• Sonuç bulunamadı

Hoca Ahmet Yesevî ile Bağlantılı ve Literatürde Az Bilinen Alevî-Bektaşî Erenleri

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hoca Ahmet Yesevî ile Bağlantılı ve Literatürde Az Bilinen Alevî-Bektaşî Erenleri"

Copied!
16
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

LL‹‹TTEER

RA

ATTÜ

ÜR

RD

DEE A

AZ

Z B

B‹‹LL‹‹N

NEEN

N A

ALLEEV

V‹‹--B

BEEK

KTTA

Afifi‹‹ EER

REEN

NLLEER

R‹‹

A

Allii YYAAMMAANN1 Ö

ÖZZEETT

Günümüzde Türk dünyas›n›n çeflitli bölgelerinde Ahmet Yesevi’nin etkilerinin çeflitli flekiller alt›n-da yaflad›¤› görülmektedir. Bu makalede Ahmet Yesevi ile ba¤lant›l› literatürde fazla bir bilgi bulunma-yan Alevi-Bektafli Erenleri ele al›nmaktad›r. Sözlü gelene¤e dayal› sosyal yap›lanma nedeniyle hakla-r›ndaki bilgilerin daha çok sözlü gelenek kaynakl› oldu¤u görülmektedir. Bu bilgiler gerek yay›nlanm›fl eserler gerekse yerinde yap›lan alan araflt›rmalar›na dayan›larak sunulmaktad›r. Anadolu ve Balkanlar-da gerçeklefltirilecek alan araflt›rmalar› ile, Ahmet Yesevi gelene¤ine mensup çok Balkanlar-daha fazla flahsiyetle ilgili verilere ulafl›laca¤› da muhakkakt›r.

A ABBSSTTRRAACCTT

In this article, some Alevi-Bektasi saints which are related with Ahmad Yasavi is analyzed. There are not much information in literature about them and that’s why they are chosen. Information about them is collected from some written sources and field works. In the future there must be more field Works..

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr:: Ahmet Yesevi, Yesevilik, Alevilik, Bektaflilik, Erenler. K

Keeyy WWoorrddss::Ahmet Yesevi, Yesevism, Alevism, Bektashism, Saints.

Kaynaklarda ve halk aras›nda, Pir-i Türkistan, Hazret-i Sultan gibi isimlerle de an›lan büyük Türk mutasavv›f› Hoca Ahmet Yesevi’nin ve Yesevi Yolu’nun Orta Asya merkez olmak üzere Türk topluluklar›n›n manevi hayatlar›nda as›rlard›r sü-ren etkisinin de¤iflik yönleriyle incelenmesi, ayr›nt›lar›yla ortaya konulmas› Yese-vilik araflt›rmalar› bak›m›ndan büyük önem tafl›maktad›r. Biz bu amaca yönelik kendi alan›m›zla ilgili da¤›n›k bilgileri sistemlefltirmeye ve sunmaya yönelik çal›fl-malar›m›z› sürdürmekteyiz. Genelde Yesevi kültürü olarak adland›rd›¤›m›z, kültü-rel dokular, Ahmet Yesevi ve onun harika flahsiyeti sonucunda ortaya ç›km›fl ve za-man içerisinde de¤iflik flekiller alt›nda olsa da çeflitli unsurlar›yla bugün hâlâ yafla-maya devam etmektedir. Ahmet Yesevi’nin tarihimizdeki özel yerinin hiç flüphe-siz, Türk topluluklar›n ‹slâmlaflma döneminde harika bir zamanlama ile eski Türk inançlar›n› yeni dinsel de¤erler ile uyumlu hâle getirmesindeki üstün baflar›s› ile ba¤lant›l› oldu¤u bilinmelidir.

Son dört y›ld›r çal›flmalar›m›z› gerek Yesevilik araflt›rmalar›n›n sorunlar› ve gü-nümüzdeki durumu, gerekse Yesevili¤in nitelikleri ve etkileri konusunda yo¤unlafl-t›rd›k. Bu ba¤lamda Türkiye ve Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde kaynak ve

(2)

alan araflt›rmalar› yürüttük. Böylece gördük ki, Anadolu ve Orta Asya aras›nda dinsel, kültürel bak›mlardan büyük yak›nl›klar bulunmaktad›r. Bu konular› ele alan makalelerimiz, daha önce gerek bu dergide, gerekse Kazakistan’daki çeflitli süreli akademik yay›nlarda yay›nland›.2Burada konunun daha çok Anadolu boyutu üze-rinde durulacakt›r.

Onun etkileri sadece Yesevi Yoluna özgü çeflitli dinî kültürel de¤erler ile sür-mekle kalmam›fl, ayn› zamanda yetifltirdi¤i ve/veya onun izinden giden birçok flah-siyetle de devam etmifltir. Çeflitli kaynaklarda Ahmet Yesevi ile iliflkilendirilen ge-rek tarikat gege-rekse soy ba¤lant›s› bulunan pek çok flahsiyet bulunmaktad›r. Ahmet Yesevi kadar olmasa da bu flahsiyetlerin birço¤u da tarihte iz b›rakan tan›nm›fl flah-siyetler olagelmifllerdir. Bu zamana kadar yap›lan çal›flmalarda Ahmet Yesevi ve Yesevilikle ba¤lant›l› tarihi veya menk›bevî flahsiyetlerin derli toplu dökümünün yap›ld›¤› bir araflt›rma bulunmamaktad›r. Biz burada kaynaklarda s›kça geçen ta-n›nm›fl olanlar› Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Künhü’l Ahbar ba¤lam›nda belirt-mekle yetinerek, esas olarak literatürde az bilinen ve daha çok sözlü gelenek yo-luyla günümüze ulaflm›fl Alevi-Bektafli erenleri üzerinde durmak istiyoruz. Yer yer bu erenlere ait ziyaretgâhlardaki not ve gözlemlerimize de baflvurulacakt›r.

Ocak’›n da çok yerinde belirtti¤i üzere “…Anadolu için temel problemimiz, Yesevili¤in Anadolu sufili¤i için nerede ve ne ölçüde yer ald›¤›, ne gibi bir ak›be-te u¤ram›fl oldu¤udur. Yesevili¤in XIII. yy. da,

1) Kimlerin, hangi fleyhler taraf›ndan temsil edildi¤ini, 2) Bunlar›n Anadolu’nun nerelerinde faaliyet gösterdiklerini, 3) Hangi tekke ve zaviyeleri nerelerde kurduklar›n›,

4) Yesevili¤i nas›l bir muhteva ile sunduklar›n›,

5) Yaz›l› bir edebiyat meydana getirip getirmediklerini bilebilmek, bu proble-min cevap verilmesi gereken temel sorular›d›r. Oysa flimdilik bu cevaplar› tam ola-rak bilemiyoruz. Çünkü bu mühim sorular› kesintisiz cevaplamaya yarayacak, bu devirden kalma hiçbir yaz›l› metin elimizde mevcut de¤ildir… (Ocak, 1998: 327)”

Varolan bu kaynak sorunu nedeniyle olsa gerek, Köprülü de “...Yeseviyye’nin ilk teflekkülüne ait bilgimizin yetersiz oluflu yüzünden, onu iyi anlamak için men-kabelere baflvurmak zorunday›z...” diyordu (Köprülü, 1972: 144).

Daha sonraki devirlere ait kaynaklarda ise Hac› Bektafl Veli, Sar› Saltuk, Emir-ci Sultan/fieyh Çin Osman, Piri Baba, Geyikli Baba, Horoz Dede, Gajgaj Dede,

(3)

Abdal Musa, Avflar Baba, Akyaz›l› Aziz, fieyh Nusret, fieyh Pir Dede, Kademli Ba-ba, Baba Sultan gibi erenlerin Ahmet Yesevi ile ba¤lant›l› olduklar› yönünde yar› menk›bevî verilerin yer ald›¤› kaynaklar›n bulundu¤u görülmektedir. Bu menk›be-vî verilerin alt›nda tarihî gerçeklerin de yer ald›¤›n› kabul etmek gerekir. fiöyle ki Anadolu’da bugün yaflayan topluluklar›n Orta Asya’dan Balkanlara kadar uzanan yerleflme süreci göz önüne al›nd›¤›nda bu verilerin tarihsel gerçekleri de içerdi¤i görülecektir. Anadolu’ya göçlerin bafllad›¤› dönemlerden bafllayarak pek çok ta-savvuf ekolüne mensup derviflin de buralara geldi¤ini biliyoruz. Mesela Gordlevs-ki’ye göre Küçük Asya’da Ahmet Yesevi’nin kal›tç›lar› ve ard›llar› Bektaflilerin de bulundu¤u aç›kt›r (Gordlevski, 1988: 322). Çeflitli araflt›rmac›lar›n verdi¤i bilgile-re göbilgile-re Anadolu’ya Yesevi derviflleri gelmifl olup onlar›n tarihi veya menk›bevî iz-leri bugün hâlâ mevcut durumdad›r. Mesela Hasluck’a göre Hac› Bektafl Veli ve ayn› ekole mensup dervifller Hoca Ahmet Yesevi ile iliflkilidirler (Hasluck,1929: 53, 135).3Ayn› flekilde Babinger de flu bilgileri vermektedir: “...Daha Selçuklular zaman›nda birçok sufi insanlar Evliya merkezi olan Buhara’dan gelip, Anadolu’ya toplulukla girmifller ve orada gerek saray gerek ahali taraf›ndan istekle kabul edil-mifllerdi. Maveraünnehir’in çok yüksek tutulan halk velisi Ahmed Yesevi (Öl. 1166, Yesi) bunlar›n hepsinin üstat ve sevgilisi idi. Bu bak›mdan özellikle Horasan bu yabanc› konuklar›n kayna¤› bulunuyordu (Babinger, 1996: 21).”4

Kaynaklarda5Ahmet Yesevi’nin Anadolu’daki halifelerinin daha çok Vilayetna-me-i Hac› Bektafl-› Veli, Evliya Çelebi Seyahatnamesi ve Künhü’l-Ahbar adl› eser-lere dayan›larak sunuldu¤u görülmektedir. Bu veriler Anadolu ve Balkanlar’daki Yesevi halifelerini aç›klamak bak›m›ndan yeterli de¤ildir. Biz, bu konuda k›sa za-manda kaynak tarama ve Anadolu’da yapt›¤›m›z s›n›rl› bir alan araflt›rmas›yla bile çok daha fazla veri elde edilebilece¤ini gördük. ‹flte bu makalemizde bu araflt›rma-lar›m›z s›ras›nda elde etti¤imiz verilerle tespit etti¤imiz Ahmet Yesevi ile ba¤lant›-l› Alevi-Bektafli erenleri hakk›nda bilgiler verilecektir.

Vilayetname-i Hac› Bektafl-› Veli, Anadolu’da yaz›lm›fl olup Ahmet Yesevi ve onunla iliflkili erenler hakk›nda bilgi veren en eski ve en de¤erli eserdir. XV. yy.›n sonlar›nda Uzun Firdevsi diye tan›nan H›z›r b. ‹lyas taraf›ndan yaz›lm›flt›r. On cilt-lik Evliya Çelebi Seyahatnamesi ise XVII. yüzy›l Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun genifl hakimiyet alan› alt›nda bulunan yerlerdeki gezi bilgilerini içeren bir eser olup Ah-met Yesevi ile ba¤lant›l› erenler hakk›nda yararl› bilgiler vermektedir.6Buna Evli-ya Çelebi’nin Ahmet Yesevi soyundan geldi¤ini söylemesi de eklenince verdi¤i bil-giler daha ilginç bir boyut kazanmaktad›r. Bu duygusal ba¤› ile olsa gerek o,

(4)

gide-bildi¤i yerlerde nerede Yesevilikle ba¤lant›l› türbe, tekke veya kifliye rastlarsa bu-nu belirtmektedir. Evliya Çelebi, Seyahatname’de Ahmed Yesevi’nin manevi nüfu-zunun bütün Rumeli, Anadolu ve Azerbaycan’da yaflad›¤›n› gözlemleriyle ortaya koymaktad›r. Evliya Çelebi bu ba¤lamda Sar› Salt›k, Avflar Baba, Abdal Musa, Ak-yaz›l› Aziz, Geyikli Baba, Gajgaj Dede, Horoz Dede, fieyh Çin Osman, fieyh Nus-ret, fieyh Pir Dede ve Kademli Baba hakk›nda da bilgi vermektedir. Gelibolulu Mustafa b. Ahmet adl› ancak daha çok Alî k›sa ad›yla bilinen tarihçi, Künhü’l-Ah-bar adl› genel dünya tarihini konu alan eserini ise 1593-1599 y›llar› aras›nda ka-leme alm›flt›r. Bu eserde de menk›bevî/yar› menk›bevî olmakla birlikte Ahmet Ye-sevi ve onun halifeleri hakk›nda bilgi bulunmaktad›r. Buradaki bilgiler Vilayetna-me ile de benzeflVilayetna-mektedir. Tarihçi Ali bu ba¤lamda Hac› Bektafl Veli ve Emir Çin Osman hakk›nda bilgi vermektedir.

Bu çok bilinen kaynaklar›n d›fl›nda da Anadolu’nun de¤iflik bölgelerinde Yese-vi halifelerinin ve soyundan gelenlerin varl›¤›na iliflkin veriler bulunmaktad›r. Bi-zim burada verece¤imiz üç örnek, Rumi Hoca, Bozgeyikli Dede ve Hac› Mahmut Hoca’d›r. Orta Anadolu’da bir Dolaflma adl› eserinde Dr. fiükrü Akkaya, Rumi Ho-ca’n›n, nakledildi¤ine göre, Horasan’dan gelen Ahmed Yesevi halifelerinden oldu-¤unu, Keçikalesi savafl›nda bu kaleyi ald›¤›n› ve sonra bu tepede flehit düfltü¤ünü yazmaktad›r (Cunbur, 1998: 376). Yine Yalman’›n verdi¤i bilgiler ve Birdo¤an’›n nakletti¤ine göre Bozgeyikli Dede adl› Türkmen ereni de, Ahmet Yesevi soyundan-d›r. Birdo¤an, Türkmen söylencelerinde Bozgeyikli Dede’nin Hoca Ahmet Yesevi ardalar›ndan ve torunlar›ndan oldu¤u ve Hac› Bektafl’la iliflkide bulundu¤unu söy-lemektedir (Yalman, 1993: 124; Birdo¤an, 1992: 91). Sevgen’in verdi¤i bilgiler de Yesevi halifelerinden Hac› Mahmut Hoca hakk›ndad›r: “Bor’da elimize geçen, Ye-sevi halifelerinden Borlu Hac› Mahmut Hoca’n›n eseri olan 1286-1869 tab› tarih-li Nesayih-i Amme isimli risalede Sar› Saltuk’tan, malum olan kerametlerinden bahsedildikten sonra ‘Kasaba-i Bor’da’ olan Sar› Saltuk ziyaretgah› kabr-i flerifi de-¤ildir, fakat makam-› flerifleridir (Sevgen, 1967: 3019).”

