• Sonuç bulunamadı

Köşe yazarları İstanbul'un Başkanı için ne düşünüyor

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Köşe yazarları İstanbul'un Başkanı için ne düşünüyor"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Nlobia, Pekin Belediye Başkanı Chen Xitong, B. Berlin Belediye Baş­ kanı Eberhard Diepgen, Kahire Valisi ve Beledi­ ye Başkanı Youssef Sabri Abou Taleb, Yeni Delhi Belediye Başkanı Mahinder Sing Saathi, Jakarta Valisi ve Beledi­ ye Başkanı VVİyago Ad- modarminto. Kuala Lu­ mpur Belediye Başkanı

Şimdi İstanbul'da yaşayan hemşerilerin ortak bir sözü var

...

m

» . - s ' '* * » - * '- .

J _

I

İ

l

I

Bu sevgi nasıl doğdu?..

“ “ ^ ^

— ^ ^ — ——— — -“ ■

—-D

ünyanın n eresin d e yaşarlarsa yaşa­

sınlar İstanbul, insanların hayalle­

rini süsleyen bir şehir olmuştur.

Ç ok uzaklardan g e le n nice ordular

zaferlerini İstanbul’la taçlandırm ak uğruna,

yaşamlarını yitirmiştir. Birçok deha, ustalık­

larım ve sanatlarını İstan b ul’d a ölüm süzleş­

tirmek; en güzel, en m uhteşem eserlerini bu

şehir için yaratm ak u ğ ru n a yıllarını vermiş­

tir. Bu şehirde yaşayanlar için ise İstanbul, bir

ana kucağı kad ar sevgi, güzellik, mutluluk

dolu vazgeçilm ez ve çek ici olmuştur.

Ancak, sanayileşm e hareketlerinin yoğunluk

kazanması İstanbu l’un tüm fonksiyonlarında

değişim e yol açm ış ve şehir bir yağ lekesi gi­

bi plansızca yayılmıştır. Artık İstanbul eski se ­

vecenliği ile değ il; tarihi, kültürü, g e le n e k ­

leri, güzellikleri, tabiatı ve insanı ezerek, yu­

tarak büyüyen b ir şehir olmuştur. Bu n e d e n ­

le d e h e m şe rile r İstanbul’a küsmüştür.

Gururla b elirtelim ki, hem şerileri İstanbul’­

la barıştırm ak için B elediyece 5 yıldır sürdü­

rülen sosyal ve teknik altyapı çalışmaları küs­

künlüğ e son verm iştir. Nitekim, bu şeh ird e

yaşayanların artık ‘‘İstanbul'u çok seviyoruz”

d iyerek şeh irlerin e sahip çıkmaları tüm bu

çabaların doğal sonu-

-mm ı

c “ d u r ■

Dünyanın 17 büyük kentinin Belediye Başkanlan buluşta

İstanbul ev sahibiydi

İstanbul’da çirkinliklerden kurtarılıp, yeşillen­

dirilen milyonlarca metre alana dikilen yüzbin-

lerce çiçek ve laleler hemşerilerimizce korunu

yor ve İstanbul’a

^ j

hemşerilerimiz

sahip çıkıyor.

İstanbul’da hemşerilerimizin “ mutluluğu ı

birlikte yakalamaları” için hiçbir fedakarlık­

tan kaçınılmadı. Fazla değil, kısa bir zaman

sonra İstanbul tüm dertlerinden kurtula­

cak ve sonuç hepimizin ortak gururu olacak.

Her konuda hemşerilerimizle birlikte

düşünüp, birlikte planlayıp, birlikte

uyguladık. Şimdi bitirdiğimiz yatırım­

ların tamamını birlikte denetliyoruz.

25 Mart 1989 Cumartesi

işte konuk

BAŞKANLAR

Zirveye katılan Metro­ pol Belediye Başkanları şunlar: Abidjan

Beledi-ı/o R ackanı P M 'K n ıım n

Başkan Dalan, F. Alman Cumhurbaşkanı Weizsaecker’le...

* 0 ^

3 gün süren Büyük Şehirler Zirve Konferansında ko­

nuk başkanların dile getirdikleri sorunlar ve çözüm öne­

rileri Büyük Şehir Belediyesi Bilgi Bankasında toplandı.

J

O toplantıda, İstanbul’da şehirsel sorunları çözmek » U V V ' /a iİ , için başlatılan sosyal ve teknik altyapı yatırım­ s a Vv/ / j f i y f a . lan,17 büyük kenti yöneten Belediye Başkanları-_ — t • nın ilgisini çekti ve projelerimiz beğeni topladı.

ySM /JJ]

< \ — ^ ’ Toplantıda. Belediye Başkanları arasında dostluklar kuruldu. Baş-t İ Z y kanlar, İstanbul'un tarihi ve doğal zenginliklerine hayran kaldı ve “ İstanbul’un kısa bir zaman sonra tüm dünya insanlarının ilgi- V ’# **“ *■ *1 ^ sini çekecek turizm ve ticaret merkezi olacağını” vurguladılar.

Dünya Büyük Şehir Belediyeleri arasında bilgi ve teknoloji değişimini sağlamayı, şehirsel sorunların çözümünde işbirliğini başlatmayı amaç­ layan, Dünya Metropol Belediyeleri 2. Zirve Toplantısı sadece İstan­

bul için değil, tüm Büyük Şehir Belediyeleri için büyük yarar sağladı. û ı ¡ ¿ ¿ â l â , . ” I

uaıo tıyas Din umar, Lima Belediye Başkanı Jorge del Castillo, Mad­ rid Belediye Başkanı Juan A. Barranco Gal­ lardo, Mexico City Bele­ diye Başkanı Ramon Aguirre Velazquez, Montreal Belediye Baş­ kanı Jean Dore, Mosko­ va Belediye Başkanı 0i- - rinci Yardımcısı llya Di- mitrievich Pisarev, Se­ ul Belediye Başkanı Yong-Nea Kim, Stock­ holm Belediye Başkanı Sture Balmgren, Tokyo Valisi ve Belediye Baş­ kanı Snunichi Suzuki, Viyana Valisi ve Beledi­ ye Başkanı Helmut Zilk.

B aşkan D alan, F ransız Dış T ic a re t B a k a n ı’y la ...

Başkan Dalan Kahire Belediye Başkanı Y. Abu Talib’le...

Mimari mirası

koruma konferansı

Başkan Bedrettin Dalan Başkanlığında toplanan İslam Mimari Mirasım Koruma Konferansı'nda, “ ortak kültür ve tarihe sahip olan” İslam Arap ülkeleri kent ve belediyeleri ile yakın ilişki ve işbirliğini güçlendirme kararı alındı. Bunun sonucu tüm kültür miraslarının korunmasında bilgi ve teknoloji alış-verişi başladı. Süleymaniye ve çevresini yeniden düzenleme projesi ise, bu kapsamda ele alınmış en büyük restorasyon projesini oluşturuyor.

İçte, hemşerilik duygusunu yaygınlaştırıp, pekiştirirken, dışta da kardeşliğe önem ve­ riyoruz. Bunun doğal sonucu İstanbul 14 yabancı şehirle kardeşlik bağı kurdu. İstan­ b u l’un kardeşleri şu n la r:

Rio de Janeiro (Brezilya)

Şimonoseki (Japonya)

Isfahan

(İran)

* Hue

(Vietnam)

* Lahor

(Pakistan)

Varna

(Bulgaristan)

Köstence

(Romanya)

Jahor Bahru (Malezya)

* Cidde (Suudi Arabistan)

Floransa

(İtalya)

Barselona

(İspanya)

Leningrad

(SSCB)

Houston

(ABD)

Rabat

(Fas)

(2)

Şeytanın

ÇETİN ALTAN

Ey bre bre bre, bu yazıyı

yazmak benim için zor gibi...

B

izim Belediye Başkanı Bedret­ tin Dalan, benim meşrebimin adamı değildir. Ayrı dünyalardan, ay- • rı donatımlardan yetişmişiz,

O farkında olmasa bile, ben ona, onsekız ay kustum

Sonra, önceki gün onu yanakların­ dan optum

Yerebatan Sarayı'ndan altmış bin metreküp çamur çıkarmıştı.

Bu kolay değildi.

Bedrettin Bey, kendisine her kar­ şı çıkmış insana söver

Yüzde doksandokuz haklı söver. Bana sövmeye dili varmamıştır ama, çocuklarıma sövmuştur

Haklı sövmemıştir Ben onu öptüm.

O kadar büyük ve aşılması zor iş­ ler yapmıştı ki...

Bütün ihtiraslı siyasetçiliğine kar­ şı “ kolayından rastlanmaz bir

adam olduğunu” inkâr etmek müm­

kün değildi.

Açık seçik ve net söylüyorum ki, Bedrettin Bey bir delidir.

Öpülesi bir delidir.

Belki ilkeldir, belki değildir. Ama ne yapmalı ki, Türk tarihinin az tanıdığı kadar büyük bir adamdır.

★ ★

N

edenini açıklamayacağım. Nedenini İstanbul'da yaşayan­ lar görürler.

Onunla dost olacağımızı da hiç sanmıyorum.

Onu inkâr etmek de bana yakış­ maz.

Bedrettin Bey'le, artı düzeydeki meslek dostlarının, anışal bal pete­ ğinde on saat dolaştık İstanbul'u...

Yaptıkları nefes kesiciydi İstanbul'un ne geçmişinde, ne ge­ leceğinde bir daha böyle bir deli bul­ mak zordur.

Ama onunla dost olmak da zor. Benim için zor.

Onlar başka bir kümesin başarılı ve bana göre garip politikacıları...

Heykelleri dikilecek adamlar... Peşlerinden koşulası adamlar... Değer de...

★ ★ A

A

ma işte...

Daha da yakın dostluklara ge­ rek duyma düzeylerine indiklerinde.. Zordur onlarla arkadaşlık etmek... Mucize yaratnuş idamlardan biri­ dir Bediettin Bey..

İstanbul u Fatih'ten daha cok kur­ tarmıştır

Gözlerimle gördüm ★ ★ ★

S

iyaset ise ayrı bir konu Yazı yazmakta zorlandığım za­ manlar elbet oldu.

Bedrettin Bey'm bize gösterdiği şeyler mucizeydi

İstanbul'un üçbın yıllık tarihi. Bed­ rettin Bey'i unutmayacaktır.

Bu somut bir gerçektir

Ama Bedrettin Bey'in siyasal ıhtı­ rası da benim kuçuk evime hiçbir za­ man sığmayacak

Bir ev dostum olsun isterdim. O da Bedrettin Bey olsun isterdim İstanbul tarihi hıc böyle adam gör­ medi.

Ne dediğimi birkaç ay içinde da­ ha iyi anlarsınız.

Ama Bedrettin Bey benimle dost­ luk yapamayacaktır.

Benim kücuk evime sığamayacak- tır

Büyük yaş farkına karşın ben on­ dan öksüz kalacağım

Ama o da, yazı adamının serseri­ liğiyle, o tür adamların anlamsız ve.- fasını hiç anlamayacaktır

★ ★

D

ünyadayken, İstanbul Belediye Başkanı olarak, Bedrettin Bey'ı tanımış olmakla gerçekten mutlu­ yum

İstanbul evrensel çizelgedeki ye­ rme onun sayesinde oturuyor

Mutluyum

Bilemezsiniz hem de ne kadar .. Dost olmamız ise zor...

Suç onun değil, benim de değil. Bu garip zıtlığı, kuşaklar İstanbul'a baktıkça kapatacaktır

Suç onun değil ve gerçekten tarih­ sel başarılı...

Suç benim de değil... ★ ★ ★

B

en beğeniyle sevgi, başarılıyla kazançlı çıkma arasında hem hiç karar veremedim, hem de hiç ör­ nek olamadım.

Ama Bedrettin Bey gerçekten muhteşemdi.

Kendi küçük dünyamda onunla dost olmam imkânsız olsa bile.

Bunun nasıl bir acı olduğunu ba­ şarılı mühendislerle büyük politika­ cılar değil, yazı yazmayla ömür tü­ ketm iş in s a n la r anlar...

Bedrettin inan ki, mersi...

' İ l m liiii:

O L A Y L A R

m

m

HASAN PULUR

Dalanla bir gün

B

İZ başımıza gelecekleri biliyor­

duk...

--- Geçen haftanın sonunda Sayın Dalan telefon edip, “ Çoktandır ihmal ettik, vakit bulamadık, köşe yazarı ar­ kadaşlarla şöyle bir dolaşalım!” dediği zaman başımıza gelecekleri biliyor­ duk.

İstanbul'da neler yapıldığını gözü­ müze sokarcasına gösterecek ve de gözümüzün içine baka baka, içinden bile olsa, “ Şunları gör de ondan son­ ra beni eleştir!” diyecekti...

Salı günü, sabahtan akşama kadar öyle oldu.

-B

ELEDİYE Sarayı’ndaki bilgi iş­lem merkezini gezerken Dalan, “ Bak bakalım, buna ne diye­ ceksin?” der gibiydi...

Mesela Avcılar’da bir sokağın adı­ nı vereceksin, o sokakta, ya da mahal­ lede kaç ev, kaç ağaç, kaç metre du­ var; kaç çit, kaç elektrik lambası var ekranda görülsün, o sokâkta evi olan Mehmet Efendi’nin ne malı, mülkü ol­ duğu okunsun!

Dalan, bir mezbele, bir rezalet olan Eminönü Hal binasının yerinde şimdi yeller eserken mahkeme kararıyla ayakta duran yarı yıkılmış köhne bina­ ları “ Hukuki anıtlar!” diye diye göste­ rirken bitmek üzere olan Eminönü alt geçidi için “ Buna ne diyeceksin?” der gibiydi...

Hele hele Haliç’in sularını temiz­ leyip Karadeniz’e gönderen Yenikapı arıtma tesislerinin önünde Dalan’ ın keyfine diyecek yoktu...

Belki dünyada ilk defa, arazinin du­ rumu nedeniyle beş katlı tesisi beşinci kattan başlayıp yerin dibine nasıl göm­ düklerini anlatırken, "Bakalım buna ne diyeceksin?” der gibiydi...

“ Ya bu pis sular, Karadeniz'e çık­ mayıp da Boğaz’da kalırsa ne olacak?” denildiğinde, “ Bunu kim derse onun alnını beş defa karışlarım, hem de bi­ limsel olarak karışlarım” derken ne ka­ dar da kendisinden emindi.

Dalan'a göre Karadeniz’e 10 tane akarsu dökülüyordu, onunun da suyu tatlıydı, o halde Karadeniz’in suyu ne­ den tuzluydu? Çünkü Akdeniz’den, Marmara'dan Karadeniz'e alt akıntı vardı, işte şimdi Haliç’in pis suları da bu alt akıntıyla Karadeniz'e çıkacaktı... r i m ŞTE yeni Hal burası, işte bit­

mek üzere olan metro, işte ye-

L-_ J

ni yapılan otogar...

Metronun rayları döşenmişti, otogar bitmek üzereydi, Topkapı'daki o rezalet sona eriyordu, ya yeni Hal bi­ nası...

Nerede o Eminönü’ndeki pislik, nerede buradaki düzen ve temizlik...

ALAN bunların hepsini teker teker gösterip, sanki otobüsle turist gezdiren rehberler gibi

OOO, bu iş burada bitmezdi.., Daha Haliç kıyıları dolaşılacak, --- pis suların nasıl aktığı görüle­ cek, Eyüp'teki kazıklı yoldan Silahta- rağa tarafına geçilecek. Hayvan borsa- sının sinemacılara film platosu için ve­ rileceği, mezbahanın Sanat ve Kültür Merkezi olacağı müjdelenecek, oradan Okrr.eydanı'na çıkılıp Perşembepaza- rı esnafı için yapılan 4 bin 500 dükkân- lık Per-Pa merkezi gösterilecek, bura­ nın yüzde 45 hissesinin belediyenin ol­ duğu belirtilecek ve Dalan, hepsini bir bir anlatırken de, “ Hadi bakalım bun­ ları da yazın!” diye şöyle birdoğrula- caktı.

Hele Tarlabaşı, o perişanlıktan

O

RADAN Kuruçeşme kömür de­ polarının yerinde yeni yapılan --- parklar!

Buranın, Dalan'ın anılarında bir başka yeri var.

İstanbul’un belediye başkaların­ dan Şehremini Cemil Topuzlu’nun anı­ larını nâmüsait bir yerde okurken bir de ne görsün...

Adamın biri burasını kömür depo­ su yapmak istemiş, Topuzlu izin ver­ memiş, adam gidip Damat Ferit Paşa­ dan izin almış ve buraya kömür depo­ larını dikmiş...

Ya öyle mi?

Sadrazam Damat Ferit Paşa izin verirse, damat olmayan Cumhuriyet çocuğu Dalan da yıkar!

Ve yıkmış!

RNAVUTKÖY, Sarıyer kazıklı yollan, Büyükdere'den tekney­ le karşıya geçtik, Beykoz'da

E

D

elinde mikrofon durmamacasına ko­ nuşurken, Çetin Altan bile pes ediyor, “ Sayın Başkanı dinlerken, susmaktan boğazım kurudu!” diyordu.

Abraham Paşa Korusu, Kuzguncuk'ta Fethi Paşa Korusu, hepsi halka açıl­ mış, Üsküdar Meydanı pırıl pırıl, he­ le Harem sahil yolu, bir başka gü­ zel, Kadıköy sahil yolu Bostancı’yı aşıp, Küçükyalı’ya dayanmış, daha da gidecek...

1 VET, Dalan “ Bunları da görün!” I diyordu.

-> Elbette bunları da görmeliydik, elbette bunlarla mutlu olup, övünme- liydik, kimbilir görünce mutlu olacağı­ mız daha neler de vardı.

Ama bunları bize gösterirken, haklı olarak iftihar eden Sayın Dalan, Boğa­ ziçi’nin haline de bir tavır koymalıydı, önü ve arkası inşaatçıların insafına terk edilen Boğaz’ın o doğal güzelliği­ ni bir daha yerine koyabilir miydik?

Dalan ın yaptıklarını, gerçekten se­ vinilecek, mutlu olunacak şeyleri akıllı ve paralı ve cesur bir belediye başka­ nı yapardı, işte Dalan yapmıştı...

Ama o Boğaz’ın Allah vergisi gü­ zelliği bir daha nasıl yerine konurdu?

Bizim söylemek istediğimiz buy­ du...

Hele hele yeni bir Boğaziçi imar af­ fı teklifi Meclis'e verilmişken...

“ Ben bu şehrin Belediye Başkanı- yım, Taşkışla’nın otel yapılmasına da karışırım, duvarında İncir ağacı çıkma­ sına da..." diyen Sayın Dalan’ın, Boğaz için söyleyecek bir, iki lafı, koyacak bir tavrı olmalıdır.

Hele, seçim, Dala için, artık bir amaç değil, bir araç haline gelmişse

Köşe yazarları

İstanbul'un Başkanı için

ne düşünüyor?

Sevgili

okuyucular,

değişen

İstanbul ve

O’nun

Başkanı

Bedrettin

Dalan

hakkında

yazılanlar

kuşkusuz

bunlardan

ibaret değil.

Taktir

edersiniz ki,

yazıların

tamamını

derleyip,

sınırlı bu

sayfalara

sığdırmak

mümkün

olmadı.

Bilginize

saygıyla

sunarız.

i

d a l a n

■ Ama olsu" makuS lallf"' mazıslncJe yalıyor

r J m °alan' ° ™ ek fi", eskilen yermeye ge

m,S12«' ya

EmınonumevcU ^ h®P 9°rmeyealış-

sa!an bir

göbekli ya aI

k

T T 3 ha,Ka domates I

,eden bir

kaim ensell .

Y meydanını kat- 1

Türkiye’nin en bakım*'m

aÎnya?ımıZ:

En ^mal edilmiş ş e h r i * StanbuL

Var mı

Kıra?,

Olan? ' Stanbul

S Â m ?,,f| e" e/ ian.ep duyarcfıi< _

5 y,,a sığdırılan

hızm ÎTe^ h''^ 9°rduk Çunkı

I misina?

,y' m

an,3f. kim farkeder bilir

j 5 yıldıi 9elmemş‘'b“,P* s ı uya5ai'an' Tör%<>Ve

t e r » ™

Kra,m7

1

0,f “ k

İstanbul'u9° 'un Bakallm.

lamya-|,afı sezemiyoîue Çl * vaşat,l5l" w için farkın*.

Dalan, bize “güzellikler”

l

,

H ' e n

bir vak’a i âdi

h

Hiz-

°ysa biz,

çirk in lik li! 1 9 ,SunmuŞtur.

¡ s * « « » »

,

d'

y° dönüp geçmişi kötüleme-

° a,a"' <*

*

(katiller kimdir?”

esıne mbsaade eden

Sormadı.

1

Sadece önüne paktı.

I H y a r pa'" <le" t,0s'™ k a' » m arkadaşla,,*,

l ! İ P p ^ f m

! 'y c r l ‘ ' ,'inka,ş's ™ finler

^

S

öyteyeyim;

i ı J

r

i s

S

S

S

c 0na omur boyu rey v e rm Z

diği

h iZ m e <'

I

Evet.

y

y ermemize yetenidir ,.

Reyimi Dalan’a vereceâim ”

.

Müsaade buvnm Ran'

"71'

|rcy"*n ibare, değilde

,eyım * sac(ece

“1

Yılm az Ç e tin e r

DALAN'DAN BİZE KALANLAR!..

AŞBAKAN özal, Ankara’da milletvekillerini Anayasa de0lşikllöl için topladı ya... A ynf gûn, İstanbul Belediye Başkanı Dalan da ga zetelerin köşe yazarlarına şehri dolaştırıyor, yaptık­ larını gösteriyordu...

Herhalde günlerdir, sîzler de değerli arkadaşla­ rımızın sütun sütun İlgi çekici gözlemlerini okumuş­ sunuzdur!.. Onların değerlendirmeleri ile kendi de­ ğerlendirmelerinizi kıyaslamışsınızdır!..

Ve görmOşsOnûzdOr ki; İstanbul Belediye Baş­ kanı Dalan, bugüne kadar seleflerinden hiçbirine na­ sip olmayan bir ölçüde köşe yazarlarının övgüleri­ ne mazhar olmuştur...

Bakınız Çetin Altan dostumuz nasıl çoşmuş!..

“Açık seçik ve net söytttyonım kİ Bedrettin Bey bir delidir.

öpülesi bir delktir. Belki İlkeldir, belki delildir.

Ams ne yspmslı kİ, Türk tsrlhlnln az tanıdığı ka­ dar büyük bir adamdır.”

Peki ama. Anavatan Genel Başkam’nın neden­ se artık hoşlanmadığı... Ve zaman zaman kıyasıya eleştirdiği... Onların da özal’dan geri kalmadıkları. Çoğu kez yaylım ateşine tutup hırpaladıkları köşe yazarları nasıl oluyor da, yine Anavatan kurucusu, İstanbul’da Belediye Başkanı Dalan için böylesine destan gibi övgüler yazabiliyorlar?..

Demek yazarların amacı İlle muhalefet değil, bir­ takım hizmetlerin görülmesi olayıdır...

G

EECLİM Dalan’la yaptığımız İstanbul gezisi­ne. Arkadaşlarımızdan birinin a tla d ım veya önemsemediğini bir başkası yazdı... Bize de pek bir şey kalmadı...

Ama doğrusu ya;

—Peki, S*y»r\ Dalan dışarıya olan belediyenin

borç!acını nasıl Ödeyeceksiniz?.. Bunlann yekûnu ne­ dir?.. sorusunu biz sorduk...

Dalan saO elini ensesinden atıp arkadan saçla­ rını okşadı ve sonra rahatça cevap verdi:

—Dış borcumuz 1 milyar dolar... Bunun 500 mil­ yonu kullanılmış durumda, oartye kalanı İse zama nı gellnca kullanılacak... Faîzlar ortalama vüzde 4, süre ortalama 25 yıl... Nasıl Ödeyeceğiz?., örneğin,

4,

İstanbul'da ayda 100 kllomatrellk au borusu döşe­ niyor, böylece au kaçığı önleniyor ve üstelik au pa­ rası tahsilatı yapılması kolaylaşıyor... Aynca, yap- sat yönetimiyle inşa edilen Perşembepezan bina lan var... Yüzde 45'l bizim... Değeri 600 m Uyan geçiyor... Daha birçok yerimiz ear böyle... Kısacan belediye­ nin borçlannı ödeyecek gelir kaynaklan sağlam...

♦ ★ *

OĞUK hava tertibatlı, konforlu otobüsün için­ de, yaklaşık 10 saat geçirdik Dalan'ta... Ge-— J nel Sekreter Atanur Ofluz da zaman zaman

TENCERE

Necati /IN C İR K İR AN

Yeni bir

İstanbul doğuyor

D

ört yıl kadar önceydi. Bedret­ tin Dalan kolları sıvamış işe Ha­ liç’ten başlamıştı. Eminönü, Unkapa- nı, Cibali, Fener, Balat, Eyüp ve Per­ şembe Pazarı, Kağıthane, Sütlüce yı­ kımları gündeme gelmişti..

İşte o günlerden birinde gazete­ lerin başyazarları, köşeyazarlarına İs­ tanbul’da neler yapılacağı anlatı­ lıyordu.. Dalanla birlikte otobüsle şehri gezmiştik.. Öylesine büyük ve görkemli projelerden sözedillyordu ki doğrusu ağzımız açık kalmıştı.. Her­ kesin kafasına bir soru takılmıştı: Acaba?

Önceki gün, Bedrettin Dalan, ay­ nı ekibi toplayıp aynı geziyi yaptırdı. Dört buçuk yılda İstanbul’da neler ya­ pıldığını gösterdi.

Sözde gazeteciyiz, sözde İstan­ bul'uyuz ve bu memleketin çocuğu­ yuz ama neler yapıldığını bil­ miyoruz!..

Sabah dokuz buçuktan akşam yirmiye kadar süren gezimiz sırasın­ da İstanbul’da yapılanların tümünü görebilmek elbette mümkün olmadı. Yalnız görebildiğimiz kadarıyla 2500 yıllık bu şehrin tarihi boyunca böyle­ sine bir imar faaliyetinin içine girdi­ ğini hiç tahmin etmiyorum.

Sakın yanlış anlaşılmasın!.

Ne Dalan’ın bizim övgümüze ih­ tiyacı var, ne de bu geziye katılan ya­ zar arkadaşlarım hatır gönül İçin ya­ zı yazacak cinsten insanlardır. Gör­ düklerimiz herkesin gözünü kamaş­ tıracak boyutta büyük işlerdir. Bu şe­ hirde yaşayan kişiler olarak bize he­ yecan veırniştir, umut vermiştir..

Haliç Projesi, Dalan’ın hakikat

haline gelen rüyası olduğu için gezi­

ye oradan başladık.. Dört yıl evvel Emlnönü’nde ilk kazma vurulduktan sonra; Bayrampaşa'da modern, yeni hal binasının da temeli atılmıştı. Seb­

ze ve meyve hali bu yeni hale taşın­ mış, İstanbul'un merkezi de bir mez- belelelikten kurtulmuştu. Yeni hal Avrupa standartjarınauygun şekilde inşa edilm işti. İstanbul’un batı yaka­ sının İhtiyacına fazlasıyle yetiyordu. Şimdi önün yanında kuru sebzeciler İçin bir hal yapılacak.

Halden dönerken Topkapı’daki tüm otobüs garaj ve yazıhanelerini İçinde bulunduracak Ötobüs term i­ nali inşaatını gördük. Burası da İstan­ b ul’a yakışır bir terminal olacak.. Ve terminale Metro da uğrayacak.. Sade­ ce oraya mı Atatürk Hava Limanına da..

Metro ile ne kadar İlgiliyiz?

Çalışmaların ciddi şekilde İlerle­ diği İstanbul Metrosunda Vatan Cad­ desinin altında bir de Metro İstasyo­ nu gördük.. Hemen hemen bitmiş gi­ bi..

Yeni Emniyet Müdürlüğü binası­ nın altındaki İstasyonun adı da “ Em­ niyet” .. Güzel yapılmış.. Rahat, mo­ dern, uygar.. Duvarlarında Kütahya çini m otifleri var.. Raylar döşeniyor.. İlk etapta Aksaray-Ferhatpaşa arasın­ daki 8.5 kilom etrelik kısım tamamla­ nacak.. Raylı ve çift hat olarak.. Bu yıl sonuna kadar 7 İstasyonu kapsa­ yacak İlk aşama tamamlandıktan sonra işletmeye açılacak.. Metro va­ g o n la rı peyderpey g e liy o r. Ferhatpaşa-Ataköy ve Yenikapı Ata­ köy kısımları ise 1991’e kadar İşlet­ meye girecek.. Bu metro ilerde Ana­ dolu tarafını birleştirecek tüpgeçitle demiryolu İte bütünleşecek.. Metro çalışmalarını izlerken Dalan keyifle­ niyordu:

—Belediye, Dalan olayı değil, di­

yordu.. Biz kibriti çakan irTsan olduk.. Bu meşale artık sönmez..

Yarın gezim ize devam edeceğiz..

î îs

Şenlik

Yalcın PEKSEN

Yeni İstanbul

birlerle beraber oldu, tamamlayıcı bilgiler verdi, top hazırladı!..

Belediye Başkanı Dalan bir turist rehberi gibi elinde mikrofon anlattı anlattı...

— Vatan Caddesl'ndekl metronun emniyet letac- yonu *e duvarlarındaki mavi çiniler yarin altında na güzel bir gOrtlnlUydül.. t kilometrelik metronun he­

men hemen yansı bitmiş gibiydi)..

Yani hal binası, yani BabıalI, İkitelli ve civar yol­ lar, terminaller, arlık efeaneleşen Mavi Haliç... Tır- labaşı Buhran... Emlnönü'nde yeraltı geçidi... Kon­ ser salonu, Sanyer, AmavutkSy yollan... Pis sulan, artıklan, lazımlan parçalayan, tamlzteyen kolektör- ler İstanbul'un bugünü ve yannı İçin yapılmış antsa asarlar...»

★ * ★

ELEDİYE Başkanı bunları gösterir ve anla­ tırken...

—Acaba niçin, kaç samandır belediyelerin harcamalan enflasyon nedeni deŞfldir diye kendi­ sini savunuyor... Asıl enflasyonun kendisine ve İs­ tanbul’a na kadar pahalıya mal olduğunu niçin he­ saba katmıyor? diye düşündük...

Zira Dalan, gezi sırasında da aynı konuyu İzah etmek gereğini hissetmişti... Evet, öyle ya... 1 tril­ yon harcayacağı köprü, enflasyon olmasaydı belki 500 milyara çıkacaktı... 300 milyara çıkan yollar her­ halde 150 milyara yapılacaktı... Para değerini kay- betmeseydl böyle olmayacak mıydı?

Dalan’ın meseleyi, İthamları niçin böyle karşıla- madıflını anlamak gOçl..

_ ★ * ir

İR başka husus, otobüsle giderken de yaşa- dıflımız trafik... Trafiğin tıkanıklığı... Dalan, --- galiba bunu, yolları genişletmekle çözecefll ne İnanmış!.. Yıkıyor, yontuyor, kesiyor!..

Halbuki, 7 milyonluk üstelik hayli dağınık şehir­ de nokta gibi kalan 300 polisle trafik akışını sağla- ,mak mümkün olur mu?.. Cin gibi akıllı Dalan bunu görüyor da niçin traflfll hâlâ belediyenin yönetimi­ ne katmıyor?.. Veya bunu yapmayı ağıra alıyor?.. İs­ tanbul Beledlyesl'nln zengin İmkânları İçinde belki 1000, belki 1500 trafik polisi herhalde yıkıma sarfa- dilerek paradan daha ucuza araçların akışım sağla­ maz mı?

