• Sonuç bulunamadı

AHMET HAMDİ TANPINAR'IN SAHNENİN DIŞINDAKİLER ADLI ROMANINA MİLLİ MÜCADELE'NİN YANSIMASI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "AHMET HAMDİ TANPINAR'IN SAHNENİN DIŞINDAKİLER ADLI ROMANINA MİLLİ MÜCADELE'NİN YANSIMASI"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Veni Türk y. 3, S. 6, 2011, s. 43·59

AHMET

TANPINAR'IN

• A •• •

ADLI

ROMANINA

MILLI

MUCADELE'NIN

YANSIMASI

Nurullah Çetin**

Özet: Ahmet Hamdi Sahnenin Milli

Mücade-le dönemini cephe merkezinden ele O, daha çok

Milli Mücadele daki toplumsal bu

mü-cadelenin dan Milli Mücadele

sahnesinin kalan toplumsal kesitleri

Anahtar Kelimeler: Ahmet Hamdi Sahnenin Milli Mücadele, roman.

THE REFLECTIONS OF MQCADELE (THE NATIONALIST STRUGGLE)

ON AHMET TANPINAR'S NOVEL

Ôzet: Ahmet Hamdi didn't handle the Mücadele period in his novel Sahne-nin directly from the viewpoint of the warfront. He rather reflected the social life in Istanbul during the event and how it was perceived in Istanbul. In his aforementio-ned novel he preferred to reflect the social cross-sections excluded from the scene of Millf Mücadele. Milll Mücadele sahnesinin kalan toplumsal kesitleri Anahtar Kelimeler: Ahmet Hamdi Sahnenin Milli Mücadele, Is-tanbul, novel.

Sahnenin 1950'de tefrika edildi, 1973'te kitap olarak Bu roman, Mahur Beste' den sonra, Huzur' dan önce yer alan

üçlü nehir ikincisidir. Mahur Beste'nin Huzurun

da öncülüdür. Olaylar 1920 da geçer.

Cemal'in da ile Horhor

ki Elagöz Mehmed Efendi Mahallesi' nde geçer. Ancak

* Ahmet Hamdi Sahnenin 8. bs., Dergah 2007. (Ma· kalemizde, eserden bütün bu aittir.)

(2)

NURULLAH

Anadolu' da bir sahil devlet memuru olarak

ora-ya giderler ve orada 6 sonra Cemal 1920' de Eylül a tahsili yapmak üzere gelir.

tanbul'u çok görür. Bir tarafta öbür tarafta

ise toplumsal gözlemler. bir

Bir yandan Milli Mücadele'ye da olsa destek

veren-ler, yandan bunun ferdi menfaatlerini

ler, olanlar ve insanlarla dolu

karmaka-bir bulur. Cemal, bu

göz-lemleyen, ve anlatan Zira roman, roman ve

öz-ne olarak onun verilen

Cemal, çocukluk Sabiha'ya Sabiha'ya

da Fakat Sabiha bir olan Muhtar'la

evle-nir. Cemal, geldikten sonra

uzun sonra onu bulur. Sabiha, ve

Cemal' e gelir. Sabiha, sonunda tiyatro oyuncusu ilk Türk

olarak sahneye yüzey Çemal'in

Sabiha'ya olan ona için içine

süreci, sonunda Derin ise Anadolu' da

bü-tün devam eden Milli Mücadele' nin a olan

yan-da Milli Mücadele'yle

dan ya da olumlu ya da olumsuz

Romanda dikkati çeken, kalan dinamik bir olay

unsuru yoktur. Sahnenin olaydan ziyade çok

ki-hayat hikayesinin ve özelliklerinin, Milli Mücadele kar-bir

Bu roman, Milli Mücadele sürecimize bir

Milli Mücadele olarak Anadolu' da cereyan ederken bu ro-manda da Millf Mücadele'nin kalan bir hayata yer

ve-rilir. da üzere sahne Anadolu' dur ve

oradaki fiili Milli Mücadele' dir. ise önemli bir boyutuyla

sah-nenin ya da sahnenin kalan

buf u sergilemeyi Bir Milli Mücadele'yi, bu

mücadelenin görünmeyen öteki yüzüyle vermeyi

Romana göre Milli Mücadele'nin kalan

koz-mopolit milliyet ve din bilincinden yoksun çevreleri ah-yoksunluk ve her anlamda tam bir çü-rüme ve içinde tükenip giderken Anadolu' dan diri bir bir 'yeni insan' tipi sürgün vermektedir. Bir ah-lak, özellikleri, toplumsal olaylara

(3)

mi TÜRK

dan ve Anadolu Buna göre

ömrünü ve ortadan

gere-ken Devleti' ni; Anadolu ise yeni, diri ve dinamik bir Tür-kiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil eder.

Romanda pek çok ve

tam bir bütünlük göstermez, yani organik bir bütünlük yoktur. Bu kozmopolit çevreleri, biraz birbirinden kopuk,

halinde, 6 sonra 1920 Eylül

tekrar gelen merkezi Cemal'in gözünden

ve Roman, CemaYin hahralanndan Milli

Mücadele'nin en bir milletin ölüm

mü-cadelesinin Türklük ve

kozmopolit çevrelerin davaya

haz ve menfaat meseleleri ile görürüz.

yüzey

üzere çekirdek olay unsuru, Cemal-Sabiha

Ro-sonuna kadar Cemal'in Sabiha'ya olan esas

olay çerçevesini olay ve bu eksene

ola-rak Cemal pasif bir gözlemcidir. da hep

Sabi-ha' Mücadele çok da umrunda

Ancak unutur, ona olan arzu ve

geçer. Alaiyeli Ahmet üzerinden gerçek

Anadolu' da mücadele veren saf, temiz Müslüman-Türk ruhu oldu-anlamaya

Hayatla ve gerçek sevgiyi, gerçek

in-Eski pasif Cemal

den yani kendinden yeni bir insan olmak ister. Cemal, Ana-dolu' daki Milli Mücadele' den iki önemli üretir: la mücadele ederek ümidin ve herkesi kendine tercih ederek

fe-duygusu yani ortadan Cemal

bir tereddüdün, bir gelgitlerin Bireycilikle

milliyetçilik, pasiflikle mücadele olmak gider gelir.

Bu konularda iç sahne olur. ve

Milli Mücadele'ye ancak eyleme dökemez,

edil-gen bir gözlemci ve izleyici olarak tercih eder.

Romanda sahneye iki kesim Birincisi Anadolu' da

(4)

sa-MURULLAH

vunan ve asil Müslüman Türkler. de

koz-mopolit sahneye Bu kesimin sahneye

sembolik olarak Nuri Adil

kumpan-tiyatrocu olarak sahneye temsil edilir.

Anadolu' daki Müslüman Türkler, mücadele ederler, kozmopolit çevrelerindeki insanlar da kendileriyle.

Roman, iki olarak

üzerin-de Bir tarafta çöken Devleti, tarafta

do-müjdeleri hissettirilen, çeken diri bir Türkiye

Cumhuriyeti Devleti. Devleti

bekle-nen Türkiye Cumhuriyeti Devleti ise Anadolu ile temsil edilir. 1.

Romanda Milli Mücadele'yle üç

ke-sime yer Mücadele'ye kalanlar, taraf

olan-lar ve emperyalist

a. Mücadele'ye Kalanlar

Milli Mücadele'ye kalanlar, sahnenin ya

da kozmopolit temsil eder. Romanda

Devle-ti'nin olan son dönem ve eski asil

Müslüman-Türk

ru-hunu ve ortadan gereken

temsil eder. Milli Mücadele'nin

ger-bir alan seyircilerin bir sahnedir.

da sahne sahnenin

Romanda Milli Mücadele'ye kalan ve ahlaken

bir kesimin yer verilir. O dönemde da

Rusya' dan gelen Beyaz Ruslar da hemen

her-kes bir Rus ile Bu adeta o günün gibidir.

Ana-dolu' da ölüm Milli Mücadele devam ederken

kozmo-polit, milliyet ve din bencil, bir kesim,

sefih bir içinde Bu durum romanda verilir:

"Her taraftan gramofon, Rumca balalayka ve saz sesleri geliyordu. önümde bir insan sesi, alkol kokusu, duman ve musiki kusuyordu. yüksek seslerle ten oluyor, birkaç kadeh alkolün ebedi hayvan, en kelimelerle fakat böyle vaziyetlerde hayvan sesinin o keskin,

(5)

YENi TÜRK EDEBiYATI

ve bir nevi talih hüznüyle dolu perdelere hiç

-çünkü insan kendi hadlerinden birçok birden kaybediyor-du.- arzusunu ilan ediyor, birdenbire tek bir fonksiyonun

insan demir bir tulumba ciddiyetiyle gerilerek mesane-lerini küfür, kahkaha, daha ziyade bir benzeyen raks sidik kokusu birbirine kenetleniyordu." (s. 207).

çok her milletinden askerleri, Karadeniz' den gelen her gün Beyaz Ruslar, her cins-ten kavim eski bir nevi kadim ve me-deniyetlerin birbirine ve devirlerin o büyük yol

hirlerine

Muharebesi'nden beri bu kadar ve bir manza-ra Fakat istenirse Muharebesi'nin

de-de bunun ehemmiyetsiz Örfü ve adeti için çok kanç, muayyen hadleri hemen infilaka

sine ve haysiyetine, hatta sahip Abdülmecid devri ile çö-devrinin bu münasebet bi-le yoktu. Burada hayat bir göre ancak müsaade nispette bizim-di. Bu para de görünüyordu.

para, kazanç alt üst re-fah seviyesi tasavvur edilmeyecek derecede el kuvvet-lerin gündelik için hemen bir yeni

Biraz cerbezeli yahut az çok insanlar bu kaybedilmesi, kadar kolay servetler elde et-Bu kolay servetin Beyaz Rus çok mecralar

ve büyük bir bir

lokanta, bar, dansing efendilerinin bir vakitler ga-zetelerini okuyarak alçak sesle dünya bedbinliklerini birbir-lerine naklettikleri, sabah kahvesi ve içtikleri kahveleri Beyaz Kafkas ceketli, siyah çizmeli, bol pudra içindeki kumral ve beyaz yüzleri düz çizgili, ince, eski

yemenileri narin Rus ve prenses, kontes, yahut yüksek burjuva ailesine mensup

iddia -Öyle ki, batan gemisinden hemen herkes bir asa-let kurtararak denebilir;- Acayip ve çok tehlikeli bir peri ka-filesi gibi, bu sakin dindirme mabetlerine, bir sakat,

ni-dolu, yine Kafkas ve Kazak erkekleriyle beraber lerdi. Her büyükçe kahvede tombala muayyen saatlerde

narin Kafkas ufak tefek plas-tik rakslar semtleri daha daha az yer-lere, hiç olmazsa gezici

büsbütün hale Birdenbire kendisine

Sirkeci'den oradan ta Osmanbey'e ve kadar alaturka ve alafranga hiç olmazsa bir gramofonla bir

yeri Fakat civcivli yer, Taksim idi.

(6)

NURULLAH

milletten hep birden bu birkaç yüz metre cadde, kendi tevekkülünün ve gecesine kapan-eski bugünün egzotik

hikayesi-ni bir nevi veya Singapur gibi maddesine çok de-rinden yabana, köksüz ve gürültülü Fakat

neresi Üsküdar iskelesinin hüzünlü birdenbire bir iskeleden bir yeri ve barla Mühürdar Bahçesi, -o zamanlar Moda bugünkü gibi

en uzak yerlerinden çekiyor-du." (s. 231-232).

Milli Mücadele'ye kalanlar genellikle teslim

olanlar, ya da esirdir. Buradaki

esirlik, hem somut hem de soyut, hem hakiki hem de mecazi

Yani hem manada

hem de kozmopolit kesimlerinin

gö-nülleri de esirdir. özgürlükçü, milliyetçi, hürriyetçi

ve yoktur, esareti tek çare görürler.

Cemal bu kesimi süslü salonlarda, kendi bencilliklerinde insanlar" (s. 197) olarak

Sori dönem Devlet romanda verilir:

Sadrazam Said dan pek az adam devlet sade kendi

mazisi bütün ihtiyar tecrübeyi galiba zincirleme fe-laketleri görmeyi ve kabul bir esas diye tek bir hare-ket veya fikri her gün hadiselerin yeni bir da-ha bir toplulukta, bu tecrübe kelimesinden ne kastedilirdi, bunu çok sonra (s. 46).

Milli Mücadele'yi Milliyecilerin

ca da Milli Mücadele'ye olanlar

1919' da her bitti Hürriyet ve a geçen

ruh-lular bir çehre almaya Daha

zekile-ri ise öteden beri sahibi gibi görünürler. Ya

leri ya da menfaatleri veya nadir olarak fikirleri dön-meleri mümkün olmayanlar ise son bir gayretle yeniden

mücade-leye kuvvetleriyle daha çareleri

aramaya Muhipler Cemiyeti bu zümrelerin içinde

mücadelesini en haince Fakat idarelerinde vaziyet (s. 304-305).

(7)

TÜRK

Sahnenin ya da Mücadele'ye Kalan

ya da Devleti'nin çökmekte olan

kurum ve ve hayat Muhtar,

Sü-leyman Bey, Kudret Bey, Behçet Bey, Bey ve

temsil ederler. Bunlar bilgiler verelim:

Muhtar: Cemal'in olan Sabiha'yla evlenen bir

Rus kalkar.

Üsküdar'da kuvvetleri için Bir

mum bir Rus'la ortak eroin

Çok para Kudret Bey'in

do-Sabahlara kadar Süleyman Bey'le beraber

vur çal

Süleyman Bey'i istismar eder, onu orta-bir halde

Bey: bilerek ve hilelerle zengin

usulsüzce bir

Borç olarak 67 sahibine geri

seferberlik-te ticareti yaparak zengin

Arif Bey: ve söyler.

mil-letini zanneder. Milletimizin sulh ve sükuna

bu milletin maceradan 6

bir devleti üç günde bu gibi Milli:

Mücadele ile elde kalan da mahvetmek istediklerini belirte-rek Milli: Mücadele aleyhinde belirtir.

Arif Efendi, diye ölümünden sonra sahte bir

senetle onun bütün el koyar, aç

Kudret Bey: eylemsiz, pasif bir Toplumsal çürü-menin temsilcilerinden biridir. heveslisi, yerli, milli: ve

her anlamda gibi

gerekti-inanan biridir. 53 Avrupa

hay-musiki ile olan, gazete hevesinde,

edebiyat-okuyan, entelektüel bir görüntü veren bir peçeli

Müslüman-Türk esaret içinde

ola-rak da özgür bir hayat olarak

Kudret Bey, kinlerinin,

dan çok bi:çare bir mahluk gibi bakar (s. 261).

60' a olan eski zaman bir

(8)

al-NURULLAH ÇETiN

emirlerin hemen yerine getiren; ama

kendi-si için ortaya koymadan geciktiren,

sürün-cemede bir devlet yöneticisidir.

ziyafet-leri, seven zarif bir salon

Sadrazam-beklentisindedir ama bu ve

Ce-mal' in Devleti'nin

ri simge figürü olarak Yazar,

üzerin-den hale eski

Os-bürokrasisini

öldü-rülmesiyle bitmesinin Devleti'nin sona

çö-anlatan simgesel bir Roman,

Osman-Devleti'nin çürüyen ve tarih

sahnesinin hikayesidir. Fakat bunun

geri-den geriye diri bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin de müjdesini hissettirir.

maziyi, özünü

ge-yok olmaya eskiyi temsil eder.

temsili olarak

or-tadan verir. Müslüman-Türk ruhunu

kozmo-ortadan temsil eder.

kendisiyle ölecek bir maziye bakan (s. 261). her geçici, bütün ikbal hayallerinin beyhude görünce 45 senenin olan bütün

resimlerini yakar. Bir maziyi,

olan olur. her ortadan

gibidir.

Sabiha: Cemal' in ve serbest,

ha-yat dolu güzel bir Ne ne tam olarak

bilme-yen mütereddit, bir Muhtar'la evlenir

ama sonra ondan Cemal' e gelir.

Süleyman Bey: olup iradeli, istismar edil-sefil bir hayat

b. Millf Mücadele'ye Taraf Olanlar

emperyalist devletler edildikten

sonra toplumsal, ekonomik, kültürel ve düzen her altüst Bu durumdan en fazla zarar görenler ise

ve Türk milli kalan kesim Bu

(9)

YENi TÜRK

"Fakat bu çok mustarip bir bul daha Daha harp içinde el servet, ictimfil

ha-sene evvel müreffeh ve eski yapan bütün bir orta harap Umumi Harp içinde kan evi hala medreselerde idi.

yollu, mescitli, küçük mahallelerinde, o tah-tadan kutu gibi evlerde, her ne olursa olsun haysiyetini muhafaza

et-iyi temiz

misafir kabul ve bu vesile ile sola, aile mü-tenasip hediye mecbur insanlar, eski rütbe ve

sahibi bir usta elinden gibi düzgün zevki ile bul'u ve insanlar kanaat, içlerine

Çünkü öbürleri daha az her gün ka-mecbur olanlar, yeni bir meslekle bu geçici ve re-bir Onun için yere orta halli aileler yan aç iken, küçük kulübelerde, üstü teneke örtülü barakalarda, hatta medrese davullu, utlu, kemençeli

oluyordu." (s. 232-233).

Milli Mücadele'ye taraf bir Anadolu'ya, Milli

Mücadele'ye adam ve malzeme

da bir milliyetçi Türk, Anadolu' da

de-vam eden Milli Mücadele'ye ve

Hükfune-ti'nden gizli olarak önemli adam ve malzeme

Romanda Tevfik Bey, Sami Bey, Muhlis, gibi bu

konu-da oldukça büyük Milliyetçi Türkler, bütün

Bo-köy Bo-köy Geceleri mahallelerini

beklerler. Bunlar, da sadece herhangi bir

ihtima-le savunma Vatan meselesi bütün

Türkler Mesela tutanlar, polis,

külhanbeyleri filan. Yani vatan polis ile

cephede yer birlikte Milli Mücadele

konusunda hepsi temizleniyor.

