K Ü L T Ü R - Y A Ş A M
Paris’teki tiyatro sanatçılarımız
“Şarfc
Ekspresi” topluluğunu yöneten Luiz Menase:
Amacım Türkiye’de bir oyun sa
HANDAN BÖRÜTEÇENE
— Sevgili Luiz, bize 1983-84 sezonunda sahnelemek için ne ler tasarladığını anlatır mısın?
“ iki oyun üzerinde çalışıyo rum. Birisi “ Pandora’nın Kutu su” . Bu piyes Frank Wedekind’e ait. Ben, Thomas M ann’ın ‘Si hirli Dağ’ adlı romanını ve Lou Andreas Salome’nin güncelerini de alarak yeni bir ‘P andora’nm Kutusu’ oluşturuyorum. Diğer oyunumuz ise Shakespeare’in ‘Venüs ile Adonis’ adını taşıyan şiiri.”
— Bize, seçtiğin bu oyunları tanıtır mısın?
“ İki oyunun da ortak yanları var. iki oyunda da kadınlığın ta nımlanması konu ediliyor. Pan- dora’nın öyküsünde, oyunun kahramanı Lulu’nun çekiciliği ne karşı konulamayan, ama bu çekiciliğinin karşısındaki kişiye kötülükler getiren, öyle ki, onu ölüme bile götürebilecek bir ki şiliği var. ‘Pandora’mn Kutusu’- nda anlatılan olay, asrımızın ba şında Almanya’nın sanayileşme ye başladığı, sosyal yapısının de ğiştiği bir dönemde geçiyor. Bu dönemde anne kadın ve orospu nun dışında yeni bir kadın tipi oluşuyor. Bu kadın, saçlarını kı sacık kesiyor, puro içiyor, bacak bacak üstüne atıyor, erkeklerle tartışıyor... Böyle bir kadınla birlikte olan erkeklerin toplum daki değeri değişiveriyor. Yani kadın ‘para’ gibi bir değer olu yor ve erkekler birbirlerini ka dınlara göre ölçüyorlar. En gü zel kadınla birlikte olan erkek, toplumda ‘başarmış’ sayılıyor. Öyle ki, aralarındaki rekabetten üretim yapamaz hale geliyorlar. Üretim yapamama nedenlerini ise doğrudan doğruya kadınlara bağlıyorlar; onları bu hale geti ren kadının kimliği hiç önemli değil onlar için.
K işiliğin ö tesin d e
k ad ın lığı a ra m a k ______
“ Lou Andreas Salome’nin ya zıları ise bu kadının kimliğini ta nımlıyor. Sanırım,' Lou Andre as Salome’nin kişiliğinden, ha yatından kısaca söz etmekte ola yı açıklamak açısından yarar var.
“ Lou Andreas Salome’nin, oyunumuzun yazarı Wedekind’- le beraberliği var. Zaten bu oyu nun yazılmasında ilham kayna ğı olmuş Wedekind’e. Kendisi de tıpkı oyunun kahramanı gibi; sıskacık, kısa saçlı... Lou And reas Salome, zamanında bir sü rü skandalları olan bir kadın ay rıca. Birlikte olduğu kişiler ise hep ünlü kişiler: Rilke, Freud... Freud’la olan beraberliği süre sinde yazmaya ve psikanalize yö nelmeye başlıyor. Yazılarında, kim olduğunu bilen, ama bildi ği kişiliğinin ötesinde kadınlığı nı arayan bir tema var.
İki sevgili a r a sın d a k i
eşitliğin öyk ü sü ________
“ Venüs ile Adonis’e gelince, âşık olan bir kadının davranışı anlatılıyor. Bugünün kadını ve erkeği arasında eskiden gelen, belirlenmiş bir kod, bir uzlaşma çizgisi var. Kadın ya da bugünün kadını bu kodun, bu çizginin ötesine geçen istekleri sonucun da, erkekle arasında anlaşama- mazlık kavramının ötesinde, is terik kabul ediliyor ve ondan korkuluyor. Bir şeyleri
anlatabil-Luiz Menase kimdir?
