A SIN h a y a tım ızın en' m ü- ft M him çehrelerinden birini, Se- d ad S im avi’yi k ay b e tm iş ola ^ r a k girdiği m iz 1954 yılının başında, yazı ve fik ir h a y a tım ızın p ek kuvvetli iki şahsiyetini, yâni İsm ail H abib ile A bidin D av 'er'i k a y b e ttik . A cım ız derin olduğu k a d a r m em lek et h esab ın a zıyaım ız da biîıyüktür. Ç ünkü, ikisi de gen çlik ten u za k la şalı yı 1ar geçm iş o lm akla be rab er, g e re k İsm ail H abib Sevük ge re k  bidin D av’er k alem lerin in b ü tü n k u d re tin i ve ze k âların ın te k m il ca n lılığını ve p a rla k lığ ın ı m u h a fa z a eden geniş b ir bilgi ve g ö rgüye sahip iki ü sta d idiler. Ve biri, dün k a y b e ttiğ i m iz A bidin D av’er, İsm ail H abib’e n a z a ra n b iraz -daha y aşlı o lm a k la b e rab e r, en genç k alem leri h a y ra n ede-İS
cek b ir ve'O tluğa, y o rgunluk nedir bilm iyen b ir yazı kabiliy etin e m alikti.
H er ikisini de m u h a rrirlik h a y a tım ın başlangıcında, f a k a t Abidin D av’e r ’i H ab ib ’den evvel, hem de çok d a h a y a la n d a n tanıdım . İk incinin d a h a ziyade okuyucusu ve benim çok alâk alan d ığ ım şeylerden v u k u fla b a h s e ttiğ i için sa d ık okuyucusu olu şum dur. Âbidin D av ’e r ise sayısız m ak alelerin in çoğunda benim ta m a m en yabancısı bulunduğum ş e y le r den b a h s e ttiğ i için an c ak gündelik o la y ları ele a lan f ık ra la rın ı o k u r dum. Şu k a d a r ki, a sk e rlik ve deniz cilik bah islerin in pek âlim m u h a rri rine k a rş ı b ir okuyucu m in n e tta rlı ğım o lm asa dahi, insan Âbidin D av’er’e k a rş ı derin b ir m innetim vardı. Ç ünkü (C u m h u riy et) g az
ete-üiadc m u h a rrirlik le başlanm ış bir yazı h a y a tım d a kendisini o gazetede Y azı İşleri M üdürü o la ra k tan ıd ım ve bu s ıra d a kendisinden ebediyen u n u t- m ıy acağ ım b ir alâka, him aye ve te ş vik gördüm . Bu alâk a n ın son bir eserini, iki ayı bulm am ış b ir zam an önce, fasik ü l halinde çıkm ağa b s s 't- y n B iy o g ra fy a K am u su m a b ir f ık ra sını ta h sis etm ek le g ö sterm işti. K a m usum un ikinci fasikülünti sunm ak için bir k a ç k ere (C u m h u riy et) ida- reh nesine u ğradım , her sefer de ken dişini b u la m ıy a ra k «Bir iki giin son r a y ne veür, elim le ta k d im ederim diye döndüm . A celesi yok, diyordum . H a tâ im iş: Onu gö rm ek için çc ., çok acele etm eliym işim .
Bunu üç gün önce, sabahleyin elim e verilen g a z etey e göz a ttığ ım an d a anlayıverdim , şa şırıp k a lıv e r dim.
B ü d ik ler ve sevtlon’er h a lk a sı nın g ittik ç e seyreldiği bu o rta y a s lılık cağında, Â b’din D av’e r ’in ölü mü beni en çok m ü te essir eden ölüm lerden b 'ri oldu. F a k a t bu yazıyı şah sî b ir m atrnnûı ifadesinden ziyade bu iki k ıy m e tli m u h a rriri kısaca da o 'sn a n la tm a k ve h a k la rın d a b ir k ıy m et h ükm ü verm eğe çalışm ak üzere yazd'& ım a göre, kalem ini k ırıp biz den d ah a önce ay rılan tsm ail H abib- den d a h a evvel b ah setm ek lâzım .
Abldin D av’er, İsm ail H abib gi- bi ü s'û p sahibi ve s a n a tk â r değildi. İlham ım da, h a rp ve denizcilik m ev zu ları dışında büyük b ir d ik k a tle .ta kip e ttiğ i g ünlük o la y lard an alırdı. B ununla b era b er p e k tem iz ve canlı
nir lisanı v ard ı ve v a ta n ın ı a ş k la se ven b ir insan olduğu için, ta rih im i zin büyük ve şerefli g ünlerinden b a h sederken çok k u d re tli ve te sirli b ir üslûba e riştiğ i de olm az deği’di. H a y re te lâ y ık b ir k o la y lık la ve üşen m ek bilm eden, bezginliğe b ir gün ol sun k ap ılm a d an y azdığı y azılar, c ilt halinde toplansa, belki b ü tü n b ir k ü tüphaneye sığm az. E ğ e r ölüler ebe diyen yok lu ğ a k a rışm ıy o rla rsa , ru h î yazı y a z m a k ta devam edem em ekten ve yeni yazı’arın ı basılm ış g örem e m e k ten ebediyen m u s ta rip o la ca k tır. En salâh iy etll olduğu s a h a ise de nizcilik bahisleriydi. Bu sebeple de, m alûm olduğu gibi kendisine (Sivil A m iral) lâ k ab ı v erilm işti. H a ttâ , b u n a azıcık istih za k a ta n la r d a yok değildi. K aldı ki, bu istih z a y ı y a p a n la rın p ek h ak sız o lduklarını b ir gün şahsî bir tecrü b e ile an lıy ac ak tım . H ayli zam an oluyor, Avcı S ultan M ahm ud devrinde m em leketim ize gelm iş b ir F ra n sızın , B inbir Geceyi a ra p ç a d a n fra n sız c a y a te rc ü m e eden G ılland’m h a tıra la rın ı (T a rih K u ru m u) ta ra fın d a n n eşre d ilm e k üzere
dilim ize çevirirken, denizciliğe a ît bazı ıs tıla h la rı ve sözleri anlıy am a- m ış, b u n la r için p ek m a lû m a tı b ir k aç su b ay ım ıza m ü ra c a a t etm iştim . İsted iğ im bilgiyi b a n a an c ak  bidin D av’e r verebildi ve p ek m eşgul b ir insan o lm asın a rağ m e n bu işe ta m iki sa a tin i k ısk a n m a d a n harcad ı.
E vet, h e r bilgisi geniş, hem k a l bi yüzü gibi güzel b ir insandı. E n zevkle h a tırla d ığ ım y az ıla rı ise, eski M eb u sat ve A yan M eclislerinin m ü za k ereleri h a k k ın d a eski (T asv iri E fk â r) d a n am ı m ü s te a rla çıkm ış m akaleleridir...
İsm ail H abib JJe A bidin D av’er'in y e rle ri ştiphe vok k i k o la y k olay dol- m ıyricaktır. Kenâi'erip«K?n fik ir h a y atim iz ıç ip 'ii' hEi. çöü Jıiz m e t b ek le n irken ölüm leri ise ö rte ri ta n ım ış ve sevm iş obınlafrp ^kafblerinde husule gelen 4eıyiv''b»en>)eket n am ve h e sa bına bir d e m ve ıs tıra p k a tm a k ta , yazım ızm h a s ın d a 'd a dediğim iz gibi bu iki ö lü m ti'm em lek e t n a m ın a b ire r k ayıp 'h alin e so k m a k ta d ır. A llah h e r ikisine de ra h m e t etsin!