Nlobia, Pekin Belediye Başkanı Chen Xitong, B. Berlin Belediye Baş kanı Eberhard Diepgen, Kahire Valisi ve Beledi ye Başkanı Youssef Sabri Abou Taleb, Yeni Delhi Belediye Başkanı Mahinder Sing Saathi, Jakarta Valisi ve Beledi ye Başkanı VVİyago Ad- modarminto. Kuala Lu mpur Belediye Başkanı
Şimdi İstanbul'da yaşayan hemşerilerin ortak bir sözü var
...
m
» . - s ' '* * » - * '- .
J _
I
İ
l
I
■
Bu sevgi nasıl doğdu?..
“ “ ^ ^
— ^ ^ — ——— — -“ ■
—-D
ünyanın n eresin d e yaşarlarsa yaşa
sınlar İstanbul, insanların hayalle
rini süsleyen bir şehir olmuştur.
Ç ok uzaklardan g e le n nice ordular
zaferlerini İstanbul’la taçlandırm ak uğruna,
yaşamlarını yitirmiştir. Birçok deha, ustalık
larım ve sanatlarını İstan b ul’d a ölüm süzleş
tirmek; en güzel, en m uhteşem eserlerini bu
şehir için yaratm ak u ğ ru n a yıllarını vermiş
tir. Bu şehirde yaşayanlar için ise İstanbul, bir
ana kucağı kad ar sevgi, güzellik, mutluluk
dolu vazgeçilm ez ve çek ici olmuştur.
Ancak, sanayileşm e hareketlerinin yoğunluk
kazanması İstanbu l’un tüm fonksiyonlarında
değişim e yol açm ış ve şehir bir yağ lekesi gi
bi plansızca yayılmıştır. Artık İstanbul eski se
vecenliği ile değ il; tarihi, kültürü, g e le n e k
leri, güzellikleri, tabiatı ve insanı ezerek, yu
tarak büyüyen b ir şehir olmuştur. Bu n e d e n
le d e h e m şe rile r İstanbul’a küsmüştür.
Gururla b elirtelim ki, hem şerileri İstanbul’
la barıştırm ak için B elediyece 5 yıldır sürdü
rülen sosyal ve teknik altyapı çalışmaları küs
künlüğ e son verm iştir. Nitekim, bu şeh ird e
yaşayanların artık ‘‘İstanbul'u çok seviyoruz”
d iyerek şeh irlerin e sahip çıkmaları tüm bu
çabaların doğal sonu-
-mm ı
c “ d u r ■
Dünyanın 17 büyük kentinin Belediye Başkanlan buluşta
İstanbul ev sahibiydi
İstanbul’da çirkinliklerden kurtarılıp, yeşillen
dirilen milyonlarca metre alana dikilen yüzbin-
lerce çiçek ve laleler hemşerilerimizce korunu
yor ve İstanbul’a
^ j
hemşerilerimiz
sahip çıkıyor.
İstanbul’da hemşerilerimizin “ mutluluğu ı
birlikte yakalamaları” için hiçbir fedakarlık
tan kaçınılmadı. Fazla değil, kısa bir zaman
sonra İstanbul tüm dertlerinden kurtula
cak ve sonuç hepimizin ortak gururu olacak.
Her konuda hemşerilerimizle birlikte
düşünüp, birlikte planlayıp, birlikte
uyguladık. Şimdi bitirdiğimiz yatırım
ların tamamını birlikte denetliyoruz.
25 Mart 1989 Cumartesi
işte konuk
BAŞKANLAR
Zirveye katılan Metro pol Belediye Başkanları şunlar: Abidjan
Beledi-ı/o R ackanı P M 'K n ıım n
Başkan Dalan, F. Alman Cumhurbaşkanı Weizsaecker’le...
* 0 ^
3 gün süren Büyük Şehirler Zirve Konferansında ko
nuk başkanların dile getirdikleri sorunlar ve çözüm öne
rileri Büyük Şehir Belediyesi Bilgi Bankasında toplandı.
J
O toplantıda, İstanbul’da şehirsel sorunları çözmek » U V V ' /a iİ , için başlatılan sosyal ve teknik altyapı yatırım s a Vv/ / j f i y f a . lan,17 büyük kenti yöneten Belediye Başkanları-_ — t • nın ilgisini çekti ve projelerimiz beğeni topladı.ySM /JJ]
< \ — ^ ’ Toplantıda. Belediye Başkanları arasında dostluklar kuruldu. Baş-t İ Z y kanlar, İstanbul'un tarihi ve doğal zenginliklerine hayran kaldı ve “ İstanbul’un kısa bir zaman sonra tüm dünya insanlarının ilgi- V ’# **“ *■ *1 ^ sini çekecek turizm ve ticaret merkezi olacağını” vurguladılar.Dünya Büyük Şehir Belediyeleri arasında bilgi ve teknoloji değişimini sağlamayı, şehirsel sorunların çözümünde işbirliğini başlatmayı amaç layan, Dünya Metropol Belediyeleri 2. Zirve Toplantısı sadece İstan
bul için değil, tüm Büyük Şehir Belediyeleri için büyük yarar sağladı. û ı ¡ ¿ ¿ â l â , . ” I
uaıo tıyas Din umar, Lima Belediye Başkanı Jorge del Castillo, Mad rid Belediye Başkanı Juan A. Barranco Gal lardo, Mexico City Bele diye Başkanı Ramon Aguirre Velazquez, Montreal Belediye Baş kanı Jean Dore, Mosko va Belediye Başkanı 0i- - rinci Yardımcısı llya Di- mitrievich Pisarev, Se ul Belediye Başkanı Yong-Nea Kim, Stock holm Belediye Başkanı Sture Balmgren, Tokyo Valisi ve Belediye Baş kanı Snunichi Suzuki, Viyana Valisi ve Beledi ye Başkanı Helmut Zilk.
