• Sonuç bulunamadı

Towards the City Museum of İstanbul

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Towards the City Museum of İstanbul"

Copied!
14
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

\l m $ ñ if i WT « Ss^;'m . / —1 ■&. f ë L / W ığ ? k I m U [ ...A . 4• ' ~.¿i*Xtnt V ? 1 ^ i } ”4 ]Lf X riÁ

(3)

Belediye ve

Şehir Müzesi

Bedrettin DALAN

Belediye Başkanı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

B

elediye görev ve hizmetlerinin hedefi, yerel yönetimini

üstlendikleri şehrin ve halkının yüceltilmesidir ve bu da gerekli şehirsel, sosyal ve kültürel alt-üstyapı yatırım­

ları ile gerçekleştirilebilinir. Ancak, öyle şehirler vardır ki özellikleri bu temel politikanın yanısıra daha değişik, hatta özel

bazı yaklaşımları ve uygulamaları da gerektirir. Daha ilk bakışta, evrensel nitelikte pek çok tarihi anıtı sergileyen özgün silüetiyle İstanbul da böyle bir şehirdir ve bu görüntüsü ile nerede ise bir açık hava müzesidir. Dolayısıyla, yerel yönetim hedefleri de buna göre belirlenerek, tarihi boyunca İstanbul’un şehirsel güzelliğin ve sosyo-kültürel gelişmenin doruğuna ulaştıran değerlerin korunması da amaçlanmalıdır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi insan deha ve yaratıcılığının en güzel örneklerinden olan bu eserleri gerek günümüz, gerekse 21. yüzyıl İstanbul metropolünün “yaşayan" ve “yaşanan" şehirsel odakları, çağdaş gelişmelerin ilham kaynaklan olarak değerlendirmek­ tedir. Uygulamalarımız hep bu doğrultuda olmuştur.

Şehir panaromasının hemen gözler önüne serdiği anıt eserlerin yanısıra öyle kültür ve sanat objeleri vardır ki uzun araştırmalardan sonra elde edilmiş, saklanmış, incelenmiş ve nihayet özel mekânlarda tarihi belgeseller ve artistik değerler olarak sergilenmesi söz konusu olmuştur. Bu nedenle müzeler konuyla yakından ilgilenenler kadar, değişik halk kitlelerinin de kültür ve sanat eğitimine yönelik, ziyaretçileri aynı zamanda hoş vakit geçirerek kökenleri ve yaşadıkları tabii ve sosyal çevrenin tarihsel gelişimi hakkında yeni birikimler kazanabi­ lecekleri seçkin mekânlardır. Bu anlayış İçinde kurulmalı ve dinamik kurumlar olarak işletilmelidir. Müzecilik geçmişi dondurmak, kapalı mekânlarda gizleyip nerede ise bugünden ve yarından soyutlamak olmadığı gibi geçmişe bağımlılık göstergesi de değildir. “Müze” geçmişten geleceğe açılan bir kapı olarak yorumlanmalıdır.

Türk müzeciliği yaklaşık bir asırlık bir geçmişe sahiptir ve bu konuda kaydedilen aşamalar sonucu gerek İstanbul, gerekse diğer şehirlerimizdeki müzeler hem tarih, sanat ve kültür hâzineleri, hem de iç ve dış turizmin odak noktaları durumuna gelmiştir. İstanbul Belediyesi'nin konuya duyarlılıkla yaklaş­ ması çok boyutlu bir belediyecilik ve halka hizmet anlayışının ürünüdür, ilk adımları atarak İstanbullulara şehirleri ile ilgili tarihi belge ve eşyanın sergilendiği itfaiye, Tanzimat, Atatürk ve Belediye müzeleri zincirini kazandıran yöneticileri saygı ve şükranla anmak elbette görevimizdir. Bizler onların kaldığı yerden devam ederek bu konuda tarihin ve geleceğin kültür- sanat merkezi ve dünya metropolüne yaraşır aşamalar gerçekleştirmek çabası içindeyiz, ilk girişimimiz Belediye Müzesi’ne ilişkin oldu. Özellikle fetih sonrası istanbulu’na ait zengin koleksiyon yeniden gözden geçirildi ve gerekli restorasyon müdahaleleri yapıldı. Gazanfer Ağa Medresesi’- nde, lâyık olduğu gibi ve çağdaş müzecilik anlayışı içinde sergilenmeyen bu değerli objeler için yeni bir mekân da gerekiyordu. Konuyu tarihi ve tabii çekiciliği ile İstanbul'un bilinen ve sevilen bir köşesi olan Yıldız Sarayı ve Parkı’nda yürütülmekte olan düzenleme ve restorasyon çalışmaları çerçevesinde ele aldık. Sonuçta İstanbul hem yeni birmüzeye, hem de uluslararası bir sanat galerisine kavuşuyor. Ancak bu yeni mekânlar Yıldız Sarayı’nın gerçek özellik ve niteliklerine sadık kalınarak, ölçülü ve doğru restorasyon teknikleri uygulanarak yeniden kazanılan ve canlandırılan tarihi üniteleri... Elbette İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve

(4)

T

he aims and responsibilities of the municipal autho­rities are to promote the needs of the city and its people. This can only be acheived through the right kind of investment -namely, in both urban infrastructure and social and cultural superstructure. There are, however, some cities whose peculiarities neccesitate a more unique approach to their administration. Istanbul, whose historical character is obvious at first glance, is just such a city. The historical silhuette of the metropolis gives it the character of an open-air museum. Hence, the administrative emphasis must now be on preserving the values which have allowed the city to possess such urban character, and which have long evolved into a socio-cultural entity of undoubted uniqueness. Some of the finest creative structures of man now remain as focal points in the Istanbul metropolis of the 20th - 21 st century, as living, functional points of reference and inspiration for the city’s contemporary inhabitants. This has been one of the main aims of the present administration.

Apart from the major monuments, which are immediately obvious as part of the urban landscape, there also exist innumerable cultural and artistic points which have been preserved with care after much research and meticulous selection, for their historical or artistic value. These now present select environments for structures which are in themselves museums, providing the greater masses with access to cultural and artistic activities of various kinds as well as to environments with historical overtones, which are both phisically attractive and socially desirable, for their occasional enjoyment and edification. The development of such sites has also been and continues to be among the aims of this administration.

The function of a museum is neither to maintain a frozen perspective of the past, hiding away evidence of it within four walls, cut off from contemporary life, nor is it to express, above all else, an overwhelming attachment to the past. Museums should be regarded as doors from the past to the future. Turkish museum history covers nearly a century, and during that time, museums throughout the country have become important repositories of our historical, artistic and cultural heritage, as well as touristic focal points. The Istanbul

-TT-S^Soas

The Municipality

and

the City Museum

Bedrettin DALAN

Mayor of Istanbul The Metropolitan Municipality of Greater Istanbul

municipal approach to this matter is indicative of its multi- facetted approach to public service as a whole. The first steps towards a municipal responsibility for the preservation and presentation pf historical documentary material, objects or texts, was embodied in the early municipal Fire Museum, followed by the Tanzimat (Reform period), the Atatürk and Municipal museums, whose founders we profoundly thank for their contribution to the urban culture. We are now trying to move forward from these early beginnings towards our conception of the city as an urban cultural node, an artistic centre of international standing. The first link in the chain was the Municipal museum. The municipal collection of historical

(5)

İS T A N B U L B Ü Y Ü K ŞE H İR B E LE D İY E B A Ş K A N L IĞ I

Ş E H İR M Ü Z E S İ

Ekim 1988

Kültür ve Turizm Bakanlığı işbirliği sonucu gerçekleştirilen ve başarılı bir restorasyon uygulaması olan bu çalışma kendi başına dahi kültür mirasımıza sahip çıkılması amacıyla atılmış, önemli adımlardan biridir. Gerçek şu ki Yıldız Sarayı’nın “ Güzel Sanatlar” binasında çok amaçlı bir çalışma hedeflendi, sürdürüldü ve gerçekleştirildi. Bu tarihi ve tabii ortam içinde geleneksel ve çağdaş pek çok değer sergilenecek. Amaç kitlelere kültür ve sanatın evrensel güzelliğini ve mesajlarını İletebilmek, gündelik hayatlarına zenginlik ve renk kazandır­ maktır. Geleneksel ve güncel değer ve ölçülerin özümlene­ bileceği bu mekânlar sağlıklı ve gerçekçi bir "modern"ln de beşiği olabilecektir.

Sahip olduğumuz zengin tarihi miras ve köklü geleneksel kültür ve sanat birikimin gözardı edildiği sosyal, kültürel, eğitsel, sanatsal ve şehirsel yaklaşımlar, modern uygulama ve yatırımlar ve nihayet yönetim tutumları gerçekçi ve sağlıklı olmadıkları gibi kaçınılmaz sonuçları da elbette hayal kırıklığıdır. Cumhuriyet kuşağı olarak, hemşehriler ve yerel yöneticiler olarak sorumluluğumuz geçmişten kopuk bir gelecek veya geri dönüşler değil, yeni yüzyılın daha ileri, daha güzel İstanbul'unu sağlıklı, bilimsel doğrulara ve sağlam geleneksel temellere oturtmaktır. İstanbul Büyükşehir Belediyesi alt ve üstyapı uygulamalarında şehri birikmiş sorunlardan, görünümünü ve çevre sağlığını olumsuz etkileyen unsurlardan arındırmak, buna karşılık çağdaş güzellikler ve teknolojik imkanlar yaratmak çabası içinde. Atılan her adım aynı zamanda geleceğe de yönelik. Geleceğe hazırlanırken şehrimizin güncel olduğu kadar tarihi özellik ve gerçeklerini de irdelemek durumundaydık. İstanbul geçmişi, boyunca pek çok değişiklik yaşamış, her değişikliğin ve hatta her duraksamanın sonunda ise yine görkemli bir şehir olarak varlığını korumaya devam etmişti. En önemli ve vazgeçilmez özelliği ise evrensel bir sanat, kültür ve medeniyet merkezi olması idi. Geleceğin İstanbul’una da yoğun bir sanayi şehri olmaktan çok bu geleneksel özelliğin pekiştirilmesi yakışacaktır. Yerel yönetici­ ler olarak bizim görevimiz bunun gerçekleşmesini sağlayacak ortam ve mekânlar yaratmaktır. Diliyoruz ki şehrimiz halkı ve dünya halkları İstanbul'da geleneksel ve çağdaş kültür ve sanat değerleri ile içiçe olabilsin, insanoğlunu yücelten bu evrensel değerler karşısında paylaşılan güzel duygular dünya halklarını birbirine yaklaştırsın ve geleceğin dünyasını şekillendirsin.

(6)

objects, dating especially to the post-conquest period have been reviewed and a selection restored for exhibition in a new environment, in keeping with contemporary museum concepts. The environment chosen was a corner of the Yıldız park, in which some of the buildings of the Yıldız Palace were under restoration as part of an existing municipal scheme for the revitalisation of the Yıldız Groves. Consequently, the city has gained both a new museum and a new art gallery of international standart while at the same time has preserved the authentic historical and textural fabric of the Yıldız Palace as a historical building through accurate and discrete restoration. Even this one adaptation, on its own, represents an important step towards the active conservation of the urban heritage, and was the joint project of the Metropolitan Municipality of Greater Istanbul and thé Ministry of Culture and Tourism. The aim, certainly was varied, and this aim was pursued throughout the restoration and rehabilitation of the buildings to be used. This will become a historical and natural environment for the display of many traditional and contemporary values, the aim being to transmit to the masses the universal beauty and message inherent in culture and art, to add some colour to their daily life. Such an environnent may act both as a testing board for traditional and contemporary values and mores, and as a cradle for a trully integrated and realistic "modernity” Undoubtedly, any investment, any changes and in effect any management perspective which fails to take into account the social, cultural and the artistic heritage which is an integral part of this city, would be doomed to failure.

As members of a generation born into a new republic, whether administrators or citizens, it is our duty neither to cut ourselves off from our past, nor to dwell in that past, but to strive for a more evolved, a..more attractive Istanbul through the establishment of a more firmly scientific-based approach to means of acheiving those ends, and through the adoption of a firmer traditional foundation to those means. The Metropolitan Municipality of Greater Istanbul is striving to free the city from its conglomerate problems through Improvement to the infrastructure, both at sub-structural and suprastructural level, and to remove any element of threat to the visual appearance and environment, while also aiming for a contemporary approach and aesthetic. Every step forward is also for the

future. While preparing for the future we always bear in mind the historical character of the city as well as its modernity. Istanbul is a city which has seen many changes, but which has always preserved Its identity as a city of magnificence, even after periods of statis. The key feature always being its continuing status as an artistic and cultural centre of civilisation. Certainly it is this aspect of the city which will enhance it more than that of an industrial urban centre. As local administrators, it is our job to ensure the provision of the right environment and space for the city’s traditional status to survive. We hope that the citizens of Istanbul and visitors to the city from all corners of the world may find the marriage of traditional and contemporary elements in this city tolerable; and we hope also that our shared experience of universal values as embodied in the urban fabric will serve to bring people throughout the world closer together towards the formation of our future.

(7)

Tarihî m ekânlara

yeni işlevler

Y

ıldız Sarayı, Beşiktaş’la Ortaköy arasındaki kıyı boyunca uzanan yamaçlar üstünde OsmanlI padişah­ ları tarafından, çeşitli dönemlerde yaptırılmış köşk­

lerden oluşan bir yapı kompleksidir. Bu yöredeki yapılaşmayı ilk olarak Sultan Ahmet I, Beşiktaş sırtlarındaki koruda küçük bir

köşk yaptırarak başlatmıştı. Mahmut ll'nin yaptırdığı Yıldız Köşkü’nden sonraysa yöre “Yıldız" adıyla anılmaya başlandı. Zaman içinde gelişimini sürdüren bu kompleks, gerçek kimliğine Sultan Abdülhamit ll’nin tahta geçmesinden sonra kavuştu ve Eski Saray, Topkapı, Dolmabahçe saraylarından sonra İstanbul’da, imparatorluğun yönetildiği dördüncü büyük saray oldu.

II. Abdülhamit döneminde Yıldız’da inşa edilen yapılar, Dolmabahçe ve Çırağan sarayları gibi “kompakt” bloklar değil, daha çok “ köşk, şale, pavyon” adlarıyla anılan, ayrık düzende kurulmuş ve göreceli olarak küçük boyutlu yapılardır. Yıldız

Sarayı bu yönüyle, avlular çevresinde gelişen klasik Türk saray yapılarına benzerlik gösterir ve bir bakıma bu türün son örneğini oluşturur.

Sarayın yüksek duvarları içinde yer alan yapılar, işlevleri açısından ele alındığında kompleksin, önceki Osmanlı saraylarına benzer bir biçimde, kendi kendine yeten küçük bir kent karakterini taşıdığı gözlenir. Yönetim ve oturmaya ayrılmış yapıların yanıbaşında, çeşitli hizmetlere yönelik çok sayıda yapı yükselir; atölyeler, kütüphaneler, bir eczane, dönemin sanat etkinliklerine sahne olan bir tiyatro, avlular, yemyeşil bahçeler, havuzlu, parklarla birbirine bağlanır.

Bugün Yıldız Sarayı’nın bir kültür ve sanat merkezi işleviyle yeniden düzenlenmesi programında ilk adım olarak ele alınan "Güzel Sanatlar" binaları sarayın ikinci avlusunda ve Hasbahçe içinde yer alan, II. Abdülhamit dönemi yapılarıdır.

Ottom an

im perial buildings

w ith a

new function

Y

ıldız Palace, an Ottoman imperial complex on the slopes of the Bosphorus, was built over an extended period. The earliest building in the complex was a

small pavilion built in imperial groves on the slopes of Beşiktaş during the reign of Ahmet I. The area became known as Yıldız

after Mahmut II built his Yıldız pavilion here. The complex gradually grew, to become the site of a recognisable compex, during the reign of Abdülhamit II, when Yıldız became the third seat of the empire, after Dolmabahçe and Topkapı palaces. The buildings dating to the reign of Abdülhamit II in the complex are loosely grouped or isolated pavilions, chalets and köşks rather than closly set in the more formal building complexes of Dolmabahçe or Çırağan. They are also much smaller in scale than those of earlier imperial complexes. On the whole, Yıldız Palace follows the general pattern of Turkish palaces, with a series of buildings arranged loosely around a number of different courtyards.

(8)

Mimarları ve yapım tarihleri kesin olarak bilinmemekte saltanatının hemen başlarında inşa edildikleri tahmin edilmek­ tedir. Her iki yapı da zamanla tahrip olmuş, Cumhuriyetin ilanından sonra, uzunca bir süre Harp Akademileri tarafından kullanılmış ve 1978 yılında, sarayın büyük bir bölümüyle birlikte Kültür Bakanlığfna devredilmiştir.

Yenileme çalışmalarının ilk aşamasında, Güzel Sanatlar binaları için uygun, yeni işlevler belirlenmesi ve tüm yenileme stratejisinin buna göre yönlendirilmesi gerekiyordu. Yapılan araştırma ve değerlendirmeler’sonucunda, İstanbul Büyük- şehir Belediyesi ve Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın ortak

kararlarıyla, bu yapılarda bir Şehir Müzesi, ve büyük bir Sanat Galerisi kurulması için çalışmalara başlandı.

Restorasyon aşamasına gelindiğinde, yapıların tarihi kimliğini belirleyen özelliklerin titizlikle korunması ve yeni işlevlerin gerektireceği değişikliklerin, yapıları ve mekânsal bütünlükle­ rini bozmaması, başlıca ilkeler olarak saptandı. Tüm mimari “müdahele" Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu kararları ve uluslararası restorasyon kuralları uyarınca tasarlandı ve uygulandı.

Tümüyle doğuya ve Hasbahçe’ye yönelen, 103.87x5.50/ 7.50 m boyutlarındaki salondan oluşan, yerden ısıtmalı, uluslararası ölçülerde büyük sergilemelere yer verebilecek bir sanat galerisi elde edildi ve İstanbulluların hizmetine sunuldu. iki katlı, dikdörtgen planlı 44.18x8.16 m boyutlarındaki Güzel Sanatlar yapısındaysa, restorasyon ve yenileme çalışmaları sonucunda, müzeler ve anıtlar kenti İstanbul'a yepyeni ve çok değerli bir müze, bir Şehir Müzesi kazandırıldı. 1945’te kurularak günümüze dek Belediye Müzesi olarak kullanılan Gazanfer Ağa Medresesi’nde çeşitli bağışlar sonucunda

(9)

Functionally, too, the various units in the complex resemble those of their high-walled impenal predecessors, in that they constitute a small, self-contained city, with seperate bildings allocated to administrative activities, or dwellings and many others to a host of other duties, such as artesan’s workshops, libraries, an aporhecary and a theatre which was acentre for the cultural activities of the day, linked through a series of courts to landscaped gardens and groves.

Two buildings in the Privy grounds (Has Bahçe) of Yıldız Palace are now being restored with a view to their use as exhibition halls, namely the Arts room. Although the exact dates and architects of hese buildings is unknown, it is thought that they date from early in Abdiilhamit’s reign. The buildings later became ruined, to be restored after the Turkish declaration of a republic, when it was used for a long period as te War Academy. This section of the palace was transferred to the Ministry of Culture in 1978, alongside much of the complex. After recent restorations, carried out as part of a scheme to provide the building of this imperial complex with a new function a a cultural centre, the buildings was converted into a municipal museum and a large art gallery.

The aim of the restoration has been to retain the historical character of the buildings, making what changes were necessary in line with their new function where possible with out damaging or changing the original fabric or spacial arrangement. All architectural intervention was designed and executed in accordance with the decrees of the Council for the Protection of Cultural and Natural Heritage, and in line with international restorational practice.

The art gallery, is contained in four rooms, measuring a total of 103.87x5.50/7.50 m. The rooms are interlinked and face out over the grounds of the Privy Gardens. The rooms are under­ floor heated.

(10)

oluşan zengin kollekslyonun önemli bir bölümü, Yıldız Sarayı’nın tarihsel ve kültürel boyutları içinde yepyeni bir anlam kazanan Şehir Müzesi’ne taşındı. Müzeye getirilen ve gerekli onarım ve bakım işlemlerinden geçirilen bu eserler, tarihsel çevreyle uyumlu, çağdaş müzecilik kuralları ve yöntemleri doğrultusunda tasarlanmış yeni bir düzen içinde gerek ziyaretçilerin, gerekse bilim dünyasının yararına ve kullanımına sunuldu.

İstanbul kenti için çok önemli bir müze niteliğini taşıyan Şehir Müzesinin koleksiyonlarının büyük bölümü, İstanbul’la ilgili tarihsel ve etnograflk malzemelerden oluşuyor. Tepedelenli AH

Paşa’nın Süleymaniye işi bakır yemek sahanları; Pertevnlyal Valide Sultan hayratı şerbet tasları ve güğümleri; renkli sır tekniğinde yapılmış çini cami kandili; Fatih’in, Kanuni’nin tuğralı fermanları; ünlü hattatların yazı ve levhaları; Yıldız Porselenin, Eser-I İstanbul’un örnekleri İstanbul’un değişik esnaf grupla­ rına ait aletler ve avadanlık; alemler; Üsküdar, Ahmediye çatmaları; kadın süs eşyaları; tablolar, sayısız ve benzersiz halk yazı-resimleri... Bütün bunlar, Şehir Müzesi’nin onur duyarak sergilediği güzelliklerin yalnızca bir bölümü. Ve Şehir Müzesi, görkemli duvarlarının ardında yalnızca yabancılar için değil, İstanbul’u seven ve tanıyan kişiler İçin de sayısız sürprizi barındırıyor.

(11)

The Arts Room, a two-storey, rectangular planned building, measuring 44.18x8.16 m., after restoration, will now house a new municipal museum. A large part of the Istanbul city collection has been transferred to this museum from the Gazanfer Ağa Medrese which housed the municipal collection (including a number of important bequests,) since 1945. The vast collection Is doubtless enhanced by the acquisition of these newer, but historically weighted premises. The collection is here presented within its proper context and within the more sympathetic environment of a modern museum,

A large section of the collection consists of historical and

ethnographical material related directly to the history of the city itself, including such items as the Süleymaniye work copper turins of Tepedenll Ali Paşa; the sherbet bowls and jugs of the Dowager sultan Pertevniyal; coloured glaze pottery lanterns; the monogrammed edicts of Mehmet II and Süleyman I; inscription panels and pages by the most renowned calligraphers; and Yıldız Imperial Istanbul ware. The collection also includes the paraphernalia of various groups of artesans, dome crests, Üsküdar and Ahmediye by-pile velvets-çatmas; jewelly, paintings, and Innumerable, unique popular drawings and inscriptions. It is a museum full of fascinating items to appeal to visitors from all walks of life.

(12)
(13)

İstanbul Büyükşehir Belediyesi

Şehir Müzesi ve Sanat Galerisi’nin hazırlanmasında

katkısı bulunan kişi ve kuruluşlar

Prof. Dr. Metin SÖZEN

Sara KORAL

müteahhit firma: Bulvar İnşaat ve Taahhüt AŞ.

proje ve uygulama: Renova İmar Ltd.

proje müdürü: Y. Mim. Restoratör Bülent GÜNGÖR

müze teşhir düzenleme: Dr. Filiz ÇAĞMAN

tasarım/uygulama GRAPHO/Ersu Pekin baskı TAYF BASIM

(14)

Referanslar

Benzer Belgeler

birçok zincir mağaza açılmıştır. Birçok tarihi bina otele dönüştürülmüştür. Beyoğlu’nun eğlence ve kültürel mekanları talancı ve rantçı politikalar

Bu nedenle, Uyumsuzluk Kuramında ve Bektaşî fıkralarında ortaya çıkan gülme eyleminin taşıdığı ortaklıklar, fıkra metinleri üzerinden izlenmiş ve bu

4 IL-6, IL-12 and IFN- γ production in serum samples of BALB/c mice involved in control and experimental group after 30 days daily feeding period (*significantly

Çocukluğumuzda kaç kere hi kâyesini dinlediğimiz bir sırat köprüsü vardı ki, cehennemin bütün o korkunç uzunluğunca gerilmiş kıldan ince ve kılıç­ tan

Sonuç olarak, 1998-2008 aralığındaki on yıllık dönemde uluslararası insan kaynakları yönetimi alanındaki güncel eğilimlerin açığa çıkarılması amacıyla ele

Özellikle TB insidansının yüksek olduğu bölgelerde çok farklı klinik ve radyolojik bulgularla ortaya çıkabilmektedir.. Endobronşiyal tüberküloz (EBTB),

Sıcaklığa bağlı elektriksel iletkenlik ölçümlerinden yarıiletken özellik gösteren A0, B0 ve B2 ince filmleri için elektriksel iletim ısıl uyarılmayla (termal

Yargılamanın yenilenmesine ilişkin hükümlerle Türk mahkemelerinin önüne getirilen on dokuz davada dört dava için artık isnat edilen suçların bulunmaması nedeniyle