7 S 1 8 ' [ £ 3
HKÜLTÜR- SANAT
RESSAM FAHİR AKSOY: "NAİF SANAT BİR CEHALET ÜRÜNÜ DEĞİLDİR"
noktam halk sanatı
Z M İ R Vakko Sanat Galerisi'nde yeni bir sergi açacak olan naif resmin savunucusu ressam Fahir
Aksoy, “ Naif sanat bir cehalet ürünü de ğildir. O bir karakter sanatıdır” dedi.
Fahir Aksoy, sergi öncesinde sorula
rımızı şöyle yanıtladı:
— Son dönemde T ü rk naif sanatçıla rının, Paris ve Türkiye’de toplu sergiler aç ması, naif sanatı gündeme getirdi. Naif- lerin aslında eğitimden geçmemiş kişiler den çıkması gerekirken, sanat okulların dan çıkmış olanların da bu sergilerde yer aldığı gözleniyor. Bu konuda ne düşünü yorsunuz?
— Flğitim-öğretimden geçmiş veya hiç eğitim görmemiş olma, naif sanatın be lirleyici öğesi değildir. Bu gözle bakıldı-, ğında soruna daha baştan yanlış yaklaşı lıyor demektir. Öte yandan her ne ka dar primitiflerin, halk sanatçdannın, akıl hastalarının, çocukların naif sanatçılar la akrabalıktan içgüdüsel bir sanat dün yasında yaşaınalan nedeniyle sözkonu- su olabilirse de, onlann kopuşiukları ve
PEğitim ve
öğrenimden geçmiş
ya da hiç eğitim
görmemiş olma naif
sanatın belirleyici
öğesi değildir
birleştikleri noktalan gözardı edemeyiz. Naif belirleyicilerin özellikleri başında “yi- tirilmemiş çocuksu duyarlılıklarının egemen” olması gelir. Naif sanat bir ce halet ürünü değildir. O bir karakter sa natıdır. Balı'da değişmekte olan bir ta nımlamayı içeren insite sanat terimiyle anılmaya yönelen bu sanat, eski tanım lamaların çok uzağında kalmıştır. Kaldı ki, naif öğeler birçok sanat akımınında da belirmektedir.
— B u kaçıncı serginiz?
— Sayısını unuttum, sanınm 61 ya da 62’nci sergim.
— A n a d o lu ’da da sergiler açtınız, sa natla ilgili konuşmalar yaptınız. Köken
Sanatevi elemanlarıyla son yıllarda da bu
alışkanlığı sürdürdünüz. Konuşm alar so nunda halkın tepkisini nasıl değerlendiri yorsunuz?
— Bu ilginç sorunuzun yanıtı uzun olur. Kısaca değinmeye çalışayım. Sanat kavramlarıyla ilgili düşüncelerimi, dinle yicilerin öğrenim düzeyi ne olursa olsun, olanaklar ölçüsünde basite in dirgeyerek, açık, seçik ve güncel yaşam larından somut örneklerle dile getirmem yararlı oluyordu. Sergilere gelince benim çıkış noktam halk sanat olduğu için ge nel bir iletişim kuruluyordu. H alk dedi ğimiz topluluğun eğitimden geçmemiş olanları coşku ve elleriyle dokunmak ge reksinimini duyuyorlardı. Y an aydın ke sim ise — ki çoğunluk bunlardaydı— ay nı tepkiyi göstermiyordu. Akadem ik ve naturalit öğeler arıyorlardı. Çünkü okul larda öyle eğitilmişlerdi. Çoğunda görsel eğitim yeterli değildi. Birikimleri yoktu. Halkın resimlere yaklaşımındaki bir başka faktör ise öz ve biçimin ötesinde kendi sorunlarını, tasalarını ve sevinçlerini re simlerde yakalamalarıydı.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi