• Sonuç bulunamadı

Fransız devlet arşivlerinde bulunan ilginç belgelere göre Abdülhamit Mithat Paşa'ya karşı Tunus'u Fransa'ya vermiş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Fransız devlet arşivlerinde bulunan ilginç belgelere göre Abdülhamit Mithat Paşa'ya karşı Tunus'u Fransa'ya vermiş"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

FRANSIZ DEVLET ARŞİVLERİNDE

BULUNAN İLGİNÇ BELGELERE GÖRE

' " l

7 7

S H ı ’H ' I

I i İ » m»«'*? «’**’****• „nah- & Û.

^

* . T

İ P

tS m m

ffîm m

BONMARŞE... — Fransız Büyükelçisi Tissot tarafından 18 Ma­ yıs 1881 tarihinde Fransa Hariciye Nazırına gönderilen telgrafta Abdülbamit’in Tnnns konustında bonmarşe yapacağı belirtil­ mekte ve bu meselenin iki ülke arasında geçici bir bulut olduğu belirtilmektedir. Telgraf, o zaman daktilo olmadığı için el yazı­ sıyla deşifre edilmiş ve Bakana verilm iştir. Belgeler Fransız Devlet Arşivinden alınmıştır.

Kıyıların kapatılmasını

önleyici teklif yapıldı

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)

CHP İstanbul Milletvekili Reşit Ülker kıyıların

şahıslar tarafından kapatılmasını önlemek amacıyla

hazırladığı bir kanun teklifini Millet Meclisi Başkan­

lığına vermiştir.

9ıA < M /9?*>

Ülker'in kanun teklifinde, su kenarlarında rıhtımdan veya rıh tını yapılabilecek noktadan 10 metre genişliğinde bir toprak şe­ ridinin millî kıyı olarak bırakıl­ ması şahısların kıyılan kapatma lanna imkân veren kanun hü­ kümlerinin kaldırılması, hâlen kıyılarda mevcut tesislere tadilât veya genişletme izni verilmeme-

««'ilm ek ted ir.

Tağmaç iyileşerek

hastaneden çıktı

ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Genel Kurmay Başkanı Orgene­ ral Memduh Tağmaç, dün uzun süredir tedavi edildiği Gülhane (Arkası Sa. 7, Sü. 4 de)

vermi$

Ümit GÜRTUNA

ANKARA — Fransız-

lara sığman Mithat Pa­

şanın iade edilmesine

karşılık, Tunus’un Sul­

tan Abdülhamit II ta­

rafından Fransa’ya ter-

kedildiği, Fransız dev­

let arşivlerinde yapılan

bir inceleme sonucu or­

taya çıkmıştır.

Dışişleri Bakanlığında görevli Bilâl Şimşir tarafından, Fransız Devlet Arşivlerinde yapılan in­ celeme sonucu, yayınlanan ki­ tapta, zamanın Fransız Büyükel­ çisinin, kendi Dışişleri Bakanına gönderdiği telgraflardan birin­ de Abdülhamit’in Mithat Paşa’ mn : iade edilmesine karşılık, Tunus meselesinde «ucuza an- laşacağı» ve «Tunus sorununun iki ülke arasında geçici bir bu­ lut olduğu» yolunda ifadelerde bulunduğu belirtilmektedir.

«Fransız Belgelerine Göre Mithat Paşa’nın Sonu» isimli kitapta, Tunus sorunu ve Mithat Paşa’nın Abdülaziz’in öldürül­ mesine ismi karışmasiyle geli­ şen olaylar üzerinde ilginç bel­ geler yeralm aktadır. Fransız devlet arşivlerinden elde edilen belgelere göre, Mithat Paşa 17 Mayıs 1881 tarihinde Abdülha- m it’in adamları tarafından tev­ kif edileceğini anlayınca, İzmir’ deki Fransız Konsolosluğuna sı­ ğınır. Sabaha karşı saat 02,30’da Paşa’nın kendilerine sığınmasın­ dan Fransız Büyükelçiliği bü­ yük kuşku duyar. Vaziyeti aynı gün bir telgrafla Dışişleri Ba­ kanı Barthélemy Saint-Hilaire’e bildir r ve Mithat Paşa’nın (Arkası S a. 7. Sü. 4 de)

AbdOlhamii Mithat Paşa ya karşı

(2)

BÜROLAR

AMCARA-AUtCrk Bulv*n Tm er Apt-_ Apt-_ Apt-_ Apt-_ Apt-_ Apt-_ Apt-_ Yenişehir T el: 120920 129544

İZMİR: Fevzipaşa Bulvarı Afşaroğlu Işhanı 101 Tel: 21230*24709 GÜNEY İLLERİ: K uruköprü 34. eokak N a 40 ADANA Tel: 4550 • 3934

Abdülhcgıtıid

(Baştarafı 1. Sahifede) Fransızların «can düşmanı» ol­ duğunu ve bu yüzden hemen Konsolosluğu terketmesine emir buyurmasını talep eder. Dört buçuk saat sonra gelen cevap, Büyükelçi Tissot’nun istediği şekildedir. Bu arada Abdülha- mit adamları vasıtasıyla Bü­ yükelçi ile temasa geçer. Ab- dülhamit tarafından kendisine gelen teklifleri Büyükelçi Tissot, Bakanına şu telgrafla iletir :

«Sultan tahmin ettiğim gibi Mithat Paşa meselesindeki tu tu ­ munuzdan fevkalâde duygulandı. Ekselanslarına ve Cumhuriyet Hükümetine içten teşekkürlerini ulaştırmamı rica için yaverlerin­ den birini bana gönderdi.

Sarayın yakınlarından biri de bu sabah beni görmeye geldi. Yetkili olduğuna inandığım ko­ nuşmalarına göre. Sultan’m Tu­ nus meselesinde Fransayı şiddet le protesto edişi, ancak Müslii- manlar karşısındaki sorumluluğu mı ve şu sırada Mekke ile Trab- lusgarpda pek ihlâl edilmiş

bu-M ak ar tos

(Baştarafı 1. Sahifede)

Nöbetçiler ateş

etmemiş

Hükümet ileri gelenlerini sık sık tehdit eden Ulusal Cephe’ye mensup oldukları sanılan suikast çılar, Başpiskoposluk sarayına ga yet yakın oldukları halde kolay­ lıkla kaçmışlardır. Üstelik Asso­ ciated Press Ajansı, nöbetçilerin suikastçılara ateş açtıklarına dair bir haberin de gelmediğini bildir­ miştir.

Önceden ihbar edilmiş

Öte yandan Kıbrıs Rum gazete­ si «Mahi» dün sabahki sayısında, Makarios’a suikast yapılacağının daha önce ihbar edildiğini ve bu­ nun üzerine helikopterin ineceği «Makera» manastırında çok sıkı güvenlik tedbirleri alındığını bil dirmiştir. Sadece bu tedbirler Başpiskoposluk sarayı civarında da alınmamıştır.

Suikast teşebbüsü, kısa zaman­ da Kıbrıs’ta duyularak, özellikle Rumlar arasında büyük bir heye can yaratmıştır. Rum Temsilciler Meclisi Başkanı Klerides, olayı duyar duymaz. Emniyet Müdür­ lüğüne giderek, teşebbüs hak­ kında bilgi almıştır. Bu arada, Rum Temsilciler Meclisi ile Ba­ kanlar Kurulu da olağanüstü top lantıya çağrılmıştır.

Tutuklamalar

Bu arada iyi haber alan kay­ naklar, özellikle «Enosis» tarafta­ rı gizli Rum örgütü «Ulusal Cep- heuye mensup oldukları samlar, bazı Kıbrıslı Rumların nezaret altına alındıklarını bildirmekte­ dirler.

Kısa süre önce yürürlüğe gir­ miş bulunan «Geçici tutuklama yasası» uyarınca da, polisin «Ulu­ sal Cephe»ye mensup olan veya ona yardım eden kimseleri tutuk­ layarak 6 aya kadar hapsetme yetkisi bulunmaktadır.

Denktaş’m demeci

İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosul Kıbrıs Türk Cemaat Meclisi ve geçici Türk Yönetimi Başkanı Yardımcısı Rauf Denktaş, Maka­ rios’a yapılan suikast olayı ile il gili olarak gazetecilere. «Olay, Kıb j rısta işlerin iyi gitmediğinin bir j delilidir» demiştir.

Denktaş daha sonra şunları söy

j

lemiştir:

«Makarios’a yapılan suikast ye ni gelişmelere yol açacaktır. Ger ginlik bu nedenle biraz daha arta cak gibi görülmektedir. Yukarıda söylediğim gibi, Kıbnsta bir bu- naJım mevcuttur. Bu bunalım da­ ha da artacaktır. Rumlar faaliyet lerini arttıracak, çeşitli olaylar ya ratılacaktır.»

ö te yandan olayla ilgili olarak Ankara muhabirimizin konuştu­ ğu Dışişleri Bakanlığı Enformas­ yon Genel Müdürü Oktay İşcan olay hakkında Lefkoşe’den ta­ mamlayıcı bilgilerin beklediğini bu bilgiler gelince bir açıklama yapmanın söz konusu olabileceği ni söylemiştir.

lunan Halifelik itibarını koru­ mak içinmiş. Aslında Tunus me­ selesinde ucuza anlaşacakmış. (Bon marşe yapacakmış). Me­ selenin başında. Sultanın mü­ şavirlerinden biri de bunu ba­ na söylemişti.

Dün de, Tunus meselesinin a- ramızda geçici bir bulut olduğu­ nu, Sultan bana dolaylı şekilde bildirdi.»

Nasıl yorumlanıyor?

Fransız Büyükelçisi Tissot’nun 18 Mayıs 1881 tarihinde çektiği yukardaki telgraf, başkentteki diplomatlar arasında ilgiyle kar­ şılanmıştır. Kendileriyle görüş­ tüğümüz diplomatlar telgrafı «son derece açık» olarak nite­ lendirmişlerdir. Diplomatlara göre: «Ucuza anlaşmak», «Tunus meselesindeki tepkinin müslü- manlar arasındaki Halifelik iti­ barını korumak için olması», «Meselenin iki ülke arasında ge­ çici bir bulut olması» gibi söz­ lerden yalmz birisi dahi Tu­ nus’un Fransızlara bırakıldığına dair yeterli bir belgedir. Diplo­ m atlar dış politikada bu kadar açık sözlerin çok ender söylen­ diğini de belirtmişlerdir.

Tarih açısından

Tarih açısından da Fransız Devlet Arşivindeki belgeler ö- nemli bir dönüş noktasını orta­ ya çıkarmaktadırlar. Bilindiği gibi Mithat Paşa’mn Fransız Konsolosluğuna sığınmasından bir hafta kadar önce. Fransızlar büyük baskı sonunda Tunus be­ yi Sadık Pasa’ya zorla bir «Hi­ maye anlaşması» imzalatmışlar­ dır. «Bardo anlaşması» diye ta­ nınan bu duruma. İstanbul bü­ yük tepki göstermiş ve bu an­ laşmayı «Yanılmamış» saydığını bütün dünyaya bildirmiştir. Büyükelçinin telgrafında sözetti- ği «Sultanın Tunus Müslümanla­ rı arasındaki itibarını ve Mekke ile Trabiusgarpda pek ihlâl edil­ miş Halifelik durumunu koru­ mak için gösterdiği tepkiler» Bardo anlaşmasına karşı yapılan tepkilerdir- Mithat Phşa’yı «Ka­ bul etmemesini» Fransız Büyük­ elçisinin, İzmir Konsolosuna bildirdiğin) öğrenen Paşa, kendi­ sini İzmir’deki bütün yabancı temsilciliklere sığınmış sayıl­ mak istediğini daha önce belirt­ miş olmasına rağmen, Adliye Nazırı Cevdet Paşa’nm teklifi üzerine kendisi teslim olur. Yani Mithat Paşa devlete kendisi tes­ lim olmuştur. Ancak daha son­ ra gelişen olaylar Abdülhamit’in, Mithat Paşa’nm kendi kendine teslim olmasına rağmen Fransız- lara verdiği sözü tuttuğu ve Tu­ nus konusunda İstanbul’un her­ hangi bir tepkisi de bulunmadı­ ğı gibi Tunus’taki mücadelenin yalmz Tunuslular tarafından yü­ rütüldüğü ve Osraanlı Ordusu­ nun Trabiusgarpda bekletildiği ortaya çıkmaktadır.

Y A R I N ABDÜLHAMtT:

«Tunus meselesindeki davranışımla iftihar ede­ rim..»

ÖĞRETİK

o í-i— a t\>tp Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Ova, G., Özkaynak, E., Tan, A., Türkiye’de Yetiştirilen Bazı Yağlık Keten Tohumlarının (Linum usitatissimum L.) ve Filizlerinin Biyoaktif Bileşikler Açısından

Tahmin edilen SNP oranı %76.25 olmasına rağmen, bağlantı ( Linkage ) analizi gerçekleştirildiğinde kromozom üzerindeki tahmin edilen SNP lerin yer ve sırasının da yanlış

After Sultan Abdulaziz was remowed from the Çırağan Palace; and after Sultan Abdülhamit started to inhabit the Yıldız Palace and add new pavilions to it, the Malta Pavilion and

Tünel 1939 yılına kadar bu şirket tarafından çalıştırüdıktan sonra 16 Haziran 1939 günü ya­ pılan bir anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti Hükü­ metince

Suriyeli sığınmacıların ve mültecilerin sorunlarının sadece ulusal ve uluslararası politikanın bir konusu olarak değerlendiriliyor oluşu, ülkelerin yabancı halklarla

Örneğin sürücüsüz otomobillerde çalışan yapay zekâ yazılımlarının nasıl çalıştığını analiz eden kötü amaçlı bir yapay zekâ yazılımı, otomobilin kaza

Horner sendromuna yol açan çeşitli sinir paralizileri vagal schwannomlar ile servikal sempatiklerden köken alan schwannomların ayırıcı tanısında yardımcı olabilir, ancak

Genç kadın bu deli sözüne fena halde sinirlenerek, deli sizsiniz, di­ ye cevap verniği gibi, daha bazı ke­ limeler ilâve etmiş, Hüseyin de ay­ nı şekilde