Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş...
Üstat M ü n ir N urettin 'in
sesi hâlâ kulaklarım ızda
• Tü rk Sanat Müziğinin Altın büibül’ü Münir
Nurettin sustu. “Aşık’a Bağdat Sorulmaz”, “Bir
Tatlı Huzur Almaya Geldik Kalamış’tan”,
“Dönülmez Akşamın uf k u n da yım ” gibi unutulmaz
şarkıların bestecisi bundan böyle anılarda
yetiştirdiği öğrencilerinin başarılarında
eserlerinde plaklannda yaşayacak.
• Ü s ta t Münir Nurettin çok sevdiği Boğaz’ın en
güzel köşesinde Aşiyan’da son uykusunu uyuyor
şimdi.
• Doğan K O L O Ğ L U
M
ÜNİR Nurettin Selçuk’uTürk müziğinin dev bir is mini dev bir sanatçısını kay bettik. Yeri doldurulamayacak bir usta, bir üstattı. Anıları, müziği, sesi sonsuza kadar ya şayacak aramızda.
Sanatkara verdiğimiz değe re bakıyoruz, susuyoruz, uta nıyoruz... Batıya bakıyoruz boksör Joe Luis öldü haberi nin arkasından Başkan
tik konserini 1915 yılında veren Münir Nurettin 1925-1929 yılla rında Riyaseti Cumhur Heyetl’nde çalıymış, Paris’te ise ses re müzik tekniği öğrenimi görmüştü.
Münir Nurettin, ilk büyük kon serini ise 1930 yılmda İstanbul Fransız Tiyatrosu’nda vermişti.
ı r > ı - r s l « . _ _ t*® sevilen besteye imzasını atan, ruhunu ve sesini veren Münir Nurettin
ttir
TK UNiyeti İNDc:
Selçuk, 1953 yılında İstanbul Belediye Konservatuvan’na şef olarak atan mıştı. Pek çok sanatçı yetiştiren, Türk müziğinin o kendine has güzelliğini, kendi üslûbuyla nesillere aktaran Münir Nurettin, mesleğine gönül vermişti.S A Y F A : 24
Reagan ünlü Arlington mezar lığına defnedilmesine izin veri yor. Münir Nurettin Selçuk dö neminin Mısırlı sanatkarı U m - mü Gülsüm ölüyor, cenazesi
“Devlet merasimiyle kalkı yor...” Gene Mısır’ın ünlü sa
natkarı ve Münir Nurettin’in sesine aşık olan Abdülvehap’ı ziyaret ettiğinizde kapısında bekleyen “(İç arabasını” görü yorsunuz. Buna karşılık benim toplumum 20. asırdaki en bü yük Türk bestecisi ve icracısı na ne verdi onu nasıl yorumla dı, hiç abartmadan örnekleye ceğiz...
‘‘Ben içkili gazinoda musiki İcra etmem” sözünden döne
medi ve bunun faturasını ömür boyu taşıdı. Yakışıklılığı ve gi yim kuşamının zevkli görünü şü ardındaki mali sıkıntısında daima o sözünün damgası vardır. 24 yıl başında olduğu Belediye Konservatuvarından hangi bordroya imza atarak ücret alıyordu biliyor musu nuz? ünlü bir belediye başkanı
“Münir Bey sizi parayla olçe- meyiz. Belediyede benden faz la maaş atan İnsanlar olduğu gibi sizin icra heyetinizde de sizden dolgun para verdikleri miz var. Bazı şeyleri kanştır- mayınız” dedi. O belediye baş-
kanının çiftliği vardı, Münir Bey ise müstahdem bordro suna imza atıyordu.
Belediyede en uzun süre ça lışanlar arasındaydı. Ücret al dığı kadrosu onun “Sanatkar
mücadelesi ve ben içkili gazi noda sahneye çıkmam” pren
sibini kahrettirecek boyutlara ulaştı. Belediyeden tazmina tını güçlükle ve mahkeme ka nalıyla aldı. Sanatkarlara bağ lanan maaş faslı ona tatbik
edilmedi ama bütün sazlı
gazinolarda şarkı söyleyenler yararlandı. 70 yaşında birkaç ay hastalandığında “işe gel
meyenin parası verilmez” ge
rekçesiyle parası kesildi. Cumhuriyet’in ellinci yılı geldiğinde Kültür Bakanlığı nın ‘‘devlet sanatkarı” titrıne kendini hazırladı.. FTensiple rinden ayrılmayan bir sanatkar olarak bu manevi hazzı duy mak hakkıydı. Ancak sanatkar maaşları gibi, kültür değerlen dirmeleri de bambaşka yöne savruldu. Mahzun oldu. A ta nın yüzüncü doğum yılı tören lerine kendisine layık görülen plaket onun hayatının en bü yük “tesellisi” oldu, çocuklar gibi sevindi...
Dışardan bakanlar onun ga yet şık giyinişinin etkisinde
ka-Iıyor, arabayla Boğaz’a gidip çay içmesini “zenginlik” ola rak değerlendiriyorlardı. O y saki bazen o araba parası borç alınıyordu. O kadar Boğaz’a aşıktı ki... Hangi köşede hangi bülbül sesi duyulurdalga hışır tısı hangi koyda daha anlamlı dır, ezbere bilirdi. Her konakta ayrı bir hatırası vardı, onlarla mutlu olur, onlarla teselli olur du.
Hayat boyu hiçbir haberi tekzip etmedi, hiçbir habere
açıklama yollamadı. “Ben
Münir Nurettin’im” derdi, o ka
dar. Mağrurdu ama o ölçüde de iyi insandı. Çocuk kadar te miz bir kalbi vardı, herşeyi af federdi. Sanatına kimseyi or tak etmez sanat anlayışında ra kip tanımazdı. Bu konuda aksi ve bağnazdı, onun dışındaki her konuda insanlara ılımlı davranırdı...
Sıradan adamlar ve sıradan olaylar onu rahatsız ederken
“devlet misafirlerinin karşısına daima onu İftiharla çıkardık.”
En son İngiltere Kraliçesinin önünde Topkapı Sarayinda konser verdi. Kraliçe çok duy
gulanarak Münir Nurettin'e
doğru yürüdü. Sanatkar krali çenin yirmi adıma yakın yürü yüşünü olduğu yerden takip etti ve bu olay “ilk defa kraliçe
bir sanatkann ayağına gitti”
şeklinde anlatıldı. Sanatkar va karı içinde adım atamamış,
donmuş kalmıştı. Münir
Nurettin buydu...
Onu sokaktaki adam şımar tıyordu. Her yerde, bir dostu çıkıyor, her yerde yakınlık görüyordu. İstinye’deki “Kafe
Sadık” ona özel çay demler, o
da Sadık’a dost muamelesi ya pardı. Gençliğinde iyi giyinişli harika sesi ve çapkınlığıyla çok ailede huzursuzluk nedeni ol du. Televizyonun olmadığı dö nemlerde radyoda onun sesi ne koşan kadınlareşleriyleçok tartıştılar. Hayatının son döne mine kadar ona aşık olan bir kadın grubu vardı ve bunu bir çok fırsatta saklamadan ifade ettiler. Bir dönemin sesiyle gi yimiyle sanatıyla en çok “ara
nan adamıydı...”
İstanbul'u onun kadar kimse sevemez. Bunu ifade etmek için şarkı şarkı yöre yöre do laştı. “İstanbul'u sevmezse gö
nül aşkı ne anlar”, “Bir tatlı hu zur almaya geldim Kalamış'- tan”ın yanı sıra İstanbul’u şar
kıların en çok tazelemiş beste kardır. Özellikle Yahya Ke mal'in yeni kuşaklara taşınma sında onun şarkıları çok etken oldu. Bugün bile iki hayat boyu dost aynı kabristanda birlikte yatıyorlar.
Münir Nurettin’in sanat gü cünü en iyi anlatanlardan biri rahmetli Behçet Kemal Ç ağ - lar'dı... Üstatlık nedir, Çağlar bunu şöyle anlatıyor:
“Münir birçok sanatkartan- mızın yaptığı gibi bindiği dalı kesmek şöyle dursun yeni aşı larla çlçeklendirip zenginleşti ren eşsiz bir ses
sanatkanmız-SEVİLEN SA YILAN S A N A TÇI:
M :
Hastalığı sırasında, ses dünyasının ünlü isimlerinin ziyaretleri ona moral verirdi. İşte Sevim Tuna, Müzeyyen Senar ve Seçil Heper, üstadı ziyaret sırasında...
Münir Nurettin’i tanımak is teyenlere bu sözleriyle en ko lay yolu Behçet Kemal Çağlar gösterdi. Bugün onun şarkıla- j rını hiç kimse ondan iyi yorum - layamaz, onun ancak kopyesi olarak kalırlar. Münir Nurettin hangi şarkıyı repertuarına al dıysa sihirli bir ses yorumuyla yapısını kalıbını değiştirdi. Ni tekim bu nedenle ilk kanun çıktığında soyadını “Içses” olarak aldı sonra “Selçuk"a çevirdi. Onun sırrı bu “Içses”
organizasyonunu herkesten
başka bir yorumla yapmasıdır.
Onun üstatlığı buradadır,
onun “ilk defa 2,5 saat solo
konser verme cesaretinin”
altındaki sır budur. Herkese örnek olacak bir sanat anlayışı vardı. Sesine çok titizdi, haya tında yediği dondurma sayılı dır. Ne sıcak ne soğuk yerdi. En ufak bir sis olsa boğazını ve ağzıyla burnunu kaşkolla ka patırdı. O nu hapşırırken gören olmuştur da nezle olup yatağa düşdüğünün şahidi buluna maz. Bugün bütün otoriteler artık neoklasik Türk musikisi döneminin Münir Nurettin’le bittiğini itiraf ediyorlar. Onun la bir çığır kapandı ama “Endü- lüste Raks” ile Kalamış şarkı sındaki bazı bulgular “yepyeni bir dönemin ilk işaretlerini de taşımıyor mu?” Münir Nuret
tin’in ölümsüzlüğün de bun
ların işareti yok mu?...£
S A Y F A : 25
H A S TA Y A T A Ğ I N D A t
taştırmasını bilirdi. Her zaman temiz ve şıktı. Çoğu kimse onu, zengin, varlıklı sanırdı. Ama işin aslı öyle değildi. Hastalık günleri parasızlık günleri olmuştu onun için.dır. Şöyiece okunu iken, mana sında hiçbir derinliği sezilme yen ruha hiçbir ürperti verme yen bir mısra ın onun sesinde birdenbire perde perde açılıp saçıldığını kulaç kulaç derinle şip dalgalandığını görür gibi oluyoruz.
İstanbul'u sevmezse, gönül aşkı ne anlar” mısraını yazıver diğim zaman, üzerinde pek durmamıştım. Şimdi onu, Mü nir’in bestesiyle giyinmiş, Mü nir’in sesi ile canlanmış ortada dönerken görüyorum da, pek hoşuma gidiyor.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi