• Sonuç bulunamadı

Mevlana'nın bugünlere çağrısı...

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Mevlana'nın bugünlere çağrısı..."

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Geçici, zulüm temeline kurulmuş saltanatı boğu­

cu bir düş sayan, padişahları, şahları, imparator-

lan halkın sırtına yüklenmiş ağır bir tabut bilen,

îmandan, Islâm’dan, insanlıktan başka hiçbir

kudrete eğilmeyen Mevlânâ Celâieddin Muham-

med, ömrü boyunca gerçek insanlık için, insanlı­

ğın yarını için, Islâm ve iman için yaşamıştır. O,

insanları, gerçek insanlığa, yarına, yarının barış,

kardeşlik ve eşlik-eşitlik cennetine çağırmıştır.

Güz mevsiminde bile ilkbaharı özleyen Mevlânâ,

Tasavvufu, her şeyi, her olayı, Hak ve Hak’tan,

Hakk’ın cilvesi bilip gözlerini yummamış, boynunu

bükmemiştir. Mevlânâ’nın “ Mesnevî'slnde ve “ Dî-

van-ı Kebîr” inde,

duygusunda ve yaşayışında,

dünyanın, tarih boyunca geçirdiği devirler ve ken­

di devri, zulmedenler, ezilenler, Haçlı Seferleri,

pâdişahların-beylerin kavgaları, çarşı-pazar, halk,

her şey ve yepyeni bir dünya görüşü, bütün dinle­

rin bozulmamış amacı, İslâm’ın birllk-berâberlik,

eşlik-eşitlik görüşü, pırıl

p ırıl

balkılamaktadır. O

dâima ileriye, iyiye ve güzele yönelmiştir.

M evlân â 'nm B ugünlere

H

İCRET yılı hisâbıyla Mevlânâ’nın ebedîliğe

göçüşünün yediyüz ylrmisekizinci, Milâdî takvime göreyse yediyüz altıncı yılı bugün bitiyor (1); bu büyük insan, fânî yaşayıştan ayrıla­ lı yedi asır geçmiş, sekizinci yüzyıldan da şu kadar yıl geride kalmış.

Çağrısı.

-YAZAN:-Abdülbâkl GÖLPINARLI

Fakat hâlâ, yalnız biz değil, bütün dünya, bu in­ sanlık mümessilini, bu insani görüş, duyuş ve duyımış dehâsını anmakta, unutulmamakta ve hiç şüp­ he yok ki, dünya durdukça, hele gerçek insanlığa, ger­ çek kardeşliğe özlem duy­ dukça, daha da fazla anıla­ cak. Gerçek barışa, gerçek kardeşliğe ulaşddıktan son­ raysa adı, insanlığın baş- tâcı olacak. Kula kulluk etmeyenler, geçici kudretle­ re baş eğmeyenler, kendileri için değil, toplum için yaşayanlar, fani varlıklarını gerçek varlığa verenler, an­ cak tek ve gerçek mâbûda secde edenler, O’nun mâ­ nevi huzurunda, aşkla, vecd içinde ve gerçek bir saygıyla eğilecekler.

Mevlânâ dostları, “Buhârî”nin. "Sahih”inde- ki bir hadise dayanarak, O’nun fânî hayattan çeki­ lişini bir uyku, bir gerdeğe gidiş, bir sevgiliye kavuş­ ma saymışlar, ebedîliğe göçtüğü günün gecesine, “Gerdek Gecesi” adını ver­ mişlerdir. Gerçekten de Mevlânâ, ilerde hayâl ettiği insanlık birliğini düşüne­ rek, insanlığın bir gün o kutluluğa erişeceğine inanarak fâni hayata gözle­ rini yummuştu. "Daha ileriye, daha yakına gel a benim cânım; a benim ger­ çek sultânımın haber ça­ vuşu, daha yakın gel” sözleri, O’nun son sözleri olmuştu.