Zamanla yerini yerel kültlere b›rakmas›na karfl›n, Anadolu Alevi-Bektafli toplu-luklar› aras›nda Ahmet Yesevi kültü unutulmadan günümüze kadar ulaflm›flt›r. Halk aras›nda Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya geldi¤ine dair rivayetler bulunmakta-d›r. fiöyle ki Özkök’e göre; Esasen Dersimliler de as›llar›n› flu suretle anlatmakta-d›rlar: Bundan 1200 sene kadar evvel Horasan’dan kalkan (Ahmet Yesevi) Malat-ya civar›ndaki bir yere gelmifl ve burada kendi ad›n› verdi¤i bir köy kurmufltur. Bu-nun o¤ullar› (fieyh Hasan ve Seyit Ali aileleri) ad›n› alm›fllar ve Dersim’in yüksek

(5)

yaylalar›na da¤›lm›fllard›r. Nesilleri ço¤alarak fieyh Hasan’›n Karabal, Abbas, Fer-hat ad›nda üç o¤lu olmufl ve bunlardan da Karaball›, Abbas ve FerFer-hat uflaklar› ve Seyit Ali’nin o¤ullar›ndan da Koç, fiamresik uflaklar› türemifltir (Özkök, 1937: 4). Yine Önder’e göre, eskiden Dersim diye an›lan bu bölgede afliretler iki büyük zümreye ayr›lmaktad›r:

1. fieyh Ahmet Yesevi’ye ba¤l› olanlar 2. Dersimliler.

Birinci gruptakiler ise iki afliretten ibarettir: a) fiiranl› Aflireti,

b) fieyh Hasanl› Aflireti (Önder, 1953: 757).

Bir di¤er önemli nokta Anadolu’daki Türkmen boylar› ile Ahmet Yesevi aras›n-daki gerek tarikat gerekse soy silsilesi fleklindeki ba¤lant›d›r. Bektafli icazetname-lerinde tarikat silsileleri verilirken Ahmet Yesevi de yer almaktad›r (fiapolyo, 1964: 452; Akkufl, 1999: 34; Ç›blak, 2000: 293). Bu arada çeflitli ocakzâde dede ailele-rinin neseben Ahmet Yesevi’ye ba¤l›l›k iddialar›nda bulunduklar› da görülmekte-dir. Mesela Orhan, bu konuda flöyle der: “Türkiyemizde fiah Ahmed Dede’nin so-yundan gelen evlâtlar› vard›r. Bunlar› elindeki silsilenamelerden (soya¤ac›) tespit mümkündür (Orhan, 1993: 14).” Bu iddialar›n kan›tlanmas›nda önemli yararlar sa¤layacak olan belgeler flüphesiz flecerelerdir. Ancak ocakzâde dede aileleri ara-s›nda s›k› flekilde saklanan ve en yak›n akrabalara fotokopisi dahi verilmeyen bu önemli belgelerin pek ço¤undan ne yaz›k ki araflt›rmac›lar da yararlanamamakta-d›r. De¤iflik Alevi ocaklar› ile ilgili flecerelerin incelenebilmesi hâlinde Ahmet Ye-sevi’nin Anadolu’daki gerek soy gerekse yol bak›m›ndan söz konusu iliflkilerinin çok daha iyi bir flekilde anlafl›labilece¤i muhakkakt›r.

Ayr›ca Orta ve Do¤u Anadolu’daki baz› Alevi boylar› aras›nda bugün bile ya-flayan Ahmet Yesevi’ye mensubiyet iddias› geçmiflte onun hat›ras›n›n ve izlerinin ne derece güçlü oldu¤unu göstermektedir. Zamanla yerel kültler ön plana geçmifl olmas›na karfl›n Ahmet Yesevi ad›n›n unutulmamas› oldukça anlaml›d›r. Ahmet Yesevi, Orta ve Do¤u Anadolu’daki Aleviler aras›nda fiah Ahmet Yesevi, fieyh Ah-met Yesevi ve Hoca AhAh-met Yesevi adlar›yla an›lmaktad›r. Anadolu’daki Türkler aras›nda, fiah ve fieyh sözcüklerinin dinsel ve sosyal önderlik vas›flar›n› gösteren unvanlar oldu¤unun bilinmesine karfl›n, hoca sözcü¤ünün Orta Asya ve Do¤u Tür-kistan’daki anlam› yani Ahmet Yesevi’nin soy zincirini gösteren bir unvan oldu¤u pek bilinmemektedir.

(6)

Eskiden Dersim olarak adland›r›lan ve bugünkü Tunceli, Elaz›¤, Erzincan, Sivas illerini k›smen içine alan bölgede etkin boylar›n önemli bir bölümü ve baz› ocak-lar yani dede aileleri kendilerini Ahmet Yesevi’ye ba¤l› saymaktad›rocak-lar. Buna bu il-lerde 1999-2002 y›llar› aras›nda gerçeklefltirdi¤im araflt›rmalar›mda da flahit ol-dum. Sözlü kültürün hâkim oldu¤u bu boylar›n nesilden nesle aktard›klar› Ahmet Yesevi ile olan ba¤lar›n› ve boylar›n Ahmet Yesevi soyundan gelifllerini aç›klayan bilgilere sahip olduklar› da görülmektedir.7

Burada Yesevilikle ilgili literatürde pek bilinmeyen Alevi Bektafli erenleri Hub-yar Sultan, fieyh Hasan Onar, Teslim Abdal, Hamza Baba, Haydari Sultan, Baba Mansur, Hac› Murad-› Veli ve o¤lu Hasan Dede ve Seyyid Baba hakk›nda bilgiler sunulacakt›r.

H

Huubbyyaarr SSuullttaann

Hubyar Sultan adl› erenin türbesi daha önce Sivas’a ba¤l› olan ancak günü-müzde Tokat’›n Almus ilçesi s›n›rlar› içerisinde bulunan Hubyar Tekke Köyü’nde-dir.8Gerek bu ocak soyundan dedelere göre ve gerekse de talipler aras›nda Hub-yar Sultan’›n Ahmet Yesevi soyundan oldu¤u kuflaktan kufla¤a söylenegelmektedir. Ocak talipleri S›raç topluluklar› olarak da bilinmektedir. Bu oca¤›n Tokat ve çev-resindeki en nüfuzlu Alevi oca¤› oldu¤unu söylemek mümkündür. Bu ocak men-suplar›n›n en önemli özellikleri ata geleneklerinin titiz bir flekilde günümüze ka-dar yaflat›lmas› olmufltur. Eski Türkmen âdet ve geleneklerinin ibadet, cenaze vb. uygulamalar›n›n birço¤u daha yak›n zamana kadar aynen uygulanmaktayd›. An-cak âdet ve geleneklerde kentlere do¤ru yaflanan göç olgusu nedeniyle zay›flama oldu¤u da bilinmektedir. Eski Türklerdeki Gök Tanr› ‹nanc›, Atalar kültü, do¤a kültleri gibi unsurlardan oluflan inanç sisteminin yaflamas›n›n bir sonucu olarak Hubyar Sultan’›n bulundu¤u köyün içi ve yak›nlar›nda birçok kutsal ziyaret bulun-maktad›r (Ayr›nt›l› bilgi için bkz. Kenano¤lu-Onarl›, 2003).

Hubyarl›lar aras›nda Ahmet Yesevi ile ilgili menk›beler, bugün olmufl gibi can-l›l›¤›n› korumaktad›r. Ahmet Yesevi, Hubyar Sultan ve Hac› Bektafl Veli’ye iliflkin çeflitli menk›beler yüzy›llardan beri halk aras›nda yaflamaktad›r. Ayr›ca Hubyarl›-lar›n deyifllerinde Ahmet Yesevi’nin de an›ld›¤› birçok deyifl bulunmaktad›r. Bun-lardan Abdal Dede’nin bir deyiflinden al›nm›fl iki k›ta flu flekildedir:

Hoca Ahmet tercüman elma al›nca Sevgi ile ol ceme Selman gelince Bektafl-› Veli de niyaz k›l›nca Budur has bahçesinin gülü dediler ...

(7)

Hak Muhammed Ali ismi an›ld› Erler hep solukta gayet bir idi Hoca Ahmedim sa¤ solu¤a ba¤lad› Soluk bilen yolu bulur dediler

fifieeyyhh HHaassaann OOnnaarr

Türbesi Malatya’n›n Arapgir ilçesine ba¤l› Onar Köyü’ndedir.9 Köyün Türk-menlerin yerleflmesi öncesinde önemli bir Hristiyan yerleflim birimi oldu¤unu söy-leyebiliriz. Köyde bulunan ma¤aralarda oldukça eski ve önemli arkeolojik tarihî de¤ere sahip duvar iflleme resimleri bulunmaktad›r. Sonradan köye Türkmenlerin yerleflti¤i, kendi inanç ve kültürlerini tafl›d›klar› anlafl›lmaktad›r. Öyle ki burada ya-p›lan arkeolojik araflt›rmalar sonucunda Türk boylar›n›n damgalar›n›n bulundu¤u tafllar baflta olmak üzere birçok tarihî eser bulunmufltur. Yüzy›llard›r âyin-i cemle-rin gerçeklefltirildi¤i Büyük Ocak ve Küçük Ocak olarak adland›r›lan ve bugün de korunan iki eski yap› bulunmaktad›r. Gerek bu ocak soyundan dedelere göre ve gerekse de talipler aras›nda fieyh Hasan Onar Dede’nin Bayat Boyu’nun On-er ko-lundan ve Ahmet Yesevi’nin akrabas› oldu¤u anlat›lmaktad›r. Akrabas› olman›n yan› s›ra onun yan›nda e¤itim ald›¤› ve daha sonradan boyuyla birlikte 12.-13. yüzy›llarda Anadolu’ya göç etti¤i söylenmektedir. Bu ocak soyundan ‹smail Onar-l›’n›n elinde çeflitli vakfiye ve fermanlar bulunmaktad›r. Bir baflka söylenceye gö-re ise fieyh Hasan, Türkistan’da Hoca Ahmet Yesevi’nin yan›nda yetiflmifl ve On-er ad›n› da ona hocas› Yesevi vOn-ermifltir. fieyh Hasan Onar ad›na da bir Alevi Oca-¤› ve bu soydan dedeler bulunmaktad›r. Onar Köyü ile ba¤lant›l› bir di¤er yerle-flim birimi ise Elaz›¤’›n Baskil ilçesinde bulunan fieyh Hasan Köyü’dür. fi›h Ahmet Dede (Ahmet Yesevi) Oca¤› da denilen buradaki oca¤›n Tabanbükü (fieyh Hasan) köyüdür. Bu köydeki ocakzâdeler fieyh Ahmet Yesevi soyundan geldiklerini söy-lemektedirler.10 (fiahhüseyino¤lu, 1991: 84) ‹fade etti¤imiz üzere bu Ocak, ayn› zamanda fieyh Hasan Onar Oca¤› ile de ba¤lant›l›d›r. Bu Ocak mensuplar›ndan al›nan bilgilere göre fieyh Hasan ve kardefli fieyh Ahmet, Elaz›¤’›n Baskil ilçesine ba¤l› fieyh Hasan (Tabanbükü) Köyü’nde bir Dergâh kurarlar ve amcazâdeleri olan hocalar› Ahmed Yesevi’nin de ad›n› bu dergâha verirler. Bu nedenle bu oca¤a Ah-met Yesevi Oca¤› da denilmektedir ki tüm ocaklar›n bafl› say›l›r. Yine bu bölgede önemli araflt›rmalarda bulunmufl olan Ali Kemali de Alevi Ocaklar› hakk›nda bilgi verirken, fieyh Ahmet Dede Oca¤›’n›n fieyh Ahmed Yesevi evlâd›ndan olup, bü-tün seyyid ve ocaklar›n serçeflmesi oldu¤unu ifade etmektedir. Tunceli ve çevre-sindeki baz› afliretlerin onun soyundan geldiklerini ifade etmektedir (Ali Kemali, 1932: 192). Daha sonralar› ise fieyh Ahmed’in çocuklar› Zaviyenin ad›n› fieyh

(8)

Ah-met Tavil olarak de¤ifltirerek babalar›n›n ad›n› verirler. Vakfa dönüflen tekke; Sel-çuklu ve Osmanl› Sultanlar›nca da onaylan›r ve fieyh Ahmet dede soylular›na ve-rilir. Halk aras›nda her iki ad da kullan›lmaktad›r.

Ayr›ca bölgede hem Kaygusuz hem de Onarl› taraf›ndan derlenen ve tan›nm›fl Alevi-Bektafli ozanlar›ndan Dervifl Muhammed’e11ait Onar Dede Destan› adl› 37 k›tal›k uzun fliirde yer alan flu ifadeler de dikkat çekicidir (Onarl›, 2001b: 76):

Kalk›p Horasan’dan sökün eyleyen fiam’da Kul Yusuf’u ziyaret eden Yesevi’den düstur al›p getiren ‹n ziyaret eyle Sultan Onar’›!...

TTeesslliimm AAbbddaall

Ahmet Yesevi ile rivayetlerin bugün dahi canl› olarak yaflad›¤› Tabanbükü (fieyh Hasan) Köyü’nde büyük Alevi-Bektafli ozanlar›ndan Teslim Abdal’›n türbe-si de bulunmaktad›r. Genellikle Alevi-Bektafli edebiyat›na iliflkin antolojilerde derlenmifl deyiflleri bulunan Teslim Abdal’›n hayat› hakk›nda ayr›nt›l› bilgiler bu-lunmamaktad›r. Aflan’›n verdi¤i bilgilere göre Teslim Abdal, 18. yüzy›l›n bafl›nda (1719) vefat etmifltir (Aflan, 1987). Tabanbükü yöresinde elde edilen bilgilere gö-re Teslim Abdal’›n da Ahmed Yesevi soyundan geldi¤i ifade edilmektedir. Bu te-zi desteklemek üzere kullan›lan bir bilgi olmas› bak›m›ndan bir deyifl söylenmek-tedir. Teslim Abdal bir deyiflinin son k›tas›nda flöyle demektedir (Orhan, 1993: 14):

Teslim Abdal, flal flal›n›n kumafl› Deryadan denizden art›kt›r coflu Doksan bin Horasan pirinin bafl› F›rat kenar›nda fiah Ahmed Dedem

Bir baflka araflt›rmac› Onarl› da Teslim Abdal’›n Ahmet Yesevi’nin soyundan gelen fieyh Ahmet’in torunlar›ndan oldu¤unu ifade ederek, baflka bir deyiflini sun-maktad›r ki bunda da fieyh Ahmed Dede, Ahmet Yesevi soyundan bir eren olarak ifade edilmektedir (Onarl›, 2001b: 139):

fieyh Ahmet ad›nd›r, Tavil-i Tubi mahlas›n fiah-› Merdan Musa Kaz›m Abbas neslisin Hâce Ahmed Yesevi Rum halifesisin ‹n ziyaret eyle fieyh Ahmed Dede’yi…

(9)

Yesevilik araflt›rmalar› bak›m›ndan Teslim Abdal ve soyu hakk›nda da araflt›r-ma yap›laraflt›r-mas›yla daha baflka bilgilere ulafl›laraflt›r-mas› da mümkündür diye düflünülmek-tedir.

H

Haayyddaarrii SSuullttaann

Orta Anadolu’da Ankara yak›nlar›nda türbesi bulunan Türkmen babalar›ndan Haydari Sultan hakk›nda da Ahmet Yesevi ile iliflkilendirildi¤i menk›beler bulun-maktad›r.12 Örne¤in 1900 y›l› yaz›nda Anadolu’da alan çal›flmalar› yapan ‹ngiliz antropolog J. W. Crowfoot, Haydari Sultan ile Ahmet Yesevi’yi iliflkilendiren bir bilgiyi nakletmektedir: “Bu köyde, ilk gitti¤im köyde toplad›¤›m geleneksel tarihî bilgileri düzeltme ve detayland›rma olana¤› buldum. Haydar Sultan’daki fieyh, Haydar’›n ‹ran kral›n›n o¤lu oldu¤unu ve Horasan’›n Yesevi13adl› bir kasabas›n-dan geldi¤ini, onun Hoca Ahmet olarak da ça¤r›ld›¤›n› ve ünlü Hac› Bektafl’›n mü-ridi oldu¤unu söylemiflti... Hasan Dede’de ise, Haydar’la Hac› Bektafl’›n 670 veya 650 y›l evvel oraya geldikleri söylendi (Crowfoot, 1900: 309).”

fiapolyo’nun nakletti¤i bir rivayete göre Haydar Sultan, Ahmet Yesevi’nin o¤lu-dur. Babas› o¤lu Haydar’› Horasan’dan Rum diyar›na gönderdi¤inde Ankara, Kes-kin yak›nlar›ndaki Berek da¤› eteklerine geldi¤i zaman, kafirler Haydar’› esir ede-rek bir yere hapsederler. Ahmet Yesevi Haydar’› kurtarmak üzere Hac› Bektafl Ve-li’yi Horasan’dan Rum diyar›na gönderir. Hac› Bektafl Veli Haydar Sultan’› bula-rak onu Rumlar›n elinden kurtar›r ve ona babas› Ahmet Yesevi’nin onu istedi¤ini söyler. Fakat Haydar Sultan: “Ben burada çok çile çektim, gidemem!” der, ancak Hac› Bektafl’›n ›srar› üzerine babas›n› ziyarete gider. Bir süre sonra bu köye tekrar gelerek, kendisine bir çilehâne yapt›r›r (fiapolyo, 1964: 278). Buras› bir kuyudur. Ziyaretçiler bu kuyuyu günümüzde de ak›l hastal›klar›n›n tedavisi amac›yla ziya-ret etmektedirler. Tanyu da Haydar Sultan Köyü’nde gerçeklefltirdi¤i görüflmelere dayanarak, bu menk›benin benzerini naklediyor ve Haydar Dede’yi buralarda en önceki erenlerden tan›yorlar. Hoca Ahmet Yesevi’nin o¤lu oldu¤una inan›yorlar. Diyar› Rum’a ilk gelenlerdendir. Hac› Bektafl› Veli Türkistan taraflar›nda iken Hay-dar Dede ondan çok önce buraya gelmifltir demektedirler, diyor. Ayr›ca HayHay-dar Sultan türbesinin yan›nda bulunan kuyunun ise Haydar Sultan’›n çile çekti¤i kuyu olarak adland›r›ld›¤›n› da ekliyor (Tanyu, 1967: 127). Bu çile çekme konusu bilin-di¤i üzere tasavvuf ekolunun önemli sembollerinden olup Ahmet Yesevi’nin de çi-le çekti¤i bir mekân Türkistan’da (Yesi) onun dergâh›n›n yak›n›nda bulunmaktad›r. Ayn› flekilde Ahmet Yesevi gelene¤inin Anadolu’daki önemli temsilcisi Hac›

(10)

Bek-tafl-› Veli’nin ad›yla özdeflleflmifl Hac›bektafl ilçesinde da çilehâne ve ayn› zaman-da ziyaretgah olan bir mekân bulunmaktad›r.

H

Haammzzaa BBaabbaa

Hamza Baba’n›n türbesi ve dergâh› ‹zmir, Kemalpafla’da bulunmaktad›r. Onar-l›’n›n verdi¤i bilgilere göre Hamza Baba’n›n Türkistan (Yesi) yak›nlar›nda do¤du-¤u ve Muhammed Hanefi soyundan geldi¤i ifade edilmektedir. Ahmet Yesevi Der-gâh›’nda e¤itim görmüfl ve Mo¤ol istilas›yla birlikte Hac› Bektafl Dergâh›’na gele-rek Hac› Bektafl’›n halifeleri aras›na kat›lm›flt›r. Hac› Bektafl Veli’nin onu Ege böl-gesini irflad ile görevlendirdi¤i söylenmektedir. Mo¤ol istilas› sonras›nda Anadolu Selçuklu Devleti’nin y›k›lmas›yla ortaya ç›kan beylikler devrinde Saruhano¤ullar› beyli¤i taraf›ndan zaman›nda da Nif, bugünkü ad›yla Kemalpafla, Hamza Baba’ya vak›f olarak arazi verilmifltir. Hamza Baba soyundan Dedeler Kemalpafla’da bulu-nurlar. Hamza Baba Dergâh›’n›n mezarl›¤›nda bu soydan önemli dedelerin bulun-du¤u bilinmektedir. Hamza Baba Oca¤› talipleri ise Manisa, Kemalpafla, Bal›kesir, ‹zmir, Çanakkale, Akhisar, Demirci, Menemen, Turgutlu, Ayd›n, Dikili, Bergama, Edremit yörelerinde bulunmaktad›r (Onarl›, 2001a: 27 vd.). Hamza Baba soyun-dan Dedeler hizmetlerini Hac› Bektafl çelebilerinden ald›klar› icazetnâmeler ile sürdürmüfllerdir. Elimde bu icazetnâme örneklerinden bulunmaktad›r.

B

Baabbaa MMaannssuurr

Baba Mansur adl› evliyan›n da Horasan’dan geldi¤ine inan›lmaktad›r.14Ayr›ca Baba Mansur’un büyük Türk mutasavv›f› Ahmet Yesevi’nin piri Arslan Baba’n›n o¤lu ve ayn› zamanda halifesi Mansur Ata oldu¤u da söylenmektedir ki, bu konu-da konu-da tarihsel verilerden çok menk›bevî verilere sahibiz. Yörede araflt›rma yapan-lardan Polat’a göre; Baba Mansur, Hz. Muhammed’in torunlar›ndan ‹mam Mu-hammed el-Bak›r b. Ali Zeynelabidin’in yirminci kuflak evlâd›d›r. Büyük Türk mu-tasavv›f› Hoca Ahmet Yesevi’nin talebesidir. Baba Mansur Miladi 1197 tarihinde Düzgün Efendi’nin köyü fiöbek’te ölmüfltür. Baba Mansur ölünce, o¤lu Seyit Veli kald›. Silsilenâme buraya kadar devam etmifltir. Seyit Cafer, Seyit Veyis Ahmed ve Seyit Abbas’›n, Seyit Veli’nin o¤ullar› olduklar› rivayet edilmektedir. Bu dört kar-deflin çocuklar› ço¤al›r (Polat, 1989: 61, 64, 65). Birdo¤an’a göre de Baba Mansur, Muhammed Bak›r’›n yirminci kuflaktan o¤ullar›ndan olup, Hoca Ahmet Yesevi’nin ö¤rencisidir. Türkistan’›n Yesi kentinden olan Hoca Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdi¤i halifelerinden birisi Baba Mansur’dur. 1170 y›l›nda fiöbek Köyü’ne

(11)

yer-leflmifltir. Alaeddin Keykubat’tan sonra Diyarbak›r Dülkadirli devletinden bir sece-re alm›fl, torunlar› bunu daha sonra Sultan II. Mahmut döneminde yeniden onay-latm›fllard›r. Baba Mansur, 1197’de fiöbek’te ölmüfltür (Birdo¤an, 1992: 192).

Tunceli ili Mazgirt ilçesinin do¤usunda Dar›kent (Muhundi) Buca¤›’nda bu ta-n›nm›fl evliyan›n yürüttü¤üne inan›lan bir duvar bulunur.15Muhundi orada bulu-nan bu ziyaretin an›s› nedeniyle Tunceli ve çevresinin en ünlü ziyaretgâhlar›ndan-d›r. Baba Mansur’un ad› etraf›nda ve onun soyundan gelenlerce oluflturulan, Baba Mansur Oca¤› dedeleri ve talipleri daha çok Erzincan, Tunceli ve Sivas bölgelerin-de yo¤unlaflmaktad›r (Ayr›ca bkz. Ali Kemali, 1932: 184; 193; Clarke, 1998: 205). Yüzy›llard›r Do¤u Anadolu’daki taliplerinin hizmetlerini gören bu ocak da yafla-nan sosyo-ekonomik dönüflümden etkilenerek, kentleflen Alevili¤in yeni ihtiyaçla-r› do¤rultusunda fonksiyonlar yerine getirmeye bafllam›flt›r.

SSeeyyyyiidd BBaabbaa

Anadolu’daki Alevi-Bektafli erenlerinden olan Seyyid Baba’n›n türbesi, Sivas, Divri¤i Akmefle (Ziniski) köyündedir. Yörede yayg›n birinci rivayete göre Seyyid Baba’n›n atalar›n›n da Ahmet Yesevi’nin halifelerinden oldu¤u ifade edilmektedir. “Seyyid Baba’n›n as›l ad› Seyyit Saadettin’dir. Seyyit Baba’n›n dedeleri Hoca Ah-met Yesevi’den nasip ald›ktan sonra Hac› Bektafl Veli ile birlikte Horasan’dan yo-la ç›k›yoryo-lar. Viyo-layetname, Ahmet Yesevi’nin 99 bin halifesi oldu¤unu yazar. Ho-ca Ahmet Yesevi’den nasip alan dervifllere Horasan erenleri denilmektedir (Özen, 1999: 279).” Bana Akmefle Köyü’nde Seyyid Baba’n›n türbedâr› da olan Dede ile görüflmemde de onun Ahmet Yesevi’nin halifelerinden oldu¤u ifade edilmifltir.

‹kinci bir rivayete göre ise Seyyid Baba Horasan erenlerinden olup bir alp eren-dir. Bu yörenin Müslümanlaflt›r›lmas›nda önemli bir yeri vard›r. Çevre halk› aras›n-da yayg›n olan bir söylentiye göre Seyyid Baba Mengücekler döneminde flahlar›n sancaktar› olup buradaki bir savaflta flehit düfltü¤ü için ona büyük sayg› gösteril-mektedir (Ergün, 2001: 11). Bu köyde ve yak›n köylerde Seyyid Baba Oca¤› dede-leri bulunur. Talipdede-leri de yine Sivas’›n Divri¤i yöresindedir.16

H

Haacc›› MMuurraadd--›› VVeellii vvee OO¤¤lluu HHaassaann DDeeddee

Ahmet Yesevi ile ba¤lant›l› bir di¤er evliya ise Bursa’n›n ‹negöl ‹lçesi, fiehitler Köyü’nde türbesi bulunan Hasan Dede’nin de babas› olan ve Çank›r›’n›n Eldivan ‹lçesi, Seydi köyünde türbesi bulunan Hac› Murad-› Veli’dir. Bu Alevi-Bektafli ere-ninin de Ahmet Yesevi’nin Anadolu’ya gönderdi¤i halifelerinden oldu¤u ifade

(12)

edilmektedir.171999 y›l›n›n son gününde ziyaret etti¤im Bursa, ‹negöl, fiehitler kö-yünde Hasan Dede Türbesi’nde gördü¤üm ve türbenin giriflinde bulunan kitâbede flu bilgiler bulunmaktayd›: “Miladi 733 y›l›nda Medine’de dünyaya gelen 7. ‹mam Musay› Kaz›m’›, Abbasi Halifesi Harun-i Reflid Ba¤dat’a ça¤›rmak suretiyle zehir-leterek flehit etmifltir. Miladi 788 y›l›nda Musayi Kaz›m’›n 18 o¤lundan biri olan ‹mam R›za, babas›n›n yerine geçerek imaml›k görevini sürdürmüfltür. Di¤er 17 o¤-lundan gelen seyitler kendilerine inanan ehlibeyt taraftarlar›n› ilim ve irfan yönün-den e¤iterek fikirlerini yaymaya çaba sarfetmifllerdir. Hiçbir politika ve siyasete ka-r›flmayan, sadece Tanr› ve insan sevgisini kitlelere afl›layan, flahsi menfaatlerinden ziyade toplum menfaatini düflünen bu seyitlerden birisi Ba¤dat’ta rahat ve huzur bulamay›nca Horasan’a göç edip oraya yerleflmifltir. Aliyul Buka ad›ndaki bu seyit (M. 1046) y›l›nda dünyaya gelip 1166 y›l›nda ölen Muhammet Hanefi neslinden Hoca Ahmet Yesevi’ye intisap etmifltir. Horasan, Türkistan, Niflabur, Buhara, Belh, Yesi ve Sayram flehirleri havalisindeki binlerce halifeleri tasavvuf yönünden yetifl-tirerek, 1071 Malazgirt Savafl›’nda Bizans’› a¤›r bir yenilgiye u¤ratan büyük komu-tan Alpaslan’›n, ilk açt›¤› geçitten yararlanan Hoca Ahmet Yesevi’nin halifeleri, Anadolu’ya ak›n ak›n geçerek, belirli bölgelerde görev alm›fllard›r. Selçuklu Türk-lerinin bu galibiyetleri neticesi Anadolu’da flu Türkmen Beylikleri kurulmufltur: 1-Saltuklular (1092-1201), 2-‹zmir Beyli¤i (1081-1092) 3-Arkutlular (1101-1409) 4-Mengüçlüler (1118-1250) 5-Daniflmentler (1092-1178). Niksar, Tokat, Çorum, Kastamonu ve Çank›r› dolaylar›nda Türk ve ‹slâmlaflt›rma görevini üstlenen Danifl-mendliler grubu içinde Hoca Ahmet Yesevi halifelerinden Horasan Erenlerinden Hac› Muradi Veli’de vard›. Türbesi Çank›r› ilinin Eldivan ilçesinin Seydi köyünde olan Hac› Murad› Veli, ça¤›n tan›nm›fl evliyalar›ndand›r. Büyük bir ihtimalle bu bölgedeki harekata, Hac› Murad› Veli evlatlar›ndan Hasan Dede’nin de kat›ld›¤› kuvvetle muhtemeldir.” Kitabede yaz›lan bu bilgilerden de anlafl›laca¤› üzere Ha-c› Murad-› Veli ve dolay›s›yla onun o¤lu Hasan Dede de Anadolu’da Ahmet Yese-vi gelene¤ine ba¤l› erenlerden görülmektedir.

SSoonnuuçç

Anadolu ve Balkanlar’da aradan geçen yüzy›llara karfl›n Ahmet Yesevi’nin et-kisi onun halifeleri veya soyundan geldi¤i iddia edilen flahsiyetler arac›l›¤›yla da olsa tarihî veya menk›bevî flekillerde yaflamaya devam etmektedir. Anadolu ve Balkanlar’da özellikle yafll› kuflak aras›nda yap›lacak alan çal›flmalar› ile literatür-de pek bilinmeyen daha pek çok Yesevi halifesine iliflkin bilgilerin elliteratür-de edilece¤i muhakkakt›r. Bu nedenle Anadolu ve Balkanlarda konuya yönelik alan araflt›rma-lar›na zaman kaybetmeden bafllanmas› gerekmektedir.

