• Sonuç bulunamadı

Investigation of Death Anxiety Among Depressive Patients

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Investigation of Death Anxiety Among Depressive Patients"

Copied!
13
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Depresyon Tanýsý Almýþ Hastalarda Ölüm

Kaygýsýnýn Araþtýrýlmasý

Investigation of Death Anxiety Among Depressive Patients

Nilgün Öngider1, Suna Özýþýk Eyüboðlu2

1Psk.Dr., P.S. Yaþam Özel Aile Danýþma Merkezi, Ýzmir, 2Uz.Psk., Paþabahçe Devlet Hastanesi, Ýstanbul

SUMMARY

Objectives: The general aim of this study was to exam-ine the relationship between depression levels and death anxiety levels among patients diagnosed with depressive disorder. Method: The research sample consists of 135 (100 women 74.1% and 35 men 25.9%) patients who are diagnosed with depressive disorder at one of the psychiatry out-patient clinics of a state hospital in Istanbul. Individuals who volunteered to attend the research are between ages 18 and 60 years. The patients are given Beck Depression Inventory (BDI), Templer's Death Anxiety Scale (DAS) and a questionnaire for demo-graphics. Results: Correlation analysis pointed out that there was a significant relation between the depression points and death anxiety points in the depressive patients group (r=.366, p<01). Furthermore, research sample is divided into 3 groups as high, moderate and low levels of depression. Then all three depression groups are compared for death anxiety levels. It was found that, there were significant relation between the level of depression and death anxiety (F=10.765, p<.001). This finding suggests that the high and mod-erate level depression groups had higher death anxiety than low level depression group. Conclusion: The hypothesis of this study was that when depression levels get higher the death anxiety level would be higher. Consistent with the study hypothesis, results demon-strated that, depression levels effects death anxiety level. Consequently, the results of this study highlight the rela-tionship between depression level death anxiety. In addi-tion, it was speculated that depressive people think more about death.

Key Words: Depression, death anxiety, Beck Depression Inventroy, Templer Death Anxiety Scale.

ÖZET

Amaç: Bu çalýþmanýn temel amacý, depresyon tanýsý almýþ hastalarda ölüm kaygýsýnýn incelenmesidir. Yöntem: Araþtýrma örneklemi, Ýstanbul'daki bir devlet has-tanesinin psikiyatri polikliniðinde depresif bozukluk tanýsý ile tedavi gören ve araþtýrmaya katýlmayý gönüllü olarak kabul eden, yaþlarý 18 ile 60 arasýnda deðiþen 135 hastadan (%74.1'i kadýn ve %25.9'u erkek) oluþmaktadýr. Araþtýrmada verilerin toplanmasý amacýyla, Beck Depresyon Envanteri (BDE), Templer'in Ölüm Kaygýsý Ölçeði (ÖKÖ) ve bireysel bilgi formu kullanýlmýþtýr. Bulgular: Araþtýrmadan elde edilen en önemli bulgu, BDE puanlarý ile ÖKÖ puanlarý arasýnda istatistiksel olarak anlamlý düzeyde bir iliþki bulunmasýdýr (r=0.366; p<.01). Bu bulguya göre depresyon puanlarý arttýkça ölüm kaygýsý puanlarý da artmaktadýr. Bunun yaný sýra, örnek-lem BDE puanlarýna göre deðerlendirilerek hafif, orta ve aðýr düzey depresyon gruplarýna ayrýlmýþtýr. Daha sonra hafif, orta ve aðýr düzey depresyon gruplarýna atanan hastalar ÖKÖ puanlarý açýsýndan karþýlaþtýrýlmýþtýr. Elde edilen bulgulara göre, orta ve aðýr düzey depresyon grubuna atanan hastalarýn hafif depresyon düzeyi grubundakilere göre anlamlý düzeyde daha yüksek ölüm kaygýsý yaþadýklarý bulunmuþtur (F=10.765, p<.001). Sonuç: Bu araþtýrmanýn hipotezi, hastalarýn depresyon düzeyleri arttýkça ölüm kaygýsý düzeyleri de artacaktýr þeklinde belirlenmiþtir. Araþtýrma bulgularý, hastalarýn depresyon düzeyi arttýkça ölüm kaygýsý düzeylerinin art-týðýný göstermektedir. Böylece araþtýrma hipotezinin doðrulandýðý bulunmuþtur. Bu bulgunun, depresif duygudurumu olan bireylerin ölümü daha fazla düþündükleri þeklinde yorumlanabileceði düþünülmüþtür. Anahtar Sözcükler: Depresyon, ölüm kaygýsý, Beck Depresyon Envanteri, Templer Ölüm Kaygýsý Ölçeði.

(2)

GÝRÝÞ

Depresyon yaygýnlýðý, kiþisel ve toplumsal maliyet-leri göz önünde bulundurulduðunda toplumda en önemli ve en yaygýn görülen psikiyatrik hastalýklar-dan birisidir. Yapýlan epidemiyolojik araþtýrmalar-da, depresyonun yaþam boyu, 6 aylýk ve 12 aylýk prevalanslarýnýn ülkeler arasýnda belirgin farklýlýk-lar gösterdiði belirtilmektedir (Kýrlý 2008). Türkiye'deki epidemiyolojik çalýþmalarý gözden geçiren Küey ve Güleç (1993) toplum içinde klinik düzeyde depresyon prevalansýnýn %10 dolayýnda olduðunu bildirmiþlerdir. Depresyon kadýnlarda erkeklere göre iki kat daha fazla ve daha erken yaþlarda görülmektedir (Bozkurt 2005). Beck'in bi-liþsel kuramýna göre, depresyonda tetikleyici bir durumdan önce gelen ve þemalarý içeren biliþsel bir yatkýnlýk bulunmaktadýr. Beck, depresyonu þema-tize ederken üç kavram tanýmlanmýþtýr: Biliþsel üçlü, þemalar ve biliþsel hatalar (Beck 1967, Beck 2008, Disner ve ark. 2011). Yapýlan araþtýrmalarda, depresyonun oluþumunda tek bir risk etkeni olmadýðý, genetik yapý, çevreyle olumsuz etkileþim gibi faktörler üzerinde durulmuþtur (Oei ve ark. 2006, Özmen 1996, Ögel ve ark. 2001). Depres-yonla ilgili literatür incelendiðinde, depresyonun birçok belirti ya da hastalýkla birlikte görülebildiði belirtilmektedir. Bu konuda yapýlan araþtýrmalarda depresyonda en sýk görülen belirtinin kaygý olduðu saptanmýþtýr. Kaygýnýn farklý biçimleri ile depres-yonun iliþkisi de araþtýrýlmýþtýr. Literatürde yer alan ölüm kaygýsý ile ilgili birçok araþtýrmada, üzerinde durulan bir deðiþken depresyondur (Abdel-Khalek 1997, Arslanoðlu 2002, Çifter 1993, Geçtan 1989, Güleç ve ark. 2005, Köroðlu1993, Mumcu ve Yazgan 2002, Öztürk 2001, Kýrlý 2008, Soykan 2001, Ünal ve Özcan 2000, Ziyalar 2006).

Ölüm, çaðlar boyu insanlarýn üzerinde düþündüðü ve birçok açýdan araþtýrdýðý bir konudur. Yazýlý tari-hin baþlangýcýndan bu yana, insanýn kendi ölüm-lülüðünün farkýnda oluþunun, güçlü bir endiþe kay-naðý olduðu belirtilmektedir. Ölüm insanoðlu için kontrol edemediði ve kendisine ait olan hayatýn kendi kontrolünün dýþýnda elinden alýnmasý olarak algýlandýðý için kaygý düzeyini artýrmaktadýr (Feifel ve Branscomb 1973, Feifel 1990, Kastenbaum 2000). Ölümün psikolojik yönünü anlamaya çalýþ-mak için ölmekte olan farklý yaþlardaki 200'den fazla insanla görüþmüþ ve ölümlerini bekleyen bu kiþilerin beþ ardýþýk dönemden geçtikleri sonucuna

varmýþtýr. Bunlar, reddetme, öfke, pazarlýk, depresyon ve kabul etmedir (Kubler 1997). Yalom'a (1995) göre ölüm ilk kaygý kaynaðý ve bu sýfatla ilk psikopatoloji kaynaðýdýr. Ýnsanlar için doðumdan itibaren tek mutlak gerçek olan ölüm, varoluþun temelinde yatmakta ancak ayný zamanda varolma-ma tehdidini de temsil etmektedir. Tomer ve Eliason'a (1996) göre ölüm kaygýsý, kendiliðin var olmama durumunu sezinleme sonucu ortaya çýkan duygusal bir tepkidir. Ölüm düþüncesinin insan hayatýna etkisi kaçýnýlmazdýr. Ancak aþýrý, ölçüsüz, patolojik þekilde ortaya çýkan ölüm düþüncesi insanýn psikolojisini olumsuz etkileyebilmektedir (Geçtan 1999, Karaca 2001, Köknel 2000). Literatürde ölüm kaygýsý üzerine yapýlan birçok araþtýrmayý gözden geçiren (review) kapsamlý bir çalýþmada bulunmaktadýr. Bu gözden geçirme çalýþ-masýnda, ölüm kaygýsý üzerine 1980-2007 yýllarý arasýnda 27 yýllýk bir süre içinde yapýlan araþtýr-malar incelenmiþtir. Ýncelenen 27 yýllýk süre içinde yapýlmýþ 135 çalýþma tespit edilmiþ ve bunlardan 118'i gözden geçirme çalýþmasýna dahil edilmiþtir. Bu çalýþmaya dahil edilen araþtýrmalar, ölüm kaygýsýnýn 6 niteliðine göre sýnýflandýrýlmýþtýr, bun-lar: duygusal, biliþsel, yaþantýsal, geliþimsel, sosyo-kültürel þekillenmeler ve motivasyonel kaynaklar. Bu 6 grupta yer alan çalýþmalar gözden geçiri-lmiþtir. Bu çalýþmalarýn çoðunda Templer ÖKÖ ölçeðinin kullanýldýðý görülmüþtür. Sonuç olarak, ölüm kaygýsý hakkýnda oldukça geniþ bir literatür olmasýna raðmen, yapýlan çalýþmalarýn yapýsal olarak birleþen ya da çakýþan çok az özellikleri olduðu belirtilmiþtir (Lehto ve Stein 2009).

Ölüm Kaygýsý ve Depresyon

Literatüründe ölüm kaygýsý üzerine yapýlan çalýþ-malarda önemli bir deðiþken olarak depresyon gös-terilmektedir. Birçok çalýþmada depresyon ile ölüm kaygýsý iliþkisinin incelendiði görülmektedir (Neimeyer ve ark. 2004, Abdel-Khalek 1997). Ölüm kaygýsý ve depresyon iliþkisinin araþtýrýldýðý birçok çalýþmada genellikle yaþlý ya da ölümcül ve/veya kronik bir hastalýðý olan örneklemlerin kul-lanýldýðý belirtilmiþtir. Bazý çalýþmalarda kronik kalp yetmezliði, HIV+ gibi hasta ve kontrol grup-larýnýn ÖKÖ'den ve BDE'den aldýklarý puanlar arasýndaki iliþkinin araþtýrýldýðý görülmektedir. Diðer bazý çalýþmalarda ise, özellikle yaþlý örnek-lemlerde ölüm kaygýsý araþtýrýlmýþtýr. Bunun yaný

(3)

sýra, stresli yaþam olaylarý, baþkalarýnýn ölümüne tanýk olma gibi deðiþkenler incelenmiþtir. Ayrýca, hemþirelik ve týbbi açýlardan da ölüm kaygýsýnýn incelendiði görülmektedir (Collett ve Lester 1969, Firestone 1993, Friedmann ve ark. 2006, Januzzi ve ark. 2000, Lehto ve Stein 2009, Moraglia 2004, Smith ve ark. 2003, Templer 1971, Templer ve ark. 2006). Yapýlan bazý araþtýrmalar ise; psikiyatrik ve yaþlý popülasyonlarda MMPI, Zung Depresyon Ölçeði ve diðer depresyon ölçekleriyle Ölüm Kaygýsý Ölçeði (ÖKÖ) arasýnda pozitif korelasyon bulmuþtur. Ölüm kaygýsý ve depresyon iliþkisinin araþtýrýldýðý çalýþmalarda genellikle yaþlý ya da ölümcül ve/veya kronik bir hastalýðý olan örneklem-lerin kullanýldýðý görülmektedir. Bir çalýþmada HIV+ erkeklerin ve kontrol grubunun ÖKÖ'den ve Beck Depresyon Envanteri'nden aldýklarý puan-lar arasýnda güçlü bir iliþki bulunmuþtur. Diðer bazý çalýþmalarda özellikle yaþlý örneklemlerde bu iliþkiyi doðrulanmýþtýr (Lonetto ve ark. 1979, Templer 1971, Neimeyer ve ark. 2004). Templer'in (1971) ölüm kaygýsý, depresyon ve fiziksel saðlýk sorunlarý arasýndaki iliþkiyi yaþlý ve emekli kiþiler üzerinde incelediði çalýþmasýnda, ölüm kaygýsý ile depresyon arasýnda anlamlý düzeyde korelasyon bulunmuþtur. Abdel-Khalek (1997) 208 Mýsýrlý üniversite öðrencisinden oluþan bir örneklemde ölüm kaygýsý ile depresyon ve yaygýn anksiyete arasýnda anlamlý ve pozitif korelasyonlar bulmuþ-tur. Türkiye'de depresyon ile ilgili birçok araþtýrma (Alper 2006, Dilbaz ve Seber 1993, Iþýk ve ark. 2008, Karaca 1997, Ögel ve ark. 2001, Þenol 1989) yapýlmasýna raðmen; depresyon ile ölüm kaygýsý arasýndaki iliþkinin incelendiði daha az sayýda çalýþ-maya rastlanmaktadýr (Gönen ve ark. 2012, Kalaoðlu-Öztürk 2010).

Bizim çalýþmamýzýn bu açýdan literatüre katký saðlayacaðý düþünülmektedir. Bu çalýþmanýn temel amacý, depresif bozukluk tanýsý almýþ hastalarda ölüm kaygýsýnýn incelenmesidir. Bu araþtýrmanýn hipotezi, hastalarýn depresyon düzeyleri arttýkça ölüm kaygýsý düzeyleri de artacaktýr þeklinde belir-lenmiþtir. Araþtýrmanýn genel amacý çerçevesinde cevap aranan araþtýrma sorularý þu þekildedir:

Araþtýrma sorularý:

1- Depresyon yakýnmasý olan hastalarýn depresyon ölçeðinden aldýklarý toplam puanlar ile ölüm

kaygýsý ölçeðinden aldýklarý toplam puanlar arasýn-da bir iliþki var mýdýr?

2- Depresif yakýnmalarý olan kadýnlarýn ölüm kaygýsý düzeyleri, depresif yakýnmalarý olan erkek-lerden daha yüksek midir?

3- Depresif yakýnmalarý olan hastalarýn depresyon düzeyleri ve ölüm kaygýsý düzeyleri ile araþtýrmada incelenen demografik deðiþkenler arasýnda bir iliþ-ki var mýdýr?

4- Hafif, orta ve aðýr depresyon gruplarý arasýnda ölüm kaygýsý puaný açýsýndan anlamlý bir farklýlaþ-ma var mýdýr?

GEREÇ VE YÖNTEM Örneklem

Bu araþtýrmanýn örneklemini, Ýstanbul Paþabahçe Devlet Hastanesi'nin Psikiyatri Polikliniði’nde depresyon tanýsýyla tedavi gören ve araþtýrmaya katýlmayý kabul eden araþtýrmaya katýlmayý kabul eden yaþlarý 18 ile 60 arasýnda deðiþen 135 hasta (100 kadýn ve 35 erkek) oluþturmaktadýr. Araþtýrma için toplam olarak 200 kiþi deðerlendirilmeye alýn-mýþ ancak 65 kiþide depresyona eþlik eden tanýlarýn saptanmasý nedeniyle örnekleme dahil edilme-miþlerdir.

Ýþlem

Araþtýrma örneklemi, Ýstanbul Paþabahçe Devlet Hastanesi'nin Psikiyatri polikliniðine Eylül 2008-Ekim 2009 tarihleri arasýnda baþvuran hastalardan oluþmuþtur. Bu araþtýrma, Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü'nde yapýlan bir yüksek lisans tez çalýþmasýnýn bir parçasýndan oluþmaktadýr. Bu nedenle, öncelikle araþtýrmanýn yapýlabilmesi için üniversitenin tez deðerlendirme kurulundan onay alýnmýþtýr. Ardýndan, araþtýrmanýn yapýldýðý has-tane yönetiminden veri toplanma iþlemi için gerek-li izinler alýnmýþtýr. Daha sonra araþtýrma örnek-lemine katýlmaya uygun olan katýlýmcýlara çalýþ-manýn amacý ve tasarýmý anlatýldýktan sonra, gönül-lü olanlara bilgilendirilmiþ onay formu imza-latýlmýþtýr. Araþtýrmanýn yürütüldüðü psikiyatri polikliniðine baþvuran hastalar, poliklinikte çalýþan psikiyatri uzmaný hekimler tarafýndan DSM-IV-TR taný ölçütlerine göre deðerlendirilmiþtir. Yapýlan

(4)

psikiyatrik görüþme sonrasýnda DSM-IV-TR taný ölçütlerine göre depresif bozukluk taný ölçütlerini karþýlayan hastalar çalýþmamýza dahil edilmiþtir. Örneklemin tek taný grubu olarak depresyon tanýsý almasý araþtýrma kriteri olarak belirlenmiþtir. Ayrýca, depresif bozukluða eþlik eden diðer herhan-gi bir psikiyatrik bozukluk tanýsý bulunmasý dýþlama kriterleri olarak belirlenmiþtir. Araþtýrma veri-lerinin toplanmasý amacýyla, Beck Depresyon Envanteri (BDE), Templer'in Ölüm Kaygýsý Ölçeði (ÖKÖ) ve demografik özellikleri içeren bireysel bilgi formlarý kullanýlmýþtýr.

Veri Toplama Araçlarý

Araþtýrmada Beck Depresyon Envanteri ve Templer'in Ölüm Kaygýsý Ölçeði (ÖKÖ) ile birlikte araþtýrmacý tarafýnda hazýrlanan bireysel bilgi toplama formu kullanýlmýþtýr.

1. Beck Depresyon Envanteri (BDE): Beck

Depresyon Envanteri, kiþilerin depresyon riskini saptamak ve depresif belirtilerin düzey ve þiddetini ölçmek amacýyla 1961 yýlýnda Beck tarafýndan geliþtirilmiþ; 1978'de revizyonu yapýlmýþtýr. Toplam 21 maddeden oluþmaktadýr. Dörtlü Likert tipi ölçeltir. Her madde 0-3 arasýnda giderek artan puan alýr ve toplamda alýnabilecek en yüksek puan 63 tür. Beck'in çalýþmasýnda güvenilirlik kat sayýsý .86 olarak bulunmuþtur. Ayrýca batýda yapýlan çeþitli araþtýrmalarda çeþitli türden güvenirlik kat-sayýlarýnýn, .60 ve .87 arasýnda deðiþtiði görülmüþtür. Ölçeðin Türkçe geçerlik ve güvenirlik çalýþmalarý 1989 yýlýnda Hisli tarafýndan yapýlmýþtýr. Türkçe formunun güvenirlik çalýþmasýnda Cronbach alfa katsayýsý, .80 olarak bulunmuþtur (Hisli 1989).

2. Templer Ölüm Kaygýsý Ölçeði (ÖKÖ): Templer

(1970) tarafýndan geliþtirilen ÖKÖ, kadýn ve erkek gruplarýnda, farklý yaþtaki gruplarda, hasta ve nor-mal gruplarda ve farklý meslek gruplarýnda uygu-lanmýþtýr. Rasyonel temele dayanarak 40 madde oluþturulmuþtur. Bunlardan 23 tanesi "doðru", 17 tanesi "yanlýþ" olacak þekilde cevap anahtarý oluþtu-rulmuþtur. Yedi kiþi bu maddeleri ölüm kaygýsýyla ilgili oluþ derecelerine göre deðerlendirmiþtir. Bu deðerlendirme sonrasýnda 9 madde testten çýkarýlmýþtýr. Templer ÖKÖ, dünyada en yaygýn olarak kullanýlan ölüm tutumu ölçeðidir (Templer 1970).

ÖKÖ'nün Türkiye'deki geçerlik ve güvenirlik çalýþ-malarýný Ertufan (2000) gerçekleþtirmiþtir. Çalýþ-mada kullanýlan örneklemin ÖKÖ puan daðýlýmý 1.40-6.80 arasýnda olup ortalamasý 4.11, standart sapmasý 1.00'dýr. Sonuç olarak ÖKÖ geçerli ve güvenilir bir araç olarak kabul edilmiþtir (Ertufan 2000).

3. Bireysel Bilgi Formu: Bireysel bilgi toplama

formu araþtýrmaya katýlan hastalar hakkýnda araþtýrma deðiþkenlerine yönelik bilgi edinmek amacýyla araþtýrmacý tarafýndan hazýrlanmýþ bir formdur. Formda soruþturulan deðiþkenler cinsiyet, yaþ, doðum yeri, medeni durum, çocuk sahibi olup olmadýklarý ve eðer varsa kaç çocuklarýnýn olduðu, meslek, yaþanýlan yer, çoðunlukla yaþanýlan yer, eðitim düzeyi, annenin ve babanýn eðitim düzeyi, annenin ve babanýn mesleði, kardeþ sayýsý, kaçýncý çocuk olunduðu, ailenin ekonomik durumu, kiþinin gelir düzeyi, ölüm tehlikesi atlatýlmasý, ölüme tanýk olunmasý, bir yakýnýný kaybetmiþ olmak, kayýp yaþantýsýnýn üzerinden ne kadar zaman geçtiði, ciddi saðlýk sorunu olmasý, ameliyat geçirmiþ olmasý, aðýr hastalýk geçirmiþ olmasý, ilaç kullanýyor olmasý, ailede ruhsal hastalýk olmasýdýr.

Verilerin Analizi

Bu çalýþmanýn amacý, depresyon ve ölüm kaygýsý arasýndaki iliþkinin incelenmesidir. Bu amaçla, BDE ve ÖKÖ puanlarý arasýndaki iliþki incelen-miþtir. Bu amaç doðrultusunda, araþtýrmanýn temel amacý ve araþtýrma sorularýnýn incelenmesi için araþtýrmada, Pearson korelasyon analizi yapýlarak, t testi, Kruskal Wallis-H testi, Mann Whitney U testi ve Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) kul-lanýlmýþtýr.

BULGULAR

Sosyodemografik Bulgular

Araþtýrmaya katýlan 135 kiþinin 74'ü kadýn (%74.1), 35'i (%25.9) erkektir. Katýlýmcýlarýn en büyüðü 60, en küçüðü 18 yaþýndadýr. Katýlýmcýlara verilen bireysel bilgi toplama formundan elde edilen bil-giler betimleyici olarak analiz edilmiþtir. Bu bilbil-giler Tablo 1'de sunulmuþtur.

(5)

BDE ve ÖKÖ Puanlarý Ýle Demografik Deðiþkenler Arasýndaki Bulgular

Bu araþtýrmanýn sorularýndan biri olan BDE puan-larý ile demografik deðiþkenler arasýnda anlamlý bir farklýlaþma olup olmadýðýnýn saptanmasý amacýyla, araþtýrmada ele alýnan tüm demografik deðiþkenler BDE puanlarý açýsýndan incelenmiþtir. Elde edilen analiz sonuçlarý Tablo 2'de sunulmuþtur. Ayrýca, araþtýrmanýn diðer bir sorusu olan, örnekle-mi oluþturan hastalarýn ÖKÖ puanlarý ile demografik deðiþkenler arasýnda anlamlý bir fark-lýlaþma olup olmadýðýný belirlemek amacýyla gerçekleþtirilen analiz sonuçlarý da Tablo 2'de sunulmuþtur.