Luiz Menase, İstanbul’da Üsküdar Amerikan Kız Koleji’ni bitir di. Uzun zamandır Fransa’da bulunan Menase, Teatre Action toplu luğunun yöneticisi ve oyuncusu olarak çalıştığı sıralar, Adnan Öz- yalçıner’in ’‘A sfa lt” adlı öyküsünü oyunlaştırdı, Türk ve Fransız se yircisine sundu. Daha sonra “Bin Bir Gece Masallan”nı oyunlaştı- rıp sahneye koyan Luiz Menase, şimdi Campognie de L’Orient Exp- ress’in (Şark Ekspresi Kumpanyası) yöneticisi. Geçen yıl, ‘‘Bin Bir Gece MasallarT'nı Fransa’da, ¡sveçre’de, A frika ’nın birçok ülkesin de, Karaibler’de sahneleme olanağı buldu. Bu mevsim, Frank IVe- dekind’in Pandoramn Kutusu adlı oyununu Thomas Mann'ın “Si hirli Dağ” adlı ve romanı ve Lou Anderas Salome'nin günceleriyle birleştirerek sahneleyecek. Ayrıca, Shakespeare’in “Venüs ile Ado nis” adlı şiirini sahneye uyarlayacak.
mek için sözle birlikte bir de sin yal lisanı var. Kadının kendi ar zularını tanımlamasından sonra gelen şey, o yeni lisanı bulabil mesinde. Shakespeare’in şiiri, bir erkeğe âşık olan bir kadının öyküsünü anlatıyor. Bu şiirde iki sevgili arasındaki eşitliğin hikâ yesi var. Oysa olayın gerçeği şu ki, Shakespeare bu şiirleri bir ka dına yazar gibi yazdığı halde, as lında âşık olduğu bir erkeğe yaz mış. Böylece ‘P andora’nın Ku- tusu’nun öyküsüne geliyoruz yi ne. Yani sevgisini kabul etmediği için kadın erkeği öldürüyor. Bence öldürücü olma niteliği er keğe daha fazla ait. Örneğin sa vaşlar... Güreş, boks, kavga, as kerlik... İki oyunda da göster mek istediklerim bunlar.”
— Bu iki oyunu hazırlamak için kimlerle çalışıyorsun?
“ Pandora’nın Kutusu’nu ye ni baştan Richard Soudee ile bir likte yazıyoruz. Richard, son oyunumuz ‘1001 Gece’nin de ya zarı. ‘Venüs ile Adonis’i ise fna r ''saire ile birlikte yazıyoruz. ‘Pandora’nın Kutusu’nda de korları Metin Deniz, ‘Venüs ile Adonis’inkini Sarkis hazırlıyor lar. ‘Pandora’nın Kutusu’nda müzik de kullanıyorum. Müzik, piyano akort etme notası (partis yonu).”
— Neden piyano akort etme notası, Luiz?
“ Şöyle anlatabilirim: Pando- ra’da üç kadın tipi var. İkisinden bahsettik. Lou Andreas Salome, Lulu, üçüncü kadın mitolojide ki Pandora ve onun kutusu, iş te bu kutu, piyano. Oyunun konstrüksiyonu ile piyanonun akort edilmesi paralel bir kurgu d a.”
— Mitolojide, bildiğiniz Pan- dora’nın kutusu kötülükleri ta şıyan bir kutu. Bu kutuyla piya
no arasında nasıl birliktelik ku ruyorsun?
“ O kötülükler mitolojiden ve oyundaki erkeklerin tanım lanmasından gelen bir değer yar gısı. Ben onları sadece öğe ola rak alıyorum, örneğin ölüm, yaşlılık, ihanet... O kötülüklerin içinde her şey var. Benim için onlar kötülük değil, ben onları anlatmaya çalışıyorum, bir kur gu kuruyorum ve piyanonun zenginliğini kullanıyorum. Şöy le ki: Kulağımızın akordal bir terbiyesi var. Ve müzik onun dı şına çıktığı zaman kulağımız bu nu hemen hisseder ve rahatsız olur. Piyanoda bu olay diğer enstrümanlardan daha iyi belir lenmiştir. Piyanonun fikse bir akordu vardır. Alışılagelmiş ah lâk kavramıyla müzikal kavram arasında bir paralellik kuruyo rum. Dekorda da bu akordu kullanıyoruz. Dekor salt ışıklar dan oluşuyor. Işık, gösterilmek istenilenin üzerine seçilerek dü şürülüyor. Tıpkı piyano akordu gibi ışık da akort ediliyor. İşığın olduğu yerde olayı görüyoruz; karanlıkta ise görmüyoruz.
K ara n lık ve a yd ın lık
“ Genelde, karanlıkta göreme diklerimiz için yok diyoruz, oy sa olay var, karanlıkta da devam ediyor. Karanlıkta yanlış nota lar gibi bizi rahatsız ediyor. Ka ranlık kötülüktür, aydınlık iyi liktir, böyle tanımlanır. Shake speare’in sonelerinde sevdiği ka dın kara kadındır, sevdiği erkek ise aydınlıktır. Ve ışık kavramı nın içine moral yargıları giriyor. Sonuçta... akort etmek, önceden belirlenmiş değeri bulmak... ö r neğin, ‘do’ şu kadar titreşim de mektir. ‘re’ şu kadar titreşim de mektir. Fakat öbür, yanlış kabul
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Ta h a To ros Arşivi