(13)

K

KAAYYNNAAKKLLAARR

Ali Kemali, 1932: Erzincan Tarihi, Co¤rafi, ‹çtimai Etnografi, ‹dari, ‹hsai Tetkikat Tecrübesi, ‹stanbul, y.b.

AKTAN, Ali, 1993: “Künhü’l-Ahbar’a göre Hoca Ahmed Yesevi ve Anadolu’daki Halifeleri”, Milletle-raras› Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu, 26-29 May›s 1993, Kayseri, s. 13-22.

AfiAN, Muhammed Beflir, 1987: “Tabanbükü (fieyh Hasan) Köyü Mezarl›klar›”, F›rat Havzas› Yazma Eserler Sempozyumu (5-6 May›s 1986, Elaz›¤) Bildirileri, Elaz›¤, F›rat Üniversitesi, s. 147-169. BAB‹NGER, Franz, 1996: “Anadolu’da ‹slamiyet, ‹slam Araflt›rmalar›n›n Yeni Yollar›”, Çev. Rag›b

Hu-lusi,Cem, (Ocak 1996), s. 19-24.

B‹RDO⁄AN, Nejat, 1992: Anadolu Ve Balkanlar’da Alevi Yerleflmesi Ocaklar-Dedeler-Soya¤açlar›, ‹s-tanbul, Alev Yay›nlar›.

CROWFOOT, J. W., 1900: “Survivals Among the Kappadokian Kizilbash (Bektash)”, Journal Of The Ro-yal Anthropological Institute, vol. XXX, s. 305-320.

CUNBUR, Müjgan, 1998: “Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Ahmed Yesevi”, Yesevilik Bilgisi, Ankara, Ahmet Yesevi Vakf› Yay›nlar›, s. 350-378.

DERS‹M‹, Nuri, 1997: Hat›rat›m, ‹stanbul, Doz Yay›nlar›.

EK‹NC‹KL‹, Mustafa, 1993: “Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Yesevilik”, Milletleraras› Hoca Ahmet Yesevi Sempozyumu, 26-29 May›s 1993, Kayseri, s. 115-118.

ERGÜN, Hüseyin - Erol Çak›r (2001): “Köylerimiz, Akmefle Köyü (Ziniski)”, Dört Mevsim Divri¤i, Say›: 6, Mart, Nisan, May›s 2001, s. 11.

Evliya Çelebi, 1986: Evliya Çelebi Seyahatnamesi, ‹stanbul, Üçdal Neflriyat.

GORDLEVSK‹, V. A., 1962: “Hoca Ahmed Yesevi”, ‹zbrannie Soçineniya, c. III, ‹storiya i Kultura, Moskva, ‹zdatelstvo Vostoçnoy Literaturi, s. 361-368.

GORDLEVSK‹, V., 1988: Anadolu Selçuklu Devleti, Çev. Azer Yaran, Onur Yay›nlar›.

HASLUCK, F. W., 1929: Christianity And Islam Under The Sultans,, 2 vols., (Ed. By Margaret M. Has-luck), London, Clarendon Press.

‹NAN, Abdülkadir, 1952: “Müslüman Türklerde fiamanizm Kal›nt›lar›”,Ankara Üniversitesi ‹lahiyat Fa-kültesi Dergisi, say›: 4, s. 19-30

KENANO⁄LU, Ali-‹smail Onarl›, 2003: Hubyar Sultan Oca¤› Ve Beydili S›raç Topluluklar›, ‹stanbul, Hubyar Sultan Derne¤i.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, 1972: “‹slam-Sufi Tarikatlerine Türk Mo¤ol fiamanl›¤›n›n Tesiri”, Ankara Üniver-sitesi ‹lahiyat Fakültesi Dergisi, c. 18, s. 141-152.

KÖPRÜLÜ, M. Fuad, 1993: “Ahmed Yesevi md.”, ‹slam Ansiklopedisi, c. 1, ‹stanbul, Milli E¤itim Ba-s›mevi, s. 210-215.

OCAK, Ahmet Yaflar, 1998: “Anadolu Sufili¤inde Ahmed-i Yesevi ve Yesevilik”, Yesevilik Bilgisi, An-kara, Ahmet Yesevi Vakf› Yay›nlar›, s. 325-331.

ONARLI, ‹smail, 2001a: Saruhano¤ullar› Beyli¤i’nin Ulu Evliyas›: Hamza Baba, ‹stanbul, Can Yay›nla-r›.

(14)

ORHAN, M. Naci, 1993: “fiah Ahmed-i Yesevi”, Cem, y›l:3, say›:27, (A¤ustos 1993), s. 13-15. ÖNDER, Ali R›za, 1953: “Tunceli Bölgesi’ndeki Afliretler ve Kabile Adlar›”, Türk Folklor Araflt›rmalar›,

say›: 48, (Temmuz 1953), s. 757.

ÖZKÖK, Burhan, 1937: Osmanl› Devrinde Dersim ‹syanlar›, ‹stanbul, Askeri Matbaa.

ÖZEN, Kutlu, 1999: “Sivas-Divri¤i Yöresindeki Bektafli Tekkeleri (16. yy. – 20. yy.),” I. Türk Kültürü ve Hac› Bektafl Veli Sempozyumu Bildirileri, (22-24 Ekim 1998), Ankara, Gazi Ün. Türk Kültürü ve Hac› Bektafl Veli Araflt›rma Merkezi Yay›nlar›, s. 273-284.

POLAT, Mustafa, 1989: Mazgirt Ve Yöresi Tarihi (‹dari, Kültürel Ve Sosyal Yönleriyle), F›rat Üniversi-tesi Tarih Bölümü, Yay›nlanmam›fl Lisans Tezi.

SEVGEN, Nazmi, 1967: “Sar› Saltuk ve Aiyos Spiridon (4)”, Tarih Konufluyor, cilt: 6, (Ocak 1967), s. 3015-3020.

fiAHHÜSEY‹NO⁄LU, Hasan Nedim, 1991: Malatya Bal›yan Aflireti, Malatya, ABC Kitabevi. fiAPOLYO, Enver Behnan, 1964: Mezhepler ve Tarikatlar Tarihi, ‹stanbul, Türkiye Yay›nevi.

TAfi, Hülya, 2000: “Bursa fiehitler Köyü Halk Kültüründe “Hasan Dede ve Çevresinde Oluflan ‹nanç ve Gelenekler”, Uluslararas› Anadolu ‹nançlar› Kongresi, 23-28 Ekim 2000, Ürgüp, Nevflehir, Anka-ra, ERVAK Yay›nlar›.

ULU⁄, Naflit, 1939: Tunceli Medeniyete Aç›l›yor, ‹stanbul, y.b..

YALMAN (YALGIN), Ali R›za, 1993: Cenupta Türkmen Oymaklar›, cilt:II, Haz. S. Emir, Ankara, Kül-tür Bakanl›¤› Yay›nlar›.

YAMAN, Ali, 2002: “Yesevilik Araflt›rmalar›’n›n Sorunlar› Üzerine Bir Deneme”, Turkologya, Türkistan, (K›rküyek-Kazan 2002), no: 1, s. 107-118.

YAMAN, Ali, 2003: “Yesevi Jol›n›n Negizgi Erekflelikteri Jay›nda”, Turkologya, Türkistan, (Navr›z-Sevir 2003), no: 4, s. 99-108.

YAMAN, Ali, 2004a: “Neizvestnie Posledovatel Yasavi v K›rg›zistane: Lahçidi, Allahçidi”, Ahmet Yese-vi Üniversitetinin Habarfl›s›, Türkistan, No: 1 (43), (Kantar – Akpan 2004), s.152-158.