GERÇEK İNSANLIK

Geçici, zulüm temeline kurulmuş saltanatı, boğucu bir düş sayan, Arapça “devlet” sözünü Farsça iki

kelimeye ayırıp “dev-koş, didin, yorul” ve "let - kötek ye, horlan, dövül” diye yorumlayan, padişah­ tan, şahlan, imparatorları, halkın sırtına yüklenmiş ağır bir tabut bilen, îman­ dan, İslâm’dan, insanlıktan başka hiçbir kudrete eğil­ meyen Mevlânâ Celâieddin Muhammed, ömrü boyunca gerçek insanlık için, insan­ lığın yannı için, İslâm ve imân için yaşamış, insanla- n, gerçek insanlığa, yanna, yarının banş, kardeşlik, eşlik-eşitlik cennetine çağırmış, şöyle demişti (Rubâî):

“Her gün bir yerden göç­ mek, her gün bir konağı bırakıp yürümek, gitmek,/ Ak»r su gibi donmamak ne hoş. /Dün geçti, düne ait sözde dün gibi geçti-gitti;/ Bugün, yepyeni bir söz söylemek gerek”.

B İ R D Ü N Y A K İ ^

Mevlânâ, "Allah sizi esenlik yurduna çağırma­ da” hükmünce (Kur’ân-ı Kerim; X , 25) kudret diline tercemân olmuş, güz mevsiminde bile ilkbaharı özlemiştir.

“Bu, ne şaşdacak şey; güz mevsimindeyiz, gü­ neş Koç burcuna girdi. Kanım kaynamaya başladı; beden ırmağında oynama­ ya, bedeni de oynatmaya başladı.

Leş bile canlanmada; ihtiyar bile gençleşmiş;

bakır bile som altın kesil­ miş; şehrimizden gidenin yerine daha iyisi, daha gü­ zeli gelmiş.

Bir şehir ki, zevkle - sefâla, bollukla dopdolu. Her sarhoşun elinde bir kadeh... bu, işret peşinde, öbürü sıhhatte, âfiyette. Bu, süt ırmağı, öbürüyse bal nehri.

Şehirde bir padişah olur, bu şehirse, ne acâyip, padişahlarla dolu. Gökyü­ zünde bir Ay var, bu şehir­ se Aylarla Zuhallerle bezen­ miş.

Yürü-yürü; hekimlere, * sizin orda işiniz yok de; çünkü, orda ne hastalık var, ne de kimse hastalık yüzü görür.

Ne kadısı var o şehrin, ne şahnesi [2]; ne beyi var, ne muhtesibi [3]. Dâvâ, savaş, nasıl olur da denizlerin üs­ tünde yürüyüp gidebilir.” diyen Mevlânâ, Ta­ savvufu, her şeyi, her ola­ yı, Hak ve Hak’tan, Hak'km cilvesi bilip gözle­ rini yummamış, boynunu bükmemiş, bugün hükmü tutulmayan Incil’in hük­ müne uymamış, hattâ bu yüzden şeyhleri “dük­ kân açıp alış-verişe gi­ rişmiş kişiler” diye yermiş, dünya eserleri arasında, tek eserlerden biri olan “Mesnevi”sinde, sırası gel­ dikçe ve birçok yerde onları kınamıştır, çünkü O,

“Ben hâcetler kıblesiyim, gönül kıblesiyim ben; Cumâ mescidi değilim, insanlık

mescidiyim ben. Gönlü sâf sûfîyim; benim tekkem â- lem; Medresem dünyâ be­ nim. Aba giyen sûfîlerden değilim ben,, der. Mevlânâ- 'nın "Mesnevî”sinde, "Dî- vân-ı Kebîr”inde, duygu­ sunda ve yaşayışında, dün­ yânın, târih boyunca geçir­ diği devirler ve kendi devri, zulmedenler, ezilenler, ka- leduvarlarmda teşhir edilen kesik başlar, musâdereler (4).

Haçlı Seferleri, pâdişâh ia- nn-beylerin kavgaları, çar- şı-pazar, halk, her şey ve yepyeni bir dünyâ görüşü, bütün dinlerin bozulmamış amacı, İslâm'ın birlik-berâ- berlik, eşlik-eşitlik görüşü, pınl-pırıl balkımaktadır. O, dâima ileriye, iyiye ve gü­ zele yönelmiştir.

BÜTÜ N SIR

Ö Z D E . . .

Mevlânâ,

“Ağaç bir yerden bir yere gidebilseydi, ne testere ezi­ yetini çekerdi, ne cefâ yara­ larıyla yaralanır berelenir- di.

Sağır kaya gibi oldukları yerde kalsalardı, ne Güneş ışık verirdi, ne Ay ışıtırdı â- lemi.

Durdukları yerde dursa- lardı, Fırat da acırdı, Dicle de, Ceyhan da.

Hava bir yerde mahpus kalsaydı zehir olurdu; bak da gör; hava bile duruştan ne ziyanlara uğramada.

Deniz suyu, yolculuğa çıktı, havaya ağdı da bulut oldu mu,acılıktan kurtulur, havaya döner.

Ateşin yalımı-alevi yatış­ tı mı, kül kaplar üstünü,

ö-lür, yok olur-gider. Bak hele, Şeriat sâhibi Muhhammed, Mekke'den çıktı ama gene geldi-çattı da Mekke’ye sahip oldu.

Ben birazını söyledim, geri kalanını sen bil, sen öğren; kendi huyundan, Tann huyuna ulaşmaya bak; yola düş” diyor.

Ç A Ğ R IY A

U Y A L I M ...

Hicretin- 1400. yılına gi­ rerken yazdığım yazıda, in­ san dostlara, insanlığı bilip anlayanlara, "Aldanıştan gerçeğe, bâtıldan hakka, küfürden îmâna, inkârdan ikrara, düşmanlıktan dost­ luğa, birbirimizi kırmaktan sevmeye-kucaklamaya, hâ­ lâ iktisâdî-içtimâî ve siyâsî yönlerde, hattâ ilmi yönde sürüp giden Haçlı Seferle- ri’nde zafere ulaşmak, ba­ ğımsızlığa kavuşmak için bizi aldatanları, birbirimize düşman edenleri görüp ta­ nımak için gaflet uykusun­ dan uyanıklığa hicret ede­ lim” demiştim.

Bugün bizi bu hicrete Mevlânâ çağırıyor. Çağrısı­

n ı uyalım dostlar; ne olur, uyalım.

[1] Hicrî hesapla,

[3] Hicri hisapla, dört kûaur ay sonra...

[2] Şahne, zabıta memurudur. [3 J Muhtesib, vergi işlerine ba­ kan, bu işlerden sorumlu o-Ian memurdur.

|4] Müsâdere, gözden düşen, öldürülen ulu kişinin, bütün

malının-mülkünün devlet tarafından zaptedilmesidir, Mevlânâ'nm “ Müsadere” redifli bir gazeli de vardır.

İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

In this report, we present a rare case of multiple splenic abscesses with nonspecific clinical symptoms caused by S.Typhi in a previously healthy child and review the literature

Amaçlı örneklem bağlamında seçilen üç film, Türk kültür ve geleneklerinin daha çok yansıttığı, TRT’nin milli birlik ve beraberliğe katkı sağladığı ve genel ahlak

Takiplerde kranial ve boyun MRI’ında, boyun doppler USG’ de, hematolojik, biyokimyasal, enfeksiyöz ve romatolojik testerde patolojik bir bulguya rastlanmaması ayrıca göz,

 Turizm KOBİ'lerinin tüketiciler, ulusal turizm ofisleri ve diğer turizm aktörleri tarafından kullanılmak üzere sürdürülebilirlikle ilgili veri ve bilgileri şeffaf bir

Bir ekosistem içinde ya da farklı sanayi ekosistemleri arasında değer zinciri bağlantılarının kurulmasında rol oynayan Avrupa Küme Organizasyonları ve diğer

Çağrının başvuru yapabilecek paydaşlarınıza duyurulması ve tarafınızca/paydaşlarınızca başvuru yapılması durumunda ilgili süreçlere ilişkin

Proje kapsamında, 19-20 Ocak 2022 tarihlerinde Ek-1'de iletilen gündem ile “ Tek Pazar Programı – Sürdürülebilir Turizm ile Büyüme ve KOBİ ’ ler Çağrısı Eğitimi ”

Bir ekosistem içinde ya da farklı sanayi ekosistemleri arasında değer zinciri bağlantılarının kurulmasında rol oynayan Avrupa Küme Organizasyonları ve diğer