• Sonuç bulunamadı

Selma Sultan'ın dramı:Osmanlı Sarayı'ndan Paris'te üçüncü sınıf bir otele

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Selma Sultan'ın dramı:Osmanlı Sarayı'ndan Paris'te üçüncü sınıf bir otele"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

r

* ? . / e

SA N A T OLAYLARI

KültüOgncıt

H İ ^ H S K Z O B ! ! ]

Osm anlı sarayından Paris’te

üçüncü sınıf bir otele

SELMA SULTANIN DRAMI

Cemal AYDIN

B

obigny Müslüman me­ zarlığında yaşlı siyahi bir

harem ağası, taze mezar top­

rağına kapanmış hıçkırıyor. Yağan yağmura, işgal .altında­ ki Paris’in 1941 Ocak’mda yaşanan o yaman kış soğuğu­ na rağmen bütün gece orada kalıyor. Çünkü biricik hanı­ mefendisini kaybetmiştir;

Sultan V.Murad’ın torunu, Hatice Sultan’ın kızı Selma Sultan’ı. Prenses bir yoksul,

bir zavallı, bir kimsesiz gibi rastgele bir çukura defnedil- miştir.

Selma Sultan henüz 30 ya­

şındadır. Altı yüzyıllık bir ik­ tidarın, şan ve şöhretin hatı­ ralarını hâlâ yaşatmaktadır. Paris’te, gurbette, kış ortasın­ da bir karın zarı iltihabından genç yaşta gözlerini hayata kapamıştır ve o büyük felâ­ ket yıllarında bu küçük felâ­ ket sadece siyahi harem ağa­ sını ağlatmaktadır.

Herkes terketmiştir Selma

Suitan’ı. Terketmeyen biri

vardır, mezarı yağmurla yarı­ şırcasına gözyaşlarıyla ıslatan sadık ve vefakâr hizmetçisi. | Acıdan çılgına dönen zavallı

adam, öyle üzülmüştür ki, sultanının henüz sütten kesil­ memiş bebeğinin otel odasın­ da tek başına kaldığını bile unutmuştur.

Selma Sultan, hayatının

ilkbaharında sürgün acısını ■ tatmış, annesi Hatice Sultan1 la birlikte önce Beyrut’a git­ miştir. Oradan da kendini âdeta Hindistan’a sürgün eden genç prenses, hiç tanı­ madığı bir Hint racasıyla ev­ lenmiş, dayanılmaz acılarla sürüklene sürüklene Paris’e kadar gelerek üçüncü sınıf bir otelde hastalanarak ölmüş­ tür.

Otelde unutulan bebek ise tam üç gün aç, susuz, bakım­ sız kaldıktan sonra tesadüfen bulunarak İsviçre Konsolo- su’nun hanımına verilen ve derken yazar olup çıkan Ke-

nıze Murad’dır.

Bütün bir Osmanlı hane­ danı, yüzyılların hatıraları, harem hayatı, haremde dün­ ya siyaseti, imparatorluğun çöküşü, İstiklâl Savaşı, Os- manoğullan’mn gurbete düş­ meleri, doruklardan

uçurum-Prenses Tarafından”, işte o ta­

lihsiz bebeğin, Kenize Mu-

rad’ın “gerçek bir yaşanmış roman’’ olarak sunduğu ki­

tap.

Türk anne, Hintli babadan dünyaya gelen Kenize Murad,

“ bulunmuş çocuk” luğunu

günyüzüne çıkarmak için yazdığı romanına, Türkiye, Lübnan, arşivler, şahitler der­ ken tam dört yıl emek ver­

miş. “ 600 sayfalık bu eseri

gündüzden okumaya başlayıp gecenin dördünde kapattığınız Zaman, uykunuz kitaptan kaynaklanan rüyalarla dolu­ yor” diyor eser hakkında bir

tenkit yazısı yazan Catherine David.

Aynı tenkitçi “ Türkiye’ye

gidecek her yolcunun bundan böyle bu kitabı mutlaka oku­ ması gerekecek” dedikten

sonra, Le Nouvel Observatu- er’deki yazısını şu cümleyle bağlıyor: “ Kenize Murad,

atalarından gönülleri fethet­ me sanatını da miras almış.”

Tabiî, Kenize Murad ın Os­

manlI’yı ne derece doğru an­ lattığım anlamak için mutlaka

kitabın kendisini okumak ge­ rekiyor.

Türk Edebiyatı dergisinin düzenlediği

Mehmet Âkil Şiir nhlili ve Resim

Yarışması ödülleri dağıtıldı

T

ürk Edebiyatı dergisi tarafından düzenlenen Mehmet Akif Şiir Tahlili ve Resim Yanşması’nda dereceye giren eser­ ler belirlendi. Türk Edebiyatı Vakfı’nda geçen cumartesi gü­ nü düzenlenen bir törenle, şiir ve resim yarışmasında derece­ ye giren eserlerin sahiplerine ödülleri dağıtıldı.

Mehmet Akif Şiir Tahlili Yanşması’nda dereceye giren isim­ ler şunlar: öğretim üyeleri: Halistin Kukul, İsmail Çetişli, Dr. Hayati Bice, Ahmel Çoban. Öğretmenler: Özkan Yalçın, Ay­ han Gültaş, Haşan Özdemir, Osman Kaymak, Ramazan Yıl­ maz, Ali Akmantar, Yusuf Rodoplu. Üniversite öğrencileri:

l.Gıyasettin Ekici, 2. Murathan Özçandarlı, 3. Ali Donkay, 4. Şahin Cengiz, S. Oğuz Karakartal, Lise öğrencileri: 1. Gül- bahar Rençber, 2. Zeynep Saraç, 3. Hakan Zengin, 4. Burcu Yegiil, 5. Muhammed Akif Erol, 6. Osman Alpaslan, 7. Şük­ ran Toker.

Mehmet Akif Resim Yarışması’nda, birinciliğe ve ikincili­ ğe lâyık eser bulunamadı. Yanşmada Üçüncülüğü Mehmet Baş­

buğ alırken, Tomris Yazgan mansiyon ödülüne lâyık görül­ dü. Yarışmada ödül alan öğrenciler ise şu isimlerden oluşu­ yor: İlkokul-1. Ahmet Cengizhan Atik. Ortaokul- 2. Fatma Sinan. Lise- 3. Ömer Çetin, 4. Berrin Coşkunaip, 5. Sabiha Altan, 6. Oktay Efe, 7. Ayla Çabuk, 8. Semra Sungun, 9. Elif Döğenoğlu, 10. Gülümser Şeker, 11. Ali H. Şerifoğlu, 12. Ay- seli Tarhan.

Referanslar

Benzer Belgeler

5. Ey bizden daha genç olanlar! Bu emekler, bu dilekler siz- ler içindir! Bu dille sizler, ne mutlu, bizlerden daha çok ve güzel konuşacaksınız. Hele anaların kucağında

Türk Dili ve Edebiyatı 1... Türk Dili ve

(I) Türk edebiyatının destan geleneğinden halk hikâye- ciliğine geçiş dönemi eseri olan Dede Korkut Hikâyeleri, Türk boylarının Kafkasya ve Azerbaycan yörelerindeki

Onlar ne kadar yükselirlerse yükselsinler, yine motosiklet ile koridorda dolaşan Kapani, kırdığı camı başka bir cam ile değiştiren Ul­ vi Yenal olarak

^ Bununla beraber Bedreddin daha : pürüzsüz ve temiz yazmağa da j muktedirdir ve her satırını keskin | bir mantığın süzgecile son bir tet- i kikten

Balkan ve Yakın Doğu Sosyal Bilimler Dergisi Şahinyılmaz, 2020: 06 (Special

Kayseri “Hançerli Sultan Vakfı Bedesteni” hem ticari doku bütününde çevresiyle hem yapı bazında; bir bü- tün ve bölüm, bölüm olarak, farklı dönemlerde hem

4. İyi bir edebiyatçı olmak öncelikle sağlam bir hayal gücü ister. Bilhassa geçmiş asırları göz önünde canlandırmak için hayal gücü bilgi kadar önemlidir. Bir