B aşkan D alan, F ransız Dış T ic a re t B a k a n ı’y la ...
Başkan Dalan Kahire Belediye Başkanı Y. Abu Talib’le...
Mimari mirası
koruma konferansı
Başkan Bedrettin Dalan Başkanlığında toplanan İslam Mimari Mirasım Koruma Konferansı'nda, “ ortak kültür ve tarihe sahip olan” İslam Arap ülkeleri kent ve belediyeleri ile yakın ilişki ve işbirliğini güçlendirme kararı alındı. Bunun sonucu tüm kültür miraslarının korunmasında bilgi ve teknoloji alış-verişi başladı. Süleymaniye ve çevresini yeniden düzenleme projesi ise, bu kapsamda ele alınmış en büyük restorasyon projesini oluşturuyor.
İçte, hemşerilik duygusunu yaygınlaştırıp, pekiştirirken, dışta da kardeşliğe önem ve riyoruz. Bunun doğal sonucu İstanbul 14 yabancı şehirle kardeşlik bağı kurdu. İstan b u l’un kardeşleri şu n la r:
Rio de Janeiro (Brezilya)
Şimonoseki (Japonya)
Isfahan
(İran)
* Hue
(Vietnam)
* Lahor
(Pakistan)
Varna
(Bulgaristan)
Köstence
(Romanya)
Jahor Bahru (Malezya)
* Cidde (Suudi Arabistan)
Floransa
(İtalya)
Barselona
(İspanya)
Leningrad
(SSCB)
Houston
(ABD)
Rabat
(Fas)
Şeytanın
ÇETİN ALTAN
Ey bre bre bre, bu yazıyı
yazmak benim için zor gibi...
B
izim Belediye Başkanı Bedret tin Dalan, benim meşrebimin adamı değildir. Ayrı dünyalardan, ay- • rı donatımlardan yetişmişiz,O farkında olmasa bile, ben ona, onsekız ay kustum
Sonra, önceki gün onu yanakların dan optum
Yerebatan Sarayı'ndan altmış bin metreküp çamur çıkarmıştı.
Bu kolay değildi.
Bedrettin Bey, kendisine her kar şı çıkmış insana söver
Yüzde doksandokuz haklı söver. Bana sövmeye dili varmamıştır ama, çocuklarıma sövmuştur
Haklı sövmemıştir Ben onu öptüm.
O kadar büyük ve aşılması zor iş ler yapmıştı ki...
Bütün ihtiraslı siyasetçiliğine kar şı “ kolayından rastlanmaz bir
adam olduğunu” inkâr etmek müm
kün değildi.
Açık seçik ve net söylüyorum ki, Bedrettin Bey bir delidir.
Öpülesi bir delidir.
Belki ilkeldir, belki değildir. Ama ne yapmalı ki, Türk tarihinin az tanıdığı kadar büyük bir adamdır.
★ ★
N
edenini açıklamayacağım. Nedenini İstanbul'da yaşayan lar görürler.Onunla dost olacağımızı da hiç sanmıyorum.
Onu inkâr etmek de bana yakış maz.
Bedrettin Bey'le, artı düzeydeki meslek dostlarının, anışal bal pete ğinde on saat dolaştık İstanbul'u...
Yaptıkları nefes kesiciydi İstanbul'un ne geçmişinde, ne ge leceğinde bir daha böyle bir deli bul mak zordur.
Ama onunla dost olmak da zor. Benim için zor.
Onlar başka bir kümesin başarılı ve bana göre garip politikacıları...
Heykelleri dikilecek adamlar... Peşlerinden koşulası adamlar... Değer de...
★ ★ A
A
ma işte...Daha da yakın dostluklara ge rek duyma düzeylerine indiklerinde.. Zordur onlarla arkadaşlık etmek... Mucize yaratnuş idamlardan biri dir Bediettin Bey..
İstanbul u Fatih'ten daha cok kur tarmıştır
Gözlerimle gördüm ★ ★ ★
S
iyaset ise ayrı bir konu Yazı yazmakta zorlandığım za manlar elbet oldu.Bedrettin Bey'm bize gösterdiği şeyler mucizeydi
İstanbul'un üçbın yıllık tarihi. Bed rettin Bey'i unutmayacaktır.
Bu somut bir gerçektir
Ama Bedrettin Bey'in siyasal ıhtı rası da benim kuçuk evime hiçbir za man sığmayacak
Bir ev dostum olsun isterdim. O da Bedrettin Bey olsun isterdim İstanbul tarihi hıc böyle adam gör medi.
Ne dediğimi birkaç ay içinde da ha iyi anlarsınız.
Ama Bedrettin Bey benimle dost luk yapamayacaktır.
Benim kücuk evime sığamayacak- tır
Büyük yaş farkına karşın ben on dan öksüz kalacağım
Ama o da, yazı adamının serseri liğiyle, o tür adamların anlamsız ve.- fasını hiç anlamayacaktır
★
★ ★
D
ünyadayken, İstanbul Belediye Başkanı olarak, Bedrettin Bey'ı tanımış olmakla gerçekten mutlu yumİstanbul evrensel çizelgedeki ye rme onun sayesinde oturuyor
Mutluyum
Bilemezsiniz hem de ne kadar .. Dost olmamız ise zor...
Suç onun değil, benim de değil. Bu garip zıtlığı, kuşaklar İstanbul'a baktıkça kapatacaktır
Suç onun değil ve gerçekten tarih sel başarılı...
Suç benim de değil... ★ ★ ★
B
en beğeniyle sevgi, başarılıyla kazançlı çıkma arasında hem hiç karar veremedim, hem de hiç ör nek olamadım.Ama Bedrettin Bey gerçekten muhteşemdi.
Kendi küçük dünyamda onunla dost olmam imkânsız olsa bile.
Bunun nasıl bir acı olduğunu ba şarılı mühendislerle büyük politika cılar değil, yazı yazmayla ömür tü ketm iş in s a n la r anlar...
Bedrettin inan ki, mersi...
' İ l m liiii:
O L A Y L A R
m
m
HASAN PULUR
Dalanla bir gün
B
İZ başımıza gelecekleri biliyorduk...
--- Geçen haftanın sonunda Sayın Dalan telefon edip, “ Çoktandır ihmal ettik, vakit bulamadık, köşe yazarı ar kadaşlarla şöyle bir dolaşalım!” dediği zaman başımıza gelecekleri biliyor duk.
İstanbul'da neler yapıldığını gözü müze sokarcasına gösterecek ve de gözümüzün içine baka baka, içinden bile olsa, “ Şunları gör de ondan son ra beni eleştir!” diyecekti...
Salı günü, sabahtan akşama kadar öyle oldu.
-B
ELEDİYE Sarayı’ndaki bilgi işlem merkezini gezerken Dalan, “ Bak bakalım, buna ne diye ceksin?” der gibiydi...Mesela Avcılar’da bir sokağın adı nı vereceksin, o sokakta, ya da mahal lede kaç ev, kaç ağaç, kaç metre du var; kaç çit, kaç elektrik lambası var ekranda görülsün, o sokâkta evi olan Mehmet Efendi’nin ne malı, mülkü ol duğu okunsun!
Dalan, bir mezbele, bir rezalet olan Eminönü Hal binasının yerinde şimdi yeller eserken mahkeme kararıyla ayakta duran yarı yıkılmış köhne bina ları “ Hukuki anıtlar!” diye diye göste rirken bitmek üzere olan Eminönü alt geçidi için “ Buna ne diyeceksin?” der gibiydi...
Hele hele Haliç’in sularını temiz leyip Karadeniz’e gönderen Yenikapı arıtma tesislerinin önünde Dalan’ ın keyfine diyecek yoktu...
Belki dünyada ilk defa, arazinin du rumu nedeniyle beş katlı tesisi beşinci kattan başlayıp yerin dibine nasıl göm düklerini anlatırken, "Bakalım buna ne diyeceksin?” der gibiydi...
“ Ya bu pis sular, Karadeniz'e çık mayıp da Boğaz’da kalırsa ne olacak?” denildiğinde, “ Bunu kim derse onun alnını beş defa karışlarım, hem de bi limsel olarak karışlarım” derken ne ka dar da kendisinden emindi.
Dalan'a göre Karadeniz’e 10 tane akarsu dökülüyordu, onunun da suyu tatlıydı, o halde Karadeniz’in suyu ne den tuzluydu? Çünkü Akdeniz’den, Marmara'dan Karadeniz'e alt akıntı vardı, işte şimdi Haliç’in pis suları da bu alt akıntıyla Karadeniz'e çıkacaktı... r i m ŞTE yeni Hal burası, işte bit
mek üzere olan metro, işte ye-
L-_ J
ni yapılan otogar...Metronun rayları döşenmişti, otogar bitmek üzereydi, Topkapı'daki o rezalet sona eriyordu, ya yeni Hal bi nası...
Nerede o Eminönü’ndeki pislik, nerede buradaki düzen ve temizlik...
ALAN bunların hepsini teker teker gösterip, sanki otobüsle turist gezdiren rehberler gibi
OOO, bu iş burada bitmezdi.., Daha Haliç kıyıları dolaşılacak, --- pis suların nasıl aktığı görüle cek, Eyüp'teki kazıklı yoldan Silahta- rağa tarafına geçilecek. Hayvan borsa- sının sinemacılara film platosu için ve rileceği, mezbahanın Sanat ve Kültür Merkezi olacağı müjdelenecek, oradan Okrr.eydanı'na çıkılıp Perşembepaza- rı esnafı için yapılan 4 bin 500 dükkân- lık Per-Pa merkezi gösterilecek, bura nın yüzde 45 hissesinin belediyenin ol duğu belirtilecek ve Dalan, hepsini bir bir anlatırken de, “ Hadi bakalım bun ları da yazın!” diye şöyle birdoğrula- caktı.
Hele Tarlabaşı, o perişanlıktan
O
RADAN Kuruçeşme kömür de polarının yerinde yeni yapılan --- parklar!Buranın, Dalan'ın anılarında bir başka yeri var.
İstanbul’un belediye başkaların dan Şehremini Cemil Topuzlu’nun anı larını nâmüsait bir yerde okurken bir de ne görsün...
Adamın biri burasını kömür depo su yapmak istemiş, Topuzlu izin ver memiş, adam gidip Damat Ferit Paşa dan izin almış ve buraya kömür depo larını dikmiş...
Ya öyle mi?
Sadrazam Damat Ferit Paşa izin verirse, damat olmayan Cumhuriyet çocuğu Dalan da yıkar!
Ve yıkmış!
RNAVUTKÖY, Sarıyer kazıklı yollan, Büyükdere'den tekney le karşıya geçtik, Beykoz'da
E
D
elinde mikrofon durmamacasına ko nuşurken, Çetin Altan bile pes ediyor, “ Sayın Başkanı dinlerken, susmaktan boğazım kurudu!” diyordu.
Abraham Paşa Korusu, Kuzguncuk'ta Fethi Paşa Korusu, hepsi halka açıl mış, Üsküdar Meydanı pırıl pırıl, he le Harem sahil yolu, bir başka gü zel, Kadıköy sahil yolu Bostancı’yı aşıp, Küçükyalı’ya dayanmış, daha da gidecek...
1 VET, Dalan “ Bunları da görün!” I diyordu.
-> Elbette bunları da görmeliydik, elbette bunlarla mutlu olup, övünme- liydik, kimbilir görünce mutlu olacağı mız daha neler de vardı.
Ama bunları bize gösterirken, haklı olarak iftihar eden Sayın Dalan, Boğa ziçi’nin haline de bir tavır koymalıydı, önü ve arkası inşaatçıların insafına terk edilen Boğaz’ın o doğal güzelliği ni bir daha yerine koyabilir miydik?
Dalan ın yaptıklarını, gerçekten se vinilecek, mutlu olunacak şeyleri akıllı ve paralı ve cesur bir belediye başka nı yapardı, işte Dalan yapmıştı...
Ama o Boğaz’ın Allah vergisi gü zelliği bir daha nasıl yerine konurdu?
Bizim söylemek istediğimiz buy du...
Hele hele yeni bir Boğaziçi imar af fı teklifi Meclis'e verilmişken...
“ Ben bu şehrin Belediye Başkanı- yım, Taşkışla’nın otel yapılmasına da karışırım, duvarında İncir ağacı çıkma sına da..." diyen Sayın Dalan’ın, Boğaz için söyleyecek bir, iki lafı, koyacak bir tavrı olmalıdır.
Hele, seçim, Dala için, artık bir amaç değil, bir araç haline gelmişse
Köşe yazarları
İstanbul'un Başkanı için
ne düşünüyor?
Sevgili
okuyucular,
değişen
İstanbul ve
O’nun
Başkanı
Bedrettin
Dalan
hakkında
yazılanlar
kuşkusuz
bunlardan
ibaret değil.
Taktir
edersiniz ki,
yazıların
tamamını
derleyip,
sınırlı bu
sayfalara
sığdırmak
mümkün
olmadı.
Bilginize
saygıyla
sunarız.
id a l a n
■ Ama olsu" makuS lallf"' mazıslncJe yalıyor
r J m °alan' ° ™ ek fi", eskilen yermeye ge
m,S12«' ya
EmınonumevcU ^ h®P 9°rmeyealış-
sa!an bir
göbekli ya aI
kT T 3 ha,Ka domates I
,eden bir
kaim ensell .
Y meydanını kat- 1
Türkiye’nin en bakım*'m
aÎnya?ımıZ:
En ^mal edilmiş ş e h r i * StanbuL
Var mı
Kıra?,
Olan? ' StanbulS Â m ?,,f| e" e/ ian.ep duyarcfıi< _
5 y,,a sığdırılan
hızm ÎTe^ h''^ 9°rduk Çunkı
I misina?
,y' m
an,3f. kim farkeder bilir
j 5 yıldıi 9elmemş‘'b“,P* s ı uya5ai'an' Tör%<>Ve
t e r » ™
Kra,m7
1
0,f “ k
İstanbul'u9° 'un Bakallm.
lamya-|,afı sezemiyoîue Çl * vaşat,l5l" w için farkın*.
Dalan, bize “güzellikler”
l,
H ' e n
bir vak’a i âdi
h
Hiz-
°ysa biz,
çirk in lik li! 1 9 ,SunmuŞtur.
¡ s * « « » »
,
d'
y° dönüp geçmişi kötüleme-
° a,a"' <*
*
(katiller kimdir?”
esıne mbsaade eden
Sormadı.
1
Sadece önüne paktı.
I H y a r pa'" <le" t,0s'™ k a' » m arkadaşla,,*,
l ! İ P p ^ f m
! 'y c r l ‘ ' ,'inka,ş's ™ finler
^
S
öyteyeyim;
i ı J
r
i s
S
S
S
—
c 0na omur boyu rey v e rm Z
diği
h iZ m e <'I
Evet.
y
y ermemize yetenidir ,.
Reyimi Dalan’a vereceâim ”
.
Müsaade buvnm Ran'
"71'
|rcy"*n ibare, değilde
,eyım * sac(ece
“1
Yılm az Ç e tin e r
DALAN'DAN BİZE KALANLAR!..
AŞBAKAN özal, Ankara’da milletvekillerini Anayasa de0lşikllöl için topladı ya... A ynf gûn, İstanbul Belediye Başkanı Dalan da ga zetelerin köşe yazarlarına şehri dolaştırıyor, yaptık larını gösteriyordu...
Herhalde günlerdir, sîzler de değerli arkadaşla rımızın sütun sütun İlgi çekici gözlemlerini okumuş sunuzdur!.. Onların değerlendirmeleri ile kendi de ğerlendirmelerinizi kıyaslamışsınızdır!..
Ve görmOşsOnûzdOr ki; İstanbul Belediye Baş kanı Dalan, bugüne kadar seleflerinden hiçbirine na sip olmayan bir ölçüde köşe yazarlarının övgüleri ne mazhar olmuştur...
Bakınız Çetin Altan dostumuz nasıl çoşmuş!..
“Açık seçik ve net söytttyonım kİ Bedrettin Bey bir delidir.
öpülesi bir delktir. Belki İlkeldir, belki delildir.
Ams ne yspmslı kİ, Türk tsrlhlnln az tanıdığı ka dar büyük bir adamdır.”
Peki ama. Anavatan Genel Başkam’nın neden se artık hoşlanmadığı... Ve zaman zaman kıyasıya eleştirdiği... Onların da özal’dan geri kalmadıkları. Çoğu kez yaylım ateşine tutup hırpaladıkları köşe yazarları nasıl oluyor da, yine Anavatan kurucusu, İstanbul’da Belediye Başkanı Dalan için böylesine destan gibi övgüler yazabiliyorlar?..
Demek yazarların amacı İlle muhalefet değil, bir takım hizmetlerin görülmesi olayıdır...
G
EECLİM Dalan’la yaptığımız İstanbul gezisine. Arkadaşlarımızdan birinin a tla d ım veya önemsemediğini bir başkası yazdı... Bize de pek bir şey kalmadı...Ama doğrusu ya;
—Peki, S*y»r\ Dalan dışarıya olan belediyenin
borç!acını nasıl Ödeyeceksiniz?.. Bunlann yekûnu ne dir?.. sorusunu biz sorduk...
Dalan saO elini ensesinden atıp arkadan saçla rını okşadı ve sonra rahatça cevap verdi:
—Dış borcumuz 1 milyar dolar... Bunun 500 mil yonu kullanılmış durumda, oartye kalanı İse zama nı gellnca kullanılacak... Faîzlar ortalama vüzde 4, süre ortalama 25 yıl... Nasıl Ödeyeceğiz?., örneğin,
4,
İstanbul'da ayda 100 kllomatrellk au borusu döşe niyor, böylece au kaçığı önleniyor ve üstelik au pa rası tahsilatı yapılması kolaylaşıyor... Aynca, yap- sat yönetimiyle inşa edilen Perşembepezan bina lan var... Yüzde 45'l bizim... Değeri 600 m Uyan geçiyor... Daha birçok yerimiz ear böyle... Kısacan belediye nin borçlannı ödeyecek gelir kaynaklan sağlam...
♦ ★ *
OĞUK hava tertibatlı, konforlu otobüsün için de, yaklaşık 10 saat geçirdik Dalan'ta... Ge-— J nel Sekreter Atanur Ofluz da zaman zaman
TENCERE
Necati /IN C İR K İR AN
Yeni bir
İstanbul doğuyor
D
ört yıl kadar önceydi. Bedret tin Dalan kolları sıvamış işe Ha liç’ten başlamıştı. Eminönü, Unkapa- nı, Cibali, Fener, Balat, Eyüp ve Per şembe Pazarı, Kağıthane, Sütlüce yı kımları gündeme gelmişti..İşte o günlerden birinde gazete lerin başyazarları, köşeyazarlarına İs tanbul’da neler yapılacağı anlatı lıyordu.. Dalanla birlikte otobüsle şehri gezmiştik.. Öylesine büyük ve görkemli projelerden sözedillyordu ki doğrusu ağzımız açık kalmıştı.. Her kesin kafasına bir soru takılmıştı: Acaba?
Önceki gün, Bedrettin Dalan, ay nı ekibi toplayıp aynı geziyi yaptırdı. Dört buçuk yılda İstanbul’da neler ya pıldığını gösterdi.
Sözde gazeteciyiz, sözde İstan bul'uyuz ve bu memleketin çocuğu yuz ama neler yapıldığını bil miyoruz!..
Sabah dokuz buçuktan akşam yirmiye kadar süren gezimiz sırasın da İstanbul’da yapılanların tümünü görebilmek elbette mümkün olmadı. Yalnız görebildiğimiz kadarıyla 2500 yıllık bu şehrin tarihi boyunca böyle sine bir imar faaliyetinin içine girdi ğini hiç tahmin etmiyorum.
Sakın yanlış anlaşılmasın!.
Ne Dalan’ın bizim övgümüze ih tiyacı var, ne de bu geziye katılan ya zar arkadaşlarım hatır gönül İçin ya zı yazacak cinsten insanlardır. Gör düklerimiz herkesin gözünü kamaş tıracak boyutta büyük işlerdir. Bu şe hirde yaşayan kişiler olarak bize he yecan veırniştir, umut vermiştir..
Haliç Projesi, Dalan’ın hakikat
haline gelen rüyası olduğu için gezi
ye oradan başladık.. Dört yıl evvel Emlnönü’nde ilk kazma vurulduktan sonra; Bayrampaşa'da modern, yeni hal binasının da temeli atılmıştı. Seb
ze ve meyve hali bu yeni hale taşın mış, İstanbul'un merkezi de bir mez- belelelikten kurtulmuştu. Yeni hal Avrupa standartjarınauygun şekilde inşa edilm işti. İstanbul’un batı yaka sının İhtiyacına fazlasıyle yetiyordu. Şimdi önün yanında kuru sebzeciler İçin bir hal yapılacak.
Halden dönerken Topkapı’daki tüm otobüs garaj ve yazıhanelerini İçinde bulunduracak Ötobüs term i nali inşaatını gördük. Burası da İstan b ul’a yakışır bir terminal olacak.. Ve terminale Metro da uğrayacak.. Sade ce oraya mı Atatürk Hava Limanına da..
Metro ile ne kadar İlgiliyiz?
Çalışmaların ciddi şekilde İlerle diği İstanbul Metrosunda Vatan Cad desinin altında bir de Metro İstasyo nu gördük.. Hemen hemen bitmiş gi bi..
Yeni Emniyet Müdürlüğü binası nın altındaki İstasyonun adı da “ Em niyet” .. Güzel yapılmış.. Rahat, mo dern, uygar.. Duvarlarında Kütahya çini m otifleri var.. Raylar döşeniyor.. İlk etapta Aksaray-Ferhatpaşa arasın daki 8.5 kilom etrelik kısım tamamla nacak.. Raylı ve çift hat olarak.. Bu yıl sonuna kadar 7 İstasyonu kapsa yacak İlk aşama tamamlandıktan sonra işletmeye açılacak.. Metro va g o n la rı peyderpey g e liy o r. Ferhatpaşa-Ataköy ve Yenikapı Ata köy kısımları ise 1991’e kadar İşlet meye girecek.. Bu metro ilerde Ana dolu tarafını birleştirecek tüpgeçitle demiryolu İte bütünleşecek.. Metro çalışmalarını izlerken Dalan keyifle niyordu:
—Belediye, Dalan olayı değil, di
yordu.. Biz kibriti çakan irTsan olduk.. Bu meşale artık sönmez..
Yarın gezim ize devam edeceğiz..
î îs
Şenlik
Yalcın PEKSEN
Yeni İstanbul
birlerle beraber oldu, tamamlayıcı bilgiler verdi, top hazırladı!..
Belediye Başkanı Dalan bir turist rehberi gibi elinde mikrofon anlattı anlattı...
— Vatan Caddesl'ndekl metronun emniyet letac- yonu *e duvarlarındaki mavi çiniler yarin altında na güzel bir gOrtlnlUydül.. t kilometrelik metronun he
men hemen yansı bitmiş gibiydi)..
Yani hal binası, yani BabıalI, İkitelli ve civar yol lar, terminaller, arlık efeaneleşen Mavi Haliç... Tır- labaşı Buhran... Emlnönü'nde yeraltı geçidi... Kon ser salonu, Sanyer, AmavutkSy yollan... Pis sulan, artıklan, lazımlan parçalayan, tamlzteyen kolektör- ler İstanbul'un bugünü ve yannı İçin yapılmış antsa asarlar...»
★ * ★
ELEDİYE Başkanı bunları gösterir ve anla tırken...
—Acaba niçin, kaç samandır belediyelerin harcamalan enflasyon nedeni deŞfldir diye kendi sini savunuyor... Asıl enflasyonun kendisine ve İs tanbul’a na kadar pahalıya mal olduğunu niçin he saba katmıyor? diye düşündük...
Zira Dalan, gezi sırasında da aynı konuyu İzah etmek gereğini hissetmişti... Evet, öyle ya... 1 tril yon harcayacağı köprü, enflasyon olmasaydı belki 500 milyara çıkacaktı... 300 milyara çıkan yollar her halde 150 milyara yapılacaktı... Para değerini kay- betmeseydl böyle olmayacak mıydı?