Milli Mücadele'ye taraf bir da

re bir medeniyet mücadelesi

Bu kesimin en iyi temsilcisi eski Tevfik Bey' dir.

Tevfik Bey, da hem Milli Mücadele'ye

hem de ticaretini sürdürür. Tevfik Bey, Türk

musikisi-nin Türk kültür ve medeniyetinin

ha-kimiyetini koruma mücadelesi yürütür. da birdenbire

deni-zin aya bu toprakta, bu da

sesi olan Türk musikisini, kendi medeniyetimizin sesini en yüksek perdeden seslendirerek yabana musikilerini

(10)

ser-NURULLAH ÇETiN

giler. Yani kültür mücadelesi üzerinden milliyetçi bir ortaya koyar. Tevfik Bey, kendi zevkinin yani Türk zevki-nin malikanesi olarak kabul eder. Orada kendi efendisi zevkini ve kulak terbiyesini hrmalayan ahenkleri

dinleme-yi almaz:

"Tevfik Bey'in kendi zevkinin malikanesi addetmesi Orada kendi efendisi zevkini ve kulak terbiyesini hrmalayan

ya-ahenkleri dinlemeyi Bu yüzden olarak

sesiyle susturmak Nitekim gelen birço-demin mandolin ve kitara (s. 162).

Tevfik Bey'in sesinin tek zapt etmesi Türk

kültürünün Türk kendi hakimiyetini ilan etmesi, Türk

gitar ve mandolinin yabana kültür

em-peryalizmine izin vermeme ifade eder. Tevfik Bey, Türk kültür emperyalizmiyle haki-miyet kurmak, Türk kültürünü yok etmek istemelerine çok sert tep-ki gösterir ve der:

"Pis herifler ... Burnumun dibinde bana bu ha!

bu kepazelik! diye söylenmekten kendini Yani söyle bu heriflere bir daha böyle rezalet istemem!" (s. 162).

Türk musikisini, Türk kültürünün temsilcisi olarak kendimizi ifade temel bir kaynak

ola-rak Türk kültürünün, Türk ve sisteminin

kay-Türk musikisinde görür gibidir. Ona göre klasik Türk musikisi, Anadolu ise türkülerdir.

Tevfik Bey'in; bu gece bir zeybek oynayamadan yatarsam hasta olurum." (s.161) sözü de Türk milli kültürünü sahiplenmesini,

ya-kültür emperyalizmine bu kültürü korumak ve mak azmini ifade eder.

da Kalan Sahnenin Seyircileri

Anadolu' da Milli Mücadele sahnesinin bizzat içinde olanlar, tanbul' da Milli Mücadele sahnesinin kalanlar, bir de Milli Mücadele sahnesinin ne içinde ne olup sadece seyirci olan-lar var. Bunolan-lar da Cemal ve

Cemal: Hahralanndan özne anlaho olarak

akta-ran Cemal 22 duygulan bir iç

(11)

YENi TÜRK EDEBIYATI

Mücadele ise de eylemleriyle sahnenin yani Milli

Müca-dele'nin ve

Milliyeci-ler gibi ve içinde, ümit içinde, milleti

sel menfaatlerinden vazgeçip tam bir içinde mücadele

etmesi Ama öbür taraftan iradeli, pasif

sadece izlemeyi, seyretmeyi hayata bir

bakan birisidir. Cemal, Sabiha yani

sel ile Alaiyeli Ahmet yani millet ve

sonun-da galip gelir.

Cemal, eylem uzleti, sükümi, arayan, garip

bir tembellik içinde olan bir içinde edilgen bir

lik olarak Eyleme iradesini ortaya tek

elde etmektir. Fakat sadece unutur ve davaya bakar.

zaman bunlarla mücadele

et-mek bir yana, bundan kaçmak der:

"Bu geceyi kendi içinde bir yumruk bekleyen bu albndaki anlatmaya kafiydi. Onun için evimden ve ailemden çok müteessirdim. Mümkün dönerdim." (s. 9).

askerlerinin halinde milli

okuyarak geçmeleri yani Marseyyezi Cemal'in

kar ve bu durum tek içi garip bir

isyan-la dolu oisyan-larak ters yüzü dönmek ve bir tramvaya oradan (s. 13).

Cemal, halinden çok da memnun Milli Mücadele edilgen bir konumda bulunmak onu eder. Zaman za-man iç sorgulamayla öz yapar:

"Ben bir mazi benim olmayan bir aynadan, benim olmayan bir aynalardan hayata

Niçin bana o çerçeveli Talat Bey'in hediye ettiler? Onu ne kadar iyi olacak! Onun biliyorum. Ona her kendimi, bütün tasarruf eden bir mazinin

la görüyorum.

