok neden ortaya çıkmıĢtır. KuĢkusuz bu nedenler savaĢa müdahil olan bütün devletler için farklıdır ancak Ģu bir gerçektir ki; savaĢın nedenleri süper güçleri gerçek bir savaĢa müdahil edecek kadar önemliydi.

*

Çünkü komünistlerin Çin ana karasında zafer kazanmaları ve Çin Halk Cumhuriyeti‟ni kurmaları Kuzey Koreyi ciddi bir biçimde cesaretlendirmiĢti. (Hak-Jon Kim „China‟s Non-Involvement in the Origins of the Korean War: A Critical Reassesment of the Traditionalist and Revisionist Literature‟, James Cotton, Ian Neary (ed) The

Korean War in The History, Manchester University Press, 1989, s.23.)

34

William H. McNeill, Dünya Tarihi, Çeviren: Alaeddin ġenel, Ankara: Ġmge Kitabevi, 1998, s.501.

35

Qin Shi, Çin, Ankara: Elit Yayıncılık, 1996, s.22.

36

Tolga UslubaĢ, Sezgin Dağ, İlk Çağlardan Günümüze Dünya Tarihi, Ġstanbul: Karma Kitaplar, 2007, s.385.

37 Eric Hobsbawm, Kısa 20. Yüzyıl 1914 – 1991 Aşırılıklar Çağı, Çeviren: Yavuz Alogan, Ġstanbul: Sarmal

(27)

13 1.2. Kore SavaĢının Nedenleri

Soğuk SavaĢ‟ın bu ilk savaĢının nedenleri savaĢa dahil olan devletler açısından farklılık göstermektedir ve oldukça karıĢıktır. SavaĢın nedenlerine değinirken bu nedenleri Amerika BirleĢik Devletleri, Sovyetler Birliği ve Çin Halk Cumhuriyeti bağlamında değerlendirmeye çalıĢacağım. Ġlk olarak Amerika ile baĢlamak yerinde olacaktır.

1.2.1. Amerika BirleĢik Devletleri

Amerika BirleĢik Devletleri, Kuzey‟in, Güney‟e saldırmasıyla birlikte tereddüt etmeden savaĢa Güney‟in yanında dahil oldu ancak savaĢ öncesinde Amerika‟nın Güney Kore‟ye iliĢkin umursamaz tavır ve söylemleri savaĢın en önemli nedeni olmuĢtur. Bu bağlamda Kuzey‟in, Güney‟e saldırmasında en önemli nedenlerden birisi Amerika‟nın Güney‟e iliĢkin söylemlerinde korumacı olmayan ifadelere yer vermesi ve bunun komünistlerce yanlıĢ anlaĢılması olmuĢtur. Bu düĢüncemi açmak gerekirse: bu dönemde “Önce Avrupa” (Europe First) politikasını izleyen ABD, Avrupa‟da yaĢanan sıcak geliĢmeleri dikkate alarak, Uzak Doğu yerine, daha çok Avrupa ile ilgileniyordu.38

Gerek Japonya‟daki Müttefik Orduları Komutanı General Mac Arthur* ve gerekse Dean Acheson, 1949 – 1950‟de, Güney Kore‟nin, Amerika‟nın Pasifikteki savunma alanı dıĢında olduğunu açıkça belirtmiĢlerdi.39**

38

Ersin Embel, Ibid, s.76

*

1949 Martında, MacArthur bir gazeteye verdiği bir demeçte, Kore‟yi açık bir Ģekilde Amerikan savunma alanı dıĢında tutmuĢtu: “… Bizim savunma çizgimiz, Asya kıyısı boyunca uzanan adalar zincirinden geçmektedir. Bu çizgi Filipinler‟den baĢlayarak Okinawa dahil Ryukyu Takımadaları‟na kadar gider. Sonra Japonya‟ya, Aleut Adaları zincirinden Alaska‟ya doğru kıvrılır.” (Henry Kissinger, Diplomasi, Çeviren Ġbrahim H. Kurt, Ġstanbul: Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, 5. Baskı, s.456.)

39

David Rees, Ibid, s.894.

** Her ne kadar Güney Kore‟ye iliĢkin bu Ģekilde açıklamalar yapıldıysa da Kore, Washington için sürpriz

olmamıĢtır. NSC 68‟in hazırlanıĢı sırasında, dıĢiĢleri uzmanı Paul Nitze, 1950 ġubat‟ında sunduğu bir raporda, Kore‟yi Hindiçini, Yugoslavya, Berlin ve Avusturya ile birlikte, Stalinizmin tehdidi altındaki bölgeler arasında saymıĢtır. (Burcu Bostanoğlu, Türkiye – ABD ilişkilerinin Politikası Kuram ve Siyasa, Ankara: Ġmge Kitabevi, 1999, s.391.) Kısaca Amerika BirleĢik Devletleri Kore‟ye iliĢkin söylemlerine rağmen muhtemel tehlikenin farkındadır.

(28)

14 Kısaca Amerika‟nın Kore‟ye iliĢkin algılamaları ve Güney Kore‟yi dıĢarıda bırakan bir güvenlik zincirinden bahsetmesi Güneyin, komünistlerin eline geçmesine ABD‟nin direnmeyeceği düĢüncesinin Kuzey Kore‟de oluĢmasına neden oldu.40 Özetlemek gerekirse Amerika‟nın takındığı tavır komünistlerin Güney‟e baĢlattıkları saldırıda cesaretlendirici olması nedeniyle oldukça önemli bir nedendir.

Amerika‟nın yaptığı diğer bir hata da yine savaĢın sebepleri arasında sayılabilir. 1949‟da Truman, Genelkurmay‟ın önerisine uyarak, Kore‟den bütün Amerikan askeri kuvvetlerini çekmiĢti. Güney Kore ordusu donatım ve eğitim bakımından ancak polis fonksiyonunu yapacak kadar yeterliydi.*

Çünkü Washington, Güney Kore‟nin kendisine en küçük olanak verilirse kuvvet yoluyla birleĢtirmeye giriĢeceğinden korkuyordu.41

Ayrıca savaĢ ekonomisini Güney Kore‟yi desteklemeye dayamıĢ bulunan Amerikan Hükümeti yetkilileri Kuzey Kore‟nin ancak gerilla savaĢı, terör hareketleri ve psikolojik çatıĢmaya gireceğini sanmıĢlar ve herhangi bir fiili saldırı beklememiĢlerdi.42

ĠĢte Güney Kore‟nin Kuzey‟e göre askeri alandaki geriliği de Komünistlerin Güney‟i „kolay lokma‟ olarak görmelerine neden olmuĢ ve onları cesaretlendirmiĢtir.

Amerika BirleĢik Devletleri için bir diğer önemli sebep ise Japonya‟nın güvenliğiydi. Güney Kore‟nin Kuzey Koreliler tarafından istilası Amerika‟nın Güneydoğu Asya politikasını tehdit ediyordu. Kore stratejik önemi çok büyük bir ülkeydi; Kore‟ye sahip olan devlet Japon Denizi‟ni ve Sarı Deniz‟i kontrolüne almıĢ demekti. Kuzey Kore, Sovyet Rusya‟nın ve belki Çin‟in gizli onayı ile Güney Kore‟yi istila edecek olursa, 1946‟dan bu yana harcanan çabalar boĢuna gidecekti.43 Diğer bir deyiĢle, Kore‟nin baĢarılı bir Ģekilde iĢgali, dar Japon Denizi‟nin hemen

40

Mustafa Dinçer, Ibid, s. 674.

*

Aslında bu durum BirleĢik Devletler tarafından da gayet iyi bilinmekteydi. Kuzey Kore kuvvetlerinin 38. paraleli bir gün aĢacakları, daha 1947 senesinde Uzak Doğu‟ya yaptığı bir seyahati mütakip Amerikan generali Albert Wedemeyer tarafından rapor edilmiĢti. Yine benzer bir Ģekilde Amerikan Hükümeti tarafından fikrinin sorulması üzerine, 1949 yılının Ocak ayında, General Mc Arthur “Amerikan Hükümeti tarafından yetiĢtirilmiĢ olan Güney Koreli birlikler, halihazır durumlarıyla yalnız dahili asayiĢi temin edebilirler. Kuzeyden gelecek bir istila tehlikesine karĢı koymaları bahis mevzu olamaz” cevabını vermiĢti. (Ali Denizli, Kore Harbinde Türk

Tugayları, Ankara: Genelkurmay Basım Evi, 1994, s.23-4)

41

Henry Kissinger, Diplomasi, Çeviren: Ġbrahim H. Kurt, Ġstanbul: Türkiye ĠĢ Bankası Kültür Yayınları, 5. Baskı, s.457.

42 David Rees Ibid, s.894. 43

(29)

15 karĢısında ki Japonya için de felaketli bir etki yapacaktı.44

Kısaca muhtemel bir iĢgal sonucunda bir ABD “ürünü” olan Güney Kore‟nin yok edilmesi, Japonya, Güneydoğu Asya ve diğer bölgelerde ABD için olumsuz etkiler yaratacaktı. 45

Bilindiği üzere Truman‟ın ekibi Kuzey Kore‟nin bir Sovyet kuklası olduğuna inanmıĢtı. Truman‟ın ekibine göre Kuzeyliler Moskova‟dan aldıkları emirlerle hareket ediyorlardı ve Kim Il-Sung kuvvetlerini Güney‟e Küresel bir Sovyet fetih planının bir parçası olarak göndermiĢti.46

Bu bağlamda Amerika için bir baĢka sebep ise Güney Kore‟nin iĢgaliyle baĢlayacağını düĢündüğü komünist yayılmacılığa dur demek ve bölgedeki diğer devletleri de komünist tehlikeye karĢı yalnız olmadıklarını göstermektir. ĠĢte bu noktada Kuzey Kore‟deki komünist yönetim (1950‟de) Güney Kore‟ye saldırdığı zaman, Çin komünistleri iktidarı daha yeni (1949‟da ) ele geçirmiĢ bulunuyorlardı. Amerikalılar, Kuzey Kore‟nin saldırısını, komünist yayılma planını gerçekleĢtirme yolunda atılmıĢ yeni bir adım saydılar.47

Amerikalılar, Kore‟nin iĢgal yoluyla komünist kampına katılmasının bölgede domino etkisi oluĢturarak diğer devletlerin de (Filipinler, Malezya, Japonya vb.) komünizmin kontrolüne girmesinden korkuyorlardı.48

BirleĢik Devletler‟in Kore SavaĢı‟na girmesinin bir baĢka sebebi ise Amerika‟nın müttefikleri nezdinde güven kaybetmesinin istenmemesiydi. Truman, BirleĢik Devletler‟in kurduğu Rhee Hükümetine yardım etmemesi durumunda bunun Amerika‟nın diğer müttefikleri üzerinde Amerikan güvenilirliğine etkide bulunabileceğinden korktu49

ve bu korkusunda da haklıydı. ĠĢte bu nedenle Amerika müttefiklerine karĢı ne kadar sadık olduğunu ve onları komünist yayılmacılığa karĢı koruyabileceğini göstermek istemekteydi.

44

Henry Kissinger, Diplomasi, Ibid, s.457.

45

Burcu Bostanoğlu, Türkiye – ABD ilişkilerinin Politikası Kuram ve Siyasa, Ankara: Ġmge Kitabevi, 1999, s.392.

46

James I. Matray, “Korea's Partition: Soviet-American Pursuit of Reunification, 1945-1948”, http://www.mtholyoke.edu/acad/intrel/korpart.htm, (06.02.2010, 20:45)

47

William H. McNeill, Ibid, s.576.

48Mustafa Dinçer, Ibid, s. 675. 49

(30)

16 II. Dünya SavaĢı‟ndan alınan dersler de BirleĢik Devletler için Kore‟ye müdahale etmek için önemli bir sebepti. Washington‟un gözünde Kuzey Kore‟nin saldırısı Moskova‟nın sahnelediği saldırgan politikanın bir parçasıydı. Sovyetler Birliği‟ne dur denilmezse II. Dünya SavaĢı öncesi Hitler‟e verilen Münih benzeri bir tavizin Sovyetler Birliği‟ne verileceği ve bunun yeni bir dünya savaĢına yol açacağı ABD BaĢkanı Henry Truman tarafından 50