Tablo 2'de görüldüðü gibi, hastalarýn BDE puanlarý ile demografik deðiþkenlerden bazýlarý arasýnda

yapýlan ve anlamlý farklýlýklar bulunan t testi sonuçlarý deðiþkenlere göre þu þekildedir: cinsiyet deðiþkenine göre (t=3.627, p<.001), medeni durum deðiþkenine göre (t= -2.129, p<.05); benzer þekilde, çocuk sahibi olma deðiþkenine göre (t=-1.660; p>.05) anlamlý farklýlaþmalar bulunmuþtur. BDE puanlarýnýn yaþ deðiþkenine göre incelenmesi amacýyla gerçekleþtirilen Kruskal Wallis-H testi sonucunda, gruplarýn sýralamalar ortalamalarý arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlý bulun-muþtur (x2=6.604; p<.05). Daha sonra, BDE puan-larýnýn hangi yaþ gruplarý arasýnda farklýlaþtýðýný belirlemek üzere yapýlan Mann Whitney U testi sonucunda söz konusu farklýlýðýn, 18-20 yaþ grubu ile 21-40 yaþ grubu arasýnda (p<.05) ve 18-20 yaþ grubu ile 41-60 yaþ grubu arasýnda (p<.05) olduðu bulunmuþtur. Ancak, diðer gruplarýn sýralamalar ortalamalarý arasýndaki farklýlýklar istatistiksel olarak anlamlý bulunamamýþtýr (p>.05). BDE puanlarýnýn eðitim düzeyi deðiþkenine göre ince-lenmesi amacýyla gerçekleþtirilen Kruskal Wallis-H testi sonucunda, gruplarýn sýralamalar ortalamalarý arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlý bulun-muþtur (x2=6.226; p<.05). Bu farklýlaþmanýn hangi gruplar arasýnda olduðunu belirlemek üzere yapýlan Mann Whitney U testi sonucunda söz konusu farklýlýðýn lise mezunu olan grup ile üniver-site ve üstü mezunu olan grup arasýnda (p<.05) olduðu bulunmuþtur. Araþtýrmada incelenen diðer bir demografik deðiþken olan gelir düzeyi ile BDE puanlarýnýn arasýnda bir farklýlaþma olup olmadýðýnýn incelenmesi amacýyla gerçekleþtirilen Kruskal Wallis-H testi sonucunda, gruplarýn sýrala-malar ortalasýrala-malarý arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlý bulunmuþtur (x2=6.749; p<.05). Daha sonra, hangi gelir düzeyleri arasýnda fark-lýlaþtýðýný belirlemek amacýyla yapýlan Mann Whitney U testi sonucunda söz konusu farklýlýðýn, kendisini orta gelir düzeyinde hisseden hastalar ile iyi gelir düzeyinde hissedenler arasýnda (p<.05) olduðu bulunmuþtur. Ayrýca hastalara bireysel bilgi formunda sorulan ölüm tehlikesi atlatma, bir insanýn ölümüne tanýk olma, bir yakýnýný kaybetme, ciddi saðlýk sorunu, ameliyat olma, aðýr hastalýk geçirme, ilaç kullanýmý ve ailede ruhsal hastalýk öyküsü ile ilgili deðiþkenlerle BDE ve ÖKÖ ölçek puanlarýnýn iliþkisi incelenmiþ; ancak, bu deðiþken-ler açýsýndan herhangi bir anlamlý farklýlaþma bulu-namamýþtýr (p>.05).

Tablo 1. Örneklemin demografik özellikleri

Demografik özellikleri n % Cinsiyet Kadýn 100 76.7 Erkek 35 25.9 Toplam 135 100 Eðitim durumu Ýlköðretim 44 29.3 Lise 48 32 Üniversite 58 38.7 Toplam 150 100 Yaþ 30 yaþ altý 67 44.7 30-40 yaþ arasý 62 41.3 41-50 yaþ 13 8.7 50 yaþ üstü 8 5.3 Toplam 150 100 Medeni durum Evli 99 66 Bekar 40 26.7 Boþanmýþ 9 6 Dul 2 1.3 Toplam 150 100

(6)

Araþtýrma hipotezinin test edilmesi için, BDE ile ÖKÖ toplam puanlarý arasýnda Pearson Çarpým Moment Korelasyon Analizi uygulanmýþtýr. Elde edilen sonuçlar Tablo 3'te sunulmuþtur.

Tablo 3'te görüldüðü gibi, BDE puanlarý ile ÖKÖ puanlarý arasýndaki arasýnda istatistiksel açýdan

anlamlý ve pozitif yönde korelasyon olduðu saptan-mýþtýr (r=.366, p<.001).

Araþtýrmanýn sorularýnda biri olan, BDE puanlarý ile ÖKÖ puan gruplarý arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir farklýlaþma olup olmadýðýnýn incelen-mesi amacýyla ÖKÖ puanlarý 0-2, 2.01-4.99 ve 5 ve

Tablo 2. Demografik deðiþkenler ile ve BDE ve ÖKÖ puanlarý arasýndaki analiz sonuçlarý

Deðiþkenler BDE Analizleri ÖKÖ Analizleri

x/ (ss) p x/(ss) p Cinsiyet Kadýn 26.62(7.908) t= 3.627 .000*** 4.75(1.155) t= 2.664 .009** Erkek 21.03(7.679) 4.14(1.198) Yaþ 18-20 88.81* 72.19 21-40 66.39* x2= 6.604 .037* 69.45 x2=1.477 .478 41-60 58.94* 59.64

Eðitim düzeyi Ýlköðretim 66.16 x2= 6.226 62.85

Lise 76.66* .044* 75.42 x2= 3.090 .213

Üniversite ve üstü 51.98* 64.83

Medeni durum Evli 24.07(7.383) t= -2.129 .035* 4.57(1.227) t= -.267 .790

Bekar 27.17(9.251) 4.63(1.139)

Çocuk sayýsý Yok 72.56 70.55

Tek çocuk 75.98 x2= 4.293 .117 66.50 x2=.451 .798

2 ve üstü 59.46 65.81

Ekonomik durum Alt 65.14 75.62

Orta 73.26 x2= 6.749 .034* 68.35 x2=1.854 .396

Üst 49.80 59.65

Ýlaç kullanýmý Var 25.17(7.632) t= .001 .999 4.65(1.203) t=.660 .510

Yok 26.72(8.943) 4.52(1.184)

Ailede ruhsal Var 25.36(7.355) t= .185 .854 4.68(1.043) t=.608 .544

hastalýk olmasý Yok 25.08(8.627) 4.55(1.263)

Ölüm tehlikesi Evet 26.18(8.296) t=1.010 .315 4.73(1.220) t= .932 .353

atlatmama Hayýr 24.67(8.149) 4.53(1.179)

Bir ölüme Evet 24.90(8.107) t= - .290 .772 4.52(1.225) t= -.564 .573

tanýk olma Hayýr 25.33(8.294) 4.64(1.178)

Bir yakýnýný Evet 25.23(7.979) t= .154 .878 4.56(1.187) t=-.666 .506

kaybetmiþ olma Hayýr 24.97(9.069) 4.72(1.221)

Ciddi bir saðlýk Var 25.74(7.563) t= .479 .633 4.74(1.263) t= .825 .411

sorunu olmasý Yok 24.97(8.437) 4.54(1.169)

(7)

üstü þeklinde olmak üzere 3 gruba ayrýlmýþtýr. Daha sonra da, BDE puanlarýnýn ÖKÖ gruplarý deðiþke-nine göre farklýlaþýp farklýlaþmadýðýný belirlemek üzere Kruskal Wallis-H Testi uygulanmýþtýr. Elde edilen sonuçlar Tablo 4'te sunulmuþtur.

Tablo 4'te görüldüðü gibi, örneklemi oluþturan hastalarýn BDE puanlarýnýn ÖKÖ gruplarý arasýn-daki fark istatistiksel olarak anlamlý bulunmuþtur (x2=23.091, p<.001). Hangi gruplar arasýnda fark-lýlaþma olduðunun bulunmasý amacýyla, Mann Whitney U testi yapýlmýþ; elde edilen sonuçlar Tablo 5'te sunulmuþtur.

Tablo 5'te görüldüðü üzere, ÖKÖ'den 0-2 puan arasýnda alanlar ile 2.01-4.99 puan alanlar arasýnda (p<.05); 0-2 puan arasýnda puan alanlar ile 5 ve üstü puan alanlar arasýnda (p<.001); ayrýca, 2.01-4.99 arasýnda puan alanlar ile 5 ve üstü puan alan-lar arasýnda (p<.001) anlamlý farklýlaþmaalan-lar bulun-muþtur.

Araþtýrmamýzýn cevap aranan son sorusu ise, örneklemi oluþturan hastalarýn ölüm kaygýsý düzey-lerinin depresyon düzeylerine göre farklýlaþýp fark-lýlaþmadýðýdýr. Bu amaçla BDE puanlarýna göre hafif, orta ve yüksek depresyon gruplarý oluþturul-muþtur. ÖKÖ puanlarýnýn BDE (3'lü) puan deðiþkenine göre anlamlý bir farklýlýk gösterip göstermediðinin belirlenmesi amacýyla

gerçek-leþtirilen yapýlan analizler ve elde edilen sonuçlar Tablo 6'da sunulmuþtur.

Tablo 6'da görüldüðü gibi, ÖKÖ puanlarýnýn BDE (3'lü) grup deðiþkenine göre incelenmesi sonucun-da, gruplarýn aritmetik ortalamalarý arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlý bulunmuþtur (F=10.765; p<.001). Daha sonra, bu farklýlaþ-manýn hangi gruplar arasýnda olduðunun belir-lemesi amacýyla Scheffe testi uygulanmýþtýr. Sonuçta, söz konusu farklýlýðýn hafif düzey depres-yon (14-19 puan) grubunda olanlar ile orta düzey depresyon (20-28 puan) grubunda olanlar (p<.05); hafif düzey depresyon (14-19 puan) grubunda olan-larla aðýr düzey depresyon (29-63 puan) grubunda olanlar (p<.001) arasýnda olduðu belirlenmiþtir. Diðer gruplarýn aritmetik ortalamalarý arasýndaki farklýlýk istatistiksel olarak anlamlý bulunamamýþtýr (p>.05).

TARTIÞMA

Bu çalýþmada, depresif belirtiler nedeniyle psiki-yatri polikliniðine baþvuran hastalarýn depresyon düzeyleri ve ölüm kaygýsý düzeyleri arasýndaki iliþkinin incelenmesi amaçlanmýþtýr. Bu temel amaç çerçevesinde ilk olarak BDE ve ÖKÖ ölçek puan-larý demografik deðiþkenler açýsýndan incelen-miþtir. Bu amaçla her iki ölçek puanlarý cinsiyet,

Tablo 3. BDE Ýle ÖKÖ puanlarý arasýndaki iliþkiyi belirlemek üzere uygulanan pearson çarpým moment kore-lasyon analizi sonuçlarý

Deðiþkenler n 0 ss r p

BDE Puaný 135 24.73 7.794 .366 0.000***

ÖKÖ Puaný 135 4.59 1.192

***p<.001

Tablo 4. BDE puanlarýnýn ÖKÖ gruplarý deðiþkenine göre farklýlaþýp farklýlaþmadýðýný belirlemek üzere yapýlan kruskal wallis-H testi sonuçlarý

ÖKÖ Gruplarý n 0sira x2 sd p

Beck Puaný 0-2 Arasý 3 13.50 23.091 2 .000***

2,01-4,99 Arasý 64 54.73

5 ve Üstü 68 82.89

Toplam 135

(8)

yaþ, medeni durum, çocuk sahibi olma, eðitim düzeyi, algýlanan ekonomik durum, ölüm tehlikesi atlatma, bir insanýn ölümüne tanýk olma, bir yakýnýný kaybetme, ciddi saðlýk sorunu, ameliyat olma, aðýr hastalýk geçirme, ilaç kullanýmý ve ailede ruhsal hastalýk öyküsü ile ilgili deðiþkenlerle iliþkisi incelenmiþtir. Elde edilen anlamlý farklýlaþmalar sýrasýyla aþaðýda tartýþýlmýþtýr.

BDE puanlarý ile demografik deðiþkenler arasýnda anlamlý farklýlaþma olup olmadýðý incelendiðinde

cinsiyet, yaþ, medeni durum, eðitim düzeyi, algýlanan ekonomik durum deðiþkenleri arasýnda anlamlý farklýlaþmalar bulunmuþtur. Elde edilen sonuçlara göre, kadýnlarýn depresyon puanlarý erkeklere göre anlamlý þekilde yüksek bulunmuþ-tur. Literatürde bizim araþtýrma bulgumuzu destek-ler þekilde, depresyonun kadýnlarda erkekdestek-lere göre daha fazla görüldüðü birçok araþtýrma bulgusu vardýr. Birçok araþtýrmada depresyonun görülme sýklýðý kadýnlarda erkeklerden iki ya da üç kat daha fazla olarak bulunmuþtur (Abdel-Khalek 1997,

Tablo 6. ÖKÖ Puanlarýnýn depresyon gruplarý (3'lü) deðiþkenine için yapýlan tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve gruplar arasýndaki farkýn belirlenmesi için yapýlan Scheffe testi sonuçlarý

1 2 3 4 5 1. Hafif BDEP - .012* .000*** -2. Orta BDEP - .272 -3. Aðýr BDEP - -4.Toplam BDEP - F=10.765*** 5. Toplam ÖKÖP .001*** -n 42 47 46 135 135 0 15.19 22.73 36.39 24.73 4.59 ss 6.346 7.687 9.913 7.794 1.192 Puan Aralýðý 14-19 20-28 29-63 0-63 0-5+

BDEP, Beck Depresyon Envanteri Puaný; ÖKÖP, Templer Ölüm Kaygýsý Ölçeði Puaný; 0, ortalama; ss, Standart sapma; *p<.05 ***p<.001

Tablo 5. ÖKÖ Puanlarýnýn depresyon gruplarý (3'lü) deðiþkenine için yapýlan tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve gruplar arasýndaki farkýn belirlenmesi için yapýlan Scheffe testi sonuçlarý

1 2 3 4 5 1.ÖKÖP 0-2 - .05* .001*** 2.ÖKÖP 2.01-4.99 - .001*** 3.ÖKÖP 5 ve Üstü -4. Toplam ÖKÖP - .001*** 5. Toplam BDEP x2=23.091*** n 3 64 68 135 135 0 3.97 4.69 5.06 4.59 24.73 ss 1.231 1.056 1.057 1.192 7.794 Puan aralýðý 0-2 2.01-4.99 5 ve Üstü 0-5+ 0-63

ÖKÖP, Templer Ölüm Kaygýsý Ölçeði Puaný; BDEP, Beck Depresyon Envanteri Puaný; 0, ortalama; ss, Standart sapma, *p<.05 ***p<.001

(9)

Arslanoðlu 2002, Çifter 1993, Güleç ve ark. 2005, Köroðlu1993, Mumcu ve Yazgan 2002, Kýrlý 2008, Soykan 2001, Ünal ve Özcan 2000, Ziyalar 2006). Örneklemin yaþ aralýðý18-60 arasýnda deðiþmekte-dir. BDE puanlarý yaþ deðiþkeni açýsýndan ince-lendiðinde ise, 18-20 yaþ grubundaki hastalarýn depresyon puanlarý 21-40 ve 41-60 grubundaki hastalarýn puanlarýna göre önemli düzeyde yüksek bulunmuþtur. Daha önce yapýlan birçok araþtýrma-da depresyonun orta yetiþkinlik döneminde araþtýrma-daha sýk görüldüðü bulunmuþtur (Abdel-Khalek 1997, Aydýn 2005, Arslanoðlu 2002, Çifter 1993, Güleç ve ark. 2005, Köroðlu1993, Mumcu ve Yazgan 2002, Soykan 2001, Ünal ve Özcan 2000, Ziyalar 2006). Son zamanlarda ise, depresyonun 20 yaþ altýnda eskiye göre daha sýk görüldüðünden bahsedilmek-tedir (Disner ve ark. 2011, Kýrlý 2008). Diðer bir demografik deðiþken olan medeni durum ile BDE puanlarý arasýndaki iliþki incelendiðinde ise, bekâr hastalarýn depresyon puanlarýnýn evlilere göre anlamlý þekilde yüksek olduðu bulunmuþtur. Literatürdeki birçok araþtýrmada bizim araþtýrma bulgularýmýzý destekleyen yönde bulgular vardýr (Abdel-Khalek 1997, Akkayacý 2006, Aþkýn 2000, Bekaroðlu ve ark. 1991). Boþanmýþ ve evli kadýn-larýn karþýlaþtýrýldýðý bir çalýþmadan, boþanmýþ kadýnlarýn kaygý düzeylerinin evli kadýnlara göre daha yüksek olduðu bulunmuþtur (Öngider 2011). BDE puanlarý eðitim düzeyi deðiþkenine göre ince-lendiðinde, lise mezunu gruptaki bireylerin depresyon puanlarý üniversite mezunu grubu birey-lerinden anlamlý þekilde yüksek bulunmuþtur. BDE puanlarý algýlanan gelir düzeyi deðiþkenine göre incelendiðinde, kendilerini iyi gelir düzeyinde algýlayan bireylerin depresyon puanlarý kendilerini alt ve orta gelir düzeyinde algýlayan bireylerden anlamlý þekilde düþük bulunmuþtur. Ancak, BDE puanlarý ile çocuk sahibi, ölüm tehlikesi atlatma, baþka bir kiþinin ölümüne tanýklýk etme, daha önce bir yakýnýný kaybetmiþ olma, ciddi bir saðlýk soru-nunun olmasý, daha önce psikiyatrik ilaç kullanma, ailede ruhsal hastalýk geçiren biri olmasý deðiþken-lerine göre anlamlý bir farklýlaþma bulunamamýþtýr. Araþtýrmanýn diðer sorusu olan ölüm kaygýsý ile demografik deðiþkenler arasýnda iliþki olup olmadýðýnýn incelenmesi amacýyla, ÖKÖ puanlarý ile araþtýrmada yer alan tüm demografik deðiþken-ler arasýnda gerekli istatistiksel analizdeðiþken-ler yapýlmýþ;

aþaðýda her bir demografik deðiþken tek tek ele alýnmýþtýr. Ýlk olarak, ÖKÖ puanlarý cinsiyet deðiþkenine göre incelendiðinde ise, kadýnlarýn ölüm kaygýsý puanlarý erkeklere göre anlamlý þe-kilde yüksek bulunmuþtur. literatürde de bizim bu bulgumuzu destekleyen araþtýrma bulgularý vardýr. (Cicirelli 2001, Eke 2003, Karaca 1997, Þenol 1989, Yýldýz 1994). ÖKÖ puanlarý yaþ deðiþkenine göre incelendiðinde ise, yaþ gruplarý arasýnda anlamlý bir iliþki bulunamamýþtýr. Literatürde ise, Thorson ve Powell'ýn (1988) 16-60 yaþ arasýndaki 599 kiþiden oluþan bir örneklem grubu ile yaptýklarý bir çalýþ-mada, ölüm kaygýsýnýn yaþa ve cinsiyete göre fark-lýlaþýp farklýlaþmadýðýný incelemiþtir. Sonuçta, genç-lerin ölüm kaygýlarýnýn yaþlýlardan çok daha yüksek olduðu ve kadýnlarýn erkeklere göre daha yüksek ölüm kaygýsý sergilediklerini belirlemiþlerdi. Bir baþka çalýþmada ise, doðu kültüründe ölüm kaygýsýnýn, yaþ ve cinsiyet iliþkisi incelenmiþ; bu amaçla, yaþ ortalamasý erkeklerde 41,5 kadýnlarda 40,9 olan toplam 236 gönüllü Kuveytli örneklem olarak seçilmiþtir. Araþtýrmada, Arapça Ölüm Kaygýsý Ölçeði (Arabic Scale of Death Anxiety) kullanýlmýþtýr. Sonuçta, orta yaþ grubunun ölüm kaygýsýnýn daha genç olan üniversite öðrenci-lerinden (yaþ ortalamasý 22) anlamlý olarak yüksek olduðu bulunmuþtur (Abdel-Khalek ve Al-Kandari, 2007). Bu konudaki diðer bir çalýþmada ise, Þenol (1989), huzurevlerinde yaþayan 60-92 yaþ aralýðýn-daki 120 kiþilik bir örneklemde ÖKÖ uygulamýþtýr. Sonuçta, 60-64 yaþ grubunun en yüksek düzeyde ölüm kaygýsý gösterdiði, 70 yaþ ve üstündeki yaþlar-daki kiþilerde ise, daha düþük bir ölüm kaygýsý bulunmuþtur. Ayrýca kadýnlarýn erkeklerden daha fazla ölüm kaygýsý hissettikleri sonucuna varýlmýþtýr. Diðer bir çalýþmada, 16-22 yaþ grubunun diðer yaþ gruplarýndan daha fazla ölüm kaygýsý hissettiðini, erkeklerin kadýnlardan, daha yaþlý olduklarý için evlilerin de bekarlardan daha az ölüm kaygýsý hissettiklerini bulmuþtur (Karaca 1997). Araþtýrmanýn diðer demografik deðiþkenleri olan medeni durum, eðitim düzeyi, çocuk sahibi olma, ölüm tehlikesi atlatma, baþka bir kiþinin ölümüne tanýklýk etme, daha önce bir yakýnýný kay-betmiþ olma, ciddi bir saðlýk sorununun olmasý, daha önce psikiyatrik ilaç kullanma, ailede ruhsal hastalýk geçiren biri olmasý deðiþkenlerine ile ÖKÖ puanlarý arasýndaki iliþki incelendiðinde ise, hiçbiri açýsýndan anlamlý bir farklýlaþma bulunamamýþtýr.

(10)

Ancak ÖKÖ puanlarý ile demografik deðiþkenlerin iliþkisi açýsýndan literatürde daha önce yapýlmýþ çalýþmalar incelendiðinde; yüksek eðitim düzeyinin ve yüksek gelir düzeyinin ÖKÖ'nden göreli olarak düþük puan alýnmasýyla iliþkilinin bildirildiði araþtýrmalar olduðu görülmektedir (Lonetto ve ark. 1979, Kastenbaum 2000, Templer 1971, Neimeyer ve ark. 2004). Bu konuda yapýlan baþka bir çalýþma-da ise, ölüm riski yüksek (polislik, pilotluk, itfaiye-cilik) ve düþük (psikolog, muhasebeci, sýnýf öðret-meni) olmak üzere 290 kiþilik iki gruba ÖKÖ uygu-lanmýþtýr. Araþtýrma sonucunda, düþük ölüm riski olan mesleklerde çalýþanlarla, yüksek ölüm riski olan mesleklerde çalýþanlarýn ölüm kaygýsý puanlarý arasýnda anlamlý bir farklýlýk bulunmuþtur. Bu fark-lýlýk ölüm riski yüksek olan mesleklerde çalýþan-larýn, ölüm riski düþük olan mesleklerde çalýþanlara göre daha yüksek ölüm kaygýsý hissettiklerini göstermektedir. Ayrýca bu araþtýrmada, daha önce ölüm tehlikesi atlatmýþ olmanýn ÖKÖ puanlarýna anlamlý bir etkisi olduðu sonucuna ulaþýlmýþtýr. Birinin ölümüne tanýklýk etmenin ise, ÖKÖ puan-larý üzerinde anlamlý bir etkisinin olmadýðý tespit edilmiþtir. Ayrýca, kadýnlar erkeklerden anlamlý derecede daha yüksek ölüm kaygýsý bulunmuþtur (Eke 2003).

Araþtýrmanýn hipotezinin test edilmesi amacýyla, BDE ile ÖKÖ toplam puanlarý karþýlaþtýrýlmýþtýr. Elde edilen bulgu, hastalarýn depresyon düzeyleri arttýkça ölüm kaygýsý düzeylerinin de arttýðýný göstermektedir. Böylece araþtýrmanýn hipotezi doðrulanmýþtýr. Ölüm kaygýsý ile depresyon düzeyi arasýndaki iliþkinin incelendiði literatürdeki çalýþ-malar gözden geçirildiðinde, bizim araþtýrma bul-gumuzu destekleyen bulgular olduðu görülmktedir. Örneðin, Templer (1970)'in ölüm kaygýsý ile depresyon iliþkisini araþtýrdýðý ilk çalýþmasýnýn sonucunda, ÖKÖ ile MMPI-D arasýnda anlamlý düzeyde (r=.47) korelasyon bulunmuþtur. Templer'in yaptýðý daha sonraki araþtýrmada ise, ölüm kaygýsý, depresyon ve fiziksel saðlýk sorunlarý arasýndaki iliþki yaþlý ve emekli kiþiler üzerinde incelenmiþtir. Bu çalýþmada, ÖKÖ, MMPI-D (MMPI testi depresyon alt ölçeði) ve Cornell Medical Index (CMI) ölçeklerini kullanýlmýþtýr. Araþtýrma sonucunda, ÖKÖ ile MMPI-D arasýnda anlamlý düzeyde (r=.28, p<.01) korelasyon bulun-muþtur (Templer 1971). Abdel-Khalek (1997), 208

