SAYFA: 3
İ
İbn - ül ■ Emin Nahmud Kemal Bey |
2 LİM, hüzn ii m atem içindedir. M em leket. İb n -ü l-E m in i k ay - | I betti. M ahm ud K em al Bey şahsı ile. şahsiyeti ile öyle b ir | ^
boşluk bıraktı ki hiçbir zamaıı doldurulam az. Süleym an E E Nazif ne güzel söylem iştir :
H ezâr gıbta o d e v r-i-k a d îm Efendisine Ne kendi kim seye benzer, ne kim se kendisine. M ahmud Kemal Bey hakikaten b ir İstanbul efendisi idi. Eski E
3 B â b -ı-Â li’nin son kalan b ir senboliidür. Edib. m ünşi ve m ü v er- E
E rih ti ve h e r şeyden evvel millî b ir hüviyet sahibi idi. Ecdâduıdan E E tev arü s eylediği millî ve dinî terbiyeden b ü tü n h ayatında kıl k a - | E d a r in h iraf eylem em iştir. F arisî’ye, A rabi’ye ve bilhassa T ürkçe’ye E E vâkıftı. N esirleri, üslubu, o k unurken ağızda eriyen b ir gülbeşeker ; E lezzeti bırakırdı. M em leket, b ir daha o k u d re tte b ir m ünşi yetiş- f : tirem ez. Eşine dostuna yazdığı «tezkire» leriııde bile güzel T ü rk - E E çeyi oya gibi işler, okuyanı hayran edecek b ir incelik gösterirdi. E
Bâzı adam lar v a rd ır ki bize hiç ölm eyecekm iş gibi gelir. Ö lü- E E m ü ona yakıştıram ayız. «İbn-ül-Em in» i:
«D est-i-cellâd-ı-ecelden ne c ev ân -ı-k av i halâs I
E b u lu r, ne p ir-i-zeb u n - |
Sözünün hududundan hariç tutu y o rd u k . Böyle olduğu için E E onun ölüm ünü h ayretle karşıladım .
M ahm ud Kemal Bey, âteşzcbân idi. M uasırlarını, hak e ttik - =
E leri zam an hırpalam asını bilirdi. F ak at onun m uârızâsm a hedef E
\ olm ak da b ir tefâhiir vesilesi olurdu. P ederi Emin P aşa m erhum E E Mısırlı lâkabiylc anılan Sadrazam K âm il P a ş a n ın m ü h ü rd arı ve E E m utem edi olduğu için M ahm ud K emal Bey gerek K âm il Paşa'nm , E E gerek harem i Prenses Zeynep H anım efcndi’nin h âtırasm a son d e- E
E recede hürm et ve m uhabbet ederdi. Bu h ü rm et ve m uhabbetin bana E
E karşı olan teveccühünde büyük bir tesiri olduğunu zannediyo- |
E rum . K ulaktan dolm a bir m u h arrir K âm il P aşa’vı Ra’nâ isminde E
E b ir kadının m eclübu olarak gösterm iş. Ben de b ir fıkram la bunu E
E tekzip ettim ve R a’n â ’nın dostunun Sadrazam K âm il Paşa olm a- E
E yıp M ustafa Fâzıl Paşâ'hın oğlu P ren s K âm il P aşa olduğunu izah E E ettim . B ir iki gün sonra S ahaflar Çarşısında b ana rastlayan M ah- E
E m ud Kem al Bey bu yazım dan dolayı bana teşek k ü r ed erken göz- E -
E leri yaşarm ıştı. E
M ahm ud Kemal Bev hatâyı — kendisinden dahi sâdır olsa — | V ’
E affetmezdi. Onun için ..galat-ı-m eşhur» kaydı yoktur. G alat, ga- ı E la ttıı. Bir gün b ir dostuna şu beyti yazar: I '
İtm eyin bed sirişte ihsânî 1
Kim o lu r b âis-i-p erîşân i
O kuduktan sonra hiddetle «Eşek!» der. M uhatabı sorar: E — Ne buyurd u n u z iistâdım ?
— K endi kendim e eşek dedim. İkinci m ısraın sonu «peşimani» f E olacakken «perîşânî» yazmışım.
Bir gün g aıp p crest bir züppenin bulunduğu b ir m ecliste züp- | I penin «gılzet» kelimesini «gulzet» şeklinde söylediğini işitince ih - E 1 ta r eder:
— G ulzet değil, gıizel’tir.
— A rapça değil m i? Öyle de olur, öj'le de...
Biraz sonra garp edebiyatından bahsedilir. M ahm ud K em al E E Bey bililtizâm «Piycr Loti» yi «Lûti» şeklinde söyler. Züppe:
— Efendim, L ûti değil. Loti’dir.
— Frenkçe değil mi? Öyle de olur, öyle de.
M ahm ud Kem al bey, m erhum Ali Em ir! Efendi ile iyi g ö rü - E | şürdii. Ali Em iri Efendi tem izliği kü lfet addedenlerden olduğu E E için nâdiren ham am a giderdi. Z iyaretlerinin birinde Ali Emiri E 1 Efendi:
• — Kemal Bey, der, beni şeytan aldattı, bu sabah ham am a g it- I
E meğe m ecbur oldum. M ahm ud Kemal Bey:
— A man Efendi H azretleri, bana bir kalem kâğıt verin, şey ta- | E na b ir âriza yazayım da sizi her gece aldatsın.
Ali E m in Efendi hastalanır, ölüm döşeğine yatar. M ahmud E
E Kemal Bey iyâdete gider. Odaya girince üzerleri b ire r gazete ile E E örtülm üş yedi sekiz otu rak tan çıkan taaffiinle midesi bulanır, fa- E
| k at sabreder. Ali Em iri Efendi:
— Ah mirim! der. v ak it saat geldi. Çok şiikiir im ânım ı k u r- E E tardını, fakat amelde kusurum v a r...
Kemal Bey:
— İlâhî Efendi! der. Amelde k u surun v ar da bu o tu rak lar ne? E Birinci D ünya H arbinde bir gün A bdülhak H am illin de b u - E
E lııııduğu mecliste bayat pahalılığından bahsedilirken biri baklanın E E otuz k uruşa çıktığını söyler. Hâmid, M ahm ud Kemal Beyi işaret E
E ederek:
— Aman dikkat edin. Şimdi beyefendi baklayı ağzuıdan çıkarır. | M ahm ud K em al Bey:
— B aklayı ağzım ızdan çıkarsak bakla otuza çıkm azdı. 1 A llah ganî ganî rahm et eylesin.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi