Ihan M im aroğlu, 1991 Uluslararası İstanbul F estivaline katılacak
Şenlikte bu kez müzik elektronik
ŞEBNEM ATİYAS
NEW YORK — Yaklaşık kırk
yıldır New York’ta yaşayan bes teci, yapımcı ve yazar İlhan Mi
maroğlu bu yıl İstanbul Festiva-
li’ne katılacak. Özellikle elektro nik müzik alanındaki besteleri ve teorik çalışmaları ile tanınan- Mimaroğlu’nun festival progra mında bir sürpriz var. Sahnede çalan, söyleyen seslendiriciler olmayacak. New York’ta kendi siyle yaptığımız söyleşide “mü
ziğin bir ses olayı olduğunu”
vurgulayan Mimaroğlu, festival için hazırladığı programında elektronik müziğin ne olduğunu ve ne olmadığını örneklemeyi amaçladığını söyledi. Mimaroğ lu festivalde, sadece kendi bes telerinin değil, “elektronik mü
ziğin özelliklerini sergileyen”
bestelerin de bulunduğu bir program hazırlayacak.
İstanbul Festivali’nin ulusla rarası ölçüde önemli bir festival haline geldiğini vurgulayan İl han Mimaroğlu söyleşimizde so ruları şöyle yanıtladı:
— İstanbul Festivali’ne nasıl bir programla katılmayı düşü nüyorsunuz?
— Bu yılki İstanbul Festiva
limde bir elektronik müzik kon
seri sunacağım. Besteci olarak festivale çağrıldığıma ve daha çok elektronik müziğimle bilin diğime göre yalnız kendi müzi
Yaklaşık kırk yıldır New
York’ta yaşayan besteci
İlhan Mimaroğlu,
önümüzdeki yaz İstanbul
Festivali’nin sürprizleri
arasında. Mimaroğlu’nun
şenlik programında
sahnede çalan, söyleyen
seslendiriciler olmayacak.
Mimaroğlu, bu
‘konser’iyle, elektronik
müziğin ne olduğunu, ne
olmadığını sergileyecek.
olduğu görüşündeyim.— İstanbul Festivali’ni nasıl değerlendiriyorsunuz?
ğimi dinletmeyi düşünebilirdim bu konserde. Ama başka beste cilerin yapıtlarının da yer aldığı bir program sunmayı gerekli saydım.
— Niçin böyle bir programı uygun' gördünüz?
— Elektronik müziğin daha iyi tanındığı, elektronik olmasa da çağdaş yapıtların konser programlarında daha sık yer al dığı kentte tümüyle kendi müzi ğime ayrılmış program sunmam gerçi daha uygun olabilirdi. İs tanbul’un koşulu böyle olmadığı için tek konserin sının içinde bi le olsa, elektronik müziğin özel liğini örneklemek ve kendi mü ziğimin de bu özelliğin içindeki yerini belirtmek istedim. Bu konserle hem de elektronik mü
ziğin ne olmadığını, ses şeridi üzerinde ya da ses yazma or tam larında gerçekleştirilmiş,
“canlı” seslendiricisi olmayan,
ses dizgesiyle dinletilen müzik olduğunu, nitekim konserde, sahnede çalan, söyleyen seslen diriciler olmayacak. İstanbul’un konser dinleyicileri için alışılma dık durum olabilirse de bu mü ziğin bir ses olayından başka bir şey olmadığı göz önünde tutul duğunda yadırganacağını san mıyorum.
—Festivallerde genellikle po püler sanatçıları görüyoruz, İs tanbul Festivali de bu genelle menin pek dışına çıkmadı şim diye dek. Halbuki sizin eserle riniz pek “popüler” eserler ka tegorisine girmiyor. Bu davet sizi
şaşırttı mı?
— Alışmış olmam gerektiği için belki şaşırmadım. Şunu de mek istiyorum ki bu çağrı bana ilk olarak bu yıl değil, yıllar ön ce yapıldı. Şaşırmış mıydım o zaman? Unuttum, bilmiyorum. Yaptıklarımı kendime sakla maktan hiç hoşlanmadığım için çağrılmak doğal geliyor bana. Daha önce katılmadım festiva le, çünkü burada New York’ta ayağım bağlı, canım çektiğinde başka yerlere gidemiyorum. Ama bu yıl haziran ayında aya ğımın bağını ne yapıp yapıp ko paracağım. Popüler olmaya ge lince, bir pop, rock ya da ara besk yıldızı değilim ben. Onlarla yarışa çıkamam. Şu da var ki sa natın tek amacının eğlendirmek
■
i r t
. >' /
— Festival ile ilgili düşünce lerim her yıl elime geçen prog ramlardan edindiğim bilgilere ve bana anlatılanlara bağlı kalıyor. İstanbul Festivali’nin uluslarara sı ölçüde önemli bir festival ol duğu bir gerçek. Bütün genelli ği ve çeşitliliğiyle bugünün mü zik seslendiricilerine yönelen bir festival. Böyle bir çerçeve için de müzik yaratıcılığına da önemli bir yer verilmesinin ola ğan sayılması gerekeceğini düşü- nüyo rum. Yerli yabancı birçok seslendiricinin çalışlarını, söyle yişlerini dinliyorlar gerçi İstan bullular, ama müzik yaratıcılığı alanındaki son aşamaları yete rince tanıyabiliyorlar mı? Heie bir Türk festivalinden söz etti ğimize göre bir yılın festivalin den öbürüne, aradan geçen bir yıl boyunca Türkiye’de besteci liğin ne yolda geliştiği örnekle niyor mu? Özellikle festivale ka tılan Türk seslendiricileri, Türk bestecilerinin yeni yapıtlarını programlarına almakla yüküm lü tutabilirler. Dış ülkelerden festivale katılanlar bu yolda zor- lananıazlarsa da hem Türk ya pıtlarını hem kendi ülkelerinin bestecilerinin yeni müziklerini programlarına koymaları öneri lebilir. İşte bunları da düşünü yorum.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi