• Sonuç bulunamadı

Bir yıldönümü münasebetiyle:Ziya Gökalp hakkında

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Bir yıldönümü münasebetiyle:Ziya Gökalp hakkında"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bir yıldönümü münasebetiyle

Geçen gün sekseninci do­ ğum yılı kutlanan Ziya Gök- alpı ben de, 1310 da Selânik- ie yapılan ilk tiihal ve Te­ rakki kongresi öolayısiyle ta­ nıdım. 3u kongrede üyo ola­

rak bulunmadım, ittihat ve

Terakki birinci klübünün

baştanıydım; gazeteci idim de; iakai kongreye üye ola­ rak seçilmemiştim. Rahmetli, kongrede İttihat ve Terakki Partisi umumî merkezi üyesi olduktan sonra Selânikle ede biyaila uğraşan, gençlerle ta­ nışmağa, İttihat ve Terakki­ nin yaptırdığı okulda gece toplantılar is yapmağa başladı. İşio bu toplantılar bizi birbi­ rimize tanıttı.

Biz Selânikieki gençler,

bütün kalbimizle İttihatçıy­

dık amma sivassttsn bir şey anlamazdık. Bize «vatan için öleceksin» deselerdi, hepimiz ölmeğe can atardık. Şairleri­ miz, edlblerimiz vardı; fakat felsefeden anlayan tek arka­ daşımız yek tu. Türk olduğu­ muzu bildiğimiz halde Türk­

lüğün ne demek olduğunu

bilmezdik.

Edirneye, oradan da İslanbu- la geldim; burada kaldım.

Balkan Savaşı İttihat ve Terakki Umumî Merkezinin İstanbuia gelmesine sebep ol­ du. Umumî Merkez, Nuruos- maniye caddesinde şimdi bir özel okul olan binada yerleş­

yapıyı aldı, oraya yerleşti. Ziya, burada bir kitap odası kurmağa başladı. (Hak) gaze­

tesi yerine de, zamanın en

değerli dergisi olan (Yeni Mecmua) yi, yine Talât Muş-

kara'nm idaresinde çıkart­

mağa koyuldu.

YAZAN:

-rt-

££2J3

s

>

K Â Z ı M NAMİ DUR U

ti. Ziya, Küçük Talâta (Hak) gazetesini çıkarttırdı. Bu ga­ zetede Selânikieki (Genç Ka­ lemler) de başlıyan (Yeni Li­ san) meselesi, İstanbul yazar, ları arasında bir münakaşa konusu oldu. Bunu, ilmi bi­ çimde, Ziya idare ediyordu.

Balkan Savaşından biraz sonra İttihat ve Terakki U- mumî Merkezi şimdi (Cum- olan

Ziya, İstanbuia geldiği va­ kit ilk şiirlerini (Türk Yur­

du) na yazmağa başladı. O

vakit Yusuf Akçora Erkânı­ harp Yüzbaşısı olarak Çatal­ ca cephesinde bulunduğun­ dan Yurdu ben idare ediyor­ dum. Bir gün Ziya Yurda geldi. Bir gece içinde yazdığı uzun (Kızıl Elma) şiirini ver­ di; Yurdun o nüshasına, koy­

dum. i

(Serveti Fünun) şairleri,

yazarları (Yeni Lisan), (Hece Vezni) terasını tutmaktan ka

çmmışlardı; yalnız

(Fecr-i-Ânî) çilerden İsianbujdaki

Celâl Sahir, Emin Bülent’ , Se 1 Jânikieki arkadaşları Ömer Seyfettin, Ali Canib Yöntem ile beraberdiler. Ziya Gökalp, Selâniktenberi şiirlerini hece vezniyle yazmağa başlamıştı. ı Genç şairler de bu yolda o- nun arkasından yürüyorlardı.

Memleketini çok iyi bilen, tâ eski Yunanlılardan başlıya rak dünyanın bütün filozofla­

rını okuyan, hele sosyoloji­

nin önemini büyük kertesiy­ le anlayan Ziya, İstanbul Da­ rülfünununa İçtimaiyat Pro­ fesörü olduktan. Darülfünun

konferans salonunda amelî

içtimaiyat derslerine de baş­ ladıktan sor.ra Türk tarihi ü-

zerir.de dsrin incelemelerde

bulundu. Ona, bu yüzden

(Turancı) denildi. Ama hak­ sızlık edildi. O, Turanı ancak mânevi bir ülke sayardı. Bü­ tün emeli Türkiyemizin Türk çülük akimiyle her bakımdan

kalkınması gerektiğini pek

itrî a n l a m ı ş t ı .

Ali Canib Yöntem (Genç

Kalemler) i çıkarıyordu. Zi­ ya, bu dergiye yazı yazmağa başladı. İlk şiiri aruz vezniy­ le idi, başlığı da (Turan) dı. Son beyti:

»

«Vatan ne Türkiyedir Türk- lere ne Türkistan Vatan büyük ve müebbed bir

j

ülkedir: Turan!» îdi.

Ömer Seyfeddin, hatırımda

iyi kaldıysa (Cum'ai Bâlâ)

da bulunuyor, oradan (Genç Kalemler) e yazı gönderiyor­ du. (Yeni Lisan) başlıklı ya­ zısı, Ziyanın hemen dikkatini

çekti. Bu yazıyı dil bilgisi

bakımından olduğu kadar

sosyoloji bakımından da in­ celemeğe başladı.

O y ıl ortalarında Selanik Vilâyeti Maarif Müfettişi ol­

dum. Gündüzleri okuliarı

ieftiş eder, geceleri ittihat ve Terakki okulundaki toplantı­ larda bulunurdum. Arasıra,

taşraya gittiğim de olurdu.

1911 yılında teftiş daireme Edirne, Kosova vilâyetleri de katıldı. Edirneye doğru yola çıktım; Serez, Dırama, Dede-

ağaç sancaklarım dolaşarak

Birinci Dünya Karbi bit­

tikten sonra onu evinde zi­

yaret etmiştim. Türk ocağın- j dan bir arkadaş Ocağın siya­ sî bir parti haline girmesini istemişti de ben bunu uygun bulmamış, genç arkadaşları- ! mı bu fikrin aleyhine çevir­ meğe çalışmıştım. Cenabı zi­ yaretim, bu olay üzerine ol­ du. Rahmeli, şimdiki Türk Millî Talebe Federasyonu bi­ nasının yanındaki sokağa g i- 1

rildikten sonra sağa sapan

bir sokağın sağ tarafındaki

bir binada oturuyordu. Olayı ona anlattım; bana:

«Aman Kâzım Nâmi, Türk Ocağının siyasî bir parti ha­ line girmesi, felâketine sebep olur. Bak, ben memleketime

büyük hizmetler edebilecek ı

biri olduğum halde, vaktiyle siyasî bîr partide çalışmış ol­

maklığım yüzünden ne söz

söyüyebiliyor, ne yazı yaza­

biliyorum. Onun irin bütün

azminle Ocağın siyasî parti

olmamasına çalış» demişti.

Nasıl ki az sonra işgal kuv. vstleri onu da Maliaya sür­ düler.

Kendinden önce de, ken - dinden sonra da Ziva Gök­ alp derecesinde bir ilim ada­

mımız daha görünmemişiir.

Ona Durkheim'cı derlerdi:

halbuki o, Durkheim'ı meto­ duyla takip etmişti. Ziya bir

Türk sosyologu idi. «Nev'i

şahsına münhasır» dı. Bugün de, yarın da o, dünya çapın­

da bir âlimimiz olarak vic­

danlarımızda yaşıyacşkiır.

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi

Referanslar

Benzer Belgeler

Yükselen astronomi araştırmaları İbn el- Şâtır gibi bireysel olarak çalışan bilginlerce daha da ileri götürülürken, hem yönetici hem de astro nom olan Uluğ Bey

Malzeme- yi küçük miktarlarda ve yavafl yavafl elde etmenin bir di¤er yolu, uranyum izotoplar›n› iyonlaflt›r›p bir manyetik alan›n üzerinden geçirmek.. Ayn›

Hakiki bir üder ise, değişen şartlara uyum sağlayan kişidir.. Bu arada kendilerinin çok değiştiğini iddia eden iki

Hülasâ; Türk-İslâm Düşüncesinde Erzurum Sempozyumu, ala- nında uzman akademisyenlerin üzerinde iyi çalışılmış nitelikli teb- liğleri, güzel hazırlanmış program

第九條 本辦法限於總館使用,不及於附屬醫院分館。

Within this context, Lawrence and Joyce manage to step out of traditional lines in terms of the concept of hero in their works Women in Love and A Portrait of

Our study focused on the ability of artificial neural networks (ANNs) to discriminate which patients will die from metastatic choroidal melanoma within 5 years from brachytherapy..

Kurgan mezarlıklar, toprak üzerinde gözle görülen bir yığma tepe (tümülüs) ve toprak altındaki merkad olmak üzere iki kısımdan oluĢmaktadır. Kurgan