Mýsýrlý üniversite öðrencisinden oluþan bir örnek-lemde, ölüm kaygýsý ile depresyon arasýnda anlamlý ve pozitif korelasyonlar bulmuþtur. Abdel-Khalek (2005b), ölümün kiþide depresyon ve üzüntü yarat-masý ile ilgili olarak ölüm depresyonu kavramýný ortaya atmýþtýr. Araþtýrmada cevap aranan sorular-dan birisi de, BDE puanlarý ile ÖKÖ puan gruplarý arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir farklýlaþma olup olmadýðýdýr. Örneklemi oluþturan hastalarýn, BDE puanlarý ile ÖKÖ gruplarý arasýndaki fark istatistiksel olarak anlamlý bulunmuþtur (x2=23.091, p<.001). Hangi gruplar arasýnda fark-lýlaþma olduðunun bulunmasý amacýyla, hastalar ÖKÖ'den aldýklarý puanlara göre, 0-2, 2.01-4.99, 5 ve üstü puan alanlar þeklinde 3 gruba ayrýlmýþtýr. BDE puanlarýnýn ÖKÖ gruplarý deðiþkeni açýsýn-dan incelenmesi üzere uygulanan istatistiksel analiz sonucunda, ÖKÖ'den 0-2 arasýnda puan alan grup ile 2.01-4.99 puan alan grup arasýnda, 2.01-4.99 puan alan grup lehine p<.05 düzeyinde; 0-2 puan arasýnda puan alan grupla 5 ve üstü puan alan grup arasýnda ise, 5 ve üstü puan alan grup lehine p<.001 düzeyinde; 2.01-4.99 arasýnda puan alan grup ile 5 ve üstü puan alan grup arasýnda ise, 5 ve üstü puan alan grup lehine p<.001 düzeyinde anlamlý farklýlaþma bulunmuþtur. Yani Ölüm Kaygýsý Ölçeðinde 5 ve üstü puan alan hastalarýn, 2.01-4.99 arasýnda puan alan gruptan daha yüksek; 2.01-4.99 arasýnda puan alan grubun da, 0-2 arasýn-da puan alan gruptan önemli þekilde yüksek depresyon puaný aldýklarý bulunmuþtur. Bu bulgu, depresyon ile ölüm kaygýsý arasýnda önemli bir iliþ-ki olduðunu göstermektedir. Araþtýrmamýzda cevap aranan son sorusu ise, örneklemi oluþturan hastalarýn ölüm kaygýsý düzeylerinin, depresyon düzeylerine göre farklýlaþýp farklýlaþmadýðýdýr. Bu amaçla, BDE puanlarýna göre hafif, orta ve yüksek depresyon gruplarý oluþturulmuþtur. ÖKÖ puan-larýnýn BDE (3'lü) puan deðiþkenine göre anlamlý bir farklýlýk gösterip göstermediðinin belirlenmesi amacýyla yapýlan istatistiksel analizler sonucunda, gruplar arasýndaki farklýlýðýn hafif düzey depresyon (14-19 puan) grubunda olanlar ile orta düzey depresyon (20-28 puan) grubunda olanlar açýsýn-dan, .05 düzeyinde; ayrýca, hafif düzey depresyon (14-19 puan) grubunda olanlar ile aðýr düzey depresyon (29-63 puan) grubunda olanlar arasýnda .001 düzeyinde olduðu belirlenmiþtir. Bu bulgu þu þekilde açýklanabilir, orta ve aðýr düzey de

(11)

depres-yon puaný almýþ hastalar, hafif depresdepres-yon düzeyinde olan hastalara göre anlamlý düzeyde daha fazla ölüm kaygýsý yaþamaktadýrlar. Literatürde de bizim araþtýrma bulgumuzu destek-ler nitelikte araþtýrma bulgular olduðu görülmekte-dir. Yapýlan bir araþtýrmada, MMPI, Zung Depresyon Ölçeði ve diðer depresyon ölçekleriyle ÖKÖ arasýnda pozitif korelasyon bulduðu çalýþ-manýn sonucuyla benzerlik göstermektedir (Lonetto ve ark. 1979, Neimeyer ve ark. 2004, Templer 1971).

Araþtýrmamýzda elde edilen bulgular sonucunda görüldüðü üzere, ölüm kaygýsý ve depresyon birbir-leriyle iliþkili deðiþkenlerdir. Bizim çalýþmamýzdan elde ettiðimiz bulgular ve literatürde daha önce yapýlmýþ çalýþmalarýn bizim bulgularýmýzý destek-lemesi sonucunda, ölümün farkýna varýþ ve ölümü kabullenmeye giden sürecin, bireylerde depresyona yol açabileceði düþünülmektedir. Ayrýca bu bulgu-larýn, depresif duygu durumu olan bireylerin ölümü daha fazla düþündükleri þeklinde de yorumla-nabileceði düþünülmektedir.

SONUÇ VE ÖNERÝLER

Araþtýrmadan elde edilen bulgular sonucunda, depresyon düzeyi arttýkça ölüm kaygýsý düzeyinin de artacaðý þeklindeki hipotez doðrulanmýþtýr. Ayrýca, hem depresyon hem de ölüm kaygýsý ile demografik deðiþken arasýnda elde edilen bazý bul-gular literatürle tutarlýlýk gösterirken, bazý

bulgu-larý ise, literatürle tutarsýzlýk göstermektedir. Bu farklýlýklarýn nedeni, bizim araþtýrmamýzýn kýsýtlýlýklarýndan kaynaklanmýþ olabilir. Daha geniþ bir örneklemle, çalýþmamýzda yer alan bazý deðiþkenlerin yeniden araþtýrýlmaya deðer olduðu düþünülmektedir. Örneðin bekar kadýnlarýn depresyon düzeylerinin evli kadýnlara oranla göre-celi olarak yüksek olduðu bulunmuþtur. Ancak evli ve bekar olma þeklinde incelenen medeni durum deðiþkeninin, evli-bekar-boþanmýþ-dul gibi daha ayrýntýlý bir örneklem ile araþtýrýlmasýnýn farklý sonuçlar elde edilmesini saðlayabileceði düþünül-mektedir. Araþtýrmamýzýn diðer bir çeliþkili bul-gusu ise, literatürdeki bulgularýn tam tersi olarak yaþ deðiþkeni ile ilgili elde edilen sonuçtur. Bizim araþtýrmamýzýn bulgularýna göre, 18-20 yaþ arasýn-daki geç ergen bireylerin depresyon düzeylerinin, diðer yaþ gruplarýna göre anlamlý derecede yüksek olduðudur. Bu bulgunun da, daha geni bir örnek-lem grubu ile araþtýrýlmasý sonucunda farklý bulgu-lar elde edilebilir. Bu bulgubulgu-larýn yaný sýra, ülke-mizde ölüm kaygýsýnýn incelendiði çok az sayýda çalýþmanýn literatürde yer aldýðý görülmektedir. Bu nedenle, ölüm kaygýsý, özellikle de, ölüm kaygýsý ile depresyon iliþkisinin incelendiði daha kapsamlý araþtýrmalarýn literatüre katký saðlayabileceði düþünülmektedir.

Yazýþma adresi: Dr. Nilgün Öngider, Yaþam Özel Aile Danýþma Merkezi, Ýzmir, nongider@gmail.com

KAYNAKLAR

Abdel-Khalek AM (1997) Death, anxiety, and depression. Omega, 35: 219-229.

Abdel-Khalek AM (2005b) Happiness and death distress: Two separate factors. Death Studies, 29: 949-958.

Akkayacý C (2006) Anksiyete belirtilerinin eþlik ettiði majör depresif bozukluðun taný ve saðaltýmýndaki güçlükler. Türk Psikiyatri Dergisi, 17: 139-146.

Alper Y (2006) Depresyon psikodinamiði ve Cemal Süreya. Türkiye'de Psikiyatri, 7:58-66.

Arslanoðlu K (2002) Psikiyatri El Kitabý, 4. Baský, Ýstanbul. Adam Yayýnlarý.

Aþkýn R (2000) Depresyonun klinik alttipleri. Duygudurum Bozukluklarý Dizisi, 2: 53-63.

Beck AT (1967) Depression: Clinical, Experimental, and Theoretical Aspects. New York. Harper & Row.

Beck AT (2008) The evolution of the cognitive model of depres-sion and its neurobiological correlates. Am J Psychiatry, 165: 969-977.

Bekaroðlu M, Uluutku N, Tariover S ve ark. (1991) Depression in an elderly population in Turkey. Acta Psychiatrica Scandinavica, 84: 174-178.

Bozkurt S (2005) Depresyonun aydýnlanmasýnda bir ýþýk: Bilgi iþleme yaklaþýmý. Türk Psikoloji Yazýlarý, 8 (özel ek sayý): 93-111. Cicirelli VG (2001) Personal meanings of death in older adults and young adults in relation to their fears of death. Death Stud, 25: 663-683.

Collett LJ, Lester D (1969) The fear of death and the fear of dying. J Psychol, 72: 179-181.

Çifter Ý (1993) Depresyon kavramýnýn geliþimi. Depresyon Monograflarý Serisi, 1: 5-18.

(12)

Dilbaz N, Seber G (1993) Umutsuzluk kavramý: Depresyon ve intiharda önemi. Kriz Dergisi, 1: 134-138.