Dalan’ın meseleyi, İthamları niçin böyle karşıla- madıflını anlamak gOçl..
_ ★ * ir
İR başka husus, otobüsle giderken de yaşa- dıflımız trafik... Trafiğin tıkanıklığı... Dalan, --- galiba bunu, yolları genişletmekle çözecefll ne İnanmış!.. Yıkıyor, yontuyor, kesiyor!..
Halbuki, 7 milyonluk üstelik hayli dağınık şehir de nokta gibi kalan 300 polisle trafik akışını sağla- ,mak mümkün olur mu?.. Cin gibi akıllı Dalan bunu görüyor da niçin traflfll hâlâ belediyenin yönetimi ne katmıyor?.. Veya bunu yapmayı ağıra alıyor?.. İs tanbul Beledlyesl'nln zengin İmkânları İçinde belki 1000, belki 1500 trafik polisi herhalde yıkıma sarfa- dilerek paradan daha ucuza araçların akışım sağla maz mı?
Biliyoruz, kolay değil, Belediye Başkanı dostu muz sevgili Dalan'ın İşi!.. Yaptığı fevkalade önemli eserler de ortada.. Ama öte yandan, şikâyetler, haklı haksız İddialar ve davalar uzayıp gidiyor... Boğaz’ın gözelim yeşillikleri arasından bir de bakıyoruz ko ma halinde villalar fışkırıyor!.. İki de bir değişen plan lar nedeniyle pek çok kimse hangi arsa sağlam, hangi ev yıkılmaz, başına bela çıkartmaz bilemiyor! Hatta acı bir esbrl vaoılıvor simdi çoğu yerde...
"Romanya’da kadının, Karadeniz’de gemin, İs tanbul'da tapun, olmasın" diye...
Belediye Başkanı Dalan’ı bize 10 saat boyunca gösterdiği, unutulmayacak hizmetler, eserler nede niyle kutluyoruz...
İ
stanbul Anakent Belediye Başka nı Bedrettin Dalan,gazetelerin kö şe yazarları için bir İstanbul gezisi düzenledi. “ Fırsat bu fırsattır" deyip İstekle katıldım.
Bu kadar istekli oluşumun nedeni vardı: Doğup büyüdüğüm bu kentte son zamanlarda iyice yabancılık çek meye başlamıştım. Çok iyi bildiğimi sandığım yollara sapıyor, ansızın kendimi bambaşka bir yerde bulu yordum. İşte fırsat bu fırsattı. 500 kü sur yılın İstanbul’unu birkaç yıl için de tanınmaz hale getiren Başkan’ın önderliğinde kenti yeniden öğrene bilirdim.
Gerçekten de öyle oldu. Sabahtan akşama kadar süren bu-gezi sırasın da yabancı bir kenti dolaşıyormuş duygusu içinde İstanbul'u yeniden öğrendik.
Geziye başlamadan önce gazete cilere Belediye Sarayı'nda bir brifing verildi ve havadan çekilmiş bazı film ler gösterildi. İstanbul havadan çok güzel görünüyordu. Kısmet olur da bir gün uzaya falan yerleşirsek, İs tanbul’un tadını çıkarabileceğiz de
mekti..
Sonra Haliç’in “ Altınboynuz” ol duğu dönemlerden, Lale Devri'nden vs. gravürler izledik ve en sonunda sanıyorum ‘ ‘kanalizasyon ” , devrine geldik. Yıl 1984.. Filmdeki İstanbul artık dökülüyor. Bu filmi al, 2. Dün ya Savaşı -sonrasında Nazi Alman
ya’sı diye göster, herkes yutar.. Ne ki, tam bu tarihte Dalan dev reye giriyor. Ekranda önce mavi göz leri, ardından greyderleri görülüyor.. Dalan filmi bizzat seslendiriyor. “ 5000 bina, 622 fabrika yıkıldı. 400 bin İşçilik bir hareket yer değiştir di. 3500 km yeni su borusu, bil mem kaç kilometre kanalizasyon borusu döşendi. 52 bin sokağın altyapısı ve üstyapısı tamamlandı.. Bazıları tamamlanmak üzere..” vs.
Filmlerden sonra Belediye Sara yı'nda kompüterize edilmiş bir bölü me geçiyoruz. Bu bölümde İstanbul’ un 52 bin sokağı bütün bilgileriyle elektronik beyine kaydedilmiş bulu nuyor. 1 milyar liraya malolan bu sis temin yararı ne? Dalan’a göre, “ kenti avucunun İçine almak.." Bir örnek veriyor, “ Her şeyi bileceğiz, diyor, mesela İstanbul’da 65 yaşın üstünde kaç kişi yaşıyor veya 18 yaşın altında kaç kişi v ar.” Bunlar bilinebilecek..
Peki ne işe yarayacak bu bilgiler? Hiçbir fikrim yok ama, sanırım “ Ben Bilirim” türü bir yarışmada işe ya rayabilir..
