TAR IM BİLİMLER İ DERGİSİ 2001, 7 (4) 62-69
Bala-Küreda
ğı
Orman içi Meras
ı
nda Bir Vejetasyon Etüdü*
Murat ALAN' Hayrettin EKİZ2
Geliş Tarihi : 23.05.2001
Özet: Bu çalışma Ankara İli, Bala İlçesi, Küredağı orman içi merasında yapılmıştır. Çalışma ile meranın kalitatif karakterlerinden floristik kompozisyon, kantitatif karakterlerinden ise bitki ile kaplı alan, tekerrür ve ağırlık incelenerek, mera durumunun belirlenmesi amaçlanmıştır.
1997 yılında yapılan çalışma sonunda; Merada toplam dip kaplama oranının %11.10, botanik kompozisyonda, buğdaygillerin %38.91, baklagillerin %13.96, ve diğer familyaların %47.13 oranında yer aldığı, merada en homojen yayılış yapan bitkilerin Agropyron repens, Veronica multifida ve Salvta aethiopis olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca 19 adedi buğdaygil, 17 adedi baklagil ve 51 adedi diğer familyalar olmak üzere toplam 87 adet bitki teşhis edilmiş, ot veriminin dekara 138 kg kuru ot olduğu ve mera durumunun "fakir" olduğu ortaya konulmuştur.
Anahtar Kelimeler: Orman içi mera, dip kaplama, tekerrür, floristik kompozisyon, mera verimi, mera durumu
A Vegetation Survey in Forest Range of Küreda
ğı
-Bala
Abstract: The study was carried out in the forest range of Küredağı-Bala district of Ankara in 1997. The aim of this study is to determine the range condition by using floristical composition of qualitative characteristics and basal cover, frequency and weight of quantitative characteristics.
Total basal cover was determined as 11.10 % while grasses 38.91%, legumes 13.96 % and other families 47.13 % in botanical composition. The most homogen and frequent plant cover determined as Agropyron repens, Veronica multifida and Salvia aethiopis.
Plant species observed in this study composed of 19 species of grasses, 17 species of legumes and 51 species of other families. Forage yield of the range was 138 kg per decare dried hay and range condition was "poor" quality.
Key Words: Forest range, basal cover, frequency, floristical composition, forage yield, range condition
Giriş
Türkiye'de eğimi %15'den daha fazla olan arazilerin oranı %63 civarındadır ve bu arazilerin tamamının toprakları erozyonla taşınmaktadır. Ayrıca tarla tarımına uygun olmayan 5., 6. ve 7. sınıf arazilerin oranı da %61 civarındadır. Eğim ve arazi yeteneği açısından arazi oranlarındaki benzerlik dikkati çekmektedir. Dolayısıyla bu arazileri, erozyona karşı korumak ve değerlendirmek açısından mera veya orman olarak kullanmak gerekmektedir ( Kantarcı 1984).
Meralar, mera amenajmanı prensiplerine uygun yararlanıldığında en ekonomik hayvan yemi elde edilebilen yem kaynağıdır. Hollanda'da yapılan bir araştırmada merada otlatma ile yemlerle besleme şartlarında nişasta değerinin maliyeti karşılaştırılmış ve otlatma şartlarında nişasta maliyeti 100 kabul edildiğinde, bu maliyet diğer yemlerde 314'e kadar yükselmiştir (Bakır 1987).
Meralarda hayvan otlatmanın hayvan sağlığı açısından da önemi büyüktür. Çünkü merada dolaşan hayvanların kasları, eklemleri, bağları ve kemikleri güç''3nmekte ve sağlamlaşmakta, başta D vitamini olmak
*Yüksek Lisans Tezi'nden hazırlanmıştır I T.C. Orman Bakanlığı-Ankara
2 Ankara Only. Ziraat Fak. Tarla Bitkileri Bölümü-Ankara
üzere A, Bi, B2, E ve K gibi pek çok vitamin almaları sonucu hastalıklara karşı dirençleri artmaktadır (Gençkan 1985).
Çayır ve meralarımızın hayvanlara kaba yem sağlama yanında, su ve rüzgar erozyonunu önleme, toprak verimliliğini artırma, taban suyu ve akarsuları zenginleştirme, genetik kaynak ve kırsal rekreasyon alanı oluşturma gibi pek çok yararı bulunmaktadır.
Türkiye'deki orman içi, orman kenarı ve orman üstü mera alanlarının toplamı 3.450.736 ha olup, toplam mera alanının %21'ini oluşturmaktadır. Orman rejimi içinde kalan bu mera alanının 1.449.489 ha'ı üzerinde yapılacak uygulamalar açısından herhangi bir problem yoktur. Diğer bir deyişle Orman Bakanlığı tarafından bu 1.449.489 ha alanda her türlü meracılık uygulamaları yapılabilir. Kalan 2.001.247 ha ise, çeşitli açılardan (idari, hukuki vb.) sorunları olan meralardır (Anonim 1996a). Orman rejimi içindeki bu mera alanlarına ek olarak, ormanlarımızın pek çoğunda da hiçbir otlatma sistemine uyulmadan ormandaki ağaçların altındaki vejetasyon otlatılmaktadır. Bu tür otlatmaya ait
ALAN, M. ve H. EKİZ, "Bala-Küredağı orman içi merasında bir vejetasyon etüdü" 63
hiçbir envanter bulunmamaktadır. Bu bilgilerden ormanlarımızdan otlatma amacıyla yapılan yararlanmanın, orman rejimi içinde kalan mera miktarından fazla olduğu anlaşılmaktadır.
Türkiye'deki toplam köy nüfusunun yaklaşık yarısını, orman içi ve ormana bitişik olan köyler oluşturmaktadır. Genel olarak bu köyler, orman köyleri olarak adlandırılmakta ve bu köylerin çoğunluğunun gelir düzeyinin düşük olduğu, geçim kaynaklarının önemli bir kısmını mera hayvancılığının oluşturduğu tahmin edilmektedir (Anonim 1996b).
Orman rejimi içinde kalan meralar, orman köylerindeki hayvanların kaba yem ihtiyacını karşılaması sonucu, ormanlarımıza yapılan baskıyı azaltmakta veya ortadan kaldırmaktadır. Çünkü hayvanlarına yeterli besini sağlayamayan köylüler, ağaçların taze sürgünlerini ve yapraklarını bu amaçla kullanmaktadırlar. Böyle bir yararlanma ise, ağaçların gövde kalitesini düşürdüğünden, kereste üretimi açısından büyük ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Yine ağaçlandırma, gençleştirme ve erozyon kontrolü gibi ormancılık çalışmalarının rahat yapılabilmesi için, hayvanların bu alanlar üzerindeki otlatma baskısının azaltılması veya ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bunun en önemli koşulu ise, orman rejimi içinde kalan meraların yeterince ot üretmesidir.
Çayır ve mera tarımında vejetasyon etüd ve ölçmelerinin başlıca iki amacı bulunmaktadır. Bunlardan birisi, vejetasyonu iyi bilinmeyen bölgelerdeki çayır ve meraların kalitatif ve özellikle kantitatif karakterleri hakkında bilgiler elde etmek, diğeri ise, çayır ve meralarda uygulanan çeşitli ıslah ve amenajman metodlarının bitki örtüsü üzerindeki etkilerinin incelenmesidir (Kendir 1995).
Genellikle orman rejimi içinde kalan meralarda yapılan araştırmalar, diğer meralarda yapılanlara göre nispeten azdır. Bu bakımdan; Ankara İli, Bala ilçesi, Küredağı orman içi marasında yapılan vejetasyon etüdü sonunda meranın mevcut durumu ortaya konularak, ilerde yapılacak çalışmalara kaynak teşkil etmesi ve uygulamalara yön verilmesi amaçlanmıştır.
Materyal ve Yöntem
Araştırmaya konu mera; Ankara İli, Bala İlçasi'nin kuzeydoğusunda, Bala-Kırşehir yolunun, Bala çıkışından 4-5 km uzaklıkta bulunan, kuzey yöndeki stabilize yol ile ulaşılan ve Bala ilçesine yaklaşık 15 km uzaklıkta, Küredağı Mevkiindeki meşe enerji ormanı" sahası içerisihde kalmaktadır (Şekil 1).
* Enerji ormanı: Bozuk orman alanlarında, sürgün verme yeteneğinde olan meşe, kayın, akasya, gürgen vb. türlerin dipten kesilmesi, bazan tohum ekimiyle boşlukların tamamlanması sonucu oluşturulan ve dikenli tel ile korumaya alınarak, 20 yıllık idare süresiyle işletilen yakacak amaçlı ormanlardır.
Şekil 1. Çalışma yapılan mera alanı
Araştırma yapılan alanın yükseltisi ortalama 1380 m olup, 1394 m rakımlı Geyikardıç Tepesinin eteğindedir. Genelde çevrede dağlık bir topografya olmasına karşın incelenen mera alanı oldukça homojen ve düz bir alandır. Yine incelenen alanda olmamakla birlikte, çevresinde 1-2 m boyunda grup şeklinde meşeler ve bu meşelerin arasında otsu vejetasyon bulunmaktadır.
1987 yılına kadar kontrolsüz ve aşırı bir şekilde otlatılmasına karşın, bu tarihten itibaren incelenen alanı da kapsayan büyük bir alanda bulunan meşeler, tekniğine uygun kesilip, saha dikenli tel çit ile çevirilerek korumaya alınmıştır. Yani bu tarihte enerji ormanı tesis edilmiştir. Dolayısıyla sahadaki vejetasyon 10 yıldan bu yana otlatmaya karşı korunmaktadır.
Mera üzerinde, toprak yüzeyinden 20 cm derinlikten alınan toprak örnekleri analiz edilmiştir. Analiz sonucunda toprak türünün killi balçık olduğu anlaşılmıştır (Anonim 1994 ). Bunun yanında, mera toprağında tuz sorunu yoktur. Kireç açısından zengin olduğundan hafif alkali özelliktedir. Bitki besin maddesi açısından, fosfor miktarı odanın üzerinde, potasyum miktarı oldukça zengin ve organik madde miktarı zengin düzeydedir.
Bala ilçesinin, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile TİGEM Bala İşletmesinden alınan verilere göre; uzun yıllar ortalaması yıllık yağış 341.4 mm, ortalama sıcaklık
11.5 °C ve ortalama oransal nem % 64.06 ve çalışma yılı yıllık yağış 407.4 mm, ortalama sıcaklık 11.5 °C ve oransal nem %71.19'dur. Çalışma yapılan döneme ait yıllık yağış toplamı ve oransal nem oranı, uzun yıllar ortalamasından yüksektir. Bu bakımdan, çalışma yapılan dönem vejetasyon açısından daha E :verişli iklim koşullarına sahiptir.
Araştırmada transekt metodu kullanılmıştır. Bu metot daha önce birçok araştırıcı tarafından başarıyla kullanılmıştır (Bakır 1970 a, Uluocak 1978, Kendir 1991, Koç ve Gökkuş 1996 a,b). Ayrıca Cornelius ve Alınoğlu, (1962), transekt yönteminin vejetasyonda
64 TARIM BILIMLERI DERGISI 2001, Cilt 7, Sayı 4
görülen yatay tabakalaşma veya tedrici değişmeleri
belirlemek açısından avantajları olduğunu, Bakır, (1970b)
ise bu metodun İç Anadolu şartlarında en elverişli
metotlardan birisi olduğunu belirtmektedir.
Bu çalışmada mera üzerinde bitki örtüsü
bakımından oldukça homojen bir alan seçilerek belirli bir
sistematik dahilinde 100 transekt örneği alınmıştır. Bunun
için öncelikle aralarında 2'şer m olan 60 m'lik 5 adet şerit
belirlenmiş, daha sonra bu şeritler üzerinde tansektler her
3 m'de bir olmak üzere, 20 adet alınmıştır. Bu işlemler
sonucunda, 100 transekt örneğinin homojen bir biçimde
alınması sağlanmıştır.
Dip kaplamanın bulunması
Dip kaplama, bitki kök taçlarının kapladıkları alanın,
incelenen alana oranlanması ile hesaplanmaktadır. Buna
göre, her bir bitkinin dip kaplama alanı, her taransekt
ünitesinde yer aldığı cm2lerin toplamının, toplam transekt
alanına oranlanması ile aşağıdaki formüle göre
bulunmuştur. Her taransekt örneğinde incelenen alan 100
cm2 olup, toplam incelenen alan 100X100=10000 crredir.
A X türünün kaplama yüzdesi — x 100
10000 Bu formülde;
A : incelenen 100 transektte A türünün cm2 olarak
kapladığı toplam alanı,
10000: cm2 olarak incelenen toplam alanı
göstermektedir.
Botanik kompozisyonun hesaplanması
Bitkilerin mera vejetasyonundaki oranlarına botanik
kompozisyon denilmektedir. Hesaplanmasında ise bitki
ile kaplı alandan yararlanılmaktadır. Yani merada mevcut
bitkilerin tamamı 100 kabul edilerek, bitkilerin meradaki
yüzde oranları ayrı ayrı bulunmaktadır. Bu amaçla
aşağıdaki formül kullanılmıştır.
„
A türünün kapladığı cm say2 ısı Botanik komp. yüzdesi —
2 x100 Bütün türlerin kapladığı cm sayısı
Tekerrür yüzdelerinin bulunması
Ondokuzuncu yüzyıl başlarında Danimarkalı
botanikçi Raunkiaer tarafından bitki sooyolojisi
literatürüne katılan tekerrür, özelliği incelenen türün
vejetasyondaki varlık ya da yokluğunun değişik ölçme
yöntemleri ile saptaması sonucu belirlenmektedir
(Avcıoğlu 1983). Dolayısıyla tekerrrür, incelenen alanda
bitkilerin yayılış derecesini ortaya koymaktadır. Yani
meradaki bitkilerin yayılışının hetorejen veya homejenliği
hakkında bilgiler edinebildiğimiz tekerrür, aşadaki
formülle hesaplanmıştır.
M Tekerrür yüzdesi = — X100
S Formülde;
M : bir türün bulunduğu ünite sayısı,
S : incelenen toplam ünite sayısıdır.
Floristik kompozisyonun belirlenmesi
Vejetasyon analizinde en önemli ilk basamak,
türlerin tam bir listesinin yapılmasıdır. Tam bir bitki
listesinin elde edilebilmesi için, çeşitli mevsimlerde
görülen bütün türlerin kaydedilmesi gerekmektedir.
Bundan dolayı, bütün bir gelişme sezonu içinde bitki
türlerinin sürekli olarak aranması, ayırımı ve saptanması
gerekmektedir (Gençkan 1985).
Tam ve güvenilir bir listenin oluşturulabilmesi ve
farklı dönemlerde ortaya çıkan bitkilerin de listeye dahil
edilebilmesi için kontrol ve toplama işlemlerinin tüm
büyüme mevsimi boyunca sürdürülmesi ilkesinden
hareketle, İç Anadolu meralarındaki vejetasyonun çiçek
açmaya başlama tarihi olan 15 Nisan'dan başlamak
üzere, her 20 günde bir gidilerek, taksonomik
çalışmaların yapılacağı çiçek ve meyve taşıyan bitki
örnekleri etiketlenerek toplanmış ve herbaryumları
yapılmıştır. Daha sonra bitki örnekleri Ankara Üniv. Fen
Fakültesi Biyoloji Bölümü herbaryumunda teşhis
edilmiştir.
Yaş ve kuru ot veriminin bulunması
Meradan alınan yaş veya kuru ot miktarı mera
veriminin götergesidir Kuru ot verimi, fazla değişken bir
değer olmadığından, araştırmalarda genellikle kuru ot
verimi kullanılmaktadır.
Bu araştırmada meranın yaş ve kuru ot verimini
saptamak için 3 adet 1 m2'lik örnek alandaki bitkiler
dipten biçilmiştir. Biçilen bu bitkiler, buğdaygil, baklagil ve
diğer familyalar olmak üzere 3 ayrı gruba ayrılmıştır.
Familyalarına göre ayrıldıktan hemen sonra bitki örnekleri
tartılarak yaş ağırlıklar bulunmuştur. Daha sonra bitkiler,
70 °C'de 24 saat süre ile kurutma dolabında kurutulmuş,
hassas terazide tartılmış ve familyalarına göre kuru
ağırlıklar bulunmuştur. Alınan üç örneğin yaş ve kuru
ağırlıklarının ortalaması alınarak, meranın ot verimi
kg/da olarak hesaplanmıştır.
Mera durumunun belirlenmesi
Araştırma merasınm durumu De Vries ve ark.
(1951)'e göre belirlenmiştir. Bunun için botanik
kompozisyonu oluşturan tüm bitkilere birer değer sayısı
verilmektedir. Meradaki bu bitkilere verilecek değer
sayıları, bitkilerin mera yemi veya kuru ot verimleri,
otlatma veya biçmeden sonra yeniden büyüme
yetenekleri, kaba veya ince yapılı oluşları, tüylülük
ALAN, M. ve H. EKİZ, "Bala-Küredağı orman içi marasında bir vejetasyon etüdü" 65
dereceleri ve besleme değerleri gibi çok çeşitli tarımsal özellikleri göz önüne alınarak verilmektedir. De Vries ve ark. (1951), bu özelliklere göre mera bitkilerine sıfır (0) ile on (10) arasında değer sayıları vermişlerdir.
Bitkilerin bu değer sayıları da belirlendikten sonra değer sayıları ile botanik kompozisyon oranlan çarpılarak, çarpım sonuçlan toplanmaktadır. Bu toplam 100'e bölündüğü zaman mera vejetasyonunun kalite derecesi bulunmaktadır. Bu aynı zamanda mera durumunu ifade etmektedir. De Vries ve ark. (1951)'in yaptıklan kalite derecesi sınıflandırması aşagıdaki gibidir. Hesaplamalar yapıldıktan sonra mera durumu bu sınıflardan birine girmektedir.
Kalite dereceleri Mera durumu
0-3.0 Fakir 3.1-5.0 Yetersiz 5.1-6.0 Orta 6.1-7.0 Yeterli 7.1-8.0 İyi 8.1-10.0 Çok iyi Bulgular ve Tartışma Dip kaplama
Mera toprağının %11.10'u bitki ile kaplıdır. Bu oranın %4.32'si buğdaygil, %1.55'i baklagil ve %5.23'ü diğer familyalardan oluşmaktadır. Dip kaplama oranları en yüksek olan türler ise sırasıyla; Festuca ovina, Agropyron repens, Veronica multifida, Salvia aethiopis ve Stipa pennata'd r.
Bala ilçesi, Küredağı orman içi marasında dip kaplama oranı %11.10 olduğuna göre, merada %88.90 oranında vejetasyon bulunmayan alan bulunmaktadır. Erkun (1972)'ye göre bir meranın %50'den fazlasının boş olması, o meranın gelişigüzel kullanılarak yıpratıldığının göstergesidir. Bu açıdan bakılınca mera aşırı ve erken otlatmalarla oldukça yıpranmış durumdadır.
Araştırma alanı 10 yıldan bu yana otlatmaya karşı korunmaktadır. Alınoğlu (1971) tarafından belirlendiği gibi dip kaplamanın araştırmada bulunan oranının, meranın otlatmaya kapatıldığı 1987 yılına göre bir miktar artması beklenir. Ancak meranın geçmişte aşırı bir şekilde kullanılmış olması dip kaplamadaki iyileşmeyi yetersiz kılmaktadır.
Botanik kompozisyon
Meranın botanik kompozisyonunda buğdaygil familyasına ait bitkilerin oranı %38.91, baklagil familyasına ait bitkilerin oranı %13.96 ve diğer familyalara ait bitkilerin oranı %47.12'dir. Dip kaplama ile paralel olan bu değerlere göre diğer familyalara ait bitkilerin botanik kompozisyondaki oranı, hem baklagiller hem de buğdaygiller familyalarındaki bitkilerden yüksektir.
Araştırma marasında familyalara göre botanik kompozisyon oranları karşılaştırıldığında, diğer familyalar en yüksek botanik kompozisyon oranına sahiptir. Bir başka deyişle diğer familyalara ait bitkiler, araştırma marasında botanik kompozisyon açısından hakim durumdadır. Oysa Orta Anadolu koşullarında araştırmalar yapan Bakır (1970 a), Nalbantlı (1964) ve Erkun (1972), buradaki meralarda botanik kompozisyonda buğdaygillerin hakim olduğunu ve Orta Anadolu'daki meraların step karakterinde olduğunu belirtmektedirler. Tükel (1981)' de korunan meralarda buğdaygillerin hakim olduğunu, sürekli otlatılan meralarda ise diğer familyaların hakim duruma geçtiğini belirtmektedir. Bu durum araştırma merasının 10 yıldır otlatmaya karşı korunmasına karşın daha önce yapılan aşırı otlatmanın etkilerinin sürdüğünü göstermektedir.
Tekerrür
Meradaki bitkilerin varlığı ve mera üzerindeki dağılışı, meranın önemli kantitatif özelliklerinden tekerrürle ortaya konulmaktadır. Merada homojen olarak dağılan veya en çok rastlanan türler; Agropyron repens, Veronica multifida, Salvia aethiopis, Coronilla valla ve Achilla sp. dir. Bu türlerden Agropyron repens ve Festuca ovina bu mera için klimaks vejetasyonu oluşturan türlerdendir. Agropyron repens meranın yaklaşık %50'sinde yayılış göstermektedir. Festuca ovina ise %17 düzeyinde bir yayılışa sahiptir. Diğer klimaks bitkiler sayı olarak az olmalarına karşın %1 ile %15 arasında yayılış göstermektedirler. Bakır (1970a)' nın bildirdiğine göre, bu oranlar iyi cins yem bitkilerinin bir noktaya lokalize olmadıklarının göstergesi olmaktadır. Dolayısıyla iyi bir otlatma planı uygulanması sonucu, bu bitkilerin çoğalarak daha fazla alan kaplamaları ve botanik kompozisyonda daha çok yer almaları olasıdır.
Floristik kompozisyon
Merada saptanan otsu ve odunumsu bitki türlerinin tamamı Çizelge l'de verilmiştir. Çizelgede de görüldüğü gibi araştırma marasında 19 adet buğdaygil, 17 adet baklagil ve 51 adet diğer familyalardan olmak üzere, toplam 87 adet bitki türü bulunmaktadır. Bu sayı Bakır (1970a), Yılmaz (1977), Tükel (1981)'in otlatılan alanlarda saptadığı ve Özkaynak ve Mülayim (1991)'in Konya Bölgesi meraları için verdiği alt sınır değeri ile paralellik göstermektedir. Alpay (1974), Uluocak (1978), Kendir (1991), Koç ve Gökkuş (1996a) tarafından bulunan bitki sayılarından ise azdır.
Araştırma marasında saptanan 87 adet türden 8 adedi klimaks türdür. Klimaks bitki türnün sayıca az olması meranın tahrip edildiğinin bir belirtisidir.
Meranın ot verimi
Araştırma yapılan meranın yaş ve kuru ot verimleri, alınan örneklerin ortalaması olarak familyalara göre Çizelge 2'de verilmiştir. Çizelgede de görüleceği gibi meradaki ortalama kuru ot verimi 138 kg/da ve yaş ot verimi de 389.3 kg/da'dır. Ortalama kuru ot verimine en fazla katkıyı buğdaygiller, yaş ot verimine ise en fazla katkıyı baklagiller familyası yapmaktadır.
66 TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2001, Cilt 7, Sayı 4
Çizelge 1. Floristik kompozisyon Bitki türleri Buğdaygiller
1 Agropyron repens Tarla ayrığı 2 Bromus catharticus Parlak brom 3 Bromus erectus Dik brom 4 Bromus japonicus Japon bromu 5 Bromus sterilis Kısır brom 6 Bromus tectorum Kır bromu 7 Bromus tomentellus Havlı brom 8 Dactylis glomerata Domuz ayrığı 9 Elymus caput- medusa Kılçıklı otlak arpası 10 Festuca ovina Koyun yumağı 11 Hordeum bulbosum Yumrulu arpa 12 Koeleria cristata Sorguçlu gümüşotu 13 Pennisetum oriantale Gökdarı
14 Poa bulbosa Yumrulu salkımotu 15 Poa compressa Yassı salkımotu 16 Poa pratensis Çayır salkımotu
17 Secale sp. Çavdar
18 Stipa pennata Süs sorguçotu
19 Stipa sp. Sorguçotu
Baklagiller
20 Astragalus angustifolius Dar yapraklı geven 21 Astragalus campylosema
22 Astragalus densifolius Sık yapraklı geven 23 Astragalus lycius
24 Astragalus sp. Geven 25 Astragalus vulnerariae Yayık geven 26 Coronilla yada Alaca taçotu 27 Genista sessilifolia Katır tırnağı 28 Hedysarum varium
29 Medicago falcata Sarı çiçekli yonca 30 Onobrychis armena Köpek korungası 31 Onobrychis hypargyrea Merkep korungası 32 Trigonella brachycarpa Topbaş çemen 33 Trigonella comiculata Boynuz çemeni 34 Trigonella fischeriana
35 Trigonella monspeliaca Akdeniz çemeni 36 Vicia cracca Kuş fiği Diğer familyalar
37 Achillea sp. Merkep ketesi 38 Acinos rotundifolius
39 Alyssum sp. Kuduzotu
40 Anchuza leptophylla 41 Androsace maxima
42 Anthemis tincteria Sarı köpek papatyası 43 Asperula stricta
44 Bifora radians
45 Caucalis plathyphyllos
46 Centaura paphlagonica
Çizelge 1. (Devam) Floristik kompozisyon Bitki türleri Diğer familyalar 47 Cirsium sp. Köygöçüren 48 Convolvus holasericeus 49 Convolvus sp. Sarmaşık 50 Dranthus calocephalus 51 Dranthus zonatus 52 Eryngium sp. Çakırdikeni 53 Erysinum crassipes 54 Erysinum sp. 55 Galium coranatum
56 Galium verem Sarı yoğurtotu 57 Globularta ortantalis
58 Helianthemun canum
59 Helianthemun nummularium
60 Hypericum lydium Kuzukıran 61 Minuartia anotolica 62 Minuartia hamata 63 Moltkia aurea 64 Moltkia coerulea 65 Onosma bonnuellen 66 Onosma taurica 67 Phlomis armeniaca 68 Plantago sp. Sinirotu 69 Polygonum lepathifolium
70 Potentilla erecta Dik çilekotu 71 Poterium songuisorba Küçük çayırdüğmesi 72 Salvia aethiopis Ada çayı
73 Salvia cryptantha
74 Salvia virgata
75 Scabiosa argentea
76 Scabiosa rotata Kömeçli uyuzotu 77 Scabiosa ucranica Ukrayna uyuzotu 78 Sideritis montana
79 Sisymbrium officinale
80 Stachys sp.
81 Teucrium chamaedrys Adi iperyavşanı 82 Teucrium polium Koyun iperyavşanı 83 Thymus sipyleus
84 Valeriana coronata
85 Verbascum Sığırkuyruğu
86 Veronica multifida Veronika 87 Vincetoxicum tmoleum
Araştırmada bulunan mera verimi Büyükburç (1983)°ün Orta Anadolu için verdiği sınır değerler içinde kalmaktadır.
Bala İlçesinde araştırmanın yapıldığı yılda yağış ve oransal nemin, uzun yıllar ortalamasından daha yüksek olması, kuru ot veriminin bir miktar yüksek çıkmasına neden olmuştur. Dolayısıyla Bala İlçesi°nin ortalama uzun
ALAN, M. ve H. EKİZ, "Bala-Küredağı orman içi merasında bir vejetasyon etüdü" 67
Çizelge 2. Yaş ve kuru ot verimi Baklagil (kg/da)
Yaş Kuru
Buğdaygil (kg/da) Yaş Kuru
Diğer familyalar (kg/da) Yaş Kuru
Toplam (kg/da) Yaş Kuru
144,00 L42,67 126,00 56,00 119,33 I 39,33 389,33 138,00
yıllar iklim verilerine göre kuru ot verimi daha düşük
çıkabilir.
Mera durumu
Mera durumu "fakir" düzeydedir (Çizelge 3). Diğer
bir ifadeyle meranın kalite derecesi olan 2.97 değeri De
Vries ve ark. (1951)'in beklediği "fakir" (0-3.0) sınıfına
girmektedir.
Araştırma merasında bulunan 2.97 kalite
derecesinin, 1.96'sını buğdaygiller, 0.24'ünü baklagiller ve
0.77'sini diğer familyalar oluşturmaktadır. Buradan da
meranın kaliteli yem bitkilerininin çoğunluğunu buğdaygil
familyasına ait bitki türlerinin oluşturduğu görülmektedir.
Bu da meranın aşırı kullanımdan önce tipik bir İç Anadolu
step merası olduğunu göstermektedir.
Kalite derecesi açısından en önemli bitkiler sırası ile
Agropyron repens, Festuca ovina, Sa/via aethiopis, Onobrychis armena ve Stipa pennata'dır. Bu sonuç
merada yapılacak her türlü ıslah çalışmalarında bu
bitkilerin üzerinde önemle durulması gerektiğini
göstermektedir.
Belirlenen mera durumu, 10 yıl süreyle otlatmaya
korunmadan dolayı bir miktar yükselmiş olabilir
(,--,,ınoğlu 1971, Tükel 1981). Ancak yine de Bakır ve
Açıkgöz (1976)'nın bildirdikleri gibi mera durumu veya
kalite derecesinin kurak ve yarı kurak bölge meralarında
tek başına dinlendirme ile yeterince iyileşemeyeceği
açıktır. Yine, Bakır (1970a) "fakir" ve "yetersiz" durumdaki
meraların mutlak surette ıslah edilmesi gerektiğini de
belirtmektedir. Bu açılardan, özellikle bu araştırmadaki
gibi uzun yıllar, aşırı ve erken otlatmaya açık olmuş
meralarda iyileşmenin çok az gerçekleşmesi
beklenmelidir. Dolayısıyla mera durumunun daha iyi
duruma getirilebilmesi ve otlatma kapasitesinin
yükseltilmesi için dinlendirmenin yanında ek ıslah
tedbirlerine gerek duyulduğu ortaya çıkmaktadır.
Otlatma kapasitesi
Mera durumunun ortaya konulmasından sonra,
meranın ihtiyaç duyacağı uygulamalar belirlenebilecektir.
Bu uygulamalardan birisi de, bitki örtüsüne zarar
verilmeden merada otlayacak hayvan miktarının ortaya
konulması ya da hayvan başına gerekli mera miktarının
belirlenmesidir.
Çayır-mera bitki topluluklarının verim veya otlatma
kapasitelerinin (güçlerinin) saptanmasında yararlanılan
yöntemlerde temel amaç, topluluğun ürettiği yem
miktarının tahmin edilmesi ve birim alandan elde edilen
bu yemin belirli bir sürede, ne kadar hayvanı
besleyebileceğinin saptanmasıdır (Avcıoğlu 1983).
Her meranın ürettiği yem miktarına göre üzerinde
barındırabileceği hayvan miktarı sınırlı olmaktadır. Bu
sınır aşılırsa, bitkiler gelecek sezonlarda gelişme ve
büyümesini iyi yapamayacak, sonuçta mera 'yerimden
düşerek elden çıkacaktır. Bu kapsamda Avcıoğlu (1983),
tarafından otlatma kapasitesi, belirli bir alanda, belirli bir
periyotta, uzun yıllar, vejetasyon, toprak ve diğer doğal
kaynaklara zarar vermeksizin otlatılabilecek maksimum
hayvan sayısı olarak tanımlanmaktadır.
Otlatma kapasitesinin bulunmasında iki yaygın
yöntem bulunmaktadır. Bunlardan birincisi belirli alanların
biçilip, meranın dekara ot verimi bulunarak (yeşil veya
kuru ot), otlatma kapasitesinin saptanmasıdır. Bunun için
aşağıdaki formül kullanılmaktadır.
Mer'a alanı (da) X Yararlanlabilir yem (kg/da) OtI.Kap.—
Bir hayvanın günlük mer'a yemi iht. (kg) X Otl.günü sayısı
Bu formülde bir hayvanın günlük mera yemi ihtiyacı,
yem verimi yeşil ot olduğunda 1/10 canlı ağırlık , kuru ot
olduğunda ise yeşil otta kulanılan canlı ağırlığın Y4'ü canlı
ağırlık kullanılmaktadır. Yararlanılabilir yem miktarı veya
yüzdesi bölgeden bölgeye değişir. Kurak ve yarı kurak
bölgelerde merada üretilen toplam yemin hayvanlara
yedirilebilecek kısmı %50'dir. Yağışlı bölgelerde otlatma
derecesini, toplam yemin %60 veya %70'ni hayvanlara
yedirecek düzeye çıkarmak, işin ekonomisi bakımından
da gerekli olmaktadır (Bakır 1987). İç Anadolu için bir
örnek verilecek olursa, mera alanı 2000 da, mera verimi
300 kg/da yeşil ot, otlatma periyodu 180 gün ve otlayacak
hayvan 50 kg ağırlığındaki koyun olduğunda otlatma
kapasitesi;
Otl. kap . — 2000 daX(300/2) kg/da — 333 koyundur. 5 kg X 180 gün
Otlatma kapasitesi için kullanılan bu formül bir
hayvanın meraya zarar vermeden otlayabilmesi için
gerekli alanı saptamak için de aşağıdaki şekilde
kullanılabilir.
H.B.M.İ(da)= Otlatma günü sayısı
Yararbnılabilir Bir hayvanın günlük
yem (kg/da) / mer'a yemi ihtiyacı (kg)
Bu formülde;
68 TARIM BİLİMLERİ DERGİSİ 2001, Cilt 7, Sayı 4
Çizelge 3. Mera durumu
Bitki türleri Değer sayısı Botanik Komp. Kalite derecesi Bugdaygiller 196,01 1 Agropyron repens 6 14,23 85,40 2 Bromus catharticus 4 0,54 2,16 3 Bromus erectus 5 0,18 0,90 4 Bromus japonicus 2 0,63 1,26 5 Bromus tectorum I 0,09 0,09 6 Bromus tomentolus 5 0,36 1,80 7 Dactylis glomerata 7 0,81 5,67 8 Elymus caput- medusa 1 0,09 0,09 9 Festuca ovina 5 14,59 72,97 10 Pennisetum onantale 5 0,54 2,70 11 Poa bulbosa 4 1,26 5,04 12 Poa pratensis 8 0,09 0,72 13 Secale sp. 5 0,36 1,80 14 Stipa sp. 3 0,09 0,27 15 Slipa pennata 3 5,04 15,13 Baklagiller 24,05 16 Astragalus sp. 1 0,09 0,09 17 Astragalus angustifolius 1 3,51 3,51 18 Astragalus lycius 1 1,08 1,08 19 Coronilla varia 0 5,04 0,00 20 Onobrychis armena 5 3,51 17,57 21 Trigonella brachycarpa 2 0,36 0,72 22 Trigonella corniculata 3 0,36 1,08 Diğer familyalar 77,38 23 Achillea sp. 4 2,70 10.81 24 Acinos rotundifolius 0 0,99 0,00 25 Alyssum sp. 0 1,80 0,00 26 Anchusa leptophylla 0 0,27 0,00 27 Anthemis tincteria 2 07,18 0,36 28 Caucalis platyphyllos 0 0,36 0,00 29 Cirsium sp. 0 0,90 0,00 30 Convolvulus holasericeus 3 0,63 1,89 31 Canvolvulus sp. 3 0,45 1,35 32 Eryngium sp. 0 0,63 0,00 33 Galium coranatum 1 0,45 0,45 34 Galium verum 3 0,18 0,54 35 Helianthemum canum 0 0,45 0,00 36 Hypericum lycium 0 0,27 0,00 37 Minuartia anotolica 1 0,72 0.72 38 Minuartia hamata 1 0,72 0,72 39 Plantago sp. 4 3,60 14,41 40 Polygonum lepathifolium 1 1,44 1.44 41 Potentilla erecta 1 0,72 0,72 42 Poterium songuisorba 6 0,09 0,54 43 Salvia aethiopis 2 8,79 17,58 44 Scabiosa rotata 1 1,44 1,44 45 Scabiosa ucranica 1 1,17 1,17 46 Sideritis montana 0 1,17 0,00 47 Teucrium chamaedrys 2 1,17 2,34 48 Teucrium polium 4 1,62 6,49 49 Thymus sıpyleus 3 0,90 2,70 50 Verbascum sp. 0 1,53 0,00 51 Veronica multifida 1 11,71 11,71 Toplam 297,44
Mera kalite derecesi 2,97
Aynı şekilde, bu formül yardımı ile araştırma marasında bir hayvanın ihtiyaç duyacağı alan bulunabilir. Yine otlatma günü sayısı 180 gün, yararlanılabilir yem 389/2 (kg/da) yeşil ot, otlayacak hayvan 50 kg ağırlığındaki koyun olduğunda, günlük mera yemi ihtiyacı 5 kg olacaktır. Bu durumda hayvan basma mera ihtiyacı;
H.B.M.I 180 -4.6 dekardır.
(389/2) kg/da / 5 kg
Bu durumda, araştırma marasında otlatma mevsimi süresince, 1 adet koyunun meraya zarar vermeden otlatılabilmesi için yaklaşık 5 dekar alana ihtiyaç duyulduğu anlaşılmaktadır.
Sonuç
Araştırma yapılan meranın 10 yıl boyunca otlatmaya karşı korunmuş olmasına karşın, geçmişte yapılan aşırı ve erken otlatmalar sonucu özellikleri oldukça bozulmuş tipik bir Orta Anadolu merası olduğu ortaya konulmuştur. Araştırma merasının saptanan diğer özellikleri aşağıda belirtilmiştir.
• Mera durumu "fakir" düzeyde, yani kalite derecesi 2.97'dir.
• Meranın toplam dip kaplama oranı %11.10'dur. Toplam dip kaplamanın %4.32'ni buğdaygiller, %1.55'ni baklagiller ve %5.23'nü diğer familyalar oluşturmaktadır.
• Türlerin meradaki önem derecesim ortaya koyan botanik komposizyonda buğdaygiller %38.91, baklagiller %13.96 ve diğer familyalar %47.13 oranında bulumaktadır. Botanik komposizyon oranı yüksek olan türler; Festuca ovina, Agropyron repens ve Veronica multifida, oranı düşük olanlar ise Bromus tectorum, Elymus caput-medusa ve Poa pratensis'tir.
• Merada en homojen yayılışa sahip ya da tekerrürü en yüksek türler; Agropyron repens, Veronica multifida ve Salvia aethiopis'tir
ALAN, M. ve H. EKIZ, "Bala-Küredağı orman içi merasında bir vejetasyon etüdü" 69
• Meranın verimi 138 kg/da kuru ottur. Arştırma merasında koyun otlatıldığında, 1 koyuna otlatma periyoudu boyunca 5 dekar alana gerek duyulmaktadır.
Kaynaklar
Alınoğlu, N. 1971. Devamlı Otlatma ve Çeşitli Süreler Dinlendirmenin Mera Vejetasyonuna Etkileri Üzerinde Araştırmalar. Ankara Mera, Yem Bitkileri ve Zootekni Araştırma Enst. Yayınları No:16, Ankara, 82 s.
Alpay, O. 1974. Aladağ ve Çamkoru Mıntıkaları Ormanlarında Otlatma Zararları ile Orman içi Otlaklarında Verim, Otlatma Zamanı ve Otlatma Sistemleri Üzerine Araştırmalar. Araştırma Enst. Yayınları, Teknik Bülten Serisi No: 58, Ankara, 106 s. Anonim, 1991. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Kayıtları.