YAMAN, Ali, 2004b: “K›rg›zistan’da Bilinmeyen Yesevi ‹zbasarlar›: Laçiler”, Hac› Bektafl Veli Araflt›r-ma Dergisi, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hac› Bektafl Veli Merkezi, (Bahar 2004), say›: 29, s. 33-47.

YAMAN, Ali, 2004c: “Yasavi Medeniyetinin Turik DünyesindeAlat›n Orn› men Man›z›”, Yasavi Jol›, Turkistan, No: 1, (Kazan, Karafla, Jeltoksan), s. 60-82.

YAMAN, Ali, 2005a: “Türk Dünyas›nda Süreklilik Unsurlar›: Orta Asya’da Hikmet Gelene¤i, Divan› Hikmet ve Deste-i Gül”, Hac› Bektafl Veli Araflt›rma Dergisi, Gazi Üniversitesi, (Bahar 2005), sa-y›: 33, s. 231-252.

YAMAN, Ali, 2005b: “Fergana Vadisi’nde Saçl› ‹flanlar Hareketi ve Yesevilikle Ba¤lant›s›na Dair”, Ha-c› Bektafl Veli Araflt›rma Dergisi, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve HaHa-c› Bektafl Veli Merkezi, (Yaz 2005), say›: 34, s. 191-199.

D

D‹‹PPNNOOTTLLAARR

1 Yard. Doç. Dr., Ahmet Yesevi Uluslararas› Kazak-Türk Üniversitesi Ö¤retim Üyesi. 2 Bu konularda yay›mlanm›fl makalelerim için Kaynaklar bölümüne bak›n›z.

(15)

Bu konuda ‹nan’›n ifadesiyle Barak Baba, Sar› Saltuk, Geyikli Baba, Bektafl Veli menkabeleri bu-günkü Altay kamlar›n›n menk›belerinden farks›zd›r (‹nan, 1952: 28).

4 Hasluck ve Babinger’in verdi¤i bilgilere benzer flekilde Ahmet Yesevi halifeleri veya soyunun Ana-dolu’ya geldi¤ine iliflkin bir bilgi Dersimi’de de bulunmaktad›r (Dersimi, 1997: 29).

5 Bu konuda bkz. Ekincikli, 1993; Aktan, 1993.

6 Her ne kadar Seyahatname’de yer alan verilerde abart›l› ifadeler de bulunmaktaysa da dikkatli bir analiz ile birçok konuda yararl› bilgiler elde edilece¤i muhakkakt›r.

7 Bu konuda bkz. Önder, 1953: 757; Sevgen, 1951; 882-883; Ulu¤, 1939; 48-49 8 2001 ve 2002 yaz aylar›nda Hubyar Tekke Köyü’ne giderek burada görüflmeler yapt›m. 9 Onar Köyü’nü 2003 A¤ustos’unda ziyaret ederek görüflmeler yapt›m.

10 Bu oca¤a ait ve flimdi ‹stanbul’da bulunan Ütebay ailesinde bulunan flecere ne yaz›k ki kimseye verilmeyerek gizlenmekte oldu¤undan, içindeki bilgilerden yararlanmak flimdilik mümkün görün-memektedir.

11 1999’da ziyaret etti¤im, Sivas, Divri¤i’nin Anzahar Köyü’nde türbesi bulunan Dervifl Muham-med’in fiahkulu Mehmet Ali Hilmi Dedebaba Vakf› taraf›ndan Divan’› yay›nlanm›flt›r.

12 Haydari Sultan’›n Ahmet Yesevi ile iliflkilendirilmesi konusunda ayr›ca bkz. (Hasluck, 1929: 53). 13 Burada, bugün Kazakistan Cumhuriyeti’nde küçük bir flehir olan Türkistan (eski ad› Yesi)

kastedil-mektedir.

14 Bilindi¤i gibi Horasan, Türkistan gibi deyimler genel anlamda olup, halk aras›nda daha çok Türk-lerin Anadolu öncesinde yaflad›klar› yerleri tan›mlamak üzere kullan›lmaktad›r.

15 2 Kas›m 1999’da Tunceli’nin Mazgirt ilçesine ba¤l› Dar›kent (Muhundi) buca¤›nda bu duvar›n bulundu¤u yeri ziyaret ettim. Duvar bir oda fleklinde Cemevi içine al›nm›fl, yeniden yap›lan bu cem odas›n›n içinde bulunan baz› a¤aç sütunlar ve ziyaret niteli¤inde baz› eflyalar var.

16 Seyyid Baba’n›n türbesinin bulundu¤u Divri¤i’nin Akmefle Köyü’nü 22 Ekim 1999’da ziyaret ettim ve görüflmeler yapt›m.

17 fiehitler Köyü’nde 31 Aral›k 1999 tarihinde gerçeklefltirdi¤im alan araflt›rmas› notlar› (Ayr›ca ayn› yönde bkz: Tafl, 2000: 712).

(16)

Ermek istiyorsan sen murad›na, Sab›r kitab›n› oku öyle gel. Her ne arar isen kendinde ara, Nefsinle hesaplafl günah sil de gel. ‹limden gidecek yol istiyorsan, Karanl›k yollara sapma öyle gel. Hiçbir milleti ay›plamadan, ‹nsan› sevmeyi bil de öyle gel. Çal›flmak do¤ruluk ve de sevginin, ‹badet oldu¤un ö¤ren öyle gel. Kanmazsa alim fleytan› mülke, Cahilden üstündür bil de öyle gel. ‹ncinsen de incitme sen diyorsan, ‹nsan› Kâbe'yi sev de öyle gel. Nur görmek istersen kendi gözünde, Gönül zenginli¤in gör de öyle gel. Hakim olmak için cihan› gönle, Yarat›lm›fl bu Türk bil de öyle gel. Gürsesim sen e¤er ara bul dersen, Sen benden ben senden ol da öyle gel. Güvenç al›p Hac› Bektafl sözlerin, fiiir yazamazs›n bil de öyle gel.

G

Güüvveennçç GGÜÜRRSSEESS *Bu fliir Hac› Bektafl Veli'nin sözlerinden yararlanarak yaz›lm›flt›r.

Referanslar

Benzer Belgeler

Şiirleri ve türküleri okurken bir anda onun görkemli sesinden dinlediğimiz ezgilerin kaynağına iniyoruz; yazılarını ve söyleşileri okurken de.

Akademik İşler Müdürlüğü, Eğitim Programları ve Metodoloji Merkezi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Bölümü, Etik ve Disiplin Komisyonu, Uluslararası

9 Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, 46-55; Ali Aktan, “Künhü’l-Ahbar’a Göre Hoca Ahmed Yesevî ve Anadolu’daki Halifeleri”, Milletler Arası

Ahmed Yesevî’nin devrinde İslâm dünyasında tanınan ve yaygın olan itikadî mezheplerin üç tip Allah-âlem-insan tasavvuruna sahip oldukları görülür.. Âdil olması

’’Derslerde Konuya göre uygun araç gereçler kullanılmaktadır.’’ Sorusuna ankete katılan öğrencilerin %95 katılıyorum yönünde görüş

Yesevî müridi olan Bektaş Veli kerametleri içinde Muğla’dakine benzer motiflerden:1- Su çıkarma (s.50), bir anda mekân aşması (s.51) gibi motifler görülür..

Nitekim, Bagdad Nizamiyesinde Ebu lshak eş-Şirazi'den dini ilimleri tahsil ederek devrinin önde gelen şahsiyetleri arasına giren ayrıca, Kuşeyri'nin müridi(l7) aynı

şekilde kucaklayıcı bir dini görüşü sevdird i. Türkçe iHihil.er ve şiirler okuyan Ahmed Yesevi'nin dervişlerini Türkler eski İslam öncesinde dinf bir