Belki verilen örnek biraz yanlış.. Bu sistemin yararı çok aslında.. İs tanbul, arsalarıyla, evleriyle, parkla rıyla, insanlarıyla, ağaçlarıyla, hatta elektrik direkleriyle bile kayda geçi riliyor ve arandığında bulunabilir hale geliyor. Biliyorsunuz, İstanbul bir sü redir “ kayıptı..”
Bu bilgileri aldıktan sonra otobüsle gezintiye çıkıyoruz. Bu gezi çok uzun.. Değil bir köşe yazısının, bir di zi röportaj boyutlarını bile aşar. Kı saca özetleyelim:
Haliç kıyılarında “ İstanbul’u din liyoruz gözlerimiz kapalı” ve koku dan burnumuzun direği kırılıyor hâ lâ. Fakat burnumuzu kapatıp gözle rimizi, açınca güzellikleri görüyoruz. Yani İstanbul’u Orhan Veli’nin yön temi ile dinlememek gerekiyor artık. Yerebatan Sarayı, Yenikapı’daki
deniz otobüsü terminali, surlar, ye ni hal binası, yeni otopark inşaatı,
metroya ait kapalı bir yeraltı istasyo nu, Haliç’in temizlenmesine yarayan Cibali çekiş ağzı, Eyüp kazıklı yolu, Perpa (Perşembe Pazarı olarak ku rulan dev tesis), Tarlabaşı Caddesi, Boğaz yolları, B&ykoz Korusu, Fet hi Paşa Korusu, Üsküdar Meydanı, Harem sahil yolu, Kadıköy-Bostancı- Pedik sahil yolu geziliyor..
Hepimizi şaşırtan dev projeler bunlar. Kimi bitmiş, kimi bitmek üze re. “ Ali’nin külahını Vell’ye, Veli’- ninklnl Ali’ye giydirerek’ bu işleri başarmış olan Dalan gururla herbi- rinin öyküsünü anlatıyor..
Bu işlerin sadece yapılmasıyla de ğil, nasıl yapıldığı ile de ilgileniyor sanız, Dalan’ın anlattıklarından bir iki öykü aktarayım, örneğin Haliç kolek- törünün doğuş öyküsünü şöyle dile
getiriyor Başkan:
“ Krlstof Kolomb’un yumurtası gibi bir şey oldu. Bir gece otur dum, düşünüyordum. Birden “ Eu- roka” diye sıçradım yerimden. Bulmuştum. Haliç’in suyu 80 gün de bir devridaim yaparak temizle necekti.”
Kimbilir belki bu buluşu ilerde, Ar- şimed’le birlikte anılacaktı.
Kuruçeşme’deki kömür depoları nın kaldırılmasının öyküsü de ilginç: "Bir gün (ayıptır söylemesi) dar zamanlı bir yerde Cemil Topuzlu Paşa’nın anılarını okuyordum. Za
manım az olduğu için bir sayfa okudum. O sayfada da tesadüfen
&
kömür depolannı anlatıyor Topuz lu. Burasını, bir Ermeni kömür de posu yapmak istiyor. Fakat kendi si izin vermiyor. O zaman Ermeni gidiyor, sadrazamdan izin alarak kömür depolarını kuruyor. Bunu okuyunca kararımı verdim, gittim kömür depolarını kaldırttım.”
Beşiktaş’tan Boğaz yönüne girer ken yine anlatıyor Dalan; "Burası et deposu idi. Kesik etler Boğaz’ı gü zel seyretsinler diye buraya kon muş herhalde.. Kararımı verdim, yeşil alan olacak..”
Çırağan Sarayı’na doğru yol alır ken, yüksek duvarları görüyor deniz tarafında; “ Atanur” diye otobüsün içine doğru sesleniyor (yardımcısı Atanur Oğuz’a), “ Şu duvarları da yıkalım yahu..”
“ Arıtma tesislerinden gelen su lar Boğaz’ı veya Karadeniz’i kirlet meyecek mİ?” sorusuna Başkan’- ın yanıtı: “ Hayır kirletmeyecek. Hangi bilim adamı kirletiyor diyor sa, onun alnını 5 defa karışlarım..” Peki bu değirpıenin suyu nereden geliyor? BaşkarVın söylediğine göre belediyenin bu işler için yaptığı dış borç 980 milyon dolar.. Nasıl ödeye ceğiz bu parayı? “ Kolay” diyor Baş kan..
"Bu borcun 25 yıl vadesi var. Yılda 40 milyon dolar geri ödeme, 40 milyon dolar faiz.. Toplam 80 milyon dolar mı? Bunlara karşılık elimizde 2 baraj, bir metro, iyi bir İçme suyu şebekesi İle günde 500 bin metreküp fazla su satışı imkâ nı var.. Metreküpü bin liradan 500 milyon lira, yılda 150 milyar eder.. Bunun 50 milyarı masraf desek, 100 milyar lira ile bu borcu rahat ça ödeyebiliriz."
Yani İstanbul’un geleceği günlük güneşlik. Su satıp borç ödeyeceğiz.
Galiba İstanbul’a böyle bir başltan lazımdı. Nasıl ve ne pahasına yapıl mış olursa olsun, Dalan’ın elde etti ği sonuç çok başarılı.. Çekilenler bir gün nasıl olsa unutulur..