Ben Talat Bey gibi olmak istemiyorum. Orada, misafirlerin ötesinde, çok uzaklarda, belki aç ve var. Kimi ölüyor, kimi

yara-Fakat onlara gitmem için sadece aradaki denizleri kafi mi?

de bir Kendimden Onlar gibi

ve içinde, ümit giymem Bir de kendime herkesi tercih etmem

(12)

NURULLAH ÇETiN

Biliyorum ki çünkü ben hayata çok bir mazi ve bir zaman aynalardan da bakmak istedim. gözlerinde onu seyrettim. Alaiyeli Ahmed'in türkülerinde onu dinledim.

Bu türküden bana ilk bahseden Sabiha idi. Fakat yolumu yine o ke-siyor. Yine bana Yoksa kendisine böyle gecikmeme mi

Ben bütün istiyorum. bir Alaiyeli Ahmet'in türküleri ve iyi mesafelere atlar gibi bek-liyor. Bir gün onlara

O zaman denizlerin, otsuz ve köylerin üzerinden onlardan daha güç, daha benlik üs-tünden

Her mümkündür. Her olur. Fakat bir kere bu gözler-den, ölü diri, saran bu milyonlarca gözden kurtulsam,

bir kere ... " (s. 261-262).

eylem olmaktan çok sanat, hayal, güzellik,

kültür O yüzden Milli Mücadele pasif

bilinci, öngörüyü temsil eder.

1909' da Avrupa' dan a; memlekete yeni dönen o

günlerde 23-24 bir Cemal'in

et-kilenip Sanat, edebiyat, fikir

da Cemal' e yol ve yön gösterir. Kimleri

konusun-da tavsiyelerde bulunur. ihsan Cemal'in okulunkonusun-da onun tarih hoca-Derslerinde sanattan, Akdeniz

medeniyetin-den, Paris'teki üniversite

öne-minden bahseder. Heyecana, duyguya hamasi milliyetçilik yerine bilgiye, bir milliyetçilik fikrini telkin eder.

Romanda dile getirir:

"His üzerine terbiyeyi Bizim için öbür milletlerden daha tehlikeli oluyor. Çünkü bu yüzden hareket ve hürriyetimizi kaybediyo-ruz. Lüzumsuz maceralara sürükleniyokaybediyo-ruz. beri

dan eski yerleri ... diyerek ve mütemadiyen kaybediyoruz." (s. 42).

da da Milli Mücadele'ye

taraf-tar olan milliyetçi bir Türk politik

ge-olan bir gençtir. içindeki

Hükumeti'nde görev kabul etmez. Milli

Mücade-le'nin daki bir temsilcisi, bir sözcüsü, bir gibidir. tanbul'un Milli Mücadele'ye etmesini ister.

Hükümeti'ni bir hükumet ancak mahalli bir hükumet olarak görür. Anadolu' da mücadele varken ait

(13)

TÜRK

den Milli Mücadele'nin aleyhinde vaziyet alan

bir hükumetle yapmak istemez.

kendisi da bulunsa bile Anadolu' da devam eden

Milli Mücadele der:

"Burada bulunmama Millfyecilerden).

Hepimiz onlardaruz. türlü alabiliyor? Ben buna hayret ederim! Orada mücadele var, muharebe var. orada halledilecek! sahne Biz burada maalesef seyirciyiz. Sahnenin

Fakat bir türlü bunu (s. 135).

Milli Mücadele'nin önemine ve süreci lendirir:

zaman sadece Bu gibi bütün he-saplar durur, haysiyet, vazife duygusu (s. 136).

hayata bakar. !deta ben bu saati

iyice çözmeden hiçbir görmem diyen bir Bir hülya-ya çok benzeyen bu bazen kendisini, bazen elindeki saati kay-bediyor. (s. 261).

c. Emperyalist ve Türklere

Romanda emperyalist de toplumsal bir kesim olarak

yerini Özellikle de da Türk

na psikolojik, kültürel, ekonomik ve zulümler üze-rinde durulur.

Fiili, da Türklere

demeden bir bahane bulup her uygularlar.

Bu-nun pek çok Mesela iskelesinde

ci askerlerin genç bir Türk bahriyelisini ite kaka götürmeleri sahne-si Türk genci ellerinden kurtulmak isterken arka arkaya

tokat yer. ve burnundan akan kanlara

gülüm-semesini koruyarak ellerinden kurtulmaya Masum Türk gencinin soyluca gülümsemesi ile onu döven

gözlerin-deki zalim ve unutulacak gibi Bu tokat tam bir

efendi bir gün kendisinde yeniden

edilebilirdi.

Bu arada ihtiyar bir Tük "Seni domuz herif ne istiyor-sun çocuktan!" diye ileriye ve elindeki ile ci askerini döver. O ana kadar asabiyet ve çaresizlik içinde

(14)

NURULLAH ÇETiN

halk, harekete gelir. Halk hem bahriyeliyi hem de ihtiyar

oradan (s. 142-143).

Türk mor içinde hiddetle ve

ça-komik ve ulvi bir manzara ortaya koyar.

Türk adeta zulme bütün bir Türk milletinin milli tepkisini ve öfkesini temsil eder.

Cemal'in gözünden bir hadisesi daha

Bu-na göre bir vapurda birkaç subay

yeri sallayarak

bu-yere gider ve açarak içeri girer. Türk va-içinde sessizce otururlar. Güvertede bir ko-par, bir memur gelir ve uzun müzakerelerden sonra

(s. 145).

Bir olumsuz hadise de

Birkaç askeri, ihtiyar bir zorla bir evin

Bir subay, uzaktan bu seyreder.

Kap~ önünde bu saatte evinden ailenin

za-ruri Bu hadiseye olan roman kahramam

Ce-mal, pencerelerden birine bakar. Aziz devrinde da o

kadar moda olan bir oda yerinde

yar yere devrilen fesini giydirir. Adam Cemal' e

garip bir bakar. Sonra "kabahat bende ... Madem ki olduk. .. " der. (s. 147).

Psikolojik ve Kültürel o günlerde adeta iki

kesi-me Bir tarafta ve içinde

. ve onlarla yapan Ermeni, Rum gibi gayr-i müslimler, yanda keder ve kinle dolu Müslüman Türk

bir bütün gibidir. Bu

büyüklerde kadar çocuk yüzlerinde de

okunmakta-Türk bu sesle ve gibi

veya sessizce önlerine

Buna Rumlar ve Ermeniler acayip bir içinde

sola küstahça ister gibi

Hele Rumlarda her bir meydan okuma halindedir.

Kü-çük hepsini ya mavi-beyaz elbiselerle yahut

da bu renklerde bir Bir elinde

ka-küçük Yunan Güvertenin daha ilerisinde

merdivenin birkaç palikarya o

(15)

YENi TÜRK

aktaran özne Cemal, bu lendirir:

"M ... ' de biz yeni bu ve buna benzer Fakat burada çaresiz dinlemeye katlanacak.hm. Kendi kendime

dum. Dünyada mesut de bizim genç-leri hiç de bizim bu anda gibi bir 'olmak ve olmamak' meselesiyle

Onlar sporu tabii

ve meseleleriyle oluyorlar, bir istifa-de eistifa-derek Biz ise el kadar çok harap bir va-tanda

Vapurdaki içinde kuvvetlerine mensup zabitler ve nefer-ler, kendi milletlerine has sadece muzaffer kuvveti temsil ediyor gi-biydiler. gürültücü ve ve kibirli,

nazik, kibar, hatta biraz da güverteyi dolduran uyumaya ha-(s. 144).

B.

ANADOLU YA DA

Roman, esas bir ise de geriden geriye

Anadolu ve orada devam eden Millt Mücadele özellikleri ve yönleriyle verilir.

Türk milletinin sahne Milli

Mücadele'nin cereyan Anadolu'dur. Anadolu ise Müslüman

Türk'ün yeniden azmini, kendine kendi yerli ve

millt ölüm da olsa sahip iradesini

tem-sil eder. Anadolu, Türk milletinin kaderinin bir

Oyunun sahne Anadolu' dur. Anadolu

hürdür, hür kalma iradesini temsil eder. Anadolu'yu, Millt Mücade-le'yi, 'yeni insan' temsil eder.

Romanda da bulunan Anadolu'ya dair

önemli tespitleri ve özgün Cemal Anadolu'yu

"Anadolu Eliniz zaman bir yere zaman duydu-yok mu, onu büyültün, tahammül edilmeyecek Mile getirin, te Anadolu odur .. " (s. 195).

ve Tevfik Bey gibiler, umudun Anadolu' da, Mustafa

Kemal söylerler. Tevfik Bey,

rini der:

"Burada bir insan var. Ama yine gibi yemek ora-da da bizim gibi münferit hareketler de var.

(16)

NURULLAH

Anadolu'nun kabul etseler, bu kabine daha Politika güç Dostu idare güçtür,

yapmak güçtür. Her güçtür. Dirayet ister! Her dirayet ister. Bazen sab-redersin, zaaf olur; bazen kuvvet görünür. da bu dirayet var,

anla-(s. 168).

Romanda Anadolu ruhunu, Alaiyeli Ahmet

tipi üzerinden görürüz. Alaiyeli AhmetL Anadolu'nun Müslüman-Türk kesimini temsil eder. Ümidi,

cevheri, Türk milletinin ve dinamizmi,

mü-cadeleyi, milli temsil eder. Hakiki Alaiyeli Ahmet

ya-türküsünü söylemeyi, sevmeyi,

hayatla mücadele etmeyi bilir. Ahmet bir idam mahkumudur. Demir

Anadolu türküleri söyler. Bu Anadolu türküleri korkunç

Ahmet'in iki türküsü Birinde yer

"Ben ölürsem benden daha genci var."

türküsü ise bir

türkü-dür: "Hükumetin merdiveni Komser beyi .. "

Cemal' e göre Anadolu türküleri korkunç bir dillendirir. insanlara dost eder; ölülerin

bekletir, gidenlere

Ahmet bir cephede bir yara

ihanetini, kötü yola duyunca birdenbire ikrah

kaçarak Bir süre kimseye dokunmadan

kendi kendine Erkeksiz köylerde Sonra

hikayesini iyice etrafa Kötü

in-Bir gün Burdur' da Onu

görünce ters dönüp Fakat

den bir su her

kendisini

Kö-tü yola ama yapacak bir

yok-bu beni öldür O gece

bera-ber Sabahleyin Ahmet öldürür. kadar

me-zar kame-zar. eli diye çok derin kazar. Gece

meza-örter, sabaha kadar üstünde yatar. Sabahleyin hükumete teslim olur ve beni öldürün der, ama mahkemesi 6 ay sürer.

gö-mülü yeri insanlardan çok

çek-ti. Arhk insan eli (s. 199) der. Bir süre sonra idam edilir.

Ahmet, hayata gülerek bakan

(17)

TÜRK

HfilA üstüne afur,

ne-fes türküsünü (s. 259).

SONUÇ

Ahmet Hamdi Sahnenin Milli

Mücadele'ye merkezden bakar. Milli Mücadele

merkez Anadolu, ise dur. Yazar, olarak

aktif anlamda Milli Mücadele' nin ve da kalan

top-lum kesimlerini sergilemeyi Ülkenin bir

ölüm bu kadar önemli bir

olay toplumsal kesitlerin ne gibi tepkiler verdik-lerini ya da vermedikverdik-lerini göstermeye

Romanda olumlu olan olumsuz olan sergilenir. olarak Milli Mücadele'nin kendisi ve Anadolu bunlar geri planda geriden geriye hissettirilir. Yazar,

Devleti'nin ve sahnenin

an-MilliMücadele'nin önem ve

sergileye-rek paradoksal olarak

Yazar, Milli Mücadele'nin kendisini Milli Mücadele'ye na-ve niçin yani sonuçtan ziyade sebebi ve zemini

ver-meyi Hangi hangi hangi biçimi,

han-gi sonucu Milli Mücadele gibi bir sonuca geldik, bunu ir-delemeye

Roman Yakup Kadri

Referanslar

Benzer Belgeler

Sağlık bakanlığı; ateş, öksürük, nefes darlığı semptomla- rından en az birisi olan ve semptomların başlamasından 14 gün önce kendi veya yakının yurt dışı seyahat

yılında yayınladığı, Kül tür ve. Sanat hizmetleri

Kültür Bakanlığı Yayınları. Ermeni Sorunu ve Gerçekler. Ankara: Gündüz Eğitim ve Yayıncılık. Millî Mücadelede Gaziantep. Belgelerle Ermeni Sorunu. Ankara: Genelkurmay

Ancak Mustafa Kemal Paşa alınan bütün tedbirlere rağmen Konya’da isyan tehlikesinin devam ettiği kanaatindeydi.Tehlikenin geçmediği Konya Milletvekili Arif Bey’in 17

Sıtkı Beyi ilk olarak romanın baĢlarında Ragıp‟ın sürekli hatırladığı takadaki, daha sonra da Mustafa Kemal Anadolu‟ya geçmeden önce Pera Palas Otelinde

ÇalıĢmada Ġlhan Tarus‟un Var Olmak, Hükümet Meydanı ve Vatan Tutkusu adlı romanlarında Millî Mücadele konusu ele alınmıĢtır... ĠÇĠNDEKĠLER

Bilecik ve Çevresindeki Muharebe ve Bilecik’in İlk İşgali (6–9 Ocak 1921) Türk Milli Mücadele Hareketi için bir bakıma var olma mücadelesi verdiği bu muharebe öncesinde

1920 yılında yayınlananlar: Meclis-i Fevkalâde İntihabatı Müna- sebetiyle, Yine İntihab Meselesi, Kabinenin Tebeddülü Münasebetiyle, Ermenistan'ın Hududları, Konferansa