Anonim, 1994. Orman Toprak Laboratuvarlarının Kuruluş Esasları ve Laboratuvar Teknikleri Semineri. T.C. Orman Bakanlığı, Orman Toprak Laboratuvar Müdürlüğü, Eskişehir.
Anonim. 1996 a. AGM (Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü) Kayıtları.
Anonim, 1996 b. ORKÖY (Orman ve Köy Ilişkileri Genel Müdürlüğü) Kayıtları.
Avcıoğlu, R. 1983. Çayır-Mera Bitki Topluluklarının Özellikleri ve incelenmesi. Ege Üniv., Ziraat Fak. Yay. No: 466, Izmir, 245 s.
Bakır, Ö. 1970 a. Ortadoğu Teknik Üniversitesi Arazisinde Bir Mera Etüdü. Ankara Üniv. Ziraat Fak.Yay. No: 382, Bilimsel Araş. ve İnce. No: 232, Ankara, 123 s.
Bakır, Ö. 1970 b. Vejetasyon etüd ve ölçmelerinde kullanılan bazı önemli metotların mukayessesi Ank Üniv. Ziraat Fak. Yıllığı, 19(3) 550-559.
Bakır, Ö. 1987. Çayır ve Mera Amenajmanı. Ankara Üniv. Ziraat Fak. Yayınları: 992, Ders Kitabı: 292, Ankara, 362 s.
Bakır, Ö. ve E. Açıkgöz, 1976. Yurdumuzda Yembitkileri Çayır ve Mera Tarımının Bugünkü Durumu, Geliştirme Olanakları ve Bu Konuda Yapılan Araştırmalar. Ankara Çayır-Mera ve Zootekni Araştırma Enst. Yay. No: 61, Ankara, 70 s.
Büyükburç, U. 1983. Orta Anadolu Bölgesi Meralarının Özellikleri ve Islahı Olanakları. Ankara Mera, Yem Bitkileri ve Zootekni Araştırma Enst. Yayınları No: 80, Ankara, 22 s.
Cornelius, D. R. ve N. Alınoğlu, 1962. Vejetasyon Ölçme Metotları ve Otlatma Kapasitesinin Tayini. Tarım Bakanlığı Mesleki Kitaplar Serisi D-66, Güven Matbaası, Ankara, 40 s.
De Vries, D. M., T. H. A. De Boer and J. P. G. Dirvens, 1951. Evoluation of grassland by botanical research in the Netherlands. Proceedings of the United Nations Scientific Conference on the Consevation and Utilisation, Vol. VI, 522-524.
Erkun, V. 1972. Bala ilçesi Meraları Üzerine Araştırmalar. T.C. Tarım Bakanlığı Hayvancılığı Geliştirme Projeleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 125 s.
Gençkan, S. 1985. Çayır-Mera Kültürü, Amenajmanı, Islahı. Ege Üniv. Ziraat Fak. Yayınları No: 483, İzmir 655 s.
Kantarcı, D. 1984. Türkiye'nin Ekolojik Özellikleri ve Arazi Yapısı. Çölleşen Türkiye ve Ağaçlandırma Paneli, Orman Mühendisleri Odası Yayın No: 10, Ankara, 154 s.
Kendir, H. 1991. Ankara Ahlatlıbel Kıraç Mera Florası ve Bazı Önemli Türlerinin Dağılışları Üzerine Araştırmalar. Ankara Üniv. Fen Bilimleri Enst.,Y. Lisans Tezi (Yayınlanmamış), 48 s.
Kendir, H. 1995. Bazı Mera Vejetasyon Ölçme Metotlarında Optimum Örnek Sayısını Saptanması. Ankara Üniv. Fen Bilimleri Enst. Doktora Tezi (Yayınlanmamış),102 s.
Koç, A. ve A. Gökkuş, 1996 a. Palandöken dağları mera vejetasyonlarında yeralan bitkilerin önemli bazı özellikleri. Tarım Öğretiminin 150. Yılında Türkiye 3. Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Kongresi, 17-19 Haziran 1996, Erzurum, s 107-114. Koç, A. ve A. Gökkuş, 1996 b. Palandöken dağlarında kayak pisti
olarak kullanılan ve nispeten korunan mera ile otlatılan meranın bitki örtülerinin karşılaştırılması. Tarım Öğretiminin 150. Yılında Türkiye 3. Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Kongresi, 17-19 Haziran 1996, Erzurum, s: 162-170.
Nalbantlı, G. M. 1964. İç Anadoluda Bir Köy Orta Malı Meranın Bitki Örtüsü ve Otlanma Derecesi Üzerine Araştırmalar, Doktora Tezi (Yayınlanmamış), 77 s.
Özkaynak, İ. ve M. Mülayim, 1991. Konya meralarının durumu, sorunları ve çözüm yolları. Türkiye 2. Çayır-Mera ve Yem Bitkileri Kongresi, 28-31 Mayıs 1991, İzmir, s: 191-201. Özmen, A. T. 1977. Konya İli Meralarının Bitki Örtüsü Üzerinde
Araştırmalar. Doktora Tezi (Yayınlanmamış), 95 s.
Tükel, T. 1981. Ulukışla'da Korunan Tipik Bir Step Dağ Merası ile Eş Orta Malı Meraların Bitki Örtüsü ve Verim Güçlerinin Saptanması Üzerine Araştırmalar. Doçentlik Tezi (Yayınlanmamış), 184 s.
Uluocak, N. 1978. Kırklareli Yöresi Orman içi Mera Vejetasyonunun Nitelikleri ve Bazı Kantitatif Analizleri. Istanbul Üniv. Orman Fak. Doktora Tezi, 116 s.
Yılmaz, T. 1977. Konya İli Sorun Alanlarında Oluşan Meraların Bitki Örtüsü Üzerinde Araştırmalar. Konya Bölge Topraksu Arşt. Enst. Md. Genel Yayın No: 46, Raporlar Serisi:32, 114s.