II. Abdülhatnid ve
Sir Henri Elliot
II. Abdülhamit şehzadeliğinin son senelerinde îstanbuldaki İngiliz Büyükelçisi Sir Henri Elliot’nun siyasî faaliyetlerini büyük bir alâka ile takip edi yordu.
Sadrâzam Mahmut Nedim pa şanın Rus taraftarlığı, general İgnatief’in gittikçe artan nü fuzu karşısında, İngiliz Büyük elçisi de Jön Türklük hareketini tutuyor ve bu münasebetle Ve liaht Murat efendi ile, memle ketin bazı münevverleriyle te maslar temin ediyordu.
Sultan Azizi tahttan indirme ye karar vermiş bir zümrenin İngiliz sefiriyle dostluk tesis et mesi manidar görünüyor ve bu temaslar, görüşmeler şüphe ile karşılanıyordu.
Veliaht Murat efendinin se firle tanışması bir yaz mevsi minde Üsküdarda vukubulmuş- tu. Sefirin kiraladığı bir yalıdan Veliaht o yaz denize girmiş, bu münasebetle aralarında bir ta nışıklık ve yakınlık hasıl ol muştu. O günlerde Gelibolu mu tasarrıflığına tâyin edilen ve bu vazifeye gitmek istemeyen Na mık Kemal de yalıya gelir. Ve liaht ile saatlerce konuşurdu.
Nihayet Mithat paşa ve arka daşları hal’ vakasını hazırla mışlar ve 29/30 mayıs 1876 ge cesi sabaha karşı Veliaht Murat efendiyi Osmanlı tahtına davet ve Abülazizi hal’ etmişlerdi.
Bu hâdise münasebetiyle İs tanbul ve vilâyetlerde günlerce şenlikler yapılmış, her tarafta yaşasın hürriyet, yaşasın Sul tan Murat sesleri duyulmaya başlamıştı. Yeni Velihat Abdül- hamit efendi payitahttaki bu hürriyet nümayişlerini takip ediyor ve bunları iyi alâmetler saymıyordu.
Saltanat değişikliği ile bera ber İstanbulüa İgnatieiin yıldızı dönmüş ve İngiliz Büyükelçisi nin nüfuzu hissedilmeye baş lanmıştı. Hal’ Abdülâzizin ölü mü, Çerkeş Haşan vakası gibi birbirini takip eden korkulu hâdiseler arasında V. Murat da bir asabi rahatsızlığa tutulmuş ve böylece vükelâ müşkül me selelerle uğraşmak zorunda kalmıştı.
Padişahın rahatsızlığı Os
manlI tahtında yeni bir deği şiklik yapılmasını zarurî kılı yor, Sadrazam Rüştü paşa ile, Mithat paşa bu mevzu etrafın da temaslara geçmiş bulunu-
nuyorlardı.
Veliaht Abdülhamit efendi bir taraftan Rüştü ve Mithat paşalarla, diğer taraftan ilmiye ricaliyle gizli müzakereler ya parken büyük rütbeli kuman danlara da haberler gönderiyor ve ayrıca İngiliz Büyük elçisinin de sempatisini kazanmaya çalı- şıyorrdu.
Sir Henri Eiliot hâtıralarında bu hususa temas ederek diyor ki: (Abdülhamit İngiltere sefa retinin muavenetini iltizam et mek ve devlet idaresine ait mütalâalarmdan beni haberdar etmek üzere hizmette bulunmuş ve itimadını kazanmış bir în - gilizi tarafıma gönderdi.
Ve bu vasıta ile, iş başına geçtiiğ vakit yapacağı icraattan, mesleğinin her suretle geniş ve hürriyetperverane olacağından, ahaliyi, matbuatı hür bırakaca ğından ve en baş maksadının da İngiltere devletinin delâlet ve nasihatma göre hareket et mek olduğunu bildirdi..
Nihayet vukuat, hasta bulu nan V. Muradın hal’ edilmesini ve Meşrutiyeti ilân etmek şar- tiyle n . Abdülhamidin tahta çıkmasını zarurî kılmıştı.
Yeni Padişah tahta çıktığı ilk günlerde, vaadlarım yerine ge tirecek hissini veren bir siyaset takibini tercih etmişti. Fakat bir müddet sonra, iki Padişahı hal’ etmek ve kendisini de şar ta bağlamak kudretini kendile rinde bulunanları bertaraf et me çarelerini aramış, Mithat paşayı memleket hudutları dı şına çıkartıp diğer şüpheli ri cali de devlet hizmetinden birer birer uzaklaştırmıştı.
II. Abdülhamit Türkiyedeki hürriyet taraftarlarının ve bi raderi Sultan Muradın muhibbi olarak tanıdığı Sir Henri Eiliot’ un da İstanbuldan
uzaklaştırıl-““““““ Yazan
Halûk Y.
Şehsuvaroğlu
masını istiyor ve Sefir ayrılma dıkça kendisini tahtında âdeta rahat hissedemiyordu.
Padişah nihayet bu arzusunu da elde etmiş, fakat Sir Henri Eiliot adından da, Mithat paşa, Rüştü paşa, Süleyman paşa ad larından olduğu gibi korkar ol muştu. H. Abdülhamidin kal binde Murat isimlilerin, Reşat isimlilerin uyandırdığı vehim gibi Eiliot ismi de heyecanlar uyandırıyordu.