Biliyoruz, kolay değil, Belediye Başkanı dostu­ muz sevgili Dalan'ın İşi!.. Yaptığı fevkalade önemli eserler de ortada.. Ama öte yandan, şikâyetler, haklı haksız İddialar ve davalar uzayıp gidiyor... Boğaz’ın gözelim yeşillikleri arasından bir de bakıyoruz ko­ ma halinde villalar fışkırıyor!.. İki de bir değişen plan­ lar nedeniyle pek çok kimse hangi arsa sağlam, hangi ev yıkılmaz, başına bela çıkartmaz bilemiyor! Hatta acı bir esbrl vaoılıvor simdi çoğu yerde...

"Romanya’da kadının, Karadeniz’de gemin, İs­ tanbul'da tapun, olmasın" diye...

Belediye Başkanı Dalan’ı bize 10 saat boyunca gösterdiği, unutulmayacak hizmetler, eserler nede­ niyle kutluyoruz...

İ

stanbul Anakent Belediye Başka­ nı Bedrettin Dalan,gazetelerin kö­ şe yazarları için bir İstanbul gezisi düzenledi. “ Fırsat bu fırsattır" de­

yip İstekle katıldım.

Bu kadar istekli oluşumun nedeni vardı: Doğup büyüdüğüm bu kentte son zamanlarda iyice yabancılık çek­ meye başlamıştım. Çok iyi bildiğimi sandığım yollara sapıyor, ansızın kendimi bambaşka bir yerde bulu­ yordum. İşte fırsat bu fırsattı. 500 kü­ sur yılın İstanbul’unu birkaç yıl için­ de tanınmaz hale getiren Başkan’ın önderliğinde kenti yeniden öğrene­ bilirdim.

Gerçekten de öyle oldu. Sabahtan akşama kadar süren bu-gezi sırasın­ da yabancı bir kenti dolaşıyormuş duygusu içinde İstanbul'u yeniden öğrendik.

Geziye başlamadan önce gazete­ cilere Belediye Sarayı'nda bir brifing verildi ve havadan çekilmiş bazı film­ ler gösterildi. İstanbul havadan çok güzel görünüyordu. Kısmet olur da bir gün uzaya falan yerleşirsek, İs­ tanbul’un tadını çıkarabileceğiz de­

mekti..

Sonra Haliç’in “ Altınboynuz” ol­ duğu dönemlerden, Lale Devri'nden vs. gravürler izledik ve en sonunda sanıyorum ‘ ‘kanalizasyon ” , devrine geldik. Yıl 1984.. Filmdeki İstanbul artık dökülüyor. Bu filmi al, 2. Dün­ ya Savaşı -sonrasında Nazi Alman­

ya’sı diye göster, herkes yutar.. Ne ki, tam bu tarihte Dalan dev­ reye giriyor. Ekranda önce mavi göz­ leri, ardından greyderleri görülüyor.. Dalan filmi bizzat seslendiriyor. “ 5000 bina, 622 fabrika yıkıldı. 400 bin İşçilik bir hareket yer değiştir­ di. 3500 km yeni su borusu, bil­ mem kaç kilometre kanalizasyon borusu döşendi. 52 bin sokağın altyapısı ve üstyapısı tamamlandı.. Bazıları tamamlanmak üzere..” vs.

Filmlerden sonra Belediye Sara­ yı'nda kompüterize edilmiş bir bölü­ me geçiyoruz. Bu bölümde İstanbul’­ un 52 bin sokağı bütün bilgileriyle elektronik beyine kaydedilmiş bulu­ nuyor. 1 milyar liraya malolan bu sis­ temin yararı ne? Dalan’a göre, “ kenti avucunun İçine almak.." Bir örnek veriyor, “ Her şeyi bileceğiz, diyor, mesela İstanbul’da 65 yaşın üstünde kaç kişi yaşıyor veya 18 yaşın altında kaç kişi v ar.” Bunlar bilinebilecek..

Peki ne işe yarayacak bu bilgiler? Hiçbir fikrim yok ama, sanırım “ Ben Bilirim” türü bir yarışmada işe ya­ rayabilir..

Belki verilen örnek biraz yanlış.. Bu sistemin yararı çok aslında.. İs­ tanbul, arsalarıyla, evleriyle, parkla­ rıyla, insanlarıyla, ağaçlarıyla, hatta elektrik direkleriyle bile kayda geçi­ riliyor ve arandığında bulunabilir hale geliyor. Biliyorsunuz, İstanbul bir sü­ redir “ kayıptı..”

Bu bilgileri aldıktan sonra otobüsle gezintiye çıkıyoruz. Bu gezi çok uzun.. Değil bir köşe yazısının, bir di­ zi röportaj boyutlarını bile aşar. Kı­ saca özetleyelim:

Haliç kıyılarında “ İstanbul’u din­ liyoruz gözlerimiz kapalı” ve koku­ dan burnumuzun direği kırılıyor hâ­ lâ. Fakat burnumuzu kapatıp gözle­ rimizi, açınca güzellikleri görüyoruz. Yani İstanbul’u Orhan Veli’nin yön­ temi ile dinlememek gerekiyor artık. Yerebatan Sarayı, Yenikapı’daki

deniz otobüsü terminali, surlar, ye­ ni hal binası, yeni otopark inşaatı,

metroya ait kapalı bir yeraltı istasyo­ nu, Haliç’in temizlenmesine yarayan Cibali çekiş ağzı, Eyüp kazıklı yolu, Perpa (Perşembe Pazarı olarak ku­ rulan dev tesis), Tarlabaşı Caddesi, Boğaz yolları, B&ykoz Korusu, Fet­ hi Paşa Korusu, Üsküdar Meydanı, Harem sahil yolu, Kadıköy-Bostancı- Pedik sahil yolu geziliyor..

Hepimizi şaşırtan dev projeler bunlar. Kimi bitmiş, kimi bitmek üze­ re. “ Ali’nin külahını Vell’ye, Veli’- ninklnl Ali’ye giydirerek’ bu işleri başarmış olan Dalan gururla herbi- rinin öyküsünü anlatıyor..

Bu işlerin sadece yapılmasıyla de­ ğil, nasıl yapıldığı ile de ilgileniyor­ sanız, Dalan’ın anlattıklarından bir iki öykü aktarayım, örneğin Haliç kolek- törünün doğuş öyküsünü şöyle dile

getiriyor Başkan:

“ Krlstof Kolomb’un yumurtası gibi bir şey oldu. Bir gece otur­ dum, düşünüyordum. Birden “ Eu- roka” diye sıçradım yerimden. Bulmuştum. Haliç’in suyu 80 gün­ de bir devridaim yaparak temizle­ necekti.”

Kimbilir belki bu buluşu ilerde, Ar- şimed’le birlikte anılacaktı.

Kuruçeşme’deki kömür depoları­ nın kaldırılmasının öyküsü de ilginç: "Bir gün (ayıptır söylemesi) dar zamanlı bir yerde Cemil Topuzlu Paşa’nın anılarını okuyordum. Za­

manım az olduğu için bir sayfa okudum. O sayfada da tesadüfen

&

kömür depolannı anlatıyor Topuz­ lu. Burasını, bir Ermeni kömür de­ posu yapmak istiyor. Fakat kendi­ si izin vermiyor. O zaman Ermeni gidiyor, sadrazamdan izin alarak kömür depolarını kuruyor. Bunu okuyunca kararımı verdim, gittim kömür depolarını kaldırttım.”

Beşiktaş’tan Boğaz yönüne girer­ ken yine anlatıyor Dalan; "Burası et deposu idi. Kesik etler Boğaz’ı gü­ zel seyretsinler diye buraya kon­ muş herhalde.. Kararımı verdim, yeşil alan olacak..”

Çırağan Sarayı’na doğru yol alır­ ken, yüksek duvarları görüyor deniz tarafında; “ Atanur” diye otobüsün içine doğru sesleniyor (yardımcısı Atanur Oğuz’a), “ Şu duvarları da yıkalım yahu..”

“ Arıtma tesislerinden gelen su­ lar Boğaz’ı veya Karadeniz’i kirlet­ meyecek mİ?” sorusuna Başkan’- ın yanıtı: “ Hayır kirletmeyecek. Hangi bilim adamı kirletiyor diyor­ sa, onun alnını 5 defa karışlarım..” Peki bu değirpıenin suyu nereden geliyor? BaşkarVın söylediğine göre belediyenin bu işler için yaptığı dış borç 980 milyon dolar.. Nasıl ödeye­ ceğiz bu parayı? “ Kolay” diyor Baş­ kan..

"Bu borcun 25 yıl vadesi var. Yılda 40 milyon dolar geri ödeme, 40 milyon dolar faiz.. Toplam 80 milyon dolar mı? Bunlara karşılık elimizde 2 baraj, bir metro, iyi bir İçme suyu şebekesi İle günde 500 bin metreküp fazla su satışı imkâ­ nı var.. Metreküpü bin liradan 500 milyon lira, yılda 150 milyar eder.. Bunun 50 milyarı masraf desek, 100 milyar lira ile bu borcu rahat­ ça ödeyebiliriz."

Yani İstanbul’un geleceği günlük güneşlik. Su satıp borç ödeyeceğiz.

Galiba İstanbul’a böyle bir başltan lazımdı. Nasıl ve ne pahasına yapıl­ mış olursa olsun, Dalan’ın elde etti­ ği sonuç çok başarılı.. Çekilenler bir gün nasıl olsa unutulur..

(3)

_

_

_

__________________

S O

H

B

E

T

Kurduğumuz çağdaş sistem sayesinde kim gelirse gelsin

İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’n i kolaylıkla yönetebilir

^Borcumuzu 3 d efa

Soru 5 yıl önce musluğu akmayan,

trafiği çile çektiren, yolu ge­

çilmeyen, kıyısından denize

girilemeyen, lağımı açıkta

akan, parkı bahçesi olmayan,

amatör sporcusu unutulmuş,

Haliç’i pis su çukura dönüş­

müş, gecekondusu ıslah edil­

memiş, kaçak yapı cenneti ol­

muş, tarihi değerleri kaderine

terkedilmiş bir İstanbul dev­

raldınız. Bu sorunları çözmek

için neler yaptınız, satır baş­

larıyla anlatır mısınız? Örne­

ğin su sorununa ne çözümler

getirdiniz?

Cevap İstanbul’a 100 yılda 3 baraj ya­

pılmıştı ve bunlardan şehre

günde bir milyon metreküp su

veriliyordu. Kısa bir zaman için­

de, Büyükçekmece Barajının

gövdesini DSİ’ye yaptırırken,

filtre ve arıtma sistemlerini biz

yaptık ve buradan şehre su ver­

meye başladık. Aynı zamanda

Darlık barajını tüm sistemleriy­

le biz inşa ettik, şimdi sadece

bu 2 barajdan şehre günde 700

bin metreküp su alınabiliyor.

Ayrıca isaköy’de de baraj inşa­

atı başlatıyoruz, bunu başkaları

izleyecek. Bulduğumuz su kay­

naklarının tamamı İstanbul'a 40

yıl yetecek durumdadır ve su

derdimiz böylece tarihe gömül­

mektedir.

Soru Kaderine terkedilmiş tarihi ve

~ kültürel değerlerimiz için ne­

ler yaptınız?

Cevap İstanbul dünya tarihinin en

” önemli kültür, tarih ve sanat

merkezlerinden biridir. Dünya

kültürünün ara kesit noktasıdır.

Bu şehirde bulunan tüm tarihi

eserler ne zaman, kimin tara­

fından yapılırsa yapılsın, artık

son ve değişmeyecek sahibi

olarak bizlerin öz malıdır. Bu

bakımdan aralarında hiçbir ayı­

rım yapılmadan kendi öz varlı­

ğımız olan bu eserlere sahip

çıktık ve surlardan, konaklara

dek uzanan birçok restorasyon

çalışması başlattık. Süleymani-

ye ve Zeyrek evlerini restore

ederek, eski İstanbul’u burada

yaşatacağız. Bu arada, geçtiği­

miz 75 yıl içinde İstanbul’da sa­

dece 3 tiyatro yapılmıştı. Bele­

diyemiz Karaca Tiyatrosu’ nu

yeniden inşa etti, Haldun Taner

adına bir tiyatro daha inşa ede­

rek, tiyatro sayısını 5’e çıkardık.

Şimdi bu tiyatrolar önünde bel­

ki de, dünyanın en sevimli kuy­

ruğu görülüyor, o da bilet kuy­

ruğu. Yanısıra Yıldız Sarayı­

ndaki Marangozhane ve Güzel

Sanatlar Binası’nı 7 ay gibi bir

zamanda restore ederek Şehir

Müzesi’ne dönüştürdük, Basın

Müzesi'ni açtık, Güldürü ve Ka­

rikatür Müzesi’ ni açıyoruz,

Türkiye’de ilk kez RS akustik

düzene sahip bin kişilik mo­

dern bir konser salonu yaptık,

ayrıca Gülhane Şenliği’yle kül­

türü halkın her kesimine yay­

dık.

Açık lağım haline gelen Haliç’i

kirleten 622 ağır sanayi tesi­

si, 5 bin bina ve işyeri­

ni organize sanayi bölgeleri­

ne taşıdık. Eyüp-Yenikapı ara­

sında açtığım ız dev tünel ve

arıtma istasyonu, Haliç’in ya­

tağındaki 35 milyon metreküp

suyu 90 günde bir yeniliyor.

çalışanıyla organize sanayi böl­

gelerine taşıdık. Eyüp-Yenikapı

arasında açtığımız dev tünel ve

arıtma istasyonu sayesinde Ha­

liç’in yatağındaki 35 milyon

metreküp su 90 günde bir ta­

mamen yenileniyor. Bu çerçe­

vede, İstanbul’un tüm kıyı ku­

şağında 170 bin metre dev tü­

nel ve borularla, ana kuşakla­

ma kolektörleri kuruyoruz. Ön

arıtma ve Biyolojik arıtma sis­

temleriyle donatmaya başladı­

ğımız bu sistem sayesinde Ha­

liç dahil, İstanbul’un tüm kıyı

kuşağından korkusuzca denize

girilebilecektir.

Ayrıca İstanbul’a Osmanlı ve

Cumhuriyet döneminde 2 bin

600 kilometre uzunluğunda ka­

nalizasyon şebekesi yapılmıştı.

Buna 5 bin 800 kilometre uzun­

luğunda yeni şebeke ilave ede­

rek, toplam kanalizasyon şebe­

kesi uzunluğunu 8 bin kilomet­

reye ulaştırdık.

Bunlara ilave olarak İstan­

bul’un sivrisinek yuvaları hali­

ne gelmiş 47 dere ve buralara

akan 85 kolun tamamını proje­

lendirip, ıslah etmeye başladık.

İşte bu nedenlerle de İstanbul’­

un altını çılgınca kazdık.

Bizce çocuklar için yapılan yatı­

rım, yatırımların en değerlisidir.

Amerika ve Japonya’da örnek­

leri olan Disneyland’ın benzeri­

ni Maslak’da kuruyoruz. Tüm

çocuklarımıza hayırlı olsun.

Soru Açıkta akan lağımlar için ne

"y a p tın ız ?

Cevap İstanbul’un en büyük açık lağı­

mı Haliç’ti. İlk iş olarak Haliç’i

kirleten 622 ağır sanayi tesisi,

5 bin bina ve işyerini 200 bin

Soru Çocuklar için ne yapıyorsu­

nuz?

Cevap Her zaman her yerde söyleriz,

“ çocuklar için yapılan yatırım

en değerli yatırımdır’ ! Amerika

ve Japonya’da örnekleri olan

Disneyland’ın benzerini Mas-

lak’ta bir milyon 100 bin metre­

karelik bir alanda kuruyoruz.

“ Cennet Park” adını verdiğimiz

bu hayal ülkesi sadece Türk ço­

cuklarının değil, tüm dünya ço­

cuklarının da ilgisini çekecek.

Soru Kıyılarda yok olan kumsalla­

rımız geri gelecek mi?

Cevap Bir deniz şehri İstanbul’da halk

denize girebilmek için kilomet­

relerce uzağa gidiyor, denizi

görebilmek için ise yükseklere

çıkmak zorunda kalıyordu. 170

kilometre uzunluğundaki kıyı

kuşağımızın tamamına yakını­

nı halka açtık. Şu anda

Yenikapı-Yeşilköy arasında 6 ta­

ne, Dalyan-Bostancı, Bostancı-

M altepe

arasında

9

ve

Üsküdar-Harem arasında da

bir tane altın kumlu yapay plaj

inşa ediyoruz, sadece bu plaj­

larımızdan aynı anda 4 milyon

kişi denize girebilecek. Böyle­

ce hemşerilerimiz denizle ba­

rışacak.

Soru İstanbul asırlardır büyük yan­

gınlara maruz kalmış. Bu ko­

nuda neler yaptınız?

Cevap Şehir içindeki tüm patlayıcı ve

' parlayıcı madde depolarını hız­

la İstanbul dışına çıkardık, İtfa­

iye Teşkilatının tamamını çağ­

daş araç-gereçlerle, itfaiye gö­

revlilerini de yangın geçirmez

giysilerle donattık. 1983 yılında

yangınlarda 119 kişi ölmüştü,

bu sayı 1988’de daha çok yan­

gın çıkmasına rağmen 13’e

düştü. Bunun yanısıra ileride

akademiye dönüşebilecek dü­

zeyde bir İtfaiye Okulu kurduk.

Soru Sağlık konusunda neler yap-

tınız?

Cevap Başlattığımız, biten ve devam

eden yatırımların tamamı insan

sağlığı ile ilgili. Bunlara ilave

olarak, 150 doktor ve sağlık tek­

nisyenimizle yılda 175 bin işye­

rini tarayarak gıda maddelerini

kontrolden geçiriyoruz. 5-10 da­

kikada sonuç veren gezici gı­

da laboratuvarlarımız sürekli iş

başında. Gemilerden denize

kirli su sıkılmaması için “ dene­

tim ekipleri” kurduk ve suçlu­

lara bir yılda bir milyar lira pe­

şin para cezası verdik. Beklen­

medik acil durumlarda hemşe-

rilerimize yardım edebilmek için

“ Hızır Acil İstasyonları” nı kur­

duk. Telefonda 077 numarayı

çevirdiğiniz an acil yardım ekip­

leri yanıbaşınızda olacaktır.

Soru İstanbullular doğalgaz kulla­

nacak mı?

Cevap Doğalgaz İstanbul topraklarına

girdi. Bu yıldan başlamak üze­

re 3 yıl içinde bir milyon ev ve

işyerine doğalgaz ulaştıracağız.

İşte böylece hava kirliliğinin kö­

kü kazınırken, zaman zaman

patlama ve yangınlara yolaçan

tüp derdi de sona erecek.

Soru K onut sorunu için neler yap­

tınız?

Cevap İstanbul’un sağlıksız görünü­

münün bir nedeni de plansız­

lıktı. İlk olarak şehir planını bi-

tirdik.İstanbul genelinde bir bu­

çuk milyon birimlik yeni ko­

nut alanı oluşturduk. Bugün İs­

tanbul’da bir milyon 200 bin

konut inşa halinde. Eğer heli­

kopterle gezilecek olursa, İstan­

bul’un en büyük açıkhavaşan­

tiyesi olduğu görülür.

Toplu konut alanlarını hızla

kooperatiflere açarken, öğret­

menlere öncelik tanıdık. Hatta

bize “ Sizden arsa alabilmek

için öğretmen mi olmamız

lazım” dediler, “ evet öğretmen

olmanız lazım” dedik.

Gecekondu bölgelerinin ta­

mamı imar ıslah planlarına ka­

vuştu ve gecekondu sahipleri

gerçek tapularını almaya baş­

ladı. Tapusunu alan her gece­

konducu, kondusunu yıkarak 4-

5 katlı apartman yapabilir, ya da

kat karşılığı verebilir.

Ayrıca daha önceleri 3-6 ay

süren inşaat ruhsatı alma işini

bilgi bankamız sayesinde 5 da­

kikaya düşürdük.

Soru Kişi başına düşen yeşil alan

oranını arttırabildiniz mi?

Cevap Sadece Haliç kıyı kuşağında

... fabrikaların kaldırılmasıyla 2

milyon metrekare yeşil alan

oluştu. Bunun yanısıra 15 ilçe­

mizde 90 park yaptık, 3 fidan­

lık kurduk. Emirgan ve Yıldız

korularına kardeş olarak Bey­

koz, Üsküdar Fethipaşa ve Kü­

çük Çamlıca korularını sosyal

tesislerle donatarak halka açtık,

şu anda 9 koru halka açılmak

üzere düzenleniyor. Böylece ki­

şi başına düşen yeşil alan ora­

nı bir metrekareden 7 metreka­

reye çıktı, amacımız bunu 10

metrekareye çıkarmak.

Soru Trafik ve ulaşım için neler

yaptınız?

Cevap Şu anda İstanbulluların belki de

en önemli sorunu trafik. Hem-

şerilerimizi bu çileden kurtara­

cak her adım atıldı, her yatırım

başlatıldı. Örneğin, tarihimizde

100 yıldır konuşulan metro ko­

nusu gerçekleşti. Bu sistemin

birinci aşaması olan Aksaray-

Otogar (Esenler) arasında sa­

atte 50 bin yolcu taşınıyor. Şim­

dilik 8.5 kilometre yol ağına sa­

hip metro, tüm İstanbul’a yayıl­

dığında 200 kilometrelik yol

ağında, saatte 80 kilometre

hız-la 300 bin yolcu taşıyacağız.

Karada, hızlı metro sistemini

devreye sokarken, denizde de

hızlı deniz otobüsünü hizmete

sunduk. Şu anda 10 deniz oto­

büsüyle günde 35 bin yolcu ta­

şıyoruz, yaz aylarında otobüs

sayımız 25’e, saatte taşıyacağı­

mız yolcu sayısı da 100 bine

ulaşacak ve otobüs sayısı da­

ha da artırılacak.

İnsanı insanca taşıma çalış­

mamız İETT sistemini de mo­

dernize ederek sürmektedir.

Bunlara ilave olarak taşıt trafi­

ğini düzene koymak için bir di­

zi yatırımlar başlamıştır. Örne­

ğin, dünyanın en ileri sistemi­

ne sahip sinyalizasyon projesi

200 kavşakta uygulanmaktadır.

Kırmızı ışıkta geçenlerin plaka­

sını fotoğrafla belirleyebilen ve

trafik yoğunluğuna göre geçiş­

lerini düzenleyen bu sistem be­

lediyemizden yönetilmektedir.

Trafik seyrini hızlandıran bu sis­

teme ilave olarak, yolların oto­

mobil mezarlığından kurtarıl­

ması için, kapalı otopark kapa­

sitesini 600’den 20 bin’e çıkar­

dık, yoğun merkezlere yaya ve

taşıt geçitleri yaptık, yapmaya

devam ediyoruz, Galata Köprü-

sü’nü 8 şeritli olarak yeniliyo­

ruz,

Kasım

paşa-Küçükmustafapaşa arasına bir

köprü daha yapılacak, fore ka­

zıklı sistemle kıyılarımızı geçi­

lir hale getirdik, İstanbul’a gün­

de gelen 2 bin şehirlerarası oto­

büs ve 100 bin yolcu için Esen-

ler’de, Avrupa’nın en modern

otogarını inşa ediyoruz, Anado­

lu yakası için de bir ara otogar

yapıyoruz.

Hemşerilerimizi çileden çıkar­

tan trafik sorununun çözümü

için her adım atıldı, her yatırım

başlatıldı. Tarihimizde 100 yıl­

dır konuşulan metro konusu

gerçekleşti. Sistemin birinci

aşaması olan Aksaray-Esenler

arasında saatte 50 bin yolcu ta­

şınıyor. 10 deniz otobüsümüz

de günde 35 bin yolcuyu hızla

taşıyarak trafik sıkışıklığının

azalmasına katkıda bulunuyor.

3. Boğaziçi Köprüsü, hem

demiryolu hem de karayolu ta­

şıtlarının geçebileceği bir tünel

yol, bu geçişlere ilave olarak

şehiriçi ekspres yol ağları iha­

le aşamasında. Bu sistemin ge­

reği olarak yolcu transfer mer­

kezleri yapıldı, yapılıyor. Taksim,

Karaköy, Eminönü, Beyazıt, Üs­

küdar, Kadıköy, Bağlarbaşı,

Tophane, Çubuklu, Kanlıca,

Anadoluhisarı, Paşabahçe, Şiş­

li, Mecidiyeköy, Şişhane, Bay­

rampaşa ve Topkapı meydanla­

rı uluslararası ve ulusal yarış­

malarla yeniden düzenleniyor.

Yeni yollar, köprüler yapar­

ken, asfalt üretimimizi yıllık 250

tondan 3.5 milyon tona çıkardık,

en uç bölgeler dahil ulaşabildi­

ğimiz tüm yolları yeniden asfalt­

ladık. Mevcut yollara ilave ola­

rak 1500 kilometre asfalt yol

yaptık.

Trafikteki yükü hafifletmenin

bir başka yolu da esnafların or­

ganize edilmiş bölgelere taşın­

masıdır. Örneğin, Unkapanı’-

ndaki Sebze Hali’ni şehir dışı­

na çıkarınca trafiğin kısmen ra­

hatladığını gördük. Şu anda 50

bine yakın işyeri kooperatifler

aracılığıyla, İkitelli bölgesi başta

olmak üzere uygun yerlere ta­

şınma aşamasında.

Hesabımıza göre, İstanbul

trafiği 2-3 yıl gibi bir zaman son­

ra sorun olmaktan çıkacaktır.

Spora da, diğer birçok konu gi­

bi ağırlık ve önem verdik. 9 ilçe­

mizde kapalı spor salonları ve

olimpik havuz inşaatları sürüyor.

İstanbul’a 100 bin kişilik stad ka­

zandırmak için tüm hazırlıkları­

mız bitti. Spor konusunda Cum­

huriyet Tarihi’nin en önemli ya­

tırımı olan Olimpiyat Köyü’nü

de gerçekleştirmekte kararlıyız.

Soru S p o r

k o n u s u n d a

n e le r

yaptınız?

Cevap Biz sorunları çözmeye çalışır-

” ken, spor konusunu hiç ayırma­

dık, bu konuya da diğer konu­

lar gibi ağırlık ve önem verdik.

Şu anda 9 ilçemizde kapalı

spor salonları ve olimpik yüzme

havuzları inşaatı sürüyor, he­

men her semtte uygun alanla­

rı amatör gençlerimiz için bas­

ketbol ve voleybol sahalarına

dönüştürdük, mevcut stadların

zeminlerini yeşillendirmeye kat­

kıda bulunduk, Küçükçekme-

ce’de 100 bin kişilik stad inşa

etmek için tüm hazırlıklarımızı

bitirdik.

Bunlara ilaveler olacaktır, fa­

kat spor konusunda Cumhuri­

yet tarihinin en önemli yatırımı

İstanbul’da Olimpiyat Köyü ile

gerçekleşmiş olacaktır. Bu ko­

nuda kararlıyız. 2000 yılında bu

köyde Türk genci gururla ve bü­

tün dünya gençleri ile birlikte,

21. yüzyıla doğru barış meşa­

lesini tutuşturacaktır.

Soru Bunca işi yaparken borçlan­

dınız mı, varsa borcunuzu na­

sıl ödeyeceksiniz?

Cevap Fetihler iktisadi ve kültürel fa­

aliyetlerle desteklenmezse, fet­

hedilenler yok olur giderler. Da­

ha birinci yılımız dolmadan

Dünya Bankası başta olmak

üzere kredi kuruluşları İstanbul

Belediyesine kredi vermek için

adeta yarıştılar. Doğalgaz için

yarıştılar, Galata köprüsü için

yarıştılar, metro ve deniz otobü­

sü için yarıştılar. Bunun yanısı-

ra yap-işlet-devret sistemiyle

Disneyland yapıyoruz, Boğazi­

ç i’ne 3. köprü ve tünel yol ya­

pacağız, Şişli İETT garajı yeri­

ne ticaret ve kültür merkezi ku­

ruyoruz, Perşembepazarı esna­

fı için yüzde 45’i Belediyemize

ait 5 bin işyerli dev site kurduk,

Anadolu yakasında Avrupa’nın

en modern mezbahasını kur­

duk, otogar kuruyoruz. Bunlar

gibi daha birçok gelir getirici ve

sonunda tamamı belediyenin

olacak işler yapıyoruz. Sonuç

olarak, bu Sistemler devreye

girdiğinde, bir bir işletmeye

.alındığında, borcumuzu 3 defa

ödeyecek güce ulaşmış olaca­

ğız.

Soru Bütün bunların yanısıra bele­

diye yönetim inde bir değişik­

lik yaptınız mı? Bu işler nasıl

yürüyor?

Cevap Son söyleyeceğimi, başta söy-

leyeyim; akıllı belediyeyi kur­

duk. Arşivinden, vatandaşın

verdiği dilekçenin ne işlem gör­

düğüne kadar uzanan binlerce

işlemi kontrol altında tutan dev

bir bilgi bankası kurduk. Bu

banka da, hemşerilerimizin

başta imarla ilgili olmak üzere

tüm sosyal ve teknik altyapı ih­

tiyaçlarına anında çözüm geti­

recek değerler depolandı, bu­

nu kısa bir sözcükle ifade et­

mek gerekirse, İstanbul bilgisa­

yar ekranına sığdırıldı. İşte bu

nedenle diyoruz ki, artık İstan­

bul Belediyesi’ne kim gelirse

gelsin, kolaylıkla yönetebilir...

(4)

Referanslar

Benzer Belgeler

Kur’an Gecesi : Bünyamin TOPÇUOĞLU ( Fatih Camii İmam Hatibi ) Mustafa KIZILCAOĞLU ( İstoç Camii İmam - Hatibi ) Furkan ÇINAR ( İstoç Yeni Camii Müezzini ) İlahi

1964 Ankara doğumlu.DTCF Tiyatro Bölümü mezuniyetinin ardından TRT yapımlarında oyunculuk ve rejide görev aldı.TV 41 de yöneticilik ve Sanat Yönetmenliği yaptı.Özel

Türkçenin bir bilim dili olması için bizzat çalışmış, o zamanki adıyla Türk Dili Tetkik Cemiyetini kurarak Türkçeye büyük önem ve değer vermiş olan

AK Parti meclis üyesi Mehmet Savran, Nevşehir Belediyesi'nin yeni başkanı seçildi.. (TÜİK) verilerine göre, Nevşehir nüfusu 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla 151 bin 134

Mali Hizmetler Dairesi Başkanlığı Yolcu Hizmetleri ve İletişim Dairesi Başkanlığı Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı Otobüs İşletme Dairesi Başkanlığı

Amatör Telsizcilik çalışmaları için bölgesel haberleşmenin önemi çok büyüktür. Şu an Sis dağı ve Eğribel’e kurulan bu haberleşme sistemleri tamamen amatör

Gürsu Belediyesinin 2020 Mali Yılı Performans Programı ile Performans Esaslı Gelir Gider Bütçesinin, Kanun ve Yönetmeliklere göre Bütçe Kararnamesinin madde

m addesine göre 5 yılı dolduran m ezarlardan göm ülü 1 .derece yakınının m uvafakati ile yine göm ülü olan anne, baba, koca, kardeş yakınlığındaki kişiler üst