26 Haziran‟da yapılan bir sohbet esasında Ģu Ģekilde dile getirildi, “Kore, Uzak Doğu‟nun Yunanistan‟ıdır. Eğer Ģimdi dayanıklı olursak ve üç yıl önce Yunanistan‟daki gibi ayakta kalırsak, bir sonraki adımı atamayacaklar. Eğer beklemede kalırsak Sovyetler, Ġran‟a doğru ilerleyecek ve oradan da bütün Orta Doğu‟yu ele geçirecektir. Eğer Ģimdi savaĢmazsak onların yaptıklarına söyleyecek bir Ģeyimiz kalmaz”.51

Amerikan üst yönetimi, Sovyetler‟in Kore politikasında bir tehdit algılarken, evrensel bir komünizm tehlikesinin varlığına gerçekten inanmıĢlardır. Kore, komünist yayılmacılık tehlikesinin bir kanıtı olarak kamuoyuna sunulmuĢtur. Yönetim, kendi istihbaratının lokal bir çatıĢma olarak değerlendirdiği savaĢı; evrensel bir saldırganlığın provası olarak lanse etmiĢtir.52

Bitirmek gerekirse kimileri için ise belirsizlik içindeki Amerika, Kore yarımadasında, herhangi bir ulusal stratejik çıkar algılamıyordu, baĢlıca amacı saldırının cezasız kalmayacağını göstermekti.53

Saldırının cezasız kalmayacağını göstermek ABD için bir sebep olmakla birlikte, BirleĢik Devletler‟in Kore‟de herhangi bir stratejik çıkar algılamadığını söylemek de çok indirgemecilik olacaktır. Kısaca toparlamak gerekirse BirleĢik Devletler, Kuzey‟in, Güney‟e saldırmasından hemen sonra tereddüde gerek dahi duymadan savaĢa girebilecek sebeplere sahipti.

50 Mustafa Dinçer, Ibid, s. 675.

51Yapılan bu sohbetin ayrıntıları için ayrıca bkz: President Truman‟s Conversation With George M. Elsey, 26

Haziran 1950, http://www.trumanlibrary.org/whistlestop/study_collections/korea/large/week1/elsy_7_1.htm, (05.02.2010, 20:08)

52 Burcu Bostanoğlu, Ibid, s.393. 53

(31)

17 1.2.2. Sovyetler Birliği

Sovyetler Birliği‟nin Kuzey Kore‟ye yardım ederek savaĢa dahil olması noktasında bir çok karĢıt görüĢ bulunmaktadır bu görüĢlerden bazıları Stalin‟in bu savaĢa gönülsüz bir biçimde müdahil olduğunu söylerken, bazıları ise; Stalin‟in savaĢta Kore‟ye savaĢta yardım etmek ve onu cesaretlendirmek için bir çok mantıklı nedeni olduğunu söylemektedir. Ancak Ģunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki Stalin‟in Kore SavaĢı‟nı “planladığı, hazırladığı ve baĢlattığı” bunun bir “Sovyet savaĢ planı” olduğu ve “emirlerin Moskova‟dan geldiği” görüĢü muhtemelen abartıdır.54

Sovyetler‟in sebeplerini incelersek her Ģeyden önce SSCB, II. Dünya SavaĢı‟nın sonunda Japonya‟nın tesliminden sonra Uzakdoğu‟da Japon Denizi ile Sarı Deniz arasında uzanan Kore Yarımadası üzerinde, Pasifikteki hâkimiyet arayıĢına engel olan Japon tehlikesinin ortadan kalkması ile tarihi bir fırsat elde etmiĢtir.55

Bu bağlamda savaĢtan sonra kurulacak yeni düzende de, Japonya‟daki ABD varlığını da düĢünerek, SSCB bir “güvenli bölge” yaratma politikası izlemek istemiĢtir. Bu çerçevede Kore, hem sıcak denizlere açılan değerli limanları hem de bir tampon olarak kullanılma imkânı nedeniyle SSCB‟nin güvenliği için önemli bir bölge olarak görülmüĢtür.56

Sovyetler‟e göre Amerika‟yı Asya Kıtası‟ndan atma zamanı gelmiĢti. Hem bu yapıldığı takdirde, Amerika‟nın Japonya‟dan da atılması kolaylaĢabilirdi.57 Sovyetler, Japonya konusunda oldukça endiĢeliydi çünkü Truman, Mayıs ayının ortasında Japonya‟yla barıĢ anlaĢması görüĢmelerinin öncelik kazandığını açıklamıĢtı. Böyle bir anlaĢma ABD‟ye Japon topraklarında uzun süreli askeri üsler kurma hakkını tanıyacak gibi görünüyordu. ĠĢte Stalin bu tehdidi karĢılamayı düĢünüyordu.58

Amerika‟nın Japonya‟dan atılamaması durumunda ise en azından

54

Gye – Dong Kim,”Who Initiated the Korean War”, James Cotton, Ian Neary (ed), The Korean War in The

History, Manchester University Press, 1989, s.34.

55

Tevfik Çavdar, Türkiye‟nin Demokrasi Tarihi 1950-1995, Ankara 2000 s.34 ve Ġbrahim Orga, Kore, Ġstanbul, 1958 s.46 dan aktaran Ercan Haytoğlu, Ibid, s.78.

56

Ersin Embel, Ibid, s.63.

57 Tolga UslubaĢ, Sezgin Dağ, Ibid, s.386. 58

(32)

18 Kore‟de bir zafer, Japonya‟yı korkutarak, Amerika‟ya üs vermekten vazgeçirecek, SSCB‟ni de komünist blokta gerçek lider olarak tescil edecektir.59

Aynı zamanda bu Stalin‟in Batı‟ya karĢı anlamlı bir hareketi de olabilirdi. 1949 yılında NATO‟nun kurulmasıyla, Avrupada‟ki Sovyet ilerlemesi kararlı bir direnmeyle karĢılaĢmaya baĢlamıĢtı ve 1948‟de Çekoslovakya‟nın blok içine alınması, Stalin‟in Avrupa‟daki son zaferi olabilirdi. Dolayısıyla Stalin için Asya‟ya dönmenin zamanı gelmiĢti.60

Son olarak ise yukarıda da değindiğimiz gibi Amerika‟nın Kuzey‟in saldırısından önceki umursamaz tavırlarının komünistleri cesaretlendirmesiydi. Moskova ve Pyongyang‟daki komünistler, ileri gelen Amerikalıların, Kore‟nin Amerika‟nın savunma alanı dıĢında kaldığı sözlerine olduğu gibi kanmıĢ olmalılar. Amerika‟nın, Çin gibi karĢılaĢtırılamayacak kadar büyük bir ülkenin komünistlerin eline geçmesine razı olduktan sonra, Kore‟de de böyle bir Ģeye direnemeyeceğini düĢündüler. Komünist saldırısına karĢı direnmenin moral bir görev olduğunu tekrarlayan Amerikan açıklamalarının, Amerika‟da politika üretenler üzerindeki ağırlığının, stratejik analizlerden daha fazla olduğunu anlayamadıkları açıkça belliydi.61

Kısaca toparlamak gerekirse Stalin‟in savaĢa müdahil olmak için gerekli ve mantıklı sebepleri mevcuttu ancak Stalin savaĢı nükleer veya bir Üçüncü Dünya SavaĢı‟na dönüĢebilme olasılığının da farkındaydı ve buda onu yukarda sayılan tüm sebeplere rağmen Kuzey‟e yardım konusunda bazı kısıtlamalara mecbur bırakıyordu. Çünkü Stalin, dikkatli ve Ģüpheci karakteriyle, hiçbir zaman pervasız bir macera adamı değildi; daima gizliliği ve dolaylı mücadeleyi, fiili çatıĢmaya tercih etti ve BirleĢik Devletler‟le savaĢ riskini göze almamakta özellikle çok dikkatli hareket etti. Böyle davranmakta da haklıydı. Ġki taraf arasındaki nükleer eĢitsizlik ortadayken, toptan bir savaĢta her Ģeyini kaybedecek olan taraf Sovyetler Birliği olacaktı.62

59

Burcu Bostanoğlu, Ibid, s.263.

60

Oral Sander, Ibid, s.256-7.

