• Sonuç bulunamadı

Necatigil'e bir sokak adı çok mu?

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Necatigil'e bir sokak adı çok mu?"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

E V E T /H A Y IR

OKTAY AKBAL

^

--- ^ Î r —

Necatigil’e Bir Sokak Adı

ÇoK mu?

"Adım neye verilir - Evlere.... ilerde- Kalmaz böyle evler - Boş­ lukta şiirlere verilir.

Adım nereye verilir - Sapa sokak kenar bir mahallede - Bana benzer - İyidir.

Adım kimlere verilir - Yok erkek evlâdım - Bu soy benimle bi­ ter - Geçmişlere verilir.”

Behçet Necatigil’in ‘Adım’ şiiri... Sağlığında ortaya çıkarma­ mış bu şiirleri. Kendisi için yazmış, gizlemiş çekmecelerde... Ölümünden sonra yakınları buldular o dizeleri; bir büyük şai­ rin nesi var nesi yoksa okurlarına sunmak gelenektir, onlar da bunu yaptılar. Böyledir, şairler, yazarlar pek çok yapıtı gözler­ den saklar. Ya yayınlanmasını gerekli görmediklerinden, ya da o şiirlerin üstünde biraz daha çalışmak istediklerinden... Ama ölüm gelmiş, kapıyı çalmıştır bir kez. Geride kalan ne varsa yaşayanlarındır artık...

“ Ölenin Odası Gösterilir” şiirinde ne yazmıştı:

“Ölümünde odaya doluşmak - İçeriye girmeyin - Ne olacak gireceksiniz de Gitsin, bekleyin

-Daha belki ben ordayımdır, girmeyin - Tozlansın hele her şey - Görülsün istemem - nelerim varmış - Merakınız zaten geçer, üzülmeyin”

Behçet Necatigil uzun yıllar Beşiktaş’ta Camgöz Sokağı’nda ufak bir ahşap evde yaşadı. İki kızı orda büyüdü. Nice şiir or­ da yazıldı. Birçok çevirisini orda yaptı. Sonra yine Beşiktaş’ta bir apartman dairesine yerleşti. İstemeden, apartman yaşamını hiç mi hiç sevmeden. Aklı hep Camgözdeydi. Camgözdeki in­ sanlarda, komşularda...

“Küçük ahşap bir dizi evlerdi - On yıl önce o sokak - Sonra geniş caddelere çıktık - Apartıman - sizden uzak -

Çocuklar orda büyüdü - Orda okula gitti - Komşun uzduk ama görüşemedik Hiç vakit yoktu

-Sîzdendik, yalnız biraz okumuş - İki kadın bir erkek iki çocuk - Uykulu, acele bir karı koca - Bizdik geçen önünüzden başları eğik"

Camgöz Sokağı’ydı Necatigil’in anlattığı, insanlarıyla birlik­ te yaşadığı, uzaktan.seyrettiği, yazgılarını düşündüğü, dizele­ rin e döktüğü...

“Kimdin sen - sorsaydım hepinize - Gelirdi aynı yankı hepi­ nizden - Sana mı kaldı, işine bak.

Bilinmedi, ne çare sizdendik - Yalnız biraz daha iyi yaşamaya özenli - Şimdi aynı uzaklık, aynı utanç - Düşündükçe o sokağı, o evleri.”

Geçenlerde Necatigil’den söz eden bir yazı yazdım. Cam­ göz Sokağı’na Bahçet Necatigil adının verilmesini önerdim. O yazım geniş yankı yaptı. Necatigil’in öğrencisi dostum Haşan Pulur da bu öneriye katıldı. Telefonlarla, mektuplarla okurlar desteklediler. Beşiktaş Belediye Meclisi’nin üyeleri de... Bu üye­ lerden altısı, SHP’li Ayfer Alay, Mustafa Tosun, Ercan Ülker, Talat Mete, Hüseyin Alıcı, Kemal Ciloğlu, Mahmut Tatar Beşiktaş Be­ lediye Başkanlığı’na bir önerge vermişler, şöyle diyorlar:

"Ünü ulusal sınırlarımızı aşmış değerli şairlerimizden Behçet Necatigil ilçemizde yaşamış, ilçemizde hizmet vermiş ve bir çok şiirinde de ilçemizi dillendirmiştir. İlçemizde yaşayan ve yine il­ çemizde hayata gözlerini yuman bu ünlü şairimizin evinin bu­ lunduğu Camgöz Sokağı'nın adının değiştirilerek bu sokağa

‘Behçet Necatigil' adının verilmesini öneriyoruz.

Bu değişiklikle değerli şairimize bir Beşiktaşlı olarak vefa bor­ cumuzu yerine getirirken, bu ismin de bir Beşiktaşlı olarak biz- lere onur vereceğine inanıyoruz."

Bu önerge gündeme alınmamış bile! Beşiktaş Belediye Mec- lisi’ndeki 30 ANAP’lı üyenin oylarıyla geriye çevrilmiş... Kimi­ leri de hiç sıkılmadan 'böyle politik işlerle başkanlığı boşuna uğraştırmayın’ gibi sözler söylemişler! Yalnız altı ANAP’lı üye desteklemiş önergeyi... Evet, Camgöz Sokağı’na Necatigil adı­ nın verilmesini ANAP’lılar, başta da Başkan Mümtaz Kola ‘siyasi’ bulmuş!

Ne diyeyim, bilemiyorum. Camgöz Sokağı’nın ‘Behçet Necatigil’ olarak değiştirilmesinin neresi ‘siyasi’, anlamak güç! Şiirsever, sanatsever ANAP’lıların da bu olaydan üzüntü du­ yacakları umuduyla bu yazıyı yayımlıyorum. İbretle okunsun diye...

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu konuda, bir süre önce Tür­ kiye'ye gelen Nancy Festivalinin temsilcisi, tanınmış tiyatro ada­ mı Henri Baradier, «Sersem Kocanın Kurnaz Karısı» adlı

Yüreğindeki sanatçı heyecanını, sanatçı tutku­ sunu, Yaşar Kem al kadar dört bir yanma saçan bir sanatçı daha görmedim, di­ yebilirim.. Bu heyecanı ade­

Günübirlik ziyaretçiler, ço­ cukları için Eyüp oyuncakçılarından boyalı kayıklar, beşikler, fırıldak, tahta kılıç, kamış tüfek, tef, dü­ dük,

Dışişlerinden aldığı bursla Madrid Güzel Sanatlar Akademisinde baskı, gravür kıs­ mını bitirdi.. Kendi dalında araştırmalar

Ahiren Leipzig Konservatuvarında tahsillerini bitirdikten sonra Almanya’da bir çok konserler veren, İstanbulda da ilk ciddî konserlerini dinle­ ten ve şimdi

Türk balesine eği­ timci olarak da katkıları bulunan Akın, “Kuğu Gö­ lü”, “Uyuyan Güzel”, “Romeo ve Jüliet”, “Ham­ let”, “Cindirella” gibi

Kulağım onda, gözlerim tekerlekli sandalyenin tekerleklerinde dinli­ yorum: “Daha iyi, daha güzel daha insanca, yani insanın insanlığım bütün boyutlarıyla

Birçok şairlerin basma Nizameddin Nazif kesilen ilham perisi onun elin­ de bir şehir tiyatrosu aktörü gibi itaat­ li ve mütevekkildir!... Yeni şiir yazamadığı