Disner SG, Beevers CG, Haigh EAP ve ark. (2011) Neural mechanisms of the cognitive model of depression, Nature Reviews Neuroscience. AOP, published online 6 July 2011; doi:10.1038/nrn3027.

Eke S (2003) Farklý mesleklerde çalýþanlarýn ölüm kaygýlarýnýn karþýlaþtýrýlmasý. Yayýmlanmamýþ yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi.

Ertufan H (2000) Bir grup týp öðrencisi üzerinde ölüm kaygýsý ve korkusu ölçeklerinin geçerlik güvenilirlik çalýþmasý. Yayýmlan-mamýþ yüksek lisans tezi, Ýstanbul Üniversitesi.

Feifel H, Branscomb AB (1973) Who's afraid of death? J Abnorm Psychol, 81:282-288.

Feifel H (1990) Psychology and death. Am Psychol, 45:537-43. Firestone RW (1993) Individual defenses against death anxiety. Death Stud, 17:497-515.

Friedmann E, Thomas SA, Liu F ve ark. (2006) Relationship of depression, anxiety, and social isolation to chronic heart failure outpatient mortality. American Heart Journal, 152:940-948. DOI: 10.1016/j.ahj.2006.05.009

Geçtan E (1989) Çaðdaþ Yaþam ve Normal Dýþý Davranýþlar, 7. Baský, Ýstanbul, Remzi Kitabevi.

Geçtan E (1999) Varoluþ ve psikiyatri. 6. Baský, Ýstanbul. Remzi Kitabevi.

Gönen G, Kaymak SU, Cankurtaran ES ve ark. (2012) The fac-tors contributing to death anxiety in cancer patients. J Psychosoc Oncol, 30:347-358.

Güleç H, Sayar K, Özkorumak E (2005) Depresyonda bedensel belirtiler. Türk Psikiyatri Dergisi, 16:90-96.

Hisli N (1989) Beck Depresyon Envanterinin Üniversite Öðren-cileri için Geçerliði, Güvenirliði. Psikoloji Dergisi, 7:3-13. Iþýk E, Taner E, Iþýk U (2008) Güncel Klinik Psikiyatri. Ankara. Psimetrik.

Januzzi JL, Stern TA, Pasternak RC ve ark. (2000) The Influence of anxiety and depression on outcomes of patients of coronary artery disease. Arch Intern Med, 160:1913-1921. Kalaoðlu-Öztürk Z (2010) Yaþlý Bireylerde Ölüm Kaygýsý. Yayýnlanmamýþ Uzmanlýk Tezi. Çukurova Üniversitesi Týp Fakültesi Ruh Saðlýðý AD. Adana.

Karaca F (1997) Psikolojik açýdan ölüm ve dini inanç iliþkisi, Yayýmlanmamýþ doktora tezi. Atatürk Üniversitesi, Erzurum. Karaca F (2001) Ölüm psikolojisi ile ilgili Türkçe literatür üze-rine. Din Bilimleri Akademik Araþtýrma Dergisi, 1:1-12. Kastenbaum R (2000) The psychology of death, 3. Baský, London, Free Association Books.

Kýrlý S (2008) Depresyon. Güncel Klinik Psikiyatri, E Iþýk, E Taner, U Iþýk (Ed), Ankara Psimetrik, s.131-172.

Köknel Ö (2000) Duygudurum bozukluklarýnýn tarihçesi. Duygudurum Bozukluklarý Dizisi, 1:5-11.

Köroðlu E (1993) Depresif durumlarýn kliniði. Depresyon Monograflarý Serisi, 1: 19-48.

Kubler RE (1997) Ölüm ve Ölmek Üzerine, (Çev: Banu Büyükkal), Boyner Holding Yayýnlarý, Ýstanbul.

Küey L, Güleç C (1993) Depresyonun Epidemiyolojisi. Depresyon Monograflarý Serisi, 2: 53-68.

Lehto RH, Stein KF (2009) Death anxiety: An analysis of an evolving concept. Res Theory Nurs Pract, 23:23-41. DOI: 10.1891/1541-6577.23.1.23

Lonetto R, Fleming S, Mercer GW (1979) The structure of death anxiety: A factor analytic study. J Pers Assess, 43:388-392. Moraglia G (2004) On facing death: Views of some prominent psychologists. Journal of Humanistic Psychology, 44: 337-57. Mumcu C, Yazgan Ç (2002) Yaþlýlýk ve Depresyon, 1. Baský, Ýstanbul, Okuyan Us Yayýnlarý.

Neimeyer RA, Wittkowski J, Moser RP (2004) Psychological research on death attitudes: An overview and evaluation. Death Stud, 28:309-40.

Oei TPS, Bullbeck K, Campbell JM (2006) Cognitive change process during group cognitive behaviour therapy for depres-sion. J Affect Dis, 92: 231-41.

Ögel K, Saðduyu A, Boratav C ve ark. (2001) Depresyonda Taný ve Tedavi, Ýstanbul: E- Medya Reklam Tanýtým.

Öngider N (2011) Investigation of anxiety levels in divorced and married mothers and theirs children. Archives of Neuropsychiatry, 48: 66-70. DOI: 10.4274/npa.y5538.

Özmen E (1996) Depresyon: Genel bir gözden geçirme. Depresyon Dergisi, 1: 3-14.

Öztürk MO (2001) Duygulaným Bozukluklarý, Ruh Saðlýðý ve Bozukluklarý, 4. Baský, Nobel Kitapevleri, Ankara, s.291-342. Smith TB, McCullough ME, Poll J (2003) Religiousness and depression: Evidence for a main effect and the moderating influence of stressful life events. Psychol Bull, 129: 614-636. Soykan A (2001) Depresyon ve Tedavisi. Psikiyatriye Giriþ El Kitabý, Giriþim Yayýncýlýk, Ankara. s.49-76.

Þenol C (1989) Ankara ilinde kurumlarda yaþayan yaþlýlarda ölüme iliþkin kaygý ve korkular, Yayýmlanmamýþ yüksek lisans tezi, Ankara Üniversitesi, Ankara.

Templer DI (1970) The construction and validation of a death anxiety scale. J Gen Psychol, 82: 165-577.

Templer DI (1971) Death anxiety as related to depression and health of retired persons. J Gerontol, 26: 521-523.

Templer DI, Awadalla A, Al-Fayez G ve ark. (2006) Construction of a death anxiety scale-extended. Omega, 53:209-526.

Thorson JA, Powell FC (1988) Elements of death anxiety and meanings of death. J Clin Psychol, 44 (5): 691-701.

Tomer A, Eliason G (1996) Toward a comprehensive model of death anxiety. Death Studies, 20: 343-365.

Ünal S, Özcan E (2000) Depresyonda hazýrlayýcý, ortaya çýkarýcý ve koruyucu etkenler. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 1:41-48. Yalom I (1995) Depresyon Terapisi, (Çev: Yasemin Engin), Prestij Yayýnlarý, Ýstanbul.

(13)

Yýldýz M (1994) Ýnsanlarýn ölüm karþýsýndaki tutumlarý hakkýn-da yapýlan araþtýrmalarýn deðerlendirilmesi, Yayýmlanmamýþ yüksek lisans tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Ýzmir.

Ziyalar A (2006) Affekt Bozukluklarý. Eriþkin Psikopatolojisi, Yüce Reklam Yay. Daðýtým, Ýstanbul. s.38-49.

Referanslar

Benzer Belgeler

!!!!NOT:Yüz yüze eğitim dersinizin olmadığı günler ders programınızdaki tüm derslere zoom üzerinden katılmanız

Akıllı telefonlar ile entegre elektronik izleyici&amp;bulucu, kaybolma ihtimali yüksek olan tüm eşyalarınızı bulma konusunda yardımcı olur, ışıklı ve sesli uyarı,

Reflekslerle donanmış olsa bile yenidoğan çevreyi duyumsama becerisine sahiptir. Yenidoğanın duyusal becerilerini ölçmek zordur; çünkü kendilerini sözel olarak

SERBEST OKUMA METNİ KUMBARA Şiir öğrencilere okutulacak. DERS TÜRKÇE TÜRKÇE BEDEN EĞİTİMİ VE OYUN

TRAFİK 1.Etkinlik Şiirin anlamını bilmediği kelimeleri bulma Cümlede

DERS HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ HAYAT BİLGİSİ ETKİNLİK Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım Araçlarında Güvenlik Ulaşım

100’den küçük doğal sayı- ların hangi onluğa daha yakın olduğunu belirler5.

ETKİNLİK Sayı örüntülerini 100’den küçük doğal sayılar arasında karşılaştırma ve7.