61 Henry Kissinger, Diplomasi, Ibid, s.456. 62

(33)

19 1.2.3. Çin Halk Cumhuriyeti

Çin Halk Cumhuriyeti yeni kurulmuĢ bir devletti ve tehdit algılamalarının baĢında Kore‟deki ve Vietnam‟daki Amerikan etkisi geliyordu. Bu dönemde, Truman, Tayvan‟ı korurken, Amerika‟nın halen meĢru Çin hükümeti olarak tanıdığı bir devleti desteklemiĢ oluyordu. Vietnam‟a yardım programının arttırılması, Pekin‟de etrafının kapitalistler tarafından çevrilmekte olduğu izlenimini yarattı. Diğer bir deyiĢle Çin, Amerikalı ya da Amerikalıların destekledikleri antikomünist rejim ve güçler tarafından çevrelenmiĢ diplomatik olarak komünist olmayan dünyadan dıĢlanmıĢtı.63

Bütün bunlar, Pekin‟i Amerika‟nın arzu ettiği hareket tarzının zıttını takınmaya özendirdi: Mao, Amerika‟yı Kore‟de durdurmazsa Amerika ile Çin topraklarında çarpıĢmak zorunda kalacağını düĢünmek için nedenlere sahipti.64 Kısaca en basit haliyle Çin‟in Kore Ġç SavaĢına giriĢi genellikle, Çin‟in dikkatli bir biçimde Mançurya sınırını korumaya çabası olarak yorumlanır. 65

Sovyetler‟le benzer bir biçimde Çin‟de Amerika‟nın Kore hakkındaki vurdumduymaz tavırlarından cesaret almıĢ ve bunun sonucunda bölgeyi Amerikan çıkarları açısından değerlendiren komünistler, Amerika‟nın Asya topraklarının esas kesimini komünistlerin eline geçmesine ses çıkartmazken, bir yarımadanın ucu için direnmesini mantıklı bulmadılar.66

Aslında Çinliler bu Ģekilde düĢünmekte çokta haksız sayılmazlar çünkü Çinlilere göre, Çin anakarasının komünizme geçmesine çok ciddi bir tepki vermeyen ABD için küçük bir yarımadanın da komünizme geçmesine ses çıkartmayacaktı. Kısacası Çinliler de aynı hataya düĢmüĢlerdir. Amerika‟nın popüler politikasıyla çıkarlarının aynı olmayabileceğini anlayamamıĢlar, ya da bunu anlamakta çok geç kalmıĢlardır.

Kısaca Çin‟in savaĢa girme sebeplerini değerlendiren uzamalar genel olarak ortak bazı sebeplerde uzlaĢmaktadırlar. Bunlardan ilki, Çin‟in sınırlarını Amerika‟dan koruma isteği diğer bir deyiĢle Amerika‟nın kendisini çevrelemesine

63

Shaun Breslin, Mao, Newyork: Longman, 1998, s.150.

64

Henry Kissinger, Diplomasi, Ibid, s.460.

65 Geoffrey Warner , “The Korean War”, International Affairs, Vol. 56, No. 1, Jan., 1980, s.104.

66

(34)

20 izin vermeyeceğini göstermek istemesidir. Ġkincisi ise yeni kurulmuĢ bir devlet olan Çin Halk Cumhuriyeti‟nin kendini ispatlama çabası ve ulusal amaçlarına ulaĢma isteğidir. 1949‟da kurulan Çin Halk Cumhuriyeti oldukça genç bir devletti. Fakat Çin‟in ulusal amaçları 19. Yüzyılın ortalarından sonra Batılı Güçler ve Japonların Çin‟i yenmeleri ve aĢağılamalarından beri sürekli olarak aynı kalmıĢtır. Çin, kendisini özelde BirleĢik Devletler ve dünyadaki diğer büyük, güçlü ve müreffeh devletler gibi yeniden yaratmak amacındaydı.67

Ancak bunun için, kendisinin büyük bir devlet olmasını kanıtlaması gerekiyordu ve Kore SavaĢı bunun için önemli bir fırsat olabilirdi. ĠĢte genel olarak bu sebeplerden ötürü Mao önce Kuzey Kore‟ye destek vermiĢ, ardından „gönüllüler‟ maskesi altında Kore‟ye büyük bir ordu göndererek savaĢa müdahil olmuĢtur.

67

Ayrıca bkz: Wang Li, “China‟s Foreign Policy: What Are Its Priorities?”,Konferans: Stratejik AraĢtırma ve Etüt Merkezi 25 Kasım 2008, Stratejik AraĢtırmalar Dergisi, Sayı 12, Aralık 2008, Ankara: Genelkurmay ATASE BaĢkanlığı Yayınları, 2008, s.99.