Padişahın Eiliot ismine karşı duyduğu vehim ve alâkayı bilen Adliye Nazırı Cevdet paşa 1308 temmuz tarihinde Yıldıza gön derdiği bir tezkerede şu malû matı vermektedir: (Geçen gün madam Eiliot hakkında söz geç miş olduğundan o tarafa kulak tutmuş idim. Aldığım malûmata nazaran Dersaadet İngiliz Elçi sinin kızının kocası mukaddema
Dersaadet İngiliz Elçisi olan mahut Eiliot olmayıp hâlen Ati
na İngiliz sefaretinin kâtibi Eiliot imiş. Fakat bu Elliotun öteki Elliotla uzaktan karabeti varmış.
ni bizzat ihya maatteessüf mümkün değildir. Bu kanun yirmi sene evvel ve bugünkü Sultanın tahta çıkışı tarihinde konuldu. Mevzuu iki esasta mü talâa edilebilir. Birincisi mez hep ve cins farkı olmaksızın bütün Osmanlı tebaasının katî müsavatı, İkincisi bir Mebusan Meclisi teşkili ve maliye ile He yeti vükelâ üzerine tam bir kontrol konulması i'di. Eğer bu değişiklikler tamamen tatbik mevkiine konulmuş olsaydı tam bir inkılâp husule getirecekti.
Abülâziz bu gibi şeyleri işit mekten bile muarra idi. Onun için hal’ edildi, Muraddan bir kaç ay sonra Sultan Hamit tah ta getirildi. Gerek Mithatın ve gerekse müşavirlerinin politi kası Abdülhamidi Sultan inti habından evvel kendisinden ta- ahhüdat almaktı. Abdülhamit tahta çıkabilmek için kendisin den istenilen her şeyi kabul ve icrasını vâdetti. Fakat kendisini tahtında salim ve ayağının yer den kesildiğini hissedince ettiği tasvibatı taksir ve tâlile koyul du. İnkılâpçılar onu büsbütün kaybetmektense nakıs haliyle kabul ettiler.
Mebusat Meclisi içtima ve iki defa inikat etti. Bazan isnat olunduğu üzere gülünç bir k o Bu sırada aldığım malûmata
göre bu madam Elliotun pederi olan şimdiki Dersaadet İngiliz Elçisi sadedil ve kabaca bir a- dam olup pek de iş arkasında dlaşır adam değilmiş ve iş düşünmeye pek de vakti yok muş. Zira Beyoğlunda bir kızı sevip kapatmış, ondan başka bir şey de düşünmüyormuş. Hattâ bu sene yalıya naklede- meyip Beyoğlunda ikamet edi yor...)
Diğer taraftan Sir Henri El— liot da Âvrupada yaptığı neşri yatla Türkiyede Mithat paşanın kurmak istediği Meşrutiyet re jiminin muvaffak olamamasına teessüf ediyor ve II. Abdülha midin siyasetini tenkid ediyor du.
Daily Niyuz gazetesi 13 kasım 1896 tarihinde Türkiyedeki ıs lâhat teşebbüsleri hakkında mühim bir makale yayınladı. Bu makalede Sir Henri Elliotun bir mektubunun sureti de neş- lonuyordu. Makalede şöyle de niliyordu: (Her ne zaman Tür kiyede ıslâhattan bahsolunsa Mithatin Kanunu Esasisi hâtıra gelir. İstanbul muhbirimiz Mit- hatin kanununun yeniden me riyete konulacağı rivayetinin geniş bir surette yayılmış oldu ğunu bildiriyor. Mithatin kanu nu ne idi; Paşanın
kendisi-medi değildi. Herkes vükelâ ta rafım tutmadı. İslâmlarla, Hris- tiyanlar dostane iş gördüler.
Sultanin talep ettiği bir meb lâğın itası reddolunması üzeri ne Meclis ikinci inikaddan son-
bir daha toplanmadı. Mithat ?a, tahmin olunduğu üzere, kendi eserinin iskatmdan sonra çok yaşamadı.
O devirlerde İstanbulda bu lunmuş olan Sir Henri Eiliot geçenlerde bir kere daha Mit- hatın hüsnü niyetini müdafaa vc Avruparım o günlerde ıslâ hata karşı gösterdiği kayıtsız tavrı harekete teessüf etti. Mü- şarünilehy kemali emniyetle bildiriyor ki eğer Avrupa hü kümetleri Babıâlinin kanunu tebliğ etmek teklifini kabul et miş ve bu veçhiyle onun hakikî sıfatını tanımış olsaydı onların nüfuzu ile kanun daim ve baki kalırdı. Fakat maatteessüf 1876 İngiltere hükümeti Rusya aley hinde haksız bir suizannm mahkûmu idi. Mister Dizraili Rusya ile muharebeye meyyal idi. Fakat kabinesinde bulunan Lord Salisburi kendisine muka vemet etti...
Sir Henri Eiliot memleketine döndükten sonra da Türk Ka nunu Esasisinin ve Mithat pa şanın müdafaasını yapıyor, II. Abdülhamidi ve tuttuğu siyaseti tenkid ediyordu.
İstanbul Şehir Üniversitesi Kütüphanesi Taha Toros Arşivi