(35)

21 2. KORE SAVAġI

1950 yazında Kuzey Kore aniden Güney Kore‟ye saldırdığında dünya heyecanla ayağa kalkmıĢtı. Çünkü bu Asya‟nın uzak bir köĢesinde yarıdan ikiye bölünmüĢ küçük bir milletin kavgaya tutuĢmasının çok ötesinde manalar taĢıyordu. Olay, “Doğu”nun “Batı”ya, baĢka bir deyimle “Komünizm”in “Kapitalizm”e meydan okuyuĢuydu.68

2.1.SavaĢın BaĢlaması ve Kuzey Kore’nin Üstünlüğü

Kuzey‟in savaĢı baĢlatabilmesi için öncelikle „ağabeylerinden‟ rıza alması gerekti, çünkü savaĢa onların desteği olmadan girmesi ve kazanması mümkün değildi. Bu bağlamda Güney‟deki gerilla savaĢının Kore Cumhuriyeti‟ni devirmek için yeterli olmadığını fark eden Kim IL-Sung, Ocak 1950‟de Stalin‟e 38. paralel üzerinden geleneksel bir saldırıyı onaylamasını rica etti. Kim, Çin iç savaĢında Çin Komünist Partisi‟nin yanında savaĢmıĢ askeri birliklerin geri dönmesiyle Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti‟nin (KDHC) silahlı kuvvetlerinin güçlendiğini ve askeri dengenin Pyongyang‟ın lehine döndüğünü ileri sürdü. Ayrıca, Kim, Kore Cumhuriyeti‟nin iktidarı ancak baskı yoluyla elinde tutabildiğini ve bu nedenle KDHC‟den gelen bir saldırının Rhee hükümetine karĢı halk ayaklanmaları baĢlatabileceğini vurguladı. Bu koĢullarda Kim, zaferin haftalar değil günlerle sayılacak kadar kısa zamanda kazanılacağını ve Amerikalıların müdahale etmesine imkan vermeyecek kadar ani olacağını düĢünüyordu.69

Böylece Kim IL Sung, Stalin‟i zaferin birkaç gün içerisinde elde edilebileceğine ikna etti.70

Ardından komĢusu Mao‟dan da yapacağı saldırının onayını aldıktan sonra saldırısını baĢlattı.

25 Haziran 1950‟de Kim IL Sung‟un güçlü komünist kuvvetleri, sınırı geçerek, tarımsal özelliği ağır basan Güney‟e71

hiç savaĢ ilanına gerek duymadan

68

Ġbrahim Artuç, Kore Savaşlarında Mehmetçik, Ġstanbul: KastaĢ Yayınları, 1990, s.5.

69

Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Ibid, s.252.

70

Paul Lashmar , "Stalin's 'Hot' War," New Statesman & Society, Vol. 9, No. 388, Feburary 2, 1996, http://www.mtholyoke.edu/acad/intrel/lashmar.htm,(07.02.2010, 21:08)

71

(36)

22 aniden, Kuzey‟le Güney‟i ayıran 38. Enlem hattını, yani hududu baskın tarzında geçerek ilerlemeye baĢlamıĢtı.72

Washington‟da saldırı haberleri korkuyla karĢılandı. Truman‟a göre bu tahrik olmadan yapılan saldırı Hitler, tarafından uygulanan taktiklerin bir benzeriydi ve tavizciliğin ahlaki ve siyasi bir iflas olduğu dersinden yola çıkarak Kore Cumhuriyeti‟ne yardım edilmesi gerektiğine karar verdi.73

ABD BaĢkanı Truman ilk olarak ölçülü bir adım atarak Japonya‟da bulunan General Mc Arthur‟a,74

yukarıda da belirttiğimiz gibi, Kore‟nin kendi savunma alanı dıĢında olduğunu kesinlikle açıklamıĢ olduğu halde, Kuzey Kore‟nin harekete geçtiği haberi üzerine Güney Kore‟ye silah gönderilmesi için 75

emir vermiĢti. Bunun hemen ardından ise 25 Haziran‟da, BM Güvenlik Konseyi henüz konuyla ilgili bir karar almamıĢken, BaĢkan Truman 7. Filo‟nun Tayvan‟a gönderilmesini ve MacArthur‟un, emrindeki deniz ve hava güçleriyle birlikte Güney ordusuna destek vermesini emretmiĢtir.76

26 Haziran‟da ise bu saldırganlık karĢısındaki tutumunu açık bir biçimde ortaya koymuĢtur. Truman, 26 Haziran‟da “Bu saldırganlığın sorumluları, BirleĢik Devletler Hükümeti‟nin bu gibi dünya barıĢına yapılan tehditlere ne kadar ciddi bir biçimde baktığını anlamalıdırlar”77 diyerek komünist bloğa BirleĢik Devletler‟in bu saldırganlığı geçiĢtirmeyeceği mesajını iletmiĢtir.

Truman‟ın Güney Ordusu‟na destek verilmesi emrini yerine getirmek için alelacele Japonya‟daki iyi eğitim görmemiĢ iĢgal birliklerinden bir öncü kuvvet oluĢturuldu. Amerika‟nın savaĢ sonrası politik ve stratejik doktrini, bu tür bir saldırı olasılığını hiç hesaba katmamıĢtı.78

En kısa Ģekliyle BirleĢik Devletler, böyle bir saldırıyı kestirememiĢ ve hazırlıksız yakalanmıĢtı. BirleĢik Devletler‟in hazırlıksız yakalanması ve saldırı sonrasında Güney‟in çaresiz kalıĢı Güney Kore CumhurbaĢkanı Syngman Rhee‟nin tepkisine sebep olmuĢtur. Bu konuda Rhee, “BirleĢik Devletler BaĢkanı Amerikan yardımıyla büyük hayal kırıklığı yaratmıĢtır…

72

Ġbrahim Artuç, Ibid, s.13.

73

Antony Best, Jussi M. Hanhimaki, Joseph A. Maiolo, Kirsten E. Schusle, Ibid, s.252.

74

Mustafa Dinçer, Ibid, s. 675.

75 David Rees, Ibid, s.895. 76

Harry S. Truman, Memoirs by Harry S. Truman, Years of Trial and Hope, 1946-1952, New York, Doubleday & Company, Inc., 1956, s. 334-335 den aktaran Ersin Embel, Ibid, s.88.

77

President Truman's Statement About Korea, June 26, 1950,

http://www.pbs.org/wgbh/amex/truman/psources/ps_korea.html, (06.02.2010)

78

Şekil

Tablo 2. ABD ve Sovyet Askeri harcamaları ve Sovyetlerin GSMH, (1979-1988) 760

Referanslar

Benzer Belgeler

1975’te Vietnam Savaşı sona erdiğinde örgüt üyeleri daha fazla yer altında yaşamalarına gerek olmadığına karar vererek yeniden gün yüzüne çıkmışlardır..

İki ülkenin dış ticareti Vietnam lehine 55,8 milyar dolar fazla verdi.. 2020’nin ilk 7 ayı itibariyle ise Vietnam ile ABD arasındaki dış ticaret hacmi 46,4 milyar

Hiçbir savaş piyade bölgeye girmeden kazanılmaz, ama rakip önemli oranda zayıflatılabilir ve piyadeye –özel askeri birlik gibi- daha az sayıda ihtiyaç olabilir. Buradan

Öğleden sonra havalimanına gidiyor Türk Hava Yolları TK 168 uçuşu ile 18:40 ‘da İstanbul için hareket ediyoruz. Hanoi’de yapılacak teknik stop ile birlikte yolculuğumuz

Coğrafi Konumu : Çinhindi Yarõmadasõnõn doğu kesiminde yeralan Vietnam, kuzeyde Çin Halk Cumhuriyeti, batõda Laos, Kamboçya ve Tayland Körfezi, güney ve doğuda Güney Çin

1989-1991’de ise reel sosyalist ülkelerin önde gelen kadroları ve çok sayıda komünist partisi üyesi kapitalizmi savunmaya başlayacaktı.. Kapitalizmle girilen

Yerel restaurantda alınacak öğle yemeği sonrasında eski adı Saigon olan bu enerjik, genç ve yeni-eski sentezini güzel bir şekilde yansıtan şehri tanımak

Aynı gün içinde 20.25’te Hanoi’ye varışımızından ardından, Uzak Doğu Asya mutfağı ile tanışmak için akşam yemeğimizi yemek için şehre doğru yola